• Sonuç bulunamadı

LİSE 1. SINIF ÖGRENCİLERİNİN BALIK TÜKETİMİ KONUSUNDA GÖRÜSLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "LİSE 1. SINIF ÖGRENCİLERİNİN BALIK TÜKETİMİ KONUSUNDA GÖRÜSLERİ"

Copied!
112
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

LİSE 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BALIK TÜKETİMİ KONUSUNDA GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan HARUN BEKTAŞ

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

LİSE 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BALIK TÜKETİMİ KONUSUNDA GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan HARUN BEKTAŞ

Danışman

(3)

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

HARUN BEKTAŞ’ın “LİSE 1. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BALIK TÜKETİMİ KONUSUNDA GÖRÜŞLERİ” başlıklı tezi ………...2009 tarihinde, jürimiz tarafından ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ Anabilim Dalı BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi

olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Başkan : ………... …………..……….

Üye: ………. ………

(4)

ÖNSÖZ

Bir toplumun ilerleyebilmesi, toplumun bireylerinin sağlıklı olması ile yakından ilgilidir. Dengeli ve sağlıklı beslenme bireylerin sağlığını korumada önem olarak ilk sırayı almaktadır. Bu yüzden toplumun dengeli beslenme konusunda bilinçlenmesi çok büyük önem taşımaktadır.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde balıklar besin olarak çok az düzeyde tüketilmekte ve eldeki kaynaklar yeterli kullanılmamaktadır. Balığın besin değerinin ve öneminin bireylere aktarılması, onların beslenme davranışlarında daha bilinçli ve bilgili olmalarını sağlarken aynı zamanda balık eti tüketimini de artıracaktır. Toplumun geleceğinin oluşturan gençlerin beslenme ve balık tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi bu yüzden çok büyük önem arz etmektedir. Gençlerin düzenli ve doğru bilgilerle donatıldığı kurumlar olan okullar hedef kitlemize ulaşmakta en iyi noktalardır.

Günümüzde teknolojinin geldiği en son nokta olan internet, bireylerin istenilen bilgilere ulaşmakta, en çok kullanılan kaynakları olmakta ve gençler tarafından da yüksek oranlarda kullanılmaktadır. Bu yüzden gençlere ulaştırılacak bilgilerin internet ve bilgisayar kaynaklarından yararlanılarak ulaştırılması, hedef kitlenin istenilen düzeyde bilgi sahibi olmasında daha etkili olacaktır. Bu bağlamda beslenme ve balık tüketimi konusunda sağlanmak istenen bilgi ve bilinç düzeyi, interaktif eğitim materyali ile sağlanmaya çalışılmıştır.

Araştırmam süresince çalışmamın her aşamasında benden yardımını

esirgemeyen ve değerli bilgileriyle çalışmalarıma yön veren tez danışmanım Prof. Dr. Figen ERKOÇ’a, anketin hazırlanması aşamasında yardımını esirgemeyen Araş. Gör. Dr. Meryem SELVİ’ye, Araş. Gör. Dr. Mehmet YAKIŞAN’a, yazım ve dil bilgisi kontrollerini yapan Prof. Dr. Fatma ÖZKAN’a, verilerin değerlendirilmesi ve yorumlanması aşamasında yol gösteren Prof. Dr. Nazan ALPASLAN’a, interaktif

(5)

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TÜGEM Su Ürünleri Dairesi’ nden Dr. Hayri DENİZ ve Su Ürünleri Mühendisi Ramazan ÇELEBİ’ye şükranlarımı sunarım. Son olarak her zaman desteği ve yardımlarıyla arkamda olan eşim Yasemin’e ve aileme en içten ve sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca; kendilerine verilen test sorularını samimiyetle cevaplandıran, değerli öğrencilere ve uygulamalarım sırasında yardımlarını gördüğüm lise müdür ve idarecilerine de teşekkür ederim.

(6)

Bu araştırma, lise 1 öğrencilerinin balık tüketim alışkanlıklarını ve balığın besleyici değeri ile ilgili bilgi seviyelerini incelemek; bu konuda interaktif eğitim materyali hazırlayarak materyalin etkili olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapılmıştır.

Bu çalışma, Ankara ilinde Ege Lisesi, Genç Osman Lisesi ve Ankara Anadolu Lisesi lise 1. sınıf öğrencilerinden oluşan toplam 82 kişiye anket uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı tarafından hazırlanan anketin güvenilirliği (Cronbach α = 0.767) uygun bulunmuştur. Öğretim öncesi beslenme ve balık tüketimi hakkında hazırlanan anket öntest olarak uygulanmıştır. İnteraktif eğitim materyalinin öğrencilere uygulanmasından on gün sonra aynı anket sontest olarak uygulanmış ve test sonuçlarında anlamlı bir fark gözlenmiştir.

Çalışma sonucunda; kişilerin beslenme üzerine okulda aldıkları eğitimin tam ve yeterli olmadığı, ayrıca bu konuda eğitim verilmesi gerektiği öğrenciler tarafından vurgulanmıştır. Ancak eğitimin interaktif bir materyalle uygulanmasının daha yararlı olacağını belirten öğrenci görüşleri çalışmanın önemini göstermektedir. Balık tüketim bilincinin artırılması, interaktif öğretim materyallerinin geliştirilerek, internet yoluyla topluma ulaştırılması sayesinde daha hızlı ve kolay olacaktır.

Bu çalışmada hazırlanan materyal, beslenme ve balık tüketimi konusunda gerekli bilgileri kapsaması ve uygulama sonucunda elde edilen veriler açısından önemli bulunmuştur. Çalışma sonucunda öntest ve sontest uygulamaları arasında öğrencilerde anlamlı fark görülmesi, hazırlanan materyalin hedefine ulaşan etkin bir araç olduğunu göstermektedir. Öntestte okulların bilgi düzeyleri arasında bir fark görülmezken, sontest sonuçlarında anlamlı fark gözlenmiştir. Ayrıca bireylerin öntest bilgi düzeylerinin öğrencilerin sosyoekonomik düzeyleri ile yakından ilgili bulunması, öğretimden sonra bu farkın ortadan kalkması, eğitimle beslenme ve balık

(7)

This study was undertaken to determine the knowledge level and fish consumption behaviors of high school first year students; the main aim to determine the effectiveness and applicability of an interactive education material developed.

In the present research, a questionnaire was applied to three high schools in Ankara: Ege High School, Genç Osman High School and Ankara Anatolian High School with 82 high school freshman students participating. The reliability coefficient of the questionnaire (Cronbach’s α = 0.78) was found to be high. The questionnaire on nutrition and fih consumption was applied as a pretest before teaching. The interactive education material as a web page, was applied to the students and after ten days the same test was given as posttest. Results of the tests showed a significant difference between the two tests.

The research results show that school education on nutrition is not satisfactory, and the respondants added the need for an education in this field. Respondants views on the necessity for the education to be carried out by using interactive material, depicts the importance of the study. Increase in fish consumption awareness will be easier and faster by developing interactive education materials and making them available via the internet.

When the need for nutrition throughout life is considered, the importance of the study is emphasized once more. The material prepared in the present study was found to be significant when considered in terms of amount of information covered and the results obtained. While no difference was seen among schools for the pretest; the results of the posttest was significantly different. In addition, the relationship between respondants with respect to the level of pretest knowledge level and socioeconomic level, and abolishment of this difference after application of the education material, is important in terms of showing that level of knowledge and awareness in nutrition and fish consumption are not affected by economic factors.

(8)

Sayfa

ÖNSÖZ ...i

ÖZET ... iii

ABSTRACT ...iv

İÇİNDEKİLER ...v

TABLOLAR LİSTESİ ...ix

KISALTMALAR...xii

BÖLÜM I 1. GİRİŞ ...1

1.1. Eğitime Genel Bakış...1

1.2. Beslenme ve Eğitimi ...2 1.3. Besin Öğeleri...4 1.3.1. Karbohidratlar...4 1.3.2. Proteinler ...5 1.3.3. Lipidler...5 1.3.4. Vitaminler...6 1.3.5. Mineraller ve Su ...6

1.4. Beslenmede Balığın Yeri ...7

1.4.1. Balığın Enerji ve Karbohidrat İçeriği ...8

1.4.2. Balığın Protein İçeriği ...8

1.4.3. Balığın Yağ İçeriği...9

1.4.4. Balığın Vitamin İçeriği ...11

1.4.5 Balığın Mineral İçeriği ...13

1.4.6 Balığın İnsan Sağlığı Açısından Önemi ...14

1.4.7 İnteraktif Eğitim Materyalinin Yararlılıkları...16

1.5 Araştırma ile İlgili Literatür...17

(9)

1.10. Tanımlar ...26

BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ...29

2.1. Eğitim Teknolojileri ...33

2.2. Bilgisayar Destekli Öğretim (BDÖ ...34

2.2.1. Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları ...34

2.3. İnternet Destekli Eğitim (İDÖ...35

BÖLÜM III 3. YÖNTEM ...37

3.1. Araştırmanın Modeli ...37

3.2. Evren ve Örneklem seçimi...38

3.3. Veri Toplama Araçları ...38

3.3.1. Beslenme ve Balık Tüketim Alışkanlıkları Anketi ...38

3.3.2. Öğretim Materyali ...39

3.4. Verilerin Toplanması ...47

3.5. Verilerin Analizi...48

BÖLÜM IV 4. BULGULAR ve YORUMLAR ...49

Çalışmanın Alt Amaçları...49

4.1. Alt Amaç 1: “Farklı Ekonomik Gelir Düzeyindeki Ailelerden Gelen Öğrencilerin Beslenme Konusunda Bilgi Düzeyleri Arasında Fark” a Ait Bulgular ...51

4.2. Alt Amaç 2: Ailelerin Ekonomik Gelir Düzeyi ile Balık Tüketimi Arasındaki İlişki’ ye Ait Bulgular...52

4.3. Alt Amaç 3: Öğrencilerin Sağlıklı Beslenme Konusunda Öntest ile Tespit Edilen Bilgi Seviyeleri ile Ön Test Sonuçlarına Göre Hazırlanan İnteraktif Eğitim Materyalinin Uygulanmasından Sonra Elde Edilen Sontest Bilgi Seviyeleri Arasındaki Fark’a Ait Bulgular ...53

(10)

başarı düzeyine göre fark’a ait bulgular ...54 4.5. Alt Amaç 5: Öğrencilerin Devam Ettikleri Okullara Göre Öntest ile Sontest Puanları Arasında Başarı Düzeyine Göre Fark’a ait Bulgular ...54 4.6.Bireylerin Beslenme ve Balık Tüketim Alışkanlıkları ile İlgili Diğer Bulgular ...57

BÖLÜM V

5. SONUÇ ve ÖNERİLER ...69 5.1. Sonuç ...69 5.1.1. Alt Amaç 1: “Farklı Ekonomik Gelir Düzeyindeki Ailelerden Gelen Öğrencilerin Beslenme Konusunda Bilgi Düzeyleri Arasında Fark” a Ait Sonuçlar ...69 5.1.2. Alt Amaç 2: Ailelerin Ekonomik Gelir Düzeyi ile Balık Tüketimi Arasındaki İlişki’ ye Ait Sonuçlar...69 5.1.3. Alt Amaç 3: Öğrencilerin Sağlıklı Beslenme Konusunda Öntest ile Tespit Edilen Bilgi Seviyeleri ile Ön Test Sonuçlarına Göre Hazırlanan İnteraktif Eğitim Materyalinin Uygulanmasından Sonra Elde Edilen Sontest Bilgi Seviyeleri Arasındaki Fark’a Ait Sonuçlar ...70 5.1.4. Alt Amaç 4: Öğrencilerin Cinsiyeti ile Öntest- Sontest Puanları Arasında Başarı Düzeyine Göre Fark’a Ait Sonuçlar ...71 5.1.5. Alt Amaç 5: Öğrencilerin devam Ettikleri Okullara Göre Öntest ile Sontest Puanları Arasında Başarı Düzeyine Göre Fark’a Ait Sonuçlar ...71 5.1.6. Bireylerin Beslenme ve Balık Tüketim Alışkanlıkları ile İlgili Diğer Sonuçlar ...71 5.2. Öneriler ...74

(11)
(12)

Tablo 1.1 Çeşitli balık türlerinin aminoasit içerikleri ...9

Tablo 1.2 Çeşitli balık türlerindeki çeşitli yağ asiti türleri...11

Tablo 1.3. Bazı balık türlerindeki çeşitli vitamin içerikleri...12

Tablo 1.4. Bazı balık türlerinin çeşitli mineral içerikleri ...14

Tablo 1.5. Dünya balıkçılık üretimi ve tüketimi...15

Tablo 1.6. Türkiye’deki su ürünlerinin üretimi, tüketim ve değerlendirilmesi ...16

Tablo 2.1. Bölgesel bazda gıda gruplarının tüketim yüzdeleri ...30

Tablo 2.2. 2010 yılı nüfus verilerine göre farklı yaş gruplarının besin gereksinmesine uygun tahmini gıda miktarları ...30

Tablo 3.1. Araştırmanın deseni...37

Tablo 4.1. Öğrencilerin okullara ve cinsiyete göre dağılımları ...50

Tablo 4.2. Okullara göre öğrencilerin ailevi gelir dağılımları...51

Tablo 4.3. Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyine göre öntest ve sontest sonuçları ...51

Tablo 4.4. Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin sosyoekonomik Durumları ile Tükettikleri et türleri sonuçlarının aritmetik ortalamaları, standart sapmaları, t değeri ve önem düzeyi ...52

Tablo 4.5. Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin sosyoekonomik durumlarına göre tükettikleri et türleri ve miktarları ...53

Tablo 4.6. Araştırmaya katılan öğrencilere uygulanan öntest-sontest puan farklarının, aritmetik ortalamaları, standart sapmaları, t değeri ve önem düzeyi ...53

Tablo 4.7. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetine göre öntest ve sontest sonuçları; aritmetik ortalamaları, standart sapmaları, t değeri ve önem düzeyi ...54

Tablo 4.8 Öğrencilerin beslenme ve balık tüketimi konusunda sahip oldukları ön bilgi düzeyleri ile okulların ilişkisi...55

Tablo 4.9. Araştırmaya katılan öğrencilerin bulunduğu okulların başarı düzeyine göre öntest ve sontest sonuçları...56

(13)

Sonuçları ...57

Tablo 4.12. Ege Lisesi ve Ankara Anadolu Lisesi Öntest ve Sontest Sonuçları ...57 Tablo 4.13. Birinci soru “Aşağıdaki besin türlerinden en çok hangilerini tüketir

siniz?” ya alınan cevapların yüzde değerleri...58

Tablo 4.14. İkinci soru “Beslenme konusunda herhangi bir eğitim (kurs, ders,

seminer v.s.) aldınız mı?” ya alınan cevapların yüzde değerleri...58

Tablo 4.15. Üçüncü soru “2. Soruya cevabınız evet ise bu eğitimi ne şekilde aldınız?

(birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz.)” ya alınan cevapların yüzde değerleri ....59

Tablo 4.16. Dördüncü soru “2. Soruya cevabınız hayır ise beslenme konusu ile ilgili

bilgi kaynaklarınız nelerdir? (birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz.)”ya göre eğitim almamış öğrencilerin başlıca bilgi kaynakları ...59

Tablo 4.17. Beşinci soru “Derslerde, beslenme ile ilgili bilgiler ediniyor musunuz?”

ya alınan cevapların yüzde değerleri ...60

Tablo 4.18. Altıncı soru “5. soruya cevabınız evet ise okulda aldığınız eğitim size

beslenme konusunda yeterli bilgiyi sağlayabiliyor mu?” ya alınan cevapların yüzde değerleri...60

Tablo 4.19. Yedinci soru “Bu konuda herhangi bir eğitim alma şansınız olsa

aşağıdakilerden hangisini tercih edersiniz” ya alınan cevapların yüzde değerleri ....61

Tablo 4.20. Sekizinci soru “Günde ortalama kaç öğün yemek yersiniz?” ya alınan

cevapların yüzde değerleri ...61

Tablo 4.21. Dokuzuncu soru “En fazla tükettiğiniz et türü hangisidir?” ya alınan

cevapların yüzde değerleri ...62

Tablo 4.22. Onuncu soru “Sizce et türevi besinler mutlaka tüketmemiz gereken

besinler midir?” ya alınan cevapların yüzde değerleri...63

Tablo 4.23. On birinci soru “Et fiyatları konusundaki fikriniz nedir?” ya alınan

cevapların yüzde değerleri ...63

Tablo 4.24. On ikinci soru “Ailenizde balık eti tüketiliyor mu?” ya alınan cevapların

yüzde değerleri ...64

Tablo 4.25. On üçüncü soru “Bir yıl içerisinde hangi dönemlerde balık

(14)

tüketiyorsunuz?” ya alınan cevapların yüzde değerleri ...65

Tablo 4.27. On beşinci soru “Anne ve/veya babanız nereden balık almayı tercih

ediyor?” ya alınan cevapların yüzde değerleri ...65

Tablo 4.28. On altıncı soru “Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak su

ürünlerinden yeterince faydalanabildiğimizi düşünüyor musunuz?” ya alınan cevapların yüzde değerleri ...66

Tablo 4.29. On yedinci soru “Ülkemizde en fazla tüketilen balık türü sizce

aşağıdakilerden hangisi ya da hangileridir? (Birden fazla işaretleyebilirsiniz)” ya alınan cevapların yüzde değerleri ...66

Tablo 4.30. On sekizinci soru “Sizce diğer et türleri ile karşılaştırıldığında balık

fiyatları nasıldır?” ya alınan cevapların yüzde değerleri ...67

Tablo 4.31. On dokuzuncu soru “En sevdiğiniz balık türü aşağıdakilerden hangisi

ya da hangileridir?” ya alınan cevapların yüzde değerleri...67

Tablo 4.32. Yirminci soru “Konserve balık ürünlerini tüketiyor musunuz?” ya

alınan cevapların yüzde değerleri ...68

Tablo 4.33. Yirmi birinci soru “Balık eti deyince aklınıza ilk olarak aşağıdakilerden

(15)

N : Evren Büyüklüğü

n : Örneklem Büyüklüğü

A.B.D. : Ana Bilim Dalı

    : Aritmetik Ortalama SS : Standart Sapma : Chi-Square (Kay-kare) SD : Serbestlik Derecesi P : Anlamlılık Değeri f : Frekans % : Yüzde Mcg : Mikrogram

EPA : Eikosapentoenoik asit DHA : Dokosaheksaenoik asit

IBE : Internet Based Education (İnternet Temelli Eğitim) mg : Miligram

g : Gram

IU : Uluslar arası birim (A vitamini için 1 IU 0,3 Mcg retinol; 0,6 Mcg

(16)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde; eğitim, beslenme, besin öğeleri ve alt dalları, beslenme açısından balık, balığın besin değeri, balığın sağlık açısından önemi ve interaktif materyal ve araştırma ile ilgili literatür, araştırmanın problemi, alt problemleri, amaçları, önemi, sınırlılıkları, varsayımları ve tanımlar yer almaktadır.

1.1 Eğitime Genel Bakış

İnsan, doğumundan itibaren sosyal bir çevre içerisinde olmakla beraber, getirdiği genetik özellikleri dışında hiç bir şeye sahip değildir. İleride sahip olacakları ise içinde bulunduğu çevre tarafından, eğitim aracılığı ile kendisine kazandırılacaktır.

Eğitim; "yeni kuşakların toplum yaşayışında yerlerinin almak üzere hazırlanırken, gerekli bilgi, beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme etkinliği” olarak tanımlanmıştır (Önder, 1986). Eğitim en geniş anlamı ile toplumdaki kültürleme sürecinin bir parçasıdır. Eğitim sürecinden geçen kişinin davranışlarında bir değişme olması beklenir (Demirel ve Kaya 2007). Eğitim hayatımızın her safhasında olmakla birlikte, okullar eğitim denildiğinde ilk akla gelen kurumlardır. Okullardaki eğitim belirli bir plan ve program çerçevesinde verilmektedir. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de eğitimin genel amaçları bulunmaktadır.

(17)

Madde 2–2: Beden, zihin, ahlak ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı bir şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmektir (MEB, 2007). Milli eğitim kanununda belirtilen bu özelliklere sahip bireylerin yetiştirilmesi için öncelikle bedeni ihtiyaçlarının giderilmesi, vücut sıhhatlerinin sağlanması gereklidir. Bu ise ancak bireylerin yeterli ve dengeli beslenmeleri ile olanaklı hale gelebilmektedir.

Ancak toplumun çeşitli kesimlerindeki yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklı sorunlar, yeterince besin maddesi bulunamamasından değil, yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili bilgi yetersizliğinden kaynaklanır (Bodur ve Çatalkaya, 1996). Beslenme; Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre kişinin ihtiyaçlarında ilk sırayı almaktadır.

1.2 Beslenme ve Eğitimi

Kaynaklara göre beslenme ile ilgili iki farklı tanım yapılmaktadır:

1. Büyüme, gelişme ve sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan öğelerin alınması ve vücutta kullanılması (Topuzoğlu vd. 2007),

2. Vücutta metabolik fonksiyonların devamı için gerekli enerjinin sağlanmasında önemli bir yeri olan fizyolojik olgu (Orak vd. 2006), olarak tanımlanmaktadır.

Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönlerden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak, bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır (Ünver ve Ünüsan, 2005). Bütün bunlar dengeli ve yeterli beslenmenin birey ve toplum açısından önemini göstermektedir; çünkü yapılan çalışmalarda yetersiz ve dengesiz beslenmenin fiziksel gelişimin yanında, mental gelişim üzerinde de olumsuz etkiler yaptığı belirlenmiştir. Ayrıca beslenme yetersizliğinin öğrenmede güçlük, davranış bozuklukları ve zekâ ortalamalarında düşüşe neden olduğu belirtilmektedir (Vançelik vd. 2007). Bu rahatsızlıkların yanı

(18)

sıra bugün, dünyada milyonlarca insan sürekli açlık ve yetersiz beslenmenin yol açtığı bozukluklar yüzünden yaşamlarını erken yaşta yitirmekte veya çalışamaz duruma gelmektedir ya da fazla miktarda ve dengesiz beslenme nedeni ile obezite, kalp yetmezliği, yüksek kolesterol gibi çağın hastalıkları ile baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Contento (2008) gelişmiş ülkelerde obesite ve diabet vakalarının artması; buna karşılık az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kronik yetersiz beslenme problemi global seviyede beslenme eğitiminin önemini ortaya çıkarttığını ve bunun sonucunda da tıp tarama indekslerinden Medline da beslenme eğitimi ile ilgili makalelerin sayısı 1986-1996 yıllarında 6066'dan 1997-2007 arasında 11233'e çıktığını belirterek konunun önemini çok iyi vurgulamaktadır.

İnsan yaşamında, yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğu dönemlerden birisi; çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasında geçiş dönemi sayılan, büyüme ve gelişmenin hızlandığı, ruhsal yönden geliştiği, cinsiyet karakterlerini kazandığı adölesan dönemidir (Altınok vd. 2006). Bu dönemde gençler pek çok yeni nitelik kazanır, bir yandan da pek çok sorunla yüzleşir ve sağlığı riske sokacak davranışları sık olarak sergiler (Türk vd. 2007). Gençlerin yeterli ve dengeli beslenmesi, hem kendi sağlıkları, başarıları, hem de gelecek kuşaklara iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmaları açısından önemlidir (Güleç vd. 2000).

Gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişmeleri için gerekli olan protein, fosfolipid, karbohidrat ve benzerleri gibi besinlerin öngörülen miktarlarda almaları gerekmektedir. Beslenmede karşılaşılan en önemli sorun karın doyurmaktan çok, organizma için gerekli olan tüm besinleri alabilmektir (Seçken ve Morgil, 2000). Yeterli ve dengeli besin tüketme alışkanlıklarının geliştirilmesi, yanlış ve olumsuz beslenme uygulamalarının ortadan kaldırılması, besinlerin sağlık bozucu duruma gelmesinin önlenmesi ve besin kaynaklarının daha etkin ve ekonomik kullanımı konularında toplumun eğitilerek beslenme durumunun düzeltilmesi çalışmaları beslenme eğitimi olarak adlandırılır. Bu konuda topluma verilecek eğitimin, TV, radyo, gazete, dergi gibi toplu iletişim araçlarını kapsamasının yanı sıra eğitim

(19)

eğitim stratejileri toplumun beslenme konusundaki gereksinimlerine uygun ve kolay ulaşılabilir durumda olmalıdır (Güleç vd. 2000).

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde zengin bir protein ve enerji kaynağı olan su ürünlerinin eğitim eksikliği ve yanlış bilgilendirme gibi nedenlerden dolayı yeterince tüketilmediği bilinmektedir. Bilgi eksikliği eğitim ile giderilebileceğinden bu çalışmada özellikle hedef grup olarak su ürünlerini, özellikle de balık tüketimini arttırması için lise öğrencileri seçilmiştir. Bilindiği gibi yapılan bütün eğitim çalışmalarının toplumun genelinde etkili olabilmesi için yazılı ve görsel basın ile

kamuoyunu etkileyebilecek diğer imkânlarla da yaygınlaştırılmalı ve

desteklenmelidir.

1.3. Besin Öğeleri

Besin öğeleri altı ana sınıfa ayrılır. Bunlar: karbohidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler, mineraller ve sudur. Bazıları temel besin olarak adlandırılır çünkü vücut onları sentezleyemez ya da vücudun ihtiyacı olan şekillere dönüştüremez (Chaney, 1979). Besin öğelerinin türleri, kalitesi, miktarları besinler arasında değişiklik göstermektedir. Örneğin taze sebze ve meyvelerde su çok, protein azdır; kuru baklagillerde ise su az, protein çok bulunmaktadır (Ünver ve Ünüsan, 2004). Yeterli ve dengeli beslenme için günlük olarak tükettiğimiz gıdaların besin içeriklerini bilmek doğru ve dengeli beslenme açısından oldukça önemlidir. Temel besin öğelerinin incelediğimizde;

1.3.1 Karbohidratlar

Karbohidratlar en önemli enerji kaynaklarıdır. Karbohidratlar karbon, oksijen ve hidrojenden oluşan ve formülü Cn(H2O)n olan organik bileşiklerdir. (Bowman ve

Russell, 2001) Bu üç elementin sayısına, birleşme düzenine ve insan organizmasının yararlanma durumuna göre çeşitli yapıda ve isimde karbohidrat vardır. Karbohidratlar 3 grupta toplanabilir;

(20)

2. Disakkaritler

3. Polisakkaritler (Baysal, 1983).

Karbohidratlar yiyeceklerimizde en çok bulunan besin öğesidir. Yetişkinlerde günlük enerjinin %55-70’i karbohidratlardan sağlanır (Baysal, 1983). Karbohidratları başlıca bitkisel gıdalardan (Tahıllar, Baklagiller, Sebzeler ve Meyveler) şeker ve nişasta olarak alınır. Bazı hayvansal gıdalarda da karbohidrat vardır. Örneğin sütte süt şekeri laktoz bulunur (Kavas, 2003).

1.3.2. Proteinler

Protein sözcüğünün Latincedeki karşılığı “yaşayan varlıklar için elzem azotlu öğe” şeklindedir (Baysal, 1983). Proteinler amino asit denen yapı taşlarından oluşan organik maddelerdir. Büyüme ve gelişme için başta gelen besin öğesidir. Birçok hücre zamanla ölür ve yenileri yapılır. Bu nedenle proteinler, hücrelerin sürekliliği için başta gelen besin öğesidir. Vücudun savunma sistemlerinin, vücut çalışmasını düzenleyen enzimlerin, bazı hormonların da esas yapıları proteindir. Protein aynı zamanda vücutta enerji kaynağı olarak da kullanılır (Toprak vd. 2002).

1.3.3. Lipidler

Lipidler hidrofobik özellikleri bulunan heterojenik yapıda organik bileşiklerdir. Lipidler sadece organik solventlerde eriyebilmekte ve hücre yapısında önemli fizyolojik görevleri bulunmaktadır (Köksal, 2001).

Bunlar besinlerin doğal bileşiminde bulunur. Yağlar lipidlerin alt öğeleri içerisinde yer alırlar. Bunlar gliserol molekülü ile yağ asitlerinin yapmış olduğu esterlerdir. Yağlarda, moleküldeki karbon sayısı ve karbonlar arasında çift bağın bulunup bulunmamasına göre değişik yağ asitleri vardır. Birçok yağ asiti karbon numaralarına göre uzun zincirler oluşturur ve bunlar 4–22 karbonlu olabilir. Yağ

(21)

doymamış yağ asidi ve birden çok çift bağı olanlara ise çoklu doymamış yağ asidi denir (Bowman ve Russell, 2001). Doymuş yağ asitleri ile tek derece doymamış yağ asitleri insan vücudunda sentezlenebilir (Baysal, 1983). Ancak çoklu doymamış yağ asitleri insan vücudunda yapılamaz (Demircioğlu ve Yabancı, 2003). Çoklu doymamış yağ asitleri; vücutta yapılamayan ve özel işlevlerinden dolayı elzem olarak kabul edilen n-3 ve n-6 yağ asitleri olarak 2 grup altında toplanmaktadır (Demircioğlu ve Yabancı, 2003).

1.3.4. Vitaminler

Vitaminlerle ilgili araştırma ve buluşlar yeni olmasına karşın, insan sağlığı üzerindeki etkilerinin tarihçesi oldukça eskidir (Baysal, 1983). İngiltere’de Hopkins, 1906–1912 yılları arasında yaptığı çalışmalar sonunda, yiyeceklerin bileşiminde o zamana değin bilinen besin öğelerinden protein, yağ, karbohidrat ve minerallerden başka büyüme için elzem olan birtakım moleküllerin de bulunduğunu ortaya koymuştur Vitaminler, “daha önce bilinen besin öğelerinden ayrı yapıda, normal büyüme ve yaşamın sürdürülmesi için gerekli organik öğeler” şeklinde tanımlanabilir (Baysal, 1983). Vitaminler hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal olayların düzenlenmesine yardımcı olur.

Vitaminler; yağda ve suda eriyen vitaminler olarak 2 grupta incelenir. 1. Yağda eriyenler: A, D, E ve K vitaminleri

2. Suda eriyenler: Tiamin (B1), riboflavin (B2), niasin, B12 vitamini, folik asit, pantetonik asit, biotin, B6 vitamini, C vitamini’dir (Göğüş, 2003).

1.3.5. Mineraller ve Su

Mineraller, vücutta belli bir oranda bulunan, büyüme, gelişme ve sağlıklı bir yaşam için pek çok önemli görevleri olan besin öğeleridir. Vücudumuzda çok az oranda bulunmalarına rağmen, görevleri oldukça önemlidir (Demircioğlu ve Yabancı, 2003).

(22)

Su çok iyi bilindiği gibi canlı için olmazsa olmaz bir inorganik maddedir. Birçok reaksiyon için su elzemdir. İnsan vücudunun yaklaşık %70’i sudan oluşur. Her gıda türünün su kapasitesi ve taşıma oranı farklıdır. Örneğin; sebze ve meyveler %90’a varan oranlarda su tutabilirken baklagiller çok az oranda su tutmaktadırlar. Bu özelliklerin dikkate alınarak beslenme alışkanlıkları oluşturulması dengeli beslenme açısından çok önemlidir (Baysal, 1983).

1.4. Beslenmede Balığın Yeri

Sağlıklı bir yaşamda büyüme, zihinsel ve fiziksel faaliyetlerin sürekliliği ancak yeterli ve dengeli beslenme ile mümkün olabilmektedir. İnsanların yeterli ve dengeli beslenmeleri için gereksinimleri olan enerji, protein, vitamin ve mineral maddelerin karşılanmasında hayvansal ürünler birinci sırada gelmektedir (Sarıca, 2003).

Balık ve diğer su ürünleri, insanların en eski besin kaynaklarının başında gelmiştir. Bitkilerin ekilip yetiştirilmesi ve hayvanların besin olarak kullanımı için evcilleştirilmesinden önceki dönemlerde en kolay elde edilebilen ve bu nedenle de en çok tüketilen besinlerin balık ve diğer su ürünleri olduğu bilinmektedir. Bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak tarihin ilk dönemlerinde tüketilen bazı canlı türlerinin zaman içinde besin olarak tüketimi tercih edilmemişken, balık ve diğer su ürünleri tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar insanların diyetlerinde yer almıştır. Günümüzde dünya sularında yirmi binden fazla yenilebilen balık, kabuklu deniz hayvanı ve memeli deniz türü yaşamaktadır. Bunların yaklaşık 250 türü insanların diyetlerinde çeşitli şekillerde yer almaktadır. Balık eti dünya gıda üretiminde %1’lik bir paya sahiptir (Karabulut ve Yandı, 2006).

Özellikle gelişmiş ülkelerde insanlar beslenmelerine çok dikkat etmekte ve besin rejimlerinde sağlık açısından uygun gıdaları seçmeye özen göstermektedirler. Bu gıdalar içerisinde de ilk sırayı çoklu doymamış yağ asitleri yönünden zengin olan

(23)

koyun, domuz etleri gibi kırmızı etlere ve kümes hayvanlarının etlerine benzemekle birlikte; yağ içeriği, bazı mineral ve vitamin içerikleri açısından bunlardan farklılıklar da göstermektedir (Besler, 2007).

1.4.1.Balığın Enerji ve Karbohidrat İçeriği

Balıklar fazla karbohidrat içermezler; bu nedenle de balık etinin enerjisi yağ ve protein içeriklerinden kaynaklanır. Protein miktarı balık türleri arasında büyük farklılık göstermez ancak yağ miktarlarında büyük farklılık vardır. Bu nedenle balıkların enerji değerleri, bileşimlerinde bulunan yağ miktarlarına göre değişir. Yağlı balıkların enerji değerleri yağsız balıklara oranla daha yüksektir (Besler, 2007).

1.4.2. Balığın Protein İçeriği

Balıkların kimyasal yapısı, tür, yaş, cinsiyet, yaşama ortamı ve mevsime bağlı olarak önemli farklılıklar gösterir. Beslenmemizde farklı bir rol oynayan proteinlerin balık etindeki miktarı tür, beslenme ortamı, yaş, cinsiyet, etteki yağ ve su miktarına göre değişmekle beraber genellikle kasın yenilebilir kısmının her 100 gramında yaklaşık 18–22 g’dır. Balık proteinleri vücut dokularının korunması ve gelişmesi için gerekli tüm amino asitleri içerir.

Yanlış olmasına rağmen genellikle kırmızı etin balık etinden daha iyi bir protein kaynağı olduğuna inanılır (Turan vd. 2006). Balık etinde bulunan temel proteinler aktin ve miyosindir. Bu proteinler kas dokusunda birleşerek aktomiyosin’i oluştururlar. Bunun dışında albümin de balık etinde bulunan temel proteinler arasında yer alır (Besler, 2007).

Balık eti proteinleri esansiyel amino asitlerin tamamını içerir. Esansiyel amino asitler (valin, lösin, izolösin, treonin, metionin, fenilalanin, triptofan, lizin) insan vücudunda birçok önemli işleve sahip olmalarına karşın vücutta sentezlenemeyen moleküller olduklarından, bu amino asitleri içeren besin kaynakları

(24)

diyetin gereken protein kalitesinin artırırlar. Balık eti esansiyel amino asitler açısından zengin olduğu için, yumurta, et, süt, gibi biyolojik kalitesi yüksek besinler arasında yer alır. Balık etinin gerçek protein değeri %67.5 olarak saptanmıştır. Balık eti içerdiği protein miktarı ve protein kalitesi açısından diğer etlere benzerken içerdiği bağ dokusu miktarı açısından bu etlerden büyük farklılık göstermektedir. Balık eti çok daha az miktarda kollojen içerir. Bu fark balık etinin diğer etlerden daha yumuşak olmasını ve pişirme ile bağ dokusunun kolayca dağılabilmesini sağlar. Böylece balık eti proteinleri sindirim enzimleri tarafından kolayca hidroliz edilebilir. Bu da vücudun bu proteinlerden faydalanma oranını artırır. Bu nedenle kırmızı eti zor tüketen, çiğneme güçlüğü olan hasta bireylerde, yaşlılarda ve çocuklarda balık eti kırmızı etin yerine kullanılabilmektedir (Besler, 2007). Çeşitli balık türlerinin amino asit içerikleri Tablo 1.1’de gösterilmiştir (g/100g).

Tablo 1.1

Çeşitli Balık Türlerinin Aminoasit İçerikleri Balık T rip to fa n T re on in İso lö yz i n L öy zin L iz in M eti on i n S is tin F en ila la ni n Tiro zin V ali n A rg in in H ist id in A la nin A sp ar ti k a sit G lu ta m i k a sit G lis in P ro lin S er in Levrek 0.12 0.78 0.82 1.44 1.63 0.53 0.19 0.69 0.60 0.91 1.06 0.52 1.07 1.82 2.65 0.85 0.63 0.72 Hamsi 0.23 0.89 0.94 1.65 1.87 0.60 0.22 0.79 0.68 1.05 1.22 0.60 1.23 2.08 3.04 0.98 0.72 0.83 Sardalya 0.28 1.08 1.13 2.00 2.26 0.73 0.26 0.96 0.83 1.26 1.47 0.73 1.49 2.52 3.67 1.81 0.87 1.00 Ton lığıbalığı 0.26 1.03 1.08 1.90 2.15 0.69 0.25 0.91 0.79 1.20 1.40 0.69 1.41 2.39 3.49 1.12 0.82 0.95 Alabalık 0.23 0.92 0.96 1.70 1.92 0.62 0.22 0.82 0.70 1.08 1.25 0.61 1.26 2.14 3.12 1.00 0.74 0.85 Ringa balığı 0.20 0.79 0.83 1.46 1.65 0.53 0.19 0.70 0.60 0.93 1.08 0.53 1.09 1.84 2.68 0.86 0.64 0.73 Som balığı 0.22 0.87 0.91 1.62 1.83 0.59 0.21 0.78 0.67 1.03 1.19 0.59 1.20 2.04 2.97 0.96 0.70 0.81 (Besler, 2007)

1.4.3. Balığın Yağ İçeriği

Balık etinin yağ içeriği büyük çeşitlilik göstermektedir. Sadece balık türüne göre değil, aynı balık türü içinde mevsimsel koşullar, beslenme özellikleri, suyun tuz

(25)

miktardaki sığır, domuz, koyun veya kümes hayvanlarının etleri ile karşılaştırıldığında genellikle daha az miktarda yağ içerirler ve bu nedenle de genellikle düşük yağlı besinler olarak kabul edilirler (Besler, 2007).

Yağların yapısına katılan yağ asitlerinin doğada 40’ı aşkın olduğu bilinmektedir. Yağ asitlerinin fiziksel, kimyasal ve besleme özellikleri; molekülündeki karbon atomu sayısı, karbon atomları arasındaki çift bağ sayısı ve karbon atomlarının pozisyonu ile belirlenmektedir (Karabulut ve Yandı, 2006). Yağ asitleri yağın doymuşluk derecesini gösteren farklı uzunluktaki karbon zincirlerinden oluşurlar. Doymuş yağ asitleri oda sıcaklığında katı halde bulunurken doymamış yağ asitlerinin oda sıcaklığında sıvı özellikte olduğu ve uçucu bir nitelik kazandığı belirtilmektedir (Karabulut ve Yandı 2006, Kaya vd. 2004). Zincir yapıdaki yağ molekülleri farklı uzunluk, farklı sayı ve faklı bağ yapıları ihtiva eder. Bunlardan bir çift bağı olanlar tekli doymamış yağ asitleri olarak bilinir. Eğer birden çok çift bağ içerirlerse çoklu doymamış yağ asitleri olarak adlandırılırlar (Karabulut ve Yandı, 2006). Çoklu doymamış yağ asitleri oda sıcaklığında sıvı haldedir ve aynı zamanda insan hayatının devamlılığı içinde çok önemlidir (Kaya vd. 2004).

Balıkları et grubunda yer alan diğer besinlerden ayıran en önemli bileşeni şüphesiz çok uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleridir (Besler, 2007). Çoklu doymamış yağ asitleri metil (-CH3) kökünden başlamak üzere çift bağın bulunduğu

ilk karbona göre n–3 (omega 3) veya n–6 (omega 6) yağ asitleri olarak gruplandırılırlar.

Omega-6 linoleik ve omega-3 linolenik olarak isimlendirilir. Bu yağ asitleri insan vücudunda sentezlenmez ve bu nedenle esansiyel yağ asiti olarak kabul edilir Besler,2007). Linolenik serisi omega-3 yağ asitleri decosahexaenoic asit (DHA) ve eicopentaenoic asit (EPA)’ya, n-6 yağ asitleri ise vücutta araşidonik aside dönüştürülür. Metabolizmalarının bu kadar önemli olması, bu süreçlerde oluşturulan eikosanoidler, tromboksanlar, lökotrienler gibi önemli fizyolojik aktivite gösteren metabolitlerin oluşturulmasıdır (Besler, 2007).

(26)

Esas itibariyle omega- 3 serisinden çoklu doymamış yağ asitlerinin insanlarda koroner kalp hastalıkların, kanserin, damar sertliğinin ve şeker hastalığının önlenmesinde etkili oldukları bildirilmektedir (Sarıca, 2003).

Tablo 1.2

Çeşitli Balık Türlerindeki Çeşitli Yağ Asiti Türleri (g/100g)

(Besler, 2007)

1.4.4 Balığın Vitamin İçeriği

İnsanlar için gerekli olan en az 13 vitamin tanımlanmaktadır ki dokulardaki dağılımı düzensiz olmakla birlikte bunların hepsi balıkta bulunur. Vitamin miktarı balık türüne göre değişkendir. Suda çözünen B ve C vitaminlerinin su ürünlerinde bulunma miktarı, karasal hayvanlarda bulunan miktarla hemen hemen aynı; yağda çözünen A, D, E ve K vitaminleri ise genellikle daha fazladır (Turan vd. 2006).

A vitamini; ton, uskumru, ringa balığı gibi yağlı balıklarda retinol formunda bulunur. Balıkların 100 g yenilebilen miktarları yetişkin bireylerde retinol için günlük alınması önerilen (RDA) miktarların % 10-15’ni karşılar. A vitamini gibi yağda eriyen bir vitamin olan D

3 vitaminin (kolekalsiferol) de en zengin kaynakları

yağlı açık deniz balıklarıdır (Besler, 2007).

Balık Total doymuş yağ asitleri Total tekli doymamış yağ asitleri Total çoklu doymamış yağ asitleri Linoleik asit (18:2, n-6) α-Linoleik asit (18:3, n-3) EPA (20:5, n-3) DHA (22:6, n-3) Kolesterol Mg/100g Levrek 0.507 0.660 0.784 0.015 0.015 0.169 0.585 80 Hamsi 1.282 1.182 1.637 0.097 0.000 0.538 0.911 60 Sardalya 1.528 3.869 5.148 3.543 0.498 0.473 0.509 142 Ton balığı 0.253 0.154 0.284 0.008 0.012 0.037 0.181 45 Alabalık 1.554 1.539 1.805 0.710 0.058 0.260 0.668 59 Ringa balığı 2.040 3.736 2.133 0.130 0.103 0.709 0.862 60 Som balığı 2.183 3.868 3.931 0.586 0.094 0.618 1.293 59

(27)

Yetişkinler için D vitamini gereksinmesi 10 mcg olarak kabul edilirse, 100 g yağlı balık çeşidine göre bu gereksinmenin %50-200’nü karşılayabilir. Balıklar D vitamini içerikleri açısından diğer hayvansal kaynaklı besinlerden çok üstündür; çünkü 100 g balığın D vitamini içeriği 300–1000 IU iken, en zengin kaynaklar arasında sayılan karaciğerin 100 gramında 100-400 IU, sütün 1 litresinden 3-10 IU, bir yumurta sarısında 20-100 IU D vitamini bulunmaktadır (Besler, 2007 ).

Yağda eriyen diğer bir vitamin olan E vitamini de balık başta olmak üzere deniz ürünlerinin büyük kısmında önemli miktarlarda bulunmaktadır. 100 g balık eti günlük E vitamini gereksinmesi olan 5-10 mg’ın %10-20’sini karşılayabilmektedir. Balık karaciğer yağı, yağda eriyen vitaminlerin en zengin kaynağı olduğu için 200 yıldan uzun süredir besin supplementi olarak kullanılmaktadır ( Besler, 2007).

Balık eti suda eriyen B grubu vitaminlerinden tiamin (B1), riboflavin (B2), niasin (B3), B6 vitamini (pridoksin), ve B12 vitaminlerinin iyi kaynağı olarak kabul edilir. 100 g balık etinin tiamin, riboflavin ve B6 vitamini günlük gereksinimlerinin yaklaşık % 10’nu; B12 vitamini gereksinmesinin ise % 100’nü karşılayabilmektedir. Balık etinde en az miktarlarda bulunan vitamin ise C vitaminidir (Besler, 2007).

Tablo 1.3

Bazı Balık Türlerindeki Çeşitli Vitamin İçerikleri (100g)

Balık C v ita m in i ( m g) T ia m in (mg ) R ib of la vin (m g) N ia sin (m g) P an to le nik a sit (mg ) B 6 V ita m in i ( m g) F ol at (m cg ) B 12 V ita mi ni (mc g) A v ita m in i ( IU ) R eti no l ( mc g) E v ita m ni (m g) K v ita m in i ( m cg ) D v ita m in i ( m cg ) Levrek 0.0 0.1 0.03 2.1 0.75 0.3 9.0 3.82 90.0 27.0 0.00 0.10 Hamsi 0.0 0.06 0.26 14.0 0.65 0.1 9.0 0.62 50.0 15.0 0.57 2.60 Sardalya 0.0 0.08 0.23 5.3 0.64 0.2 12.0 8.94 108.0 32.0 2.04 0.10 272.0 Ton balığı 1.0 0.43 0.48 9.8 0.75 0.9 2.0 0.52 60.0 18.0 0.50 0.10 Alabalık 2.9 0.07 0.07 8.2 1.5 0.6 11.0 3.77 280.0 84.0 0.03 0.10 Ringa balığı 0.7 0.23 0.23 3.2 0.65 0.3 10.0 13.7 93.0 28.0 1.07 0.10 Som balığı 3.9 0.12 0.12 7.5 1.4 0.6 26.0 2.80 50.0 15.00 0.0 0.00 (Besler, 2007)

(28)

1.4.5. Balığın Mineral İçeriği

Balık ve diğer deniz ürünleri zengin mineral içerikleri açısından sağlıklı beslenme modelinde ayrı bir öneme sahiptirler: İyot, selenyum gibi balık ve diğer deniz ürünlerinde bol miktarda bulunan mineraller, bu besinlerin dışındaki besinlerin çoğunda çok az miktarlarda bulunurlar. Balık ve diğer deniz ürünleri iyodun en zengin kaynaklarıdır. Özellikle tuzlu sularda yaşayan balıklarda fazla miktarda iyot bulunur ve balıkların işlenmesi sırasında uygulanan işlemler de iyot içeriğini artırabilmektedir. Haftada 2 porsiyon balık veya diğer deniz ürünlerinin tüketilmesi ile günlük 100–200 mcg iyot alınabilir. Bu da 150 mcg olan günlük iyot gereksinmesini karşılayabilir. Aynı durum selenyum için de geçerlidir. Balıkların 100 gramında 12–60 mcg selenyum bulunur. Diğer etler veya tahılların 100 gramlarında 10–12 mcg selenyum bulunduğu düşünülürse, günlük gereksinmemiz olan 75 mcg selenyumun karşılanmasında balık ve diğer deniz ürünlerinin önemi daha iyi anlaşılabilir. Balıkların bol miktarda içerdikleri mineraller arasında fosfor, magnezyum ve çinko da yer almakta olup bu minerallerin günlük gereksinmelerinin karşılanmasında balık tüketimi önemlidir.

Balık etindeki sodyum potasyum oranı 1:2 – 1:10 aralığında değişir. Bu aralık sağlıklı beslenme açısından oldukça uygundur. Balıketlerinin kalsiyum içeriği çok yüksek değildir. Ancak sardalya ve yayın balığı gibi kemikleri ile birlikte hazırlanan balıklar kalsiyumun iyi kaynakları olarak kabul edilirler. Çünkü bu şekilde tüketilen balıkların kalsiyum içeriği 100 g’da 300 mg’a kadar yükselir ki, bu miktarlar yetişkinler için günlük kalsiyum gereksinmesinin %30-40’ını karşılar. Diğer taraftan vücuttaki işlevleri açısından oldukça önemli olan kalsiyum-fosfor arasındaki denge balık etinde ortalama 2.15/1 (balık türüne göre değişim göstermektedir) olarak saptanmış olup bu oran ideale yakındır. Et grubu besinleri arasında, balık demir içeriği en düşük besinlerden biridir. Ancak balığın, özellikle de beyaz balığın, yapısındaki demirin emilimi yüksek oranda gerçekleşmektedir. Bu nedenle az miktarda da olsa alınan demirin vücut tarafından kullanılabilirliği fazladır.

(29)

Tablo 1.4

Bazı Balık Türlerinin Çeşitli Mineral İçerikleri (100 g)

Balık Kals iy um (m g) D em ir (m g) M ag ne zy um (m g) F os fo r (mg ) P ot as yu m (m g) S od yu m (m g) Ç in ko ( m g) B ak ır (m g) M an ga ne z ( mg ) S ele ny um l ( m g) Levrek 15.00 0.84 10 198.00 256 69 0.40 0.03 0.02 36.50 Hamsi 147.00 3.25 41.00 174.00 383.0 104.00 1.72 0.21 0.02 36.50 Sardalya 382.00 2.92 39.00 490.0 397.0 505.0 1.31 1.87 0.07 52.70 Ton balığı 16.00 0.73 50.00 191.0 444.0 37.0 0.52 0.06 0.11 36.50 Alabalık 67.00 0.27 32.00 282.0 451.0 35.0 0.41 0.05 0.20 12.60 Ringa balığı 57.00 1.10 32.00 236.0 327.0 90.0 0.99 0.09 0.04 36.20 Som balığı 12.00 0.36 28.00 233.0 362.0 59.0 0.40 0.05 0.02 36.50 (Besler, 2007)

1.4.6. Balığın İnsan Sağlığı Açısından Önemi

Yapılan araştırmalar, insanların karşılaştıkları birçok hastalığa besin maddelerinin ve beslenme alışkanlıklarının neden olduğunu ortaya koymaktadır. Bundan dolayı insanlar beslenmelerine dikkat etmek zorundadır. Yüksek kolesterolden ileri gelen hastalıkların, önemli oranda hayvansal gıdalardan, başlıca da kırmızı etten kaynaklandığı artık bütün insanlar tarafından bilinmektedir. Bunun için daha sağlıklı olan doymamış yağ asiti yönünden zengin olan gıdalar tüketilmesi tavsiye edilmektedir (Kaya vd. 2004).

Tüketilen gıdalardaki yağların, doymamış yağlarca zengin olması çok önemlidir. Bu yağlardan olan omega–3 serisi yağ asitlerinin vücutta biyokimyasal ve fizyolojik aktivitelerde önemli görevler üstlendiği artık kesin olarak bilinmektedir. Yağ asitleri insan vücudunda göz, beyin, testis ve plasentada toplanır. Gözlerin uygun şekilde çalışması ve beynin fonksiyonlarını eksiksiz olarak yerine getirmesine yardımcı olur. Kandaki yağ konsantrasyonunu düzenler. EPA ve DHA’nın kalp krizi, kalp damar hastalıkları, depresyon, migren türü baş ağrıları, eklem romatizmaları,

(30)

şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon, bazı alerji türleri ile kanser gibi birçok hastalıktan korunmada önemli etkisi olduğu tespit edilmiştir (Kaya vd. 2004). Balık yağı kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi bulunan yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) miktarını düşürmektedir. Omega-3 yağ asitleri tümör oluşumunu geciktirir ve buna bağlı olarak gelişimini, büyümesini ve çoğalmasını durdurur (Bulut, 2002).

Balık besin değeri yüksek ve önemli besin öğeleri içerir. İnsanların giderek beslenme açısından bilinçlenmeye başlaması ile giderek önemi artmakla beraber ülkemizde hala balığa besin olarak gerekli önem verilmemektedir. Ülkemizdeki üretimi ve tüketimi yıllar arasında çok fazla bir değişikli içermemektedir. Dünya ortalamalarına ve tüketim durumlarına bakıldığında ise her yıl artış söz konusudur.

Tablo 1.5

Dünya Balıkçılık Üretimi ve Tüketimi (100x1000 ton) (ÇOLAKOĞLU, vd. 2006)

Dispozisyon (canlı ağırlığı) 1991 % 1998 % 1999 % 2000 % Toplam dünya balıkçılık üretimi 96262 100 117790 100 126652 100 130340 100 Toplam insan tüketimi 68616 69.8 92656 78.7 94448 74.7 9608 74.1

Taze 26543 27.0 48380 41.1 49964 39.4 52596 39.8 Donmuş 21452 21.8 24299 20.6 24432 19.4 24813 19.0 Tuzlanmış 9501 9.7 9501 8.1 9398 7.4 9287 7.1 Konserve 11120 11.3 10476 8.9 10654 8.4 10642 8.2 Diğer kullanımlar 29415 30.2 19896 21.3 25611 25.4 27467 25.9 Endüstriyel kulanım 25415 25.9 19896 16.9 25611 20.2 27467 21.1 Çeşitli ürün 4230 4.3 5238 7393 25611 5.2 7259 4.8

(31)

Tablo 1.6

Türkiye’deki Su Ürünlerinin Üretimi, Tüketim ve Değerlendirilmesi (TÜGEM, 2008) Balık Üretim ton İhracat ton İthalat ton

Balık unu ve yağı fabrikalarında işlenen Değerlendirilmeyen İç tüketim ton Kişi başına tüketim kg 1997 500260 18402 39829 21000 10348 490339 7.663 1998 543900 11558 31417 30000 4824 528935 8.119 1999 636824 15955 39552 150000 7172 503249 7.590 2000 582376 14533 44230 71000 2309 538764 7.985 2001 594977 18978 12971 62755 8383 517832 7.547 2002 627847 26860 22532 156000 1230 466289 6.697 2003 587715 29937 45606 120000 13253 470131 6.649 2004 644492 32804 57694 105000 8523 555859 7.812 2005 544773 37655 47676 30000 3809 520985 7.229 2006 661991 41973 53563 60000 15843 597738 8.191 2007 772323 47214 58022 170000 8436 604695 8.567

Tablo 1.6’ya göre kişi başına düşen tüketim miktarı 1995’te en yüksek değere sahipken ondan sonraki yıllarda balık tüketim miktarında azalma gözlemlenmiştir. Bu yüzden bireylerin yeterli ve dengeli beslenme alışkanlık bilgilerinin yanı sıra balık tüketimi ile ilgili bilgi ve alışkanlıklarının incelenmesinde fayda bulunmaktadır.

1.4.7. İnteraktif Eğitim Materyalinin Yararlılıkları

İnteraktif eğitim materyali ile ders müfredatındaki bilgilerin desteklenmesi açısından, mevcut kaynaklar dışındaki materyallere ve bilgilere doğrudan ulaşılması sağlanmaktadır. Temel hedef materyallere en hızlı biçimde ulaşmak olduğuna göre, bunun için en iyi yöntem internet kullanımıdır. Eğitimin internet ile desteklenmesi sonucunda, eğitim ortamı klasik eğitim ortamından, çağdaş ve uygulamaya yönelik eğitim ortamına dönüşmektedir. İnternet destekli öğretim modellerinin yaygınlaşması ile eğitime önemli katkılar sağlanmıştır. Bilişim teknolojilerinin eğitim alanında kullanılması çağın bir gereği olmuştur. Bilişim teknolojileri içinde ise internetin

(32)

eğitimdeki konumu diğer teknolojilere göre çok önemli bir yerdedir (Karataşlı, 2005).

Bu çalışmada hazırlanan interaktif eğitim materyali, konunun hem sosyal hem de teknik yönüyle toplumun her kesimine hitap edebilmesi nedeniyle önemlidir. Çalışma sonucunda, bireylerin beslenme ve balık besin değeri konusunda bilinç düzeyinin yükselmesi ve buna bağlı olarak toplumun bilinçli beslenme, yeterli ve dengeli beslenme bilincinin gelişmesi mümkün olabilir.

Bu bölümde, eğitim, beslenme eğitimi ve beslenmede tüketilmesi gereken besin öğeleri ile bunların önemi açıklanmıştır. Ayrıca balık ve balığın besin değeri üzerinde durularak sağlık açısından balık etinin önemine değinilmiştir.

1.5. Araştırma İle İlgili Literatür

Bu bölümde, yurt içi ve yurt dışında yapılan konu ile ilgili araştırmalar yer almaktadır.

Bodur ve Çatalkaya (1996) Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerine; internlerin beslenme ile ilgili tutumları ve diyet tedavisi bilgi düzeylerini belirlemek amacı ile bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmaya göre öğrencilerin % 57,3’ü öğün atlamakla birlikte en fazla atlanan öğün sabah kahvaltısıdır. Yapılan araştırmada öğrencilerin genel beslenme bilgileri ve diyet tedavisi bilgileri cinsiyete göre değişmemektedir ve aynı düzeydedir. Buna göre hekim adaylarının genel beslenme ve diyet tedavisi bilgileri yeterli bulunmamış ve bu konudaki eğitimin gözden geçirilmesinde yarar olabileceği tespit edilmiştir.

Güleç vd. (2000) “Erbaş ve erlerin beslenme konusunda değişik eğitim materyalleri kullanılarak eğitimi ve bu eğitimin etkinliğinin karşılaştırılması” adlı

(33)

erler; eğitim verilmeyen 69 kişi (1. grup), broşür dağıtılan 59 kişi (2. grup), ve sınıf dersi anlatılan 65 kişi (3. grup) olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Araştırma bulgularına göre er ve erbaşların beslenme konusunda eğitime gereksinimleri olduğu ve bu eğitimin ders anlatım şeklinde olduğunda daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Seçken ve Morgil (2000) ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin beslenme sorunları ve ders kitaplarında beslenme konusunun incelenmesi amacı ile yaptıkları araştırmada Ankara ilindeki çeşitli liselerde eğitimine devam etmekte olan 132 öğrenciye 34 sorudan oluşan anket uygulamışlardır. Çalışmadan elde edilen sonuçlar

ışığı altında öğrencilerin beslenme eğitimi konusunda yeteri kadar

bilgilendirilmedikleri hatta dengeli beslenmenin ne olduğu konusunda bile yeteri kadar bilgiye sahip olmadıkları görülmüştür. Sağlıklı ve dengeli bir genç toplum oluşturabilmek için her dönemde gençlerin bu bilgilerle donatılması gerektiği ve ders kitaplarında her yıl kısa bir ünite olarak öğrencilerin dikkatlerini çekecek ve yaşlarına hitap edecek şekilde konunun yeri ve öneminin belirtilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Baysal (2003) sosyal eşitsizliklerin beslenmeye etkisini tespit etmek amacıyla yaptığı çalışmada Türkiye’de beslenme sorunlarının düzeltilmesi için temel koşullar olarak; gelir dağılımı dengesizliğinin kabul edilebilir düzeye indirilmesi, eğitim-öğretimin herkesin yararlanacağı, doğmalardan arındırılmış, bilimsel esaslara dayalı duruma getirilmesi ve eğitim-öğretim ve sağlık hizmetlerinin her kademesinde beslenme eğitimine yer verilmesi sonuçlarına ulaşmıştır.

Demircioğlu ve Yabancı, (2003) beslenmenin bilişsel gelişim ve fonksiyonları ile ilişkisi adlı araştırmalarında beslenmenin beden sağlığı kadar bilişsel fonksiyonları da etkilediği, diyetle çoklu doymamış yağ asitlerinin, demir, iyot ve antioksidanların yeterli ve dengeli miktarlarda alınmasının bilişsel fonksiyonları arttırdığı tespit edilirken, yetersiz beslenmenin önlenmesi için halka sağlıklı beslenme konusunda etkili bir eğitimi verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmışlardır.

(34)

Mazıcıoğlu ve Öztürk, (2003) üniversite 3. ve 4. sınıf öğrencilerinde beslenme alışkanlıkları ve bunu etkileyen faktörleri tespit etmek amacıyla yaptıkları araştırmalar sonucunda üniversite öğrencilerinin sık öğün atladıkları, en düzenli alınan öğünün akşam yemekleri olduğu görülmüştür. Ayrıca zorunlu olarak alınan beslenme konulu derslere göre öğrencilerin gönüllü katıldığı konferans vb. eğitim faaliyetlerinin daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmacılar; elde edilen bulguları değerlendirerek öğrencilerin özellikle kahvaltı ve öğle öğünlerinin daha yeterli alınması konusunda gönüllü katılımlı eğitici faaliyetlerle yönlendirilmesinin uygun olacağını düşünmüşlerdir.

Ünver ve Ünüsan, (2005) okul öncesinde beslenme eğitimi üzerine bir araştırmada Çanakkale ili Bayramiç ilçesi ilköğretim okulu anasınıflarında yürütmüşlerdir. 25 kişilik deney ve 25 kişilik kontrol grubu ile yapılan çalışmada deney grubuna okulda eğitim verilmiştir. Kontrol grubuna ise eş zamanlı olarak öğretmenlerin verdiği bilgilerle sınırlı eğitim verilmiştir. Araştırma sonunda deney grubu çocuklarının, kontrol grubu çocuklarına oranla, besin gruplarına ilişkin bilgi düzeyleri ve yemek yeme davranışlarında olumlu yönde gelişmeler olduğu tespit edilmiştir. Araştırmacılar okul öncesi eğitim kurumlarında beslenme eğitimi verilmesi ile çocukların beslenme bilgisinin ve yeme davranışlarının olumlu yönde değiştiği sonucuna ulaşmışlardır.

Şanlıer ve Özgen (2005) öğrencilere farklı yöntemlerle verilen eğitimin ağız-diş sağlığı ve beslenme bilgisi üzerine etkisini saptamak amacıyla milli eğitim bakanlığına bağlı beş ilköğretim okulunun 6. ve 7. sınıflarında okuyan toplam 180 öğrenci üzerine araştırma yapmışlardır. Öğrencilere dramatizasyon, anlatım ve gösteri yöntemleriyle ağız, diş sağlığı ve beslenme eğitimi verilmiştir. Araştırma sonucunda verilen eğitimin olumlu yönde bilgi ve davranış değişikliğine neden olduğu, kullanılan eğitim yönteminin öğrencinin başarısına etkisi olduğu tespit edilmiştir.

(35)

Aksoy vd. (2006) “7–12 yaş arası sokak çocuklarının farklı yerlerdeki yaşıtlarıyla karşılaştırılmalı beslenme durumları” adlı araştırmada yedi- on iki yaşları arasında Ankara sokaklarında yaşayan ve barınağı olmayan (1.grup 20 kişi), Büyükşehir belediyesine bağlı Ankara sokak çocukları araştırma merkezinde barınan (2. grup 60 kişi), Ankara sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuna bağlı Ankara Atatürk çocuk yuvasında bulunan (3. grup 60 kişi) ve aileleri ile yaşayan (4. kontrol grup, 70 kişi) gönüllüler arasından rastgele örneklemle çocuklar, araştırmanın kapsamına alınmıştır. Araştırmalar sonucunda tüm gruplardaki çocukların günlük enerji alımlarının harcamaları değerlendirildiğinde gruplarda enerji alımının en fazla olduğu grup kontrol grubu iken, en az olduğu grubun Ankara çocuk yuvasındaki grubun olduğu saptanmıştır.

Altınok vd. (2006) Malatya il merkezinde lise öğrencilerinin besinlerle ilgili inanış, tutum ve endişeleri ve bunları etkileyen faktörleri belirlemek amacı ile Malatya ili merkezinde 658 lise öğrencisi üzerinde araştırma yapmışlardır. Sonuç olarak, araştırma kapsamına gire öğrencilerin çoğunun yiyeceklerin sağlık üzerinde rol oynadığına inandığını, ayrıca öğrencilerin yarısından fazlasının yağ ve kızartılmış yiyecekler hakkında olumsuz inanışlara ve endişelere sahip oldukları tespit

edilmiştir. Ancak öğrencilerdeki bu endişeler onların davranışlarına

yansımamaktadır. İnsanlara olumlu beslenme davranışlarının kazandırılması için okullarda düzenli ve devamlı beslenme eğitimi programlarının düzenlenmesi, kitle iletişim araçlarında beslenme ile ilgili denetim mekanizmalarının bulunması önerilmiştir.

Orak vd. (2006) Süleyman Demirel üniversitesi öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları üzerine yaptıkları araştırmada 712 öğrenci üzerine uygulanan anket sonucunda öğrencilerin ana besin öğelerinden yararlansalar bile gelişimlerine olumlu etki edecek sütlü ve yumurta türü besinleri az tükettikleri, sebze yemeklerinde seçici davrandıkları, bilinçsiz bir şekilde eksik öğün ile yetersiz ve dengesiz olarak beslendikleri tespit edilmiştir.

(36)

Saygı vd. (2006) İzmir merkez ilçelerinde kamuoyunun balık tüketimi ve balık yetiştiriciliğine yaklaşımı üzerine yaptıkları araştırmada, İzmir’in merkez ilçelerinde yaşayan, 25–45 yaş grubunun yoğunlaştığı bireylere anketler uygulanmıştır. Bunun sonucunda bu bireylerin % 72’sinin en az ayda 2 defa balık tükettiği tespit edilmiştir. Ayrıca ankete katılan bireylerin % 28’i balık yetiştiriciliği çalışmalarının sürmesi ile ilgili olumlu görüşe sahipken, % 12’inin olumsuz görüşe sahip olduğu, geriye kalan % 60’lık kesimin konuyla ilgili fikirlerinin netleşmediği tespit edilmiştir.

Topuzoğlu vd, (2007) tarafından yapılan araştırmada, tüketicilerin gıda ürünleri ile ilgili bilgi düzeyleri ve sağlık risklerine karşı tutumlarını saptamak amacı ile İstanbul Ümraniye’de hizmet veren bir Sağlık Ocağında 167 kişiden yüz yüze görüşme tekniği ile toplanan veriler ışığında sağlıklı beslenme için uygun ürün seçimi yapma konusunda bilgi açığı belirlenmiştir. Bu çalışmada tutumu belirleyen faktörlere özgü eğitim programları hazırlanabileceği sonucuna varılmıştır.

Türk vd. (2007) kentsel bölgede lise birinci sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarının saptamak amacı ile yaptıkları araştırma; İzmir’in Bornova ilçesindeki lise ve dengi okulların hazırlık ve lise birinci sınıflarında 2003 yılında sürdürüldü. 559 öğrenciye uygulanan anket sonucunda tüm et çeşitleri ve yumurta besleyici bulunmakla birlikte başta balık olmak üzere tümünün az tüketildiği tespit edilmiştir.

Vançelik vd. (2007) “üniversite öğrencilerinin beslenme bilgi ve alışkanlıkları ile ilişkili faktörler" adlı araştırmada Atatürk üniversitesi öğrencilerinin beslenme bilgi düzeyini ve beslenme alışkanlıklarını saptamak ve bu durumu etkileyebilecek faktörleri ortaya koymak amacıyla çalışma yapılmıştır. Bu araştırma sonucunda araştırmaya katılan öğrencilerin % 87,4’ünün öğün atladığı ve en fazla atladıkları öğünün sabah kahvaltısı olduğu belirlenmiştir. Beslenme alışkanlıkları puan ortalaması erkeklerde daha yüksek iken, beslenme bilgisi puan ortalaması kızlarda

(37)

beslenme bilgi puan ortalamasının daha yüksek ve aradaki farkın önemli olduğu tespit edilmiştir.

Güleç vd. (2008) Ankara da iki kız öğrenci yurdunda kalan öğrencilerin beslenme alışkanlıklarının saptamak amacıyla farklı statüdeki iki yurtta araştırma yapmışlardır. GATA ve Mehmet Akif Ersoy kız öğrenci yurdunda yapılan araştırmalarda öğrencilerde; günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı atlama ve “fastfood” tüketimi yaygın bulunmuştur. Her iki yurtta da kalan öğrencilerin beslenme bilgilerinin ailelerinden (%68) aldıkları saptanmıştır. Üniversite öğrencilerine beslenme eğitimi verilmesinin; gençlerin doğru beslenme alışkanlıkları kazanmalarına, yanlış alışkanlıklarını terk etmelerine ve kaliteli yaşam sürmelerine yardımcı olacağı sonucuna varılmıştır.

Heidal, (2004)’ün Bir grup kalp hastası üzerinde, geliştirdiği “Omega–3 yağ asitleri” eğitim materyalini uygulamış ve iki saatlik sınıf dersi ile kalp hastalarının eğitim aldıktan sonra Omega–3 yağ asitleri tüketimini kendi istekleri ile arttıracaklarını rapor ettiklerini belirtmiştir.

Sherman ve arkadaşları (2007) yaptıkları araştırmada gelişmekte olan ülkelerdeki okul çocuklarının kronik beslenme bozukluğu problemini düzeltmek için hem okul müfredatlarında gıda ve beslenme konularının daha iyi temsilini sağlayacak program geliştirmişler, hem de öğretmenler için eğitim materyali hazırlamışlardır. Ayrıca 7–13 yaş grubu öğrencilerinin 2, 4 ve 6. sınıflarda kullanacağı eğitim öğretim materyalleri geliştirmişlerdir. Program Birlemiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından desteklenmiştir. 2. ve 4. sınıf için geliştirilen müfredatlar onaylanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Öğrenciler ve aileleri ile yapılan görüşmeler sonucunda; ailelerin her besin grubundan günlük dengeli beslenmeleri gerektiğini bildiklerini ancak baklagiller, kabuklu yemişler ve balığı her zaman bulamadıkları ya da satın alamadıklarını bildirmişlerdir. Eğitim materyali “kendinize sorunuz” etkinliği ve beslenmeleri hakkında çocukların kendi fikir ve reaksiyonlarına aktivitelerle cevap verilmesi şeklinde uygulanmış ve sonuç

(38)

olarak öğrenciler hem eğlenip hem öğrendikleri için programdan çok memnun kalmışlardır. Çalışmanın sonunda öğrencilerin öğrendiklerinin ev ödevi olarak evde aileleri ile paylaşmaları ve eve götürebilecekleri beslenme konusundaki çalışma kitabının faydalı olacağı bulunmuştur.

Engesveen ve Shrimpton (2007) Beslenme eğitiminin önemini Birleşmiş Milletlerin bünyesinde "The United Nations System Standing Committee on Nutrition (SCN)" komitesinin kurulması, bilgi alış-verişinin yanında beslenme politikalarının ve programlarının harmonizasyonunu sağlayacak bir forum olmasından kaynaklandığını ifade etmiş ve aynı zamanda Beslenme programlarının %90'ından fazlasında eğitim kısmı bulunduğunu söylemiştir. SCN’nin bu amaçla 1985 yılından günümüze kadar beslenme ile ilgili pek çok rapor, politika dokümanı ve rehber materyal yayımladığını, Kamuoyuna sadece neleri yapmasının sağlıklı beslenme olduğunun maddeler halinde verilmesinden ziyade belirli bütçesi ve yetişmiş personeli olan, iletişime önem veren yapılandırmacı programlar tercih edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. SCN yayınlarında okulların beslenme eğitiminde önemli alanlar olarak ön plana çıktığı, çünkü sağlık ve beslenme eğitimi bireylerin hayat-boyu-öğrenmelerine katkıda bulunmakla kalmayıp; aynı zamanda daha iyi beslenme durumunun çocukların öğrenme kabiliyetlerini arttırmakta olduğunu ifade etmiştir.

Yapılan araştırmalar beslenme, tüketicilerin davranışları ve alışkanlıkları üzerine kurulmuştur. Bu çalışma ile öğrencilerin beslenme bilgi ve alışkanlıklarının yanı sıra balık yeme alışkanlıkları ve balığın besin değeri bilgisi araştırılarak, balığın beslenmedeki yeri ve önemi vurgulanmıştır

1.6. Amaç:

(39)

materyali geliştirmek ve bu materyalin etkililiğini test etmektir. Bu genel amaca ulaşmak için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

1. Farklı ekonomik gelir düzeyindeki ailelerden gelen öğrencilerin beslenme

konusunda bilgi düzeyleri arasında farkı,

2. Ailelerin ekonomik gelir düzeyi ile balık tüketimi arasındaki ilişkiyi, 3. Öğrencilerin sağlıklı beslenme konusunda öntest ile tespit edilen bilgi

seviyeleri ile ön test sonuçlarına göre hazırlanan interaktif eğitim materyalinin uygulanmasından sonra elde edilen sontest bilgi seviyeleri arasındaki farkı,

4. Öğrencilerin cinsiyeti ile öntest- sontest puanları arasında başarı düzeyine

göre farkı,

5. Öğrencilerin devam ettikleri okullara göre öntest ile sontest puanları

arasında başarı düzeyine göre farkı araştırılmıştır.

1.7. Önem:

Balık eti; gerek besin değerinin yüksek olması ve gerekse içeriğinin çok zengin olması açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, üç tarafı denizlerle çevrili olması, aynı zamanda tatlı su balıkları çeşitlerine de sahip olması açısından çok önemli bir konumdadır. Bu yüzden, balığın besin değerinden çok fazla yararlanması gerekirken, ülke genelinde balık tüketiminin az olduğu gözlenmektedir. Bunu sebebi insanların genel beslenme alışkanlıkları ve balık eti hakkında yetersiz bilgi sahibi olunması vb.dir. Okullarda verilen eğitimle kişilerin bilgi eksiklerinin azaltılması ve balık eti tüketiminin teşvik edilmesi oldukça önemlidir.

Bu araştırma interaktif (etkileşimli) eğitim materyali hazırlanması ve internet aracılığı ile daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi bakımından önemlidir. Hazırlanan eğitim materyali şekil, şema ve tablolarla desteklenmiş olması nedeniyle dikkat çekicidir.

Şekil

Tablo 3.1  Araştırmanın Deseni
Tablo  4.9  okullara  göre  öntest  sonuçları  ve  sontest  sonuçları  arasında  fark  olup  olmadığını  ANOVA  yöntemi  ile  araştırmıştır
Tablo 4.20 Araştırmaya katılan öğrencilerin günde ortalama üç öğün yemek  yediğini göstermektedir
Tablo 4.21’da en fazla tüketilen et türünün %57.7 oranında tavuk eti olduğu  anlaşılmaktadır
+2

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Bu konuda embriyo veya zigotun sadece bir hücre kitlesi olduğu, dolayısı ile hiçbir değer atfedilmeye değer olmadığı görüşü yanında, onun bir insan bireyi olduğu ve

Ülkemizde perakende et satışları kasaplar, alışveriş merkezleri, büyük marketler (süper-hiper marketler) tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de son 20 yıllık

Tablo 11: Yıllara ve seçilmiş hayvan türlerine göre TR71 Düzey 2 Bölgesi büyük ve küçükbaş hayvan sayıları (baş)

Üstelik hâlâ g ıda ilintili hastalıkların bir kısmı teşhis ediliyor, bir kısmının gıda ilintili olduğu biliniyor ama hâlâ tam olarak ad ı konmuyor, ama bütün

G üneşli havalarda dışarıda uzun zaman geçirmek pek çoğumuz için keyifli olsa da Güneş’in zararlı ışın- larından korunmak için bazı önlemler alırız?. Ancak bu

aydaki takibinde haftada 1-2 nobet ge~irdigi gozlendi, hastamn ya~am kalitesinde belirgin degi~iklik gozlenmedi. Stimiilasyon somaSI belirgin bir yan

Bilhassa TRA2 Bölgesi’nin (Kars, Ağrı, Ardahan, Iğdır) Türkiye’deki mevcut büyükbaş hayvan varlığının yaklaşık %9’una sahip olması ve 4 ülke ile sınır kapısına

In our work, taking into account new measured data on differential and total cross- sections in the interval o f from 0.35 to 1.0 MeV, such values as the astrophysical