• Sonuç bulunamadı

Georgeon'un çalışması, tarih, toplum, ve siyaset bilimle uğraşanlara kaynak niteliğinde:Pantürkizmin babası Yusuf Akçura

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Georgeon'un çalışması, tarih, toplum, ve siyaset bilimle uğraşanlara kaynak niteliğinde:Pantürkizmin babası Yusuf Akçura"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜNEŞ SAYFA 8

Sanat • Kültür • in san

11 MAYIS 1987 PAZARTESİ

T T

-Georgeon’un çalışması, tarih, toplum, ve siyaset bilimle uğraşanlara kaynak niteliğinde

Pantürkizmin babası Yusuf Akcura

ı

Gerek İttihat

ve Terakki

dönem inde,

gerek

Cumhuriyet’in

ilk

yıllarında

Türkçülüğün

kuramcısı

olarak

Ziya

Gökalp

yüceltilirken,

Yusuf

Akçura

g ö lg e d e

bırakılmış,

unutulmaya

terkedilmiştir.

YUSUF ÇOTUKSÖKEN

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN

KÖKENLERİ

- Y U S U F AKÇURA -

(1876

-

1935

)

V 1

P

ANTÜRKİZMİN babası sayı­lan Yusuf Akçura’nın düşünce ve eylemini bütünselliği içinde ortaya koyan yapıtlardan yok­ sunuz. Gerek İttihat ve Terak­

ki döneminde, gerek Cumhuriyetin ilk yılla­ rında Türkçülüğün kuramcısı olarak Ziya

Gökalp yüceltilirken, Yusuf Akçura gölge­ de bırakılmış, unutulmaya terk edilmiştir. François Georgeon, “ Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri-Yusuf Akçura-(1876-1935)(*)” adlı kitabında Yusuf Akçura’nın düşünsel gelişi­ mini, siyasal eylemini, ideolog-tarihçi kişili­ ği çerçevesinde incelemektedir. 1979’da Pa­ ris Üniversitesi I ll’e verilmiş doktora tezinin yeniden düzenlenmiş biçimi olan yapıt üç ana bölüme ayrılmıştır: “ I. Tatar kökenli bir aile­ den Pantürkizme” (1876-1904)” , “ Il.Pantür- kizm için Mücadele (1905-1914)” , “ III.Pan- türkizm den Kemalist T ü rk iy e’ye (1914-1935)” Ekler bölümünde de Yusuf Ak- çura’nın çeşitli yazı ve kitaplarından seçilmiş metinlere yer verilmiş; kaynaklar bölümün­ de ise, Yusuf Akçura’nın kitap ve makalele­ rinin bir listesi ve kaynakça yer almaktadır.

Pantürkizm nedir? “ Pantürkizm, uzun va­ dede Rusya’da, Çin’de vb. yaşayan Türk top­ luluklarını Osmanlı imparatorluğumda bir araya getirmeyi amaçlayan siyasal bir akımdır” (s.8) Akçura, Pantürkizm ile ilgili görüşlerini en geniş olarak, Türk milliyetçi­ liğin manifestosu olarak kabul edilen l)ç Tarz-ı Siyaset (1904) adlı dizi yazısında dile getirmiştir. Akçura, burada üç siyasal siste­ mi (Osmanlıcılık, İslamcılık, Pantürkizm), Osmanlı devletine yararı ve uygulanabilirli­ ği açısından irdelemiştir: “ Bu çözümleme so­ nucunda Osmanlı devleti için en yararlı ola­ cak Osmanlıcılık’ın uygulanmasının olanak­ sız olduğuna hükmediyordu. Bu tür uygula­ ma girişimlerinin tarihi de bunu açıkça orta­ ya koyuyordu. Panislamizm ve Pantürkizme gelince, bunların her ikisi de Osmanlı devle­ tinin geleceği söz konusu olduğunda belli ka­ yıplara mal olacak politikalardı. Ama karşı­ laşılması muhtemel iç ve dış engeller ortadan kaldırıldığında uygulanabilir politikalardır da. Akçura makalesinin sonunda Pantürkizm ve Panislamizm arasında kesin bir tercih yap­ mıyor gibi görünüyordu... Panislamizm için en büyük engel, bir dış engeldi: Avrupa’nın Müslüman ülkeler üzerindeki, neredeyse mut­ lak nüfuzu. Pantürkizm’de ise tersine, en bü­ yük engel içerdeydi. Türklerde ulusal bilinç oldukça yavaş gelişiyordu, öyleyse Panisla­

mizm için iyice kısıtlı olan hareket yeteneği Pantürkizm için daha bir imkân dahilindey- di. Akçura’nın akıl yürütmesinin mantığı böylece Pantürkizme yöneliyordu.” (s.37)

Akçura’nın önerisi çok açıktı: “ Irk teme­ line dayalı siyasal bir Türk milliyeti” Ancak Akçura’nın ırk kavramına yüklediği anlamı da iyi bilmek gerekiyor. F.Georgeon, buna da şu açıklamayı getiriyor: "Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset’te ‘dilleri, ırkları, âdetleri ve hatta ekseriyetinin dinleri bile bir olan (...) Türklerin birliğinden söz ediyordu. 1914’te milliyet bir ırk, bir lisan ve ananedir’ tanı­ mını yapacaktı. Kullandığı ırk kavramı ‘or­ tak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insan topluluğu’ndan çok, modern antropologla­ rın ‘büyük ölçüde ortak bir kültürel mirasa sahip olmakla birlikte mutlaka aynı siyasal yetki altında birleşmesi gerekmeyen halk ya da insan topluluğu’ olarak tanımladıkları bu­ dun kavramına tekabül ediyordu, (s.40)

Pantürkizmin uygulanması halinde kaza­ nılacakların wi kaybedileceklerin de bir dö­ kümünün yapılması gerekiyordu; Pantür­ kizm, Osmdnlı devletine yeni bir jeopolitik

konum kazandıracaktı: “ Beyaz Avrupa ile Sarı Asya arasında bir tampon, bir üçüncü dünya rolü üstlenen ve Osmanlı devletinin yö­ nettiği Türklük.” (s.42) Kayıplar ise bir dizi toprak ve bu topraklar üzerinde yaşayan halklardan oluşuyordu. “ Ama bu kayıpların imparatorluk topraklarında yaşayan başka unsurların (hiç kuşkusuz bununla Kürtleri, Lazları, Çerkezleri vb. kastediyordu) Türk- leştirilmesiyle telafi edilebileceğini düşünü­ yordu.” (s.441

Yusuf Akçura, Pantürkizm ideolojisi için de İslamlığa da önemli bir yer veriyordu. Ona göre İslamlık, milliyetçiliği kabul etmek zo­ rundaydı, dahası milliyetçiliğin güçlenmesi­ ne hizmet edecekti. (Ziya Gökalp ise Türk­ çülüğün Esasları’nda İslamlığı da Türkleşti­ riyordu, millileştiriyordu.)

Yusuf Akçura’nın Kemalist Türkiye için­ deki konumu ne olmuştu? Yeni devletin sı­ nırlarını belirleyen Misak-ı Milli, Pantürkizmi dışlamıştı. Yusuf Akçura da o sıralarda ver­ diği bir konferansla kendisinin demokratik Türkçü olduğunu söyleyerek, emperyalist

Türkçülüğe karşı cephe almıştı. O da genç cumhuriyetin kalkınmasına hizmet edenler arasında yer almakta gecikmedi. Bu dönem milliyetçilerinin oluşturduğu “ Milli iktisat” anlayışı Türklerin çıkarlarını korumayı ve Türk girişimci sınıfı yaratmayı amaçlıyordu. Ayrıca halkçılık ve devletçilik ilkeleri de Türklerin geleneklerine, çıkarlarına en uygun düşeniydi. “ Marksizmden sınıf mücadelesi­ ni kavramını ödünç alan, ama bunu ulusal burjuvazinin hizmetinde kullanan” (s. 114) Yusuf Akçura, Türkiye’nin gelecekteki ha­

ritasını oldukça açık biçimde şöyle çiziyor­ du: “ Büyük bir olasılıkla gelecekte iki büyük siyasal güç olacaktı, küçük çiftçilerin ve kent nüfusunun bir bölümünün çıkarlarını temsil eden demokrat bir parti ve orta ve büyük top­ rak sahipleriyle kent burjuvazisinden oluşan bir ulusal-burjuva partisi.,Aralarında belli farklılıklara karşın, bunların her ikisi de mil­ liyetçi birer parti olacaktı... Ulusal burjuva partisi, kendisi için yararlı olduğu sürece ulu­ sal bağımsızlık ve egemenliğe, ticaret özgür­ lüğüne önem verecekti, geleneksel yanı nede­ niyle düzenin korunması kaygısıyla da dine karşı saygılı olacaktı. Azınlıklarla rekabet ha­ linde olması nedeniyle, demokrat parti de milliyetçi bir nitelik taşıyacak ama gelenek­ lere daha az bağlı olacaktı. Büyük sanayinin gelişmesiyle birlikte bu iki büyük partinin dı­

şında sosyalizm ve komünizm de siyasal bir güç olarak kendilerini gösterecekti.” (s.l 10) Yusuf Akçura, Türkiye’nin modern bir dev­ let olmasına muhalefet eden toplumsal sınıf­ lara (feodallere ve yobazlara) karşı büyük bir savaşım verilmesi gerektiğine de inanıyordu.

François Georgeon’un bu çok önemli ça­ lışması, Türk tarihçilerine, toplumbilimcile­ rine, siyaset bilimcilerine örneklik edebilecek çapta ve yetkinliktedir. Yusuf Akçura’nın ekonomik ölçütlere dayandırdığı, siyasal ve toplumsal birimlerle geliştirdiği Pantürkizm akımı, konuya toplumbilimsel açıdan yakla­ şan Ziya Gökalp’ın romantik Türkçülüğünün (Ziya Gökalp, yakın ülkü olarak Türkiye Türçülüğünü, uzak ülkü olarak Turancılığı benimsemiştir. Akçura, Turancılığa eğilim duymamıştır) yanında çok daha tutarlı ve ger­ çekçi bir konumdadır. Bu çalışma, Yusuf Ak- çura’y ı yeniden anlamak ve T ürk düşünce ta­ rihi içindeki gerçek yerine oturtmak için gü­ zel bir başlangıçtır.

(*) Erançoıs Georgeon Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri-Yusuf Akçura-f1876-193$), Çeviren: Alev Er, Yurt Yayınları 13, Ankara 1986. 167 sayfa, 1400

77.. (KDV dahil)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türün telefona sarılıp Atıf Yılmaz'm askerliğinin üç ay ertelenmesi emrini veriyor. Karşıdakiler, bunun 'usulsüz' bir durum olduğunu söylerlerse de, Faik Türün,

Tarihi Haydarpaşa G arı'nı yaptıran Haydar Paşa'nın to­ runu Jean Yves Haydar ve eşi film oyuncusu, fotomodel Christine, dün dedelerinin yapıtını

Yi­ ne o sırada, müderris (profesör) sıfatıyle Edebiyat şûbesine getirilen Âkif Bey’i açılış günü talebeye takdim eden Hayret Efendi der k i : «Bundan

Zafer bayrağından bahseden Ağaoğlu, taraf tarlarına yürek vermek için bir kışkırtmada bu lunmak istiyor.. O Ağaoğlu ki, bırakınız asker­ leri, l’_z»» p

Tanıtımı gerçekleştirilen yeni kişisel hava filtre cihazının hâlihazırda kullanılan yüz maskelerinin ve hava filtrelerinin çeşitli türlerine göre üstün

Yaşa bağlı dejenerasyonla oluşan ektatik, tortoz veya anevrizmatik aortanın özefagusa dışarıdan basısı disfaji aor- tika olarak tanımlanır.. Barium swallow

Ancak yine de grupların bu boyut bağlamında toplandıkları ortalama değerler ele alındığında, Riya Odaklı İGA boyutunu iş yaşamında en çok temsil eden

Bu inceleme, demokratik eksiklik konusunda teorik 235 tartışmalara girmeden, konunun daha ziyade siyasi saiklerini ele almakta ve Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) ile