V
Y • d i , « o y d * nSJLÍJL.?_* JL-*-í-!?J§.
Yazan : Taha Toros
düzel Sanatların har sahasında, irs iy a tln rolü bulunduğuna İnan - « a * lâzım dır. Çok kora sanatkâr çocuklarının doğuşlarında t a ş ıd ık la r ı bu «e z iy e t, büyüdüklerinde o n ları da sanatkâr olmaya s e v k e y le «iş tir. Yakın Edebiyat ve Sanat Tarihimizde,bunun b i r çok «rn e k le rl v a rd ır.
(Y a s a r!) A ila s in in H a tta tlığ ı va Nakkaşlığı, Ziya Paşa va oğulla r ı Özbakhan A ila sin in M u sik işin a slığ ı, (Mirat - S İ - 1 bar ) m ü e llifi Diya - r s b e k ir li S ait Paşa’ nın va o ğ u lla rı Süleyman Nazif ila Faik A l i ’ nin ede- b iy a t ç ılık la r ı b ir a r misal olarak z ik r a d ila b ilir ,
Sofular Haram d ediler, bu aşkın bâdaslna f
Ban doldurur, ban içarlm, günah benim, kime net diyan maşhur Ş a ir ( Nasimî ) dan (İb ra - him Cahdî) ya. Tarihçi ( Sait Paşa ) dan (3ü- layman Nazif ) va Kardeşi ( Talk M i ) ya ka - dar yadi caddan ş a ir b ir ailan in davamı olan
(Munis Faik) da - Ş i i r tevarüsünün can lı mi - ş a li olarak - v a s ı f l ı ş i i r l e r i y l e , sanatkâr ruhu ile,E debiyat âlemimize girmiş bulunuyor,
7^ yaşma kadar kalemini bırakmıyan ş a ir baba ( Faik  l i ) , (Edebiy&t-ı Cedide ) nin b ir abide olan son süfcunlarındandı. Bu sütun hayal ve aşk âleminde söylenebilecek en kuvvetli ş i i r le r le süslenm iştir ^
0, ölüneiye kadar okudu ve yazdı. Oku * mak ve yazmak bahislerinde yılmıyan^bir arzusu kırılm ıyan b i r kalemi v ard ı. Sanatkâr ruhunun tazeliğin e herkes hayran olurdu. 0, darp ve Şark kültürünü hazmetmiş, zevke ve sanata büyük kıymet veren b i r ş a ir olarak yaşadı.
D iy a rtb e k irll Sait Paşa (I S
32
-I S9
O ), bu ş a ir a i len in , ta r ih î e s e r le r iy le meşhur simalarından - d ır . 10 c i lt llk (M ir a t ü l- a b e r)in m ü e llifi ola Sai t Paşa aynı zamanda muh t e l i f M u tasarrıflık larda bulunmuş, b ir idare âmi r i d i r .
Merhum Süleyman Nazif
(1870-1927) , * 11« -
nin en a t e ş li b i r e d i b i İd i,
Onun, âşık b ir ruhu vardı. Tabiat ve aşk onun hayatında ik i esas- l ı unsurdu .
Ruhum h ezar-ı aşk İle olmuş nedimi h is, Şâyan denilse SmrDme b ir destanı aşk ;
diyen ş â ir , ilk eserine ( Fani t e s e l l i l e r ) adını vermişti . ae - rek bu eser gerek son yazdığı ( Nedim ve Lâle Devri ) a d lı manzum piyes- edebiyatımız için fan ı t e s e l l i l e r d e ğ il, k â fi t e s e ll i l e r d i r
- 3 “
Gençliğinde z a r if giyinmesiyle, k ib a r lığ ı İle ,n ü k te le riy le kadın muhitlerinde fevkalâde b ir İt ib a r kazanmıştı . Yarım a s ır evvel meşhur Kadın Şairimiz { Nlgâr Hanım ) m evindeki to p la n tıla rı - oğlu Münis'e b ır a k t ığ ı h a tıra la r arasında - şöyle hikâye ediyor :
I
0, manzume d e ğ il, şiir,te z k e re d e ğ il edebî mektuplar y a ra tırd ı • bazıların da daima kamış kalem k u lla n ırd ı. Eski H a rfle rle gayet güzel
y a zısı vardı. Bu y a z ıla r, ren k li kâğıtlarda b ir e r in ci sıralanmış g ib i göz a l ı r d ı . Ş iirle rin d e ve şark ıların da taze b ir ruhun ifa d e si b e l i r i r d i. Mektuplarını nüktelerle doldurur, bazen, n efis edebî h a t ır a la r la sü elerd i. B ir gün matbuatımızda soysuzlaşan edebî b i r münakaşayı takip ederek üzülmüş, ( Edebiyat*ı Cedide ) devrlhi h a tırlıy a ra k şu s a t ı r la r ı
yazmıştı İ
( . . . . Edebiyatı Cedide ş a ir le r in in arasında büyük b ir samimiyet vardı ve kimse kimseyi kıshanmazdı, 0 hafta mecmuaya konacak ş iirle rd e n en beğendiğini Fikret, o müstesna ş i i r okuyuşu İle okur, bize d in le t ir ve hepimizi mestederdi . Haftada b ir kaç gün ( Serveti Fünun ) İdareha nesinde Fikretln yanında toplanırdık, Bizim kahvemiz, gazinomuz, kulü bümüz, o küçük oda id i • )
Faik A lin in g e ç lis i ve orta çağı İstanbul'da geçm işti. H a tıra la rı nı daima İçinde y aşattı# ! ve ilham larının kaynağı olan bu Şehir*den uşak kalmak ona eza v e r ir d i. İstan b u l'u ş i i r d iy a rı, ilham d iy arı olarak va s ıf la n d ı r ı r . Bu Şehrin zevkini a la a ıy a n la n n sanatkâr b ir ş a ir olanıya - cağını s "y le r d l.
jfuz mevsimlerinde İsta n b u l'a g e lir d i • İstanbul'da zevki, Ankara'da kalanlara mektup yazmak ve İstan bu l'a a l t ih t is a s la r ın ı bildirm ekti . Bu mevzuda hersen her mektubunda b ir kaç s a t ır bulunurdu . B ir kaç parça
sına göz gezdirelim :
( . . . . İstanbul, bu sene çok güzel . Bu hasba yaşlandıkça güzelle - şen kadınlara benziyor i . .
Rüzgârların daima uğrayıp okşadığı bu yerde, b iz , sıcağın iz 'a c a - t ın ı hissetmiyoruz. Hele aks&aları, serin mehtap ile müzeyyen geeeleri ş ir in d ir • ^ecenin muhtelif saatlerinde balkona çıkarak her birinde b i r şe h r-i âyin varmış g ib i nurlara müstağrak şu dört Uda'yı uzun uzun haz ile seyrediyorum. Eski zamanların olsa id i, bu uykusuz geceler mahsul - süz olmazdı. Böyle gecelerin ilhamını te sb it iç in , sabahlara kadar uyu madığım zamanla» b ilse n iz ne kadar mütehassiria
B ir gece evvel Marmara'da perilere mahsus b ir mehtap vard ı, dece yarısından sonra, b ir a r a lık uyanıp odamdan sofaya çıkınca, şahit ol - duğua hayret bahş temaşanın g ü z e lliğ in i t a r i f için söz bulmaktan s c iz la . Eski Türkçemizin b i r birinden güzel, b i r birinden manâlı ve fihenkli ve
günagün te rk ip le r i ile bile,m ahiyet ve le t a f e t i İfade edilemiyecek b ir gece. Çok şeylerden kıymetli olan^uykulann feda edilerek gezlerin ve ruhların kendine hasrolü amasına lâ y ık b i r manzara . Çok nuranî ve hane danı b i r gece • Böyle geceler uyunmaz. Sabaha kadar dikkat kesilerek büyük ta b ia tın müstesna te c e llile rin d e n olan bu İfthutî manzara ruha sin d irilm işe ç a l ı ş ı l ı r . İnsan ruhunun kendisinden b ir eüz'ü olduğu eteelî ve ebedi ruh ile karşı karşıya g e ld iğ i, adeta muaşıka e t t iğ i anlardan b i r i . . Manevî b ir vuslat gecesi g ib i . . )
x X X
üstadın musikiye karşı sonsuz b ir muhabbeti vardı. Radjoda yanlış okunan şark ılara öfk e len ir, hatta ara sıra bunların düzeltilm esi iç in i l g i l i l e r e mektuplar yazardı. Kendisinin ş a rk ıla r ın ı dinlerken pür dikkat k e s i li r , radyo'd* :
He gördüş Aşinalıktan ,
Ne buldun b iv e fa lık ta n J
Ş ark ısı okun duğu zaman inşirah duyar, hatta kendisi de e liy le tempo tutarak koltuğa gömülürdü.
İh tiy ar olsam da günlüm tazedir i
Ş arkısı söylendiği zaman bütün ruhiyle buna kendisi de iş tira k ederdi .
5
Üstadın b i r çok ş a r k ıla r ı b e s te le n a iş tir . En son kî âleminin herg^n revaçta olan şarkı la rm dandır . Bu, ( d ir i : (■i u // ş i i r i halâ musi re g*izel şey )
6
-(Faik R li ) eski ş i i r i n üstadı
olduğu kadar,e ski ye sının da
-
7
-Şeşrutiyetin l i s - runda evlendiği
zaman
Dahiliye Kf5a te şar ıltın d an emekli ola rak Mülkiye kektebi hocalığına ve ora dan da a y rıla ra k Ankara’ya y e r le ş t i ğ i y ı l .
-
8
-Ş a ir oğlu ( Munis Faik ) de-son neslin - Aruz'u u s t a lık la kullanan ye - gene ç a i r i , ş i r i sanat dürbününden seyreden genç b ir üstadıdır . ( Kedim) den ( Yahya Kemal) e kadar İstanbul İçin söylenen ne varsa, bunların hepsi
(Mlnls Faik ) de taze ve s i h i r l i b i r görüşle mevcuttur î
Ne Ticaret Vekâleti M üsteşarlığı g ib i a ğ ır b ir vazifenin s ık le t i, ne de diplomatik toplantı ve z iy a fe tle rin zamanın çoğunu kaplıyan k ü lfe t i, onun sanat zevkini yıpratamamıştır . B ilâ k is , olgunluğunu a r t t ır m ış t ır .
Önümüz y a z ... öyle ise g e lin iz onun ( Hayal e t tiğ in g i b i ) ş i i r kita « bmdan İsta n b u l’ un yaz mevsimini b ir rüya g ib i gerelim :
İstan b u l’u andım yine hasretle uzaktan , İk s ir in i içmiş g ib i aşkın o dudaktan
Canlandı, bütün şek li ve rengiyle beraber, Onbeş senenin bende uyuşturduğu şey le r .
Yaz., renkler, ış ık la r saçan a lt ı n g ib i b i r yaz, Yaz geld i mi insan n asıl İsta n b u l’a anmaz ? Rüyama g ir e r koyları çam lıkları yer yer . . Yorgun başım onlardaki rüzgârla s e rin le r . Lâkin, o ne yaln ız koru'dur, dağ ve denizdir, Hepsiyle beraber yaşıyan gençliğim izdir , Her semti b ir aşkın doludur h a tıra siy le , Birgün Adalar’ dan doğan ateş, s ır a s iy le , Pendik'te , Erenköy’de, Enirgân da yanar da, Mensimle beraber söner, en sonra, sularda •
Y az., renkler, ış ı k la r saçan a lt ın g ib i b i r yaz, Yaz geld i mİ insan n asıl İstan bu l’a anmaz .
Bütün gününü resmî v a z ife s i uğrunda harcamakla beraber, (Düşündüğü g i b i ) hea(Hayal e t t i ğ i g i b i ) yazan,tiyatro e se rle rin in tetkikinden,Sa nat Mecmualarının idaresine, a ğ ır İk tisad î problemlerin hallinden, sonu gelmiyen dost ziy aretle rin e kadar geniş ve mütenevvî mevzu l a r ı b ir lik t e yürüten ye
gâne sima : Munis Faik Ozansoy
Taha Toros Arşivi