• Sonuç bulunamadı

Başlık: ZAZZO (R.).Conduites et conscience. Psychologie de l'enfant et méthode génétique. Delachaux et et Niestlé, NeuchâtelYazar(lar):SAMURÇAY, NerminCilt: 3 Sayı: 0 Sayfa: 323-330 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000032 Yayın Tarihi: 1965 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ZAZZO (R.).Conduites et conscience. Psychologie de l'enfant et méthode génétique. Delachaux et et Niestlé, NeuchâtelYazar(lar):SAMURÇAY, NerminCilt: 3 Sayı: 0 Sayfa: 323-330 DOI: 10.1501/Felsbol_0000000032 Yayın Tarihi: 1965 PDF"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

méthode génétique. Delachaux et et Niestlé, Neuchâtel, 1962, S. 313

Bir yazarın, kendisine özgü çalışmalardan meydana gelmiş bir der­ leme yayınlaması -kendisinin de ifade ettiği gibi- gerçekten alışılmış bir husus değildir. R. Zazzo, "Conduites et conscience - Hattıhareketler ve Şuur" adlı kitabının 1. ci cildinde, en çok çalıştığı bir alan olan çocuk­ luk üzerindeki incelemelerinden bir derleme veriyor bize. Bu derlemede yer alan makalelerinin takdim düzeni için, herhangi bir maksat aramamak gerektir. Psikolojiyi, "şuur" olayını inkâr etmeksizin, hattıhareketler objektivitesi ile tanımlayabilmek endişesinden hareket eden R. Zazzo, makalelerinin kendiliğinden ortaya koyduğu bir takdim sırasına uymuş görünmektedir: Tarih, Birlikte görüşler, Psikoloji ve motrisite, Şuurun doğuşu, Bir açık soru.

Kitabın hemen başında, R. Zazzo, "Bir derlemede aranan insandır, çalışmalarının aykırılığı arasında insan ve onun hikâyesi" diyor. Aslında, ona göre de söz konusu olan ne R. Zazzo'nun kendi hikâyesi, ne de bir diğerinin hikâyesi değil; klâsik eserlerin içine aldığı gelişimlere her za­ man imkân vermeyen ve çok uzun bir zaman süresi isteyen, aktüalite-dir. Böylece, psikoloji sadece bir araştırma, bir fikir olmaktan çıkarak, bir aksiyon anlamı kazanıyor. R. Zazzo'ya? psikolog ve pedagog olarak gösterdiği faaliyetleri başka bir deyimle aksiyonları, psikolojinin aktüel problemlerine yönelmiş ilginç olaylar ve kişisel kanılarını bir kitapta topladığı için çok teşekkür etmeliyiz.

"Réflexions sur un demi-siècle de psychologie de l'enfant - Çocuk psikolojisi üzerine yarım yüzyıl boyunca düşünceler" de, insan psikolo­ jisine, şuuru da göz önüne alan bir hattıhareketler objektivitesinden bakmaktadır: Hareket, esas itibariyle dış dünya ile aktif ilişkiler sistemi; düşünen şuur ise, süjenin bizzat kendi kendisiyle ilişkisidir. Bu iki

(2)

kav-ram arasında, gerek doktrinlerin çeşitliliği, gerekse uygulanmaların ampirizmi ile, bugün psikoloji dağınık bir durumdadır. Fakat, 50 yıl boyunca yapılan gözlem ve sistemli deneyim, yavaş yavaş, çocukluk hakkındaki düşüncemizi ve insan psikolojisi üzerindeki fikirlerimizi de­ ğiştirmiştir. Çok zengin gözlemlere imkân verir bir şekilde, ne çok hızlı, ne de çok ağır olarak değişme kaydeden, süreli bir deneği inceleme konu­ su olarak aldığı içindir ki, çocuk psikolojisi zorunludur. Çocuk psikolo­ jisi alanında, Binet, özellikle Q.D. (gelişim bölümü) nosyonu ile Gesell olumlu çalışmalar yapmışlardır. Bu yüzyılın başında, Stanley Hall ve J.M. Baldwin sayıların ve istatistik eğrilerin verimsizliğinden söz et­ mişler ve nihayet, Henri Wallon ve Jean Piaget, psikolojinin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak ve jenetik psikoloji antitezlerini aşmak işini başarmışlardır. Piaget ve Wallon, jenetik boyutu ele alarak, jenetik olmayan teşebbüslerin gerçekleştiremediği gelişmelere yol açmışlardır. Bu bilim adamlarının tartışmaları bile, çocuk psikolojisi alanında bir takım yeni düşüncelere imkân vermiş, "çocukluk" probleminde daha ileri gitme fırsatı yaratmıştır. Çünkü bu iki büyük psikolog, olayların ve deneyin, yorumlamada gerektirdiği sınırları hiç bir zaman gözden kay-betmemişlerdir.

R. Zazzo, Binet hakkındaki "Alfred Binet et psychologie de Venfant - Alfred Binet ve çocuk psikolojisi" ve "Hommage à Binet méconnu - Değeri bilinmeyen Binet'ye saygı" adlı iki yazıda, bu deha mertebesin­ deki öncünün eserini, gerçek ayrıntılarıyle, değerlendirmekte ve onu, sadece Binet-Simon testine irca etmenin ne kadar haksız ve yetersiz olduğunu açıklamaktadır. Hiç şüphesiz, Binet'nin, çocuk psikolojisine ilgisi sadece spekülatif ve metodolojik düzende değil; pratik etkinlik endişesi duyan bireysel psikoloji açısından olmuştur önce. Binet, "Ama­ cımız, kısır bir ölçü, faydasız bir betimleme yapmak değildir. Her şeyden önce, çocuklarımıza yardım etmek istiyoruz" diyordu. Binet, kendi adını taşıyan testin kullanılması için gayet açık, belirli sınırlar çizerek "zekâ yaşı hesabının, çocuğun ancak halihazır durumunu belirten bir husus olduğunu", ifade eder. Ona göre, asla bir prognostik aramamak, "geriliğin tedavi edilebilir mi, edilemez mi olduğu" sorusunu cevapsız bırakmak, çocuğun şimdiki durumuna ait gerçekleri toplamakla yetin­

mek gerektir. ' "Vues d'ensembles - Birlikte görüşler" sırasında yer alan iki makale

(3)

çocuğunun psikolojisi" adlı makale ilginç olmakla beraber, "De la nais­ sance à trois ans - Doğuştan üç yaşına kadar" adlı konferans, taşıdığı ni­ telikler yönünden hemen hemen bütün sütuna hâkim bir durumdadır. Yazar, kendisine aşırı gibi gelen bazı eğilimlere büyük bir saygı ve itidal göstererek ve öyle de olmasına işaret ederek, 3 yaşındaki bir çocuğun artık bir bebek olmadığını, yavaş yavaş anneden uzaklaşmayı kabul ettiğini, henüz erginlik yaşının uzak olmasına rağmen artık kendi kendini savunabileceğini ifade eder. Çocuğun bu yaştaki bağımsızlığı henüz kesin bir şekil almış değildir, her zaman kırılabilir ve bozulabilir. Eğitim, ol­ gunlaşmanın (maturation) geriye dönebilir (réversible) kanunlarını göz önüne almak zorundadır. Zazzo, doğumdan üç yaşına kadar çocuğun gelişmesini incelerken, özellikle kalıtım-çevre meselesi üzerinde durmakta ve aynı çevre ve ortamda yetişmiş, birbirinin eşi ikizlerin birbirinden farklı şahsiyetlere sahip olması hadisesi karşısında, kalıtım-çevre kom­ pozisyonlarını inceden inceye yorumlamak gerektiğine işaret etmektedir. Ona göre, bu konuda, sabit ve evrensel bir formülle ifade edilebilecek bir cevap mevcut değildir.

"Fransız çocuğunun psikolojisi''nde Zazzo adeta bir şaşkınlık ve sıkıntı içindedir. Luigi Volpicelli'nin bir makale projesi olarak Zazzo'ya teklif ettiği bu soru sanki işin içinden çıkılması güç bir problem gibi gelir ona. Haklıdır. Fakat, gene de meseleyi cesaretle ele alır ve karşı koyar: Fransız olsun olmasın, çocukların ve eryetmelerin davranışlarında, oturulan yerin, aile yapısının, okulun, politik ve sosyal ambiyansın oynadığı role özellikle dikkati çeker. Diferansiyel bir toplum psikolo­ jisinin, böyle bir meselenin açıklanmasında çok faydalı olacağı hususunu belirtir.

"Psychologie et motricité - Psikoloji ve motrisite" sütununda yer alan dört ilginç metin geliyor sonra: "Le geste graphique et la structuration de l'espace - Grafik jest ve mekân strüktürasyonu", "l'enclination de l'écriture - yazının eğikliği", uPaidoyer pour les gauchers - Solaklar için

savunma", "Considérations sur l'enfant gaucher - solak çocuğa dair düşün­ celer". Zazzo, ilk iki metni içine alan çalışmanın tanıtmasında, bir yan­ dan grafik jest ile öte yandan profillerin sola yönelmesi arasındaki iliş­ kiler üzerine gözlem ve araştırmalarını ele almaktadır. Özellikle Jean Pierre Deconchy tarafından kendisine yöneltilen itiraza rağmen, o, yazıda sol-sağ istikametinin en tabiî istikamet olduğunu iddia eder, ve

(4)

bu iddianın, birçoklarının sandığı gibi bir peşin yargıdan değil, bilimsel ispatlamadan doğmuş olduğunda İsrar eder. Fakat, meselenin kesin­ sizliğini de sonunda kabullenir.

Marie-Claud Hurtig ile birlikte yaptıkları bir araştırmaya ait, ikinci tanıtmada, yazının tarnsformasyonunda rol oynayan yaş, cinsiyet, okul ve kültür seviyesi gibi faktörlerin diferansiyel ve jenetik bir analizinden söz edilmektedir. Böyle bir analiz için bareket noktası olarak, sağa eği­ limin en normal hal olduğu ve ancak çeşitli engellerin bu eğilime imkân vermediği ya da bu eğilimi bozduğu hipotezinden işe başlanmaktadır. Jenetik analiz, çocukluk çağında, sola eğik yazılar frekansının yaşla arttığı ve erginlik çağında maksimuma ulaştığı gerçeğini açıkça ortaya koyar. Diferansiyel analizin ortaya koyduğu önemli bir sonuç ise, ya­ zının gerçekten, bir ifade değerini kazandığı 9-10 yaşından itibaren sola eğik yazılar frekansı, kız çocuklarında erkek çocuklardan, açıkça çok daha fazladır.

Bu sütunda yer alan son iki metinde yani "Solaklar için savunma" ve "Solak çocuk hakkında düşünceler" de, yazar, lateralité meselesini ele almıştır. Bu konudaki nüansların sezilmesiyle ilgili güçlüğe dikkati çeken Zazzo, ne çok basit, ne de çok bilimsel olmadan solaklık mesele­ sini ortaya koymayı başarıyor. Ona göre, bu psikofizyoloji problemini kesin olarak halletmeye imkân olmamakla beraber, deney bize bugün, bir solaklık pedagojisi prensiplerini sahip olma imkânı verebilmektedir: Açıkça, solak olan çocukları sağ elle yazmaya zorlamak yerine, onları bu solaklıkları hususunda cesaretlendirmek gerektir.

Bundan sonra, şuurun doğuşunun çeşitli yüzleri ile ilgili araştırma­ lar hakkındaki bir seri açıklamalar gelmektedir: Şuur burada, biyolojik ile sosyal arasındaki enteraksiyonlardan itibaren ele alınmış kişisel bir tezahür (émergence) anlamındadır. Zazzo, çocuğun, kendi kendisinin şuuruna varma problemini açıklayabilmek üzere, hiç bir ispatlamak ve hiç bir deneyimsel teknik iddiasında olmayan, günlük gözlemler ihtiva eden bir not defterinden hareket etmektedir. Bu not defterinde, çocuğun (Jean-Fabien) ayna karşısındaki hayaline, kendi resmine ve filimdeki hayaline gösterdiği reaksiyonlar tesbit edilmiştir. Bu üç hayal tipi (spéculaire, photographique, cinématographique) arasındaki karşılaş­ tırma, çocuğun kendi kendisini tanımadan önce diğeri'ni (autrui) tanı­ dığını, kendi kendisinin şuuruna daha sonra vardığını göstermektedir. Keza, bu gözlemlerden çıkan sonuca göre, gerek diğeri'nin gerekse

(5)

biz-zat kendisi (soi) nin aynada tanınması, resim ya da filim üzerinde tanın­ masından çok daha öncedir. îki yaşından önce çocuğun aynada kendi kendini tanımayışı, sonra hiç endişesiz tanıması, kendi kendinin şuuruna (conscience de soi) varışın ortaya çıkmasına bir işarettir. Zazzo, aynada tanımayı, fotoğraf ya da sinema filmindeki tanımadan ayıran farkın nedeni olarak, filmin, kişiyi doğrudan doğruya (immédiate) hal ve dav­ ranışı ile aksettirmemesini öne sürer.

Makalenin sonunda, çocuğun ayna önündeki reaksiyonlarına dair Grey Walter, Lorenz, Zazzo ve Margaret Mead arasında geçen ilginç bir tartışma da yer almaktadır.

"Le probleme de l'imitation chez le nouveau-né - Yeni doğan çocukta taklit meselesi" makalesinde R. Zazzo, birçok çalışma arkadaşlarının da gözlediği, tesbit ettiği şu hususu öne sürmektedir: Doğumdan sonra ilk haftalardan itibaren bazı bebekler, yüzün bazı diğer hareketleri meya-nmda, bir erginin, önlerine geçip dilini çıkarması üzerine dil çıkartmak­ tadırlar. Yazar, hareketlerin tekrarını, taklidini, idrake ait idantifikas-yon, heyecanı bir benzerleşme (mimétisme) gibi nedenlerle açıklamaya çalışan görüşleri reddeder ve perseptivo-sinetik (perceptivo-cinétique) bir açıklama şekli teklif eder: Hareketin görmeye ait idraki, hareketi doğurur; çünkü bizzat bu idrak bir harekettir. Bebekte, dilin dışarı çıkarılması, yüzün diğer hareketlerini içine alan bir reaksiyonun çeşitli yönlerinden biridir. Ergin, dil çıkarmayı sadece değerlendirir.

Şuurun doğuşu" sütununda yer alan üçüncü makale "Attitudes des parents et comportements des jeunes enfants de trois milieux culturels différents - Üç değişik kültürlü çevredeki ana-baba'nın vaziyet alışları ve küçük çocukların davranışlarındır. Hilda Santucci ile beraber, 1 ilâ 2 yaş arasındaki çocukların bazı davranışları ve onların ana-babalarının eğitici vaziyet alışları hakkında uygudıkları bir anketin belli başlı sonuç­ larını vermektedir yazar: Köylü, işçi ve aydın çevrelerindeki ana-baba-nın diferansiyel davranışı üzerinde, mesken, hayat ve yetiştirilme şart­ ları bir etki yapar görünmektedir. Hiç değilse eğitimin bazı yüzlerinde, meselâ köylü ailelerinde, temizlik, memeden kesme, kaşıkla gıda gibi alışkanlıkların elde edilmesi, şehirli işçi ya da aydın çevre ailelerinden daha geç oluyor gibi bir sonuç vermektedir. Köylü çevrede, yukarda sözü edilen alışkanlıkların kazandırılması âdeta anne için bir ihtiyaç değildir ve annelerin çoğu, çocuklarını gelişmenin tabiî ritmine terket-mişlerdir. Şehirli' çevreye gelince, şehirli işçi ile şehirli aydın, birçok

(6)

noktalardan birbirinden farklı iki çevredir. İşçi çevreleri, bu alışkanlık­ ların kazandırılması konusunda daha disiplinli ve serttirler. Yer, para ve bazen da zaman azlığı ya da yokluğu, bu aileleri çocuklarının daba süratli sosyalizasyonunu isteme gerekliliğine itmektedir.

Aynı sütunda yer alan bir diğer makale "Contribution à la pschologie différencielle des sexes au niveau préscolaire - Okul öncesi seviyesindeki cinsiyetin diferansiyel psikolojisine kontribüsyon"'dur.

R. Zazzo, bu makalede yer alan gözlemlerin yeni olmadığını, fakat kullandıkları metodun bu gözlemlere açıklık ve belirlilik (précision) kazandırdığını söylüyor. 1) Sınıfta, serbest faaliyet sırasında, 2) Sınıfta, okul faaliyeti sırasında, 3) teneffüste olmak üzere üç ayrı durumda yapılmış sistematik gözlemler, okul öncesi yaşındaki erkek ve kız çocuk­ ları için ortak normlar ya da aynı kriterlerin kullanılmıyacağını ortaya koymuştur.

Attitudes affectives et représentations sociales des enfants d'âge prés­ colaire (Test de Bestiaire) - Okul öncesi yaştaki çocukların affektif vaziyet alışları ve sosyal tasarımları (Bestiaire testi)" ve "Le Bestiaire des enfants -Çocukların Bestiaire'i" araştırmaları, psikolojik kliniğin günlük ihti­ yacına cevap verebilmek amacını taşır. Nöropsikiyatri kliniklerinde psikolog, süjenin zihnî ya da sansori-motör fonksiyonlarını ölçmek hususunda pek çok araca sahip olduğu halde, affektif ve sosyal gelişme seviyesini tesbit bakımından, üstelik denek küçük çocuksa eğer, gerçek­ ten zor bir durum içindedir. Zazzo'nun, intibaksız çocukların problem­ lerinden aldığı ilhamlarla hazırladığı "Bestiaire" testi, çocuğun kendini bir hayvanın yerine koymasını, onunla idantifikasyon yapmasını iste­ yen bir seri soruyla işe başlar. Testteki ikinci seri soru, çocuğun, hayatın bebeklik yaşı, büyük insan ve kendi yaşı arasında bir tercih amacını güder. Üçüncü sorular listesi ise, çocuğun, erkek çocuk ve kız çocuk, erkek ve kadın durumu arasında bir seçme talep eder. Yani bu projektif test vasıtasıyle çocuk, maziye ve geleceğe; cinsiyete nisbetle kendi yerini tesbit edecektir.

Aynı zamanda klinik vak'alar ve normal popülasyon üzerinde kul­ lanılmış olan Bestiaire eprövleri, bazı anormallik işaretlerinin tesisine imkân verir. Ancak, bunları büyük bir ihtiyatla yorumlamak gerek. Hayvanlarla idantifikasyonlar ve tercihler meselesi, ilgi çekici hipotez­ lere yol açar bir durum göstermektedir.

(7)

"L'adulte vu par l'enfant - Çocuk açısından ergin". Bu konferans, Ana Okulları 1960 kongresi temasının Zazzo'da yarattığı "Erginlerin dünyasında çocuk" endişesinden doğmuştur. Çocuğu tanımak için, diyor Zazzo, sadece ona has çizgileri tanımak değil, aynı zamanda onun bizi nasıl tahayyül ettiğini, nasıl gördüğünü de bilmemiz gerekir. Bizim haya­ limiz çocuk için, yalnız ideal bir amaç değil, bir aynadır da; kendisinin şimdiki zayıflığını, küçüklüğünü keza bütün gelecek iktidarların şuu­ runa vardığı bir ayna. Ergin, hem esas hem de mecazî anlamda eryetme devrine (adolescence) ve daha sonralarına kadar, çocuktan daha büyük­ tür. Bu sun'î değerlendirme, ailenin eğitimi bakımından çok önemli bir sorun getiriyor ortaya: Çocuk erginleştikçe, ana-babasının bireysel ve cemiyet içindeki değerlerinin, boyutlarının sınırlarını yavaş yavaş ölçmeye başlayınca, erginin prestiji ne olacaktır? Bu prestijin düşmesi acaba nasıl önlenebilecektir?

"Lo personne et les rôles chez Venfant - Çocukta şahıs ve roller-" adlı

makalede R. Zazzo, çocuktaki şahıs ve rol (personne-rôle) ilişkisinin in­ celenmesi hususunda, komşu bilim dallarının da bir payı olması gerek­ liğine işaret eder. Çocuk, şahsiyetini, roller oynıyarak, personajlar ya­ parak kurduğu için, bu ilginç olayı incelemek üzere komşu bilim dalla­ rını da katkıya çağırır.

Eser, "Le probleme des stades - Evreler problemi" üzerinde bir açık oturum ile sonuçlanır:

2 Nisan 1955'te Cenevrede toplanmış olan "Association de psycho­ logie scientifique de langue française" in o unutulmaz sempoziumundaki tartışmalar ve karşılıklı görüşmeleri ele almıştır yazar burada. R.Zazzo, Tanner'in raporunu eleştirir ve büyüme evrelerinin tesbiti yönünden lonjitüdinal metodun muhakkak kullanılması gerektiği konusunda Tan­ ner ile ortak düşünceye sahip olmakla beraber; Tanner'e ait büyümenin sürekliliği (continuité) teriminin, büyümenin bazı esas yüzlerini ihmal ettiğini söyler. Ona göre, büyümenin sadece nicel, ölçülebilir yüzünü değil, fonksiyonel yüzlerini de göz önüne almak gerekir. İnsanın boyu, ağırlığı nicel olarak artarken, diğer yandan da bir yeni fonksiyon (une nouvelle fonction) imkânına sürükler onu. Halbuki Tanner büyümenin sadece morfolojik yüzü ile ilgilenmiştir.

Daha sonra Zazzo, Piaget'nin, çocuğun psiko-biyolojik gelişmesinin genel meseleleri üzerinde bir tartışmaya girişmektedir. Piaget'yi, kalıtım

(8)

ve çevre faktörlerini inkâr etmemekle beraber, bu faktörlerle ilgilenip uğraşmadığını, onları esas nedenler, olayların açıklayıcı prensipleri ola­ rak değil de sadece az çok elverişli şartlar olarak telâkki ettiğini sandı­ ğından dolayı eleştirir. Piaget'ye göre gelişmede söz konusu olan kalıtım, fizik çevre, sosyal çevre ve denge (équilibre) faktörlerinin aynı kategoride kabul etmek güçlüğüne işaret eder ve ayrıca Zazzo, Piaget'nin, düzen kavramını bir faktör olarak görmesindeki yanlışlığı belirtir. Ona göre, ne olursa olsun, doğuş esnasındaki düzen prosesi ile bir çarenin araştırıl-ması olarak düzen prosesini birbirinden ayırmak zorunludur.

Sonuç olarak R. Zazzo, beşer bayatının periyodlara ve evrelere ayrılmasını, betimlemeyi, anlamayı ve açıklamayı ariyan zihnin itiraz edilemez bir gerekliği olarak kabul eder ve böylece, birtakım periyod ve evrelerin varlığının bir hayal eseri olmadığı fikrini savunur.

(9)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Ekşime, etin kendi enzimleriyle olgunlaşması esnasında veya bakterilerin anaerobik olarak yağ asitleri veya laktik asit üretmesi ile anaerobik veya fakültatif

Yukarı doğru bir dönüşle promontoryumdan karaciğer visseral yüzüne doğru colon ascendens’in ön yüzü boyunca hafif kavisli bir seyirle uzanan ve bu şekilde CS’un en

Bu yazıda, yeni başlanan olanzapin tedavisi sonra- sında tek doz ilaç kullanımıyla birlikte NMS gelişen, tedaviye rağmen bilinç kaybı, yutma güçlüğü ve distoni

a- Karkaslar ve eşlik eden sakatat, kesimden sonra vakit kaybetmeden post-mortem muayeneye tabi tutulmalıdır. Tüm dış yüzeyler incelenmelidir. Bu amaçla, karkasın ve

Etin doğal florasında bulunan laktik asit bakterilerinin bakteriosin üretmelerine karşın, bakteriosinlerin et ve et ürünlerinde doğal koruyucu olarak kullanımları pek

Çayırlı Yay- lakent köyünde bulunan köy odası dikdörtgen planlı ve tek katlı olması bakımından (Şa- hin 2016: 279-294) Başköy odaları ile benzerlik göstermektedir..

A) Fetanet B) İsmet C) Sıdk D) Emanet 9) Kur’an-ı Kerim’de üç kişi vardır ki bunların peygamber mi evliya mı olduğu konusunda net bir bilgi

DİN KURUCULARINDA ve PEYGAMBERLERDE HAKİKATİ BULMADA BENLİĞE DALMA 258.. Berki, Ali Himmet-