• Sonuç bulunamadı

Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri (Mersin İli Örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri (Mersin İli Örneği)"

Copied!
235
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

GÖÇLE GELEN ÇOCUKLARIN EĞİTİM SORUNLARI VE ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ (MERSİN İLİ ÖRNEĞİ)

Ömer Barış Eroğlu

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Ömer Barış Soyadı: EROĞLU

Bölümü: Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı İmza:

Teslim Tarihi: 13/08/2018

TEZİN

Türkçe Adı: Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri (Mersin İli Örneği) İngilizce Adı: Education Problems of Migrant Children and Solution Proposals (Example of Mersin)

(4)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Ömer Barış Eroğlu İmza: ...………...

(5)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Ömer Barış Eroğlu tarafından hazırlanan ‘Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri (Mersin İli Örneği) adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/ oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. Murat Gürkan GÜLCAN

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi ……… Başkan: Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi ……… Üye: Doç. Dr. Sait Akbaşlı

Eğitim Yönetimi Bilim Dalı, Hacettepe Üniversitesi ……….

Tez Savunma Tarihi: 23/07/2018

Bu tezin Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Selma YEL

(6)

iv

Aileme ve Rahmetli Dedem Müfettiş Ahmet Hilmi Eroğlu’na ithafımdır.

(7)

v

TEŞEKKÜR

Bu tezin yazılma sürecinde beni destekleyen ve bana yol gösteren danışmanım Sayın Doç. Dr. Murat Gürkan GÜLCAN’ a, destekleyici tutumları ve ilgisi için Sayın Doç. Dr. Serkan KOŞAR’ a ve Dr. Emre ER’ e, veri toplama sürecinde yardımlarını sunan okul müdürlerine ve Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim. Araştırma verilerini elde etme konusunda görüşme isteğimi kabul eden ve değerli zamanlarını bana ayıran okul yöneticileri, öğretmenler ve göçle gelen ailelere de çok teşekkür ederim. Aileme ve bu tezin bitmesinde bana manevi destek sunan biricik eşim Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Evrim EROĞLU’ na ve oğullarım Eymen’ e ve Emir’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(8)

vi

GÖÇLE GELEN ÇOCUKLARIN EĞİTİM SORUNLARI VE ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ (MERSİN İLİ ÖRNEĞİ)

(Yüksek Lisans Tezi)

Ömer Barış EROĞLU

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz 2018

ÖZ

Bu araştırmada Mersin iline özellikle iç göçle gelen ailelerin ve çocuklarının eğitim sorunları araştırılmıştır. Göçle gelen ailelerin yaşadıkları sosyal, ekonomik, psikolojik, vb. sorunların bu ailelerin okula giden öğrencilerinin okul başarısı, davranışsal özellikleri ve toplumsal ilişkileri üzerinde ne derecede etkili olduğu ve göçün eğitim kurumlarına etkisi üzerinde durulmuştur. Bu amaçla velilere, öğretmenlere ve okul yöneticilerine sorular yöneltilerek yaşanılan eğitim sorunları tespit edilmeye çalışılmıştır. Görülen aksaklıkların giderilmesi için çözüm önerileri sunulmuştur. Araştırmanın evrenini Türkiye’de en çok göç alan 10 il oluşturmuştur. Örneklemi ise çok aşamalı yöntem ile belirlenmiştir. Örneklemi, önce amaçlı örneklem yöntemi ile seçilen Mersin ili, sonra Mersin’de tabakalı örneklem yöntemi ile seçilen merkez ilçeler ve bu ilçelerde yer alan göç alan okullar oluşturmuştur. Araştırma nitel olarak çalışılmıştır. Yaşanılan sorunları daha iyi ifade edebilmek için sayısal verilerden de yararlanılmıştır. Araştırmada olgubilim deseni kullanılmıştır. Toplanan veriler betimsel analiz ve içerik analizi teknikleriyle çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bazı sonuçlara göre aileler genellikle zorunlu göçlerle Mersin’e gelmişlerdir. Göç sonrasında geçim sıkıntısı çekmektedirler. Velilerin dil ve iletişim problemleri yaşadığı da görülür. Veliler için çocukların eğitim durumları öncelikli değildir. Göçle gelen öğrencilerin okuldaki başarıları düşüktür. Göçle gelen öğrenciler etnik kökeninden dolayı zaman zaman ayrımcılığa uğrayabilmektedirler. Göçle gelen öğrenciler uyum sorunu yaşarlar ve okullarında mutsuzdurlar. Göçle gelen öğrencilerde devamsızlık

(9)

vii

görülür. Devamsızlığın kaynağı olarak öğrencilerin ekonomik kazanç elde etmek amacıyla çalıştırılması gösterilebilir. Göçle gelen öğrencilerde şiddet eğilimi ve gruplaşmalar görülebilir. Öğretmen ve okul yöneticileri görev yaptıkları bölgeleri sorunlu olarak görürler. Öğretmenler, velilerin öğrencilerin eğitimleriyle ilgili olmadıklarını düşünürler. Öğretmenler göçle gelen okullarda görev yapan okul yöneticilerinin özel bilgi ve beceri sahibi olmaları gerektiğini belirtirler. Araştırmada tespit edilen sorunlara yönelik geliştirilen çözüm önerilerinin başında yoğun ve plansız bir şekilde gerçekleşen göçlerin önlenmesi gelmektedir. Göçle gelen ailelerin ve öğrencilerinin çevreleriyle sağlıklı bir iletişim kurmalarını sağlamak için gerekli tedbirler alınmalıdır. Velilerin bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Kalabalık sınıf mevcutlarını azaltmak için çözümler geliştirilmelidir. Göçle gelen öğrencilerin okuldaki başarısını arttırmak için yetiştirme kursları açılmalıdır. Evlerinde ders çalışma ortamı olmayan öğrenciler için çalışma salonları oluşturulmalıdır. Göçle gelen ailelere ve çocuklarını yönelik uyum çalışmaları planlanmalıdır. Okullarda ayrımcılık içeren davranışlara yönelik önlemler alınmalıdır. Göçle gelen öğrencilere yönelik dil dağarcığını geliştirici çalışmalar yapılmalıdır. Okullar tam gün eğitime geçirilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Göçle gelen öğrenciler, göçmenlerin eğitim problemleri, eğitim hakkı Sayfa Adedi: xx + 213

(10)

viii

EDUCATION PROBLEMS OF MIGRANT CHILDREN AND SOLUTION

PROPOSALS (EXAMPLE OF MERSIN)

(Master Thesis)

Ömer Barış EROĞLU

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

July 2018

ABSTRACT

In this study, the educational problems of families and their children especially migrated to Mersin province, were researched. The study has focused on the social, economic, psychological problems etc. and the impact of these problems on the educational success of children of these families, their behavioural characteristics and on social relations, and how the migration influenced educational institutes. For this purpose, parents, teachers and school administrators were asked to try to determine the educational problems they have experienced. Solution suggestions have been presented in order to overcome the problems. 10 provinces in Turkey which have the most amount of immigrants has created the study area. The sampling was determined by a multistep method. The sample consisted of the Mersin province selected first with the purposeful sampling method, then the central districts selected by stratified sampling method in Mersin and the schools receiving immigration in these districts. Research has been conducted qualitatively. Numerical data has also been used to better express the problems experienced. In the research, the phenomenology model was used. The collected data were analysed with descriptive analysis and content analysis techniques. According to some results obtained from the survey, families generally came to Mersin with forced migration. After migration, they are suffering from loneliness. It is also seen that parents have language and communication problems. Children's education status is not a priority for the welfare. The success of the students who have migrated is low in the schools. Students who migrate may occasionally be discriminated because of their ethnic origins. Students who migrate do not live

(11)

ix

in harmony and are unhappy in their schools. Absenteeism is seen in migrant students. As a source of absenteeism, it can be shown that students are employed for economic gain. Violence tendencies and acting in groups can be seen in migrants. Teachers and school administrators consider their work environment as problematic. Teachers think that the parents are not involved in the education of the students. Teachers indicate that school administrators who work in immigrant schools must have specific knowledge and skills. At the beginning of the proposed solutions for the problems identified in the research is the prevention of immigration which occurs intensely and unplanned. Necessary measures must be taken to ensure that immigrant families and students have a healthy communication with their environment. There should activities be planned to raise the awareness of parents. Solutions should be developed to reduce the presence of crowded classrooms. Upbringing courses should be opened to increase the success of the immigrant students in the school. Study halls should be created for students who do not have a study environment in their home. Integration studies should be planned for migrants and their children. Measures for discriminatory behaviours should be taken at schools. Studies aimed at developing language skills for immigrant students should be undertaken. Schools should have full-time training.

Keywords: Immigrant students, educational problems of immigrants, education right Page Number: xx + 213

(12)

x

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... v

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... viii

İÇİNDEKİLER ... x

TABLOLAR LİSTESİ ... xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xix

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xx

BÖLÜM I ... 1

GİRİŞ ... 1

Problem Durumu ... 1 Araştırmanın Amacı ... 3 Araştırmanın Önemi ... 5 Sınırlılıklar... 5 Sayıltılar ... 6 Tanımlar ... 6

(13)

xi

BÖLÜM II ... 10

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 10

Göç ve Göç Çeşitleri... 10 Dünya’da Göç Hareketleri ... 11 Türkiye’de Göç Hareketleri ... 13

1923 - 1950 Yılları Arası Göç Hareketleri ... 13

1950 - 1960 Yılları Arası Göç Hareketleri ... 13

1960 - 1980 Yılları Arası Göç Hareketleri ... 14

1980’den Günümüze Kadar Olan Göç Hareketleri ... 14

Türkiye’de Göçün Nedenleri ve Yarattığı Sorunlar ... 16

Kentleşme ve Kentle Bütünleşme Sorunları ... 16

İşsizlik Sorunu ve Ekonomik Sorunlar ... 17

Alt Yapı, Ulaşım ve Sağlık Sorunları ... 18

Güvenlik Problemleri ... 19

Eğitim Sorunları ... 19

Mersin İlinin Yapısı ve Özellikleri ... 22

Mersin ve Göç ... 24

Mersin İline Göç Etme Nedenleri ... 29

Çalışmak Amacıyla Mersin’e Göçle Gelmeler ... 29

Güvenlik Sebebiyle Mersin’e Göçle Gelmeler ... 29

Akraba, Hemşeri ve Etnik Dayanışma ile Mersine Göçle Gelmeler ... 30

Mersin’in İklim Yapısının ve Yaşam Şartlarının Uygun Olması Nedeniyle Yapılan Göçler ... 30

Göçün Mersin İline Etkileri ... 31

Ekonomik Etkileri ... 31

Fiziksel Etkileri ... 31

Güvenlik Açısından Etkileri ... 32

Sosyal ve Kültürel Açıdan Etkileri ... 32

Eğitimsel Açıdan Etkileri ... 33

Türkiye’de Göç ve Eğitim Sorunları Üzerine Yapılmış Bazı Çalışmalar ... 34

BÖLÜM III ... 48

YÖNTEM ... 48

Araştırma Modeli ... 48

(14)

xii

Veri Toplama Araçları ... 50

Verilerin Toplanması ... 51

Ölçüm Güvenirliği ve Geçerliği ... 51

Verilerin Analizi ... 53

BÖLÜM IV ... 54

BULGULAR VE YORUMLAR ... 54

Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konusunda Öğrenci Velilerine Uygulanan Anket Çalışmasının Değerlendirilmesi.... 54

Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konusunda Veli Mülakat ve Görüşme Formu Çalışmasının Değerlendirilmesi ... 82

Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konulu Öğretmenlere Uygulanan Anket Çalışmasının Değerlendirilmesi ... 93

Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konusunda Öğretmen Görüşme ve Mülakat Formu Çalışmasının Değerlendirilmesi122 Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konusunda Okul Yöneticilerine Uygulanan Anket Çalışmasının Değerlendirilmesi 143 Göçle Gelen Çocukların Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri ( Mersin İli Örneği) Konusunda Okul Yöneticileri Görüşme ve Mülakat Formlarının Değerlendirilmesi152

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 165

Göçle Gelen Ailelerde Velilere Uygulanan Anket Çalışmasının ve Mülakat Formlarının Değerlendirilmesi ... 165

Yoğun Göç Alan Okullarda Görev Yapan Öğretmenlere Uygulanan Anket ve Mülakat Formlarının Sonuçlarının Değerlendirilmesi ... 169

Yoğun Göç Alan Okullarda Görev Yapan Okul Yöneticilerine Uygulanan Anket ve Mülakat Formlarının Sonuçlarının Değerlendirilmesi ... 173

Öneriler ... 176

(15)

xiii

EKLER ... 187

EK1. Araştırma İzin Yazısı ... 187

Ek.2. Okul Yöneticisi Görüşme Formu... 188

Ek.3. Okul Yöneticisi Mülakat Formu ... 191

EK.4. Öğretmen Görüşme Formu ... 193

EK.5. Öğretmen Mülakat Formu ... 198

EK.6. Veli Görüşme Formu ... 200

Ek.7. Veli Mülakat Formu ... 205

EK.8. Görüşme Yapmak İçin İl Milli Eğitim Müdürlüğünden Alınan İzin Belgesi .. 208

EK.9. Görüşme Yapmak İçin İzin Alınan Kurumların Listesi ... 209

EK.10. Bildiri Kabul Belgesi ... 210

(16)

xiv

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 1985-1990 Yılları Arasında En Çok Göç Alan İller ... 15

Tablo 2 Mersin İlinde Görülen Aylık Ortalama Sıcaklıklar ... 23

Tablo 3Yıllara Göre Mersin’in Nüfusu ... 25

Tablo 4 Mersin’e Göç Etme Nedenleri ... 26

Tablo 5 İlçelere Göre Okullarda Bulunan Derslik ve Ortalama Öğrenci Sayıları ... 27

Tablo 6 Mersin İlinde Yıllara Göre Okul, Derslik ve Öğrenci Sayıları ... 34

Tablo 7 Türkiye'de Göç ve Eğitim Sorunları Üzerine Yapılmış Bazı Araştırmalar ... 46

Tablo 8 Çalışma Grubu ve Mersin İlinde İlçelere Göre Ortalama Öğrenci Sayıları ... 50

Tablo 9 Öğrenci Velilerinin Demografik Özellikleri ... 55

Tablo 10 Hanede Eğitim Görmekte Olan Öğrenci Sayısı ve Hanedeki Kız/Erkek Çocukların Okula Devam Durumları ... 57

Tablo 11 Ailelerin Mersin’e Göç Öncesinde Yaşadıkları Yerler ... 58

Tablo 12 Coğrafi Bölgelere göre Mersin’e Göç ... 59

Tablo 13 Göçle Gelen Ailelerin Mersin’de Yaşama Süreleri ... 60

Tablo 14 Ailelerin Mersin’e Göç Etme Nedenleri ... 60

Tablo 15 Mersin’e Göçle Gelen Ailelerin Göçle Geldikleri Yerlere Geri Dönme İstekleri ... 62

Tablo 16 Ailelerin Mersin’e Göç Etme Kararlarında Etkili Olan Etmenler ... 62

Tablo 17 Göçle Gelen Ailelerin Göç Öncesi ve Göç Sonrası İkamet Durumları ... 63

Tablo 18 Göç Öncesi ve Göç Sonrası Velilerin İş Durumları ... 64

Tablo 19 Göçle Gelen Velilerin Aylık Ortalama Kazançları... 66

Tablo 20 Göç Eden Ailelerde Çocuklarının Eğitim Durumlarının Göçe Etkileri ... 66

Tablo 21 Veli Görüşlerine Göre Mersin’deki Eğitim Kurumlarında Öğrencilerinin Yeterli Eğitimi Alabilmeleri ... 67

Tablo 22 Öğrencilerin Öğretmenleri Tarafından Ayrımcılığa Uğramaları ve Ayrımcılığın Nedenleri ... 68

Tablo 23 Öğrencilerin Okul Yöneticileri Tarafından Ayrımcılığa Uğramaları ve Ayrımcılığın Nedenleri ... 69

Tablo 24 Göçle Gelen Öğrencilerin Okulda Arkadaşları Tarafından Ayrımcılığa Uğraması ve Ayrımcılığın Nedenleri ... 70

Tablo 25 Evde Konuşulan Dilin Resmi Dilden Farklı Olma Durumu ... 71

Tablo 26 Dil Farklılıkları Nedeniyle İletişim Kurmakta Zorlanma Durumu ... 71

Tablo 27 Göçle Gelen Ailelerin Çocuklarının Eğitiminden Beklentileri ve Çocuklarının Eğitim Aldığı Okulun ve Öğretmenlerinin Beklentileri Karşılaması ... 72

Tablo 28 Çocukların Okulda Yaşadıkları Sorunları Velileri İle Paylaşmaları ... 74

Tablo 29 Göçle Gelen Öğrencilerin Başarısızlık Sebepleri ... 74

(17)

xv

Tablo 31 Velilerin Çocuklarının Eğitimlerinin İyileştirilmesi Üzerine Önerileri ... 78

Tablo 32 Teknolojik Gelişmelerin Çocukların Eğitim Yaşantılarına Etkileri ... 79

Tablo 33 Göçle Gelen Ailelerin Sosyal ve Kültürel Faaliyetlere Katılmaları ... 80

Tablo 34 Öğrencilerin Arkadaş Çevresini Seçmeleri ... 80

Tablo 35 Göçle Gelen Ailelerin Kültürlerini Çocuklarına Aktarabilme Durumları ... 81

Tablo 36 Göçle Gelen Velilere Göre Okul İdarelerinin Sorunları Çözme Yeterlilikleri ... 81

Tablo 37 Öğrencinin Okuduğu Sınıf Seviyesi ve Cinsiyet Durumu ... 82

Tablo 38 Öğrencilerin Yaşadıkları Evin Isıtılma Şekli ve Öğrenciye Ait Çalışma Odası Bulunması ... 83

Tablo 39 Öğrencilere Derslerinde Veli Yardımı ve Velilerin Öğrenci Başarısına Katkısı ... 84

Tablo 40 Öğrencilerin Yaşadığı Çevreye, Okullarına ve Okul Arkadaşlarına Uyum Durumları ... 85

Tablo 41 Göçle Gelen Velilerin Öğrencilerin Aldığı Eğitimin Yeterliliği Hakkındaki Görüşleri ... 86

Tablo 42 Göçle Gelen Velilerin Öğrencilerinin Öğretmenleri İle İletişiminden Memnuniyet Durumları ... 86

Tablo 43 Göçle Gelen Velilerin Öğrencilerinin Eğitim Aldıkları Okulları Ziyaret Durumları ... 87

Tablo 44 Göçle Gelen Velilerin Öğrencilerinin Gelecekleri İle İlgili Beklentileri ... 87

Tablo 45 Göçle Gelen Velilerin Eğitimde Gözlemledikleri Sorunlar ... 88

Tablo 46 Göçle Gelen Öğrenci Velilerinin Okul Yöneticilerinin Sorunlara Gösterdiği İlgiden Memnuniyetleri ... 89

Tablo 47 Göçle Gelen Velilerin Görüşlerine Göre Öğretmenlerin Sorunların Çözümündeki Yeterliliği... 89

Tablo 48 Göçle Gelen Velilerin Görüşlerine Göre Okullarda Ayrımcılık Davranışları ve Öğrencilerine Farklı Davranılması ... 90

Tablo 49 Göçle Gelen Veli Görüşlerine Göre Öğrencilerinin Diğer Öğrencilerle Aynı İmkânlara Sahip Olmaları ... 91

Tablo 50 Göçle Gelen Velilerin Daha İyi Eğitim İçin Önerileri ... 91

Tablo 51 Öğretmenlerin Demografik Özellikleri ... 93

Tablo 52 Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardan Başka Bir Okula Atanma İstekleri (Memnuniyet Durumu) ... 94

Tablo 53 Öğretmen Görüşlerine Göre Göç Alan Bölge Okullarında Sınıf Mevcutları ... 95

Tablo 54 Öğretmen Görüşlerine Göre Sınıflarına Göçle Gelen Öğrenci Sayıları ... 96

Tablo 55 Öğretmenlerin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde İletişim Problemleri . 97 Tablo 56 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Uyum Sorunu Yaşaması ... 97

Tablo 57 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Sınıflarındaki Mutluluğu .. 98

Tablo 58 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Diğer Öğrenciler ve Okul Personeli Tarafından Ayrımcılığa Uğraması ve Ayrımcılığın Nedenleri ... 99

Tablo 59 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Gruplaşma ve Benzer Oluşumlara Katılma Durumları ve Katılma Sebepleri ... 100

Tablo 60 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Derslerine Gerekli Çabayı Gösterme Durumu ve Sınıf Başarısı Üzerine Etkisi ... 101

Tablo 61 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrenci Velilerinin Çocuklarının Eğitim Durumlarına İlgisi ... 102

(18)

xvi

Tablo 62 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrenci Velilerinin Çocuklarının

Eğitimine İlgi Gösterememe Sebepleri ... 103

Tablo 63 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Ev Ortamında Ders Çalışması ve Derslere İlgisi ... 104

Tablo 64 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Ev Çalışmalarına Velilerin Katkısı ... 105

Tablo 65 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Eğitimsel Sorunlar ... 106

Tablo 66 Öğretmen Görüşlerine Göre Göç Yaşamış Öğrencilerdeki Eğitimsel Sorunları Gidermeye Yönelik Çözüm Önerileri ... 109

Tablo 67 Öğretmenlerin Görev Yaptıkları Okulların Bulunduğu Bölge Hakkındaki Görüşleri ... 111

Tablo 68 Öğretmen Görüşlerine Göre Sorunların Çözümünde Okul Yöneticilerinin Etki Durumları ... 114

Tablo 69 Öğretmen Görüşlerine Göre Göç Alan Bölgelerde Görev Yapan Okul Yöneticilerinin Özel Bilgi ve Beceri Sahibi Olma Gerekliliği ... 115

Tablo 70 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Çocukların Aileleri Tarafından Şiddete Uğrama Durumları ... 115

Tablo 71 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Şiddet Eğilimi ... 116

Tablo 72 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Sürekli Devamsızlık Durumu ... 117

Tablo 73 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Çalışma Durumları ... 118

Tablo 74 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Ders Materyalleri ile Okula Gelme Durumları ... 118

Tablo 75 Göçle Gelen Öğrencilerin Sorunlarını Öğretmenleri İle Paylaşmaları ... 119

Tablo 76 Öğretmenlerin Öğrencilerinin Sorunlarına Yardımcı Olma Yöntemleri ... 120

Tablo 77 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Sorunlarının Çözümüne Yönelik Devletin Sunabileceği Olanaklar ... 121

Tablo 78 Öğretmenlerim Görev Yaptıkları Okulda Çalışma İstekleri ... 122

Tablo 79 Öğretmenlerin İkamet Ettikleri Semt ile Okullarının Bulunduğu Bölgenin Aynı Olması ... 123

Tablo 80 Öğretmenlerin Görev Yaptıkları Okulun Bulunduğu Bölge Hakkındaki Düşünceleri ... 124

Tablo 81 Öğretmenlerin Veliler ve Öğrencilerle İletişim Sorunu Yaşaması ... 127

Tablo 82 Göç Yaşamış Öğrencilerde Uyum Sorunu Görülme Durumu ... 127

Tablo 83 Öğretmen Görüşlerine Göre Eğitimle İlgili Temel Sorunlar ... 128

Tablo 84 Öğretmen Görüşlerine Göre Göç Yaşamamış Öğrencilerin Göçle Gelen Öğrencilere Karşı Ayrımcılık Davranışı Gösterme Durumu ... 132

Tablo 85 Öğretmen Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Yaşadığı Problemler ... 133

Tablo 86 Göçle Gelen Öğrencilerin Başarısında Aile Katkısı ve Velilerin Eğitim-Öğretime İlgisi ... 135

Tablo 87 Velilerin Öğrencilerinin Eğitiminden Beklentileri ... 136

Tablo 88 Çevresel Faktörlerin Öğrencilerin Okula Bağlılığını ve Eğitimsel Başarısını Etkileme Durumu ... 138

Tablo 89 Başarıyı Arttırmak İçin Yapılması Gereken Çalışmalar ... 139

Tablo 90 Okul İdaresinin Sorunları Çözmede Etkisi ... 142

(19)

xvii

Tablo 92 Okul Yöneticilerin Görev Yaptıkları Okullarda Göçle Gelen Öğrencilerle İletişim

Kurma ve İletişim Kurarken Dil Problemi Yaşama Durumları ... 145

Tablo 93 Okul Yöneticilerin Göçle Gelen Öğrencilerde Uyum Sorunu Gözlemleme Durumu

... 145

Tablo 94 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Öğretmenleri ve

Diğer Öğrenciler Tarafından Ayrımcılığa Uğraması ... 146

Tablo 95 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilere Ayrımcılığın

Nedenleri ... 147

Tablo 96 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrenci Velilerinin

Çocuklarının Eğitimleri İle İlgilenme Durumları ... 147

Tablo 97 Okul Yöneticilerine Göre Okul Bölgesindeki Şartların Öğrenci Davranışlarına

Etkisi ... 148

Tablo 98 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Şiddet Eğilimi,

Gruplaşma ve Çeteleşme Görülme Durumu ... 148

Tablo 99 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Okula Devam

Durumları ... 149

Tablo 100 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Madde

Bağımlılığı Görülme Durumları ... 149

Tablo 101 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Öğretmenlerin ve Okul Yöneticilerinin

Göçle Gelen Öğrencilerin Sorunlarını Algılamada Yeterli ve Sorunların Çözümünde Etkili Olma Durumları... 150

Tablo 102 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre, Göçle Gelen Ailelerin Sorunların

Çözümünde Okul Yöneticilerini Yeterli Bulma Durumları ... 151

Tablo 103 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göç Yaşamamış Ailelerin Göç Yaşamış

Ailelere Bakış Açıları ... 151

Tablo 104 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göç Yaşama Durumuna Göre Öğrenci

Başarısı ... 152

Tablo 105 Göçle Alan Bölgelerde Görev Yapan Okul Yöneticilerinin Görev Yaptıkları

Bölgede İkamet Durumları ... 152

Tablo 106 Okul Yöneticilerinin Görev Yaptıkları Bölge ve Okul Hakkındaki Görüşleri ... 153 Tablo 107 Okul Yöneticilerinin Görev Yaptıkları Bölgelerde Yaşanılan Zorluklar ... 154 Tablo 108 Okul Yöneticilerinin Görev Yaptıkları Okullardaki Sorunlar Hakkında Görüşleri

... 155

Tablo 109 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Görev Yaptıkları Okullardaki Zorlukların

Nedenleri ... 156

Tablo 110 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göç Yaşamış Ailelerin ve Öğrencilerin

Sorunları ... 157

Tablo 111 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göç Yaşamış Öğrencilerin Başarısı ... 158 Tablo 112 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Ailelerle Okul Ortamında

Uyumun ve İletişiminin Sağlanma Durumları ... 159

Tablo 113 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Arkadaşlık

İlişkileri ... 159

Tablo 114 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Çalışma

Durumları ... 160

Tablo 115 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Halkın Eğitim Öğretime Genel Bakışları

(20)

xviii

Tablo 116 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Eğitimsel

Sorunları ... 161

Tablo 117 Okul Yöneticilerinin Göçle Gelen Öğrencilerin Sorunlarına Yönelik Yaptıkları

Çalışmalar... 162

Tablo 118 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerin Ayrımcılığa

Uğraması... 163

Tablo 119 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Şiddete ve Suça

Eğilim ... 163

Tablo 120 Okul Yöneticilerinin Görüşlerine Göre Göçle Gelen Öğrencilerde Dil ve İletişim

(21)

xix

ŞEKİLLER LİSTESİ

(22)

xx

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

AB Avrupa Birliği

ILO Uluslararası Çalışma Örgütü

MAZLUMDER İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

MEM Milli Eğitim Müdürlüğü

MGM Meteoroloji Genel Müdürlüğü

MTSO Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

PICTES Suriyeli Öğrencilerin Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi

UNCHR Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği UNPD Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı

TC Türkiye Cumhuriyeti

TDK Türk Dil Kurumu

TESEV Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı

(23)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Problem Durumu

Göç, kısaca yer değiştirme olarak tanımlansa da bireylerin ya da toplulukların memleketlerini, kültürlerini, akrabalarını, değerlerini bırakarak göçle geldikleri yerde yeni bir yaşama uyum sağlamalarını da kapsayan uzun bir süreçtir. Bu durumda göçü sadece yer değiştirme hareketi olarak tanımlamak eksik olabilir (Avcı, Koçoğlu ve Ekici, 2013). İnsanları göçe iten sebeplerle birlikte başlayan göç hareketi yeni yerleşim yerlerine uyumun tamamlanıncaya kadar devam eden bir olgu olarak ele alınabilir. Göç hareketini tetikleyici siyasi, sosyal, ekonomik, dini, doğa olayları gibi çeşitli etkenler vardır. İnsanlar daha kaliteli yaşam koşullarına sahip olmak için göç hareketine kalkışırlar (Pazarlıoğlu, 2007). Göç geçici ya da uzun süreli olarak bireylerin ya da toplulukların yaşam alanlarını bırakıp yeni yaşam alanlarına gitme ve oraya uyum sağlama sürecidir (Bozan, 2014).

Türkiye’de göçler genellikle ekonomik, güvenlik ve sosyal hayat gibi zorunlu nedenlerle olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında zorunlu olarak gerçekleşen mübadeleler ile başlayan süreç 1950’li yıllara gelindiğinde sanayileşme ve tarımda modernizasyonun da etkisi ile kırdan kente göç olarak görülmeye başlamıştır (İçduygu & Sirkeci, 1999). 1970’li yıllardan itibaren liberal politikaların etkisi sonucunda özel sektörün piyasalarda aktif rol oynaması ile açılan fabrikalarda çalışmak üzere köylerden kentlere doğru yoğun göçler başlamıştır. 1980’li yıllar ekonomide küreselleşme hareketlerine sahne olmuştur. Ekonomide büyüme hedefleri ile özellikle büyükşehirlerde çok sayıda küçük ve orta büyüklükte işletme açılmış, bayındırlık ve imar yatırımları arttırılmıştır. Bu durum kırlardan kentlere olan göçleri arttırmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan 1927 yılı nüfus sayımına göre Türkiye’nin

(24)

2

toplam nüfusunun yaklaşık %76’sı kırlarda yaşarken bu oran yıllar geçtikçe azalarak 1960’lı yıllarda kır da yaşan nüfusun oranı yaklaşık %60 olmuştur. Bu yıllardan sonra görülen kırdan kente göç hareketleri ile kır nüfusu azalmaya devam etmiş ve 1980’li yıllarda bu oran yaklaşık %50 olmuştur. Günümüzde ise kırda yaşayan nüfusun genel nüfus içinde oranı yaklaşık %20 olarak görülürken, kent nüfusunun oranı yaklaşık %80 olarak belirlenmiştir (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2016). 1980’li yıllarda göçlere neden olan bir diğer sorunda ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülen güvenlik problemleridir. Terörle mücadele neticesinde birçok aile köylerini bırakıp Adana, Mersin, İstanbul, İzmir ve Bursa gibi daha batıda bulunan illere göç etmişlerdir (Çelik,2007). Terör ve güvenlik nedeniyle göçler günümüzde de zaman zaman görülmektedir. Ülkemizin tecrübe ettiği diğer göçler doğal afetler sonucunda gerçeklemiştir. 1999 Kocaeli, 2003 Bingöl ve 2011 Van depremleri ile son yıllarda ülke içinde göç hareketleri yaşanmıştır. Son yıllarda ülkemizin yaşadığı büyük bir göç olayı ise dış göçle ülkemize gelen Suriyelilerin göçüdür. 2010 yılından bu güne kadar yoğun bir şekilde gerçekleşen Suriye göçünde ülkemiz yaklaşık 4 milyon insana yuva olmuştur (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği [UNCHR], 2015).

Yoğun ve hızlı göçler şehirlerin yapısında önemli değişikliklere ve çeşitli sorunlara neden olmuştur. Özellikle şehircilik, sağlık, güvenlik ve eğitim gibi alanlarda arkasında iz bırakacak olumsuzlukları beraberinde getirmiştir (Selçuk, 2014). Yoğun nüfus alan kentlerin plansız büyümesiyle kentleşme ve kentlileşme konularında sıkıntılar görülmüştür. Çarpık yapılaşma ile beraber gecekondulaşma başlamış ve insanlar köy yaşamına şehirde devam etme çabasına girmişlerdir. Özellikle ekonomik olarak sıkıntı çeken ailelerin şehir kültürüne alışmaları çok zor olmuştur. Göçle gelen bireylerin ve grupların yaşadıkları kültürel şok, kendilerini bulundukları toplumdan ayrışmış hissetmelerine ve yalnızlık hissine kapılmalarına sebep olabilmiştir. Yaşadıkları belirsizliklerin göçmen kişiler ve gruplar üzerinde strese ve ruhsal bozukluklara neden olduğu da bilinmektedir (Balcıoğlu, 2002). Derme çatma evlerde sağlıksız koşullarda insanlar yaşamını sürdürmektedirler. Bunun yanı sıra çarpık yapılaşan bölgelerde ekonomik ve sosyal sorunların da etkisiyle güvenlik sorunlarında da artışlar görülmüştür (Ay, 2004).

Göçle gelen ailelerde öncelikli sorunlarının ekonomik sorunlar olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle de göçle gelen ailelerde eğitime ve çocuklarının eğitimine önem verilmediği görülmüştür. Kimi zaman çocukların aile ekonomisine katkı sunmaları amacıyla

(25)

3

çalıştırıldığı da görülür. İnsan hakları evrensel bildirgesinde de yer aldığı üzere tüm bireylerin eğitim görme hakkı vardır. Ayrıca TC Anayasasının 42. maddesinde de kimsenin eğitim öğretim hakkından maruz bırakılamayacağı belirtilmiştir (TC Anayasası, 1982). Özellikle çocukların bu haklarını çok iyi değerlendirmesini sağlayarak onlara iyi bir gelecek hazırlanmalıdır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri o ülkenin eğitim seviyesi ile doğru orantılıdır. Akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefleri olan ülkeler için genç nüfusun eğitimli olması gelecek açısından büyük bir öneme sahiptir. Göçle gelen çocukların geleceğe hazırlanabilmesi ve onların ülke için bir kazanç olduğu bilinciyle yetiştirilmesi birçok sorunun önüne geçeceği gibi yeni fırsatlar da oluşturacaktır. Bu nedenle yeterince değer görmeyen eğitime verilen önemin toplum genelinde arttırılması oldukça önemlidir. Bu çalışmada göçle gelen ailelerin ve çocuklarının eğitim sorunları incelenerek, tespit edilen sorunlara çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Araştırma Mersin ili örneğinde yapılmıştır ancak çözüm önerilerinin makro düzeyde sunulmasına özen gösterilmiştir.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı Mersin iline özellikle iç göçle gelen ailelerin ve çocuklarının eğitim sorunlarını tespit ederek bu sorunlara çözüm önerileri sunmaktır. Araştırma özellikle göçle gelen ailelerin zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerinin eğitim durumlarını incelemek ve eğitimsel süreçte yaşadıkları sorunları tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Göçle gelen ailelerin yaşadıkları sosyal, ekonomik, psikolojik vb. sorunların bu ailelerin okula giden öğrencilerinin okul başarısı, davranışsal özellikleri ve toplumsal ilişkileri üzerinde ne derecede etkili olduğu tespit edilerek görülen aksaklıkların giderilmesi için çözüm önerileri üretmek amaçlanmıştır. Bu amaçla velilere, öğretmenlere ve okul yöneticilerine aşağıda belirtilen temel sorular ve ek olarak açıklayıcı sorular yöneltilerek yaşanılan sorunların tespiti amaçlanmıştır.

Velilere sorulan temel araştırma soruları şu şekildedir:

1. Göç etme sebepleriniz nelerdir? Neden göç için Mersin’i seçtiniz? 2. Göç sonrasında geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

3. Göç sonrasında yaşadığınız sosyal ortamda gördüğünüz sorunlar nelerdir? 4. Çocuğunuz için gelecekteki beklentileriniz nelerdir?

(26)

4

5. Çocuğunuzun öğrenim gördüğü okuldan beklentileriniz nelerdir? Çocuğunuzun öğrenim gördüğü okul beklentilerinizi karşılamakta mıdır? Neden?

6. Çocuğunuzun öğrenim gördüğü okulda karşılaştığınız sorunlar nelerdir?

7. Çocuğunuz öğrenim gördüğü okulda ayrımcı davranışlarla karşılaşır mı? Neden? 8. Çocuğunuzun yaşadığı eğitsel sorunlar nelerdir?

9. Size göre yaşamınızda eğitimin önceliği nedir?

10. Yaşadığınız sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir? Öğretmenlere yönelik sorulan temel sorular şu şekildedir.

1. Görev yaptığınız okul ve okulun bulunduğu bölge hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 2. Görev yaptığınız okulda yaşanan eğitsel sorunlara ilişkin görüşleriniz nelerdir? 3. Göç yaşamış öğrencilerin yaşadığı sorunlar hakkında görüşleriniz nelerdir?

4. Göç yaşamış öğrencilerin ayrımcılık davranışlarına uğrama durumları hakkında görüşleriniz nelerdir?

5. Göçle gelen ailelerin ve çocuklarının yaşadığı sosyolojik ve eğitimsel sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir?

Okul yöneticilerine yönelik sorulan temel sorular şu şekildedir?

1. Görev yaptığınız eğitim bölgesi ve okul hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 2. Görev yaptığınız okuldaki eğitimsel sorunlar nelerdir?

3. Görev yaptığınız okuldaki göç yaşamış çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunlar nelerdir?

4. Göçle gelen öğrencilerin ayrımcılık davranışına uğrama durumları hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

5. Yaşanılan sorunlara yönelik çözüm önerileriniz nelerdir?

6. Göç sonucunda oluşan toplumsal sorunların öğrencilerin eğitim yaşantısına olan etkileri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

(27)

5 Araştırmanın Önemi

Eğitim ve öğretimin, ülkemizin nitelikli iş gücü yetiştirip ve kalkınması için önemi tartışmasızdır. Ayrıca eğitim ile bireyleri topluma kazandırarak ve toplumun huzurunu sağlanması amaçlanır. Bu amaçla ülkemizin her yerinde, tüm öğrenciler için eşit eğitim standartları sunmak devletin asli görevidir. Dezavantajlı ve göçle gelen ailelerin yaşadığı bölgelerdeki eğitim problemlerinin tespiti ve bu sorunlara sunulacak çözüm önerileri de toplumsal birçok sorunun çözümüne katkıda bulunabileceği için önemlidir.

Türkiye, eğitim ile ilgili hedeflerini Avrupa Birliği 2020 Stratejik Belgesi'nde (AB, 2010) yer alan akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme öncelikleri kapsamında eğitim ve sosyal içerme programını da temel alarak oluşturmuştur. AB Eğitim-Öğretim 2020 programının sentezi olarak, göçle gelen ailelerin ve çocuklarının eğitimsel problemlerinin çözümünde öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin kişisel, sosyal, mesleki başarı ve memnuniyetlerini geliştirmek, demokratik değerleri, sosyal uyumu, aktif vatandaşlığı ve kültürlerarası diyaloğu sağlamak, eğitim ve öğretim sistemlerinin daha da gelişmesini desteklemek, çok kültürlü ve dezavantajlı bireylerin eğitime entegrasyonunu sağlamak ve yaşanan sorunlara etkili çözümler bulmak önemli bir rol oynamaktadır.

Göçle gelen ailelerin ve çocuklarının karşılaştıkları dezavantajlı durumların tespitinin yapılarak çözüm önerilerinin sunulduğu bu araştırmanın sonuçları öncelikle valilik yetkilileri olmak üzere, il milli eğitim müdürlüğü ve konu ile alakalı kamu kurum, kuruluşları ile paylaşılacaktır. Araştırma, ilgili kamu kurum ve kuruluşların yapacağı çalışmalara katkı sunacağı, eğitim politikalarının belirlenmesinde ve yapılacak çalışmalarda veri oluşturacağı için önemlidir.

Sınırlılıklar

Göçle gelen ailelerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle çocuklarının eğitim durumlarıyla alakalı çalışmalara katılma isteklerinin düşük oluşu sınırlılıktır. Göçle gelen ailelere uygulanan anket sorularında ve mülakatlarda kendilerini dil bilgisi nedeniyle yeterince ifade edemeyen velilerle yaşanan dil ve anlama problemleri ayrı bir sınırlılıktır. Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin yapılan çalışmaları angarya olarak görmeleri ve çalışmaya katkı sunmakta gönülsüz olmaları da sınırlılıktır.

(28)

6

Araştırmanın çalışma grubu Mersin İlinin Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli ilçelerinde bulunan 22 okul, 480 öğretmen, 220 öğrenci velisi ve 60 okul yöneticisi ile sınırlıdır.

Sayıltılar

Araştırma sorularına cevap veren öğretmenlerin, okul yöneticilerinin ve öğrenci velilerinin sorulara içtenlikle cevap verdikleri varsayılmıştır.

Araştırmada, seçilen örneklem grubunun evreni temsil edebilecek yeterlilikte olduğu, örneklem grubuna uygulanan ölçek formuna doğru ve yansız olarak bilgi verdiği, belirlenen araştırma yöntemiyle, ilkokullarda ve ortaokullarda yaşanan sorunların ortaya konulabileceği öngörülmektedir.

Tanımlar

Çocuk İşçiliği:

Çocuk işçiliği çok farklı şekillerde tanımlanabilmekle beraber öncelikli olarak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO, 1973) tarafından yayınlanan 138 sayılı sözleşmede belirtildiği üzere istisnai durumlar hariç 15 yaşından küçük ve öğrenim hayatını tamamlamamış çocukların çalıştırılmasıdır. 15- 18 yaş grubu ise genç işçi olarak adlandırılmaktadır.

ILO’nun 182 sayılı sözleşmesine göre 18 yaşından küçük çocukların aile bütçelerine katkı sunmak amacıyla zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işlerde çalıştırılmasıdır. Çocuk işçilerin iş yoğunluğu ve işlerin ağırlığı neticesinde

okullarına düzenli devam edemedikleri görülmektedir. Bu durumda ki çocuklar okullarıyla birlikte uzun süren ve ağır işleri beraber yürütmek zorunda bırakılmaktadır. Bu durum erken okul terkine sebep olmaktadır (ILO, 1999).

Devamsızlık:

Okulun hizmet verdiği saatler içerisinde mazeret göstermeksizin okulda bulunmama ve eğitimden faydalanmama durumudur (Webber, 2004). Bu durumun uzun süreli ve aralıksız tekrarına da sürekli devamsızlık denir.

(29)

7 Dış göç:

Yaşanılan ülkenin sınır hudutları dışına yapılan kalıcı yer değiştirme hareketidir (Tezcan, 1997). Bir ülkeden başka bir ülkeye göç olarak ta tanımlanabilir.

Eğitimde fırsat eşitliği:

Eğitimin tüm olanaklarından okul çağındaki tüm öğrencilerin eşit miktarda faydalanma durumudur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasasının 42. maddesinde bulunan ‘Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz’ ibaresi ile eğitimde fırsat eşitline vurgu yapılmıştır (TC Anayasası, 1982). Ayrıca 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ‘Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır.’ ibaresi ile cinsiyet ayrımı yapmadan devletin eğitim olanaklarını tüm vatandaşları için eşit kullanacağı belirtilmektedir (Resmi Gazete, 1973).

Eğitsel Sorun:

Göç yaşanan bölgelerdeki okullarda yönetici, öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitimle ilgili konularda yaşadığı sorunlardır (Tok, 2010).

Gecekondu:

Türkiye'de özellikle büyük kentlere göç eden kırsal nüfusun buralarda kamunun ya da özel kişilerin iyeliğindeki toprak parçaları üzerinde kaçak olarak yaptığı, sağlık ve bayındırlık kurallarına uymayan konutlar olarak tanımlanır (Türk Dil Kurumu [TDK], 1975).

Geçici Koruma Statüsü:

‘Devletlerin geri göndermeme yükümlülükleri çerçevesinde kitleler halinde ülke sınırlarına ulaşan kişilere, bireysel statü belirleme işlemleri ile vakit kaybetmeden belirli haklar sağlamayı hedefleyen pratik ve tamamlayıcı bir çözüm yoludur’ (Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2014).

(30)

8 Göç:

Kişilerin hayatlarının gelecekteki kısmının tamamını veya bir parçasını geçirmek üzere, tamamen yahut geçici bir süre için bir iskân (şehir, köy gibi) ünitesinden diğerine yerleşmek kaydıyla yaptıkları coğrafi yer değiştirme olayıdır (Akkayan, 1979).

Göç yaşamış çocuk:

Ailevi ya da başka sebeplerle göç ederek yer ve ev değişikliği, okul değişikliği, yaşam biçiminde değişiklik, çevre değişikliği gibi birçok süreci yaşamak zorunda kalan 18 yaşından küçük bireydir (Uluocak, 2009).

İç göç:

Türkiye’nin herhangi bir yerinden başka bir yerine olan göçtür (Sağlam, 2006). Bu göç uzun süreli olabildiği gibi geçici ya da mevsimlikte olabilir.

Kentleşme:

Kentlerin çoğalması, kentlerde sanayileşme ile beraber nüfusun artışı olarak ifade edilebilir (Keleş, 2004).

Mülteci:

Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder (Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2013).

Sığınmacı:

Sığınmacı, yaşamı için güvenli yer ve koruma bulmak için ülkesinden ayrılmış ancak henüz mülteci olarak tanınmamış kişidir. Sığınmacılar, iltica başvurularının incelendiği süreçte vatanlarına geri dönmeye zorlanamaz (Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonun Desteklenmesi Projesi [PICTES], 2017).

(31)

9 Yoksulluk:

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNPD, 2002) tanıma göre yoksulluk kavramı sadece parasal olarak değerlendirilmemelidir. İnsani gelişme için zorunlu olan fırsatlardan (hayat boyu sağlık, yaratıcı bir hayat, ortalama bir hayat standardı, özgürlük, kendine güven, saygınlık) mahrum olma şeklinde tanımlanmalıdır.

Zorunlu eğitim:

Devletlerin eğitim sistemlerinde belirtilen zorunlu ve azami eğitim görme süresine zorunlu eğitim denir. TC Anayasası’nın 42. maddesine göre ‘İlköğretim kız ve erkek bütün öğrenciler için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır’ (TC Anayasası, 1982). 1789 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre ‘İlköğretim eğitimi almak her vatandaşın hakkıdır’ (Resmi Gazete, 1973). 6287 sayılı düzenleyici kanunda belirtildiği üzere Türkiye’de 4+4+4 eğitim kademelendirmesi ile 12 yıllık zorunlu eğitim süresi uygulanmaktadır (Resmi Gazete, 2012).

(32)

10

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Göç ve Göç Çeşitleri

İnsanların bulundukları yerden başka bir yere geçici veya kalıcı olarak yaptıkları yer değiştirme hareketi olarak tanımlanabilen göç, toplumların sosyal, kültürel ve ekonomik hayatında değişimler yaratan etkenlerin başında gelir (İçduygu & Sirkeci, 1999). İnsanlık tarihi boyunca var olan ve sosyal hayattaki değişkenlikleri yaratmada en önemli öğelerden biri olan göç, dar anlamıyla coğrafi olarak yer değiştirme hareketi olarak tanımlanır (Sağlam, 2006). Ancak göç coğrafi mekân değiştirme sürecinde sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi boyutları ile toplumun yapısını değiştiren nüfus hareketleridir (Özer, 1994). Türk tarihinden örnek verecek olursak Orta Asya’dan Anadolu’ya göçle gelen Türkler sahip oldukları Asya kültürünü Anadolu’ya taşıyarak ve Anadolu’da daha önce yaşamış birçok kültürden de etkilenerek Anadolu Türk medeniyetini ortaya çıkarmışlardır (Ekinci, 2008). Yani göçler sonucunda hem göç eden hem de göç alan toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi yapısında birçok değişim meydana gelmektedir (Bahar & Bingöl, 2010).

Richmond’a göre insanların yaşadığı çevresel şartlar onları zorlamaya başladığı zamanlarda göç olayı ortaya çıkmaktadır (Richmond’tan aktaran Kaygalak, 2001). Bu anlamda göç kararı almak kolay bir durum değildir. Göç edenler bu kararı alırlarken bazen zorunlu olarak bazen de gönüllü olarak karar alırlar. Doğal afetler, savaş, terör, baskıcı yaşam koşulları, kıtlık, ekonomik güçlükler zorlayıcı faktörler olarak gösterilebilir (Pazarlıoğlu, 2007). Kişiler gönüllü olarak ise, genellikle mevcut şartlarını iyileştirmek amacıyla göç etmektedirler. Gelir artışı, kaliteli bir eğitim, daha geniş bir sosyal çevre, daha fazla kültürel olanak beklentisi insanların gönüllü olarak göç etmesine neden olabilmektedir (Ekinci, 2008).

(33)

11

Göçler basit anlamda yer değişikliği olarak tanımlanırken göçün süresi açısından da üç boyutta ele alındığı görülür. Göçler daimi olabildiği gibi uzun süreli ve ya mevsimlik olarak da olabilir. Daimi göçler tam anlamıyla yerleşmek üzere yapılır. Uzun süreli göçlerde yerleşilen yerden en az bir yıl gibi bir süre yer değiştirme gerçekleştirilmez. Ancak mevsimlik göçlerde sürekli bir hareketlilik vardır (Sağlam, 2006).

Göçler akım yönünden ele alındığında iki boyutta ele alınırlar. Ülke sınırları içinde yapılan göç hareketine iç göçler, ülkeler arasında yapılan göç hareketlerine ise dış göçler denir (Pazarlıoğlu, 2007). Örnek verecek olursak kırdan kente doğru yapılan göçler iç göçler olarak adlandırılırken; son yıllarda zor durumda bulunan Suriye halkının ülkemize yaptığı göç hareketine ise dış göç denir.

Dünya’da Göç Hareketleri

Göçler, insanlık tarihinde her zaman önemli yer tutmuştur. Tarih sahnesinde bilinen büyük göç dalgası Türklerle dördüncü yüzyılda başlamıştır. Orta Asya’da başlayan kuraklık, hayvancılıkla uğraşan Hun Türklerinin yeni otlaklar bulmasını zorunlu hale gelmiştir. Nüfusun artması ve yaşam koşullarının zorlaşması ile birlikte Çin devletinin de egemenliğinden kurtulmak isteyen Hun Türkleri batıya, doğuya, kuzeye ve güneye doğru göç etmeye başlamışlardır. Hun Türklerinin bu hareketi, dünyanın üzerinde yaşanan en büyük göçlerinden biri olan Kavimler Göç’ünü başlatmıştır (Dünya Atlası, 2017).

Batıya doğru hareket eden Hun Türkleri Karadeniz’in kuzeyine yerleşmişlerdir. Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Cermen kavimleri bu durumdan rahatsız olmuşlar ve Hunların baskılarından kaçarak Avrupa’ya doğru hareket etmişlerdir. Kavimler Göçü ile Avrupa ülkelerinin temelleri atılmıştır (Kınık, 2010). Batıya doğru gerçekleşen göçler Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasına neden olmuştur (Dünya Atlası, 2017). Daha sonra da Avrupa’da yeni ülkelerin oluşmasına ve imparatorlukların kurulmasına neden olmuştur. Avrupalıların denizcilikte ilerlemesi ile birlikte yeni karalar keşfedilmeye başlanmıştır. Bu keşiflerle birlikte denizaşırı kıtalara göçler başlamıştır. Amerika kıtasının 1492 yılında, Avustralya kıtasının ise 1606 yılında Avrupalılar tarafından keşfinden sonra Amerika ve Avustralya’ya göçler başlamışlardır. Yoğunluğu giderek artan göçler genellikle Kuzey Amerika’ya yönelmiştir. Amerika’nın hemen her bölgesine yerleşen Avrupalı tüccarlar Afrika'dan topladıkları yaklaşık 15 milyon insanı köle olarak çalıştırmak üzere Amerika

(34)

12

kıtasına götürmeye çalışmışlardır. Ancak bu insanların yaklaşık 4 milyonunun ulaşabildiği tahmin edilirken diğerlerinin deniz yolunda hayatını kaybettiği düşünülmektedir (Atalay, 2011). Artan nüfuslarının refahı için İngiltere, İspanya, Fransa, Portekiz ve Hollanda yeni yerleşim yerleri sağlamak üzere sömürgeler oluşturmuşlardır. 17. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren sömürge ülkelerden 55-60 milyon kişinin denizaşırı ülkelere göç ettirildiği tahmin edilmektedir (Deniz, 2014). 1830-1930 yılları arasında Avrupalılar Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yeni devletlerin oluşumuna yol açmışlardır. Yaklaşık üç asır süren göçler ile Amerika yerlileri azınlık durumuna düşmüşlerdir. Yaşanan bu uluslararası göç dalgaları dünyanın, etnik, kültürel ve nüfus yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir (Mutluer, 2003).

19. yüzyılda ekonomik olarak kriz yaşayan ve kalabalık nüfuslara sahip olan Çin ve Hindistan’dan Amerika ve Avrupa’ya milyonlarca insan işçi olarak gönderilmiştir (Atalay, 2011). 20. yüzyılda ise yaşanılan dünya savaşları ile birçok sürgüne ve mübadeleye dayalı göç yaşanmıştır. Türkiye ile Yunanistan, Türkiye ile Bulgaristan ve Romanya ile Bulgaristan arasında yaşanılan mübadeleler ile insanlar yaşadıkları yerlerden başka yerlere göç etmek zorunda kalmışlardır (Deniz, 2014). Aynı yüzyılda yaşanılan Rus Devrimi ve Nazi Soykırımları ile göç hareketleri yoğunlaşmıştır. Avrupa’dan 250 bin Yahudi Filistin’e göç ederken burada yaşayan yaklaşık 700 bin Filistinli de çevre ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır (Atalay, 2011). İkinci dünya savaşından sonra ekonomik olarak toparlanmak için atılım yapan Avrupa ülkeleri 1950’lerden sonra işçi gücü alımı yapmıştır. Bu alımlar sonucunda Türkiye, Yunanistan, İspanya ve Portekiz’den Almanya’ya göçler yoğunlaşırken Fas, Tunus ve Cezayir’den ise Fransa’ya göçler gerçekleşmiştir (Aksoy, 2012). Pakistan’ın bağımsız bir ülke olarak kurulup Hindistan’dan ayrılması ile 1947 yılında dünya tarihinin bilinen en yoğun göç dalgalarından biri yaşanmıştır. Hinduizm ve Müslüman inançlarına sahip yaklaşık 18 milyon nüfus mübadele yaşamıştır. Almanya’da ise 1961 yılında Berlin duvarı inşa edilene kadar yaklaşık 3,5 milyon Doğu Alman kökenli insan Batı’ya kaçak yollarla göç etmiştir (Kınık, 2010). Aynı yüzyıl içerisinde Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi neticesinde yaklaşık 2,5 milyon Afganlı Pakistan’a iltica etmek zorunda kalmıştır. (Doğanay, Özdemir ve Şahin, 2011). Ortadoğu da yaşanan Körfez Krizi ve İran-Irak savaşı nedeniyle yaklaşık 4 milyon kişinin komşu ilkelere göç ettiği tahmin edilmektedir. Ortadoğu’da görülen son yılların en büyük göç olayı ise Suriye’de yaşanmaktadır. Yaklaşık 5 milyon Suriyelinin savaş nedeniyle ülke değiştirmek zorunda kaldığı bilinmektedir (UNCHR, 2015).

(35)

13 Türkiye’de Göç Hareketleri

Türklerde göç olgusu sürekli var olmuştur. Savaşçı bir toplum olan Türkler tarih boyunca yer değiştirmişlerdir. Türklerin ana yurdu olan Orta Asya’dan Anadolu’ya göçünden sonra Anadolu’dan Avrupa’ya akınlar başlamış ve göç bu yönde sürmüştür (Şen, 2014). Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise Avrupa’dan Afrika’ya kadar üç kıtada hüküm sürmeye başlayan Türkler kazandıkları ve yönettikleri topraklar arasında göç etmeyi sürdürmüşlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde etkili olan ve tüm devletleri etkileyen ulus-devlet modeline geçiş, bölge ülkeleri arasında da göçlere sebep olmuştur (Karakuş, 2010). Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra komşu ülkelerle yapılan nüfus mübadeleleri ile bölgedeki nüfusun yüzde yirmi beşinin yer değiştirdiği söylenebilir (İçduygu & Sirkeci, 1999).

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkiye’de göç hareketleri yıllara göre şu şekilde gruplanırsa daha iyi açıklanabilir (İçduygu & Sirkeci, 1999).

1923 - 1950 Yılları Arası Göç Hareketleri

Savaşlardan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında görülen iç göç hareketleri genellikle öğrenim durumu, evlilikler, memur tayini gibi sebeplerledir. Ayrıca kırdan kente sınırlı sayıda hareketler olmuşsa da genel olarak nüfusu yapısına etki edecek bir durum oluşmamıştır (Şen, 2014). Ancak cumhuriyetin ilanından sonra 1930 yılına kadar gerçekleşen zorunlu dış göç olayları vardır. Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türkiye ile Yunanistan Krallığı arasında özel bir anlaşmaya bağlı olarak yapılan ve yurttaşların dininin esas alındığı göçlere nüfus mübadelesi yani nüfus değişimi denir. Mübadele zorunlu olarak yapılmıştır. Anadolu’da yaşayan yaklaşık 1 milyon Ortodoks Hristiyan Rum Yunanistan’a göç ederken, 500 bin Müslüman nüfusta Anadolu’nun çeşitli yerlerine gelmiştir (Bozdağlıoğlu, 2014).

1950 - 1960 Yılları Arası Göç Hareketleri

Savaş yıllarından sonra ekonomik olarak hamle yapılabilen yıllar 1950’den sonra başlamıştır. Sanayileşme ile birlikte kırdan kente doğru yoğun göçler yaşanmıştır. Kırda tarımla uğraşan insanlar tarımda makineleşmenin, toprak rejimindeki değişikliklerin ve miras yoluyla toprakların parçalanarak yetersiz gelmesinin de etkisiyle geçinemez hale

(36)

14

gelmiştir (Bahar & Bingöl, 2010). Amerika’nın Marshall Yardımının etkisi ile tarımda traktörlerle makineleşme sağlanmış ve kırlarda işsizlik artmıştır (Karakuş, 2010). Yine aynı yıllarda başlayan sanayileşme hamleleri ile birçok fabrika kurulmasını sağlamıştır. Kırda geçinemeyen kitleler için kentlerdeki iş fırsatları çekici etken olmuştur. Yine bu yıllarda devletçe kamulaştırılan limanlar, barajlar, sulama çalışmaları ile toprakları istimlak edilen köylüler de şehirlere göç ederek iş gücü kaynağı oluşturmuşlardır (Pazarlıoğlu, 2007).

1960 - 1980 Yılları Arası Göç Hareketleri

Bu yıllar hem iç göçün hem de yurt dışına işçi göçünün yoğunlaştığı yıllar olarak ta söylenebilir. 1960’lı yıllarda iç göçte kırdan kente göçün yanı sıra kentten kente göçün de yoğunlaştığı görülür. Bu sürecin 1965 ile 1975 yıllarını oluşturan süreçte ise Cumhuriyet tarihinin en yüksek kentleşme oranı gerçekleşmiştir. Bu dönemde göç merkezleri başta İstanbul olmak üzere, Ankara, İzmir, Mersin, Gaziantep, Bursa, Adana, Sakarya, İzmit gibi iller olmuştur (Çelik, 2007).

Yine 1960’lı yılların başlarında başlayan ve hala da devam eden bir diğer göç ise Türkiye’den Avrupa ülkelerine olan işçi göçüdür. Özellikle de 1961 de Federal Almanya ile imzalanan hükümetler arası anlaşma ile göç hızlanmıştır. Bugün Avrupa ülkelerinde yaşayan en yoğun göçmen nüfusu Türkiye kökenli göçmenlere aittir (İçduygu & Sirkeci, 1999).

1980’den Günümüze Kadar Olan Göç Hareketleri

Ülkemiz yedi bölgeden oluşmaktadır. Bu bölgelerin gelişmişlik düzeyleri aynı değildir. Sanayileşen şehirler coğrafi olarak daha çok Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi gibi daha batıda bulunan bölgelerde yer almaktadır. Bu bölgelerden de en çok içinde İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi şehirleri barındıran Marmara Bölgesi’nin gelişmiş olduğu görülür (Çelik, 2007).

1980’li yıllardan sonra başlayan göçler daha çok zorunlu göçlerdir. Özer (2000) yılında yaptığı çalışmaya göre özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden daha batıdaki bölgelere gerçekleşen zorunlu göçlerin sebepleri araştırmıştır. Kitap çalışmasının sonucu olarak ulaştığı nedenleri şöyle özetleyebiliriz. Terör olaylarının artmasıyla oluşan savaş ortamının etkisi önemli bir nedendir. Keban ve Hirfanlı barajlarının yapılması ve Güneydoğu Anadolu Projesi ile birçok köyün sular altında kalarak boşaltılması yeni yerleşim alanlarına göç etmenin nedenlerindendir. Doğal afetlerin yıkıcı etkisi, tarımda ve

(37)

15

hayvancılıkta yaşanan gelişmeler ve toprakların bölüşülmesi sonucunda kırsalda yaşayan nüfusun yoksullaşması ve işsiz kalması ekonomik olarak ta zorlayıcı etkendir. Daha kaliteli eğitim alma, daha iyi sağlık imkânları, güvenli ortam, sosyal güvence gibi kent olanaklarının çekiciliği, ulaşım ve iletişim araçlarında görülen gelişmeler gibi zorunlu etkenlerin yarattığı göçler Türkiye için zor bir deneyim olmuştur. Zorla yerinden olan insanlar geçim sıkıntısı, sağlık ve eğitim problemleri, sosyal denge bozuklukları, ahlaki bozukluklara maruz kalırken toplumsal olarak ta ırkçılık, çarpık kentleşme, çatışmaların şehirlere yayılması, sosyal bunalımlar gibi sıkıntılarla karşılaşılmıştır (İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği [MAZLUMDER], 1995). Bu dönem göç eden aileler için sıkıntı veren deneyimlere neden olmuştur (Işık & Pınarcıoğlu, 2001).

Türkiye’de sıkıntılara yol açan iç göçler hala sürmeye devam ederken ülkemizi yeni sıkıntılara sokan yeni bir dış göç dalgası karşımıza çıkmaktadır. Suriye’de yaşanan savaş birçok yıkıma sebep olmuştur. Suriye’de yaşayanlar için zorlu bir dönem sürmektedir. Bu süreçte Türkiye hükümeti açık sınır politikası izlemektedir. Bu politikanın etkisi ile ülkemize Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR, 2015) verilerine göre 9 Temmuz 2015 tarihi itibari ile 4 milyon 13 bin kişiden fazla Suriyeli göç etmiştir. Bu sayının 2015 yılı sonuna 4.27 milyona ulaştığı belirtilirken ve 2019 yılında 6 milyon olması beklenmektedir.

Tablo 1

1985-1990 Yılları Arasında En Çok Göç Alan İller

İller Net Göç Sayısı Net Göç Oranı

(f) (Binde) Kocaeli 83.262 108,21 İstanbul 656.677 107,56 Antalya 82.737 89,65 Mersin 74.717 68,30 İzmir 146.208 63,76 Bursa 83.641 61,62 Tekirdağ 17.907 46,69 Muğla 15.998 32,88 Aydın 19.077 27,05 Ankara 69.511 24,90

(Kaynak: Ay, Y. (2013). İç Göçlerin Emniyet ve Asayişe Etkisi (Mersin örneği). Yüksek Lisans Tezi, TC Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

(38)

16

Türkiye’ye yönelik iç ve dış göçler her dönemde var olmaya devam ederken, özellikle iç göçün yoğunlaştığı yıllarda en çok göç alan on il yukarıdaki tabloda belirtilmiştir. Genellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden Türkiye’nin daha batısında bulunan bölgelere doğru gerçekleşen göçlerden, elverişli koşulları nedeniyle, Akdeniz Bölgesi de etkilenmiştir. Akdeniz Bölgesi sınırlarında yer alan illerden olan Mersin’de en çok göç alan iller içerisinde yer almaktadır. O dönemde göçle gelen ailelerin ve çocuklarının Mersin’de kalma yılları arttıkça nüfusları çoğalmış ve genç kuşaklarla beraber Mersin iline ve şehir yaşantısına etkileri giderek artmıştır.

Türkiye’de Göçün Nedenleri ve Yarattığı Sorunlar

İnsanlar göç ettikleri yerde de yeni yerleştikleri yerde de birçok değişimin başlıca sebebidir. Göç sadece göç edeni değil tüm toplumu etkilemektedir. Göç sadece ‘yer değiştirme eylemi ile sınırlı olmamakla beraber gerçekleştiği anı değil gerçekleşme öncesinden başlayarak göç sonrasında da toplulukların alışma dönemlerine kadar uzun bir süreci kapsar (Avcı vd,. 2013). Göçün nedenlerinin oluşma sürecinden göçün gerçekleşmesine ve yeni yerleşim yerine uyum sağlanmasına kadar geçen zamana göç süreci denilebilir. Bu sürecin sonucunda ortaya çıkan bazı ekonomik ve sosyal sonuçlar vardır (Çelik, 2007).

Türkiye’de yıllarca süren iç göçün ve son yıllarda yaşanan Suriye’den gelen mültecilerin yarattığı sorunlar ve kentlerin bu duruma hazırlıksız oluşunun sonuçları farklı şekillerde sıralanabilir. Ortak görüş olarak birleşilen başlıca sorunlar şöyle sıralanabilir:

Kentleşme ve Kentle Bütünleşme Sorunları

Gelişmekte olan toplumlarda sanayileşmenin de hızlı etkisi ile göç alan şehirler aldıkları göçler nedeniyle plansız bir kentleşme yaşamaktadır. Türkiye’de de göçler, sanayileşme ile birlikte yoğun ve kontrolsüzce yaşanmıştır (Kaygalak, 2001). Türkiye 1950’li yıllardan sonra tarımda yaşanan makineleşmenin ve kentlerin çekiciliğinin etkisi ile kentlere doğru göç dalgalarına maruz kalmıştır. Ancak bu göçlere sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel olarak hazırlıklı olmayan kentlerde adına gecekondulaşma da denilen çarpık kentleşme gerçekleşmiştir (Koçak & Terzi, 2012).

Gecekondu adı kırdan kente göç edipte kalacak yeri olmayan, konut alacak veya kiralayacak ekonomik gücü bulunmayan ailelerin akrabalarının da desteği ile sahibi olmadıkları

(39)

17

arazilerin üzerine bir gün gibi kısa sürelerde derme çatma ve kaçak olarak yapılmış evlerden gelmektedir. Gecekondu sözlükte, Türkiye'de özellikle büyük kentlere göç eden kırsal nüfusun buralarda kamunun ya da özel kişilerin iyeliğindeki toprak parçaları üzerinde kaçak olarak yaptığı, sağlık ve bayındırlık kurallarına uymayan konutlar olarak tanımlanır (TDK, 1975). Konut sorunlarını gecekondular ile karşılayan göçmenlerin etkisi ile şehirlerde çarpık yapılanmalarda gözle görünür artışlar meydana gelmiştir (Çakır, 2011).

Göçle kentlere gelen bireyler köylerle olan bağlarını kesmemişlerdir. Bunun yanı sıra yeni yerleştikleri toplumunda kültürünü tam olarak benimseyemediklerinden ara bir kültür oluşturmuşlardır. Bu kültür ne köyün özellikleri kadar sınırlı ne şehirlerin özellikleri kadar gelişmiştir. Göçle gelen geniş kitleler şehirlere de kendi kültürlerini yaymaya başlamışlar ve şehirlerin sosyal özelliklerinde değişmelere sebep olmuşlardır. Kente göçle gelenler kentteki hemşerileri ile aynı semtlerde hatta mahallerde oturmayı tercih ederek kendilerine uygun yaşam ortamı yaratmaya çalışmışlardır (Oktik, 1996).

Yarım yüz yıldan fazla bir süredir göçle iç içe olan Türkiye’nin göç olgusuna hazırlıklı olmadığı gözlenmektedir. Plansız ve hızlı kentleşme geçmişten günümüze hala devam ederken göçün nedenleri ve sonuçları hala tam olarak kavranamamıştır (Ekinci, 2008). Kentlere göçle gelenlerin neden olduğu problemler bir yana göçmenlerin kentlere intibakı konusunda çalışmalar yeterli değildir.

Göçle gelen ailelerin kente intibakında şehre daha önce yerleşmiş olan akrabalarının ve ya hemşerilerin etkisi çok büyüktür. Ekonomik olarak yeterli seviyeye ulaşamayan ailelerin şehirle bütünleşmeleri daha zor olmaktadır. Şehre uyum sağlamak yerine köy yaşamını şehre taşımaya çalışmak bu uyum sürecini uzatmaktadır. Kentlerde hayvan beslemek, köy ekmeği yapmak için tandır ocakları kurmak bu duruma örnek olarak verilebilir (Karakuş, 2010).

İşsizlik Sorunu ve Ekonomik Sorunlar

Kentlerin sunduğu iş imkânları göçle gelen işsizlerin iş umutlarını karşılamanın çok gerisinde kalmıştır. Gelişmekte olan ülkemizde sanayileşme tam anlamıyla rayına oturamamıştır. Kentleşme sanayiye bağlı olarak gelişmemiştir (Keleş, 2004). Kentleşme hızı sanayileşmenin ve ekonomik büyümenin önüne geçmiştir. Bu durum yeni iş gücü ihtiyacına olan talebin önüne geçmektedir. Göçle gelenlerin eğitim seviyesi genellikle iş bulmalarına yetecek seviyede değildir. Şehir merkezlerine göç edenler ellerinden gelen tarım ve

Şekil

Şekil  1.  Mersin  ili,  ilçeleri  ve  komşu  iller  haritası.  http://cografyaharita.com/turkiye_mulki_idare_haritalari3.html  adresinden  23  Nisan  2017  tarihinde erişilmiştir

Referanslar

Benzer Belgeler

Örgütlerde mutluluğun sağladığı kazançların ve yokluğunda neden olduğu kayıpları göz önüne alan kurumlarda mutluluğun sağlanması için önlemler alınıp

Yerleşim yeri nedeniyle “Lucky Luke” dermatit olarak adlandırılan tablo, çocuk bezinin plastik içeriğine karşı gelişen allerjik ya da irritan kontakt

Bu altı sınıf, dil, tarih, kültür ve gelenek olarak birbirlerinden farklılaşsalar da hepsinin ortak noktası İsa Mesih’in rab ve kurtarıcı olarak tasdik edilmesi ve İncilin

Buna göre 18-24 yaş aralığındaki katılımcıların öfkenin saldırganca dışavurum, öfkeyi yüze yansıtma ve misilleme puanları, 25-50 yaş aralığındakilere göre daha

Deney Grubu Ergenler için beş boyutlu iyi oluş ölçeği Yaşam becerilerine dayalı grupla psikolojik danışma Ergenler için beş boyutlu iyi oluş ölçeği Kontrol Grubu

Sınıfında özel gereksinimli öğrenci bulunan bir öğretmenle yaptıkları görüşmede bu sorun dile getirilmiştir (Tohum Otizm Vakfı, 2011). Alan yazın incelendiğinde

q = Denge katsayısı (0,40- 0,50 arası) Kabin, karşı ağırlık ve dengeleme ağırlığının altında bulunan mekanla- rın korunması için, bu

Güneydeki Konsorsiyum bölgesi dışında kalan bütün petrol sahalarında yalnız NIOC petrol çalışmaları yapmak- tadır.. Güneydeki petrol çalışmaları ise, 1954 yılından