• Sonuç bulunamadı

Psycho-oncology in the point of view of Oncology Doctors:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psycho-oncology in the point of view of Oncology Doctors:"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Onkoloji Hekimlerinin Gözünden

Psikoonkoloji: "Birim Kurulurken ve Ýki Yýl Sonra"

-Bir Anket Çalýþmasý

Haldun Soygür1, Elvan Özalp2, Eylem Þahin Cankurtaran2, Levent Turhan3, Hüseyin Karþýgil4, Gazanfer Özenci4

1Doç. Dr., 2Uz Dr., 3Dr., 4Psikolog, Ankara Onkoloji Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ankara

SUMMARY

Psycho-oncology in the point of view of Oncology Doctors: "Newly Settling Psycho-oncology Unit and

Two Years After" - A Questionnaire Study Objective: The goal of the study was to determine the level of information of the doctors on Consultation-Liaison Psychiatry (CLP) and psycho-oncology (PO) at the beginning of settling of a psychiatry clinic and two years later. Method: Two hundred and seventeen doctors working in the hospital were applied a questionnaire, which was prepared by us for obtaining information about the doctor's opinions on CLP and PO. The ques-tionnaire was reapplied in the same way two years after. Doctors answered the questionnaire by choosing one of four options: "high", "moderate", "low", "any". Results: On first application, the rate of answering the question-naire was 48.3%; after two years, the rate was higher than previous application (68.2%). The level of informa-tion on CLP and PO of the doctors increased in two years time (p=0.001). Doctors answered positively that psy-chiatrist have to be included in oncology team on the first application 50%, two years after 78%, (p=0.0001). The frequency of pscychiatric consultation ratios were 16% "high", 33% "moderate", 37% "low" ve 14% "any "after two years ratios were 25 % "high", 49% moder-ate,22% "low", 4% "any" (p=0.002). Conclusion: According to the results of questionnaire; doctors work-ing in our hospital have been much more informed on CLP and PO in two years time, interested in much more about their patients' psychiatric complaints and they have frequently consultated their patients and especially explained that psychiatrists have to be included in oncol-ogy team.

Key Words: Consultation-Liaison psychiatry, psycho-oncology, oncologists.

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmanýn amacý, kliniðimizin, konsültasyon-liyezon psikiyatrisi (KLP) ve psiko-onkoloji (PO) hizmet-lerinin geliþimine katkýda bulunmak ve bu kavramlarýn, onkoloji hastanesinde çalýþan hekimlerin gözünden nasýl göründüðünün, kliniðimizin kuruluþunun baþlangýcýnda ve iki yýl sonra ne gibi deðiþiklikler içerdiðinin araþtýrýl-masýdýr. Yöntem: Hastanemizde çalýþan 217 hekime KLP ve PO hakkýndaki görüþlerini öðrenmeyi amaçlayan, klini-ðimiz tarafýndan hazýrlanan bir anket formu uygulanmýþ, iki yýl sonra uygulama ayný yöntemle tekrarlanmýþtýr. Bulgular: Ýlk uygulamada anketin yanýtlanma oraný %48.3 iken; iki yýl sonraki uygulamada %68.2'ye yük-selmiþtir. Hekimlerin KLP ve PO konusunda iki yýl içinde bilgi düzeyleri artmýþtýr (p=0.001). Hekimler, psikiyatri çalýþanlarýnýn onkoloji tedavi ekibinin bir parçasý olmasý gerekliliði ile ilgili olarak ilk uygulamada %50 oranýnda, iki yýl sonra %78 oranýnda evet diyerek yanýtlamýþlardýr (p=0.0001). Hekimlerin psikiyatri konsültasyonu isteme sýklýklarý ile ilgili yanýtlarý ilk uygulamada %16 oranýnda "fazla", %33 oranýnda "orta", %37 oranýnda "az" ve %14 oranýnda "hiç" þeklindeyken, iki yýl sonraki uygulamada %25 oranýnda "fazla", %49 oranýnda "orta", %22 oranýn-da "az" ve %4 oranýnoranýn-da "hiç" þeklinde olmuþtur (p=0.002). Sonuç: Ýki yýl içinde hastanemizde çalýþan hekimlerin hastalarýnýn ruhsal yakýnmalarýný daha çok sorguladýklarý ve psikiyatri konsültasyonu isteme sýklýk-larýnýn arttýðý, en önemlisi de ruh saðlýðý çalýþansýklýk-larýnýn onkoloji ekibinin içinde olmalarý gereðine daha çok inandýklarý anlaþýlmýþtýr.

Anahtar Sözcükler: Konsültasyon-liyezon psikiyatrisi, psiko-onkoloji, onkoloji hekimleri.

(2)

GÝRÝÞ

Tarihsel süreç içinde, týp, psikiyatri ve onkoloji iliþkileri gözden geçirildiðinde, dünyada ilk kez bir genel hastane içinde psikiyatri servisinin kuruluþu-nun yaklaþýk yüz yýl önce; ilk kez bir onkoloji merkezinde psikiyatri biriminin kuruluþunun ise yaklaþýk elli yýl önce gerçekleþtiði görülmektedir. Psikiyatrinin genel týptan ayrý, toplumdan uzak algýlandýðý, psikiyatri kliniklerinin genel has-tanelerin dýþýnda oluþturulduðu ve psikiyatristlerin de, yalnýzca toplum tarafýndan dýþlanan, akýl has-tanelerinde "depolanan" "deli"lere, "farklý ve acayip" olanlara bakan akýl hastalýklarý uzmaný anlamýnda "alienist" nitelemesinin yakýþtýrýldýðý bin sekizyüzlü yýllardan bu yana, psikiyatri, toplumun ve genel týbbýn içinde hak ettiði yeri kazanma doðrultusunda büyük adýmlar atmýþsa da, psikiyatri pratiði hala çeþitli güçlüklerle karþý karþýyadýr (Holland 1998). Psikiyatrinin týbbýn bir parçasý olarak genel hastanelerle bütünleþmesi gerekliliði-ni vurgulayan ve ilk kez "Liyezon Psikiyatrisi" kavramýný kullanýp bir servis oluþturan hekim Edward G. Biblings'dir. Bin dokuzyüzyetmiþli yýl-larda, bir yandan konsültasyon-liyezon psikiyatrisi (KLP), psikosomatik týp, nöroloji ve farmakoloji alanlarýndaki geliþmelerle zenginleþerek bir üst ihtisas alaný halini alýrken; öte yandan Amerika Birleþik Devletleri, Ýngiltere ve Danimarka'da kanser hastanelerinde kurulmuþ olan psiko-onkoloji (PO) birimleri kurumsallaþmaya baþ-lamýþtýr. Bindokuzyüzseksenli ve doksanlý yýllarda diðer pek çok ülkenin yaný sýra ülkemizde de bu alanda çalýþmalar baþlamýþtýr. Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi Onkoloji Enstitüsüne baðlý ayrý bir psiko-onkoloji birimi oluþturulurken, Ege Üniver-sitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý ve Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý’nda onkoloji hastalarý ve ailelerine, Onkoloji-hematoloji ve Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalý’nda görev yapmakta olan hekimlere yönelik destek gruplarý düzenlenmeye baþlanmýþ ve günümüzde de sürdürülmektedir (Holland ve Marchini 1998, Özkan 1997, Ünlüoðlu ve ark. 1998, Elbi 1991). Son yirmi yýlda dünyada ve ülkemizde önemli geliþmeler kaydeden psiko-onkoloji disipli-ni, günümüzde de, kanserin etiyoloji, taný, tedavi ve rehabilitasyonunda biyopsikososyal bütüncül

yak-laþýmýn benimsenmesi ile geliþimini sürdürmekte-dir (Holland ve Marchini 1998).

Epidemiyolojik çalýþmalar genel nüfusun %18'inin, çeþitli kliniklere baþvuranlarýn %20-50'sinin psiki-yatrik destek gerektirecek düzeyde ruhsal sorunlar yaþadýklarýný göstermektedir (Özkan 1997). Buna raðmen genel hastanelerde yatan hastalardan psikiyatrik konsültasyon istenme oraný sadece %0.6-12 düzeyindedir (Aladjem 2005, Gelder ve ark. 1996, Özmen ve ark. 1997, Gala ve ark. 1999). Kanser hastalarýnda psikiyatrik morbiditeyi araþtýran çalýþmalara temel teþkil eden en kapsam-lý araþtýrma Derogatis ve ark.'nýn 1983 yýkapsam-lýnda yap-týklarý "Psycosocial Collaborative Oncology Group" (PSYCOG) çalýþmasýdýr. Bu çalýþmaya göre kanser hastalarýnýn %47'sinde taný konacak düzeyde ruh-sal bozukluk saptanmýþ ve kanser hastalarýnda psikiyatrik taný daðýlýmý; %68 uyum bozukluðu, %13 major depresyon, %8 organik beyin sendro-mu, %7 kiþilik bozukluðu % 4 anksiyete bozukluðu olarak bildirilmiþtir (Derogatis ve ark. 1983). Psikiyatrik konsültasyonlarýn epidemiyolojisi ile ilgili çalýþmalarda ise en sýk görülen tanýnýn depresyon olduðu bildirilmiþtir (Duffy 1997). Onkoloji hastalarýnda ise durum daha da çarpýcýdýr, psikiyatrik hastalýk görülme sýklýðý %51 gibi yüksek bir orandadýr (Berard ve ark. 1998) ve onkoloji polikliniklerine ayaktan baþvuran kanser hastalarýnýn %15'inde, yatan hastalarýn %25'inde major depresyon görüldüðü bildirilmektedir (Mermelstein ve ark. 1992).

Çaðdaþ týp anlayýþý, insanýn biyopsikososyal bütün-lük içinde deðerlendirilmesi gereðini özenle vurgu-lamasýna karþýn, genelde konsültasyon-liyezon psikiyatrisinin, özelde psiko-onkolojinin optimal biçimde uygulanabilmeleri, ancak diðer týp disiplin-leri ile psikiyatri arasýnda kurulacak iyi bir iþbirliði ile mümkündür. Ýþbirliði ise, doðru ve olumlu bakýþ açýlarý ile yaþama geçirilebilecek bir kavramdýr. Hastanemiz, 40 yýlý aþkýn bir süredir, aðýrlýklý olarak onkoloji alanýnda hizmet sunan bir genel eðitim ve araþtýrma hastanesidir. Hastanenin tarihi ince-lendiðinde, bu süre içinde, herhangi bir psikiyatri servisinin varlýðý bir yana, bir psikiyatristin dahi is-tihdam edilmediði gözlenmektedir. Hastanemiz psikiyatri kliniði 1 Kasým 2002'den itibaren hizmet vermeye baþlamýþtýr. Bu çalýþmada, kliniðimizin konsültasyon-liyezon psikiyatrisi ve psiko-onkoloji

(3)

hizmetlerine ýþýk tutmak üzere, bu kavramlarýn, onkoloji hastanesinde çalýþan hekimlerin gözünden nasýl göründüðünün, kliniðimizin kuruluþunun baþlangýcýnda ve iki yýl sonra ne gibi farklýlýklar içerdiðinin araþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr.

GEREÇ VE YÖNTEM

Psiko-onkoloji biriminin kuruluþu olan 1 Kasým 2002 tarihinde hastanemizde çalýþan 217 hekime kliniðimiz tarafýndan geliþtirilmiþ bir anket formu, görüþmeci yöntemiyle uygulanmýþ, iki yýl sonra uygulama ayný yöntemle tekrarlanmýþtýr. Anket formunda hekimlerden KLP ve PO hakkýndaki görüþlerini öðrenmeyi amaçlayan; (KLP ve PO konusunda ne ölçüde bilgi sahibi olduklarý, psiki-yatri çalýþanlarýnýn onkoloji tedavi ekibinin bir parçasý olmasýný ne ölçüde gerekli bulduklarý, hastalarýnýn ruhsal yakýnmalarýný ne ölçüde sorgu-ladýklarý, hastalarýnýn ruhsal yakýnmalarýný ne ölçüde dile getirdiklerini düþündükleri, hasta-larýnýn psikiyatrik tedaviye ne ölçüde gereksinim duyduklarý, psikiyatri konsültasyonu isteme sýklýk-larý, hastalarýna kanser tanýsýný ne sýklýkla açýk-ladýklarý, onkoloji alanýnda çalýþýyor olmanýn ruh saðlýklarýný ne oranda etkilediði ve ne ölçüde psikolojik destek gereksinimi/isteði hissettiklerini bildirenkapalý uçlu sorular sorulmuþ ve hekimlerin yanýtlarýný " fazla" "orta" "az" ve "hiç" seçenekleri üzerinden deðerlendirmeleri istenmiþtir. Her iki uygulamanýn yanýtlar açýsýndan baðýmlýlýðý ki-kare testi ile karþýlaþtýrýlmýþtýr.

BULGULAR

Ýlk uygulamada anket verilen 217 hekimin 100'ü anketi tümüyle doldurarak geri verirken, iki yýl son-raki uygulamada anket verilen hekimlerin 148'i anketi yanýtlamýþtýr. Ýlk uygulamada anketin yanýt-lanma oraný %48.3 iken; iki yýl sonraki uygulamada %68.2 'ye yükselmiþtir. KLP konusunda ne ölçüde bilgi sahibi olduklarýyla ilgili olarak; ilk anket uygu-lamasýnda hekimlerin %4'ü "fazla", %29'u "orta", %41'i "az", %26'sý "hiç" yanýtýný verirlerken, iki yýl sonra %24'ü "fazla", %35'i "orta" %29'u "az", %12'si "hiç" yanýtýný vermiþlerdir (p=0,001). Hekimler, PO konusundaki bilgi düzeyleri için ise, ilk anket uygu-lamasýnda %8.9 oranýnda "fazla" düzeyde, %35.6 oranýnda "orta", %44.6 oranýnda "az" düzeyde,

%10.9 oranýnda "hiç" yanýtýný verirlerken iki yýl sonra %29'sý "fazla", %61'i "orta", %10'u "az" yanýtýný vermiþlerdir (p=0.001). Hekimler, psiki-yatri çalýþanlarýnýn onkoloji tedavi ekibinin bir parçasý olmasýnýn ne kadar gerekli olduðunu düþünüyorsunuz sorusunu, birimin kuruluþ aþa-masýnda %50 oranda "evet", %50 oranýnda "hayýr" þeklinde iþaretlerken iki yýl sonraki uygulamada %78 oranýnda "evet", %22 oranýnda "hayýr" þek-linde yanýtlamýþlardýr (p=0.0001). Hekimler, ilk uygulamada hastalarýnýn ruhsal yakýnmalarýný %21.2 oranýnda "fazla", %36.4 oranýnda "orta", %34.3 oranýnda "az", %8.1 oranýnda "hiç" þeklinde ifade ettiklerini belirtirken; iki yýl sonraki uygula-mada %37.6 oranýnda "fazla", %36.6 oranýnda "orta", %24.8 oranýnda "az", %1.0 “hiç” þeklinde ifade etmiþlerdir (p=0.008). Hekimler hastalarýnýn ruhsal yakýnmalarýný dile getiriþlerini ilk uygulama-da %29.3 "fazla", %39.4 "orta", %30.3 oranýnuygulama-da "az", % 1.0 "hiç", iki yýl sonraki uygulamada %30.7 "fazla", %36.6 "orta", %30.7 "az", %2.0 ''hiç'' þek-linde bildirmiþlerdir (p=0.930). Hekimler hasta-larýnýn psikiyatrik tedaviye ne ölçüde gereksinim duyduklarýný dile getirirken, ilk uygulamada %62 oranýnda "fazla", %30 oranýnda "orta",%7 "az", %1 "hiç" seçeneklerini iþaretlemiþler; iki yýl sonraki uygulamada %68 oranýnda fazla, %30 oranýnda "orta", %1 "az", %1 "hiç" seçeneklerini iþaretlemiþlerdir (p=0.189). Hekimlerin psikiyatri konsültasyonu isteme sýklýklarý ile ilgili yanýtlarý ilk uygulamada %16 oranýnda "fazla", %33 oranýnda "orta", %37 oranýnda "az" ve %14 oranýnda "hiç" þeklindeyken, iki yýl sonraki uygulamada %25 oranýnda "fazla", %49 oranýnda "orta", %22 oranýn-da "az" ve %4 oranýnoranýn-da "hiç" þeklinde olmuþtur. (p=0.002). Hekimler hastalarýna kanser tanýsýný ne sýklýkla açýkladýklarý sorusuna, ilk uygulamada %26.7 oranýnda "fazla", %22.8 oranýnda "orta", %31.7 oranýnda "az", ve %18.8 oranýnda "hiç" seçeneklerini iþaretleyerek, iki yýl sonraki uygula-mada %40 oranýnda "fazla", %35 oranýnda "orta", %20 oranýnda "az" ve %5 oranýnda "hiç" þeklinde iþaretleyerek yanýt vermiþlerdir (p=0.001). Hekim-ler, onkoloji alanýnda çalýþýyor olmalarýnýn ruh saðlýklarýný olumsuz etkileyip etkilemediði soru-sunu, ilk uygulamada, %79.8 oranýnda "evet" %20.2 oranýnda "hayýr" olarak yanýtlarken, iki yýl sonraki uygulamada %77.0 oranýnda "evet", %23.0 oranýn-da "hayýr" yanýtý vermiþlerdir (p=0.632). Hekimler

(4)

psikolojik destek gereksinimi/isteðini ilk uygulama-da %36.4 oranýnuygulama-da "fazla", %24.2 oranýnuygulama-da "orta", %28.3 oranýnda "az" ve %11.1 "hiç" þeklinde iþaretlerlerken, iki yýl sonra %49 oranýnda "fazla'' , %25 oranýnda ''orta'', %16 oranýnda ''az'', %10 oranýnda "hiç" seçeneklerini iþaretleyerek bildir-miþlerdir (p= 0.150) (Tablo 1).

TARTIÞMA

Hastanemizde psiko-onkoloji biriminin henüz kurulduðu ancak uygulamaya geçilmediði dönemde onkoloji hekimlerinin düþüncelerini yansýtan ilk uygulamada, anket yarýya yakýn bir oranda (%48.3) yanýtlanmýþtýr. Bu bulgu, onkoloji hekimlerinin günlük uygulamalarýnda o güne dek yer almayan görece yeni bir disipline temkinli bir

biçimde yaklaþmalarý ya da hekimlerin iþ yoðunluk-larý nedeniyle anket yanýtlamaya zaman ayýrmak istemeyiþleriyle açýklanabilir. Hekimlerin genelde KLP birimleri ile ilgili düþüncelerini öðrenmek üzere yapýlan diðer anket çalýþmalarý ince-lendiðinde oranlarýn birbirinden oldukça farklý olduðu gözlenmektedir. Kumbasar ve ark.'nýn (1998) yaptýklarý anket çalýþmasýnda anketin yanýt-lanma oraný %9.3 olarak saptanmýþtýr. Karlýdere ve ark.'nýn (1999) hekimlerin psikiyatrik konsültas-yonlardan beklentilerini araþtýrdýklarý çalýþmalarýn-da ise anketin yanýtlanma oraný %76.5'tir. Ülke-mizde doðrudan psiko-onkolojiye dönük bir anket çalýþmasý bildiðimiz kadarýyla yoktur. Amerika'da 1000 onkoloji hekimine posta yolu ile ulaþtýrýlarak uygulanan anket çalýþmasýnda ise yanýt alýnma

Tablo 1. Anket sorularý

Anket Sorularý Uyg** Fazla % Orta % Az % Hiç % *p deðeri 1- KLP konusunda bilgi sahibi olma düzeyiniz size

göre ne ölçüdedir? 1. 2. 4.0 24.0 29.0 35.0 41.0 29.0 26.0 12.0 0.001

2- Psiko-onkoloji konusunda bilgi sahibi olma düzeyiniz size göre ne ölçüdedir?

1. 2. 8.9 29.0 35.6 61.0 44.6 10.0 10.9 -0.001

3- Hastalarýnýzýn ruhsal yakýnmalarýný ne ölçüde sorguluyorsunuz? 1. 2. 21.2 37.6 36.4 36.6 34.3 24.8 8.1 1.0 0.008 4- Size gore hastalarýnýz ruhsal yakýnmalarýný ne

ölçüde dile getiriyorlar ?

1. 2. 29.3 30.7 39.4 36.6 30.3 30.7 1.0 2.0 0. 930

5- Size gore hastalarýnýzýn psikiyatrik tedaviye ne ölçüde gereksinimleri vardýr?

1. 2. 62.0 68.0 30.0 30.0 7.0 1.0 1.0 1.0 0.189 6- Psikiyatri konsültasyonu isteme sýklýðýnýz ne

düzeydedir? 1. 2. 16.0 25.0 33.0 49.0 37.0 22.0 14.0 4.0 0.002 7- Kanser tanýsý koyduðunuzda, hastalarýnýza tanýyý

ne sýklýkta söylüyorsunuz? 1. 2. 26.7 40.0 22.8 35.0 31.7 20.0 18.8 5.0 0.001 8- Onkoloji alanýnda çalýþan bir hekim olarak

psikolo-jik destek alma gereksiniminiz /isteðiniz ne ölçüdedir.? 1. 2. 36.4 49.0 24.2 25.0 28.3 16.0 11.1 10.0 0.150

9- Onkoloji alanýnda çalýþýyor olmak ruh saðlýðýnýzý olumsuz yönde etkiliyor mu?

1. 2. Evet % 79.8 77.0 Hayýr % 20.2 23.0 0.632 10- Ruh saðlýðý çalýþanlarý onkoloji tedavi

ekibinin içinde yer almalý mý?

1. 2. Evet % 50.0 78.0 Hayýr % 50.0 22.0 0.0001

*Ki-kare testi, p<0.05 anlamlý olarak kabul edildi. **Uyg. 1.Baþlangýç, 2.Ýki yýl sonraki uygulama. (9.ve 10. sorular yanýt biçiminin farklýlýðý sebe-biyle özgün anket formunun içinde yer aldýðý yerden farklý olarak tablonun sonunda yer almaktadýr).

(5)

oraný %60 olarak saptanmýþtýr (Whippen ve Canellos 1991). Yanýtlanma oranýndaki bu farklýlýk-larýn anketin uygulanma biçimine, her hastane ve kuruluþun kendine özgü koþullarýna baðlý olabile-ceði düþünülmektedir. Hastanemizde birimin kuru-luþunu izleyen iki yýl boyunca psiko-onkoloji pratiðinin yaþama geçirildiði dönemde onkoloji hekimlerinin düþüncelerini yansýtan iki yýl sonraki uygulamada anketin yanýtlamasýnda yaklaþýk beþte bir oranda bir artýþ olmuþtur (%68.2). Bu artýþ has-tanede yeni olan ruh saðlýðý ekibinin diðer klinikler-le bütünklinikler-leþebilme ve iþbirliði yolunda attýðý olumlu adýmlara iþaret edebilirse de, hekimlerin hala üçte bir oranda konuya uzak kalmasý düþündürücüdür. Hekimlerin KLP konusundaki bilgi düzeyleri ile ilgili olarak, ilk uygulamada "fazla" (%4) ve "orta" (%29) yanýtlarýnýn iki yýl sonraki uygulamada ista-tistiksel olarak anlamlý bir biçimde arttýðý (%24 fazla, %35 orta) saptanmýþtýr. "fazla" yanýtlarýnýn ilk uygulamada çok az oranda seçilmesi, týpký anketin yanýtlanma oranýnda olduðu gibi, hastane-miz onkoloji çalýþanlarýnýn görece yabancý olduklarý bir alana "temkinli" olarak yaklaþtýklarý biçiminde yorumlanabilir. Ýki yýl sonraki uygulamadaki anlamlý yükseliþ ise bu alanda hekimlerin bil-gilendiklerini gösterebilir. Benzer þekilde psiko-onkoloji hakkýnda bilgi sahibi olma oranlarý ilk uygulamada %8.9 "fazla" ve %35.6 "orta" iken ikin-ci uygulamada %29 "fazla" ve %61 "orta" þeklinde istatistiksel olarak anlamlý biçimde artmýþtýr. Bu bulgu, dünyada ve ülkemizdeki bazý hastanelerde giderek geliþmekte olan psiko-onkoloji disiplininin, bizim hastanemizde de iki yýllýk pratikle pekiþerek artan bir ilgi gördüðünü göstermektedir.

Hekimler, ruh saðlýðý çalýþanlarýný onkoloji ekibinin içinde görmek istediklerini ilk uygulamada %50 ikinci uygulamada %78 oranýnda "evet" seçenek-lerini seçerek belirtmiþlerdir. Ruh saðlýðý çalýþan-larýnýn onkoloji ekibinin içindeki varlýðý; sunulan hizmetin biyopsikososyal modele uygun þekilde yürütülmesi açýsýndan gerekli olduðu gibi, onkoloji ekibinin bu aðýr hizmeti verirken zaman zaman yaþadýklarý psikolojik sorunlarýn çözümü açýsýndan da kaçýnýlmazdýr. Hekimler kanserli hastalarýn bakýmlarý sýrasýnda karþýlaþtýklarý stresli durumlara karþý emosyonel ve fiziksel tepkiler verirler ve bazen baþetme becerilerinin yetersizliði nedeniyle tükenmiþlik sendromu yaþayabilirler (Fawzy ve ark.

1983a, 1991). Bu durum iþ ve özel yaþamlarýnda ciddi sorunlara yol açabilir. Dünyada birçok merkezde bu sorunlara yönelik olarak genel has-tane odaklý onkoloji programlarý geliþtirilmiþ olup multidisipliner personel toplantýlarý düzenlen-miþtir. Bu toplantýlarda genel olarak, tedavi eki-binin psikolojik sorunlarý, hangi alanlarda çatýþ-malar yaþadýklarý tartýþýlmakta ve konsültan psiki-yatristin görev alanlarý ve amacý belirlenmektedir (Fawzy ve ark. 2002). Hastanemizdeki hekimlerin, aradan geçen iki yýl içinde, ruh saðlýðý çalýþanlarýný onkoloji ekibinin içinde görme isteklerinin önemli ölçüde artarak, bu isteklerini daha güçlü bir biçimde vurguladýklarýnýn saptanmasý; týpta alý-þýlmýþ hekim-hasta iliþkisinin sorgulanmasýnýn yanýsýra hekim-hekim iliþkisinin de daha saðlam temellere oturacaðý anlamýnda motive edici ve heyecanlandýrýcý bir bulgudur.

Hastalarýn ruhsal yakýnmalarýný dile getiriþleri ile ilgili olarak ilk ve ikinci uygulama arasýnda anlamlý bir farklýlýk saptanmamasýna karþýn, hekimlerin bizzat kendilerinin, hastalarýnýn ruhsal yakýn-malarýný ilk yýl %21 oranýnda, iki yýl sonra belirgin bir artýþla %37.6 oranýnda "fazla" þeklinde sorgu-ladýklarýný ifade etmiþlerdir. Bu bulgu kanser has-tasýyla ilgilenen hekimlerin hastalarýnda gördükleri duygudurum ve davranýþ deðiþikliklerini genellikle olaðan bir durum gibi kabul etme eðiliminin veya hastaya hak vermenin ötesine gidemeyen yetersiz yaklaþýmlarýn deðiþmekte olduðunu göstermesi açýsýndan ve hastalarýn psikososyal zorlanmalarýnýn bedensel vital bulgulara ek altýncý bir vital bulgu gibi algýlanmasý doðrultusunda olumlu bir geliþme olmasý bakýmýndan özel bir önem taþýmaktadýr (Holland 1998).

Hekimler hastalarýnýn psikiyatrik tedaviye gereksinimlerini ilk uygulamada %62 oranýnda, baþlangýçtan iki yýl sonraki uygulamada %68 oranýnda "fazla", her iki uygulamada da %30 oranýnda "orta" seçeneðini iþaretleyerek yanýt-lamýþlardýr. Hekimler iki yýl sonra hastalarýndaki ruhsal yakýnmalarý daha çok sorgulamalarýna ve merak etmelerine raðmen hastalarýnýn psikiyatrik tedavi gereksinimlerini her iki yýl benzer oranlarda deðerlendirmiþlerdir. Bu oranlar ülkemizdeki hekimlik pratiðindeki güçlükler ve kýsýtlý zaman sorunu göz önünde tutulduðunda, baþlangýç için iyimser bir bakýþ açýsý yaratacak düzeydedir. Ayrýca bu sonuçlar hekimin hastasýna karþý "omnipotent''

(6)

tutumunun zayýflamakta olduðunun ve bu tutumun yerine daha saðlýklý, gerçekçi ve empatetik yak-laþýmlarýn yerleþmekte olduðunun bir delili olabilir (Aladjem 2005).

Hekimler ilk uygulamada %33 oranýnda, ikinci uygulamada %49 oranýnda "orta" sýklýkta psikiyatri konsültasyonu istediklerini söylerken, ilk uygula-mada %14'ü "hiç" psikiyatri konsültasyonu iste-mediklerini bildirmiþler, iki yýl sonra bu oranýn belirgin þekilde azaldýðý (%4) saptanmýþtýr. Görül-düðü gibi, hekimlerin öznel ifadelerine göre, kon-sültasyon isteme oraný iki yýl içinde belirgin þekilde artmýþtýr. Alanyazýn deðerlendirildiðinde, hekim-lerin psikiyatri konsültasyonu isteme nedenleri, hastalarýn psikiyatrik morbiditeleri, semptom þid-detleri, psikiyatrik öykü gibi deðiþkenlerin ülkeden ülkeye hatta hastaneden hastaneye farklýlýklar taþýdýðý ve konsültasyon istenme oranlarýnýn genel olarak düþük olduðu izlenmektedir (Huyse ve ark. 2000, Aghanwa 2002, Özçelik ve ark. 2003, Sertöz ve ark. 2003). Kanserli hastalarla çalýþan hekim-lerin psikiyatrik konsültasyon isteme oranýnýn oldukça düþük olarak saptanmýþ olmasý da dikkat çekicidir (Derogatis ve ark. 1979, Özkan 1997, Gelder ve ark. 1996). Bizim araþtýrmamýzda, iki yýl-lýk bir süre sonrasýnda, hekimlerin daha çok psiki-yatri konsültasyonu istediklerini ifade etmeleri, hekimlerin KLP ve PO kavramý hakkýnda daha çok bilgi sahibi olmalarý ve onkoloji ekibi ile ruh saðlýðý çalýþanlarýnýn arasýnda iþbirliðinin geliþmekte olduðu yönünde açýklanabilir.

Hekimlerin ilk uygulamada %26.7'si hastalarýna kanser tanýsýný "fazla" sýklýkta açýkladýklarýný ifade ederken, %22.8'i bunu "orta" sýklýkta yaptýklarýný, %31.7'si "az", %18.8'si "hiç" açýklamadýklarýný bildirmiþlerdir. Ýki yýl sonra tanýyý söyleme oranlarý belirgin biçimde artmýþ; hekimlerin %40'ý "fazla", %35'i "orta", %20'si "az", %5 oranýnda "hiç" kanser tanýsýný açýklamadýklarýný bildirmiþlerdir. Sonuç-lara bakýldýðýnda iki yýl sonra kanser tanýsýný açýkla-mak konusunda hekimlerin daha cesur davrandýk-larý, bu konuyla ilgili daha fazla sorumluluk aldýk-larý görülmektedir. Bu sonuç, onkoloji ekibinin içinde ruh saðlýðý çalýþanlarýnýn varlýklarýný daha fazla hissettiriyor olmalarý ve dolayýsýyla hekimlerin kendilerini bu sorunla karþý karþýya kaldýklarýnda yalnýz hissetmiyor olmalarýyla, ne yapabilecek-leriyle ilgili daha güvenli hissetmeyapabilecek-leriyle

açýkla-nabilir. Klinik deneyimler ve araþtýrmalar kanser tanýsýnýn söylenip söylenmemesinin aslýnda kültüre ve bireylere göre de deðiþtiðini göstermektedir. Örneðin ABD'de tanýnýn mutlaka söylenmesi aðýr-lýk taþýrken ve Avrupa'da tanýnýn açýkça konuþul-masý gerektiði düþünülürken, Doðu'ya doðru ise halen tanýnýn söylenmesi ile ilgili sessiz tutum hakimdir (Okyayüz 2003, Scheier ve Carver 2001). Hekimler ilk uygulamada %79.8 oranýnda iki yýl sonraki uygulamada %77 oranýnda onkoloji alanýn-da çalýþýyor olmanýn ruh saðlýklarýný olumsuz et-kilediðini düþünmüþlerdir, ancak hekimlerin psikolojik destek alma isteklerinin ölçüsünün ilk ve ikinci uygulama arasýnda farklýlýk içermemesi ve çok da yüksek oranlarda olmayýþý (fazla yanýtý 1. uygulama %36.4, 2. uygulama %49) ilginç bir sonuç olarak karþýmýza çýkmýþtýr. Alanyazýn gözden geçirildiðinde, onkoloji çalýþanlarýnda tükenmiþlik kavramýnýn ve klinik düzeyde anlamlý anksiyete veya depresyon semptomlarýnýn yüksek oranlarda saptandýðý görülmektedir. Tükenmiþlik oranlarý %40 ile 56 arasýnda deðiþmektedir (Lederberg 1998, Stern ve ark. 1993). Bizim çalýþmamýzda onkoloji çalýþanlarýnýn büyük oranda psikolojik açý-dan olumsuz etkilendiklerini düþünmelerine rað-men, destek alma isteklerinin düþük oranlarda olmasý, toplumumuzun psikiyatri ile ilgili önyargýlý geleneksel bazý tutumlarýnýn hekimleri de hala et-kilemekte olduðu biçiminde deðerlendirilebilirken, bir yandan da tükenmiþliðin bir yansýmasý olarak yorumlanabilir (Whippen ve Canellos 1991). Sonuç olarak, bu anket çalýþmasýnda elde ettiðimiz veriler, oluþturma çabalarýna baþladýðýmýz KLP ve PO birimlerinin yapýsý ve iþleyiþi açýsýndan yol gös-terici ve motive edici olmuþtur. Gelecek yýllarda daha iyi yapýlandýrýlmýþ yeni anket çalýþmalarýnýn tüm onkoloji çalýþanlarýna yönelik olarak gerçek-leþtirilmesi ve bunlarýn ýþýðýnda uygulanacak kap-samlý eðitim çalýþmalarý ve hizmet-araþtýrma orga-nizasyonlarý ile, bu alanda bugün bulunduðumuz düzeyden daha ileriye ulaþýlmasý amaçlanmaktadýr.

Yazýþma adresi: Dr. Haldun Soygür, Ankara Onkoloji Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ahmet Andiçen Hastane Birimi, Kolej, Ankara, soygur.haldun@isbank.net.tr

(7)

KAYNAKLAR Holland JC (1998) Societal Views of Cancer and the Emergence

of Psycho-oncology. Psycho-oncology, Cilt 1, JC Holland (Ed), New York, Oxford University Press, Gelder, s.3-15.

Holland JC, Marchini A (1998) International Psycho-oncology, Cilt 2, JC Holland (Ed), New York, Oxford University Press, Gelder, s.1165-1169.

Özkan S (1997) Türk Psikiyatrisinin Tarihi ve Çaðdaþlaþma Süreci Ýçinde Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisinin Geliþimi ve Ýstanbul Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalýnda Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisinin Klinik, Araþtýrma ve Eðitim Objektifleri ile Geliþimi. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi, 1996- 1997, M Özkan (Ed), Ýstanbul, s.9.

Ünlüoðlu G, Okyavuz Ü, Kumbasar H ve ark. (1998) Spontaneous remission of cancer: A Turkish sample. Journal of Ankara Medical School, 20(1):33-40.

Elbi H (1991) Kanserin psikolojik yönü. Türk Psikiyatri Dergisi 2(1): 60-66.

Özkan S (1997) Psikiyatrik Týp: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. EGE Psikiyatri Sürekli Yayýnlarý.

Aladjem DA (2005) Consultation-liaison Psychiatry. Comprehensive Textbook of Psychiatry, 8. Baský, Cilt 2, BJ Sadock, VA Sadock (Ed), Philadelphia, Lýppýncott Williams ve Wilkins, s. 2225-2241.

Gelder M, Gath D, Richard M ve ark. (1996) Psychiatry and Medicine. Oxford Textbook of Psychiatry, 3. Baský, M Gelder, D Gath, M Richard, P Cowen (Ed), NewYork, Oxford University Press, s. 363-387.

Özmen E, Aydemir Ö, Ýçelli (1997) Bedensel hastalýðý olanlar-da psikiyatrik taný olanlar-daðýlýmý, EGE Psikiyatri Sürekli Yayýnlarý, s.285-298.

Gala C, Rigatelli M ve ark. (1999) A multicenter investigation of consultation-liaison psychiatry. Gen Hosp Psychiatry, 21(4): 310-317.

Derogatis LR, Morrow G, Fetting J (1983) The prevalence of psychiatric disorders among cancer patients. JAMA, 249: 751-757.

Duffy JD (1997) The neural substrates of motivation. Psychiatry Annals, 27: 24-27.

Berard RM, Boermeester F, Viljoen G (1998) Depressive disor-ders in an outpatient oncology setting: prevalence, assessment, and management. Psycho-oncology, 7:112-120.

Mermelstein HT, Lesko L, Holland JC (1992) Depression in the cancer patient. Psycho-oncology, s. 199-216.

Kumbasar H, Ýnce E, Atakan NN ve ark. (1998) The opinions of physicians about the activities of the consultation liasion unit. Journal of Ankara Medical School, 20 (1): 29-32.

Karlýdere T, Özmenler KN, Ateþ A ve ark. (1999) Hekimlerin Psikiyatrik Konsültasyondan Beklentileri. 35. Ulusal Psikiyatri

Kongresi ve Uluslararasý Kros-Kültürel Psikiyatri Uydu Sempozyumu Tam Metin Kitabý, Trabzon, s.177-179.

Whippen DA, Canellos GP (1991) Burnout syndrome in the practice of oncology: results of a random survey of 1000 oncolo-gists. J Clin Oncol, 9(10): 1916-1920.

Fawzy FI, Wellisch DK, Pasnau RO ve ark. (1983a) Preventing nursing burnout: a challenge for liaison psychiatry. Gen Hosp Psychiatry, 5: 141-149.

Fawzy FI, Wellisch DK, Pasnau RO ve ark. (1991) Burnout in the health professions. Handbook of Studies on General Hospital Psychiatry. FK Judd, GD Burrows, DR Lipsett, New York, Elsevier Science, s. 119-130.

Fawzy IF, Servis M, Greenberger DB (2002) Oncology and Psycho-oncology. Textbook of Consultation- Liaison Psychiatry. Psychiatry in The Medically Ill. MG Wise, 2. baský, JR Rundell (ed.) Washington, American Psychiatric Publishing, s.657-679. Derogatis LR, Feldstein M, Morrow G ve ark. (1979) A survey of psychotropic drug prescriptions in an oncology population. Cancer, 44: 1919-1929.

Huyse FJ, Herzog T ve ark. (2000) European consultation-liai-son services and their user populations: the user populations: the European Consultation-Liasion Workgroup Collaborative Study. Psychosomatics, 41(4): 330-338.

Aghanwa H (2002) Consultation-Liasion Psychiatry in Fiji. Pac Health Dialog, 9 (1): 21-28.

Özçelik B, Karamustafalýoðlu O, Güven T ve ark. (2003) Genel bir hastanede yatan hastalarda psikiyatri kosültasyonu istenen ve istenmeyenlerin karþýlaþtýrýlmasý. 39. Ulusal Psikiyatri Kongresi 14-19 Ekim 2003 Kongre Bildirileri Özet Kitabý, s. 322-327.

Sertöz ÖÖ, Doðanavþargil Ö, Noyan A ve ark. (2003) Ege Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisinden istenen yerinde konsültasyonlarýn altý aylýk deðerlendirmesi. 39. Ulusal Psikiyatri Kongresi 14-19 Ekim 2003 Kongre Bildirileri Özet Kitabý, s.313-315.

Okyayuz HÜ (2003) Kötü haberin verilmesi: Hastaya ölümcül hastalýk tanýsý söylenmeli mi? 10. Sosyal Psikiyatri Kongresi Özet Kitabý, Ankara, s.28.

Scheier MF, Carver CS (2001) The Importance of Hope and Purpose. Psychosocial Interventions for Cancer. A Baum and BL Andersen (eds), Washington, American Psychological Association, s: 15-36.

Lederberg MS (1998) Oncology staff stress and related inter-ventions. Psycho-oncology, 2. cilt, JC Holland (ed), New York Oxford University Press, s.1035-1048.

Stern TA, Prager LM, Cremens MC (1993) Autognosis round for medical house staff. Psychosomatic, 34(1):1-7.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Yukarıda verilen ifadelerden doğru olanların kutusu- d) Şiir toplam kaç heceden oluşur? na &#34;D&#34;, yanlışsa &#34; Y &#34; yazıldığında hangi seçenek doğ-.

[r]

Gelişimsel sorunları daha fazla yaşayan mülteci ergenlerin kampta kalmış oldukları ancak yaşanan sorunların sık- lığı ile kampta kalma durumu arasında (sınav kaygısı

11) Aklımdan 65 sayısını tuttum. Emin' in yaşı Ecenur' un yaşının 3 eksiğidir. Buna göre Emin kaç yaşındadır? 2) *Şeyma' nın yaşının 18 fazlası 30 ediyor. Şeyma

5) 30 sayısının 4 fazlası kaçtır? 12) Kıvanç ilk gün 54 sayfa, ikinci gün ise birinci gün okuduğunun 47 eksiği sayfa kitap okumuştur. Ayşe' nin yaşı Beyza' nın

Bu üç göçmen tipolojisi ve her birinin ürettiği gündelik hayat temsillerinin tamamı Türkiyeli göçmenler için geçerli olmakla birlikte, Londra’daki sosyal

12) Zeynep yaşını soranlara 'Benim yaşım 65 sayısının 4 eksiğine eşittir.' demektedir. Daha sonra da 24 sayfa okuyarak kitabı bitirdi. Ece' nin okuduğu kitap toplam