• Sonuç bulunamadı

Kapalıçarşı ve ortaçağ iktisadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kapalıçarşı ve ortaçağ iktisadı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

8 TÜRKİYE TURING ve OTOMOBİL KURUMU

Kapalıçarşı ve Ortaçağ iktisadı

İstanbul — Kapalıçarşı İstanbul — Intérieur du Grand Bazar

Kapalıçarşı loncalarla idare edilen ve gedik­ lere ayrılan ortaçağ Türk iktisadının en kesif merkezi idi. Loncalar yıkıldıktan sonra esnaf teşkilâtı zamanın icaplarına ayak uydurarak ya­ vaş yavaş değişmeye başlamış, hemen her taraf­ ta mahallelere ve semtlere dağümış olmasına rağmen, Kapalıçarşımn bina olarak bütünlüğü temin etmesi eski hayat izlerinin az çok muha­ fazasına sebep olmuştur. Ahmediye mahallesin­ de dokumacüarm loncası dağıldıktan sonra da yine serbest çalışan dokumacılardan mühim bir kısmı orada kalmıştı. Fakat hiçbir semt, hiçbir sokak Kapalıçarşı kadar bunca çeşitli sanatı bir araya getirmek ve devam ettirmek kuvvetine sa­ hip değildi. 1944 de talebemden Mustafa Gök­ su, Saime Ersek, Naci Baysal ve Mehmet Erol’a Kapalıçarşımn ortaçağ İktisadî hayatından bu­ güne geçiş hâlindeki bünyesini müşterek vazife olarak vermiştim. O zaman sımfta okunan bu vazifede tarihî cihet hayli eksikti. Genç arayıcı­ lar ilk önce iffet Oruz’un aym mevzudaki tezile karşılaşmışlar: N. Rüştü Bingöl’ün «Eski Eser­ ler Ansiklopedisi» nden ve Osman Erkin’in Me- celle-i-umur-u-belediye’sinden faydalanmışlardı. Fakat verdikleri tarihî bilgilerin birbirile çatışan cihetlerini aydınlatamıyorlar ve bunları da çarşı ihtiyarlarından dinledikleri rivayetlerden a y la ­ mıyorlardı. Bununla beraber gençlerin hakkı vardı. Çünkü — doğrusunu söylemeli ki — Ka- palıçarşıya dair yazılmış etraflı ve ciddî hiçbir

araştırma yoktu. Ondan sonra Islâm Ansiklope­ disinin «Çarşı» maddesinde Osman Erkin tara­ fından yazümış olan bahis daha derü toplu ol­ makla beraber, yine birçok noktaları açık bırak­ maktadır. «Bu müphem noktaların aydınlanması için Vakıfnâmeleri tetkik etmek lâzımdır» diyen müellif bu açık noktalan gösteriyor. Talebelerin hazırladığı vazifede daha çok çarşıda toplanan şifâhî bilgi, rivayetler, ve bugünkü vaziyet üze­ rinde durulmuştur.

Çarşının çekirdeğini Bedestan teşkil ediyor. Bu kısmın BizanslIlar zamamnda mevcut olduğu anlaşılıyor. Fakat Ibn Batûta’mn bahsettiği çar­ şının Divanyolunda olduğu, bu kısmın atlan bağlamaya mahsus bir yer olarak kullanüdığı rivayeti kuvvetli görünüyor. Sayın bay Osman Erkin’in dediği gibi Kritovulos, ve Tursun Bey tarihlerinin burayı Fatih yaptırmıştır demeleri çarşıyı genişletmiş ve eski binayı içine almak üzere çarşı hâüne getirmiştir, mânasında tefsir edümek lâzım geür. ilk önce Bedestanda hocalar, yâni müderrislerin irâdını temin eden dükkânlar vardı. Bundan dolayı buraya Havacegî denmişti. Biraz sonra hocalara «Arpalık» tahsis ediünce buraya asıl esnaf yerleşti, fakat bunlar da yine Havaceğî adım muhafaza ettiler. Bedestandaki dükkânlara Kapak, Dolap deniyor. Fatihin ve sonraki hükümdarların ilâve ettikleri kısımlar­ la beraber Kapalıçarşı dört misline çıkmış, bu suretle 30.700 metrekare arsa üzerinde 3360

(2)

OCAK 1955 9

dükkân meydana gelmiştir. Kapalıçarşıda bir­ birini dikey olarak kesen 61 sokak üzerinde birçok sanat şubeleri toplanmış bulunuyor.

Esnaf loncası iş erleri ve ustaların toplan- masiyle teşekkül ederdi. Başlarında kethüdaları ve yiğitbaşıları vardı. Topkapı Sarayında bulu­ nan ehl-i-hiref (yâni sanat sahipleri) defterleri vasıtasiyle bu teşkilâtın nasıl işlediğini ve malî bakımdan nasıl bir teşkilâta bağlı olduğunu öğ­ reniyoruz. Bir kısmı M. Cevdet tarafından neş­ redilen şer’iye sicilleri vasıtasiyle de bu kethüda­ lar ve yiğitbaşıların gördükleri rolü anlıyoruz. Bunlar esnaf arasındaki ihtilâfları — devlete ak­ setmeden — hallederlerdi. Devletle esnaf ara­ sında mutavassıt idiler. Loncalardan mertebe­ ler bir derecesinden usta, kalfa ve çırağa kadar inerdi. Kapahçarşı esnafı işe başlarken «Dua Meydanı» nda toplamr, duâcı tarafından «Buyu­ run duâya!» diye çağırılır ve bu merasim bittik­ ten sonra işlerine başlarlardı. Çarşı esnafı büyük seferlerde veya Sûr-ı-hümâyûnlar ve hitanlarda dâvet edilirdi. Evliya Çelebi Seyahatnâmesinde Dördüncü Muradın esnafı teftişinden bahseder­ ken, bütün sanat sahiplerinin resmigeçidini taf- silâtiyle anlatıyor. Surnâme-i-Vehbide aynı es­ naf zümrelerinin imâl ve satış işlerine ait çok teferruatlı resimlerini görüyoruz.

Bedestan 12 kişilik bir bekçi takımı ile mu­ hafaza edilirdi. Diğer kısımlarda da bekçi ta­ kımları vardı. Bunların başında bölükbaşı bu­ lunur, ayrıca 12 münâdî de bunlara yardım eder­ di. Bölükbaşının hizmetinde nanpâreci ve küçük- ağa denen yardımcıları vardı.

Bugün gerek lonca teşkilâü, gerek bu muhafa­ za şekli tamamen silinmiştir. Meşrutiyetten son­ ra bekçibaşılar da kaldırılmış, kâhyalar — ket­ hüda kelimesinin bozulmuş şekli — ve ustalar toplanarak bir cemiyet nizamnümesi hazırlamış­ lar ve «Ümran» adı ile bir cemiyet kurmuşlardır. Yakın zamanlarda bu cemiyet «Kapalıçarşı Ba­ kındırma ve Koruma Cemiyeti» adım almıştır. Bekçileri parayla tutan Cemiyet ayrıca çarşı içine bir karakol kurulmasını da temin etmiştir. Gençler bu araştırmayı yaptıkları sırada Kapalı- çarşıda 20 bekçi vardı. Bunların 2 si Mücevher Bedestanında, biri Kürkçüler Çarşısında, 17 si, 17 kısma ayrılan çarşının diğer parçalarında va­ zife görüyordu.

Son zamanlarda ortaçağa mahsus eski sanat­ lardan birçoğu ortadan çekildiği için, çarşıda da yeni eşya, yeni dükkânlar hâkim olmaya baş­ ladı. Sahhaflar Çarşısı yerine Yorgancılar kaim

olmuştur. Zenneciler eski kadın elbiseleri satar­ ken bugün manto, semâver, radyo satan dük­ kânlar açılmıştır. Kalpakçılar Çarşısı tamamen üstü kapah yeni bir pazar sokağı hâline gelmiş­ tir. Eşyanın nevileri, çeşitleri, renkleri değiş­ miş, birçok kısımları Avrupa eşyası veya seri imâl eşyası satan dükkânlar hâlini almıştır.

Çarşı halkı bu değişmede en ziyade Birinci Cihan Harbinin âmil olduğunu söylüyorlar. Şüp­ he yok ki o zamandanberi bu âmil, modern en­ düstri lehine gittikçe büyümektedir. Çarşının ta­ rihî karakterini muhafaza eden ve antika eşya, mücevherat satılan kısmında da artık eski çarşı zenginleri kalmamıştır. Eskiden kâhyalarla ida­ re edilen esnaf zümrelerinden çoğunun şimdi ce­ miyetleri yoktur. Yorgancıların bir cemiyeti var­ dır. Bitpazarmda eski elbise satanlar Terziler Cemiyetine, mücevherciler Maden Sanatları Ce­ miyetine bağlıdırlar. Fakat yağlıkçılar, köseleci- ler, yüncüler, halıcılar, v.s. nin kâhya teşkilât­ lan yerine kaim olan modem mânada cemiyet­ leri ve birlikleri, teşekkül edememiştir. Eski İktisadî sistemden yeni dünyanın iktisadı haya­ tına geçen ve geçmek mecburiyetinde olan mem­ leketimizin bütün iş hayatmda olduğu gibi, Ka- pahçarşıda da zayıflamanın en mühim alâmeti budur.

Prof. Hilmi Ziya ÜLKEN

Parlamentolararası turizm birliği kongresi

Romada toplanacak olan dördüncü parlâ- mentolararası turizm birliği kongresine iştirâk etmek üzere parlâmentolar arası turizm birliği Türk grupu reisi Seyhan mebusu Dr. Sedat Ban, genel sekreter Trabzon mebusu İsmail Şener ve Niğde mebusu Prof. Hüseyin Avni Göktürk Ro- maya hareket etmişlerdir.

İstanbul daki eski bir kahvehane

Ancien café turc à Istanbul

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

NSAİİ’ların yaygın olarak kullanılmasının başlıca nedenleri; birden fazla terapötik etkilerinin olması (ağrı kesici, ateş düşürücü, yangı önleyici), akut

Kanunî ile birlikte seferde bulunan 16’ıncı yüzyıl Türk şairlerinden Hayalî ile, Taşlıcalı Yahya Bey kasideyi gördükten sonra,.. Hayalî dayanamamış ve

fahri doktora unvanı, Atatürkçü düşünce doğrultusunda ulusal sorunlara duyarlı yaklaşımı ve erdemli gazeteciliğin örnek ismi olması olması nedeniyle verilecek. F ah

H9a (güç kay- naklarından karizma faktörünün, tükenmiş algısı duygusal tükenme faktörü üzerine pozi- tif etkisi), H9b (güç kaynaklarından karizma faktörünün,

Nitekim Cenab-ı Hakkın şu ayeti de buna işaret etmektedir: “Bir zaman, Allah’ın kendisine lütufta bulunduğu, senin de lütufkâr davrandığın kişiye ‘Eşinle

Çiftleflmenin çok k›sa sürmesine karfl›n, erkeklerin 2-3 hafta süren tüm çiftleflme dönemi s›ras›nda da diflilerin s›rt›ndan inmedikleri gözlenmifl: Merak›

Foreign language learning has always been important for people, because of the need of communication with the people with different native language. It is unknown

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha