22
«¿a
Ahmet KÖKSAL
(f t İ S İ f t l __
)
Tülay Börtecene’nin “Yiizler” i
^ Î I E S İ M uğraşını 1959'dan beri aralıksız sürdüren Tülay J \ | T u r a Börtecene, bugünlerde Vepa G3İerisi’nde düzenle- nen sergisinde yeni çalışmalarından 26 yağlıboyayı ortaya çıkardı. İlk dönemde soyut akımlarla ilgilenen sanatçının, bu dö nem birikimleri olan doİcusal incelikler, form ve leke araştırmala- * nnı, 1964’ten sonra fantastik doğa ve mekân kurgularına ye yakın * yıllarda “ insan” kavramına yönlendirerek anlatımcı bir yönde ge liştirdiği görülmektedir.
1979 Mart’mda Bedri Rahmi Galerisi’ nde izlediğimiz kıraç, ya banıl doğa kesimlerini, ıssız kaya formlarını içeren resimleri, do ğal oluşuma koşut yalnızlık, bırakılmışlık, çoraklık imgesi gibi insancı! bir duyarlığı vurgulamaktan geri kalmıyordu. İki yıl önce Ankara Vakko’da sergilenen resimlerinde ise bu insancıl duyarlık “ ete kemiğe bürünüp” daha somut ve anlatımcı “ Yüzler” e dö nüşüyordu. Tülay Tura Börtecene’nin şimdiki "Y ü zler I I ” adlı sergisinde yer alan resimleri de 1983’te Ankara’da sergilenen ya pıtlarının yeni çeşitlemeleri. Geleneksel portre kavramının dışında oluşturulan bu yüzlerde, insan ıerminde biçimlenmiş ortak bir du yarlığın iletişimini, anlatımcı kaygılarını buluyoruz.
Yeni resimleri arasında sınırsız bir gökyüzü altında ya da çıp lak kaya formları, iri ağaç gövdeleriyle birlikte yer alan ikili, üçlü portre gruplarında önceki dönemine ilişkin geçişgenlik izlerine ıast- lanıyor. Kimi tablolarında yoğun bir karanlığın içüıden bakan ışıklı ama küskün, mutsuz, tedirgin yüzlerde yaşamı sorgulayan bir iç dünyasının yansımalarıyla karşılaşıyoruz. Aydınlık sınırsız bir gök yüzüne açılan küçük bir peyzaj kesitinde yer alan kadın ve erkek lerin belirsiz bir noktada donakalmış bakışlarında ise kanıksanmış, suskun bir acıya direniş seziliyor. Herhangi bir model örnek tutu larak gerçekleştirilmemiş olan bu portrelerde, yer yer belirli bir tipleştirmenin anonim çizgilerine rastlanabiliyor. Hepimizin yakın dan tanıdığı ortak bir mutsuzluk, tedirginlik ve suskun bir acının insan yüzlerinde biçimlenmiş bireşimi. Belki Ahmet Oktay’ ın "H er suret hem bakanıdır aynanın hem göreni” dizesindeki anlamla öz deşleşebilen, yaşadığımız zamanın bir tür görsel tutanağını, belge sini buluyoruz Börtecene’nin yüzlerinde.
Sanatçı çağdaş ve susıcun bir yaşam çığlığının, daha çok ya zınsal bir duyarlığın görsel boyutlarını anlatıma ve yorumlayıcı bir düzeyde araştırıp, kişisel bir biçem doğrultusunda somutlaş tırıyor.
hir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi