• Sonuç bulunamadı

Ordu ili Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarının karşılaştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ordu ili Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarının karşılaştırılması"

Copied!
101
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

ORDU İLİ YOĞUNOLUK YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU

PANSİYONUNDA KALAN VE TAŞIMALI GELEN ÖĞRENCİLERİN

BESLENME DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Ayşegül AYDOĞAN

Ankara

Şubat-2011

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

ORDU İLİ YOĞUNOLUK YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU

PANSİYONUNDA KALAN VE TAŞIMALI GELEN ÖĞRENCİLERİN

BESLENME DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ayşegül AYDOĞAN

Danışman:

Yrd. Doç. Dr. Melek YAMAN

Ankara

Şubat-2011

(3)

JÜRİ ONAY SAYFASI

Ayşegül Aydoğan’ın “Ordu İli Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu Pansiyonunda Kalan ve Taşımalı Gelen Öğrencilerin Beslenme Durumlarının Karşılaştırılması” başlıklı tezi 09.02.2011 tarihinde, jürimiz tarafından Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye(Tez Danışmanı): Yrd. Doç.Dr. Melek YAMAN ………..…....…..

Üye: Yrd. Doç.Dr. İbrahim KISAÇ ……….

(4)

ÖNSÖZ

YaĢamın sağlıklı sürdürülebilmesi için temel koĢullardan biri de beslenmedir. Beslenme her yaĢ döneminde önemli olmasına karĢın büyüme ve geliĢme döneminde olan okul çağı çocukları için büyük önem arz etmektedir. Bu dönemde enerji ve besin öğelerine olan ihtiyaç artmakta ve bu ihtiyacın karĢılanmaması durumunda çeĢitli sağlık sorunları görülmektedir.

Okul çağında olan çocuklar evde aile bireylerinin denetiminde bir beslenme sürdürürken okulda ve okul dıĢında tek baĢına kalmakta ve çevreninde etkisiyle yanlıĢ beslenme alıĢkanlıkları kazanabilmektedir. Bu durum tüm gün okulda eğitim alan okullarına taĢımalı gelen öğrenciler ve 24 saatini okulda geçiren pansiyonda kalan öğrenciler için daha fazla risk oluĢturmaktadır. Bu çalıĢmanın amacı yatılı ilköğretim bölge okulunun pansiyonunda kalan ve taĢımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarını belirlemek ve bu iki grup öğrencinin beslenme durumlarını karĢılaĢtırmaktır.

ÇalıĢmamın her aĢamasında hiçbir bilgi ve yardımı esirgemeyen danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Melek YAMAN’a, verdiğim her kararda destekçim olan aileme, Ankara’ya geliĢ-gidiĢlerimde kolaylık sağlayan Okul Müdürü’me, verilerin toplanmasındaki yardımlarından dolayı Yoğunoluk Yatılı Ġlköğretim Bölge Okulunda görev yapan öğretmen arkadaĢlarıma ve öğrencilerime, her konuda bilgisine baĢvurduğum Yrd. Doç. Dr. Nurcan YABANCI’ya, istatistiksel analizlerin yapılmasında emeği geçen Yrd. Doç. Dr. Ġbrahim KISAÇ’a, manevi desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen arkadaĢlarım Ġhsan KAZKONDU ve Emine Betül KAVALCI’ya, araĢtırmanın her aĢamasında bilgisi ve desteği ile yanımda olan sevgili eĢim Orhan AYDOĞAN’a teĢekkür ederim. AraĢtırmanın daha sonra yapılacak olan konu ve ilgili çalıĢmalara yarar sağlamasını dilerim.

(5)

ÖZET

ORDU ĠLĠ YOĞUNOLUK YATILI ĠLKÖĞRETĠM BÖLGE OKULU

PANSĠYONUNDA KALAN VE TAġIMALI GELEN ÖĞRENCĠLERĠN BESLENME DURUMLARININ KARġILAġTIRILMASI

AYDOĞAN, AyĢegül

Yüksek Lisans, Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç. Dr. Melek YAMAN

ġubat – 2011

Bu araĢtırmanın amacı Ordu Ġlinde bir yatılı ilköğretim okulunda eğitim gören pansiyonda kalan ve taĢımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarını belirlemek ve bu iki grup öğrencinin beslenme durumlarını karĢılaĢtırmaktır. Ordu Ġli Yoğunoluk Yatılı Ġlköğretim Bölge Okulunda eğitim gören 80 pansiyonda kalan 80 taĢımalı gelen toplam 160 erkek öğrenci üzerinde yürütülen bu araĢtırmanın verileri anket tekniği ile toplanmıĢtır. Verilerin değerlendirilmesinde, Windows ortamında SPSS 13.0 istatistik paket programından yararlanılmıĢ t-testi uygulanıp, sayı ve yüzdeleri alınmıĢtır.

Öğrenciler 11-16 yaĢ grubu arasındadır. Öğrenciler arasında günde 3 öğün tüketim (%77.5) yaygındır. Öğün atlayan öğrencilerin %84.5’i öğle öğününü , %6.9’u sabah öğününü atlamaktadır. Öğün atlayanların hemen hemen yarısının (%46.3) öğün atlama nedeni iĢtahsızlıktır. Pansiyonda kalan öğrencilerin %92.5’i, taĢımalı gelen öğrencilerin %96.2’si öğün aralarında yiyecek-içecek tüketmektedirler. Pansiyonda kalan öğrencilerin %78.8’i, taĢımalı gelen öğrencilerin %68.8’i öğün aralarında bisküvi, kraker ,gazoz, kola tüketmektedir.

Her gün tüketilen baĢlıca yiyecekler sırasıyla taĢımalı gelen öğrencilerde ekmek(%90.0), yumurta (%58.7), ayran (%47.5) ve domates (%31.2) iken pansiyon kalan öğrencilerde ekmek(%93.8), Ģeker (%73.8) ve yumurta(%27.5) dır. Öğrencilerin hiç yemediği besinler incelendiğinde ise kaĢar peyniri ve sakatatlar her iki grup öğrencide de ilk sıralarda yer almaktadır.

(6)

Günlük enerji, protein, yağ, E vitamini, pantotenik asit, niasin, B12 vitamini, magnezyum, fosfor, demir ve çinko alımları pansiyonda kalan öğrencilerde taĢımalı gelen öğrencilere göre daha fazla olup, bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur.

Pansiyonda kalan ve taĢımalı gelen öğrencilerden aldıkları beslenme yardımından memnun olan öğrencilerin günlük aldıkları besin öğeleri miktarlarının beslenme yardımından memnun olmayan öğrencilere göre daha fazla olduğu belirlenmiĢtir.

(7)

ABSTRACT

THE COMPARISON ABOUT NUTRITION STATUS BETWEEN THE STUDENTS WHO STAY IN THE DORMITARY AND THE STUDENTS WHO COMMUTE FROM HOME THE SCHOOL IN YOĞUNOLUK BOARDING PRIMARY SCHOOL

IN ORDU

AYDOĞAN, AyĢegül

Master, Family Economics and Nutrition Education Department Thesis Advisor: Yrd. Doç. Dr. Melek YAMAN

February – 2011

This project aims to define the nutrition status of the students who stay in the dormitory in Yoğunoluk Boarding Primary School and the students who commute from home the school and compare the nutrient status of the both group. The data of the research which is conducted on 160 students totally -80 students who stay in the dormitory and 80 students who commute to the school in Yoğunoluk Boarding Primary School is collected questionnaire method. In the process of the assessment, the SPSS 13.0 in Windows is used and t-test is applied additionally, scores and percentages are calculated.

The students are between 11 and 16 years old. Three main meals are consumed among the students (77.5 %). While 84.5 % the students who omitting meal omit the lunch, 6.9 % of them omit the breakfast. The reason of the omitting the meal among the nearly half of the students who omit the meal is in appetence. 92.5 % of the students staying in the dormitory and 96.2 % of the students commuting to the school consume snack between meals. 78.8 % of the pupils staying in dormitory and 68.8 % of the pupils commuting to the school from home consume biscuits, cookies, cock and soft drink between meals.

(8)

While the students who commute consume mainly bread (98.0 %), egg (58.7 %), ayran (47.5 %) and tomato (91.2 %) respectively, the students who stay in the dormitory eat bread (93.8 %), sugar (73.8 %) and egg (27.5%).

When the food which isn’t consumed by the students at all is analyzed, kasar and offal are the most consumed food for the both groups.

Daily energy, protein, fat, vitamin E, vitamin B12, pantetonat, niacin, magnesium, phosphorus, iron and zing intake is high among the students who stay in dormitory compared to the students who commute from home to school and it is found that this difference is statistically meaningful.

The students who are content with the nutrient donation among the both groups take more amounts of nutrient factors daily compared to the students who are not content with the nutrient donation.

(9)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI

ÖNSÖZ ... i

ÖZ ... ii

ABSTRACT ... iv

ĠÇĠNDEKĠLER ... vi

TABLOLAR LĠSTESĠ ... viii

I. BÖLÜM 1.1.GĠRĠġ ... 1 1.1.1. Problem Durumu ... 3 1.1.2. AraĢtırmanın Önemi ... 3 1.1.3. Varsayımlar ... 4 1.1.4. Sınırlılıklar ... 4 II. BÖLÜM 2.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5

2.1.1. Yatılı Ġlköğretim Bölge Okulları ... 5

2.1.2. TaĢımalı Ġlköğretim Uygulamaları ... 6

2.1.3. Okul Çağı Çocuklarının Genel Özellikleri ... 7

2.1.4. Okul Çağı Çocukların Beslenmesinin Önemi ... 8

2.1.5. Okul Çağı Çocukların Beslenmesi ... 9

2.1.5.1. Enerji Gereksinimi ... 10 2.1.5.2. Protein Gereksinimi ... 10 2.1.5.3. Karbonhidrat Gereksinimi ... 11 2.1.5.4. Yağ gereksinimi ... 11 2.1.5.5. Vitamin Gereksinimi ... 12 2.1.5.6. Mineral Gereksinimi ... 12 2.1.5.7. Su Gereksinimi ... 13

2.1.6. Okuldaki Beslenme Sorunları ... 14

(10)

III. BÖLÜM YÖNTEM ... 23 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 23 3.2. Evren ve Örneklem ... 23 3.3. Verilerin Toplanması ... 23 3.4. Verilerin Analizi ... 24 IV. BÖLÜM BULGULAR VE YORUM ... 26

4.1. Öğrencilere ve Ailelerine Ait Genel Bulgular ... 26

4.2. Öğrencilerin Beslenme AlıĢkanlıklarına ĠliĢkin Bulgular ... 30

4.3. Öğrencilerin Besin Tüketim Sıklıklarına ĠliĢkin Bulgular ... 38

4.4. Öğrencilerin Beslenme Durumlarına ĠliĢkin Bulgular ... 51

V. BÖLÜM 5.1. SONUÇ ... 69

5.2. ÖNERĠLER ... 73

KAYNAKÇA ... 74 EKLER

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Sınıf, YaĢ ve Ailelerinde

YaĢayan Birey Sayısına Göre Dağılımı ... 26

Tablo 2: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Anne ve Babalarının

Eğitim Durumları ve Mesleklerine Göre Dağılımı ... 27

Tablo 3: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Anne ve Babalarının YaĢlarına Göre Dağılımı ... 28

Tablo 4: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Ailelerinin Aylık Toplam Gelirlerinin Dağılımı ... 29

Tablo 5: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Öğün Durumlarına Göre Dağılımı ... 30

Tablo 6: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Öğün Aralarında Yiyecek-Ġçecek Tüketme Durumlarına Göre Dağılımları ... 32

Tablo 7: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Beslenme Yardımından Memnuniyet Durumlarına Göre Dağılımı ... 34

Tablo 8: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Yemekleri Sevme Durumlarına Göre Dağılımı ... 36 Tablo 9: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Harçlık Alma Durumlarına Göre Dağılımı ... 37

Tablo 10: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Et, Yumurta ve Kuru baklagiller Grubu Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre

Dağılımları ... 38

Tablo 11: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Süt ve Süt Ürünleri Grubu Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre Dağılımları ... 41

Tablo 12: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Sebze ve Meyveler Grubundaki Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre Dağılımları . 43

Tablo 13: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Tahıl Grubundaki Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre Dağılımları ... 45

Tablo 14: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

Yağlar ve ġekerler Grubundaki Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre Dağılımları .. 47

Tablo 15: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin

(12)

Tablo 16: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Günlük Enerji,

Karbonhidrat, Protein ve Yağ Ortalamaları, Standart Sapmaları ve “t” Değeri ... 51

Tablo 17: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Günlük Alınan

Vitamin Değerlerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve “t” Değeri ... 54

Tablo 18: Pansiyonda Kalan ve TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Günlük Alınan

Mineral Değerlerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve “t” Değeri ... 57

Tablo 19: TaĢımalı Gelen Öğrencilerin Aldıkları Beslenme Yardımından Memnuniyet

Durumları ile Günlük Enerji ve Besin Öğeleri Ortalamaları, Standart Sapmaları ve “t” Değeri ... 59

Tablo 20: Pansiyonda Kalan Öğrencilerin Aldıkları Beslenme Yardımından

Memnuniyet Durumları ile Günlük Enerji ve Besin Öğeleri Ortalamaları, Standart Sapmaları ve “t” Değeri ... 64

(13)

I. BÖLÜM 1.1. GİRİŞ

İnsanların belli bir çağda (7-14 yaş), belli bir sürede belirli bir eğitim almasını öngören zorunlu eğitim, sekiz yıllık "ilköğretim okulları"nda verilmektedir. Türkiye‟de 1997 yılında 4306 Sayılı Kanun ile sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasına geçilmiştir (Arı, 2002).

İlköğretim, bireye okuma-yazma öğretiminin yapıldığı ilk eğitim basamağı olduğu gibi, son eğitim basamağı da olabileceği için eğitim sistemimizde ayrı bir öneme sahiptir. Birey, okuma-yazma öğrenerek hayatta kalabilmeyi, zorluklarla baş edebilmeyi, ana dilini etkili şekilde kullanarak kendini ifade edebilmeyi ve dört işlem becerisini kazanarak günlük hayatta karşılaştığı problemleri sistemli olarak çözebilmeyi öğrenir ki, bunlar ayrıca ilköğretimin işlevlerini oluşturmaktadırlar. Ancak, bireyler doğup, büyüdüğü sosyo-ekonomik ve kültürel çevre açısından farklı özelliklere sahiptir. Sosyo-ekonomik ve kültürel çevreden kaynaklanan bu farklılığı bir ölçüde ortadan kaldırabilmek ve öğrencilerin eşit eğitim koşullarına kavuşmalarını sağlayabilmek açısından Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri'nden biri olan "Fırsat ve İmkân Eşitliği İlkesi"nin taşıdığı önem açıkça ortadadır. Bu ilkeye göre; "Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır" (Işık ve Maya, 2003). Ülke çapında, küçük yerleşim birimlerinin çok ve dağınık oluşu eğitim ve öğretim hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesine engel olmaktadır. Bu da eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlanmasının önünde engel teşkil etmektedir.

Türkiye‟ de ilköğretim; normal, taşımalı ve yatılı şekillerde yapılmaktadır. Bu şekillerin ortaya çıkmasında Türkiye‟nin geniş yüzölçümüne sahip bir ülke olması önemli bir etkendir (Arı, 2002). Türkiye‟de nüfusun dağılımı dağınık olup nüfusun önemli bir bölümü köy, mezra, oba, kom ve yayla gibi yerleşim yerlerinde oturmaktadır. Özellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde coğrafi engeller yaşamı ve eğitime devamı etkilemektedir. İklimin elverişsiz olduğu yörelerde uzun zaman yollar kapanmakta, yaşam koşulları zorlaşmaktadır. Bunun yanı sıra köyden kente göç sorunu yüzünden küçük yerleşim birimlerinde nüfus azalmaktadır. Bu durum, buralarda yaşayan ilköğretim çağındaki öğrencilerin eğitim talebinin merkezi bir eğitim kurumunda karşılanması çözümünü gündeme getirmektedir. Bu gerçeklerden

(14)

hareketle, öğrencilerin merkezi eğitim kurumlarına taşımalı olarak ulaştırılması, taşınması ekonomik olmayan ve ulaşım şartları elverişsiz olan yerleşim birimlerindeki öğrenciler için Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının kurularak öğrencilerin bu okulların pansiyonlarına yerleştirilmesi yoluna gidilmiştir (MEB, 2002).

Yatılı ilköğretim okullarına devam eden öğrencilerin giyim, barınma, ders kitapları, harçlıkları, ders araç gereçlerinin tamamı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmakta, Yatılı ilköğretim bölge okullarının pansiyonlarında kalan öğrencilerinin beslenmesi yine bu okulların pansiyonunda sağlanırken taşımalı gelen öğrencilerin öğlen yemeği okuldan verilen kumanya tarafından karşılanmaktadır (MEB, 2007).

İlköğretime devam eden çocuklar sürekli gelişim içerisindedirler bu yüzden beslenmeleri çok önemlidir. Okul çağı çocuklarında hızlı büyüme ve gelişme enerji, besin öğeleri ve besinlere olan ihtiyacı arttırır. Eğer bu dönemde enerji ve besin öğeleri yeteri miktarda alınmazsa, büyüme yavaşlar,okul başarısı düşer, daha sonraki yıllarda kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, hipertansiyon gibi çeşitli kronik hastalıkların görülme olasılığı artar (Özdemir, 2008).

Okul çağı çocukların beslenmesine özen gösterilmesi, çocuklarının standart büyüme ve gelişmelerinin sağlanmasının yanı sıra ileriki yıllarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarını sürdürmelerini ve çeşitli hastalıklardan korunmasını sağlayacaktır.

Yatılı ilköğretim okullarında kalan öğrenciler günde üç öğününü, taşımalı gelen öğrenciler bir öğünü okul tarafından karşılanmaktadır. Taşımalı ve yatılı ilköğretim okulları öğrencileri eğitime ulaştırmalarının yanı sıra beslenmelerini de sağlarlar ancak verilen bu beslenme yardımının yeterliliği araştırılması gereken bir husustur.

Bu araştırmanın amacı Ordu İli Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarını saptamak ve karşılaştırmaktır.

(15)

1.1.1. Problem Durumu

Yatılı ilköğretim bölge okullarının pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

Alt problemler;

1. Araştırmaya alınan öğrencilerin demografik özellikleri nelerdir? 2. Öğrencilerin beslenme alışkanlıkları nasıldır?

3. Öğrenciler besinleri ne kadar sıklıkla tüketmektedirler?

4. Taşımalı gelen ve pansiyonda kalan öğrencilerin enerji ve besin öğeleri alımları arasında fark var mıdır?

1.1.2. Araştırmanın Önemi

Bireylerin ve toplumların sağlıklı olarak yaşamasında, ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinde, refah düzeyinin artmasında, mutlu, huzurlu ve güvence altında varlığını sürdürebilmesinde; yeterli ve dengeli beslenme temel koşulların birisi ve belki de en önemlisidir. Bu nedenle özellikle toplumun geleceğini oluşturan çocukların ülke kalkınmasında yerlerini alabilmeleri için yeme davranışlarını ve bunları etkileyen bazı faktörlerin belirlenerek çocuklara doğru alışkanlıkların kazandırılması gerekmektedir (Ünsal, 2007).

Toplumumuzun temelini oluşturan büyüme ve gelişme sürecinde olan ve beslenme yetersizliklerinden en çok etkilenen, çocuk ve ergenlerin beslenmelerine daha fazla önem verilmelidir. Ülke nüfusumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan çocuk ve gençlerin yeterli ve dengeli beslenmiş olmaları onların gelecekte sağlıklı ve başarılı bireyler olması için ön koşuldur (Ürer, 2005).

Okul çağı çocukların beslenme durumları, yatılı ilköğretim okulların pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumları ile ilgili ayrı ayrı olarak çeşitli çalışmalar yapılmasına karşın yatılı ilköğretim okullarının pansiyonlarında kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme durumlarının karşılaştırılmasına yönelik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada yatılı okulların pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin beslenme alışkanlıkları enerji ve

(16)

besin öğeleri alımları karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, bu araştırmanın gelecek çalışmalara kaynak teşkil edebileceği düşünülmektedir.

1.1.3. Varsayımlar

 Araştırmada veri toplama amacıyla kullanılan anket formu araştırmacının amacına hizmet eder niteliktedir.

 Araştırma öğrencilerin kendileri ve ailelerine ilişkin bilgiler, beslenme alışkanlıkları, besin tüketim sıklıkları ve beslenme durumlarını belirlemeye yönelik ankete doğru ve samimi cevaplar vermişlerdir.

 Araştırmada uygulanan eğitim yöntem ve materyali araştırmacının amacına uygundur.

1.1.4. Sınırlılıklar

 Bu araştırma Ordu ili Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu pansiyonunda kalan ve taşımalı gelen 160 erkek öğrenci ile sınırlıdır.

 Araştırma öğrencilerin kendileri ve ailelerine ilişkin bilgiler, beslenme alışkanlıkları, besin tüketim sıklıkları ve beslenme durumlarını belirlemeye yönelik ankete verdikleri cevaplar ile sınırlıdır.

(17)

II. BÖLÜM

2.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. 1. Yatılı İlköğretim Bölge Okulları

Yatılı ilköğretim bölge okulları; Türkiye‟de nüfusun az ve dağınık olduğu yerleşim yerlerinde (köy, mezra, kom, oba) zorunlu eğitim çağına gelmiş yoksul veli çocuklarının sekiz yıllık eğitim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan yatılı okullardır (MEB, 2007).

Yatılı İlköğretim Bölge Okulları;

1. Nüfusu dağınık olan yerleri öğretmene ve okula kavuşturmayı,

2. Belli köylerde Türk dilini ve kültürünü yayma faaliyetine yardımcı olmayı, 3. Köylerde özel eğitime, korunmaya muhtaç çocuklarla, okul öncesi eğitim için

sınıflar açılmasını sağlamayı,

4. Çevrenin sağlık, tarım, halk eğitimi ve her türlü kalkınma faaliyetine bir merkez vazifesi görmeyi,

5. İlkokulu bitiren çocuklar için mecburi öğrenim çağının dışına çıkıncaya kadar tamamlayıcı kurslar ve sınıflar açmak ve bölge şartlarına göre çocuklara pratik kazandırmayı, bu çocuklardan yetenekli olanlara ileri öğrenim imkanları hazırlamayı,

6. Bağımsız eğitmenli okullarda mezun olan çocukların beş sınıflı ilkokulu bitirmelerini sağlamayı,

7. Civarda tek öğretmenli ilkokullarda okuyan dördüncü ve beşinci sınıf öğrencilerinin birkaç öğretmeni bulunan okullardan faydalanmalarını sağlamayı 8. Çevre öğretmenlerinin birleşip görüştükleri ve tecrübelerini paylaştıkları bir yer

olmayı ve öğretmenlerin işbaşında yetiştirilmelerine hizmet etmeyi amaçlamaktadırlar (MEB, 2007).

Yatılı ilköğretim okullarının bir yandan öğrencilerin kişisel gelişmeleri, diğer yandan da toplumsal ve kültürel kalkınma için önemli işlevleri vardır. Yatılı ilköğretim bölge okullarının öğrencilerin sağlık, beslenme ve temizlik alışkanlıklarından, kıyafetlerinin sağlıklı ve düzenli olmasına kadar öğrenciyi olumlu yönde geliştirmek ve

(18)

öğrencilerin günlük sorunlara duyarlı bilinçli yurttaşlar olmalarına yardımcı olmak gibi görevleri vardır (MEB, 2002).

2.1.2. Taşımalı İlköğretim Uygulamaları

Taşımalı ilköğretim uygulamalarının amacı; İlköğretim okulu bulunmayan veya eğitim-öğretime kapalı olanlar ile birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan ilköğretim okullarındaki öğrencilerin seçilen merkezlerdeki ilköğretim okullarına günü birlik taşınarak kaliteli bir eğitim-öğretim görmelerini sağlamaktır (MEB, 2000).

İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 16. ve 22. maddeleri gereğince öncelikle yatılı ilköğretim bölge okulu ve pansiyonlu ilköğretim okullarına yerleştirilecek öğrenciler tespit edilir. Taşınması ekonomik olmayan ve ulaşım şartları elverişsiz olan yerleşim birimlerindeki öğrenciler öncelikle bu okullara yerleştirildikten sonra taşıma kapsamına alınır (Ozan, 2008).

Taşımalı Eğitim; güç şartlar içinde birleştirilmiş sınıf öğretimi yapan okulların sayısını azaltmak, küçük yerleşim birimlerindeki okullarda okuyan çocuklarımızı daha iyi imkânlarda yetiştirmek, ilköğretim hizmetlerini yurt çapında dengeli bir şekilde yaygınlaştırmak, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğini sağlamak, niteliği yükseltmek, yerleşim birimlerinin dağınık olması veya iç göçler sebebiyle genç nüfusun az olduğu yerlerde öğrenci sayısının okul açmak için yeterli sayıya ulaşmaması gibi nedenlerden dolayı ülkemizde uygulanmaktadır.

Öğrencisi taşınacak okul ve yerleşim biriminin özellikleri söz konusu yönetmeliğin 9. Maddesi ile düzenlenmiştir, buna göre Öğrencisi taşımalı ilköğretim kapsamına alınacak okul ve yerleşim biriminin seçiminde;

a) Yerleşim biriminde okul bulunmaması,

b) Doğal afet ve başka nedenlerle okul binasının kullanılamayacak derecede hasarlı olması,

c) Birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda toplam öğrenci sayısının 10‟dan az olması, d) Yerleşim birimindeki ilköğretim okulunda dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflar için yeterli sayıda derslik bulunmaması ve bu sınıflardaki toplam öğrenci sayısının 60‟dan az olması,

(19)

e) Öğrencisi taşınacak yerleşim yerinin taşıma merkezi ilköğretim okuluna uzaklığının iklim şartları ve yol güvenliğine göre en az 2 km olması esastır. Gerektiğinde bu uzaklığın 1,5 km‟ye kadar indirilmesine Planlama Komisyonu karar verebilir.

f) Öğrencisi taşınacak okul ve yerleşim birimlerinin belediye sınırları içerisinde bulunmaması özellikleri aranır (MEB, 2000).

Taşımalı eğitim uygulaması ile öğrenciler okullarına ulaşmakta ayrıca öğrencilerin öğle yemekleri yine bu okulların verdiği beslenme yardımı ile sağlanmaktadır. Taşınan öğrencilerin öğle yemeklerini düzenli şekilde yiyebilmeleri için gerekli tedbirleri almak, yüklenicinin sözleşme hükümlerine uyup uymadığını günlük olarak kontrol etmek okul müdürünün görevleri arasında yer almaktadır (MEB, 2000).

2.1.3. Okul Çağı Çocuklarının Genel Özellikleri

Yaşamın ilk yıllarındaki hızlı büyüme sonrasında oyun çocuğu ve erken okul çocuğu dönemlerine geçildiğinde büyümenin yavaşladığı bir latent dönem yaşanır. Okul çağı döneminde yada ergenlik döneminde fiziksel büyümede hızlanmanın görülmesinin yanı sıra bu dönem duygusal, sosyal ve cinsel olgunlaşma ile karakterizedir (Süoğlu, 2004).

Okul yılları hızlı bir büyümenin başladığı bir dönemdir. Okul çağındaki çocuklarda 9-10 yaşa kadar kilo artışı yılda 2.3-2.7 kg olacak şekildedir.Daha sonraki yıllarda vücut ağırlığı eğrisi sabit bir biçimde artar. Büyümenin hızlanması, kızlarda 10-12 yaşta, erkeklerde ise bundan yaklaşık iki yıl sonra başlar Erkeklerde vücut ağırlığı artışı boy uzama atağı ile beraber doruğa ulaşırken, kızlarda vücut ağırlığı artışı, boy uzama atağının doruğundan yaklaşık altı ay sonra gerçekleşir. Yağ dokusu kızlarda erkeklere göre daha fazla, erkeklerde ise kas dokusu kızlara göre daha fazladır (Şanlıer ve Yabancı, 2005). Ergenlik döneminde, ağırlıkta 2 misli, boy artışında ise %15-20 artış olur (Korkmaz ve ark., 1996).

(20)

Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan gelişme ve olgunlaşmanın gerçekleştiği çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresidir. Bu dönemde, hormonal dengenin değişmesiyle birlikte bedensel ve fizyolojik değişmeler meydana gelir. Bu dönem iç tepkilerin uyanmasıyla kendini göstermeye baslar. Birey bedensel, ruhsal ve toplumsal değişme ve gelişme gösterir. Edindikleri değişim ve gelişim yetişkinlik çağını da etkiler (Ünsal, 2007).

Ergenlik döneminde dönemde ortaya çıkan psikolojik değişiklikler nedeniyle kişi aileye bağımlılığını yitirebilir ve etrafını umursamaz bir davranışa girebilir. Bunun sonucu olarak çocuk ailesinden çok arkadaşlarına yönelir onlarla birlikte olmak ister. Yemek zamanlarında arkadaşları ile birlikte olmaktan hoşlanır. Kendi yemeğini ve gün boyu olan ihtiyaçlarını kendi kendine karşılayabilir. Duygusal olgunluğun gelişmesine paralel olarak kendi değer sistemlerini geliştirir, bunun sonucunda kendisi için gerekli olan gıdaları seçebilir (Güler, 2003).

2.1.4. Okul Çağı Çocukların Beslenmesinin Önemi

Beslenme büyüme, gelişme, yaşamın sürdürebilmesi ve sağlığın korunması için besinlerin kullanılmasıdır (Baysal, 2004). Beslenmede önemli olan karın doyurmak değildir. Önemli olan, günümüz piyasasında yer alan pek çok gıda çeşidi arasında bocalamadan en doğru, en güvenli, en ekonomik vb. sayabileceğimiz pek çok kritere dikkat ederek en iyi şekilde beslenmektir. Okul çağı, çocukların belli davranışların oluşması açısından en önemli dönemdir. Bu dönem kalıcı davranış temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönemde öğrencilere kazandırılması gereken önemli bir konuda, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarıdır (Yaman ve ark., 2006).

Yaşamın her döneminde sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için yeterli ve dengeli, beslenme temel koşul iken, büyüme ve gelişmenin hızlandığı, öğrenme ve kavrama işlevlerinin önem kazandığı okul çağında beslenmenin önemi daha da artmaktadır. Okul çocuklarında enerji ve besin öğelerinin yetersiz alımı büyüme ve gelişmeyi engeller, hastalıklara karşı direnci azaltır ve okul başarısını olumsuz yönde etkiler.

(21)

Yaşamın ilk yılında beslenme, büyümenin başlıca belirleyicisidir. Ancak okul çağı çocuklarında beslenme, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve erişkin yaşta etkileri çıkacak olan çeşitli sağlık sorunlarının önlenmesi açısından da önemlidir. (Süoğlu, 2004).

Okul çağı çocuklarının büyüme ve gelişmelerinin hızlı olmasına paralel olarak enerji ve besin öğelerine gereksinimleri de fazladır. Okul çağındaki beslenme biçiminin obezite, kalp damar hastalıkları, osteoporoz gibi çeşitli kronik hastalıklarla bağlantılı olması ve ilerleyen dönemlerdeki sağlık durumunu da beraberinde etkilemesi, okul çağı çocuklarının beslenmelerine daha da fazla önem kazandırmaktadır. Bu dönemde kazanılan beslenme alışkanlıklarının ilerleyen dönemlere de yansıyacağı göz önüne alınarak, bu yaş grubundaki çocuklara beslenme eğitimi ile yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

Bu dönemde sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmanın yanı sıra hareketsiz yaşam alışkanlığının engellenerek yaşa uygun düzenli fiziksel aktivite alışkanlığının kazandırılması da erişkin çağda sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için elzem olmaktadır (Süoğlu, 2004).

Günümüzde gençler biyolojik ve psikososyal pek çok sağlık sorunu ile karşı karşıyadır. Ancak bunların arasında, sağlıksız, dengesiz beslenme alışkanlığı ve buna bağlı olarak gelişen hastalıklar ilk sıralarda yer almaktadır (Demirezen ve Coşansu, 2005).

2.1.5. Okul Çağı Çocukların Beslenmesi

Ergenlik dönemindeki hızlı büyüme ve gelişmeden dolayı bireylerin enerji ve besin öğelerine olan ihtiyaçları artar. Ergenlerin beslenmesi, fiziksel büyümesini tamamlayıp gıda gereksinimleri durağan özellik kazanmış olan erişkinlerden farklılık gösterir. Erişkinin gıda gereksinimi fiziksel aktivite, vücut büyüklük ve kompozisyonu, yaş, iklim ve diğer ekolojik faktörlere bağımlı olduğu halde, ergenlerde bunlara ek olarak hızlı büyüme atağı beslenmeyi etkileyen önemli bir olgudur (Kınık, 1996)

(22)

2.1.5.1. Enerji Gereksinimi

Enerji gereksinimi; yaş, cinsiyet, vücut kütlesi, bir dereceye kadar yaşanılan çevredeki iklim koşulları ve özellikle de fiziksel aktivite gereksinimi ile değişiklik gösterir. Yaşamın temeli olan metabolik işlevlerin devamlılığı, organların işlevleri ve fiziksel aktivite enerji gerektirir. Büyüme süreci de enerji harcaması gerektirdiğinden çocuklarda enerji gereksinimi yetişkinlerden daha fazladır (Baysal, 2004).

Çocuk belli bir düzeyde devamlı olarak büyürken, biyolojik organizma aniden değişir, farklı büyüme örnekleri ve bireysel biyolojik gelişim ergenlik döneminde aniden farklılaşır. Gencin kilosu, boy uzunluğu, vücut ölçüsü, vücut yüzey alanı vb. veriler ergenin enerji ihtiyacını belirler. Enerji gereksinimi büyümenin en hızlı olduğu dönemde aniden artar (Arlı ve ark, 2002).

Okul döneminde erkeklerde 2000kkal olan günlük enerji gereksinimi, 10-13 yaşları arasında 2445, 14-18 yaşları arasında da 2860 kkal‟ye yükselir. Kızlarda ise bu dönemde 1800-2000 kkal enerji gereksinimi 10-13 yaşlarında 2200 kkal‟ye kadar yükselir (Sağlık Bakanlığı, 2004). Her çocuğun enerji gereksinimi büyüme hızı ve fiziksel etkinlik düzeyine bağlı olarak değişir. Günlük enerji tüketiminin en değişken bileşeni fiziksel etkinlik düzeyidir (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

2.1.5.2. Protein Gereksinimi

Ergenlik döneminde büyüme hızlı olduğu için enerji gibi proteine olan ihtiyaçta yüksektir. Önerilen protein alımı total enerjinin %15-20 si kadar olmalıdır. 10-13 yaşlarındaki ergenlerin günlük protein gereksinimi erkek ve kızlarda 1.0-1.3g/kg‟dır.büyüme için gerekli olan protein miktarı kızlarda 11-14 yaş arasında, erkeklerde ise 15-18 yaş arasında daha fazladır (Sağlık Bakanlığı, 2004).

Ergenlerde vücut dokularının büyümesi sürekli olduğundan, sürekli protein sentezi gerektirmektedir. Bu yüzden büyüme çağında vücut dokusuna hızla çevrilebilen kaliteli protein sağlanması zorunludur (Baysal, 2004). Ergenler kaliteli proteinleri yumurta, et, tavuk, balık, süt ve ürünleri gibi hayvansal gıdaları tüketerek

(23)

sağlayabilirler. Düşük sosyoekonomik düzeyde yaşayan bireyler bitkisel kaynaklı protein tüketimine bağlı olarak protein gereksinimleri daha fazladır.

2.1.5.3. Karbonhidrat Gereksinimi

Karbonhidratlar bireyler için temel enerji kaynaklandır. Yeterli ve dengeli beslenebilmek için günlük enerji ihtiyacının %50-60 kadarının karbonhidratlardan sağlanmasının uygun olmaktadır (Işıksoluğu, 1997). Şeker ve şeker ile yapılmış besinler, bal, pekmez, tahıllar, kuru baklagiller, patates, yağlı tohumlar meyveler, sebzeler ve süt karbonhidrat içeren besinlerdir (Arlı ve ark., 2002). Okul çağı çocuklarda saf karbonhidrat alımı azaltılmalı, kompleks karbonhidrat alımı arttırılmalıdır. Her yaş grubunda olduğu gibi çocuk ve ergenlerde de posa alımına özen gösterilmelidir (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

2.1.5.4. Yağ gereksinimi

Yağ, en çok enerji veren besin öğesidir. 1 gram yağ 9 kkal enerji vermektedir. Eşit miktardaki karbonhidrat ve proteinlerin iki katından daha çok enerji verir. Böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimi yağlardan karşılayabilir. Elzem yağ asidi ve yağda eriyen vitaminler vücuda yağ ile alınır. Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler. Yağ organları çevreleyerek dış etkenlerden korur, midenin boşalmasını geciktirir (Baysal, 2004).

İnsanın günlük ne kadar yağ alması gerektiğini belirtmek güçtür. Diyetin özelliğine göre günlük alınan enerjinin %25-45‟i yağdan gelebilir. Daha çok hayvansal besinlerin bulunduğu diyetlerin yağ oranı tahıllara dayalı diyetlerden daha yüksektir. Vücuda alınan yağın genellikle yarısı besinlerin bileşimindedir ve görünmez haldedir. Kalanı saf, görünür yağdır (Baysal, 2004). Şişmanlık ve şişmanlığa bağlı birçok hastalık öncelikle diyetteki yağ oranı ile ilişkili olduğundan enerji dengesinde yağdan gelen enerjinin %30‟u geçmemesine dikkat edilmelidir (Şanlıer, 2003).

(24)

2.1.5.5. Vitamin Gereksinimi

Vitaminler, büyüme, canlılık, sağlık ve birçok metabolik olayın yürütülmesi için gerekli olan organik öğelerdir (Arlı ve ark., 2002). Vitaminler enerji vermez. Ancak bir kısmı protein, yağ ve karbonhidratlardan enerji oluşumu için gerekli biyokimyasal olayların oluşmasına ve düzenlenmesine yardımcı olur; metabolizmada rol oynayan bazı enzimlerin yapısına girer (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

İnsan vücudunda oldukça az miktarlarda bulunmasına rağmen vitaminlerin vücuttaki etkinlikleri oldukça fazladır. Bunların bir bölümü (B grubu), besinlerle aldığımız karbonhidrat veya proteinden enerji ve hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal olayların düzenlenmesine yardımcı olurlar. D vitamini, kalsiyum, fosfor gibi minerallerin diş ve kemiklere yerleşmesine yardımcıdır. Bazı vitaminlerde (A,E,C) vücut hücrelerinin hasarını önleyerek normal işlevlerini sürdürmeleri ve bazı zararlı maddelerin etkilerinin azaltılmasında yardımcıdırlar (Sağlık Bakanlığı, 2004).

Okul çağı çocuklarında, tüm vitamin gereksinimleri artar. Özellikle enerji gereksinimi artışla birlikte B1, B2, B3; hücre sentezi ile ilişkili olarak da B6 ve B12 gereksinimleri artar. Ayrıca ileri de anne olacak ergen kızlarda nöral tüp defektini önlemek için folik asit alımlarına dikkat edilmelidir. Bu dönemde iskelet gelişimi için vitamin D, yeni hücrelerin gelişmesi için A, C ve E vitaminlerine ihtiyaç artmaktadır (Şanlıer veYabancı, 2005).

2.1.5.6. Mineral Gereksinimi

İnsan vücudunun yaklaşık % 4 ile %5'i minerallerden oluşmuştur. Bunun yarıya yakını kalsiyum, dörtte biri fosfordur. Magnezyum, klor, sodyum ve kükürt diğer makro minerallerdir. Diğerleri az miktarlarda bulunduğu için iz elementler olarak bilinir. Mineraller vücudun çeşitli organları içinde yer alır ve vücut çalışmasında önemli işlevleri vardır. Bazıları vücudun kemik ve diş gibi sert dokularının yapı taşıdırlar. Minerallerin çoğu hücre çalışması için elzemdir. Vücudun sağlıklı olarak büyümesi ve yaşamını sürdürmesi için elzem olduğu bilinen minerallerin basında kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, manganez, kükürt, demir, bakır, iyot, çinko, flor, kobalt, krom, selenyum ve molibden gelmektedir (Baysal, 2004).

(25)

Vitaminlerde olduğu gibi, çoğu mineralinde okul çağında gereksinimi artar. Büyümenin hızlandığı bu dönemde tüm besin öğeleri, özellikle kalsiyum, demir ve çinko gereksinimi diğer yaş dönemlerine göre belirgin bir şekilde artmaktadır (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

Çocuklar arasında en yaygın olan ve bilinen beslenme sorunu demir yetersizliği anemisidir. Demir, hücreler arası oksijen taşınmasını sağlayarak enerji üretimine yardımcı olarak kullanılır. Okul çocuklarında demir yetersizliği büyümeyi, öğrenme yeteneğini, dikkati, bilişsel fonksiyonları, algılama ve okul başarısını olumsuz yönde etkiler, çalışma performansını azaltır (Şanlıer ve Yabancı, 2005).

Ergenlik döneminde iskelet gelişiminin hızlanması nedeniyle kalsiyum ihtiyacı çocukluk ve yetişkin döneme kıyasla daha fazladır. On-yirmi yaşları arasında vücutta kalsiyum depolanması 2 kat artar, bu dönem boyunca iskeletin %45‟i yapılmaktadır. Süt ve ürünleri kalsiyumdan zengin besinler olmasına rağmen, ergenlerin süt tüketimleri yetersiz düzeydedir. Gençler arasında süt tüketiminin azalması, gazlı içeceklerin tüketimlerinin artması ile ilişkilidir (Şanlıer veYabancı, 2005).

Ergenlik döneminde beslenme ileri ki yaşlarda osteoporoz riskinin önlenmesi ile yakından ilişkilidir. Osteoporozun önlenmesi için, ergenlik döneminde yeterli miktarda kalsiyum alınması ve fiziksel aktivitenin artırılması gerekir. Bu dönemde iskelet gelişiminin tamamlanması için kalsiyumun yeterli miktarda alınması büyük önem taşır (Şanlıer veYabancı, 2005).

2.1.5.7. Su Gereksinimi

Besinlerin sindirimi, dokulara taşınması, hücrelerde kullanılması sonucu oluşan zararlı atıkların atılması ve vücut ısısının düzenlenmesi için gereklidir. Vücutta bütün kimyasal olaylar su içinde oluştuğundan,vücutta yeterince su bulunması yaşam için zorunludur (Sağlık Bakanlığı, 2004).

(26)

Okul çağı çocukları için de sıvı tüketimi önemlidir. Vücudun yaklaşık %60‟ı sudur ve bu oranın bu düzeyde tutulması gerekir. Yapılan araştırmalarda çocukların su tüketiminin yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle bu dönemde çocuklara bol içme alışkanlığı kazandırılmasına önem verilmelidir. Özellikle enerji içeriği yüksek olan kola gazoz, hazır meyve sularından çok süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler önerilmelidir (Şanlıer veYabancı, 2005).

2.1.6. Okuldaki Beslenme Sorunları

Birçok okulda öğrenciler okula sabah gelmekte ve öğleden sonraya kadar okulda kalmaktadırlar. Bu durumda en azından öğle yemeğini okulda yemek zorundadırlar. Öğle yemeği genel olarak öğle tatili sırasında tabldot olarak öğrencilere okul yemekhanesinde verilmektedir. Verilen yemek grubu içerisinde çocuğa uygun yiyeceklerin olmaması sık karşılaşılan sorunlar arasındadır (Korkmaz ve ark, 1996).

Taşımalı eğitim uygulaması ile öğrencilerin öğle yemeği, yatılı ilköğretim bölge okullarının pansiyonlarında kalan öğrencilerin kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri okul tarafından sağlanmaktadır. Yemek listeleri uzmanlar tarafından öğrenci ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Kahvaltı öğünü çay, peynir, tereyağ, bal, zeytin vb. gibi 5 çeşitten oluşmakta, öğlen ve akşam yemeği nohut, bulgur pilavı, yoğurt, meyve vb. gibi 4 çeşitten oluşmaktadır. Öğrencilerin sevmediği yemeklerin çıkması sebebiyle artıklar oluşmaktadır. Ayrıca okulların alt yapısının yeterli olmaması, aynı anda tüm çocukların yemeklerini yiyebileceği yeterli yemekhanenin bulunmaması, sınıfların ve okul salonlarının yemekhane olarak kullanılması önemli sorunlar oluşturmaktadır.

Menüler öğrenciler için daha cazip hale getirilerek oluşan artıklar en aza indirilebilir ve yeterli ve dengeli beslenme sağlanabilir. Bunun için nadiren de olsa popüler tercihlere yer verilebilir (hamburger menüleri gibi). Hamburger menüleri tam tahıl ekmeği kullanılarak, salata ilave edilerek ve içecek olarak ayran ve taze sıkılmış meyve ile daha sağlıklı hale getirilebilir. Yağlı patates cipsi yerine fırınlanmış elma dilimi patatesler çocuklar için daha sağlıklı ve lezzetli olacaktır. Bu şekilde yağ oranı düşük, posa oranı yeterli besin değeri açısından dengeli ve sağlıklı hamburger menü elde edilmiş olur. Makarna ve pilav çeşitleri de çocuklar için daha cazip hale getirilebilir. Menüde makarna çeşitlerine yer verilirken peynirli, sebzeli, kıymalı gibi

(27)

kombine seçenekler sunulabilir. Hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar menüde yer alması gereken olumlu seçeneklerdir (Sağlık Bakanlığı, 2010).

Okul çağı çocukları için hazırlanan menülerde çocukların günlük olarak kalsiyum alımlarına katkı sağlayacak besinlerin/yemeklerin bulunmasına, ilerleyen yaşlarda doğru beslenme alışkanlıkları kazandırması açısından sevilmediği düşünülen bazı sebze yemeklerine, kuru baklagillere farklı sunumlar ile belli aralıklarla yer verilmesine özen gösterilmelidir. Menülerde haftada bir kez tatlılara yer verilmeli ve bu tatlılar da tercihen sütlü tatlılar olmalıdır. Ayrıca menüler oluşturulurken ekonomiklik, lezzet, görünüm, besin değeri ve mevsimsel özellikler yönünden çeşitliliğin sağlanmasına özen gösterilmelidir. Okul çağı çocuklara öğle yemeği için 1 haftalık örnek menü aşağıda verilmiştir;

Pazartesi: Yayla çorba, fırın köfte, çoban salata Salı: Etli kuru fasulye, şehriyeli pirinç pilavı, yoğurt Çarşamba: Mantar çorba, çoban kavurma, mevsim salata Perşembe: Kıymalı ıspanak, peynirli börek, portakal

Cuma: Fırın baget, zeytinyağlı taze fasulye, muhallebi (Sağlık Bakanlığı, 2010).

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere menü hazırlarken ekonomikliğin yanı sıra besin öğelerinin dengeli olmasına ve dört besin grubunu içermesine dikkat edildiğinde sağlıklı beslenmeye katkı sağlayan menü hazırlanmış olur. Bu örnek menü okullarda menü hazırlayan kişiler için rehber niteliğindedir.

(28)

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bulduk ve Ünver (1991), yetiştirme yurtlarındaki gençlerin beslenme durumlarını saptamak amacıyla yürüttükleri araştırmada yetiştirme yurtlarında kalan kızların enerji ve besin öğeleri tüketim düzeylerinin erkeklere göre daha yetersiz olduğunu, tabak artıklarının da kızlarda erkeklere göre daha fazla olduğu saptamışlardır.

Höglung vd. (1998)‟nin İsveçli ergenlerin sosyoekonomik durumlarına bağlı olarak yeme alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, ergenlerin düzensiz olarak sebze ve meyve tükettiklerini, gofret, hafif içecekler, dondurma ve patates kızartmasını günde birden fazla tükettiklerini belirlemişlerdir. Okulda verilen ücretsiz öğle yemeğini erkeklerin %50‟sinin kızların %30‟nun yediğini, geri kalanların ise abur cubur yediklerini saptamışlardır. Abur cubur tüketimi ve öğünlerin düzensiz tüketiminin özellikle düşük sosyoekonomik durumdaki kızlar arasında yaygın olduğunu belirlemişlerdir.

Yaşar ve ark. (1999), Ankara‟da sosyo-ekonomik düzeyleri birbirinden farklı tam gün eğitim veren iki özel ilköğretim okulu ile yarım gün eğitim veren iki devlet ilköğretim okulunda yürüttükleri araştırmada, devlet okullarına ve özel okullara giden öğrencilerin öğün atladıklarını, genelde özel okullara giden öğrencilerin enerji ve diğer besin öğeleri tüketimi fazla olmakla birlikte vitamin A, niasin ve vitamin C dışında, tüm besin öğelerinin tüketiminde devlet okulları ve özel okullar arasında önemli farklılıkların olmadığını belirlemişlerdir.

Speck vd. (2001)‟nin, ergenlerde yeme alışkanlığı ve yeme sıklığı üzerine yaptıkları araştırmada, üç ortaokuldan 446 öğrenci kullanıldığı belirtilmiştir. Öğrencilerin %56,9‟unun da Afro-Amerikan (Afrika kökenli Amerikalı) oldukları belirlenmiştir. Yeme alışkanlıkları anketlerinin yapılması neticesinde öğrencilerin besin piramidi temel alınarak önerilen oranlardan daha yüksek miktarda et, yağ ve şeker tüketip daha az miktarda ekmek, sebze tükettikleri ortaya çıkmıştır. Bunun yanında katılımcıların yağ oranı yüksek ürünleri, yağ oranı düşük ürünlere oranla daha fazla tükettikleri de görülmüştür.

(29)

Post Skagegard vd. (2002)‟nin ergenlikten yetişkinliğe geçiş dönemindeki sağlıklı İsveç ergenlerinin yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler üzerine yaptıkları araştırmada, yeme alışkanlıklarının yaşam stilindeki değişmeyle birlikte ergenlik süresince önemli ölçüde değişiklikler olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Suitor and Gleason (2002)‟nın yetersiz besin alımı yaygınlığını saptamak amacıyla yaptıkları araştırmada, çocukların büyük çoğunluğunun E vitaminini, 9 yaş ve üzeri bir çok çocuğun magnezyum ve folik asiti, 9 yaş ve üzeri kızların kalsiyumu günlük almaları gereken miktardan daha az aldıklarını saptamışlardır.

Ankara‟da iki farklı sosyoekonomik düzeydeki semtlerde bulunan dört ilköğretim okulunda okuyan öğrencilerin beslenme bilgileri, alışkanlıkları ve beslenme saati uygulamalarını tespit etmek amacıyla yürütülen bir çalışmada öğrencilerin kahvaltı yapmadıkları bunun ise ya derse geç kalma ya da canının istememesinden kaynaklandığı, okulların hemen hemen hepsinin sınıfında beslenme saati uygulandığı ve çocukların besinlerini evden getirdiği, harçlık aldıkları ve beslenme bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu belirlenmiştir (Şanlıer ve Arıkan, 2002)

Barquera vd. (2003)‟nin okul öncesi ve okul çağı Meksikalı çocukların enerji ve besin alımını inceledikleri araştırmada, okul çağı çocuklarının ortalama enerji alımının 1377 kkal olduğu, kuzey ve Mexico City bölgelerinde yağ alımının yüksek, lif alımının düşük olduğunu belirlerken, Güney bölgedeki düşük sosyoekonomik durumdaki çocukların lif ve karbonhidrat alımının yüksek, yağ alımının düşük olduğunu belirlemişlerdir.

Sjöberg vd. (2003)‟nin İsveç ergenlerinin öğün düzenleri, yemek seçimleri, besin alımları ve yaşam stillerini incelediği çalışmada, erkeklerin %65‟inin ve kızların %52‟sinin günlük üç ana öğün tükettiklerini, enerji alımının büyük bir kısmını öğün arasında tüketilen besinlerin oluşturduğunu belirlemişlerdir. Kahvaltıyı düzensiz yapanların oranının, erkeklerde %12, kızlarda %24 olduğunu, kahvaltı ve öğle yemeklerini atlayan kızların (%8) daha az sağlıklı ve besin değeri düşük yiyecekleri tercih ettiklerini belirlemişlerdir.

(30)

Park vd. (2004)‟nin ergenlik çağındaki Koreli, Koreli-Amerikalı ve Amerikalı gençlerin tükettikleri besin öğelerini saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada, gençlerin aldıkları kalsiyum, demir, çinko ve sodyum miktarlarının her üç grupta farklı olduğu, ayrıca üç grubun da aldığı enerji, folat, kalsiyum ve demir düzeylerinin ergenlik çağındaki Amerikalılar için tavsiye edilen düzeylerin altında olduğunu saptamışlardır.

Budak ve ark. (2005), üniversite öğrencilerinin kahvaltı yapma alışkanlığını, kahvaltının günlük enerji ve besin öğeleri alımlarına katkısı ve öğrencilerin akademik başarısına etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları bir çalışmada, üniversite öğrencilerinin düzenli kahvaltı yapmadıklarını, kahvaltının günlük enerji ve besin öğeleri gereksinmelerine katkısının önerilenin altında olduğunu ve kahvaltı yapmanın akademik başarıyı daha da yükselttiğini belirlemişlerdir.

Demirezen ve Coşansu (2005), ergenlik dönemindeki öğrencilerde beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi amacıyla yaptıkları çalışmada ergenlerin beslenme alışkanlıkları yönünden risk taşıdığı ve riskli davranışların erkek öğrencilerde daha fazla olduğunu tespit etmişler ve ergenlerde beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesinin önemine ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılmasına yönelik okul temelli sağlık eğitim programlarına gereksinim olduğunu belirtmişlerdir.

Şanlıer ve Güler (2005), ilköğretim ikinci kademesinde eğitim gören öğrencilere verilen beslenme eğitiminin öğrencilerin beslenme bilgi ve alışkanlıklarını saptamak amacıyla yaptıkları araştırmada öğrencilerin %76‟sinin üç öğün yemek yediklerini, %52.5‟inin bazen öğün atladığını, beslenme eğitimi almayan öğrencilerin verilen eğitim sonrasında beslenme bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir farklılığın olduğunu tespit etmişlerdir.

Avan (2006), 6. 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yaptığı bir çalışmada kızların ve erkeklerin sırasıyla %74.5-%78.7‟si süt grubu, %65-%61.7‟si et grubu, %56.8-%61.7‟si yağ ve şeker grubu, %53.6-%46.1‟i de sebze ve meyve grubu besinleri yetersiz düzeyde tüketmekte olduğunu saptamıştır.

(31)

Bekar (2006)‟ın Samsun ili Vezirköprü ilçesinde, yatılı olan ve olmayan kız ergenlerin beslenme durumlarını, beslenme alışkanlıklarını, antropometrik ölçümlerini, fiziksel aktivitelerini ve diyet örüntülerini belirlemek üzere yürüttüğü çalışmasında yatılı 133 ve yatılı olmayan 133 toplam 266 ilköğretim öğrencisini dahil etmiştir. Ergenlerin %52.3‟ü üç öğün, %36.1‟i dört öğün ve %11.7‟si iki öğün tükettiği, her iki grupta en fazla atlanan öğle öğünü; yatılılarda %39.8, gündüzlülerde %53.2 olarak belirlemiştir. Ergenlerin yeme isteğine engel olan durumları sırasıyla canın istememesi (%31.6), iştahın olmaması (%24.7) ve kilo almaktan korkma (%13.7) olarak saptamıştır.

İlköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve fiziki büyüme durumlarını belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilerin %64.3‟ ünün günde üç öğün tükettikleri, % 8.7‟ sinin kahvaltıyı, %17.7‟ sinin öğle yemeğini, % 1.3‟ ünün akşam öğününü atladığı tespit edilmiştir. Sabah öğününde en çok tüketilen besinin peynir, içeceğin ise çay olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin % 57.3‟ünün öğle yemeğini okul kantininden sağladıkları ve % 88.0‟ inin ara öğünlerde yiyecek- içecek tükettikleri belirlenmiştir. Ara öğünlerde en çok tüketilen yiyeceğin meyve (% 63.2), içeceğin ise çay olduğu (%52.8) tespit edilmiştir. Öğrencilerin çeşitli besinleri tüketim sıklıkları değerlendirildiğinde en çok tüketilen besinlerin; tahıl ve tahıl ürünleri grubundan ekmeğin (%93.5), et ve et ürünlerinden tavuk etinin ( % 44.9), süt ürünlerinden yoğurdun (% 60.6), şeker ve yağlardan bitkisel sıvı yağın( % 55.1) ve şekerlemelerin (% 59.4),% 43.4 oranında kuru baklagillerin, % 88.6 oranında meyvelerin, % 72.0 oranında sebzelerin tükettikleri belirlenmiştir (Dereköy, 2006).

Yatılı olan ve yatılı olmayan lise öğrencilerinin beslenme bilgi ve durumlarının değerlendirilmesi amacıyla yürütülen bir çalışmada lise öğrencilerinin % 80.8‟inin üç öğün, % 9.2‟si iki öğün, % 10.0‟unun ise dört öğün ya da daha fazla yemek yediği, yatılı öğrencilerin içersinde üç öğün yemek yiyenlerin oranı % 86.6, yatılı olmayan öğrenciler içersinde bu oranın %66.7 olduğu belirlenmiştir.En çok atlanan öğünün sabah kahvaltısı olduğu, öğün atlama nedeni ise canı istememe ve vakit bulamama gibi nedenlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca okulda yatılı okuyan öğrencilerin beslenme bilgisinin, yatılı olmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu saptanmıştır (Karasu, 2006).

(32)

Nahçıvan (2006), „Bir İlköğretim Okulundaki Öğrencilerde Süt Tüketim Durumu‟ adlı araştırmasında çocukların çoğunluğunun kahvaltı yaptıkları, süt içmekten hoşlandıkları, sıcak süt içtikleri ve evde her zaman süt bulabildikleri ayrıca pastörize süt kullanımının yüksek, çocuklarda yeterli süt tüketme oranının düşük olduğunu belirlemiştir.

İlköğretim II. kademe öğrencilerinin kahvaltı yapma alışkanlıklarını ve besin öğesi tüketim durumlarını belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilerin %77.5‟i öğün atladığı, öğün atlayanların %50.6‟sının seyrek atladığı, öğrencilerin %88,4‟ü her gün düzenli kahvaltı yaptığı belirlenmiştir. Kahvaltı yapmama nedenlerinin başında %59.3‟le iştahın olmaması gelmekte olduğu, okulda atıştırılan yiyeceklerden ilk sırayı %44.0 oranıyla bisküvi, kraker ve simit alırken onları %38.0 oranıyla poğaça ve börek izlediği saptanmıştır. Hafta sonu günlük besin öğesi alım durumları açısından su, karbonhidrat, lif, folik asid ve demir bakımından hafta içi ise enerji, protein, karbonhidrat, kolesterol, karoten, folik asit, fosfor ve demir bakımından sosyo-ekonomik düzeylere göre anlamlı fark bulunduğu belirlenmiştir (Özdoğan, 2006).

Yaman ve ark. (2006), Afyon‟da bulunan Salim Pancar İlköğretim Okulu I. ve II. Kademede okuyan öğrencilerin beslenme alışkanlıkları arasındaki farklılıkları saptamak amacıyla yaptıkları araştırmada, I. Kademe öğrencilerin %89.1‟inin, II. kademedeki öğrencilerin %53.6‟sının BKI‟nin düşük olduğu, her iki gruptaki öğrencilerin öğün atladıkları, her iki grubun öğün aralarında meyve, bisküvi ve patates cipsi tükettikleri ve I. kademe öğrencilerinin II. kademe öğrencilerine göre beslenme konusunda daha seçici davrandıkları sonuçlarına ulaşmışlardır.

Çolak (2007), 12-14 yaşındaki yatılı olan ve olmayan öğrencilerin vücut kompozisyonlarını belirleyerek okul türlerine göre yaş ve cinsiyet farklılıklarını ortaya koymak amacıyla yaptığı araştırmada hem yaş gruplarına göre hem de toplamda, yatılı olmayan öğrencilerin vücut kompozisyonu değerlerinin yatılı olan öğrencilerden daha yüksek olduğu tespit etmiştir.

(33)

Türk ve ark. (2007), lise birinci sınıf öğrencilerin beslenme alışkanlıkları ve çeşitli besinler konusunda bilgi ve davranışlarını belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada öğrencilerin %81‟inin öğün atladıklarını, en sık tükettikleri sağlıksız hazır gıdaların hazır kek/ bisküvi, ketçap/mayonez,kızartma, salam, sosis, cips, hamburger/tost olduğunu, tüm et çeşitleri ve yumurtayı lezzetli ve besleyici bulmakla beraber başta balık olmakla beraber tümünü az tükettiklerini saptamışlardır.

İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin yeme davranışlarını etkileyen bazı faktörlerin değerlendirildiği bir çalışmada öğrencilerin % 79.7‟sinin üç öğün, % 13.3‟ünün dört öğün, % 7.0‟sinin ise iki öğün yemek yediği , en çok atlanan öğünün sabah kahvaltısı olduğu, öğün atlama nedenlerinin ise daha çok iştahsızlık ve zaman olmaması olduğu belirlenmiştir (Ünsal, 2007).

Yaman ve ark.(2007), ilköğretim okullarında okuyan taşımalı ve normal eğitim kapsamındaki öğrencilerin beslenme durumlarını değerlendirmek amacıyla yapılan araştırmada taşımalı ve normal eğitim alan öğrencilerin bir günlük besin tüketimlerine göre enerji ve besin öğeleri alımlarının genelde yetersiz olduğu, taşımalı eğitimde öğrencilere kumanya verilmesine rağmen çocukların %60.0‟ının proteini ve %67.6‟sının demiri yetersiz aldıklarını tespit etmişlerdir.

Yatılı ilköğretim bölge okullarında öğrencilere verilen beslenme eğitiminin besin tüketimine ilişkin bilgi ve davranışlarında anlamlı bir farklılık yaratıp yaratmadığını incelemek amacıyla yapılan bir çalışmada öğrencilere verilen eğitimin, deney grubu öğrencilerinin besin tüketimlerinde genel anlamda artış meydana getirdiği, eğitim sonrasında beyaz peynir, yoğurt, peynirli makarna, ıspanaklı yumurta, kuru fasulye, türlü, bulgur pilavı, ekmek, çerez ve çay tüketiminde gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu belirlenmiştir (Keskin, 2009)

Hejazi and Mazloom (2009), yüksek sosyoekonomik durumdaki ergenler ile düşük sosyoekonomik durumdaki ergenlerin ev dışında (restoran yada fast food) yemek tüketimi arasında fark olup olmadığı belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmanın

(34)

sonucunda ev dışında yemek tüketiminde yüksek sosyoekonomik durumdaki ergenler ile düşük sosyoekonomik durumdaki ergenler arasında anlamlı bir farklılık olmadığı ancak ev dışında yemek tüketenlerin daha yağlı, kalorisi yüksek ve kızartılmış sebzeleri tükettikleri belirlenmiştir.

Yukarıda ki çalışmalardan da anlaşılacağı gibi ergenlik döneminde sebze genellikle az tüketilen besin grubu arasındadır. Bu dönemde öğün atlama en sık rastlanan sorun olarak görülmekle birlikte yatılı okullarda okuyan öğrencilerde öğün atlamanın daha az olduğu görülmektedir. Öğün atlamaya bağlı olarak da ergenlerin kalsiyum, demir ve çinko alımlarının yetersiz olduğu saptanmıştır.

(35)

III. BÖLÜM

YÖNTEM

Bu bölümde, araştırma modeli, araştırmanın evren ve örneklemi, veri toplama aracı ve geliştirilmesi, verilerin toplanması, verilerin çözümlenmesi ve yorumlanması konularına yer verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırma, betimsel bir çalışma olup araştırmanın yürütülmesinde tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma ile ilköğretim 6-8‟inci sınıf öğrencilerinin beslenme durumu saptanmaya çalışılmıştır.

3.2. Evren ve Örneklem

Bu araştırmanın çalışma evrenini Ordu ilinde okuyan pansiyonda kalan ve taşımalı gelen erkek öğrenciler oluşturmaktadır.

Bu araştırmanın örneklemini Ordu İli sınırlarında bulunan Yoğunoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu oluşturmaktadır. Bu okulun seçilme sebebi hem pansiyonda kalan hem de taşımalı gelen öğrencilerin bulunduğu bir okul olmasıdır. Araştırma pansiyonda kalan 80, taşımalı gelen 80 toplam 160 erkek öğrenci üzerinde yürütülmüştür.

3.3.Verilerin Toplanması

Bu araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Veri toplama aracının geliştirilmesi aşamasından önce, araştırmanın temellendirilmesi ve belirlenen amaçlara ulaşabilmesi için konuyla ilgili İngilizce ve Türkçe literatür (tez, makale, bildiri, kitap, bilimsel araştırma vb.) incelenmiştir. Literatür incelemesinden elde edilen bilgiler yardımıyla veri toplama aracının kavramsal yapısı ve ana çerçevesi belirlenmiştir.

(36)

Anketin kapsam geçerliliğini belirlemek amacıyla, 20 öğrenci üzerinde ön uygulaması yapılmış ve uygulamada karşılaşılabilecek aksaklıklar giderilmiştir.

Uygulanan anket formu dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öğrencilere ve ailelere ilişkin demografik bilgilere, ikinci bölümde öğrencilerin beslenme alışkanlıklarını saptamaya yönelik sorulara, üçüncü bölümde besin tüketim sıklığına, dördüncü bölümde ise 3 günlük besin tüketim kayıt formuna yer verilmiştir (Ek 1).

Hazırlanan anket formunun uygulanabilmesi için gerekli yerlerden resmi izinler alınmıştır. Daha sonra ilgili okul müdürü ile görüşme yapılmış, okulunda soru formunu uygulamak için uygun zaman belirlenmiştir. Öğrencilere soru formunu uygulamadan önce 1 günü hafta sonu olmak üzere 3 günlük besin tüketim kaydı tutmaları istenmiş, bununla ilgili gerekli uyarılar ve bilgilendirmeler yapılmıştır. Güvenilir bilgi sağlanması için gerekli ortam yaratılmaya çalışılmıştır.

Öğrencilerin tükettikleri yemeklerin birer porsiyonlarına giren besinlerin miktarları “Toplu beslenme yapılan kurumlar için standart yemek tarifleri”nden yararlanılarak saptanmıştır(Merdol, 1994). Üç günlük enerji ve besin öğesi tüketimleri Türk besinleri için hazırlanmış BeBis programından faydalanılarak hesaplanmıştır. Enerji ve besin öğeleri alımları Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye‟ye Özgü Beslenme Rehberi‟nde çocuk ve adölesanlar için günlük alınması önerilen değerler ile karşılaştırılmıştır (Ek 2)(Sağlık Bakanlığı, 2004).

3.4. Verilerin Analizi

Ölçme araçları ile toplanan verilerin analizinde, anket sonuçları öncelikle gözden geçirilerek kontrol edilmiş ve bilgisayarda kodlanmıştır. Daha sonra veriler üzerinde gerekli istatistiksel analizler için SPSS (Statistic Packets for Social Sciences) 13.0 istatistik paket programından yararlanılarak veriler değerlendirilmiştir.

Bireylerin kişisel özellikleri, beslenme alışkanlıkları besin tüketim sıklıklarının belirlenmesinde sayı ve yüzde ( % ) kullanılmıştır. Birden fazla seçeneğin işaretlenmesi

(37)

durumunda tabloda sayı ve yüzde alınmamıştır. Yüzdeler araştırmaya katılan toplam öğrenci sayısına göre alınmıştır. İstatistiksel değerlendirmede iki grup ortalamaları arasındaki farklılığın saptanmasında t-testi kullanılmıştır.

(38)

IV. BÖLÜM

BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde öğrencilerin aileleri ve kendileri ile ilgili demografik bilgileri, öğrencilerin beslenme alışkanlıkları, öğrencilerin besin tüketim sıklıklarına ait bilgileri ve diyet örüntülerini belirlemek amacıyla yapılan çalışma verileri değerlendirilerek sunulmuştur.

4.1. Öğrencilere ve Ailelerine Ait Genel Bulgular

Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin sınıf, yaş ve ailelerinde yaşayan birey sayısına ilişkin bulgular tablo 1‟de verilmiştir.

Tablo 1. Pansiyonda Kalan ve Taşımalı Gelen Öğrencilerin Sınıf, Yaş ve Ailelerinde Yaşayan Birey Sayısına Göre Dağılımı

Pansiyonda kalanlar Taşımalı gelenler Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Sınıf 6 27 33.8 25 31.2 52 32.5 7 20 25.0 27 33.8 47 29.4 8 33 41.2 28 35.0 61 38.1 Yaş (yıl) 11 4 5.0 2 2.5 6 3.8 12 9 11.2 12 15.0 21 13.1 13 27 33.8 35 43.8 62 38.7 14 30 37.5 26 32.5 56 35.0 15 7 8.7 5 6.2 12 7.5 16 3 3.8 - - 3 1.9 Ailedeki birey sayısı 3 ve daha az 4 5.0 2 2.5 6 3.7 4 7 8.8 8 10.0 15 9.4 5 22 27.5 22 27.5 44 27.5 6 ve daha fazla 47 58.7 48 60.0 95 59.4

Tablo 1 incelendiğinde pansiyonda kalan öğrencilerin %41.2‟sinin 8.sınıf, %25.0‟ının 7.sınıf, %33.8‟inin 6.sınıf öğrencisi olduğu, taşımalı öğrencilerin ise %35.0‟inin 8.sınıf, %33.8‟inin 7.sınıf, %31.2‟sinin 6 sınıf öğrencisi olduğu görülmektedir.

(39)

Öğrencilerin yaş aralığı incelendiğinde pansiyonda kalan öğrencilerin %33.8‟inin 13 yaşında, %37.5‟inin 14 yaşında olduğu, taşımalı öğrencilerin ise %43.8‟inin 13 yaşında, %32.5‟inin 14 yaşında olduğu görülmektedir.

Öğrencilerin ailede yaşayan birey sayıları incelendiğinde ise, pansiyonda kalan öğrencilerin %58.7‟sinin taşımalı gelen öğrencilerin ise %60.0‟ının aile birey sayıları 6 ve daha fazlası olduğu görülmektedir.

Tablo 2‟de pansiyonda kalan ve taşımalı gelen öğrencilerin anne ve babalarının eğitim durumlarına göre dağılımları verilmiştir.

Tablo 2. Pansiyonda Kalan ve Taşımalı Gelen Öğrencilerin Anne ve Babalarının Eğitim Durumları ve Mesleklerine Göre Dağılımı

Pansiyonda kalanlar Taşımalı gelenler Toplam

Sayı % Sayı % Sayı %

Annenin eğitim durumu Okuryazar değil 43 53.8 46 57.5 89 55.6 Okuryazar 2 2.5 8 10.0 10 6.3 İlkokul mezunu 32 40.0 26 32.5 58 36.2 Ortaokul mezunu 2 2.5 - - 2 1.3 Lise mezunu 1 1.2 - - 1 0.6 Babanın eğitim durumu Okuryazar değil 4 5.0 8 10.0 12 7.5 Okuryazar 3 3.7 12 15.0 15 9.4 İlkokul mezunu 56 70.0 51 63.7 107 66.8 Ortaokul mezunu 12 15.0 7 8.8 19 11.9 Lise mezunu 2 2.5 2 2.5 4 2.5 Üniversite mezunu 3 3.8 - - 3 1.9 Annenin mesleği Ev Hanımı 78 97.6 80 100 158 98.8 İşçi 1 1.2 - - 1 0.6 Çiftçi 1 1.2 - - 1 0.6 Babanın mesleği İşçi 49 61.3 35 43.8 84 52.5 Memur 3 3.8 5 6.2 8 5.0 Serbest meslek 22 27.6 30 37.5 52 32.5 Çalışmıyor 2 2.5 6 7.5 8 5.0 Çifti 4 5.8 4 5.0 8 5.0

Şekil

Tablo  1.  Pansiyonda  Kalan  ve  Taşımalı  Gelen  Öğrencilerin  Sınıf,  Yaş  ve  Ailelerinde Yaşayan Birey Sayısına Göre Dağılımı
Tablo 2. Pansiyonda Kalan ve Taşımalı Gelen Öğrencilerin Anne ve Babalarının Eğitim  Durumları ve Mesleklerine Göre Dağılımı
Tablo  3‟te pansiyonda kalan ve taşımalı  gelen öğrencilerin  anne ve babalarının  eğitim durumlarına göre dağılımları verilmiştir
Tablo  4‟te  pansiyonda  kalan  ve  taşımalı  gelen  öğrencilerin  ailelerinin  aylık  toplam gelirlerinin dağılımı verilmiştir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

pekâlâ görüyorlar ki, Milletlerara­ sı uzlaşma devletlerin, hükümet­ lerin anlaşmalariyle halledilemez. Onlar önayak olabilirler. Fakat her şeyden önce

İmdi bir ağacın dallarının, yapraklarının, çiçeklerinin, meyvelerinin, ibtidâ kendi aslı olan cüssede birer vücûd-ı icmâli ve bütûniyyesi olup bunların

2b Retrospective cohort study or follow-up of untreated control patients in an RCT; Derivation of CDR† or validated on split-sample§§§ only. 2c "Outcomes" Research

Yapılan faktör analizi sonuçlarında liderlik tarzları; otokratik, tam serbesti tanıyan ve dönüşümcü liderlik tarzı olarak üç alt boyutta, görev performansı;

As a result of the midwinter waterfowl census, it is seen that this number has significantly decreased but they still use the lake as a feeding, resting and staging

Yazılırsa az çok Gi­ raudoux gibi yazılır, veya Gide gibi yazılır.. Yani kaidelerine, şartlarına riayet etmek şar- tile, fakat yeniden

Effects of increasing B treatments on boron content and uptake of shoot and root in purslane cultivars.. The values are means of three replicates and the bars represent their

Bu araştırmada psikolojik danışman adaylarının psikolojik danışma özyeterliklerinin aldıkları mesleki dersleri yeterli bulmalarına, psikolojik danışma