YAŞAYAN TARİH İSTANBUL
FATİH CAMİİ
tarihçesi
İstanbul’un fethinden sonra şehrin imarını ve bir yandan da kül türel konuları ele alan Fatih Sultan Mehmet, Molla Zeyrek ve Mol la Hüsrev gibi bilginleri görevlendirmiş, bu arada Fatih külliyesi- nin de aynı ilke ile temeli atılmıştır. Fatih külliyesi cami, mektep, kütüphane, 8 talî, 8 âli medrese ile imaret, kervansaray, tabhane, darüşşifa ve hamamdan müteşekkildir. Cami-i Cedid adı altındaki bu manzumenin vakfiyesinin her satırı İnsanî ve kültürel konular yönünden değerli birer örnektir. Öğretmenler, profesörler ve yar dımcıları ile darüşşifa ve hekimlere ilişkin olarak konulmuş koşul lar, bugünün konularındandır. Kütüphaneleri, imaretleri ve misa firhanesi de pek geniş bilimsel ve İnsanî düşüncelerin eseridir. Bun lar, ilk Türk Üniversitesinin ne kadar iyi düşünülerek kurulmuş ol duğunu göstermektedir. Civarında ayrıca Bazar-ı Sultanî adıyla bir çarşı, saraçhane ve benzeri bir ticari site vücuda getirilmiştir. Bu vakfın yaşaması için yapılan tesisler ise ayrı ve çok geniş bir konu dur. Camiin yapıldığı tarih, cümle kapısının iki yanında ve üstün de bulunan 16 satırlık Arapça kitabede görülmektedir. Yazı devri nin ünlü Hattatı Ali bin Sofî’nin güzel bir yapıtı olan bu kitabede Fatih’in Osman Beye kadar olan Ecdad isimleri de açıklanm ada dır. İnşa tarihi 1467-1470’dir. İnşaata 1467’de başlanılmış, 1470’de bitirilmiştir. Mimarı Sinan’üd din Yusuf bin Abdullah’tır. Kumru- lu mescidde gömülüdür.
Fatih camii plân yönünden âbidevî (Momümantal) tiptedir. Mer kezi kubbe, iki filayağı ile iki sütuna dayandırılmıştır. 1766’da şid detli bir zelzeleden harap olmuş, 111. Mustafa 1767-1771 yıllarında Mimar Mehmet Tahir Ağa eliyle ihya ettirmiştir. Depremde camiin şadırvan avlusuyla taç kapısı cephesi hasara uğramamıştır.
Bunlar-Derleyen: Cemil UZUNAKSU
¡1 Öz.İd.Eğt.ve Sos.İşi.Mel.
la diğer duvar kalıntılarından faydalanılarak mâbet ihya edilmiş tir. Şimdiki durumda merkezi kubbe dört filayağına oturmakta ve bunu, dört yarım kubbe çevrelemektedir. Yarım kubbelerin çevre sinde tali yarım ve tam kubbeler, mahfilleri ve dıştaki abdest mus lukları önündeki galerileri örtmektedir. Mihrabın son tarafından tür be yanından geniş bir rampa ile girilen Hünkâr Mahfili ve odalar bulunmaktadır ki, bunlar ihya sırasında yapılmışlardır. Bu arada şunu belirtmek yerinde olur. Sanıldığı gibi cami, tevsi edilmiş de ğildir. genişletilmemiştir. Minarelere gelince; Şerefeye kadar olan gövdeleri devrinin yapısıdır. Taş külâhları da 11. Abdülhamit za manı depremden sonra yapılmıştır. Özet olarak, Mimar Tahir Ağa camii ihya ettiği sırada, kalan klasik parçalarla yeniden yaptığı Ba rok parçaları iyi bir şekilde birbirine uygulamıştır. Camiin alçı pen cereleri son devirde harap olduğundan adî çerçevelere çevrilmiştir. Kötü, karakalem süslemeler yapılmıştır. Camiin şadırvan avlusu is- talaktit başlıklı 18 sütuna dayanan 22 kubbelidir. Ortada şadırvan vardır. Camiip son cemaat yerinin iki başındaki pencere üstlerin deki çini panolar, Fatih devrinden kalmıştır. Yine bu avlunun cümle kapısı dışındaki pencere üstlerindeki yeşil profil üzerine gömme “ Besleme” ve “ Fatiha Suresi” devrinin esiridir. Bu avlunun kapısı yanındaki yangın havuzu 1825’de 11. Mahmut tarafından yaptırıl mıştır. Camiin sağındaki kapısı üstünde “ Selâm-ün alâ n u h ...” âyeti (1771) H attat Bursalı Ali yazısıdır. Camiin geniş bir dış avlu su vardır. Bunun Tabhaneye çıkan kapısı; üzerinin mozaik süsle- meli tâciyle devrinden kalmıştır.
Külliyeye ait bir kervansarayın varlığı bilinmekteyse de günümü ze ulaşamamıştır.
17
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi