• Sonuç bulunamadı

Başlık: TALMUD'UN DOĞUŞU VE YAHUDİLER ÜZERİNDEKİ TESİRİYazar(lar):HAN, Zafer İslam ;çev. AYDIN, MehmetCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000670 Yayın Tarihi: 1982 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: TALMUD'UN DOĞUŞU VE YAHUDİLER ÜZERİNDEKİ TESİRİYazar(lar):HAN, Zafer İslam ;çev. AYDIN, MehmetCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000670 Yayın Tarihi: 1982 PDF"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TALMVD'VN

DOGVŞV VE YARVDtLER ÜZERİNDEKİ TEStRİ Yazan: Zafer İslam RAN

Tercüme: Dr. Mehmet AYDIN

İlııhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Doçenti

Talmud! iki önemli kısma ayrılır:

1- MİŞNA, (Mishnah): Bu asıl metindir. 2- GEMARA (Gemara): Mişna'nın şerhidir.

Mişna, Yahudileriıı Tevrattan sonra kendileri ıçın koydukları ilk kanuni prensiplerdir: Onu, Judah Hanasi (M.S.190-200) tarihleri ara-sında, yani, Romalı Titus'un Yahudi Mabedini tahribinden bir asır

son-ra, derlemiştir". '

Gemara'ya gelince o da iki kısma ayrılır: 1:- Gemara Yeruşalmi (Kudüs Talmudu) 2- .Gemara Babili (Babil Talmudu)

Gemara Yeruşalmi, Mişna'nIn şerhi için Filistin hahariilarımn (özel-likle, Taberiyye Medreseleri alimlerinin) yaptıkları münakaşalan ihtiva eder. Kudüs Talmudu'nun derleme tarihi M.S.400'e kadar varır.

Gemara Babili, Mişna'nın prensipleri etrafındaki münakaşaları ih-tiva eder. Gemara Babiliyi, Babil Yahudi alimleri derlemişlerdir. Bu Talmudı,ın da derlenmesi yaklaşık olarak M.S. 500'de sona ermiştir.

Mişna, şerhi olan Gemera Yeruşalmi ile birlikte "Yenışalim Talmu-du" (Kudüs Talmudu) adını alır. Yine Mişna, şerhi olan Gemara Babili ile birlikte "Babil Talmudu" admıal,Ir, her iki Talmud da müstakil ola-rak basılmıştır.

Mişna, (Mishnah): Mişna, kendi görüşlerine bağlı kalan Ferisiler hareketinin zuhurundan itibaren, hahamların naklettikleri. "Sözlü

ka-1 The Universal Jewish Eneydopaedia, I'lew York, 1948, X, s. 160 "Talmud maddesi.

Z Titus, M.S. 70 yılında son Yahudi mukavemetini ıle kuarak, 'Yahudi Môbedini tahrib

(2)

nunun" (Oral Law)3 bir hülasasıdır. Feı'isiler hareketi, Meryem oğlu

t

sa'nın zuhurundan sonra gelişmiş ve niheyet Hz. İsa'nın reddettiği Ferisi davetinin dayandığı yıkıcı esasların, ilanına sebep olmuştur.

,

.

"Mişna'nın şerhi" adlı kitabının mukaddimesinde Yahudi filozofu Musa b. Meymun (M;S.1l35-1204) (Maimonides), Mişna'yı tanıtma sa-dedinde şöyle yazar:

"Muallimimiz Musa'dan Mukaddes hahamim~z Judah Hanasi'ye' kadar, sözlü kanun adı ile tedris edilen herhangi bir akide üzerinde Ya-hudi alimlerinden hiç biri açıkça ittifak etmedi. Her toplumun bir baş-kanı ve kendisine itimat ettiği bir kişisi vardı ki o, geçmiş bilginIerden ve hocasından duyduklarının şifahi olarak toplumuna nakledilmesi için notlar koyardı. Böylece ,her bilgin yüksek mahkemenin (Sanhedrin) ka-rarlarına ve muhtelif nesillerde ilan edilen kararlardan ve Tevrat tefsi-cinden "geçmişlerin" vasıl olduğu şeylere ve sö:dükanunlara sahib ol-duğu zaman, kifayeti nisbetinde istifade olunması için "sözlü kanun-lara" benzer bir kitap telif etmiştir. İşte :liaman böylece mukaddes ha-hamımıza gelinceye kadar geçmiştir.

0,

ınukaddes siinnetl~, ahkamla, kararlarla ilgili bütün şeyleri ve her nesil için uyulması gerek~n Hz. Musa'dan mervi ıK,anun'un şerhini ilk defa., bir araya getirdi4•

,MİŞNA'NIN DOGUŞU:

Mişna, İbranice "bilgi" yahud "ikinci kanun" (Second Law) anla-mına gelir. Yahudiler,' Mişna'nın da Hz. Musa'ya Tfrr'da indirildiğine inamrlar. Yahudiler HahamChama'dan, o da Simun bin Lakish'den rivayet ediyor. Lakish, Tevrat'ın "Taş Levhalarını ve yazdığım şeriat " ve emirleri öğretmek için onları Mna vereceğim"s ifadesini şöyle tefsir ediyor: "Levhalardan" maksad, On Emir'dir. Şeriat, yazılı kanunlardır. Emirler, Mişna'dır. "Yazdığım" kelimesinden gaye ise Yahudilerin nak-lettikleri Muk. ddes y. zıl. rdan Nebilerin yazd.ıklarıdır. "Öğretmek için"

:iIleriki sahifelerde "Sözlü Kanun" ve Ferisı hareketinin izahını göreceğiz.

4 Dr. Joseph Barclay, Hebrew Literature, New York, 1901, Introd;"ction, s.V-Vı' Musa b. Meymun'un şehadetinden şu ncticeye vanyoruz ki, nerislerinde şahsi tartışmalann ve kanşık-hkların azgınlaştığı hahamlar, "Sözlü Kanun" çcrçevesinde aralarında herhangi bir şey üzcrinde ittifak etmemişlerdir. Ne.ilden nesile değişen bu tartışıhıılar, Yahudinin Tevrat'tan daha kutsal tanıdığı Talmud prensipleri üzerinde hükmünü icra ,etmiştir. Buna Kur'an-ı Kerim'de de işaret edilmiştir: "Buna rağmen onlar, verdikleri o kat'i teminatı çözüb bozmuş olduklan içindir ki, bi,. kendilerini rahmetimizden kovduk. KaIbIcrini kaskatı yaptık. Onlar kelime)eri, Allah tara-fından konulan yerlerindendeğiştirdiler. Onla; nasihat ve ihtar edildikleri şeylerden bir nasib almayı da unuıdular. Içlerinden birazı mÜ8tesna olmak üzere gen, onlardan daima bir huinliğe muttali olup duracaksm" (el.Muide: 13).

(3)

T ALMUD'UN DOGUŞU VE Y AHUDİLER 141

ifadesinin.anlamı da Gemara'nın manasını öğretmektir. Bu, bize bütün kanunların, Tur'da Hz. Musa'ya verildiğini gösterir6•

Bu şekildekı yorumdan, Haham'm kavmi için yaptığı bir hile

or-taya çıkıyor: İn:isi ayni şeyolduğu halde o, Taş Levhalarla

Kanunları nasıl ayırıyor! Sonra, emirlerle, levhaların arası~ı, levhaların On Emir olduğunu, emirlerin de, Mişna olduğunu zannederek karıştın-yor. Sonra yine, bir defa daha öğretmekten gayenin, Tevrat'ın öğretiI-mesi olmayıp, Gemara'nın öğttilmesi olduğu şeklinde kavmine şüphe vererek onları aldatıyor. Yine o, "yazdığım" ifadesindeki z~iri, Allah yerine Ncbilere gönderiyor.

Yine Yahudiler, Mişna'nın Hz. Musa'dan mukaddes Hahamımız Judah Hanasi'ye kadar nesilden nesile, "kırk karşılayıcı"nın nakIet~ tiğini ilave ederler. O zamana kadar mabet, Yahudiler için bir merkez olarak devam ettiğinden, şer'an bu öğretileri yazmak caiz değildir?

Mişna'ya: benzer kitapların en önemlisi Haham Eliezer ben Jaeob'-un Braitlıa adı verilen kitabıdır. Bazıları bu kitabı Mişna'nın benzeri sayarlar. Zira, Haham Eliezer'in koyduğu Talmud şer'ı hükümlerinden

i yiiz iki hüküm, Mişnd'ya m~aliftir8.

MtŞNA'NIN BÖLÜMLER!:

\ Mişna, altı bölümden meydana gelir. Bunlara Sedarim yani hüküm-ler (orders) adı verilir. Bu bölümhüküm-ler şunlardır:

1- ZERAtM (Tohumlar): Ziraı usfrll~ri ihtiva eden on bir risale (tractates) den teşekkül eder:

(1-

Beraehoth,

2-

Peah,

3-

Demai,

4-

Kı-layim

5-

Shebiith,

6-

Terumoth,

7-.

Maaseroth;

8-

Maaser sheni,

9- .

HaIlah, 10- Orlah,- 11- Bik~urim)

2- MOED (Belirli Günler=Appointed times): Oruç ve bayram usUl-lerini ihtiva eden on iki risaleden meydana gelir:

0-

Sabbah, 2- Eru-bin,

3-

Pesahim,

4-

Shek~lim,

5-

Yoma,

6-

Sukkah, 7 - Betaah,

8-

Rosh Hashanah,

9-

Teanith,

10-

Megillah,

11-

Moed Katan,

12-

Hagigah).

3-

NASH1M (Kadınlar): Evlenme, !foşanma, adak'veadak yapan-larla ilgili kanunları ihtiva eder. Tamamı yedi risaledir. "Putlara ibadet" anlamına gelen "Abodah Zarah". risalesi de bunlardandır. Bu risale,

put-6 Hebrew Literature, 8. 3. 7 Hevrew Literatare, •. 3. 8 a.g.e., 8. 1

ı.

* Not: G!,nel Yahudi Ansiklopedisi "Abodab Zarab" risalesini Nezikin'in risaleleri içinde saymıştır. Bk. Universal Jewish Eneyelopedia, Copyright, 1948, X, 8. 163.

(4)

\

perestlerle-Yahudilerin alak~sını ele alır. (1- Yebamoth,J2- Kethuboth, 3- Medarim, 4- Nazir, 5- Sotah, 6- Gittin, 7- Kiddushin.)

4- NEZİKİN (Zararlar):"Medeni ve ceza kanunlarına şamüdir. On risaledir. (1- Baba Kamma, 2- Baba Metzia, 3- Baba Bathra, 4- San-hedrin, 5- Makkoth 6- Shebuoth, 7- Eduyoth,

3-

Abodah Zarah, ~-Aboth, 10- Horayoth) ..

5- KODASHİM (Mukaddes Şeyler): İbadet usullerinden bahseder. On bir risaledir: (1- Zebahim, 2- Menahoth, 3- Hullin, 4- Bechoroth, 5- Arachin, 6- Tcmurah, 7- Kerithoth, B- Meilah, 9- Tamid, 10- Mid-doth, 11- Kinnim).

6 - TOHAROTH (Temizlik): Necates ve temizlik prensiplerinden' bahseder. On iki risaledir. (1- Kclim, 2- Ohaloth, 3- Negaim, 4- Parah, 5- Taharoth, 6- Mikvaoth, 7- Niddah, 8- Machshirin, 9- Zabim,

10-, i

Tebul Yam, 11- Yudayım, 12- Uktain.

Tamamı. altmış üç olan bu risalder ayrıca kısımlara ve cüm leIere bölünmüştür.

Bazen Talmud'a shas kelimesi ile de işaret edilir. Bu kelime İbranice "Shishas sedarim"!n kısaltılmış şaklidir ki, altı hüküm de-mektir.

Bu altı risaleye ilave olarak birkaç küçük Talmud risaleleri (Minor Trectates) de vardır. Bupları şöylece gösterebiliriz.

1- Sefer Torah 2- 'Mezuzah 3- TefiIlin 4- Tzitzith 5- Abadim 6- Kuthim 7- Gerim i

Yeni talmud baskılarına ilave olunan altı risale daha vardır ki9 şunlardır:

1- Ahoth de Rabbi Nathan

2- Soferim 3- Semahoth

/

9 Reading Guide, Index, Jewish Univ~rsaı Enyclepeadia, New York, 1948, s. 23, Bk. Copyright baskısı, 1948, s. 162, 165.

(5)

TALMUD'UN DOGUŞU VE YAHUDİLER İ43

4-

KaJlah

5-

Derech Eretz Rabbah

6-

Dcrech Eretz Zuta

Talmud'a tamamen benzeyen ve Midrash denilen bir kitap daha var-dır. Bu da, Talmud'un tamamlanmasından sonra, Hahamların uydurduğu, yahut topladıkları hikmetleri, k~ssaları, hükümleri i'htiva eder. Haham-l~r, bunları kaybolmakdan koruduklan için Midrash'da toplamışlardır . .Bununla beraber Talmud'un tedvini, bin yıl kadar devam etmişti~IO.

MİŞNA'YI TERTİp EDENLER:

Haham Akib", Mişna'yı topladı ve kısırnlara ayırdı. Sonra talebesi Meir, Mişn&'yı tamamladı ve, onu basitleştirdi. Büyük hahamlar, Mişna'. nın telifi ve toplanması hakkında, kendilerine has metodlarla planlar koydular. Nihayet, Judah Hanasi Mişna'nın çokluğundan neş'et eden ka-. rışıklığa son vermeye karar vererek "güvenilir ilüsha"yı yazdı. Judah

Hanesi bu işi yaparken mevcut bütün nüshalardan, özellikle Meir'in nüshasından istifade etmiştir.

Mişna'nın yazılmasına iştirak eden bilgilere (Hülel'in vefatındanil Miladı 200 senesinde Mişna'nın tamamlanmasına kadar) Tanııaım1ı adı verilir.

Mişna'nın şerhi Gemara'yı meydana getirmeyc iştirak cd en bilgin. ler de.~moraım ismi ile tanımrlarl3• Altı vc yedinci asırlarda şerWerini, Talmud'a ilave edenlere de Saboraım yani akıllılar yahut tartışanlar adı vcrilir.

Talmud'u tefsir eden hahamlar, Yahudi konsiIlerinin reisIeri olursa, Geonim14 adını alırlar. Diğerlerine ise Posekim y'ani karar verenler, ayı-ncılar denir.

10 A.Falıian, The Babylonieıı Talmud, -University of Queensland Press, st. Lucia, 1963, s. S. LI Hillel'iıı vefab M.S. LO tarihleridir.

12 Mişna ile meşgulolan bilginlere Tannaim, Talmud'la uğraşanlara da Ampraim (Açık-layanlar) denilmiştir. Bk. G.I". Moore, Judaism in the First Centurjes of Christian Ere: The age of the Tannaim, Harward Univ. Press, 1926. (Çev.)

13 Tannaiııı, Ta~na'ıun çoğuludur. Arôıniee "Mua1lim" demektir. Bu isim, HilIel ve Sham-mai'ya halef olan Yahudi bilginlerine verilier. Yaklaşık olarak M.S. 10'dan Judah Hanasi'nin vefabua kadar olan zaman içinde bu isim kullanılmışbr. Tannaiın alimlerinin sayısı iki yüzü ge-çer. Bunlann ekserisi Haham olarak yani, Muallim, yahud Hakim diye lilkablaıur. Yahudi illi-. mi, mabedde Patrikse (Patriareh) Rabbin yani Hahaınmuz Yahu d Muall;imimiz diye isimlen-rilir. İbranice Amar kelimesinden müştak olan Amorain, ise şarih ve mütekellim anlamında kullaıullTUşbr.

(6)

Mişna konusunda şu sual daima sorula gelmiştir: Mişna'yı toplayan J udah Hanesi midir ? Yoksa bu önemli işi yapn yedinci Miliidi asırda bir Sahoraim iilimi midir? Kesin olan şudur ki, Mişna'yı toplayan J udaJı Hanasi'dir, ondan sonra gelenlerin işleri, tehzib, ilave, güzelleşti~me ve şerh üııerine inhisar etmiştir.

Mişna'ıun hükümleri ya kaynağı meçhulolan genel hükümlerdir, ya hakimlerin (sağes) yahut muallimlerin görüşleridir. Bu konuda ikisi arasında ienakuz ol~rsa, hakimlerin görüşleri tercih edilir.

\

Mişna'nın en güzel baskısı Wilno'da naşrcdilen Romm b~skıdıdırı5. Mişna'nın dili, kendisinde Yunanca ve Lfıtincenin tesiri göri:len yeni İbranice (Neo.Hebrew) dir.

H.J. Karsowsky, Mişna'da geçen kelimeler için bir fihrist koymuş ve iki cilt halinde 1927 de Frankfurt'ta neşretmiştir.

!

Yine H. Danby Mişna'yı ilavclerle İngilizceye terc'üme etmiş, Ox-ford'da 1933'de yayımlanmıştır.

Mişna'ya benzer .bir diğer önemli kitap da Braitha'dır. Mişna'nin derleyicisi Judah Hanasi'den sonra gelen Tonnaim bilginlerinin öğreti-lerini ihtiva cder. Braitha ile Mişna'ıun arasını ayırmak için Mişna?y'a

Mathnithan (Our Mishnah) diye işaret cdilirl6• .

GEMARA:

Gcmara ikmal (completion) anlamına gelir. Onu ilk defa, Judah' Hanesi'nin oğulları olan Haham Gamaliel vc Simeon ortaya koymaya başlamış, sonra Haham Ashi bu işi; Fırat nehri kenarında bulunan SURA'da M.S. 365-425 arasında yeniden ele almıştır. Nihayı;:t Gemara'-yı, Haham Abino (Rabina olarak da adlandınhr) tamamlamış, y~k1aşık olarak M.S. 49Ş'de Haham Jose dc Gemara'ya son şeklini vermiştir. Haham Jose, Yahudilerce telkin edici yahud emredici olarak adlandırı-lanların sonuncusudur. Ona tabi olan alimlere "Ashah-ı Rey" (Opinio. nists) adı verilir. Çünkü bir şeyle emret~ek onların ihtisaslarından sayıl-mazdı. Onlar sad.ece geçmiş hükümlerden sonuç çıkarmaya, muktedir-diler. Onların yerini yüce alimlcr (suhlime Doctors) almışlardır. Daha sonra da Rabbisı? denen hahamlar devri gelmiştir.

15 Polonya'mn kuzeyinde bir şehirdir.

16 Hennan L. Strack, Introduction to the Talmud and Midrash, Philadelphia, 19.i5, s. 4. 17 HcLrcw Literalure, s.

ıo-ıı.

(7)

T ALMUD'UN DOGUŞU VE, YAHUDİLER

SENHEDRİN:

145

İbranice Yüksek Mahkemc demektir. O, Mişna'nın dördüncü bö-lümü olan Nezekim'i (Zararlar) tcşkil edcr. Lafzl manasına göre Sen-hedrin, yüksek yahudi mahkemesinin konuları, kaideleri ve prensipleri ile meşgulolur. Bu bölüm, on bir kısma ayrılmıştır. Her kısım, Yüksek

Yahudi Mahkemesinin hüküm vermesi veya müdahalede bulunması

mümkün olan hallerden biriyle ilgileniriS.

-Dr. Samuel Krauss, "The Mishnah Treatise Senhedrin" adlı kita-bında Senhedrin'i, hakimin koyduğu prensiplere benzetmiş ve şöyle de-miştir: "Yüksek Yahudi Mahkemesi'nin (Synhedrion Jewish) icraatında bu kısmın önemibüyüktür. Senhedrin, Yahudi ,devletinin hayatı için, son ışık itibar olunur. Bu kısmın, yahudinin hayat ve ölümü ile ilgili olması nedeniyle, okuyucuLırın çoğunluğunun dikkatini çekmiştirl9•

YERUŞALİM TALMUDU (KUDÜS TALMUDU):

Bu TaImud'a, "İsrail Yurdu Talmudu" yahud "Ma'rib (batı) Oğul-ları Talmudu" da denir. Bu TaImud, M.S. 351 de Ursieİnus'un yaptığı. şiddetli baskılardan sonra; gizli sözlü kanunun kaybolmasından korkan yahudilerin endişeleri üzerine, M.S. 400 yıı~nda toplanmıştırzo. .

Talmud, İbranice "öğretmek" demektirZ!. Gerçekte YeruşaIim Tal-mudu'nu (Kudüs Talmudu) yazanlar, Kudüs bilginleri değil, Kayseriyye (eaesarea) bilginleridir22• Buradaki YeruşaIim ismi mecazen söylenmiş-tir. Yeruşalim TaImudu'nu yazanların başında Haham Joellannan gelir.

1'8 Dr. Samuel Krauss, The Mishnah, Treatise Senhedrin (Semetic Studies Series XL),

Lci-den, 1909, s. V-VI. .

19 Dr. Samuel Kraus's, The Mishnah, s. VII.

20 Bıı sözü' "Jewish Universal Encyclopelidia (Genel Yahudi Ansiklopedisi) ıUTIyazarı söylemektedir. Joseph Barclay, Hebrew Literature, adlı eserinde ise şöyle der: Kudüs ve Bail Talmudu'n'un te'lif edildiği devir, Yahudiler için nisBeten bir sulh zamanıdır. Haham Judah Hanasfıiin vefatılıdan, Konstantin'in tahta oturmasına kadarki zamanda "Taberiyye Medre-seleri" herhangi bir tahrik' ve tazyike (UnI)Jolested) maruz kalmamıştır. Yine Joseph Barclay, şunu ilave eder: Yahudiler, nerede olursa olsunlar, Yahudi Medreseleri ile meşhur olan Taberiy-ye'ye sion'IarI olarak bakmışlardır. Taberiyye'deki Haham,Medreselerine mfıli yardımda bulun-mayı kendileri isin vazife telfıkkl ediyorlar ve bu amaçla da gönüllü olarak kendi kendilerine ver-gi uyguluyorlardı.

21 Mişna'nın yorumu olan Gemara'ya, dar anlamıyla Talınud denmiştir. Talmud sözü, Kalde dilinde "Talimat" karşılığıdır. (Çeviren) , ,

22' Kudiis Talmudu, Seforis, Taberiyye, Kayseriyye gibi di,n merkezlerinde düzenlenmiş ve sonradan bütünlüğe' kavuşturulmuştur. (Çeviren)

(8)

Bugün tab' edibıiş şekliyle Yeruşalİm Talmudu, Niddah risale,sini altıncı risalcden ayırarak; altı risaleden sadece dördünü ihtiva eder. Musa b. Meymun zamanında Yeruşalim Talmudu, be'ş risaleden teşekkül ediyordu. Bu şekliyle onlardan biri hazfedilmiştir23•

Yeruşalim Talmuzu (Kudüs Talniudu) ilk defa M.S. 1522-1523 yıllan arasında Venedik'de basılmıştır. İkinci baskı, Polonya'da M.S. 1602-1605 tarihleri ar'asında Craeow'da yapılmıştır. Cracow'da basılan nüsha, M.S. 1886'da Krotosehin de tekrarlanmıştır. Sonra, 1860-1867 de Zhitomir baskısı görülmüştür. Daha sonra, Yeruşalim Talmudu'nun, 1899-1900 tarihlerinde Piotrkow'de ve 1922'de Wilna'da iki baskısı da-ha yapılmıştır. Bu son baskı, bazı notlarla birlikte Tashlum Yerushalmi ismi ile 1929'da yeniden basılmışLır. 1525'de Venedik'de tab' edilen nüs-ha, 1925'de Leipzig'de resimli olarak tab' edilmiştir. Bunu da 1929'da yapılan Berlin baskısı takip etmiştir.

YERUŞALİM TALMUDU'NUN BUGÜNJ(Ü DURUMU:

Jewish Universal Eneyclopedia (Genel Yahudi Ansiklopedisi) ya-zarı, Yeruşalim Talmudu'nun (Kudüs Talınudu) yeni baskılarının birçok cümleler ve bölümler yönünden eksik olduğunu itiraf etmiş ve bunu iki ~ebebe bağlaıiııştır:

1- Bu bölümler, Talmud, müstensihlerinin (scribal omissions) ih-mali neticesinde hazfedilmiştir.

2- Kasdİ tahrifle (Delilierate Falsifieation) yok edilmiştir.

Birinci sebebi kabul etmemize imkan yoktur. Yahudiler, akibetle-rini bağladıkları Hıristiyan Avrupa'yı gördükten sonra, bilerek yalana ve tezyife kalkışmışlardır. çünkü Orta çağda Hıristiyanlar, kendi aleyh-lerine Y uhudi kitaplarında mevcut olan şeytanİ kinlere ve ,cehennemİ desİselere muttali olduktan sonra; Yahudilere karşı çıkmışlardır.

Birinci sebehi kabul etmemizin nedenine gelince, bunun için eski yazma nüshalara ihtiyaç yokt~ır. Çünkü Talmud, yeni baskıların yapıl-masından önce, Orta çağda defalarca tab' edilmiştir. Bu baskıların en güveiıilir ve tam olanı, ilerde geleceği gibi, sinagog'un temizlemeye

mec-bur kaldığı Venedikbaskısıdır. .

Bu konuda "Genel Yahudi Ansiklopedis~" yazarı şöyle der: "Filis-tin Tnlmudu'nun (Yeruşalim Talmudu) mevcut m,etni, çok bozuk

du-23 Hcbrew Literalure, s. 4. Yerıışaiim Talmudu'nun baskılan için bk. The Universal Je-wish Encyclopedia, Copyright, 1948, X, s. 161.

(9)

TALMUD'UN DOGUŞU VE YAHUDİLER 147,

~rumdadır. Talınud;:;' nakleden müstensihler, kavrayamadıkları bir mana ilc karşılaştıkları zaman; onu düzeltmekten çekinmediler. Bu hal, Tal-mud'un edebi usliibu, ve metinlerde geçen kelimeler nedeniyle birçok defa vuku_buldu. İşte metinlerdeki bu güçlük, müstensihlerin düştük-leri hataların artmasına sebep oldu .. , Bu hatalar daha çok, benzer harf-leri karıştırmak, birçok harfleri hazfetmek, aİı1ayamadıkları rumuzları ve satırları terk etmek şeklinde görülür24•

Filistin Talmudu (Yeruşa1im Talmudu) İbranice yahut Batı Ara-micesi ile yazllmıştır25• Yaklaşık olarak 750.000 kelimeyi ihtiva eder.

Bunların yüzde on beşi kıssalar ve Yahudi hikayeIeri -olan Haggadah'-dır. İşte bu hurafi hikıiyeIer, İsrailiyatl~ esasını teşkil eder.

BABİL TALMUDU:

Yahudi alimleri,

J

udah Hanasi'nin ölümünden sonra, onun Mİşna'-ya Mİşna'-yazmadan terk ettiğibirçok şey keşfetmişlerdir. İşte BabilTalmu-dJ'nun esası, Judah Hanasi'nin Mİşnasl ile Haham Abba Areka'nın26

Sura'da yazdığı şerblerdir. Haham Ahba Areka'nvı ölü,münden sonra !te'lif edilen kitapların en önemlisi Tosefta'dır. Onun en önemli

muhte-viyatı, hüküm çıkarılan kıssalar (Haggadah)dır.

Hahamların -Üzerindeittifak ettikleri görüşler ve münakaşalar çoğal-ınca; hahamlar, hu görüşlerin ve tartışmaların kaybolmasdınan korktular.

Babil T a

i

m u d u ' n u , Rabbİna'n in yard imi i

i

e il k .ya z an' Ashi (M.S. 4.27)dir. Ashi bu işi, Yalıudilerin elinde güvenilir kanuni bir düs-run bulunması ve Yahuqi talebclerinin tedris edeceği bir kitahın mey dana getirilmesi için yapmıştı. Başladığını tamamlamadan ölen Ashi'-nin işini M.S. 499'da ölen Haham Rabina Bar Huna tamamlamıştır.

VI.

ve

VII.

asırlarda Haham Sahoraim, Rahina nüshasının üzerıne açıklamalar Yi! şerhler. koymuş, ihtilaflı konular için de bir bölüm ekle-miştir. Burada zikretmemiz gerekir ki, Yahudi Havrası veya Hahamlık Mezhebi Babil esareti Hrasında meydana getirilmiş ve Mabed yerine geçmiştir. Neticede Havra, toplanma yeri (Bet Hakenesset

=

House of Assembly) olarak adlandırılmıştır. Böylece, Havra27nın yapılma gayesi ve, Talmud'un yazılma nedeni ortaya çıkmış' oluyor.

24 Bu ifadelerdeıı anla~-,jıyor ki, mevcut şekliyle Yeruşalim Talmudu çok bozuk, Babil Talmudu ise çok noksandır. Bu durum, Yabudilerin yıkıcı ve tahripkar Talmutlannın prensip-lerini bizlerin gözlerinden saklamak amacından başka bir gaye gütmedikprensip-lerini ortaya koymak-tadır. çünkü kendileri sadece Vcnedik'te basılan asıl nüshaya itirnad etmektedirler.

25 Batı Ararnicesi, Süryanicc ve Yunanca kanşık bir dil ö~e1liğitaşır. (Çeviren). 2~ Habam Abba Areka, M.S~175 senesinde Babil'de doğmuş, 247 de yine orada ölmüştür. 27 Dr. A. Fabian, The Babylonian Talmud, University of Queensland Press, St. Lueia, 1963, s. 7. Aynca bu konuda Bk. Thc Univ. Jewish Encyc1opedia, Copyright, 1948, X, s. 164.

(10)

BABİL TALMUDU'NUN BASKıLARı:

Babil Talmudu'nun bazı kısıınJaıı. 1484 senesinde basılmış, tam ola-rak da 1520-1523 yılları arasında Venedik'te neşredilmiştir. Basel tab'ı ise, ondan birçok şeyleri kaldıran şiddetli bir Havra murakabesine tabi ,tutulmuştur. 1644-1648'de tab' edilen Anısterdam baskısı ile, .Havra sansürüne L~yun. eğmesine ka.rşılık şeklini fazla değiştirmemiştir. Gü-venilir nüsha ise 1886'da yirmi cilt ol~ak Wilna'da neşredilen Romm baskısıdır ..

. XiV. yüzyılda Münilı'de' hazırlanan nüshadan, Babil Talmudu'nun en güzel baskısını Strack 1912 yılında neşretmiştir. .

. .

Yine bu konuda "Jewish Universal Ellcydopedia" (Genel Yahudi Ansiklopedisi) yazan şöyle der:'

"Babil Talmudu'nun tam yazma olarak kalmayışının önemli sebeb. lerinden birisi Orta çağda, aşın Hıristiyan taassubunun mevcud oluşu-dur. Bu dini taassub çoklarını matbu ve yıı-zma Talmud yüklü arabaları 'ateşlerneye sevketmiştir. Babil Talmudu'nun ilk tam tercümesini,

Son-cino Matbaası, Londra'da neşretmiştir.

İbrahim Kohen, 1921'de Berachoth kitabını İngilizceye tercüme etmiştir. Latince, Fransızca, Rusca, İtalyanca' ve Yiddish28 dilleriyle Babil Talmudu'nun özetini sunan sayısız kitaplar neşredilmiştir.

Yine "Jewİsh Universal Encydopedia" (Genel Yahudi Ansiklo-pedisi) Babil Talmudu hakkında şöyle der: "Babil Talmudu'nun bütün yeni baskıları, dördüncü bahsin sonuna ilave edilmişsayısız küçük ri. saleler ihtiva eder."

Babil Talmudu29 yaklaşık olarakiki milyon beşyüz bin keli~cyi kapsar. Bunlardan. yüzdeotuzu, klssaIar (Haggadah) geri kalanı ıse, hükümlerdir30•

TALMUD'UN (SÖZLÜ KANUN'U~) MEYDANA GELİşİ VE

ÖNEMİ:

Genel Yahudi Ansiklopedisi'nin (Jewish Universal Encydopedia) yazan, Talmud'un çok gii:l.d, edehi uslilbü ilc övünerek şöyle der:

"Tal-28 Yiddislı, Almanya dışına sürülmüş Musevlierin >oyundan olanların XLV. yüzyıl yan-sından başlayarak kullanmış oldukJan Almaııca-lbranice kanşımı diL. (Çeviren). Aynca Bk. Univ. Jewislı Encyclopedia, X, s. 165.

29 Babil 'l'almudu, Nehardca, Sura, Mulıaza, Pumpedita okullarında derlenip düzenlen-mıştır. (Çeviren) .. Bk. Univ. Je\vislı Encyclopedia, Copyriglıt, 1948, X, s. 164.

. 30 Babil Talmudu'uun dili "Doğu Ararnicesi" dir .(Çeviren) Babil Talmudu risaleleri için Bk. Univ. Jewislı Eneyclopediıı, X, s. 165.

(11)

TALMUD'UN DOGUŞU VE YAHUDILER 149

mud, insan hayatının her yönünü kaplayan bir bilgi hazinesidir. Uzun yıllar Talmud eğitimi yapmayan kimse, Tal~ud'un derinliklerini anla-yamaz. Talmud mütercimi, Talmud'un büyüklüğü hakkınd~ doğru bir

i

fikir veremez. Talmud, şerhleri olmaksızın, kilitle k~patılmış bir kitap-tan öteye geçmez."

Yine Ansiklopedi yazarı, şöyle ilave eder: "Talmud, otoritesi, Or-todoks Yahudiler nezdinde İlahi özellikle kabul edilir. Böylece, Talmud prensiplerinin, değişmezliği, sabitliği ve zar~riliği onlarca kabullenil-miştir. Yahudi akidesinİİı ve nazariyesinin kesinleşmesinde Talmud'un oynadığı büyük rolü itiraf etmelerine rağmen, muhafazakar ve ıslahatçı Yahudiler, Talmud'un tüm prensiplerinin tatbik zarureti olmadığını kabul ederler3].

İbranice "Torah Shebe' al Peh" diye adlandırılan "Sözlü Kanun" Tevrat'ta mevcut olmayan, Yalıudilerce kabul edilen Yahudi Kanunu'-ıı:dan bir parçadır.

Hahamlar, topluluğa daha "çok hakim olmak ve daha çok birliği sağlamak gayesiyle; Yahudilerin iç. muamelelerini ve hayatlarını tım-zim etmek için "Sözlü Kanun"u uydurmuşlardır.

İlk defa, Ferisilerden olan Yahudi Hakimleri, Tevrat'ta ya"zılaridan başka, Hz. Musa'dan rivayet olunan diğer kanunları i~ad etmişler ve ona "Sözlü Kanun" adını vermişlerdir. Yine'ünların inançlarına göre, bu "Sözlü Kanunları" Hz. Musa yazmamış ve başka bi~isinin de yazması caiz değildir. Bunun için hahamlar, onu nesilden nesile gizli olarak nak-Jetmişlerdir. Ancak Yahudilerin M.S. 135'de Barkochba'nıil başkanlığın-da,. Ytınanhlara32 karşı giriştikleri başarısız Yahudi isyanından sonra Yahudiler, bu gizli kanunları kaybolm~sından korkarak Talmııd kit,,- \ bında toplamaya başlamışlardır.

31 Hebrew Literatüre, s. 8 şöyle bir bilgi x.erir: 'İ'almud'wı dördüncü bölümü olan Scn-hedrin, Yahudilere büyük bir Milli Kurul (Great National Senate) kurmalanııın gerekli olduğunlt ,<iyIer. Ayıu bölümün "Mücazat" (Punishment) adı verilen onun cu risalesi, Senlıedrin'e karşı olan Yalıudilerin, cezalandırılma ve te'dib edilmelerini ihtiva eder; (Burada söylemekte yarar vardır ki, Senhed,rin, Jewish Financirs Şirketi perdesi arkasında, bugün fiilen mevcuddur. Dünya kapitalizminin üçte birinden az olmayan kısmı üzerinde direkt veya endirekt hakimiyet ve kont-rolünü sürdürmektedir. Zannedildiği gibi Senhedrin'in faaliyeti, sadece Yalıudileri te'dib değil; ayın zamanda (Yalıudilerin yeni planlan gereğince) Siyonizm siyaseti ile siyasetleri bağdaşma-yan hükümet ve rejimIeri de te'di), etmeyi amaçları içerisine almaktadır. Bu haliyle Senlıedrin, dünya çapında gizli bir hükümettir. Senhedrin otoriteleri, hakim olduklan Batılı Yayın Organ-lan, hükümetleri ve Milli İstihbarat kurullariyle işbirliği halindedir. (Bk. 27 Haziran 1968 yı-lında Kuveyt'te Ileşredıilen (j.J!,"

..k~)

gazetesinde İngiliz yorumeu Lord Cymyc'in yazısı). 32 Yazareı Yunanlılara karşı gösterdiği isyan aslında "Romalılara" karşı yapılmış ve ba-şarı da kazanmı~t".. Ancak ömrü ü'; yıl kadar sürmüştür. M,S. 132-135). (Çeviren)

(12)

Genel Yahudi Ansiklopedisi yazarının yazdığına göre, "Yazılı ve Sözlü" Kanun, yahudilerin yanında hüküm'de aynı itibar oJıınur. Ya-hudiler ikisinin arasını sadece isim'de ayırırlar.

Dr.Joseph Barçlay da şöyle der: "İkinci Kanun"un veya I'Sözlü Kanun"un dayandığı külli esas, Hz. Musa'nın Tevrat'ta açıkladığı şu şeye iltifat etmemektil': "Rab bu sözleri (On Emir) bütün cemaatinize, dağda ateşin, bulutun ve koyu karanlığın içinden, büyük sesle söyledi ve başka bir şey demekdp3."

. .

Ayrıca şunu da ilave etmiştir: "Yahudi Mabedinin yıkılışı, Y ahu-diler~, şiddetli bir dini hamaset unsuru teşkil etmiştir. Bu 'dini hamaset duygUları bazan yanlışlıkla, hazan da hedefine uygun ve kıvamında tahrik edilmiştir. Aneak bu dinı eoşkunlukartmakta ve daha da arta-caktır. Çünkü büyük sonuç yakl.aşmaktadır34•

FERİsİLER (Pharcesis): i

M.O. 200 senesinde ortaya çıkan Ferisiler, M.S. 200 senesine kadıir Yahudi toplumunda varlıklarını sürdürdüler. "Sözlü Kanun"u icad eden bunlardır. Ferisiler M.O. 444'de ölen Haham Ezra'ya tabi' olmuş- . lardır .. Klasik Yahudi yazarları, Ferisilere "Büyük Havra Adamları" (Men. of Great

,

Synogogue) diye işaret etmişlerdir. Ferisiler, Ezra'yı, Musa' (a.s.)'dan sonra en büyük Yahudi MuaIlimi sayarlar.

Ferisi; ayrılmış olan demektir. Bu anlamın kaynağı, onların, Tevrat prensiplerine bağlı kalan Genel Yahudi Ekolünden ayrılmış olmalarm-dan yahud ilk defa kendi gürüşlerine bağlı kalan Ferisilere karşı ayak-lanan, Sadukiler (Saddueces) gurubundan ayrılmalarından

kaynak-lanabilir. ' .

Daha sonra Ferisiler arasından Karailik hareketi ;mhm etmıştır. Bunlar, Ferisi inancının geç'ersizliğini ilan etmişler, Ferisilerin, kendi. duygularını ve istekl$rini tatmin için koydukları Talmud'dan yüz çevir-mişlerdir."Aynı şekilde Refurmist Yahudiler (Reform Jews) de Sözlü Kanun olan "Talmud"un semadan inmiş' olmasını ve Hz. Mu"Sa'dan rivayet edilmiş olmasını inkar. etmişlerdir. Modern Ortodoks Yahudiler ise Ferisileri, sapıklar olarak telakki etmişlerdir. Genel Yahudi Ansi~-lopedisinin şehadetine göre, bu "Ortodoks Yahudiler" sözlü kanuna Feri-silerin imanı şeklinde inanırlar3;.

33 Temiyc: V /22.

34 Hebrcw Literalıır~, s. 40.

(13)

TALMUD'UN DOGUŞU'YE YAHUDiLER 151

Genel Yahudi Ansiklopedisinin yazarı şunu da ilave eder: "Modern Hü~riyetçi Yahudilik" (Modern Liberal J udaism) Yahudi dini kabra-manlığının neticesi olan yazılı ve sözlü iki kanunu da kabul eder. Fakat "Hürriyetçi Yahudilik" bu kanWıIarın zaman zaman, asrın din fikrine uygun olarak ve ihtiyaçlara göre değişmesi zaruretine de inanır. .. Or-todoks ve Hiirriyetçi Yahudiler, Yazılı Kanun'a, Sözlü Kanun'un, mil-letin adetlerinin ve yeni unsurların ilave edilmesiyle onu donukluktan kurtaracağı kanaatinde birleşmektedirler. Onlara göre, Yahudiler, böylece kanunlarını yeni şartlara uyması için değiştirmeye kadir ola hilirler.

Talmud prensiplerine, Yahudileri tutunmaya sevk eden şey, kud-retierinin ani çökmesi ve hütün medreselerinin bir anda kapanmış ol-masıdır. İşte bu durum, gelecek merhaleler için onları, yeni prensipler aramaya sevketmiştir. Böylece Y alıudiler, Evrens~l bir imparatorluk kurmayı hazırlamak için, yalnız dini prensipler çerçevesinde topluma hakim olmayı ve hayatı idame ettinneyi kendilerine öğreten Talmud'da, aradıkJarını bulmuşlardır.

Dr. Joseph Barday ise şöyle der: "Genel bir Yahudi topluluğu olma-sına rağmen, Talmud sadece, Ortodoks Yalıudiliğine' itibar etmiştir., Çü,nku 'falmud, onların ~uhtaç olduğu şeyle? onları güçlendirmiştir.

Dr.A. Fabian'ın görüşü,ne göre ise, Talmud'un Yahudi kavmi ve dinini korumada çok kuvvetli payı olmuştur. Talmud, medeniyetin her derecesinde, her devlet vetoplumda, hcl' zaman ve mekanda onların, uyumlu hale gelmesine sebep olmuştur.

Yine Fahian, bu konuda 1,. Ginzberg'in şu sözlerini nakleder:

i

"Talmud, Y alıudiye; dış dünyadaki kin ve zulümlerden kaçarak, dilediği gibi sığınacağı ebedi manevı bir Cennet vermiştir. Yahudi nesil-leri, Talmud sahifelerinde en. derin dinı arz'ularını doyuracak hususu bulmuşlardır. Aynı şekiıae Yahudi, Talmud'da; fikri ilhamlarının en iistun kuvvetini bulmuştur. Dünya milletleri, mazilerinden kopmakJa birlikte; Talmud, Tevrat'tan sonra Yahudilerin hayatında ruhi bir kuv-vet ve semereli bir ahlak ohııaya devam etmektedir.

Ahraham Weiss de şöyle der: "Yahudi, Talmud sayesinde, Talmud

da, Yahudi sayesinde ayakta kalabilmiştir." .

Daha sonra Fabian şöyle devam eder: "Bugün de dahil, Yahudinin hayatı, büyük ölçüde: Talmud prensipleri ve esasları üzerine kurulmuş-tur. Dinı vazifclerimiz, dualarımız, ııyinlerimhı:, evlilik kanunlıırımız ve

(14)

/

daha birçok e'saslar ve kanunları doğrudan doğruya Talmud'dan çıka-rılmıştır. Yahudide karakterleşen. bütün .ıfatlar, Talriıud'a dayanır; şahsiyette vakar, tasadduk, toplum hürriyetine meyil, sağlam aile iliş-kileri, öğrenmeye olan susamışlık, akli yeteneklerin tamamı~ Talmud'a bağlanır. Kısaca, Yahudi'nin hayatı Talmud'la gelişmiştir."

Dr. Joseph Barclay, bize; Haham Goshua ben Levi'nin, Talmud'-un şu sözünü Ilakleder: Talmud'u tahrif edenin Cennetten nasibi yok-tur. Onu' şerhe tevessül eden ise, yakıIıf»~6.

BtBLtYOGRAFY A

1-

H.L. Straek, Einleitung in den Talmud, Leibzie,

1894.

2-

J.H. Weiss, Bet Talmud, Vienna,

1881.-1882.

3- E.Bisehoff, Talmud - Katcehismus, Leibzie,

ı

904.

4-

The Jewish Eneyclopedia, U.S.A. (I - XII),

1903-1905).

5-

The Universal Eneyclopcdia, New York, (I - X)

1948.

6-

Dr.Joscph Barelay, H~brew Literature, New York,

190L.

7:--

Dr.Joseph Barclay, The Talmud, London,

1878.

8- H.Polano, The Talmud, London, (tarilısiz).

9-

Lewis Browne, The Wisdom of Israel, London,

1948.

10-

DLA.Fabian, The Babylonian Talmud, Lucia,

1963.

11-

.Dr.Samuel Krauss, The Mishnah Treati!;e Sanhedrip, Leiden,

1909.

12-' Dr.Muhammed Bahr Abdu'l-Mecid,

d-

Yahud fi'I.Endelus, Kahire,

1970.

13- Dr.Rudlcng, el-Kenzu'l-Mersud Fi Kavaidi't-Talmud, Arapçaya Çeviren: Yusuf Nasrullah, Kahil'e,

1899.'

36 Hebrew Literature. s. 14. Dr, Joseph Barelay, The Talmud, London, 1978, s. '15. NOT: Ortodoks Yahudiliğin "bugünkü İsrail'de hakim olduğunu belirtmek kayda değer.

Ortodoksluğun en büyük hahaını ile İsrail hükümeti ara,;ında "Kimin Yahudi olup olmadığı" probleminin tartışması hala gözlerimizin önünde canlılığını koruyor, Hükümetin ve ısrail Yüksek Mahkemesi'rıin görüşüne göre. hcr İsrailli Yahudi'dir. Fakat cn büyük haham, Yahudilikleri Orlodoks Havrası tarafından kabul 'edilmi~ Yahudi anne ve babamıı oğlu olmayanı Yahudi olarak görrtıemektedir. Ortodoks hahamlığı, reform;st bir hahamın elinde Yahudileşen Amerikalı bir kadının yahu-diliğini kabul etmediği için, Filistin'deki Yahudi Devleti de reformist halıamı ta-mmamaktadır. Bu durumdan anlaşılıyor ki bugün İsrail'de hakimiyetini sürdür,en' büyük çoğunluk Ortodoks Yahudilerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

(2) Hattâ hükmen red müessesesini (2) kabul etmek suretiyle aynı mirasçıyı bütün borçlardan helâs et­ mek şıkkını ihtiyar etmiştir. Bu suretle her iki kanun da kabul

Kanun kimse hürriyetini ferağ veya onun kullanılmasını hukuka ve ahlâka aykırı olacak derecede takyid edemez demekle, acaba sadece şahsın iman ve vicdan hürri­

Burada göze çarpan bir yandan kültürün parçalanması (zira etnologlar her grubun kendine ait kültürü olduğunu ortaya koy­ muşlardır), diğer yandan, bu yeni, kütlelere

Tapu kanunu, borçlunun ölümü halinde, şartlı bir ferağla (ve- faen ferağ) garanti edilmiş her alacağm, miras üzerinde mevcut alelade bir alacağa inkilab edeceğini

Güney Almanya İdarî Yargı Kanunu «Süddeutsche Verwal- tungsgerichtsgesetz» (SüddVGG) • ile iptal dâvasının alanı genişle­ di; bir görsvin ihmal edilmesine karşı da

quie peuvent etre citees en premier lieu: Par exemple, la suppres- sion des references faites au droit cantonal, la Turquie etant un Etat unitaire et non federal comme la

fına gerçek bir riayet göstermiştir. Tervici gayri kabil görünen, ta­ nımanın mütekabiliyet şartına bağlı tutulması da hukukumuzun yabancısı olduğu bir

Doktrin ve mahkeme içtihatlarının ışığı altında MK.. Klâsik görüş taraftarlarının belirttiği ve modern görüş ta­ raftarlarınca da benimsendiği üzere MK. 321 ve