• Sonuç bulunamadı

Ramadacılar yaşamlarından mutlu:Yaşlı binaya, genç otel ve 1.90'lık genel müdür

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ramadacılar yaşamlarından mutlu:Yaşlı binaya, genç otel ve 1.90'lık genel müdür"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-rt-SOÎuVl.

Yaşlı binaya, genç otel ve 1.90’lık genel m üdür

Ramadacılar

yaşamlarından mutlu

A

dım adım ilerleyen trafik...K om a sesleri, seyyar satıcı­ ların bağırış, çağırışları, yoğun b ir kalabalık ve muazzam bir gürültü arasın­ da geldiğim RAMADA OTELİ’nin giriş ka­ pısının otomatik cam kanatlan iki yana açı­ lıp beni içeri alıyor. Girer girmez atmosfer şaşırtıcı bir biçimde değişiyor. Dışandaki

kulak tırmalayıcı gürültü yerini hafif, tatlı bir müziğe bırakıvermiş gibi... Ardından in­ ce bir su şmltısı. Kaynağı neresi? Aaa, evet yukarılardan aşağıya doğru inen mermer ya­ tağında, minik çağlayanlar oluşturarak akan bir su şeridini görüyorum. Fantastik ve yer yer nostaljik bir hava sarmalıyor beni. Baş­ ka bir dünyadayım sanki.

Resepsiyonun yanında sağa kıvnlıp, Ge­

nel Müdür PAUL VAN VVİJK’in odasına doğru ilerledim. Sekreteri Gülderen Hanım karşıladı beni. Genel Müdürün oldukça sa­ de, gösterişten kaçınılarak düzenlenmiş ça­ lışma odasındayım artık. Önce masadaki bir resim çekiyor dikkatimi. Bir erkek ve bir kız çocuk yanyana duruyor resimde. Oğlu Geoff ile kızı Dimphy’nin resimleri olduğu­ nu söylüyor Bay Van Wijk.

Van Wijk sempatik, yakışıklı ve son de­ rece kendinden emin birisi. 41 yaşında ol­ duğunu öğrenince doğrusu çok şaşırdım. Kesinlikle yaşını göstermiyor. En çok 30, haydi bilemediniz 35 dersiniz. 5 yıldızlı uluslararası statüde bir otelin genel müdü­ rü olmak için gerçekten genç diye düşün­ düm. Ne var ki, otelcilikte 15 yıllık bir geç­ mişi var. Avrupa ve Ortadoğu’da çeşitli otel­ lerde genel müdür yardımcılığı ve genel mü­ dürlük yapmış.

—“ İ s te r s e n iz sö y le şim iz i lo b id e yapalım” diyor Bay Van Wijk. Birlikte kalk­ tık. 1.90’a yakın boyu, atletik vücudu ile kendinden emin tavrı birleşince, ister iste­ mez onun etkisinde kaldım gibi hissettim kendimi.

— Sayın Van Wijk, sohbetimize Rama- da Otelleri’nin özgeçmişinden başlayalım mı? diye söze girdim.

—Ram ada’nm kökleri 1954 yılında bir grup yatırımcının ABD’nin A rizona eya­ letinde “Flamingo” isimli bir yolüstü mo­ telini alm alarına dayanır,1959’da bu ismi, “gölgelik dinlenme yeri” anlam ına gelen İspanyolca RAMADA ile değiştirmişler. Ve 30 yıl içinde m oteller zincirini dünyanın üçüncü büyük oteller zinciri haline dönüş­ türmüşler. Şu sıralar çalışma alanı üç grup­ ta toplanıyor. Kasabalar ve anayollar üze­ rindeki küçük birim ler Ramada İnn. Oda servisi ve otel olanakları sınırlı, iş için se­ yahat edenlere yöneliktir. İkinci grup ra­ mada H otels’İer, zengin restoran, eğlen­ ce yerleri, oda servisi ve sekretarya olanak­ larıyla işadamları ve zevk için gezenlere hizmet sunarlar. Sonuncusu ise Ramada’- mn en üst tipi, Ramada Renaissance

(2)

Otel’-leridir. Mimari özelliklere sahiptirler. Bü­ yük toplantı salonlan, çeşitli restoran ve barları vardır. Odaları da çok geniştir. Bu oteller gemilikle Renaissance Clup hizmeti de verirler.

—Ne demek bu?

—Bu, çok özel bir çevrede, daha özel bir servis isteyen konuklann kendileri için bü­ tün bir katı tutm aları demek.

—İstanbul’daki çalışmalarınız başladığı zaman “Bu yakada 5 yıldızlı otel yürümez” denmişti. Şimdi Ramada ne kadar başarılı oldu?

—Gördüğünüz gibi yürüyoruz, dedi gu­ rurla. Başarımızın iki sebebi var. Restoras­ yon projemizle insanlara hissi olarak hi­ tap ettik. Bazılan bu bloklann ne amaçla inşa edildiklerini biliyorlar. O yüzden na­ sıl bir değişime uğradığım görmeye geli­ yorlar. T uristler işyerlerine ya da havaa­ lanı!» yakınlığından dolayı seçiyorlar. Hepsinin ötesinde mimarlar ve dekaratör- lerin otelde yarttığı atm osfer... Şöyle bir çevreye bakıyorum, gerçekten alışılmışın dışında sıcak bir havası var.

TARİHİ BİNALARA ÖZLEM Mİ? —Acaba insanlann tarihi binalara karşı bir özlemi mi var?

—Evet, diyor Genel Müdür, bir özlem söz konusu, ABD ve Avrupa’da otellerin çoğu modem binalar. Konutlar gibi ya­ şanan binalar. Otellere dönüştürülen eski binalar daha ilginç. O günlerde yaşanır gibi sanki. Bir dönemin tüm karakteristik özel­ likleri sunuluyor buralarda.

—Sizce Ramada'nın en popüler, etkile­ yici özellik ya da kısmı hangisi?

—“Dynasty Restaurant.” Ben de çok se­ viyorum m üşteriler de. Çin R estaurant’ı olarak burası, servisi, kalitesi, Çin yemek­ lerinin güzelliği ve dekoruyla şehirdeki tek yer.

—Bu sezon Türkiye için bir turizm pat­ laması söz konusu. Bu size de yansıyacak mı?

İstanbul’da büyük oteller

zincirine yeni eklenen

Hotel Ramada, iki

noktaya ışık tuttu:

• İstanbul’un o yakasında

da lüks otel iş yapar...

• Tarihi binaların otele

dönüştürülmesi ilgiyi

artırıyor.

—Şu ana kadar zaten yansıdı. Çok yo­ ğun bir potansiyel var. Stratejim iz ilk yıl­ larda turizm pazarı üzerindeydi. Ancak şu dönemde devamlı artan bir işadamı gelişi var. Nisan ayma kadar % 9 0 ’ın biraz üze­ rinde bir kapasite ile çalışmıştık. Bugün­ se, 1989 yılına bile rezervasyon almaya başladık. Bu da bir patlama ve talep oldu­ ğunu gösteriyor. Büyük tu r operatörleri Türkiye’yi programlarına almış dürüm da­ lar. Öyle sanıyorum ki toplantılar, konfe­ ranslar için yeterli olmayacak bir kapasi­ te söz konusu. İstanbul’a derhal yeni otel­

ler yapılmalı. Ayrıca büyük toplantı ve konferans salonlarına acele ihtiyaç var.

—NET Grubu ile bağlantılı olan Rama- da’cılar şu sıra bir başka oturma alanım ote­ le dönüştürme hazırlığındalar. Beşiktaş’taki Akaretler projesine sözü getirdim.

—Oh, dedi Bay Van Wijk, o çok zaman alacak. O binaları boşaltmak, restorasyon çalışmaları, bir sürü aksilikler birbirini iz­ liyor.

—Turistlerin isteklerini rahatlıkla karşı­ layabiliyor musunuz? Bizim ünlü “Mevzu­ at H azretleri” ile aranız nasıl?

—Biri dışında, hepsini karşdıyoruz. O da Casino (Kumarhane) konusu.

—Bildiğimiz kadarıyla Casino’lar yaban­ cılara serbest.

—Doğru, ancak bekledikleri havayı bu­ lamıyorlar. Girip, şöyle bir dolaşarak çı­ kıyorlar. Türklerin olmayışı atmosferi et­ kiliyor. Bu mevzuat değişmeli. Bir de Av­ rupa ve Amerika’nın her yerinde yeterli sa­ yıda turizm büroları vardır. Türkiye’dey­ se çok az. Bürokrasiye gelince, önde bizim bir sorunum uz yok. Ramada’nın yabancı sahipleri bize bu konuda yardımcı oluyor­ lar. Açılışta Başbakan ve 8 tane bakan gel­ mişti. “ Küçük çapta bir kabine toplantısı yaptılar" diyebilirim.

Aslında buna şaşırmadım. Nasıl şaşıra­ yım? Olayda turizm konusunda dev adım­ larla ilerleyen bir Net Grubu olur da, işler sö n ü k m ü g e ç e r? ...

Konuşmamız bitmişti. Teşekkür edip ay­ rılırken, Laleli’nin o gürültü ve patırtılı gün­ lük yaşantısını düşünüyordum...

Ergun TURGUT 35

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

KOSGEB Kapsamında Sağlanan Destek ve Hizmetler: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından

Ligleri, müsabakalarından kaynaklanan soyunma odası ve yedek kulübesine giriş yasağı, müsabakadan men ve kırmızı kart cezası bulunan kişilerin cezaları Genç

SH P Genel Başkam Erdal İnönü, Nadir Nadi’nin ölü­ mü nedeni ile eşi Berin Nadi ve Cumhuriyet gazetesi Ge­ nel Yayın Müdürü Haşan Cemal’e birer başsağlığı

Bu emre uyan itaat etmiş olur ve onun için cennet (va‘d) vardır, uymayan kimse de asî olur, onun için de cehennem (vaîd) vardır. 39 Müellif burada insan iradesini

Orta ve alt zon lokalizasyonu olarak belirlenen atipik lokalizasyon ve yaygın parankim lezyonları ora- nı yaşlı grupta daha fazla (%8.3’e karşın %3.4) olmakla beraber,

Büyüme ve fırsatlar açısından özetlemek gerekirse, bankacılık sisteminde çok ileri gidebilecek çok yüksek büyüme potansiyeli olan bir ülkeyiz.. Müşterilere yeni, daha

Klıtdit|ın Yunscvcrlcr Bi.liği lidcri c.ıı| Tıııbınt'nin dunku Millivcı ıızcıcsindc yıyımlı- nın ıcıkÜmısındg, Balbıkgn Tınıu Çıttcı'in ABD Dışk8nl.

Doppler meteoroloji radarları, kuvvetli yağış, dolu, fırtına ve hortum gibi şiddetli meteorolojik olayların tespiti, kısa vadeli hava tahmini (nowcasting) ve erken uyarı