• Sonuç bulunamadı

Çevre Mühendisleri Odas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çevre Mühendisleri Odas"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çevre Mühendisleri Odası tarafından 5-8 Ekim 2011 tarihlerinde düzenlenen 9. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi Sonuç Bildirgesi'nde, çevre politikasının her hükümet döneminde değiştiği kaydedildi.

TMMOB'a bağlı Çevre Mühendisleri Odası tarafından 5-8 Ekim 2011 tarihlerinde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi'nin Sonuç Bildirgesi açıklandı.

Ana teması "çevre yönetimi" olarak belirlenen kongre kapsamında, "Su Yönetimine Çevre Merkezi Ekseninde Bir Bakış", "Çevreye Duyarlı Teknolojiler ve Çevre Yönetimi" ve "Okyanuslardan Karadeniz‘e Örneklerle Tusunami Gerçeği" başlıklarında sunum, çevre mühendisliği eğitimine ve yeni KHK‘lara dair iki panel ve çevre izin lisansları ve çevre görevlisine dair bir forum gerçekleşti.

Sonuç Bildirgesi'nde şu ifadeler yer aldı:

"Ülkemizdeki çevre sorunlarının temeli 'çevre politikası'nın temel politika olarak belirlenmemesi ve her hükümet döneminde değişiklik göstermesidir. Son dönemde, çevre politikamızı ve çevre yönetimini alt üst eden, ilgili kurumların temellerinde değişiklik yapan Kanun Hükmünde Kararnameler hayata geçirilmiştir. Kamu yönetimi ve çevre yönetimi adına oldukça önemli ve köklü değişimler ön gören bu değişiklikler ne yazık ki mecliste,

üniversitelerde ve kamuoyunda tartışılmamıştır. Çevre mevzuatını hazırlayan, uygulayan ve denetleyen yapılar bir bakanlığın iki genel müdürlüğü olarak yapılandırılmış, çevre sorunlarının çözümünden uzaklaşılmıştır. Çevre

politikamız, kamu yararı gözeten, halk sağlığı ve ekolojik yaşamı ön gören bir biçimde ilgili kurum, kuruluş, meslek odaları ve kişilerin katılımı ile belirlenmeli ve içerisinde kısa, orta ve uzun vadeli planları barındırmalıdır. Bu planların oluşturulması, yürütülmesi ve denetlenmesi için idari ve teknik anlamda güçlendirilmiş bir çevre Bakanlığı kurulmalıdır.

Çevre kirliliğine kamu yararı gözeten bütüncül havza yönetimi ile bakılması gerektiği kongrenin önemli

çıktılarındandır. Temiz üretim, doğal kaynakların yönetimi ve eko-verimlilik çevre mühendisliği disiplini içerisindeki önemli gelişmeler arasındadır. Bu gelişmelerin üniversitelerde yaygın bir tartışma ile geliştirilmesi, yaşam alanlarına uyarlanması ve çevre mevzuatında yer almasının tartışılması çevre sorunlarının çözümü adına önemli adımlar olacaktır.

Ülkemizde ve özellikle Karadeniz bölgesinde yoğunlaşan HES projelerine son verilmeli, bütüncül ele alınan, öncelikle üretim-tüketim ilişkisini sorgulayan bir enerji politikası tartışılarak, tüketimin azaltılmasına dönük bir perspektif hayata geçirilmelidir. Enerji kayıp ve kaçakları engellenmeli, yenilebilir doğaya zarar vermeyen enerji kaynakları teşvik edilmelidir.

MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ ÇÖZÜMDEN UZAK

Çevre mevzuatında son yıllarda yaşanan önemli değişimler çevre sorunlarının çözümünü gözetmekten uzaktır. Önemli fikirlerle yapılan değişiklik ön görüleri hazırlık ve sonuçlandırma sürecinde günü kurtarma politikalarına kurban gitmektedir. Mevzuat çalışmalarının "kervan yolda dizilir" hesabı oluşturulması nedeniyle çevre sorunlarında artış, çevre alanında çalışan kişi ve kurumlarda zaman kaybı, çevre mühendisliği alanında ise tartışmalar

yaratmaktadır. Mevzuat çalışmaları, bilimsel ve teknik temelle gerçekleştirilmeli, çevre alanında çalışan çevre mühendislerinin üye olduğu çevre Mühendisleri Odası da bu çalışmalarda temel aktör olarak değerlendirilerek görüşleri mevzuat çalışmalarına yansıtılmalıdır.

MÜHENDİSLER MAĞDUR EDİLDİ

Çevre görevlisi tartışması ile çevre mühendisleri mağdur edilmiş önce sınava tabii tutulmuş, sonra Odamızın çabaları ile çevre mühendislerine sınav şartı kaldırılmış ancak çevre alanında mesleki disipline sahip tek meslek grubu olan çevre mühendisleri dışında diğer meslek alanlarına da çevre görevlisi olma hakkı tanınmıştır. Çevre Kanunu‘ndan çevre görevlisi kaldırılarak yerine çevre mühendisi disiplini konulmalıdır. Bu düzenleme sadece çevre mühendisleri için değil, ülkemizdeki çevre sorunlarının daha bilimsel-teknik yöntemlerle çözülmesi adına hayata geçirilmelidir.

(2)

Ülkemizde ve dünyamızdaki çevre kirliliğinin çeşitlenerek artması ile birlikte çevre sorunlarının çözümüne dönük olarak yeni teknolojik çözümler üretilmeye çalışılmaktadır. Bu teknolojilerin gelişmesi ile birlikte çevre Mühendisliği disiplini de gelişmekte ve yeniliklere adapte olmak zorundadır. Üniversitelerimizdeki çevre mühendisliği eğitimi güncel gelişmelerle sürekli olarak beslenmeli ve eğitim müfredatı güncellenmelidir. Öte yandan, dışa bağımlı çevre teknolojilerinin karşısında, ülkemiz üniversitelerinde üretilen bilim ve teknoloji ile çevre teknolojileri üretilmeli ve toplumla buluşturulmalıdır. Bu kapsamda, yerli çevre teknolojisi teşvik edilmelidir.

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ İSTİHDAM EDİLMELİ

Kırdan kente göçün devam etmesi ve plansız kentsel büyüme ile birlikte kentsel çevre sorunları çeşitlenerek

artmaktadır. Atık yönetimi, hava kirliliğinin yönetimi, içme suyu temini, toprak kirliliği ve atık su yönetimi gittikçe güçleşmektedir. Bu sorunların çözümüne dönük yapılan projeler ise büyük oranda göz boyamaktan öteye gidememekte ve yönetilememektedir. Ülkemiz plansız kentsel çevre yönetimi nedeniyle arıtma tesisi çöplüğü haline gelmektedir. Öte yandan, dış kaynaklı fon ve krediler ile yapılan tesisler oldukça maliyetli olmakta dolayısıyla öz kaynaklar bu projelerin hayata geçirilmesinde tercih edilmelidir. Yerel yönetimlerin bu faaliyetlerinde çevre mühendisleri teknik ve bilimsel alt yapıları ile istihdam edilmelidir.

Kongremizde, çevre yönetimi kapsamında oldukça önemli bilimsel tartışmalar gerçekleştirilmiş, akademisyenler, çevre mühendisleri, diğer mesleki disiplinler ve öğrenciler bilgi paylaşımlarında bulunmuşlardır. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongremiz Odamızın faaliyetlerine, sağlıklı bir çevre de yaşama hakkına ve ülkemizin çevre mühendisliği disiplinine ışık tutacaktır."

Referanslar

Benzer Belgeler

kükürdü, külü ve nemi yüksek fakat enerjisi düşük kömür kullanımı kent içerisindeki hava kirliliğinde büyük bir etkiye sahiptir.. İkinci olarak, taşıtlardan

Tarım Bakanlığı'nın balıkçılık faaliyetleri ile ilgili derhal bir eylem planı hazırlaması ve kirliliğin Tuna Nehri aracılığı ile Karadeniz'e ulaşması durumunda

Yetkililere alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklar ına yönelmeleri çağrısı yapan Karakaya, “Orman alanlarının ve biyolojik zenginliğin asıl zenginlik olduğunun

Köprü, Gebze-Orhangazi-İzmir Otobanı, Sinop ve Akkuyu Nükleer Santralleri, Hasankeyf’i sular alt ında bırakacak Ilısu Barajı Projesi ve Allianoi’yi sular altında

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi Başkanı Eylem Tuncaelli, kapalı alanlarda sigara yasağını geni şleten "dumansız hava sahası" politikasının

Çevre Mühendisleri Odası (çMO) İstanbul Şubesi’nin 1/100000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı’nın iptali için açt ığı davada, İstanbul 2.. İdare

TMMOB çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu'nun yaptığı açıklamada, 1992 yılında Dublin’de düzenlenen Su ve çevre Konferansı’ndan bu yana, suyun küresel

Çevre Mühendisleri Odası'nın araştırmasına göre, Sinop ve Mersin'de yapılacak nükleer santrallerde bir kaza olması halinde 300 kilometre çevresinde olan yerler de