• Sonuç bulunamadı

Konya'daki geç dönem Osmanlı camileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya'daki geç dönem Osmanlı camileri"

Copied!
504
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI

KONYA’DAKİ GEÇ DÖNEM OSMANLI

CAMİLERİ

YUSUF ALTIN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. OSMAN ERAVŞAR

(2)
(3)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALI

KONYA’DAKİ GEÇ DÖNEM OSMANLI

CAMİLERİ

YUSUF ALTIN

064204001005

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. OSMAN ERAVŞAR

Bu çalışma Bilimsel Araştırma Projeleri. tarafından 8203004 nolu Yüksek Lisans tez projesi olarak desteklenmiştir. BAB Koordinatörlüğüne katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

(4)

Bilimsel Etik Sayfası

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(5)

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Yusuf ALTIN tarafından hazırlanan “Konya’daki Geç Dönem Osmanlı

Camileri” başlıklı bu çalışma / 06 / 2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda

oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı: Prof. Dr. Ali BAŞ Başkan İmza

Ünvanı, Adı Soyadı: Prof. Dr. Haşim KARPUZ Üye İmza

(6)

ÖNSÖZ

Konya İç Anadolu Bölgesinin güneyinde bulunan bir ilimizdir. Ankara, Niğde, Aksaray, Mersin, Antalya, Isparta, Afyon ve Karaman illeriyle komşudur. M.Ö. 7000'li yıllardan itibaren Konya çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Lidyalılar, Persler ve Romalıların hâkimiyetinde bulunan şehir, X. yy.a kadar Bizans eyaleti olarak varlığını sürdürmüştür. Konya 1071 yılında, Malazgirt savaşından sonra Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Sultan Süleyman Şah tarafından fethedilmiştir. Anadolu Selçukluların başkentliğini yapan Konya daha sonra Karamanlı Beyliği idaresine geçmiş Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Milli Mücadele döneminde önemli bir merkezdir. Günümüz de hızla gelişen bir şehirdir.

Konya; Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasının verdiği avantajla Selçuklu abideleriyle taçlandırılmıştır. Konya’da Türk Devri eserleri hakkında çok sayıda araştırma bulunmakla birlikte Geç Dönem Osmanlı cami ve mescitleri hakkında detaylı bir tipolojik araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Günümüzdeki yapı teknolojisinin hızlı değişimi insanoğlunun ibadethanesindeki konfor ve pratik kullanım anlayışı dini yapıların hızla değişmesine, yok olmasına sebep olmuştur. Konya merkezindeki Geç Dönem Osmanlı camilerinin Sanat Tarihi açısından değerlendirilmesi, aynı zamanda yakın geçmiş dini mimari yapılarını tanımamıza yardımcı olacağı inancındayız.

Bu çalışmada engin kültür hazinesiyle gece gündüz, tatillerinde dahi emeğini esirgemeyen danışmanım Doç Dr. Osman Eravşar’a teşekkürü bir borç bilirim. Rehberlikleriyle, Prof. Dr. Haşim Karpuz’a, Prof. Dr. Ali Baş’a, Prof. Dr. Remzi Duran’a, çizim yardımlarıyla Mustafa Çetinaslan’a, Halil İbrahim Kunt’a Konya Rölöve Anıtlar Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ederim. Çalışmamı bilimsel verilere dayandıran Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşiv ve Yapı İnşaat Abide İşleri Daire Başkanlıklarına teşekkürlerimi arz ederim. Eşim Saliha Altın’a şükranlarımı sunarım.

(7)

Türkçe Özet Formu

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Adı Soyadı Yusuf ALTIN Numarası: 064204001005

Ana Bilim / Bilim Dalı

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimle r Enstitüsü Sanat Tarihi

Ö

ğrencinin Danışmanı Doç. Dr. Osman ERAVŞAR

Tezin Adı Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Camileri

Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Camileri

Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Camileri isimli bu çalışmada; şehir merkezinde 1730–1920 yılları arasında inşa edilen yapısal değerini koruyan cami ve mescitler incelenmiştir. Bu yapıların bir kısmı haricinde büyük bölümü hakkında detaylı bir araştırma yapılmamış olup, çoğunluğu da Cumhuriyet Döneminde yıkılarak yenilenmiştir. Mevcut yapılar ise insanlar tarafından bilinçsizce yapıyı koruma adına değişikliğe uğratılmıştır.

Konya merkezindeki bu yapıların plan ve yapısal özelliklerini koruyabilen 51 yapının Türk Sanatı içindeki yeri incelenmiş, eserlerin ayrıntılı tanımı yapılarak plan ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Vakfiye, arşiv kayıtları ve kitabelerden faydalanarak tarihlendirme ve restitüsyon bölümleriyle sonuçlandırmaya çalışılmıştır. Değerlendirme bölümünde; çalışmanın analizi yapılarak ortak sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır. Sonuç bölümünde; araştırmada ortaya çıkardığım ana bulgular verilmiştir.

Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Camileri Anadolu Selçuklu, Beylikler dönemine ait camilerin yanında mütevazı bölgenin tarihi kimliğini belgeleyen, ekonomik yapısına bağdaşan yapılardır. Çoğunluğu ihtiyaca göre mescitten camiye çevrilmişlerdir. Osmanlı taşra üslubunda inşa edilmiş vakıf sistemi içerisinde halk tarafından ustalara yaptırılmış eserlerdir. Bu yapılarda; ahşap, taş, çini alçı ve kalem işi teknikleri kullanılarak döneminin barok, rokoko, ampir sanatının özelliğini yansıtan geometrik, bitkisel vb. süslemelere yer verilmiş olup, özellikle harim ve cephe süslemeleri, Sanat Tarihi açısından korunmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya değer eserlerdir. Aynı

(8)

zamanda bir devletin yok oluşu sırasında, Türk insanının sanat anlayışını, ibadethanelerine verdikleri değeri yansıtan önemli tarihi, mimari vesikalardır.

(9)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Adı Soyadı Yusuf ALTIN Numarası: 064204001005

Ana Bilim / Bilim Dalı

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimle r Enstitüsü Sanat Tarihi

Ö

ğrencinin Danışmanı Doç. Dr. Osman ERAVŞAR

Tezin İngilizce Adı The Late Ottoman Mosques in Konya

İngilizce Özet Formu

The Late Ottoman Mosques in Konya

In this study, about the late Ottoman Mosques of Konya, the monuments which were built between the years 1700-1920 and still conserve their structural value were examined. Except some, most of these buildings weren’t studied in detail before and the majority of them were destroyed by rebuilding in new concrete systems after the republic. The existing ones were also unconsciously changed by the people under the name of preservation.

51 samples of these buildings in Konya city center, having been conserving their original architectural features are examined with making the detailed description, supported by plans and photographs. The study was tried to conclude with the sections of dating and reconstruction proposals that refer to archive records and inscriptions. In evaluation, general results are tried to obtain with making analyze of the findings. In conclusion the main reveals, having been discovered in our research, are given.

The late Ottoman Mosques of Konya are more modest practices than the Anatolian Seljuks and Principalities periods as they indicate the historical background of the region complying with the economical structure. According to needs, most of them were converted into mosque from mescid. These edifices were constructed by the public to the craftsmen in waqf system of Ottoman province style. In these monuments; geometric and floral and so on decorations that reflect the baroque, rococo and ampir art features of the period were given place with using wooden, stone, tile, plaster and painting techniques. Especially the interior and the front decorations of these monuments

(10)

are worth to protect for art history and also an asset to transfer for the next generations. At the same time, they are important historical and architectural records, reflecting the value that Turkish people give to their worship area and also the conception of Turkish art during the collapse of the Ottoman Empire

(11)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... ii

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ...iii

ÖNSÖZ... iv

Türkçe Özet Formu ... v

İngilizce Özet Formu ... vii

KISALTMALAR ... xii

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi:... 1

1.2. Tezin Amacı, Takip Edilen Çalışma Metodu, Düzen: ... 2

1.3. Konuyla ilgili Kaynak Araştırmaları:... 5

2. KONYA’NIN COĞRAFİ DURUMU, TARİHÇESİ, FİZİKİ, DEMOGRAFİK YAPISI VE VAKIF SİSTEMİ ... 9

2.1. Coğrafi Durum: ... 9 2.2. Tarihçe:... 9 2.3. Fiziki Yapı: ... 11 2.4. Demografik Yapı: ... 15 2.5. Vakıf Sistemi: ... 15 3. KATALOG ... 17

3.1. GÜNÜMÜZDE MEVCUT OLAN CAMİLER ... 17

3.1.1. NAKİPOĞLU CAMİİ... 17

3.1.2. OVALOĞLU CAMİİ (Çelik Mehmet Paşa Camii) ... 22

3.1.3. ÇATALOĞLU CAMİİ... 26

3.1.4. SÜTÇÜ CAMİİ ... 30

3.1.5. SAKSAĞANLAR CAMİİ ... 33

3.1.6. POLATLAR HATIP CAMİİ... 36

3.1.7. SALİH PAŞA CAMİİ ... 41

3.1.8. HACI VEYİS ( Dolap) CAMİİ ... 44

3.1.9. HACI HÜSEYİN KABASAKAL (Parmakçaklı) MESCİDİ ... 48

3.1.10. ASLANLI KIŞLA (SARAY) CAMİİ ... 51

3.1.11. GARİP NASRULLAH CAMİİ ... 57

3.1.12. ASMALI HATIP SULTAN CAMİİ ... 61

3.1.13. HACI İVAZ CAMİİ... 66

3.1.14. HACI MUSTAFA AĞA (KÖPRÜBAŞI)CAMİİ... 69

3.1.15. BAĞ EVLİYA MESCİDİ ... 74

3.1.16. BABI AKSARAY CAMİİ ... 78

3.1.17. KOSOVA (GURBİ CEDİT) MESCİDİ ... 81

3.1.18. AYANBEY CAMİİ... 84

3.1.19. KUZGUN KAVAK (Hacı Osman) CAMİİ ... 88

3.1.20. KARAKAYIŞ (SARI) CAMİİ ... 92

(12)

3.1.22. DOLAP BATTAL MESCİDİ... 101

3.1.23. ŞEYH EBUL VEFA CAMİİ ... 103

3.1.24. ŞEYH ULEMA RECEP AĞA MESCİDİ... 106

3.1.25. TAHTATEPEN UBEYD MESCİDİ... 109

3.1.26. SARIYAKUP CAMİİ ... 112

3.1.27. TAHTATEPEN HACI ADİL CAMİİ ... 116

3.1.28. KAPI (İHYAİYYE) CAMİİ... 120

3.1.29. ÇAYBAŞI BURHAN DEDE CAMİİ ... 129

3.1.30. SAATÇİ CAMİİ... 133

3.1.31. AZİZİYE CAMİİ ... 136

3.1.32. SEPHAVAN MESCİDİ. ... 142

3.1.33. DOLAP MAHMUT HALİL MESCİDİ ... 146

3.1.34. SARNIÇ CAMİİ... 149

3.1.35. TARHANA MESCİDİ ... 152

3.1.36. KENAN DEDE YANIK CAMİİ... 155

3.1.37. DOLAP MEKTEP MESCİDİ ... 159

3.1.38. ŞEREF ŞİRİN CAMİİ... 162

3.1.39. İHTİYARETTİN MESCİDİ... 165

3.1.40. NAMIK PAŞA CAMİİ ... 168

3.1.41. BÜYÜK KOVANAĞZI (HACI HAYDAR EFENDİ) CAMİİ ... 172

3.1.42. CIVILOĞLU CAMİİ ... 176

3.1.43. ŞÜKRAN MESCİDİ ... 180

3.1.44. ÇUKUR CAMİİ ... 183

3.1.45. SELAHATTİN (KEÇECİLER) CAMİİ... 186

3.1.46. HACI ÖMERLER CAMİİ ... 190

3.1.47. İĞDELİ SULTAN CAMİİ ... 193

3.1.48. ARAPLAR AK CAMİİ... 197

3.1.49. AMBER REİS (FERİDİYE) CAMİİ... 202

3.1.50. YOLCUOĞLU (GAZİOĞLU) CAMİİ ... 208

3.1.51. KALECİK MESCİDİ ... 211

3.2. Cumhuriyet Döneminde Yıkılıp Yenilenen Geç Dönem Osmanlı Camileri:... 214

3.2.1. Konya Merkezi Mazbut Hayrat Camii ve Mescitler Listesi: ... 214

4.DEĞERLENDİRME ... 217 4.1 Malzeme ve Teknik: ... 218 4.1.1.Malzeme: ... 218 4.1.1.1. Taş:... 218 4.1.1.2. Mermer:... 219 4.1.1.3. Devşirme: ... 219 4.1.1.4. Tuğla: ... 219 4.1.1.5. Kerpiç:... 219 4.1.1.6. Harç:... 220 4.1.1.7. Ahşap: ... 220 4.1.1.8. Alçı:... 221 4.1.1.9. Demir: ... 221 4.1.1.10. Kiremit: ... 221 4.1.1.11. Kurşun:... 222 4.1.1.12. Çini:... 222 4.1.2.Teknik... 222 4.1.2.1. Bağdadi: ... 222 4.2. Plan ve Mekân: ... 222

(13)

4.2.1. Üst Örtüsü Duvara Oturan Ahşap Tavanlı Camiler: ... 223

4.2.1.1. Kare Planlı Düz Ahşap Tavanlı Camiler:... 223

4.2.1.2. Dikdörtgen Planlı Düz Ahşap Tavanlı Camiler: ... 223

4.2.2. Ahşap Direkli Düz Tavanlı Camiler:... 224

4.2.2.1. Ahşap Direkli Mihrap Duvarına Dikey Planlı Camiler:... 224

4.2.2.2. Ahşap Direkli Mihrap Duvarına Paralel Planlı Camiler: ... 225

4.2.3. Tek Kubbeli Camiler:... 225

4.2.3.1. Kâgir Tek Kubbeli Camiler:... 225

4.2.3.2. Bağdadi Tek Kubbeli Camiler: ... 226

4.2.4. Çok Üniteli Camiler: ... 226

4.3. Yapı Cepheleri ve Mimari Elemanlar: ... 227

4.3.1. Taşıyıcı ve Destekleyiciler: ... 227

4.3.1.1. Duvarlar: ... 227

4.3.1.2. Ahşap Direkler ve Ayaklar: ... 228

4.3.1.3. Kemerler: ... 228 4.3.2. Geçiş Elemanları: ... 228 4.3.3. Üst Örtü Sistemleri:... 229 4.4. Yapı Elemanları:... 230 4.4.1. Kapılar:... 230 4.4.2. Pencereler: ... 231 4.4.3. Mihrap: ... 231 4.4.4. Minberler:... 232 4.4.5. Kürsü: ... 233 4.4.6. Mahfiller:... 234

4.4.7. Son Cemaat Yeri Uygulamaları: ... 234

4.4.8. Avlu:... 235 4.4.9. Minareler: ... 235 4.5 Süsleme ... 236 4.5 1. Taş Süsleme:... 237 4.5 2. Tuğla Süsleme: ... 238 4.5 3. Çini Süsleme: ... 238

4.5.4. Kalem işi Süsleme:... 238

4.5.5. Ahşap Süsleme: ... 239

4.5.6. Alçı Süsleme: ... 241

4.6. Konya Geç Dönem Osmanlı Camilerinde Yapım ve Onarım Kitabeleri: ... 241

5. SONUÇ... 243 KAYNAKÇA ... 245 VAKFİYE BELGELERİ... 251 HARİTA... 257 ÇİZİM LİSTESİ... 258 FOTOĞRAF LİSTESİ ... 260 ÇİZİMLER ... 270 ÖZGEÇMİŞ... 496

(14)

KISALTMALAR

a.g.m. : Adı geçen makale AÜ. : Ankara Üniversitesi

BAB. : Bilimsel Araştırma Koordinatörlüğü Bkz. : Bakınız

C. : Cilt

cm : Santimetre

Çev. : Çeviren EG. : Ege Üniversitesi Env. : Envanter Fak. : Fakülte Fot. : Fotoğraf

H. : Hicrî

H.Ü. : Hacettepe Üniversitesi KME. : Konya Müze Envanteri KŞS. : Konya Şer’iye Sicilleri KTV. : Kültür Tabiat Varlıkları KTÜ. : Karadeniz Teknik Üniversitesi

KKTVKK. : Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu KVBM. : Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü

m. : Metre M. : Milâdî R. : Rumî S : Sayı s. : Sayfa S. Ü. : Selçuk Üniversitesi Şek. : Şekil

TDVİA. : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi TTK. : Türk Tarih Kurumu

VGM. : Vakıflar Genel Müdürlüğü VGMA. : Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi vb. : ve benzeri

(15)

1. GİRİŞ

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi:

Köklü bir geçmişe sahip Konya, uygarlık tarihinin beşiği kabul edilen pek çok eski yerleşim alanlarını içerisinde barındırır. Bu yerleşim alanlarından birisi olan Çatalhöyük, Neolitik çağın temsilcisidir. Eflatun Pınar, İvriz Anıtları Konya'daki Hitit egemenliğinin belgeleridir. Kentin çevresinde çok sayıda Roma dönemine ait buluntuların yanında; Sille gibi Bizans döneminin önemli yerleşim alanları da kent ve çevresinde görülür. Şehir, asıl önemini Anadolu Selçukluları zamanında İslâm medeniyetiyle tanışmasıyla kazanmıştır. Bu dönemde Anadolu Selçuklularına başkentlik yapan kent, anıtsal yapılarla donatılmıştır. Osmanlı Döneminde eyalet merkezi olarak ön plana çıkan Konya, İç Anadolu’daki şehirlerden birisi olarak önemini korumuştur. Bu önem Osmanlı Devletinin son yıllarında da her türlü siyasi karışıklık ve ekonomik istikrarsızlığa rağmen devam etmiştir. 18. ve 19.yy da kent ve çevresine yeni göçler olmuş, bunun sonucunda şehirde yeni imar çalışmaları artmıştır. Bu dönemde inşa edilen eserler sayı bakımından önceki dönemlerden ayrılan özellikler taşır. İşte bu özelliklerden hareketle bu çalışmada; Osmanlı Devletinin çöküş döneminde yapılan Konya merkezindeki dini mimariye ait yapılardan, cami ve mescitler Sanat Tarihinin bilimsel metotları kullanılarak incelenmiş, Türk Sanatı içindeki yerleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Bu tezde çalışmanın zaman sınırlaması; Osmanlı Dönemindeki Lale devri sonrasından T.B.M.M.’nin açılış tarihine kadar olan süreci kapsar (1730–1920). Çalışma alanı olarak ise Konya kent merkezi belirlenmiştir. Bu sınırların tespitinde, 1910 tarihli Konya Rehberi kitabında bulunan harita’dan faydalanılmıştır (Harita 1)1.

Bir devletin yok oluşu sırasındaki savaş yılları, toprakların kaybedilişi, Anadolu’ya gelen nüfus hareketleri, yeni kentleşme olgusu nedeniyle Konya’ya gelen göçler fiziki yapıyı nasıl etkiledi? Lale devrinden TBMM.’ nin ilanına kadar Konya’daki cami ve mescitler batılılaşma sürecinde ne gibi değişikliklere uğradı? Bu süreç içerisinde camilerin inşasında hangi teknik ve mimari düzenlemeler kullanılıyordu? Bakım ve onarımları nasıl yapılıyordu? Kaybolan camiler, mescitler, yenilenenler, Cumhuriyet

(16)

Dönemi betonarmeye dönüştürülenler hangileriydi? Bu dönemde plan tipinden süslemeye kadar nasıl bir gelişim süreci yaşandı? Yapım tarihlerini belirleyen kitabeler dışında, vakfiye gibi başka belirleyiciler var mıydı? Şeklindeki sorulara çalışmamızda cevaplar arayacağız.

Bu çalışmamızda; bilimsel veriler ışığında, hakkında bilgi bulunan veya bulunmayan yapıların, belge, fotoğraf ve bilimsel yayın gibi bilgilerini derleyip, bunları belirli bir yöntem, bilim ve veriler doğrultusunda incelemek, mimari özelliklerini ve planlarını ortaya koymak bu çalışmanın bir diğer amacını oluşturur.

Yukarıda belirtilen amaç ve konu sınırlandırması da dikkate alınmış, konu başlığı “Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Camileri” şeklinde belirlenmiştir. Başlıkta belirtilen Konya’dan kasıt ilin tamamı değil, yukarıda da belirtildiği gibi Osmanlı Döneminde eyalet merkezi olan Konya kent merkezidir.

1.2. Tezin Amacı, Takip Edilen Çalışma Metodu, Düzen:

Yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda, Konya’daki Geç Dönem Osmanlı camilerinin bir bölümüyle (duvar, mihrap, üst örtü, süsleme vb. özellikleriyle) özgünlüğünü kaybetmemiş olan camileri tespit etmek, mimari çizim ve fotoğraflarıyla birlikte yapıların mevcut durumlarının incelenerek, kataloglanması tezin amaçları arasındadır. Bu çalışma sonucunda, yapıların mimari ve tipolojik özelliklerinin belirlenerek, Türk Sanatı içerisindeki yerlerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışmada hedeflediğimiz amaçlar gerçekleştiği takdirde elde edilebilecek faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Tarihsel fayda: Ekonomik ve siyasi zorluklar içindeki Osmanlı Devletinin eyalet merkezindeki dini mimari örneklerinden olan cami ve mescitlerin dönemin sosyo kültürel yapısına katkı sağlayıcı özelliklerini belirlemektir.

2. Kültürel fayda: Gelişmiş toplumlar, tarihi değerlerini biriktiren ve algılayan toplumlardır. Günümüzde kentlerin son yüzyıl içinde ürettikleri mimari değerlerin ortaya konulması ve yaşatılması; modern kent kültürünün geleneksel niteliklerle olan bağlantısının kurulması açısından önemlidir. Toplumlar taşınmaz kültürel miraslarıyla değerlendirmeye alınmaktadırlar. Bir milletin sahip olduğu taşınmaz değerleri, istikbale aktarılması amacını geliştirilmiş olacak aynı zamanda Sanatsız bir millî kimlik ve

(17)

evrensel boyut yakalayabilmek neredeyse mümkün değildir2. Sahip olduğumuz eserlerin yarınların temelini atacağını bilmemiz gerekir. Türk tarih, kültür ve medeniyetinin temellendirilmesi ve devamı konusunda sanat eserlerimizin ve mimarî yapılarımızın korunması, gelecek nesillerle iletilmesi kültürel fayda olarak değerlendirilebilir.

3. Sosyolojik fayda: Yapıların kendi aralarındaki ilişkileri belirlemek, ortaya çıkan ilişkileri zaman, mekân, inanç ve insan ilişkileri çerçevesinde ortaya koymaktır3.

Tez çalışmasında takip edilen metot: İlk önce Konya Kültür Varlıkları ile ilgili genel yayınlar taranmıştır. Tezimizle ilgili doğrudan ve dolaylı çalışmalar okunmuştur. Buradaki bilgilerden hareketle bu konuda yayınlanmış kaynaklara ulaşılmıştır. Bölgede çalışma yapmış bilim adamlarıyla, yapı ustalarıyla, kaynak kişilerle görüşmelerde bulunulmuştur. Yapılarla ilgili arşiv çalışması kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi ve Abide ve Yapı İnşaat Dairesi Başkanlıklarının arşivleri taranmış, Konya’da kayıtlı bütün camilerin mevcut vakfiye, şer’iye sicilleri, salnameler, temettuat defterlerindeki bilgileri, eski resimlerini, rölövesi yapılmış camilerin planları incelenmiştir. Konya Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü ile Konya Vakıflar Bölge Müdürlüklerinin arşivlerinde bulunan yapılarla ilgili dosyalar incelenmiş, konumuz kapsamındaki yapıların geçirdiği onarım, ilave ve değişim süreçleri dosyalardaki bilgilerde çıkarılmıştır. Her bir yapı için incelenen dosyalar, dijital ortama kopyalanarak bilgiler ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Şehrin tarihi, coğrafi, fiziki, demografik bilgileri ve vakıf sistemleri incelenerek dönem hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılmaya çalışılmış, bu konularla ilgili yapılmış tez ve bilimsel çalışmalar taranmış, elde edilen sınırlı bilgi çalışmamızdaki bazı noktalarda dayanak olarak kullanılmıştır.

Yukarıdaki çalışmalar sırasında elde edilen bilgiler doğrultusunda katalog bölümünü hazırlamak için saha çalışmasına çıkılmıştır. Özgünlüğünü koruyan cami ve mescitler incelenmiş, planı olmayan yapıların ölçüleri alınarak ölçekli rölöve planları hazırlanmıştır. Çizim sıralaması kronolojik sıralamayla metin içine yerleştirilmiştir. Kitabesi olan camilerin kitabeleri okunmuş, vakfiyeleri bulunan camilerle karşılaştırılıp yapının doğru tarihlendirilmesine çalışılmıştır. Eğer yapının mevcut bir vakfiyesi varsa, temettuat defterlerindeki yapıyla ilgili bilgiler ile karşılaştırılarak değerlendirmesi

2 Oral, 1993, 3. 3 Oral, 1993, 3.

(18)

yapılmıştır. Yapılar tanıtılırken kitabe başlığı altında Osmanlıca metinlerin Türkçe okunuşları verilmiştir.

Katalog bölümünde; yapıların sıralaması yapım tarihlerine göre verilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde tescilli veya tescillenmemiş camilerin Diyanet İşlerine bağlı Konya Müftülüğündeki “Cami Kayıt Defterlerinde” kullanılan isimlere göre yazılmıştır. Bazı yapıların kitabesi ve vakfiyesi bulunmamaktadır. Muhtemelen bu yapıların adları değişikliğe uğramıştır. Bu yapılar tarihlendirilirken benzer yapıların plan, yapı elemanları ve süsleme özellikleri dikkate alınarak tarihlendirilmiştir. Ayrıca Geç Dönem Sille Camileri seminer çalışmam kapsamında tarafımca hazırlanmıştır. Bu sebeplerle, söz konusu kapsam içine giren yapılar teze dahil edilmemiştir. Bununla birlikte değerlendirme bölümünde plan, süsleme, kitabe vb. başlıklar altında karşılaştırmalar yapılmıştır. Mevcut olmayan, tamamen betonarmeye çevrilen camilerin ise sadece adlarına yer verilmiştir.

Yapıların mimari özellikleri tanıtılırken şu metot takip edilmiştir. Genel tanımda; yapının tescil kararı, varsa mimarı, banisi, tarihi, onarımları hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Yapının yeri tanımlanırken; avlu, hazire şadırvan hakkında açıklamalar yapılmıştır. Yapı malzemesi ve tekniğinde; yapıda kullanılan malzemenin cinsi, özellikleri ve yapım tekniği anlatılmıştır. Cepheler, yapı elemanları tanıtılırken giriş cephesinden başlayarak saat yönünde anlatılmış, taşıyıcı duvarlar, kapı ve pencereler, üst örtü, saçaklar, minare ayrıca değerlendirilmiştir. Plan tipi ve plan elemanlarında; yapının planı, tipolojisi, mihrap, minber, kürsü, müezzin mahfili ve mahfil katı tanımlanmıştır. Özgün olmayan plan elemanlarına kısaca değinilmiştir. Süsleme başlığı altında yapının varsa özgün süslemeleri anlatılmıştır. Kitabe ve tarihlendirme bölümlerinde ise yapının kitabesine ve vakfiyesine yer verilmiş, elde edilen bulgulara göre tarihlendirilmiştir. Değerlendirme bölümünde; yapının özgün haliyle mevcut durumu ve Geç Dönem Osmanlı camileri içindeki yeri değerlendirilmiş, özgün plan durumunun ne olabileceği sorusuna cevap aranmıştır.

Yapıların plan tipleri anlatılırken bir takım terminolojik sorunlarla karşılaşılmıştır. Harimlerin taşıyıcı sistemleri anlatılırken ahşap direkler4 değişik

(19)

kaynaklarda, dikme5, sütun6 şeklinde tarif edilmiştir. Çalışmamda taşıyıcı sistem, plan, üst örtü anlatılırken ahşap direk kelimesi kullanılmış, Doğan Hasol’un “Mimarlık Sözlüğünde”ki kelimelerle terminolojik ifadelere yer verilmiştir7.

Tezin metin kısmı düzen olarak beş ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde; konunun tanımı, sınırları, önemi, tezin amacı, metodu, düzen ve konu ile ilgili yapılan yayınlar anlatılmıştır.

İkinci bölümde: Konya’nın coğrafi yapısı, tarihçesi, fiziki, nüfus yapısı ve vakıf sistemi açıklanmıştır. Bu bölümde, Katalog bölümüne referans sağlayıcı bilgiler verilmiştir.

Üçüncü bölüm, katalog’dan oluşur. Bu bölümde, Konya merkezi Geç Dönem Osmanlı cami ve mescitlerden günümüze kadar bütünüyle veya bir bölümüyle özgünlüğünü koruyabilen 51 yapının, inşa tarihi sırasıyla mimari özellikleri incelenmiştir. Katalog kısmının ikinci bölümünde Geç Dönemde inşa edilen, arşiv kaynaklarında adları geçen, günümüze ulaşamamış ve mimari özelliklerini kaybederek yenilenen camilerin adları tablo halinde verilmiştir.

Dördüncü bölüm ise, değerlendirme bölümüdür. Bu bölümde, Konya camilerinin mimari yönden genel özellikleri; malzeme, teknik, cephe, plan tipi, yapı elemanları, süsleme, kitabeler başlıkları altında değerlendirilmiş, yapım tarihleri dönemi içinde irdelenerek karşılaştırma yapılmıştır.

Beşinci olan sonuç bölümünde: Konya’daki Geç Dönem Osmanlı camilerinin bölge camileri içerisindeki önemi, Sanat Tarihine ve Türk Mimarisine kazandırdığı yenilikler vurgulanmıştır.

Metin kısmının sonunda; kaynakça, belgeler, harita, çizimler ve fotoğraflar listeleriyle birlikte yer almaktadır.

1.3. Konuyla ilgili Kaynak Araştırmaları:

Konya Geç Dönem Osmanlı camilerini konu alan genel bir yayın bulunmamakla birlikte Konya’yı anlatan her yayında az ya da çok cami ve mescitlerden bahsedilmiştir.

5 Tuncer, 1979, 4–6.

6 Erdemir, 2007,333.- Karpuz, 2006, 288. 7 Hasol, 1979.

(20)

Tarih sırasıyla vakıf kayıtları8, salnameler9, şeriye sicilleri10, beratlar ve fermanlar11, seyahatnameler12, makaleler ve kitaplarda Konya camilerinden bahsedilmektedir. Arşiv kayıtlarına dayalı bu tür belgelerdeki bilgiler daha çok yapıların tarihlendirilmesi amacı doğrultusunda kullanılmıştır.

Konya tarihiyle ilgili önemli bir çalışma olan İbrahim Hakkı Konyalı’nın, “Konya Tarihi” adlı kitabında, “Camiler” başlığı içerisinde Konya’daki bazı Geç Dönem Osmanlı camileri hakkında mevcut kitabe ve vakfiyeleriyle ayrıntılı bilgilere yer verilmiştir13. Mehmet Önder, “Mevlâna Şehri Konya” adlı kitabında Osmanlı cami ve mescitleri hakkında bazı bilgiler verir14. Konya’daki Osmanlı camileri konusunda makalesi bulunan Ali Baş ise, Osmanlı camileri hakkında ayrıntılı bilgi vermekte önemli Geç Dönem Osmanlı camilerinin bir kısmını anlatmaktadır15. Mustafa Çetinaslan “Konya Camilerinde Mahfiller” adlı Yüksek Lisans çalışmasında en kapsamlı araştırmalardan birini yapmış, Geç Dönem Osmanlı camilerinin 16 tanesini incelemiş, planlarını hazırlamış camilerin mahfil katlarının değerlendirmesini yapmıştır16. Haşim Karpuz “Konya ve çevresindeki Yazlık Mekânlı Camiler 17 ” ve “Konya’daki Mevlevilerce İnşa Edilen Bazı Yapılar18” adlı makalelerinde Konya’da bulunan bazı Geç Dönem Osmanlı camiler hakkında bilgiler verir. Derya Yavşuçar “XX. Yüzyılın Başlarında Konya’daki Bazı Camiler” adlı lisans çalışmasında 12 camiyi özellikleriyle tanıtmıştır19. Remzi Duran “Konya’daki Geç Dönem Osmanlı Yapıları20” adlı makalesinde Konya’daki Geç Dönem Osmanlı camilerinden 14 yapıyı tanıtmıştır. Zeki Atçeken “Konya’daki Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanılması” adlı çalışmasında Selçuklu camilerinin Osmanlı devrinde bakım, onarımları hakkında ayrıntılı bilgiler verir21. Sille hakkında etraflıca tarihsel çalışma yapan Hasan Özönder 8 Sak,2008. 9 Akandere, 2005 10 Küçükdağ, 2005. 11 Uçkaç, 1995. 12 Eravşar, 2001. 13 Konyalı, 1964. 14 Önder, 1964. 15 Baş, Ali, 2005. 16 Çetinaslan, 2005. 17 Karpuz, 2006. 18 Karpuz, 2007. 19 Yavşuçar, 2003. 20 Duran, 2006. 21 Atçeken, 1998.

(21)

“Kültür ve Tarih İçerisinde Sille” adlı çalışmasında, buradaki camileri tanıtmıştır22. Semavi Eyice “Aziziye Camii” adlı makalesi Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisinde yayınlanmıştır23. Tolga Bozkurt’un, Aziziye Camii mihrabının üslûp özelliği hakkında, İpek Yolu Konya Kitabı’nda yayınlanmış bir makalesi bulunmaktadır24.

Tez çalışmasına başladığımda Prof. Dr. H. Karpuz başkanlığında bir heyet tarafından “Konya Çevresindeki Kültür Varlıklarının Envanter” projesi yapılıyordu. Henüz yayınlanmayan bu proje çalışmamda kullanılmamıştır. Ancak yayınlanma aşamasında olan bu projedeki bilgiler ileride tezimin yayınlanması sırasında kullanılacaktır.

Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminin sosyal ve iktisadi yönden incelenmesiyle ilgili birçok kitap, tez ve makale hazırlanmıştır. Bu çalışmaların incelenmesi ve tezimizde kullanılması Osmanlı Geç Dönemi hakkında bize daha ayrıntılı bilgiler vermekte çalışmamızın doğru değerlendirilmesini sağlamaktadır.

İkincil derecede önemli olan bu konudaki çalışmaları şöyle sıralayabiliriz; Uğur Tanyeli “15. Yüzyıldan Erken Cumhuriyete Konya’da Mimari” adlı makalesinde Konya’daki Osmanlı Dönemi ve Geç Dönem yapıları hakkında genel bilgiler verir25. Muhiddin Tuş, “1756- 1856 Sosyal ve Ekonomik Açıdan Konya” adlı Kitabında Konya’nın sosyal ve iktisadi açıdan incelemesini yapmıştır26. Yusuf Küçükdağ “Lale Devrinde Konya” adlı doktora çalışmasıyla Lale Döneminde Konya hakkında bilgileri ve cami isimlerini adresleriyle birlikte belirtir27. Murat Oral, “Gelişim Süreci İçinde Cami Mimarisinin İrdelenmesi Konya Örneği” adlı yüksek lisans tezinde Cumhuriyet Dönemi Konya’da yapılan camilerden örnekler vermiştir28. Murat Çelik, “Hicri 1286 (M.1869) Tarihli Konya Vilayeti Salnamesi’ne göre Konya Vilayeti’nin Siyasi, İdari, Adli, Sosyal, İktisadi ve Askeri Yapısı” adlı çalışmalarında Konya’nın XIX. Asrın

22 Özönder, 1998. 23 Eyice, 1991. 24 Bozkurt, 2005. 25 Tanyeli, 2001. 26 Tuş, 2001. 27 Küçükdağ, 1989. 28 Oral, 1993.

(22)

sonlarındaki fiziki sosyal yapısını anlatmıştır29. İlknur Aydın, yüksek lisans tezinde” H. 1303 (M.1887) Tarihli Konya Vilayeti Salnamesinin Yeni Harflere Çevrilmesi ve Değerlendirilmesi”30 ve Mustafa Yıldırım ise “Konya’da Son Asırda Kaybolan Bazı Türk Yapıları” isimli doktora tezinde günümüze ulaşamayan yapıları kaynaklar ölçüsünde değerlendirmiştir31. Nurcan İnci Fırat “1900–1930 yılları arasında Konya’da Türk Mimarisi” adlı doktora çalışmasında I. Ulusal Mimarlık Dönemi mimarlık eserlerini incelemiştir32. Osman Eravşar “Gezginlerin Gözüyle Konya” adlı makalesinde seyyahların tespitlerini, anılarını ve şehir tasvirlerini anlatmaktadır33.

29 Çelik, 1999. 30 Aydın, 2003. 31 Yıldırım, 1997. 32 Fırat, 2005. 33 Eravşar, 2001.

(23)

2. KONYA’NIN COĞRAFİ DURUMU, TARİHÇESİ, FİZİKİ, DEMOGRAFİK YAPISI VE VAKIF SİSTEMİ

2.1. Coğrafi Durum:

Konya, 36° 22' ve 39° 08' kuzey paralelleri ile 31° 14' ve 34° 05' doğu meridyenleri arasında yer alır. Konya Anadolu Yarımadası’nın ortasında bulunan İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde, şehrin kendi adıyla anılan Konya bölümünde yer almaktadır. Konya topraklarının büyük bir bölümü, İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar. Konya’nın güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz Bölgesi’ne dâhildir. Yüz ölçümü 38.257 km2 (göller hariç) dir. Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Ortalama yükseltisi 1016 m.dir. İbn Battuta seyahatnamesinde: Konya'nın gayet büyük bir şehir olduğunu, güzel binalara, sayısız ark ve akarsulara, bağ ve bahçelere sahip bulunduğunu, caddelerin geniş ve muntazam olduğunu söyler34. Kâtip Çelebi’de bize Konya şehri hakkında coğrafi ve tarihi bakımdan bilgi vermektedir; “Bu şehrin batı ucunda İki çatal dağların doğu

eteğine yakın düz yerde akarsulu, bağlı ve bahçeli bayındır suyu vardır. Güney yanında ise dağların eteğinde Meram denilen bahçeleri ve gezinti yeri olup, dağdan şehre ve Meram’a nehirler akar 35” demektedir.. Konya Orta Anadolu şehirlerinin Karasal İklim kuşağındadır, yazlar sıcak, kışlar soğuk, ilkbahar ise yağmurlu geçmektedir.

2.2. Tarihçe:

Konya M.Ö. 7000'li yıllardan itibaren Çatalhöyük Neolitik, Karahöyük Kalkolitik, Alâeddin Tepesi, Eski Tunç Devri dönemlerini yaşayan çeşitli medeniyetler sahne olmuş önemli bir merkezdir36. Konya adının "Kutsal Tasvir" anlamındaki "İkon" sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir37. Bu konuda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır, üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, "İkonion" dur. İkonion adı, İcconium'a dönüşürken, Roma Döneminde İmparator adlarıyla değişen yeni

34 Parkmazsızoğlu, 1971, 21. 35 Gökyay, 1982, 206.

36 Arık, 1983,206. 37 Baykara, 1985,1.

(24)

söyleniş biçimlerine rastlanır. Bunlar; "Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium" dur. Bizans kaynaklarında "Tokonion" olarak geçen şehrimize yakıştırılan diğer isimler şöyledir: "Ycconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia." Arapların Kuniya dedikleri güzel kentimiz, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bir daha değişmeyerek günümüze kadar gelen “Konya” ismine kavuşmuştur38.

Konya’nın ticari ve askeri güzergâhların kesiştiği bir noktada olması, pek çok kez yakılıp yıkılmasına neden olmuştur. Ancak bu sırada birçok medeniyete de ev sahipliği yapması tarihte bir kültür merkezi olarak anılmasına yol açmıştır. Hititler, Lidyalılar, Persler, Selevkoslar ve Romalıların hâkimiyetinde bulunan Konya, VII. yy’ın başlarında Sasaniler, ortalarında da Emeviler tarafından işgal edilmiş olup, X. yy’a kadar Bizans eyaleti olarak varlığını sürdürmüştür. 1071 yılında, Malazgirt savaşından sonra Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış ve Büyük Selçuklu Sultanı Kutalmış oğlu Sultan Süleyman Şah tarafından Konya fethedilmiştir. 1074 yılında kurulan ve başkenti İznik olan Anadolu Selçuklu Devleti I. Haçlı Seferi sonunda İznik'i kaybedince, Başkent Konya'ya taşınmıştır. Başkent olduktan sonra günden güne gelişen ve pek çok Anadolu Selçuklu mimarlık abideleriyle süslenen kent, kısa zamanda Anadolu'nun en gelişmiş şehirlerinden biri haline gelmiştir. 1097 yılından 1308 yılına kadar 211 yıl boyunca, Anadolu Selçuklu Devletinin egemenliği altında kalan Konya, Selçuklu Devletinin yıkılışını takiben Karamanoğulları Beyliğinin hâkimiyeti altına girmiştir.

Osmanlı Döneminde Konya; M.1387’de Osmanlı Padişahı I. Sultan Murat, şehrin önlerine geldi. M. 1398'de oğlu Yıldırım Beyazıt şehre girip Karaman Devleti'ne son verdi ancak, 1402 Ankara Savaşı felaketinden sonra Karamanoğulları Beyliği yeniden kuruldu. Karamanoğlu İbrahim Bey, kendisini Konya tahtına oturtan II. Murat'ın Rumeli seferleriyle meşguliyetinden faydalanarak Beyşehir’i almasıyla (1435), Sultan Murat Anadolu’ya yönelmek durumunda kalmış, Konya'yı zapt etmişse de aracılar vesilesiyle İbrahim Bey'i bağışlamıştır. Buna rağmen İbrahim Bey hatalarına devam edince Fatih Sultan Mehmet Karamanoğulları’nın etkinliğine son vermiştir. Bunun üzerine İbrahim Bey Konya’yı terk ederek Gevele Kalesine sığınmıştır. H.872 M.1468 yılında Konya Osmanlıların eline geçmiştir.39 Fatih Sultan Mehmet 1470’te

38 Zoroğlu, 1984, 6–10. 39 Ürekli, Aköz, 1997, 196.

(25)

devletin Rumeli (Sofya), Anadolu (Kütahya), Rum (Tokat) Eyaletlerinden sonra 4. Eyalet olarak Karaman eyaletini, merkezi Konya şehri olmak üzere kurdu. Eyalete ilk zamanlarda, Osmanlı şehzadeleri vali olarak atandı. Sırasıyla, Fatih'in ortanca oğlu Şehzade Mustafa, küçük oğlu Şehzade Cem, 2. Beyazîd'ın büyük oğlu Veliaht Şehzade Damat Abdullah, onunkardeşi (annesi Karamanoğlu olan) Şehzade Şahinşah, onun oğlu Şehzade Mehmet Şah, 1470'ten 1513'e kadar eyaleti yönettiler. Şehir Osmanlı Devletinin doğu ve güney seferlerinde ordunun dinlenme ve hazırlık yeri olarak kullanılmıştır. Yavuz Sultan Selim Han 3 kez Konya 'ya uğramış ve bu ziyaretlerinde Mevlâna Dergâhı onarılmış, şehre içme suyu getirilmiş, nüfus ve arazi sayımı yapılmıştır. Saray dışından ilk beylerbeyi, Konya’ya ancak 1513'te atandı. Kanunî devrinde Veliaht Şehzade 2. Selim de Konya’da görevde bulundu. III. Selim zamanında Kadı Abdurrahman Paşa M.1803’te Konya Valiliğine atanmıştır. II. Mahmut Döneminde M.1832 Mısır Valisi İbrahim Paşa Osmanlı Sadrazamını Takkeli Dağı eteklerinde yenerek esir almıştır. Şehrin nüfusu 1825’te Türkiye'nin 11. ve dünyanın 69. şehriydi. Tanzimat Döneminden sonra eyalet için Karaman adı yerine "Konya" dendi. 1839–1876 Konya Surların yıkımı devam etmiş, Vali Ahmet Tevfik Paşa zamanında (H1286 M. 1869–1870) matbaa açmıştır. Matbaa 1867 'de büyük bir yangın geçirmiştir. Konya 'da ilk gazete 1869 yılında çıkarılmıştır. 1873 'te Konya’da kıtlık tehlikesiyle karşılaşılmıştır. 1889 'da İdadiye, 1901 'de Mekteb-i Sanayi, 1908 'de Hukuk Fakültesi açılmıştır. 1882’de Hükümet Konağı Konya Kalesinin taşlarıyla inşa edilmiştir. 1898 'de demiryoluna kavuşmuştur 40. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra, Konya İtalyanlar tarafından işgal edilmiş ise de, 20 Mart 1920 tarihinde işgalden tamamen kurtarılmıştır. 1920 'de Delibaş ayaklanmasıyla karşılaşılmış, bu ayaklanma bastırıldıktan sonra Konya, Milli Mücadeledeki yerini almıştır. İstiklal Savaşı yıllarında da Konya üzerine düşen görevi yapmış, Batı Cephesi Karargâhı Akşehir'de kurulmuştur. Kurtuluş savaşında en çok şehit veren ilimizdir.

2.3. Fiziki Yapı:

Anadolu yerleşme tarihi içinde önemli bir konuma sahip olan Konya şehir merkezinin tarihi, ilk kurulduğu Kalkolitik dönem başlarından M.2400- 2000 yıllarına

(26)

gitmektedir41. 1941 yılında Alâeddin Tepesinde yapılan kazılar bu görüşü destekleyen bulguları ortaya koymuştur42. Orta Anadolu, yerleşim bakımından iskâna uygundur. Konya tarihi kent merkezinin çekirdeğini oluşturan iç kalede, Hititlerin (M.Ö.2000–700) Friglerin (M.Ö. 1000–700), Helenistik Roma, Bizans, Helenistik, Roma çağı yerleşimini kanıtlayan bulgular ele geçmiştir43. Roma Döneminde şehrin Alâeddin tepesi çevresinde dikdörtgen planlı olduğu, şehirde enine boyuna gelişen yollar bulunduğu öne sürülmektedir44. Erken Bizans Döneminde iç ve dış kaleden oluşan bir şehir olduğu düşüncesi kabul edilebilir.45

Konya Anadolu Selçuklularının hâkimiyeti altındayken, I.Alâeddin Keykubat döneminde ilim ve sanat merkezi haline gelmiştir. Şehrin içkale surları ve sarayı onarılmış ilave köşkler yapılmıştır. Şehre askeri, idari, dini, ticari, eğitim ve sosyal alanda yapılar kazandırılmış, 12 kapısı bulunan dış kale surları inşa edilmiştir46. Şehrin fiziki yapısı saray, ahmedek, ulu cami, pazar, meydan, şehir içi hanlar, mahalleler, tekke ve zaviyeler, medreseler, cami ve mescitlerden oluşuyordu47. Türk İslâm şehirlerinin fiziki, içtimai unsuru içinde mahalleler genellikle bir mescit veya tekke ve zaviye içinde gelişiyordu. Çıkmaz sokak olgusu daha çok mahalle içerisinde aile hayatı ile yakından ilgiliydi. Şehrin içindeki yollar sosyal iktisadi idari yapılara göre düzenleniyordu. Şehir kapılarından yollar daralmakla birlikte Cuma Camisine, pazara veya çarşılara doğru yönelmekteydi48. I.Alâeddin Keykubat tarafından yaptırılan ikinci surun dışına tekke zaviyeler sayesinde iskâna açılmış kısa sürede büyük mahalleler teşkil etmiştir49. Karamanlı Beyliği Döneminde şehir siyasi istikrarsızlıktan dolayı gelişememiştir. Anadolu Selçuklu egemenliğinden 13. yy.dan sonra ünlü Arap gezgini İbni Batuta 14.yy. başlarında şehrin harap ve büyük oranda boş olduğunu belirtir50.

1648 yılında Evliya Çelebi Konya 'ya gelmiş ve Seyahatnamesinde geniş bir şekilde şehirden bahsetmiştir. "Konya; Batı sonundaki iki çatal dağların doğu eteğine 41 Baştak, 1945,1. 42 Akok,1975,222. 43 Akok,1975,223. 44 Uzluk, 1935,16. 45 Yasa, 1996, 90. 46 Baykara, 1998, 29. 47 Yasa, 1996, 96. 48 Eravşar, 2001, 43. 49 Küçükdağ, 1989, 12. 50 Tanyeli, 2001, 177.

(27)

yakın düz yerde, akarsulu, bağlı ve bahçeli bir şehirdir. Mamur suru vardır. Cenup tarafından dağların eteğinde Meram nam bahçeleri ve Mesiresi olup, dağları şehre ve Merama, nehirlere akar. Mezraları ve şehir bostanlarını suladıktan sonra şehrin ova tarafına bu suların ayağı inip bir göl olur. (Aslım Sazlığı) Bu göl dağları ihata eder ve bunun kalesini de Sultan Kılıçarslanı Selçuki taştan yapmıştır. Dar-ül Mülk-ü ve Taht-ı idi. Kendi sarayında bir büyük ıvan vardır. Sonra suru harabe yüz tutunca Sultan Alâeddin-i Keykubad-i Selçuk-i ve ümerası tecdit edip taş ile hendeğin dibinden yaptılar. Handeği yirmi, duvarının yüksekliği 30 ziradır(Arşın). Bu surun 12 kapısı olup, her birinin büyük kapısı şeklinde kuleleri vardır. Bunda imareti âliye bina ettiler. Suyu dağdan gelir. Anın için sur kapısında bir kubbe-i azime vardır. Hariçte üçyüz kadar lüle ab-ı cari olur. Şehre münkasimdir. Türabının mahsulü pembe vesair hububat ve meyvelerdir. Kamer-ed-din-i demekle maarif bir kayısı olur. Gayet latiftir. Şehrin havası mutedildir. Ekseri bağları dağ tarafındadır. Bunda bir çeşit gök çiçek olur ki ona Debbağ Çiçeği derler. Tohumunu her sene sair mezru af gibi ekip biçerler, bununla debbağlar gök renkte gön ve sahtiyan yaparlar. Rum şehirlerine ve Frengistan’a ihraç ederler. Yıldırım Beyazıt Han Konya Kalesini fethetmiştir. Kanuni Sultan Süleyman Tahriri üzere şimdi Karaman Eyaleti adı ile müstakil bir eyalet olup, paşa makamıdır. Yedi sancağı vardır. Konya'nın mezhepleri hep hanefidir. Camilerin en eskisi iç kaledeki Sultan Alâeddin Camidir. Bu iç kale yüksek bir yerde olup, mükellef ve mükemmel cephanesi ve topları vardır. Bu kalenin doğu ve şimal tarafları sahra ile bir gölceğizdir. Camiyi Sultan Süleyman iki minareli ve geniş haremlidir. Mescitleri çoktur. Medreselerinin en meşhuru Nalıncı Medresesidir. 2 Darülkurra 3 Dar-ül Hadisi, 170 Sıbyan Mektebi, 40 Tekkesi vardır. Çeşmesi çoktur. 300 'ü geçen sebilleri 11 Dar-ül Ziyafesi, 300 kadar bağlı bahçeli sulu suvatlı büyük saraylar vardır ki paşa sarayı pek meşhurdur. 26 Bekâr Hanı, bir Bedesten, 1.900 dükkânı vardır. Konya’nın helvacı, berber civanları, külahçıları, terzileri ve kuyumcuları meşhurdur. 20 kadar hazır doktorları vardır. Ahalisi hep Türk 'dür. 9.000 kadar bağ ve bahçesi vardır. Güzel sesli kuşlarının ötüşleri insana taze hayat verir. Konyalılar ehli ve ayalleri ile sekiz ay Meram’da oturup zevk-ü sefa ederek felekten gam alır51" şeklinde şehir fiziki yönden tasvir edilmektedir.

51 Evliya Çelebi, C.10, 248.

(28)

Klasik Osmanlı Döneminde fazla gelişemeyen kentte fazlaca bir imar çalışması yapılmamıştır. Bu dönemde, Sultan Selim, Şerafettin camileri ile Mevlâna Dergâhındaki mescit inşa edilmiştir. Dönemin valileri tarafından kentin farklı bölgelerinde cami ve medreseler yaptırıldığı görülmektedir. Anadolu Selçuklu Döneminde olduğu gibi iktisadi içtimai hayat, Lale devrinde şehirde: 23 han, 31 bedesten (çarşı) ve pazarlar faaliyet göstermektedir52. Lale devrinde, Anadolu Selçuklu ve Klasik Osmanlı dönemlerine ait cami ve mescitler kullanılırken, 18.yy. da önemli bir atılım ile bir değişim süreci gündeme gelmektedir. Nüfus artışına paralel olarak mahalle sayıları artmış, buna mukabil yeni cami ve mescitler inşa edilmiştir. Bu dönemde şehirde 41 cami, 130 mescit 4 kilise, eğitim öğretim yapan 31 medrese, 16 darul huffazı, 5 muallimhane, 8 kütüphane, 6 imaret, 1 Bimarhane (Tımarhane) 52 zaviye, 11 hamam, 1 hapishane ve 54 çeşme vardı53. Şehir merkezi 20.yy. başlarına kadar Anadolu Selçuklular zamanında kapladığı alanı daha sonraki dönemlerde de seyrek dokusu sebebiyle meydana gelen büyümeyi aynı mekân içinde muhafaza ettiğini söylemek mümkündür.

Türk İslâm şehirlerindeki mahalleler, genelde bir mescidin çevresindeki belirli sayıdaki evlerden meydana geliyordu. Yeni kurulan mahalleler halkın dini ibadetini karşılayacak müesseslere kavuşturulmuştur. Selçuklular Döneminde Konya şehir mahalleleri doğu-batı, kuzey-güney doğrultusunda dörde bölen iki ana arter arasında gelişmiş olmalıdır. Tuncer Baykara’nın Selçuklu Döneminde Konya’da mahalle sayısının 40–50 arasında olduğunu tespit etmesi Selçuklu Döneminde inşa edilen mescit sayısı oranıyla her mahalleye bir mescit bağlantısı ve mescitlerin aynı adla anılması bu tezi kuvvetlendirmektedir54 1668 tarihli tahrir defterinde yapılan çalışmada 108 mahalle tespit edilmiş, Lale Devrinde bu sayı 140’a ulaşmıştır55. M.Ali Uz, H.1264-(1848) yılı Konya Mahallelerinin sayısının 110 olduğu tespit etmiştir 56 . Şer’iye sicilleri incelendiğinde 16–19 yy. arasında kayıtlarda 215 mahalle adı geçmektedir57. Bu mahallelerin çoğunun adları değişmiş veya diğer mahalle adlarıyla anılmaya başlanmıştır. 52 Küçükdağ, 1989, 72. 53 Küçükdağ, 1989, 72. 54 Yasa, 1996, 125. 55 Küçükdağ,1989, 79. 56 Uz, 2004, 29. 57 Uz, 2004, 35.

(29)

2.4. Demografik Yapı:

Konya, Bizanslılar Döneminde yerleşim alanı Alâeddin tepesi ve çevresinde olup, tahmini nüfus 3000-4000 kadardır58. Bölge Türk hâkimiyetine geçince şehrin yayılması ve kapladığı alan düşünülürse 13. yy. ortalarında şehir tahminen 60.000 civarındadır59. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra şehir nüfusu gerilemiş, 16.yy.ın başlarında yapılan bir tahrirde: Özer Ergenç tarafından yapılan hesaplamaya göre şehrin nüfusunun 18.430 olduğu tahmin edilmiştir60. H.992 (M.1584–1585) tarihli Konya Mufassal Tahrir Defterine göre şehir içi toplam nüfus 15.000 geçmemektedir. Konya’nın XVII. yy. da nüfusunun 17.500 olduğu tahmin edilmektedir61. Lale Devri’nde şehir nüfusu tahminen 22.000 olmalıdır62. Lale Devri’nden sonra şehir nüfusu sürekli artarak 1890 yılında 44.000’e ulaşmıştır63. Şehrin nüfusunun Osmanlı Geç Döneminde artışı beraberinde cami ve mescitlerin ihtiyaca göre yenilenmesi veya onarılmasını ortaya çıkarmıştır. Nüfus 1927’de 47.000 olarak sayılmıştır.

2.5. Vakıf Sistemi:

İslâm Dünyasının sosyo-ekonomik hayatında önemli bir rol oynayan dini ve içtimai bir müessesenin adı olan vakfın kelime anlamı durdurmak, alıkoymak, deyim anlamında ise kişinin mülkünü dini, hayri veya içtimai bir gayeye ebedi olarak tahsis etmesidir.64. Bunlardan başka vakıf vakfedilen malları ifade etmede kullanılmaktadır.

Anadolu Selçuklukları zamanında sonraki zamanlarda birçok tekke, zaviye, kervansaray, medrese, cami mescit vb. vakıf yöntemiyle eserler yapılmıştır. Bunlar şehrin büyüyüp gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Konya’da büyük vakıflar arasında Sultan Alâeddin Cami, Celâliye Evkaf’ı önemli vakıflardandı65. Konya’da birçok mahalle bugün dahi mahalleler vakıf kurucuların adlarını taşımaktadır. Osmanlı Döneminde vakıf olmayan mahallelere de Celâliye Evkaf’ından Çelebiler Konya’ya tarh

58 Baykara, 1998, 128. 59 Baykara, 1998, 128. 60 Tuş, 2001,121. 61 Oğuzoğlu, 1980, 41. 62 Küçükdağ, 1989,78. 63 Yediyıldız, 1986, 153. 64 Yediyıldız,1986, 153. 65 Yediyıldız,1986, 153.

(30)

edilen vergiyi altı sehne bölüp, birini vakıf mahallelerindeki dini yapıların ihtiyaçlarına ödenirdi66.

Vakıflara yapılan vasiyetlerde vasiyet eden kimselerin varisleri veya vasi muhtarlarınca yapılması istedikleri çok değişik talepleri bulunmaktadır. Konyalı hayırseverler tarafından vasiyet yoluyla gerçekleştirilen cami ve mescit inşası, tamiri, bakımı yanında müştemilat kısmı içinde vasiyet yapılarak para, arazi gelirleri, gayrı menkuller vakfediliyordu. Osmanlı Geç Dönemindeki Konya vasiyet belgelerinde, şehir merkezinde hizmet veren 26 cami, 100 mescit olduğu tespit edilmiştir67. Yukarıdaki tespit etmeye çalıştığımız nüfus, mahalle, vakıf tespitleri tezimizin konusuyla doğrudan ilişkilendirebiliriz. Nüfus, mahalle ve vakıf sayılarının azalması veya artması cami ve mescitlerin ihtiyaç özelliğine göre yapılar ya yeniden imar edilmiş veya onarılmıştır. Mahalle adları cami isimleriyle veya vakıf adıyla aynıdır68.

Anadolu Selçuklularının kullandıkları vakıf sistemi Osmanlılar tarafından da yeniden düzenlenerek devam ettirilmiştir. Böylece vakıf sistemiyle birçok mimari eser günümüze kadar gelebilmiştir.

66 Tuş, 2001, 160.

67 Sak, 2007, 56. 68 Yasa,1996,125.

(31)

3. KATALOG

3.1. GÜNÜMÜZDE MEVCUT OLAN CAMİLER 3.1.1. NAKİPOĞLU CAMİİ

TESCİL TARİHİ: 13.11. 1982 A3861 numaralı KKTVKK.

YAPININ BANİSİ: El Hac Seyit İbrahim Efendi, Minare; Seyit İbrahim oğlu Mehmet Emin Efendi, (Nakipoğlu Vakfı)

YAPIM TARİHİ: İlk Yapı; H. 1176 (M.1762- 1763) İkinci yapım: M.1926 ÇİZİM: 1

FOTOĞRAF: 1-9

İNCELEME TARİHİ: Kasım 2007, Şubat 2008 ve Ağustos 2008

Yapının Yeri:

Karatay İlçesi Nakipoğlu Mahallesi, Nakipoğlu Sokağında kuzey-güney doğrultusunda düz bir arazide inşa edilmiştir (çizim 1). Yapı; avlu, hazire, şadırvan, son cemaat yeri, harim ve tek şerefeli minareden oluşur (Fot. 1).

Dış avlu, yapıyı dört yönden kuşatır. Avlunun doğu ve batı cephelerinde; birer giriş kapısı bulunur. Avlunun kuzeyinde Gödene69 taşından yapılmış şadırvan ve müştemilat bulunur. Şadırvan çokgen formlu olup, üst örtüsü sekiz ahşap direğin taşıdığı çakma tavanlı piramidal çatılıdır. Avlunun batısına hazire, güney ve doğu cephelerine sonradan park yapılmıştır.

Yapı Malzemesi ve Tekniği:

Yapı yığma tekniğinde kâgir olarak inşa edilmiştir. Kesme taş; yapının cephe köşeleri, pencere söveleri, son cemaat yeri ve minare kaidesinde kullanılmıştır. Taşıyıcı duvarlarda kaba yonu taş tercih edilmiştir. Mihrabın dış bordür kuşağı taştır. Harim giriş ve minare giriş kapıları üzerindeki kitabeler mermerdir. Avlu haziresindeki mezar taşlarının kaidelerinde devşirme malzeme kullanılmıştır. Minare gövdesi ve petek kısmı tuğla malzemedir. Çini malzeme; mihrap ve minarede yer alır. Ahşap malzeme; tavan ve

(32)

taban kaplamasında; minberde, mahfil katında, üst örtüde, saçaklarda, kapı ve pencerelerde kullanılmıştır.

Müştemilat yapıları betonarme yapılmış, muhdes şadırvanın üst örtüsü ve minare külahı kurşun kaplıdır. Harim duvarlarının iç ve dış sıvası son onarımında Horasan harçla sıvanmış, dış cephe beyaz renge boyanmıştır.

Cepheler ve Yapı Elemanları:

Kuzey cephesinde son cemaat yeri, cephenin ortasında iki kanatlı harim giriş kapısı ve kapının her bir yanında sivri teğet kemerli iki pencere cephe elemanlarını oluşturur. Harim kapısı üzerindeki kemer alınlığında kitabe mevcuttur.

Doğu ve batı cephelerinde harime açılan sivri teğet kemerli altta üç ve üstte üç tepe penceresi yer alır. Güney cephesinde, altta iki; üstte üç tepe penceresi bulunur. Üst örtü üzerine kırma çatı yapılarak çatı yüzeyine kiremit kaplanmıştır. Çatıdan uzanmış saçaklar yapının dış görünümüne nitelik kazandırmıştır (Fot. 2 ).

Son Cemaat Yeri: Yapının kuzey cephesinde harime göre biraz daha dar ve

alçak tutulan son cemaat yeri üç bölümlüdür. Zeminden iki basamak yükseltilmiştir. Taşıyıcı sistemi, oluşturan kare kesitli ve köşeleri pahlanmış dört ayak, birbirlerine ve harimin kuzey duvarına teğet kemerlerle bağlanmıştır. Kemerler diğer kısımlara göre biraz çökertilmiş olup, üst örtüsü alttan düz çakma tavan, dışarıdan ise beşik çatı ile örtülmüştür. Üst örtünün üç cephesini geniş saçaklar kuşatır (Fot. 3).

Minare: Yapının kuzeybatı köşesinde ve tek şerefelidir. Minareye giriş batı

cephesinden basık kemerli bir kapıdan sağlanır. Giriş kapısı üzerinde minarenin inşa kitabesi yer almaktadır. Minarenin kübik kaidesi kesme taşla, pabuç ve gövdesi tuğla malzemeyle yapılmıştır. Taş bilezikle geçilen şerefe mukarnaslarla süslenmiş olup, yüzeyi çini plakalarla kaplanmıştır. Şerefe korkuluğu taş tabla kaplamalıdır. Petek kısmı sade olup, konik külahlı alemle son bulur (Fot. 4).

Plan ve Plan Elemanları:

Son cemaat yerinden çift kanatlı cümle kapısıyla harime girilir. Harim kareye yakın planlıdır. Giriş kapısının sağında mahfil katına geçit veren açıklık bulunur. Giriş kısmının doğu ve batısında harimden korkulukla ayrılmış, bir basamak yükseltilmiş alt

(33)

kat mahfili izlenir. Harim taşıyıcı sistemi bakımından, oldukça sade tutulmuş, mahfil katını taşıyan iki ahşap direk dışında üst örtüyü taşıyan direk yoktur. Üst örtü, ters kirişleme yöntemiyle çakma tavan olarak yapılmıştır. Üst örtünün yükü doğrudan duvarlara binmiştir. Böylece harimde geniş bir mekân elde edilmiştir (Fot. 5).

Harim, kuzey ve güneyde ikişer, doğu ve batıda üçer teğet kemerli şevli pencerelerle aydınlatılmıştır. Ayrıca doğu, güney ve batı cephelerindeki üçer sivri teğet kemerli tepe pencereleri de aydınlatmaya katkı sağlar.

Mihrap: Dikdörtgen çerçeveli ters “U” şeklinde olup, mihrap duvarının

ortasında ve harime taşkın olarak yapılmıştır. İlk yapıdan kalan özgün çini mihrap nişi çokgen planlı olarak tasarlanmıştır. Dış kenar bordürü, çerçeve içine alınarak yüksek kabartma tekniğinde bitkisel bezemelerle taş süslemelidir. İkinci bordür kuşağı kıvrım dallarla sathi bitkisel bezemelidir. Özgün üçüncü bordür kuşağı ise çini plakalarla kaplanıp yüzeyine şemse motifi işlenmiştir. Kavsara üç sıra kademeli olarak yapılmış, kemer köşelerine ahşap kabara çakılmıştır. Niş yüzeyi tamamen firuze renkli çinilerle kaplanıp iki kenarına başlıklı ahşap kum saati sütunce yerleştirilmiştir. Taş, çini ve ahşap malzemenin bir arada kullanıldığı mihrap özgün özelliklerine iki dış kenar bordür kuşağı uymamaktadır. Bu özellik mihraba ikinci yapım aşamasında ilave edilmiş olmalıdır (Fot. 6 ).

Minber: Harimin güneybatı köşesinde yer alır. Yapım tarihi bilinmeyen minber,

birkaç küçük onarım dışında halen iyi durumdadır. Yan aynalık bölümünün göbeği dik üçgen çıtakâri tekniğinde geometrik olarak süslenmiştir. Silme kuşakla geçilen yan korkuluklara kafes tekniğinde şemse motifleri yapılmıştır. Kur’an tahtı bölümü sade olup, çokgen kasnakla geçilen çokgen külah, alemle son bulur. Minber yüzeyi sonradan beyaz ve kahverengi renklerle boyanmıştır.

Mahfil: Harimin kuzey tarafında olup, ortasında elips formlu çıkması bulunur.

Mafil katına harim girişinin sağından 17 basamaklı merdivenle ulaşılır. Mahfil katının taşıyıcı sistemi, ikisi serbest, ikisi duvara dayalı dört direğin üzerine kiriş atılarak yan duvarlara bağlanmış, üzeri tahta kaplamalı çakma tavandır. Mahfil katının harime bakan yüzeyine kafes tekniğinde çapraz çıtalı korkuluk yapılmıştır(Fot. 7 ).

(34)

Yapının özgün süslemeleri ilk yapımındaki mihrap ve minare üzerinde toplanır. İki yapım aşaması olan caminin ikinci yapımındaki süslemeleriyle birinci yapıdan kalma süslemeler birlikte kullanılarak bir kompozisyon elde edilmiştir.

Yukarıdaki bölümlerde değinildiği üzere, Minarede, çini ve mukarnaslı tuğla süslemeler görülür. Harimin üst örtüsü çakma tavan olup, göbekte kare bir alan oluşturulmuş, bu alan dokuz bölüme ayrılarak çıtakâri olarak süslenmiştir. Bu dokuz bölümden ortada ve köşelerde bulunanlar kare, eksendekiler ise dikdörtgen şeklinde tasarlanmışlardır70. Fırfırlı tavan göbeği daire formunda merkezden dağılan ışınlar şeklinde yapılmıştır. Mahfil katının elips formundaki çıkmasının alt yüzeyinde güneşten dağılan ışık demeti çıtakâri olarak işlenmiştir. Dış cephede, iki kademeli yatay hatlara ayrılarak hareketlilik sağlanmıştır. Saçak köşeleri çıtakâri tekniğinde yıldız motifleriyle süslenmiştir.

Kitabeler:

Yapı üzerinde iki kitabe bulunmaktadır. Kitabelerden biri harim giriş kapısı kemer alınlığındaki Hattat Avni’nin yazdığı sülüs kitabedir71(Fot. 8 ). Kitabenin Türkçe okunuşu:

“Nakib ül hac İbrahim Efendi Camii Şerifi, Kadim Camii tarihi H. 1176 (M.1762- 1763), Müceddiden (Yeniden) inşa tarihi 1926”

İkinci kitabe minare kapısı üzerinde yer alır. Kitabede yer alan Farsça metin: (Fot. 9).

“Taat erbabını Bilal’ın gülbanginden uyar H.1178. (M.1764–1765) Halit”72Türkçesi: “Yapılışının Tarihini Hafiften duyuyordum. Diyordu ki H.1178. (M.1764–1765)” şeklindedir.

Tarihlendirme:

Yapının kitabelerinden de anlaşılacağı üzere yapı iki farlı dönemde yapım aşamasından geçmiştir. İlk yapımı Konya Müftüsü Hacı İbrahim Efendi tarafından H.

70 Baş, 2003, 257. 71 Konyalı, 1964, 461. 72 Önder, 1974, 248.

(35)

1176 (M.1762- 1763) tarihinde yaptırılmıştır. Kendisi ve eşi Rabia Hatun avludaki hazireye defnedilmiştir. Minare ise Hacı İbrahim Efendi’nin M.1764 yılında vefatı üzerine oğlu Seyit İbrahim oğlu Mehmet Emin Efendi tarafından H.1178. (M.1764– 1765) yaptırılmıştır73. Yapı M. 1926’da Nakipoğlu Vakfı mütevellisi tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Değerlendirme:

Yapı özgün halinde, vakfiyesindeki bilgilerden M.1762 Konya Müftüsü Hacı İbrahim Efendi Nakipoğlu Vakfı’nın bulunduğu bölgede; 15 odalı medrese, mektep, şadırvan, bir kasır, bir hamam ve cami bulunmaktaydı74. Vakfiyesinden yapının bir külliye içerisinde yapılmış olduğu anlaşılır. 1926’da özgün yapının mihrap ve minaresi korunmuş diğer bölümler yıktırılarak vakıf mütevellisince yeniden yaptırılmıştır. Yapının çevre düzenlemesi hakkında bazı kaynaklarda: “Pek yakın zamanda gayet latif

surette tamir edilen bu camiinin bahçesi de pek güzel tarh ve tanzim edilmiştir”75.

denilmektedir. Bu ifadeden de yapının çevre düzenlemesinin de 1926’da yapıldığı anlaşılır. Yapının 1996 yılındaki onarımında, cephe sıvaları raspalanmış, Horasan harcıyla yeniden sıvanmıştır. Kapı ve pencereleri değiştirilmiştir. Şadırvan üst örtüsü yenilenip piramidal külahı kurşunla kaplanmıştır. Müştemilat yapıları yenilenmiştir. Yapının kırma çatı saçaklarındaki çürüyen yerleri değiştirilmiş, kiremitler aktarılmıştır. 1999 peyzaj projesiyle bahçe düzenlemesi yeniden yapılmıştır76.

Yapı mihrap üzerindeki çini ve taş süslemeleri, tavan göbeği, mahfil çıkması altındaki süslemeler ve dış cephede yatay hatlar Osmanlı Geç Dönem özelliklerini yansıtır. Yapının ikinci yapım aşamasında değiştirilen son cemaat bölümü ile Ulusal Mimarlık özelliklerini hatırlatan bir camiidir.

73 Konyalı, 1964, 461–463.

74 Konyalı, 1964, 461–463. 75 Soyman, Tongur, 1944, 150. 76 KKTVKK.

(36)

3.1.2. OVALOĞLU CAMİİ (Çelik Mehmet Paşa Camii)

TESCİL TARİHİ: 18M1.11.1982 A3861 numaralı KKTVKK. YAPININ BANİSİ: Çelik Mehmet Paşa

YAPIM TARİHİ: H.1178 (M. 1764–1765) ÇİZİM: 2

FOTOĞRAF: 10–15

İNCELEME TARİHİ: Kasım 2007, Şubat 2008 ve Ağustos 2008 Yapının Yeri:

Karatay İlçesi, Ovaloğlu Mahallesi, Çelik Paşa Sokağında düz bir arazide inşa edilmiştir (çizim 2). Yapı; avlu, şadırvan, müştemilat, harim ve tek şerefeli minareden oluşur (Fot. 10 ).

Avlu, yapıyı kuzey, güney ve batı cephesinden kuşatır. Avluya doğu sokak cephesinden girilir. Avlunun ortasında muhdes şadırvan, batısında müştemilat bulunur. Avlunun çevresi sonradan betonarme duvarla çevrilmiştir.

Yapı Malzemesi ve Tekniği:

Yapı yığma tekniğinde kâgir olarak, subasman seviyesine kadar kaba yonu taş; taşıyıcı duvarlar kerpiç malzemeyle inşa edilmiştir. Minare kaidesinde kesme taş kullanılmış, pabuç, gövde ve petek kısmı tuğladan yapılmış, konik külah ise kurşunla kaplanmıştır. Mihrap çini kaplıdır. Minare kitabesi mermerdir.

Yapının son onarımında dış cephe subasman seviyesine kadar traverten taş kaplanmıştır. Müştemilat yapıları betonarme yapılmıştır. Harimin dış cephe duvarları son onarımda Horasan harçla sıvanmış, sarı renge boyanmıştır. Ahşap, tavan ve taban kaplamasında, minberde, mahfil katında, kapı ve pencerelerde, dış cephe sundurma ve saçaklarda kullanılmıştır.

Cepheler ve Yapı Elemanları:

Kuzey cephesinin ortasında sonradan eklenen camekânla bölünmüş ayakkabılık, doğusunda minare kaidesi, batısında harime açılan pencere mevcuttur. Giriş kapısı üzerinde mahfil katına açılan pencere ve çatı seviyesinde dekoratif amaçlı üçgen alınlıklı

(37)

S şeklinde konsollarla desteklenmiş dış cepheye taşırılmış sundurmalı saçak yer alır. Doğu ve güney cephelerinde ikişer, batı cephesinde ise bir tane harime açılan dikdörtgen formlu pencere, son onarımda yenilenmiştir. Güney cephesinde, dikdörtgen formlu üç tepe penceresi bulunur.

Düz toprak örtülü damın üzerine Cumhuriyet Dönemi onarımlarında kırma çatı yapılarak çatı yüzeyine Marsilya kiremidi döşenmiştir. Çatıdan uzanmış ahşap saçaklar ve kuzey cephesindeki sundurma saçak yapının dış görünümüne nitelik kazandırmıştır.

Minare: Yapının kuzeydoğu köşesinde olup, tek şerefelidir. Minareye harimin

kuzey cephesinden basık kemerli bir kapıdan girilir. Doğu cephesinde Türkçe ve Osmanlıca iki kitabe bulunur. Mimarenin kübik kaidesinde kesme taş, pabuç kısmından silindirik gövdeye kadar almaşık örgü (taş-tuğla), gövde ise tuğla malzemeyle inşa edilmiştir. Şerefe geçiş mukarnaslıdır. Şerefe korkuluğu taş kaplamalıdır. Petek kısmı konik külahlı alemle son bulur (Fot. 11).

Plan ve Plan Elemanları:

Yaklaşık kare planlı harime kuzey cephesindeki sonradan yapılan camekânla bölünmüş ayakkabılıktan girilir. Giriş kapısının doğusunda mahfil katına geçit veren açıklık, batısında imam odası yer alır. Giriş kısmının doğusunda ve batısında harimden korkulukla ayrılmış bir basamak yükseltilmiş alt kat mahfili bulunur. Üst örtü çakma tavan olup, ters kirişleme yöntemiyle kapatılarak, yük doğrudan duvarlara biner. Böylece harimde geniş bir mekân elde edilmiştir. Tavan yüzeyi sonradan kaplanıp kirişler gizlenmiştir (Fot. 12).

Harim, kuzey ve batı cephesinde birer, güney ve doğu cephelerinde ikişer dikdörtgen formlu pencere ile ve mihrap üzerinde üç teğet kemerli revzen tepe pencereleriyle aydınlatılmıştır (Fot. 13).

Mihrap: Dikdörtgen çerçeveli ters “U” şeklinde olup, mihrap duvarının

ortasındadır. Mihrap yüzeyi çini kaplamadır. Mihrap dış kenar bordür kuşağında firuze renkli çini, iç bordür kuşağında ve mihrap nişinin dört sıra mukarnaslı kavsarasında

(38)

Kütahya mavi, beyaz renkli bitkisel bezemeli Geç Döneme ait kare planlı çinilerle süslenmiştir77.

Minber: Harimin güneybatı köşesinde yer alır. Özgün olmayan minberin dik

üçgen ve silme kuşaklarla geçilen yan korkulukları tabla kaplamalıdır. Süpürgelik bölümü dört dilimli kemerlidir. Kur’an tahtı bölümü sade olup, yüksek kasnakla geçilen külah bölümü alemle son bulur.

Mahfil: Harimin kuzey ve doğu cephe duvarlarına dayalı L şeklindedir. Harim

giriş kapısının doğusundan 10 basamaklı merdivenle ulaşılır. Mahfil katının taşıyıcı sistemi, kuzey bölümü iki ahşap direk üzerine yastıklarla geçilen ana kiriş üzerine ara kirişlerle yan duvarlara bağlanmış, doğu bölümü ise; doğu duvarına dayalı kare kesitli dört destek direk ve kuzeyde bir ahşap direk üzerine ana kiriş atılarak ara kirişlerle doğu ve güney duvarına bağlanır. Mahfil üst örtüsü, harimin devamı olarak çakma tavandır. Mahfil katının harime bakan yüzeyi çapraz kafes korkulukludur. (Fot. 14).

Süsleme:

Yapının özgün süslemeleri; harim tavanı çakma tavan olup, kuzey-güney doğrultusunda çıtakâri tekniğinde yapılmıştır. Tavan göbeği merkezden dışa doğru açılan karelerin merkezinde daire içinde çakma tekniğinde yıldız motifi çakılmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz mihrap yüzeyi kare kesitli, değişik renklerin kullanıldığı Kütahya çinileriyle bezenmiştir. Güney cephesindeki tepe pencereleri teğet kemerli ve vitraylı olarak süslenmiştir. Mahfil katı destek direklerinin yastıkları S, C, iç bükey ve dış bükey olarak süslenmiştir. Minarede almaşık örgü sistemi kullanılmış olup, şerefeye geçiş mukarnaslı olarak düzenlenmiştir.

Kitabeler:

Arşiv belgelerinde “Mehmet Çelik Paşa Camii ve Medrese-i İdare-i Hususiye H.25.11.1288 (M.11.09.1871)78” kayıt bulunmaktadır. Minarenin doğu cephesindeki kübik kaide üzerinde biri Türkçe, diğeri Osmanlıca iki kitabe yerleştirilmiştir. Latin harflerle yazılmış olan Türkçe kitabede: “Ovaloğlu (Çelik Paşa) Camii Yapılış Tarihi

77 Baş, 2003, 258.

(39)

1178” yazmaktadır (Fot. 14). Bu kitabenin üzerinde dört satırlık talik yazı ile şu kitabe okunmaktadır:

“Şerifi dil – küşa Âlemde râna

Muhammed (Mehmet) Paşa yapmış bu diyare Bu mâdih gûşedip tarih söyler

Zihi âbâde hurrem o minare Sene 1178” Tarihlendirme:

Yapının kitabelerinden anlaşıldığı üzere yapı H. 1178 (M. 1764–1765), tarihinde Konya Valisi Polat Ahmet Paşa’nın oğlu Çelik Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır79 80.

Değerlendirme:

Vakfiyesinden anlaşıldığı gibi yapının yanında bir medrese olması kuvvetli bir ihtimaldir. Yapı geleneksel tarzda ahşap tavanlı camilerdendir. “Mimari ve süsleme açısından fazla özelliği bulunmayan caminin eski fotoğraflarında düz toprak damlı olduğu ve kuzeyinde üzeri kiremit kaplı bir sundurmasının bulunduğu görülür. Günümüzde bu sundurmanın ortadan kaldırıldığı, yerine sadece giriş bölümünü örtecek şekilde kırma beşik çatı ile örtülü daha küçük ölçekte bir sundurmaya yer verildiği görülür. Yine bu eski fotoğrafta doğu cephesinde günümüzdeki gibi iki adet alt pencereli değil, iki alt, üç üst tepe pencereli olduğu görülür. Bu sebeple yapının son yıllarda esaslı bir onarım geçirdiği anlaşılmaktadır” 81 . Yapı, Cumhuriyet Döneminde yapılan onarımından sonra 2003 yılında yeniden tadilat görmüştür. Dış cephe Horasan harçla sıvanmış, subasman seviyesine kadar traverten taş kaplanmış, çürüyen saçaklar, pencereler, minarenin derzleri yenilenmiş, kiremitler aktarılmıştır. Tuğla minaresi, sundurmalı giriş sacağı ve revzen pencereleriyle Osmanlı Geç Dönem özelliklerini kısmi olarak koruyabilen bir camiidir.

79 Aytekin, 2000, 32; “Çelik Mehmet Paşa Osmanlı döneminde Sarayda Kapucu başı iken birçok

eyaletlerde valiliklerde bulunmuş vezirliğe kadar yükselmiştir. Konya’da M.1732, M.1759, M.1762 dönemlerde Valilik görevinde bulunmuş, M. 1769’da Konya’da vefat etmiştir”. Konyalı, 1964, 312 “Bu zat Şemsi Tebrizi Türbesi önünde medfundur”. Soyman, Tongur, 1944, 153; “Mezar taşı Konya Mezar Anıtları Müzesinde bulunmaktadır”.

80 Önder, 1976, 248. 81 Baş, 2003, 258.

Referanslar

Benzer Belgeler

Görüşme yapılan usta tarihçilerden Reşat Genç, Mustafa Safran, Refik Turan ve Cüneyt Kanat tarihsel temsil açısından karakterlerin genel anlamda uygun

Haset duygusu da insanda yaratılışı icabı bulunan duygulardandır. Öyle ki haset eden kişi daima üzüntü, endişe ve sıkıntı halindedir. Çünkü o hiçbir zaman bir

Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, 502; İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, 538; Nimet Yıldırım, Fars Mitolojisi Sözlüğü, 540 12

TÜSİAD has opened an officer in Brussels in order to represent the Turkish business community at the EU level and within UNICE, to participate in UNICE expert working

AraĢtırmada sanatçı yaĢantısının sanat yapıtıyla iliĢkisi Fikret Mualla Saygı örneği üzerinden incelenmiĢ, sanatçının yaĢadığı dönemdeki toplumsal

Performans değerlendirme ölçeğinin güvenirlik çalışması için yapılan test tekrar test uygulaması, sektördeki personel devir hızının oldukça yüksek olması

Bazı haberlere göre, Yunan Başkam böyle bir karar karşı smda dahi Yunan kuvvetleri­ nin İzmir bölgesinde kalmaya devam etmesini istemiştir.. Ay rica, Sulh