• Sonuç bulunamadı

TEZEL ŞAHİN, Fatma-SOSYAL DEĞİŞİM SÜRECİNDE DEĞİŞEN BABA ROLÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TEZEL ŞAHİN, Fatma-SOSYAL DEĞİŞİM SÜRECİNDE DEĞİŞEN BABA ROLÜ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL DEĞİŞİM SÜRECİNDE DEĞİŞEN BABA ROLÜ TEZEL ŞAHİN, Fatma*

TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET

Çocuk doğumla birlikte öğrenmeye başlar ve bu öğrenme süreci erken çocukluk dönemi boyunca devam eder. Çocuk bu dönemde yaşamının büyük bir bölümünü aile ortamında geçirir. Bu nedenle, çocukların eğitiminde anne babanın rolü oldukça önemlidir. Anne babalar çocuğun yeni şeyler öğrenmesini sağlayan, bilişsel, psiko-motor, dil, sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleme açısından çocuklarının ilk eğitimcileridirler.

Erken çocukluk yılları, çocuğun gelişiminde ailenin en etkili olduğu dönemdir. Bu dönemde anne ve babaya pek çok görev düşer. Bu görevlerden söz edilirken, genellikle annenin çocuğun yaşamındaki rolü üzerinde durulur.

Özellikle yaşamın ilk yılını kaplayan bebeklik döneminde, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan genellikle annedir. Çocuğun tüm sorumluluğunu annenin yüklendiği ailelerde babanın, çocuğun eğitiminde devreye girmesi, genellikle ikinci yılda veya ikinci yılın sonunda gerçekleşir.

Anne, baba ve çocuktan oluşan ailedeki bireylere düşen roller, içinde bulundukları toplumun yapısından ve geleneklerinden etkilenir. Sürekli ve hızlı bir değişimin yaşandığı günümüz toplumlarında, kültürel yapıdaki farklılaşmalar annelik özellikle babalık rollerini de değişime zorlamıştır.

Bundan otuz-otuz beş yıl öncesinde anne ve babanın üstlendiği görevler birbirinden net bir biçimde ayrılmışken bu gün görev dağılımındaki bu ayırım aynı derecede kesin değildir.

“Baba olma” kavramını değişime uğratan ve babanın çocuğun gelişimi ve eğitimindeki rolüne ilginin artmasına yol açan pek çok etken vardır.

Bu çalışmada, günümüz toplumunda, baba-çocuk ilişkisini incelemek, babanın çocuğun gelişimi ve eğitimindeki değişen rolünü ve önemini açıklamak amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Baba rolü, sosyal süreç, değişim.

ABSTRACT

Role of Changing Father at The Process of Social Process

Child starts to learn with birth and this process of learning goes on throughout early childhood period. The child spends most of his life in the

* Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Meslekî Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi Eğitimi Bölümü.

Beşevler/Ankara/TÜRKİYE e-posta: tsahin@gazi.edu.tr

(2)

atmosphere of family in this period. Therefore, the role of parents is of great importance. Parents are the first educators making them learn new things in terns of supporting their cognitive, psycho-motor, language, social and emotional development.

Early childhood education years are those when family is effective on the development of the child. Parents have so many tasks in this period. While talking about these tasks, we usually stress on the role of mother. The one who meets the needs of the child in the period of infancy that covers the first year is of ten the mother. The fact that the father becomes active is usually realized in the second year or towards the end of the second year at the families where the mother takes all the responsibility of the child.

The roles of the family consisting of mother, father and child are affected by the structure and the traditions of the society they live in. Differentiations at cultural structure force the roles of motherhood and fatherhood in particular, at the current society where constant and rapid changes are experienced. The roles taken by mothers and fathers thirty or thirty five years ago were separated clearly from each other whereas the separation at the roles is not so clear today.

There are so many factors making the concept of being a father change and leading the increased role of father at the development and education of the child.

The aim of the study is to examine the relation of father and child in current society and to explain the changing role and the importance of father in the development and education of the child.

Key Words: Role of father, social process, changing.

GİRİŞ

İnsan yaşamı üzerinde doğumdan önce başlayan ve ilk gelişim yıllarından ömrünün sonuna kadar etkisini sürdüren bir kurum olarak aile, fizyolojik olduğu kadar, ekonomik ve toplumsal yönleriyle de çocuğu biçimlendirmekte ve çocuğun kişisel sosyal uyumunun olumlu ya da olumsuz yönde gelişmesine neden olmaktadır.

Çocuk anne ve babasından aldığı kalıtsal özellikler ile doğar ve dış dünyayı tanımasına, toplumun kültürel değerlerine ve toplumsal yaşama uyum sağlamasına yardımcı olacak ilk sosyal deneyimlerini ve temel davranış özelliklerini ailede edinir.

Çocuğun ilk toplumsal çevresini oluşturan ailenin çocuk üzerindeki etkisi yoğun olarak görülür. Aile çocuğun hem beslenme, korunma ve diğer fiziksel gereksinimlerini, hem de sevgi, güven gibi duygusal gereksinimlerini karşılar.

Aynı zamanda da yetiştirme biçimleri ve tutumları ile çocuğun kişiliğinin oluşumunu büyük ölçüde etkilerken toplumsal değerleri de çocuğa aktararak sosyalleşmesine yardımcı olur. Eğitim sadece okulun sağladığı bir avantaj

(3)

değildir; çocuk ilk eğitimini ailede alır. Çocuğun kişilik gelişiminde, olumlu davranış kazanımında, ruhsal ve fiziksel yönden sağlıklı, kendi kendine yetebilen, kendine ve yaşadığı dünyaya faydalı bir birey olarak yetişmesinde ailenin rolü önemlidir (Honig, 1990: 1-45; Yavuzer ve diğ., 1990: 229-239;

Çağdaş ve Seçer, 2004).

Çocuğun gelişiminde ailenin rolü ve önemi üzerinde durulurken genelde annenin çocuğun yaşamındaki rolü üzerinde durulur. Batı toplumlarında olduğu gibi bizim toplumumuzda da ailelerin büyük çoğunluğunda anne, çocuğun bakım ve eğitiminden sorumlu olan tek bireydir. Özellikle yaşamın ilk yılını kapsayan bebeklik döneminde, çocuğun bütün ihtiyaçlarını karşılayan anne, onu geliştirecek tüm uyarıcıları sağlayan kişidir. Babanın çocuğun eğitiminde devreye girmesi genellikle ikinci yılda veya ikinci yılın sonunda gerçekleşir.

Çünkü bebeklikten çıkmaya başlayan çocuk, hareketleri ve yarım konuşmasıyla babasının dikkatini çeker. Çocuğu iki yaşlarına varınca, ona yakınlaşmaya başlayan bir baba, babalık görevini yerine getirmekte gecikmiş sayılır, çünkü babalık bebeklik döneminin sonunda başlamaz. Baba, çocuğu doğduğu andan itibaren, hatta daha çocuk anne karnında iken ona ilgi duymalı, sevgi ve şefkat beslemelidir (Mc Bride ve Mc Bride, 1993: 4-9; Razon, 1987: 6-8).

Babanın, Çocuğun Hayatındaki Yeri

Yapılan araştırmalar baba-çocuk ilişkisinin hem nicelik hem de nitelik açısından anne-çocuk ilişkisinden farklı olduğunu göstermektedir.

Anne ve babalar arasındaki önemli ve açıkça gözlemlenen farklardan biri ev ile ilgisi olan görev dağılımında ortaya çıkmaktadır. Anneler daha çok yemek, bulaşık, çamaşır, ütü gibi işleri üstlenirken; babalar, tamir, sigorta işleri, araba bakımı vb. işleri üstlenmektedir. Bunun sonucunda, üç yaş dolaylarındaki çocuklar ev işlerinin cinsiyete göre dağılımının farkında olmaya başlamaktadır.

Anne ve babanın çocuğun eğitiminde üstlendiği rollerde de farklılıklar vardır. Babanın disiplini sağlayan, geleceği planlayan, ailenin dışındaki dünya ile etkileşimde bulunan bir birey olarak, annenin ise ailenin bir bütün olmasını sağlayan, kişiler arası ilişkileri düzenleyen bir birey olarak çocuğa model oluşturmaktadır.

Anne ve babanın çocuğun eğitiminde üstlendiği roller birbirini tamamlar ve destekler niteliktedir (Yavuzer ve diğ., 1990: 229-239).

Çocuğun gelişiminde babanın önemli bir yeri vardır. Özellikle erkek çocuğun cinsiyetine uygun davranışı kazanması açısından öneminin büyük olduğu araştırmacılar tarafından ortaya koyulmuştur.okul öncesi dönemde çocuk anne ve babasını kendisine model olarak alır. Bu dönemde kız çocuk anneyi, erkek çocuk babayı taklit eder ve kendini onunla özdeş tutarak cinsel rollerini kazanır. Yalnız erkeklerin değil kız çocuklarında etkileşimde bulunacakları bir baba figürüne gereksinimleri vardır. Babası olan kızlar

(4)

cinsiyetine uygun davranışları diğerlerinden daha çok göstermektedirler (Sagi, 1982; Rusell, 1982: 137-156; Aktaş, 1993: 308-316).

Alston ve Williams, 21 babası olan ve 14 babası olmayan, düşük sosyo-ekonomik düzeydeki 9. sınıf öğrencileri ile çalışmışlardır. Çocukların benlik kavramı üzerinde baba yoksunluğunun etkisini incelemeyi planlamışlardır. Çocukların benlik kavramı ölçeğinden aldıkları puanları karşılaştırmışlardır. Sonuç da, babasız çocukların daha olumsuz bir benlik kavramına sahip olduklarını saptamışlardır (Alston ve Williams, 1982:

134-138).

Çocuğun kişilik gelişiminde, babanın çocuğuna karşı tutum ve davranışları, çocuğun kişiliğini geliştiren etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Babası otoriter olan ve az ilgilenen çocuklarda utangaçlık, çekinme gibi kişilik özelliklerine daha sık rastlanmaktadır. Babası ilgilenen ve sevgi gösteren çocukların arkadaşlarıyla ilişkileri daha iyi olmakta ve bu grupta liderlik özelliği taşıyanlara daha sık rastlanmaktadır (Aktaş, 1993: 308-316).

Carlson çalışmasın da, baba ilgisinin yüksek olduğu ailelerdeki çocukların bağımsız, gelişmiş iç-denetim odağına sahip ve ebeveyn rollerine ilişkin daha olumlu görüşlere sahip olduklarını saptamıştır (Carlson, 1984: 123-136).

Çocuğun zihinsel gelişiminde baba, çocuğuna uyarıcı bir çevre sağlaması nedeniyle önemli bir etkiye sahiptir. Çünkü babalar annelere oranla çocuklarını daha bağımsız davranmaya ve çevreyi keşfetmesine cesaretlendiren bir tutum göstermektedir. Bu da çocuğun zekâsını olumlu yönde etkilemektedir (Aktaş, 1993: 308-316).

Vaughn ve arkadaşları, 3-7 yaşları arasındaki çocukların kişilik gelişimleri ile anne baba tutumları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çocuklar 3-7 yaşlarında başlattıkları çalışma, çocuklar ergenlik dönemine geldiğinde de devam ettirmişler ve çocukların kişilik gelişimlerine ilişkin veriler değerlendirilmiştir. Sonuç da erken çocukluk dönemlerinde ailedeki sosyalleşme deneyimlerinin çocukların psikolojik gelişimleri için önemli olduğunu belirlemişlerdir (Vaughn ve diğ., 1988: 1020-1033).

Anne babanın her ikisi de çocuğun gelişimini farklı şekillerde etkilemektedir. Burada önemli olan nokta babanın da anne kadar çocuğun gelişiminde etkin bir rol oynadığının bilincinde olunması gerektiğidir.

Değişen Baba Rolü

Aile içindeki bireylere düşen roller, bir başka deyişle kadına anne ve eş olarak, erkeğe baba ve eş olarak düşen roller ve çocukların üstlendiği roller büyük ölçüde ailenin içinde bulunduğu toplumun kültürel yapısından ve geleneklerinden etkilenir.

Sürekli bir değişmenin yaşandığı günümüz toplumlarında kültürel yapıdaki değişmeler annelik, babalık rollerini de değişime uğratmaktadır. Bundan 30-35

(5)

yıl öncesinde erkek ve kadın davranışı ile annenin-babanın rolleri oldukça kesin olarak belirlenmişken, bugün erkeğin ve kadının toplum içindeki tavırları da, babanın, annenin aile içindeki rolleri de büyük bir değişme göstermektedir.

Baba olma kavramını değişime uğratan ve babanın çocuğun eğitimindeki rolüne ilginin artmasına yol açan pek çok etken vardır. Bunlar politik, sosyal ve ekonomik alandaki değişimlerin kadın- erkek rollerini etkilemesi, çalışan anne sayısının artması, kadının tam gün dışarıda çalışması, özellikle batılı toplumlarda daha çok sayıda boşanmış ya da dul erkeğin tek başlarına çocuklarının bakım ve eğitim sorumluluğunu üstlenmeleri, geleneksel aile yapısının çekirdek aileye dönüşmesi ve çekirdek aile içindeki bireylere düşen rol ve sorumlulukların değişmesi olarak görülmektedir. Sonuç olarak, babalar deneyim sahibi olmasalar da daha çok oranda çocuk büyütmeye katkıda bulunmaktadırlar (La Rossa, 1988: 451-457; Mc Bride ve Mc Bride, 1990:

6-10).

Geçmişte babanın çocuk üzerinde ne derece etkili olduğuna yönelik literatür çalışmaları oldukça sınırlıyken ve babalar çocuk gelişiminde hiçbir etkisi olmayan kişiler olarak görülürken, günümüzde babaların çocuk gelişimi ve eğitiminde oynadığı rolü belirlemek ve anlamak için önemli eğitimsel çalışmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar öncelikle babanın rolünü anlamak için, babasız ailelerde büyüyen çocukların durumlarını ortaya koyan çalışmalardır. Babaların rolü ve çocukları üzerindeki etkileri hakkında yapılan çalışmalar ise hem babaların özellikleri hem de çocukların özellikleri ve aralarındaki ilişkiyi incelemekteydi. Daha sonraki çalışmalar da çocukların gelişimlerine bakarak babanın rolünü anlamak yönünde ve çocuk ile ebeveynleri arasındaki ilişkilerin özellikle çocuğun ilk yılındaki ilişkilerin oluşumu üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmalar, özellikle bebekler ve emeklemeye başlamış çocuklar ile anne ve baba arasındaki bağlılık duygusunu incelemektedir. Babaların rolünü ve etkisini belirmeye çalışan tüm bu çalışmalardan elde edilen bulgular bir diğerinin eksiğini tamamlamakta ve babaların çocuk üzerinde sahip olduğu etkiyi daha iyi açıklamaya yardımcı olmaktadır (Lamb, 2000: 19-21).

Yıllardan beri çocuğun eğitiminde anneler birinci derecede sorumlu görülmüş; babalar ise daha çok çocuğu finansal açıdan destekleme görevini üstlenmişlerdir (Riley ve diğ., 2000: 6-8; PTA, 2005: 1). Günümüzde değişen sosyal ve kültürel şartlarda babaların çocukları için sadece finansal destek sağlamak değil aynı zamanda sıcak ve destekleyici ilişkiler kurma gibi bir sorumluluğunun olduğu da dikkate alınması gerekmektedir. Yaşadığımız yüzyılda babaların rolleri, çocuklarının hayatlarında ekonomik destek sağlamanın yanı sıra, iyi bir arkadaş olma, koruyucu, disiplini sağlama, annelere duygusal destek sağlama ve ev işlerinde sorumluluk alma gibi konularda farklılaştığı görülmektedir. Çoğu babanın bebeklerin altını bir kere bile değiştirmemeleri, ya da çok acil ve alternatifsiz kalındığı, bir şeylerin yapılması

(6)

gerektiği durumlarda değiştirmek zorunda kaldığı bilinen bir gerçekti. Fakat bu durum günümüzde önemli ölçüde değişiklik göstermiştir.

Bu günün Batı toplumlarına bakıldığında, daha fazla sayıda babanın çocuk bakımıyla ilgili rutin işlere katılmaya başladığı görülmektedir. Bebeklerin altını değiştirmek, banyo yaptırmak, bebekleri uyutmak gibi yapılan işlerin kapsamında bir gelişme olmuştur. Bu konu özellikle, bebeklerle kurulan iletişim ve etkileşim açısından önemlidir (Brown vd. 2001: 7; Lamb, 2000: 19-21).

Dachman ve arkadaşları, ilk kez bebek sahibi olmuş 30 baba ile çalışmışlardır. Bu çalışmada ilk olarak pediatri uzmanları, çocuk gelişimciler ve anne babalar ile yapılan görüşmeler sonucunda uygun bebek bakım becerileri belirlenmiştir. Daha sonra babalara vermek üzere bir eğitim kaseti hazırlanmıştır. Babalara bebek bakım becerileri ve iletişimi üzerine (örneğin;

bebeğinize şarkı söylerken veya konuşurken bebeğinizin yüzüne bakın.) bir eğitim programı verilmiştir. Babalara verilen eğitim çalışmalarından sonra, plastik bebekler ile uygulamalar yaptırılarak gözlem yapılmıştır. Her gözlem esnasında babalara bazı yönergeler vererek uygulamaları istenmiştir.” Sizden bazı bebek bakım yöntemlerini uygulamanızı isteyeceğim. Bu becerileri göstermeniz için gerekli malzeme ve yapma bebek masanın üzerindedir” gibi.

Uygulamanın her basamağı gözlenmiş ve kayıt edilmiştir. Birinci değerlendirmeler babanın eğitim bebeğiyle hastanede, ikinci değerlendirmeler babalar kendi evlerinde yeni doğan bebekleriyle yaptıkları uygulamalar sırasında yapılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda babaların bebeklerinin bakımında % 80 başarı sağladıkları ve babalar ile bebekleri arasında bir bağ oluştuğu saptanmıştır (Dachman ve diğ., 1986: 221-230).

Babaların yaptıkları işlerle ilgili olarak görülen bu değişikliklere ilave olarak zaman içerisinde babaların çocuklarıyla geçirdikleri sürede de büyük bir artış olmuştur. Babaların çocuklarıyla birlikte geçirdikleri zamanda görülen bu artış önemli bir değişimi ifade etmektedir. Bu durum babaların artık daha fazla çocuğun gelişimi ve eğitiminin içinde yer aldığını ve bu sayede de baba-çocuk ilişkilerinin genişlediğini göstermektedir. Çalışmalar, babaların çocuk üzerindeki etkisinin onlarla birlikte geçirdikleri süreyle ilgili olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle babanın giderek çocuğun hayatında daha fazla yer alarak, çocukların gelişimi üzerindeki etkilerini arttırdıkları söylenebilir.

Babalar aile içerisinde, aynı zamanda eş olma görevini yürütmektedir.

Babalar, anneleri aile içerisindeki sorumlulukları konusunda destekleyerek ve yardımcı olarak, çocuğun gelişiminde bir görevi daha üstlenmiş olurlar.

Annenin rolünü ve fonksiyonlarını destekleyen, teşvik eden ve ödüllendiren bir babanın sağladığı uyumlu ve huzurlu bir ortam sayesinde babalar, çocuklarının gelişimi üzerinde dolaylı etkiye sahiptir.

Çok önemli olan başka bir faktör ise anne ile baba arasındaki ilişkinin niteliğidir. Ebeveynlerin uyum içerisinde oldukları ailelerde çocukların bundan çok kazançlı çıktığını gösteren ve ebeveynler arasında çatışmaların olduğu

(7)

ailelerdeki çocukların da ne kadar incindiklerini gösterir çalışmalar bulunmaktadır (Lamb, 2000: 19-21).

Bu bağlamda, günümüzde babaların bir eş ve bir ebeveyn olarak daha fazla sorumluluk aldığı, çocuk ile daha uzun zaman geçirdiği, çocuk ile ilişkisinde geçmişte olduğu gibi sadece evde disiplin sağlayan ve korku unsuru olan kişi olmadığı, babanın bir arkadaş, çocukla bir şeyler yapan, onunla oyunlar oynayan, ona bir şeyler öğreten, dikkat eden, çocuğun okul çalışmalarında ona yol gösteren, okul ödevlerine yardım eden, ahlaki yönelişini biçimlendiren, çocuğu eğiten, çocuğun kendisine bir model olarak alıp taklit edebileceği bir kişi olarak görülmektedir.

Pence ve Early çalışmalarında, okulöncesi dönemde çocuğu olan babalar ile çalışmışlardır. Her bir babayla 1 saatlik görüşme yaparak çocukları ile olan ilişkileri hakkında veri toplamışlardır. Babalar kendilerini, kendi babalarından daha farklı gördüklerini belirtmişlerdir. Kendileri çocuklarıyla, babalarının kendileriyle ilgilenmesinden daha fazla ilgilendiklerini, çocuklarının sosyalleşmesini desteklediklerini söylemişlerdir (Pence ve Early, 1988: 71-90).

Aile eğitimi programlarının geçmişten günümüze gelişimi dikkate alındığında, söz konusu programların baba eğitimi üzerinde değil; daha çok anne eğitimi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Son zamanlara kadar, babalar için ebeveyn eğitimi ihmal edilmiştir. En popüler ebeveyn kitaplarında, baba için geleneksel rolü para kazanan, disiplinin başı olarak bahsedilmiştir. Ebeveyn çocuk ilişkisini inceleyen çalışmalarda ebeveyn sözcüğüyle vurgulanmak istenen özellikle anneler olmuştur. Çocuk eğitiminde anne ve babaya rehberlik etmesi amacıyla hazırlanan dergilerin, kitapların hedeflediği kişiler anneler olmuş, babanın çocuğun yaşamındaki rolü ve önemine ilişkin çok az bilgi verilmiştir. Ancak aile bir bütün olarak düşünüldüğünde ve babanın aile içerisindeki konumu göz önüne alındığında aslında babaların da en az anneler kadar eğitilmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır (Fagan ve Palm, 2004: 3; Tezel Şahin, 1998).

Değişen babalık rolüne paralel olarak, erken çocukluk programlarında çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda babaların da eğitilmesi noktasına dikkat çekilmeye başlanmıştır Babalara yönelik eğitim programları da aile eğitimi programları içerisinde yer almaya başlamıştır (Green, 2003: 2).

SONUÇ

Çocuğun gelişimi ve eğitiminde babanın yeri ve rolü uzun yıllar ihmal edilmiş ve özellikle annenin rolü ve etkisi üzerinde durulmuştur. Sürekli ve hızlı bir değişimin yaşandığı günümüz toplumlarında kültürel yapıdaki farklılaşmalar annelik babalık rollerini de değişime zorlamıştır.

Babaların, eskiye göre çocuklarıyla beraber vakit geçirmek için arzulu olduğu ve bunun bir kısmının kendi kendine yeterlilik ve güvenden, bir kısmının da toplumdan aldıkları bazı mesajlardan kaynaklandığı görülmektedir.

(8)

Annelerin, babaların çocuk yetiştirme sürecine daha fazla katılmaları yönünde karmaşık duygulara sahip oldukları ancak çoğu annenin, eşlerinin çocuklarla daha fazla zaman geçirmesini istediği ve bu durumdan memnun olduğu yönündedir.

Babanın çocukları üzerindeki etkisinin ve onların gelişimindeki rolünün birden fazla şeklinin veya yüzünün olduğu artık bilinmektedir.

Bu nedenle araştırmacı ve uygulayıcıların beraber çalışarak özellikle babalara yönelik aile destek ve eğitim programlarının hazırlanması gerekmektedir. Babalar için hazırlanacak eğitim programlarında öncelikle babaların gereksinimleri, beklentileri saptanmalı ve babaların gereksinimlerini karşılayacak şekilde program hazırlanmalıdır. Ayrıca, çocuk eğitimi ve aile çocuk ilişkisinde daha etkili olacağı için sadece annelere veya babalara yönelik değil anne ve babayı birlikte destekleyebilecek eğitim programlarının planlanması ve uygulanması gerekmektedir.

Hem annelerin hem de babaların değişikleri içeren bir süreç içerisinde amaçları ve de amacımızın çocukları geleceğe en iyi şekilde hazırlamak olduğu unutulmamalıdır.

KAYNAKÇA

Aktaş, Y., (1993), “Baba Yoksunluğunun Çocuğun Gelişimi Üzerindeki Etkileri”. 9. YA-PA Okulöncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri, Ankara, 308-316.

Alston, D. N.-Williams, (1982), “Relationship Between Father Absence and Self-Concept of Black Adolescent Boys”. Journal of Negro Education, 51 (2), 134-138.

Aydoğmuş, K.-Batlaş, A.-Batlaş, Z.-Davaslıgil, Ü.-Güngormüş, O.-Konuk, E.-Korkmazlar, E.-Köknel, Ö.-Navaro, L.-Oktay, A.-Razon, N.-Yavuzer, H., (1990).” Ana Baba Okulu”, Remzi Kitapevi, İstanbul, 229-239.

Brown, B. V.-Michelsen, E.-Halle, T.-Moore, K. A., (2001), “Fathers’

Activites with Their Kids”. ED,454 954.

Carlson, B. E., (1984), “The Fathers Contribution to Child Care. Effects on Childrens’ Perceptions of Parental Roles”, American Journal of Orthopsychiatry, 54 (1), 123-136.

Çağdaş, A.-Seçer, Z., (2004), Mutlu ve Sağlıklı Yarınlar için Anne Baba Eğitimi, Eğitim Kitapevi, Konya.

Dachman, R. S.-Alessi, G. J.-Vrazo, G. J.-Fuqua, R. W.-Kerr, R. H., (1986),

“Development and Evulation of an Infact-Care Training Program With First Time Fathers”, Journal of Applied Behavior Analysis, 19, 221-230.

Fagan, J. ve Palm, G., (2004), Fathers and Early Childhood Programs, Thomson, Delmar Learning, 1-76.

(9)

Honig, S. A., (1990), Parent Involvement in Early Childhood Education, Revised Edition, Linda Kessler, Washington D. C., 1-43.

Green, S., (2003), “Reaching Out to Fathers: An Examination of Staff Efforts That Lead to Greater Father Involvement in Early Childhood Programs”, Early Childhood Research&Practice, 5 (2).

Lamb, M., (2001), “Çocuğun Yaşamında Babanın Rolü ve Önemi”, Sempozyum Raporu, Anne Çocuk Eğitim Vakfı Yayın No: 12, İstanbul, 18-33.

Mc Bride, B. A. ve Mc Bride, R. J., (1993), “Parent Education and Support Programs For Fathers”, Childhood Education,70 (1),4-9.

---, 1990), “The Chancing Roles of Fathers: Some Implications For Educators”, Journal of Home Economics,82 (3), 6-10.

Pence, A. R. ve Early, R., (1988), “Fathers and Child Care: An Exploratory Study of Fathers With Children in Day Care”, Early Child Development and Care, 36,71-90.

Razon, N., (1987), “Çocuk Eğitiminde Babanın Rolü”, Pembe Bağcık Dergisi, 1, 6-8.

Riley, R. W.-Peterson, T. K.-Moreno, M. G.-Goode, W.W., (2000),

“Strengthening Participation of Fathers in Children’s Leaerning and Development”, Fathers Mather Involving Fathers in Children’s Learning, A Kit for Educators and Other Professionals, ED,442 -580.

Russell, G., (1982), “Higly Participant Australian Fathers: Same Preliminary Findings”, Merrill Palmer Quarterly, 28,137-156.

PTA., (2005), Father İnvolment-Encoouraning Dads to be Involvend, http://www.capta.org.

Sagi, A., (1982), “Antecedents and Consequences of Varying Degress of Paternal Involvement in Childrearing”, The Israeli Project, in M. E. Lamb (ed.) Nontraditional Families: Parenting and Child Development. Hillsdale, NJ: Lawrence Earlbaum Associates.

Tezel, Şahin, F., (1998), Destekleyici Eğitim Programlarının 5-6 Yaş Grubunda Çocuğu Olan Babalar Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Çocuk Gelişimi Eğitimi Programı, Ankara, 90.

Vaughn, B. E.-Block, J. H.-Block, J., (1988), “Parental Agreement on Child Rearing During Early. Childhood and the Psyshological Characteristics of Adolescents”, Child Development, 59, 1020-1033.

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

İngiltere’nin ilk Orman Okulu, bir üniversitede öğrenim gören bir grup öğrenci ve onların eğitimcilerinin Danimarka’daki bir Orman Okulunu ziyaret etmesi ve

H igh Scope programı, yetişkinler ve çocukların kontrolü paylaştıkları ve çocukların öğrenmesinin yetişkinler tarafından gözlendiği bir programdır..

Head Start Programı.. B u program okul öncesi, bebekler ve küçük çocuklar için ABD’de en çok hükümet desteği alan programdır. Bu program, sağlık, tıbbi izleme

Portage erken eğitim programında çocuğun değerlendirmesinin yapılmasının ardından eğitim programı düzenlenmektedir Bu noktada yapılan değerlendirme sonuçlarına

K üçük Adımlar Erken Eğitim Programı (KAEEP) ilk olarak gelişimsel anlamda normal gelişim standardının altında gelişim gösteren bir diğer ifade ile

İ lk olarak 1994 yılında annelerin ihtiyaç analizleri yapılmış ve ihtiyaç üzerine Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa olara annelere özel okuma yazma

İ ş gücü saatine isabet eden üretim miktarı olarak tanımlanan iş gücü verimliliğinin yükseltilmesi, özellikle giderek artan iş gücü maliyetleri yüzünden,

Girişimci; risk ve belirsizlik ortamında yeni ürünler veya iş imkânları üretebilen, fırsatları ve kaynakları, kazancı arttırmak ve büyüyebilmek için