• Sonuç bulunamadı

Kitaplar:Kahveler kitabı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kitaplar:Kahveler kitabı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K ahveler K itabı

Salâh Birsel, son yıllar içinde verimli bir yazar olarak göründü. Art aıda yayımlanan kitapları bunun tanığıdır. Kahveler Kitabı,' bu kitaplarından biridir.

Kahvehanelerin Türk toplum yaşamında büyük bir yeri olduğu bilinmektedir. Bura­ larda toplananlar, toplumun çeşitli sorunlarını, güncel konuları tartışır ve birtakım sonuçlara varırlar. Buralarda tartışma gündemine gir­ meyen ve tartışılmayan bir konu yoktur deni­ lebilir. Kahvehaneler nasıl başlamış ve bu kimliklerini nasıl kazanmışlardır? Bu husus ayrı bir inceleme konusudur. Kahve sözcüğün­ den türetilen bu toplantı yerlerinde tartışmalar yanında eğlencelerin de bulunduğunu söyle­ yebiliriz. Bugün bile, kahvehaneler, özellikle Anadolu kentlerinde tuluat tiyatrolarının, saz sanatçılarının uğrağıdır. Anadolu kahvehane­ leri, yüzyıllar boyunca âşıkların saz çalıp bir- birleriyle yarıştığı, muammalar çözmek için terlediği yerler olmuştur.

Birsel Kahveler Kitabı'nda, daha çok İstan­ bul kahvehanelerini ele alıp değerlendirmeye çalışmış ve bunların eski yıllardaki toplum yaşa­ mındaki yerlerine ve önemlerine dikkati çek-' Salâh Birsel, Kahveler Kitabı, anı ve in­ celeme, Koza Yayınları, İstanbul 1976

7

?

62

.

miştir. Birsel’in kitabı, bir yandan kahvehane­ lerin yerini saptama, öte yandan da kendi anılarını ortaya koyma kitabıdır. Birsel, çeşitli kaynaklardan da yararlanarak İstanbul’un yaşamında yıllar boyu baş yeri alan kahvehane­ leri, birçoğunun yerlerini ve önemlerini de belir­ terek, anlatmıştır.

İlk bölümde, “Kahve Yemenden Gelir” diyerek, kahvenin kökeni ve dünyaya yayılışı, ülkemize gelişi üzerinde bilgiler vermiştir. Birsel, eski yazarlarımızın verdiği bilgilere dayanarak, kahvenin yaygınlaşmasını anlatmıştır. Bizim kaynaklar, kahvenin Yemen’den gelişini an­ latır. Brezilya kahvesi ile ilgili bir kitapçıkta ise Brezilya kahvesinin esas alındığını görmüş­ tük. Fakat, kahvenin Türkiye’ye 1543 yılların­ da gelmeye başlamasının saptanması karşısında, Birsel’in saptamalarının ve dayandığı kaynak­ ların daha doğru olduğu kanısına varıyoruz. Birsel, kahvenin yayılışı yanında yasak­ lanışı ile ilgili bilgileri de ihmal etmemiştir. 1633 yılında kahve yasağının başladığı tarih­ sel kaynaklarımızda belirtilmektedir. Fakat, 17. yüzyılda kahvehanelerin çoğaldığı görül­ mektedir.

Birsel’in kitabında ünlü kahvehanelerin özelliklerini, oralardaki eğlenceleri, oraların önemli yanlarını buluyoruz. Başlangıçta bi­ rer dinlenme ve eğlenme yeri olarak da beliren kahvehaneler, daha sonraları edebiyatçıların ve sanatçıların buluşma ve konuşma yerleri ola­ rak da bir görevsellik yüklenmişlerdir. Birsel, gençlik yıllarının bu kahvehanelerini ve bura­ lardaki söyleşileri anımsamakta ve kitabında bizlere de sunmaktadır. Küllük, Çınaraltı gibi birçok sanatçının gittiği ve yazdıklarını ya da düşündüklerini ortaya koyduğu kahveha­ neler en ünlülerinden ve belki de son örnekle­ rindendir. Bu arada Meserret kahvehanesi de anılmalıdır. Birsel, bildiklerini kendi anıla­ rından. görmediklerini de eski yazarların

(2)

yapıt-KÎTâ lanndan yararlanarak anlatmıştır. Kahvehane­ lerin eski günlerdeki önemi tiyatro ve karagöz oynatma yeri olması, meddahlık sanatının gös­

teri yeri niteliğinde bulunmasıdır. Hangi

kahvenin kiminle ya da hangi oyunlarla ünlü olduğu Birsel’in kitabından anlaşılmaktadır.

Salâh Birsel, sanat ve edebiyat tarihimizin belirli bir dönemini bu kitabı ile aydınlığa çıkarmıştır. Yorucu ve sabırlı bir kaynak toplama ve bunları değerlendirme döneminden sonra yazılan bu kitapta, Birsel’in kıvrak dilini, tatlı anlatımını, anılarının çevresinde oluşan ince gözlemlerini ve sağlam izlenimlerini buluyoruz. Dilimizin edebiyatımızda pek az kullanılmış sözlerini, deyimlerini ustaca kul­ lanan Birsel, bir yandan bir anlatım ustalığı gösterirken bir yandan da inceleyicilere bir kaynak kitap armağan etmiş olmaktadır. Kahvehanelerin sanat yaşantımızdaki büyük rolü de böylece ortaya çıkmakta ve bunların birer tembelhane olarak nitelendirilmesinden çok tarihimizde bu yanlarıyle anılması gerek­ tiği de Birsel’in bu kitabı ile ortaya çıkmaktadır. Demek oluyor ki, Birsel, bu kitabı ile kah­ vehanelerin yanlış bilinen bir görevselliğini or­ taya koymuştur. Bir zamanların modası olarak bunlara “kıraathane” (okumayeri, okumaevi) denilmesi de ilginçtir. Buraların, okuma bakı­ mından da bir önemi olduğu anlaşılmaktadır. Sözgelişi, kitabın 249’uncu sayfasında belirtilen Sarafim Efendi kıraathanesinin başlıca ünü, eski gazetelerin de saklanması ve inceleme meraklılarının bunlardan yararlanmalarıdır. Görülüyor ki, kahvehaneler, bir yandan da kitaplık görevini yerine getirmiştir.

Birsel’in Kahveler Kitabı, kahvehanelerimi­ zin tarih içindeki görevlerini ve önemlerini be­ lirtmesi ve yanlış kanıların düzeltilmesine yar­ dımcı olması bakımından önemlidir. Ayrıca, sanat ve edebiyat tarihimiz bakımından bir kaynak kitap niteliğinde bulunması da belirtile­ cek önemli yanıdır.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak ayın ortalarından sonra uzunca bir süre için gezegeni akşam gökyüzünde gö- remeyeceğiz.. Önümüzdeki ayın ilk yarısında sa- bah gökyüzünde hızla yükselecek

Ancak hücre bölünmesinin devamlılığını sağlamak için üreme hücreleri, kök hücre- ler, lenfositler ve derimizde bulunan fibrob- lastlar gibi sınırlı sayıda hücre

Her şeyden önce çalışmamda kullandığım yazma metinlerin mikrofilm ve fotokopilerini, bazı resimlerin fotoğraflarını sağlayan aşağıdaki kütüphanelerdeki

başkanı bulunan Rebia Tevfik Başokçu ağır bir enfaktüs ge­ çirmiş, bu darbe komite faali­ yetini sekteye uğratmıştır. Bu­ nun üzerine Rebia Tevfik

Hastalık evcil memeliler yanında, kemirgenler (kobay, rat, çöl faresi vb.), yaban domuzu, primat- lar (babun, lemur vb.), cervidler (beyaz kuyruklu geyik, kırmızı geyik,

Nikki Keddie tarafından kaleme alınan ve Alaeddin Yalçınkaya tarafından 1997 yılında Türkçe’ye çevrilen Cemâleddîn Efgani/Siyasî Hayatı ve yine onun tarafından

Fakat tasdik edersiniz ki, resmi bir şive ve telâiffuz tarzının yapılması için her eyden evel bu telâffuz tarzmın iyiden iyoye tesbit edilmesi, zabıt ve ra­ bıt

İkinci Mahmud 1826 da Yeniçerileri kaldırdıktan sonra bu eski saraydaki ölm üş hünkâr cariÿelerini, hadem e­ lerini, Topkapıya naklile burasım da Serasker