(ti
Ç -tL — )
Osman Hamdi’yi amş
ï" ] ÜLTÜR ve sanat tarihimize çok yönlü kişiliğiyle
L önemli katkılarda bulunan Osman Hamdi Bey (1842-1910), ölümünün 77. yılında İstanbul Resim
ve Heykel Nlüzesi’nde düzenlenen bir sergiyle anılıyor.
1842’de İstanbul’da doğan Osman Hamdi, aslen Sa kızlı olup Fransa’da eğitim görmüş; Belgrad, Viyana, Ber lin büyükelçiliklerinde ve sadrazamlık (başbakanlık) görevlerinde bulunan İbrahim Ethem Paşa’nın oğludur. Babasının isteği üzerine 15 yaşında hukuk öğrenimi için gönderildiği Paris’te bir yandan da resim ve arkeolojiye ağırlık vermişti. Güzel Sanatlar Okulu’nda atölyesinde ça lıştığı Gustave Boulanger ve Léon Gérôme gibi akade mik nitelikli, Doğu ülkelerine, antik çağlara ve tarihsel konulara tutku ölçüsünde ilgi duyan ressamlardan etki lendi.
1869’da yurda dönen Osman Hamdi, 1877/78 Osmanlı- Rus savaşından sonra, aralarında ilk “ Meclisi Mebusan” milletvekilliği de bulunan çeşitli devlet görevlerinden çe kilerek kendini, bütünüyle kültür ve sanat çalışmalarına veriyor. 1881’de kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi ile 1883’te açılan Sanayii Nefise Mektebi’nin oluşturulma sında önde gelen bir etkinliği vardır.
Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonundan hazır
lanan sergide, Osman Hamdi’nin beş, altı büyük boy fi gürlü kompozisyonu ile çoğu küçük boyutlu portre ve figürlerden oluşan 21 yağlıboya yer alıyor. Resimlerinde, Batı’ya yönelen Türk resminin öncülerinden Şeker Ahmet,
Hüseyin Zekâl paşalarla Süleyman Seyylt’ten ayrılan Os man Hamdi akademiciliğe yakın bir kişilik gösterir. Pa
ris’teki öğrenim döneminde klasikleri, romantikleri yada izlenimciliğe yol açanları seçmeyerek hocalarını izlemesi, onun Türk resminde, çok figürlü kompozisyonlarla, portre ve figür ressamlığında öncü bir işleve yönlendirmiştir.
Öteden beri Dgğu egzotizmine ya da oryantalist eği lime yatkın görülen çok figürlü düzenlemelerinde Türk- Islam uygarlığının bireşiminde yaşam sahneleri ve insan ları Batılı ressamların belgeci ve gözlemci tutumları ye rine, Batı’yı iyi bilen bir Doğulu yaklaşımıyla saptamıştır.
“ Rüstempaşa Camii önünde” , “ Şehzade Türbesinde Der viş” , “ Bursa’da Yeşil Cami” , “ Cami Kapısı önünde Ko nuşan Hocalar” , “ Kaplumbağa Eğitimcisi” gibi büyük boy
tablolarında, fonda ince, titiz bir işçilik, ayrım gözetme yen renk değerleriyle taş ve ahşap oymalı kapılar, beze: meli iç dekorlar ve mimarlık öğeleriyle Doğu’ya özgü görkem ve çekicilik vurgulanır. Bu tür tablolarında özel giysiler giyerek çektirdiği fotoğraflardan da yararlanmıştı. Sergideki “ Mimozalı Kadın” ya da eşi Nalle’nin portre sinde ise oryantalist etkilerden ayrılan ve Manet'yi anım satan bir atmosfer görülüyor. Çoğu profilden çizilmiş karısını, oğlunu, kızları ve yeğenlerini konu alan portre lerinde çağdaş portre ressamlığının gözlem payı ağır ba san İzlerini buluyoruz.
Resim ve Heykel Müzesl’nin olanaklarıyla düzenlenen
sergi, özel koleksiyonların da katkısı sağlanabilseydi, Os
man Hamdi’nin bilim adamlığı, yöneticiliği, müze ve sa
nat eğitim i kuruculuğu yanında hiç de küçümseneme yecek ressamlığı da tüm özellikleriyle gözler önüne ç ı karılabilecekti.