• Sonuç bulunamadı

HAZRETİ H-ATiCE.. SElVIPOZTIJM BİLDİRİLERİ. Ali AKSU EDiTÖR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HAZRETİ H-ATiCE.. SElVIPOZTIJM BİLDİRİLERİ. Ali AKSU EDiTÖR"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HAZRETİ

·· H- ATiCE

. SElVIPOZTIJM BİLDİRİLERİ

· Ali AKSU

EDiTÖR

(2)

Hazreti Hatice Sempozyumu Bildirileri

Editör AliAKSU

ISBN 978-605-5487-80-5

Kapak ve Ouzen Şimendiler 0346 2211145

Baskı

OumatOfset 0312 278 82 00

Sivas-2015

(3)

BİR ANNE OLARAK HZ. HATİCE

Doç. Dr. Ahmet GÜZEL*

Hz. Peygamber'in hayabrun her safhası örnek alacağımiz model

davraruşlarla doludur. '6u safhalardan biri de omın evlilik hayahdır.

Rasillüllah, yaklaşık 38 yıllik evlilik sürecinin 25 yılını Hz. Hatice'yle ya-

şamıştır. Hz. Hatice, Rasillüllah'la diğer eşleri gibi sadece Peygamberlik döneminde değil, Peygamberlik öncesi dönemde de evlilik hayahnı sür-

dürmüştür. Dolayısıyla Hz. Peyga.ı:nher'in eşleri arasında Hz. Hatice'nin

ayrı bir yeri vardır. Yaklaşık çeyrek asır süren bu saadet yuvasıprn mi-

marlarının örnek davraruşlarından, "aile geçimi" konusunda ciddi prob- lemler yaşayan ve qir arayış içinde olan çağımız insanının alacağı önemli mesajlar, iliretler vard.Jr.242

I- Hz. Hatice'nin İlk Eşlerinden Doğan Çocukları

Hz. Hatice annemizin ilk eşi Ebu Haie' den iki erkek, Ebu Haie'nin

vefatından sonra evlendiği eşi Atil< (Uteyyık)'ten bir kız olınak üze~e es- ki eşlerinden üç çocuğu doğmuştur.243 Ebu Haie' den doğan çocuklarırun

adlan Haie ve Hind; Atil<' ten doğan çocuğunun adı da "Hind" dir.244 Gö-

rüldüğü gibi. Haie ve Hind ismi erkek ve kızlara verilebilen isimlerden- dir.

Şehirde geçerli örf ve adete göre, muhtemelen bu çocuklar babala-

nnın aileleri tarafından kendi evlerine alınmışlardı ve ancak zaman za-

" Karamanoğlu Mehmetbey Ünv. İslami İlimler Fakültesi

2.u Aynntılı bilgi için bk: Ahmet, "Hz. Hatice'nin Hz. Peygamber'le Evliliği Çocuklan ve Aile Hayatı Üzerine Bir Değerlendirme", İSTEM Dergisi, yıl: 2012, sayı: 19, ss. 57-100.

243 İbnü'l-Cevzl, IL 316; Halebl, I, 156; Kastallaru, I, 116; Nebhlnl, s. 37; Mevdudi, IL 262.

2~ Ebu Nuaym, VI, a.y.~İbn Hacer, VI, 417, 505; Kastallaru, L 116; Sabunaı, ''Hz. Peygamberin İlk Harunu Hz. Hatice'nin Hayatı ve Kişiliği," Diymzet İ/mi Dergi, yıl: 2009, c.: 45, sayı: 2, s. 56.

(4)

74 • Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri -

man annelerini ziyaret etmek üzere onun evine geliyorlardı.245 Bu durum ekonomik sebeplerle değil, toplumun örfüyle açıklanabilir. Buradan ölen

eşin akrabalarının, ölen akrabalarından doğan çocukları annelerinin ya-

nına bıra.kmadıklaruu, yanlarında yetiştirdiklerini anlayabiliriz.

Bu çocuklar içerisinde Hind b. Ebi HaJ.e, Hz. Peygamber'in siması­

na dair hadisin ravisidir.246 Onun Hz. Muhammed (s.a.v.)'in mübarek veçhini aniatışta takındığı heyecan ve ri.kkatle dolu cümleleri bize gös- termektedir ki, o, küçükken annesini ziyarete geldiğinde, bu babası ona pek kibar ve muşfik davranış göstermiş?<}7 onu güzelce terbiye etmiştir.

Fesahati, belağati güzet iyi hasletlerle temayüz etmiş bir kişi olan Hind b. Ebi HaJ.e, Cemel savaşında Hz. Ali'nin saflarında savaşırken öldürül-

müştfu.24S

İslamiyet gelince HaJ.e'nin Müslüman-olduğu söylenmektedir.249 Muhtemelen o da kardeşi Hind gibi Hz. Peygamber'in terbiyesinden na-

siplenmiş, güzel hasletlere sahip bir kişi olarak hayatını idanie ettirmiş­

tir.

Hind bt. Atik (Uteyyık), Ümrriü Muhammed b. Sayfi el-Mahzfuni olarak tanınmaktadır.250 O, amcasının oğlu Sayfi b. Ümeyye b.

Aiz

b. Abdiilah'la evleı\miş,251 Hz. Peygamber'in nübüvvetinde Müslüman ol-

muştur.252

II- Hz. Peygamber'in Hz. Hatice'den Doğan Çocuklan

Hz. Peygambe~in Hz. Hatice'den doğan çocuklarının sayısı ve hangisinin büyük hangisinin küçük olduğu tam anlamıyla sarahate ka-

vuşmamıştır. Konuyla ilgili rivayetlerde birbiriyle tezatlık arz eden farklı

malumatlar yer almaktadır.

us Hamidulla.h, r, 65.

246 I<azıo, s. 89.

247 Hamidullah, I, 65.

us İbn Abdilberr, L 487.

249 Mevdudi, IL 262.

250 İbn Hacer, VII, 157, 505; Halebl, L 156.

251 İbn Habib, s. 79; İbn Hacer, VII, a.y ..

252 tvfevdudi, IL 262.

(5)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri 75

a- Hz. Hatice'nin Hz. Peygambe~' den Doğan Çocuklannın Sayısı ve Kısaca Hayatlan

Hz. Peygamber'in Mısırlı Mariye'den doğan oğlu İbrahim'in dı­

şındaki bütün çocuklan Hz. Hatice'den doğmuştur.253 Bu çocukların

hepsinin ebeliğini Safiyye bt. Abülmuttalib'in cariyesi Selma Hahm

yapmıştır. 254 Hz. Hatice' den doğan bu çocukların sayısı bazı kaynaklar

ta,rafından dört kız, bir erkek, toplam beş;255 bazı kaynaklara göre dört

kız, iki erkek olmak üzere toplam altı;256 bazı kaynaklarca da dört kız, üç erkek olmak üzere toplam yedi,257 olarak verilmektedir.

Kız çocuklarının sayısı ve ismi hakkında kaynaklar hem fikirdirler.

Hz. Peygamber'in Hz. Hatice' den doğan kızla n, Zeyneb, Rukıyye,

Ümmü Gülsüm ve Fatım.a'dır.258 Hz. Peygamber'in kızlarının hepsi Müs- lüman olmuşlar ve Medine'ye hicret etmişlerdi.ıs9

Kızların sayısı ve adları konu'sunda ittifak halinde olan kaynaklar, erkek çocukların sayısı ve isimleri konusunda farklı görüşlere sahiptirler.

Bu tutarsızlığın sebebi; Kasım' ın dışındaki erkek çocukların· sayı­

sından kaynaklan:ıİlaktadır. Beyh.akl (v. 458/1066), bazı kaynakların Hz.

Peygamber'in Kasım'dan başka erkek çocuğu olmadığını, bcu;ılarının da

253 İbn Hişam, L 122; Ya'kiibi, IL 20; Taberi, IL 281; Mes'udi, I, 286; Makdisi, L 2Il, 262; İbn Abdilberr, L 17; İbnü'l-Cevzi, IL 315-16; İbn Kayyim el-Cevziyye, L 97; İbn Kesir, IL 294;

Mevdudi, IL 265; İbn Hab1b, s. 31.

~ İbn Sa' d, L 133; İbn Hacer, VII, 602; Zirikll, VII. 86; İbn Seyyidiruıas, IL 364.

zss İbn Abdilberr, IV, 273; Kazı o, s. 88.

256 İmam Azam, s. 275; İbn İshak, s. 229; İbn Sa' d, I, 133; Ebu Nuaym, Vl, 345~; Beyhaki, Il, 70- 71; İbnü'l-Esir, Üsdii'l-Giibe, I, 10; İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye, I, 97-98; İbn Kesir, II, 294;

Süheyü, s. 131; Aluned Cevdet Paşa,.r, 51; Yazır, IX, 6178; İbn Seyyidi.rınas, IL 363; Mevdudi,

IL 265; Mevlana Mulıaınmed Ali, s. 68; Algül, I, 176; Kazıo, s. 88; Aişe Abdu.rrahmarı, s. 16;

Sabuncu, "Hz. Peygamberin iık Hanımı Hz. Hatice'nin Hayab ve Kişiliği," Diyanet İlmi Der- gi, c: 45, sayı: 2, s. 64. İbn İshak ve İbn Kesir, çocuklarm sayısının yedi olduğuna dair riva- yetleri de naklederler. Bk.: İbn İshak. a.y.; İbnKesir, Il, a.y.

257 İbn İshak. s. 229; İbn Hişioı, L 122; Taberi, n, 281; İbnü'l-Esir, el-Kiimil fi't-Tiinlı, L 472; İbn Kesir, IL 265.

258 İmam Azam, s. 275; İbn İshak. s. 229; İbn Hişam, L 122; İbn Sa' d, I, 133; Ya'kı1b1, II, 20;

Taberl, II, 281; Ebu Nuaym, Vl, 3458; İbn Hazm, L 16; İbn Abdilberr, I, 17; İbnü'l-Cevzi, n,

316; İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye, I, 97-98; Kütübi, 12a; İbn Kesir, Il, 265; İbn Seyyidiruıas, Il, 363; Aişe Abdurrahman, s. 17; Rodinsoıı. s. 63; Delcam bre, s. 36.

259 İbn İshak. a.y.; İbn Hişam, L 122; İbn Sa' d, L 133; Tabeı:i, IL a.y.; Makd.isl, I, 227; Beyhaki, Il, 69; İbnü'l-Cevzi, n, 316; İbnü'l-Esir, el-Kamil fi't-Tiinlı, L 472; İbn Kesir, II, a.y.; Algül, L 176.

(6)

76 • Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri

Tahir adlı bir çocuğunun olduğunu söylediklerini, nakleder.26o Erkek ço-

cukların sayısun üç olarak veren kaynaklar, Hz. Peygamber'in Ka-

s~'.c!~ başk.a T?.!:ıJ:r _v~ T~YYil:? adında iki çocuğunun olduğunu şöyl~r­

ler.261 İbnü'l-Verdi (v. 749/1348), Kasım, Tahir, Tayyib ve Abdullah ol- mak üzere dôrt isimden söz eder.262 Erkek çocukların sayisını iki olarak veren kaynaklar is~ Kasım ve Abdullah ismini zikrederler.263

Tayyib ve Tahir'in, Hz. Peygamber'in iki ayrı eviadı mı, yoksa Ab- dullah' ın lakabı mı olduğu konusu ih_tilftflıdır.264 Kaynakların çoğunlu­

ğuna göre Tahir ve Tayyib, Hz. Peygamber'in Abdullah adlı çocuğunun sıfatlarıdır ve bu sıfatlar Abdullah İsl~yet'ten sonra doğduğu için ve-

rilrniştir.z6s

İmam Azam (v. 150/767), bu rivayetin doğruluğunu kabul etmekle birlikte, "Darakutni ve diğerlerinin söylediği gibi; Abdullah, Tayyib ve Tahir' den ayrıdır, diyenler de vardır. Bir ri vayete göre, Hz. Peygam- ber'in bir batında dünyaya gelen Tayyib ve Mutayyib isimli ikiz iki oğlu

ile yine bir batında dünyaya gelmiş Tahir ve Mutahhir·isimli bir başka

çift oğulları da vardı. Nitekim Safve adlı kitapta da bu şekilde yazılmış­

tır," demektedir. 266

Ebu Nuayrn (v: 430/1038), "Abdullah'a Ma'mer isminin verildiğini"267 söyler. Ancak bu rivayeti destekleyen başka bir rivayete rastlayamadık.

Katade kanalıyla nakledilen bir rivayete göre Cahiliye döneminde, Hz. Peygamber'in Abdimenaf adlı bir çocuğu; İslam'dan sonra da Kasım

260 Beyha.ki, IL 68.

261 İbn İshak, s. 229; İbn I-Iişarn, L 122; Ta ben, II, 281; İbnü1-Esrr, el-Kamil fi't-Tiirllı, I, 472; İbn Kesir, IL 294.

262 İbnü'l-Verdi, L 131.

263 İbn İshak, s. 229.; İbn Sa' d, I, 133; Ya'kUbl, II, 20; Ebu Nuaym, IV, 2354; Beyha.ki, IL 70-71;

İbn Abdilberr, II, 87; Süheyll, s. 131; İbnü'l-Esrr, Üsdii'l-Giibe, I, 10; İbnü'l~Kayyim ei- Cevziyye, I, 97-98; İbn Kesrr, IL 294; Ahmed Cevdet Paşa, I, Sf; İbn Seyyi.dinnas, II, 363;

Mevdudi, IL 265; Mevlana Muhammed Ali, s. 68; Algül, I, 176; Kazıa, s. 88; Aişe Abdurrahman, s. 17; Rodinson, s. 63.

2~ Algül, I, 176.

265 İmam Azam, s. 275; İbn Hablb, s. 79; Ya'kıThl, II, 20; İbn Abdilberr, II, 87; Süheyll, s. 131;

İbnü'l-Cevzl, IL 316; İbnü1-Kayyi.rn el-Cevziyye, 1;98; İbn Kesir, IL 294; İbn Hacer, VI, 262;

Zirikli, VII, 86; İbn Seyyidinn.as, IL 363; Hudari Bek, L 49; Mevdudi, 1L 265; Kazıa, s. 88. İbn Hazm; Abdullah'a, Tayyib ve !ahir isminin yaru sıra Abdüluzza da denildiğini iıakleder.

B k.: İbn Hazm, L 16.

266 İmam Azam, a.y. Benzer ri vayeti İbnHacer de nakletmektedir. B k.: İbn Hacer; VI, 262.= ·'

m Ebı1 Nuayııı, IV, 2354.

(7)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri 77

ve Abdullah isimli çocuklan doğmuş ve bwı!ar küçük yaşta vefat etmiş-

'

··lerdir.268 Fakat bu rivayet, ' Hz. Peygamber'in bütün çocuklarının vahyin gelişinden önce doğdu~a dair rivayetlerle269 çelişmektedir.

Hz. Peygamber' in, Hz. Hatice' den, Kasım ve Zeyneb'in arasında

Bereke adlı bir kızının doğduğu da zikredilir. Ama meşhur, güvenilir kaynaklar bu ismi vermezler. Bereke, Hz. Peygamber'in çocuklaJl!lın

hizmetçisi idi Kasım doğduğunda ona dadılık yapnuşh.27o .

Ebu'I-Ala el-Mevdudl, "Hz. Peygamber'in Hz. Hatice'den doğan çocuklarından hangisinin en büyük olduğu kesinlikle bilinmiyor,"271

· demektedir. Hz. Peygamb.er'in çocuklanyla ilgili kaynaklarda gördüğü­

müz bu karmaşık bilgilerin tahlilini yapmak için, onların her biriyle ilgili rivayetleri ayrı ayrı değerlendirmenin isabetli olacağını düşünüyoruz .

...

.

ı-Kasım

Hz. Peygamber'in büyük oğlu Kasım olduğu için, Hz. Peygamber

Ebü'l-Kasım künyesiyle anılmıştır.272 Hz. Hatice bu ilk oğluna kendi de- delerinden biri olan Abüluzza'nın adını vermiş; fakat Hz. Peygamber bunu Kasım şeklinde değiştirmiştir. Bu ismin manası "bilhassa iyilik ol- sun diye sadaka dağıtan" şeklindedir.273

Kasım'ın, Hz. Peygamber'in ilk çocuğu olduğu ve nübüvvetten

. önce doğduğu konusunda kaynakların çoğunluğu hemfikirdir. Rivayet-

lere göre o, Hz. Peygamber'in ilk çocuğudur; dolayısıyla kardeşlerinin en

· büyüğüdür.274 Rasillüllah'ın çocukları içerisinde ilk vefat eden Ka- sım' dır.275 Fakat onun ne kadar yaşadığı ve ne zaman öldüğü ihtilaflıdır.

165 Makdisi, I, '227.

269 İbn İshak, s. '229; İbn Kesir, II, 294.

270 İbn Hacer, VII, 540-42.

Mevducü, II,. 265.

21' İmam Azam, s. 275; İbn Hişfun, L 1'22; Taberl, II,. 281; Mes'ucü, L 286; Makdisl, I, '227, 263;

Ebu Nuaym, IV, 2354; İbn Abdilberr, U 87; Dimyaô, s. 49; İbnü'l-Cevz1, U 316; Kütüb!, 12a;

Ahmed Cevdet Paşa, I, 51; ibn Seyyidinnas, II, 363; Hudari Bek, L 49; Algill, I,_ 176; Çubukçu, Asri, "Kasım," DİA, İstanbul, 2001, XXIV, 538.

m Hamidullah, L 64.

274 Beyhaki, II, 7~71; İbnü'l-Cevz!, II, 316; İbn Kestr, 11, 294; Ahmed Cevdet Paşa, I, 51; Konyalı Mehmet Vehbi, XVI, 6589; Yazır, IX, 6178; Dermenghem, s. 71; Suruç, s. 121.

m Ebu Nuaym, TV, 2354.

(8)

78 • Hz. Hatice Seınpozyumu Bildirilen

Bu görüşleı: içerisinde özellikl~ üzerinde d urulan görüşler "onun · süt. emme çağında,"276 "17 aylıkken,"277 "iki yaşındayken"278 ve ''b~te

_ binme yaşında"2~~öldüğüşeklinde ileri sürülen görüşlerdir.

Kasnn~ın İslam' dan önce mi, sonra mı vefat ~ttiği konusu tartışma­

lıdır: "Kasım ölünce, AI!lr b. el-As· Hz. Peygamb~r'e ebter demiş, bunun üzerine Kevser sfuesi nazil olmuştur"28o rivayeti, Kasım'ın hisetten sonra vefat ettiğine işaret ediyorsa da, bazı ka:Ynaklar, bu sözün Hz. Peygam- ber'in oğlu Abdullah~ın vefa.b.ndan sonra söylendiğini" naklederler.281

Dolayısıyla bu konu müph~mliğini korum~tadır.

2-Zeyneb

'Kaynakların çoğunluğUna göre, Rasillüllah'ın en büyük kızı Zeyneb'tir.ısı O, Kasım'dan sonra doğmuştur.283 Zeyneb'in Hz. Peygam- ber 30 yaşındayken doğduğuna dair görüşler vardır.284 Zeyneb, Müslü- rnanlığı kabul etti ve Rasillüllah'la hicret etti.ıss Teyzes~ oğlu Ebü'l-As b. er-Rebi ile evlendi. Bu evlilikten Ali ve Ürname adlı. iki çocuğu ·doğ­

du.286 ·Ebu Leheb'in oğulları, Utbe ve Uteybe Rasillüllah'ın kızları

Rukıyye ve Ümmü Gills~' den ayrıldıkları zaman, K~eyşlil~r Ebü'l- As'a, Zeyneb'i boşamasıru, bu takdirde ona Said b. el-As'ın kızını alacak-

larını vadetrnişler; ancak o, hamınından ayrılmayacağını söylernişfu.287

276 Kazıa, s. 88.

m İmam Azam, s. 275.

278 İbn Sa' d, I, 133; İbnü'l-Cevz1, II, 316-17; Mevlana Muhammed Ali, s. 68; Algül, I, 176

279 İbn İshak. s. 229; Dimyaô, s. 49-50; Süheyli, s. 131; İbn Kes'ir, IL 294.

Bazı müellliler, bu şahsın Amr b. el-As değil, el-As b. Vail olduğunu söylerler. Bk.: Beyhak1, II, 69-70; Konyalı Mehmet Vehbi, XVI, 6589; Yazır, IX, 178.

150 İbn İshak. s. 229; Dimyaô, s. 49-50.

28ı İbn Sa' d, J, 133; Konyalı Mehmet Vehbi, XVI, 6589; Yazır, IX, 178.

ısı İmam Azam, s. 276; İbn Sa' d, I, 133; VIII, 30; Ebu Nuaym, VI, 2194; İbn Hazm, I, 16; İbn Abdilberr, Ir 17; İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye, I, 97; İbn Hacer, VII, 248; Aluned Cevdet Paşa, I, 51; Hudari Be k, L 49; Mevlana Muhammed Ali, s. 68; Kazıa, s. 74; Suruç, s. 121.

283 İbn Sa' d, I, a.y.; İbnü'l-Cevıi, II, ~16; İbn Seyyidinnas, II, 363; Yazır, IX, 6178.

284 İmam Azam, s. 276; Aluned Cevdet Paşa, I, 51; Mevdfıdl, II, 265; Al gül, I, 176.

285 İbn Sa' d, VIII, 31.

286 İbn İshak, s. 229; İbn Hazm, I, 16; Mehmed Zihrıi, IL 108-109; İbn Seyyidi.ruıas, II, 364; Safedl,

ı, 79; saııabı, s. 648. -.~ - - -

287 Makdisi, I, 263.

(9)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri • 79

._Kocası Müslüman olunca Rasfrlüllah'ın onayıyla Zeyneb, koc_asına dön- 'dü.288 Oğlu Ali, küçükken vefat etti. Ümfune, Fatıma'nın vefatından son- ra Hz. Ali'yle; Hz. Ali'nin şehadetinden sonra da el-Muğire b. Nevfel b.

el-Hans ile evlendi.289 Hz. Peygamber'in sabah namazı k.ılarken omzuna aldığı söylenen çocuk Ümfune'dir.290 Zeyneb, 8/629 yılında vefat etti.291 Cenazesini Ümmü Eymen, Sevde bt. Zem'a ve Ümmü Selerne yıkadılar;

Hz. Peygamber de cenaze namazını kıldırdı.292

3-Rukıyye

Gerek temel, gerek muahhar kaynakların ekserisi, Rukıyye'nin,

Zeyneb'in küçüğü olduğunu söylerler.293 Aluned Cevdet ~aşa, Rukıyye'nin, Hz. Peygamber 33 yaşındayken, Zeyneb'in ise ondan üç sene önce doğduğunu294 ileri sürer. Rukıyye, Utbe b. Ebi Leheb ile nişan-

. ~

lıydı. • Rasillüllah' a Leheb sfuesi ~azil olunca, Ebfı Leheb oğlundan Rukıyye'den ayrılmasını istedi. O da ondan ayrıldı.295 O, annesiyle birlik- te İslamiyet'i kabul etti. Hz. Peygamber onu Hz. Osman b. Affan'la ·ev- lendirdi; Hz. Osman'la birlikte Habeşistan ve Mec.üne hicretine katıl~.

Abdullah adlı bir oğlu doğınuştu. Fakat Abdullah küçükken, bir horo- zun yüzünü gagahunası sonucunda vefat etti. Rukıyye'nin başka çocuğu doğmadı.296 O, Bedir savaşı sırasında hastalandığı için Rasfrlüllah, Hz.

Osman' dan eşiyle ilgilenmesini istedi; bu sebeple Hz. Osman, Bedir sa-

vaşına katılamadı. Hicretten sonra 17. ayın başında, -Ramazan ayında­

Bedir zaferi kazanıldığı zaman Rukıyye vefat etti.297

ıss İbn Sa' d, Vlll, 32-33.

2~9 İmam Azam, s. 276; İbn İshak, s. 229; İbn Sa' d, Vlll, 31; İbn Hazm, I, 16; İbn Seyyidinnas, II, 364; Safedi, I, a.y.

290 İmam Azam, a.y.; Safedi, r, 79.

291 İbn Sa' d, Vlll,34; Saiedi, I, a.y.

m İbnSa'd, vm,a.y.

293 İbn Sa' d, L 133; vm, 30; İbnü'l-Kayyim ei·Cevziyye, L 98; Ahmed Cevdet Paşa, L 51; Mevla- na Muhammed Ali, s. 68; Kazıo, s. 74; Suruç, s. 121.

29• Ahmed Cevdet Paşa, I, 51. Aynca bk.: Mevdudi, IL 265; Algül, L 176.

Rukıyye'yle, Utbe'nin arasındaki ilişki nişanlılık türü bir ilişki idi. Bk.: İmam Azam, a.y. Ayn- ca bk.: Topuzoğlu, T. Rıza, "Ümmü Külsüm," İA, İstanbul, 1998, XIIJ, 107-108.

295 İmam Azam, s. 278; İbn Sa' d, vm, 36.

296 İbn Sa' d, Vlll; 36; İbn Hazm, I, 16.

297 İbn Sa' d, Vlll, a.y.; İbnAbdilberr, I, 17. Aynca bk.: İmam Azam, s. 278.'

(10)

80 o Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri

4-Fatıma

Hz. Peygamber'in kızları Fatıma ile Ümmü Gillsüm' den hangisi- nina aha büyükolauğu konüsu ·da tartışmalı bir kon1.:1dur. Hz. Peygam- ber 30 yaşındayken Zeyneb~in, 33 yaşındayken Rukıyye'nin doğduğuna

dair rivayetleri, Hz. Peygamber'in Ka'be hakerriliği yaptığı yılda (35 ya-

şında) doğan kızından söz eden rivayetlerle birlikte düşünürsek, bir taluninde bulunabiliriz. Hz. Peygamber'in Ka'be hakemliği yaptığı yılda

bir kızının doğduğunu kaynaklar rivayet etmektedirler. Bu rivayette Ümmü Gülsüm'ün değil, Fatıma'nın adı geçmektedir. Dolayısıyla

"Fatıma'nın Hz. Peygamber 35 yaşındayken doğduğu"na dair rivayetin

ağırlık kazandığını söyleyebiliriz.

Fatıma, 3/62~ rıJınd~ Hz. Ali'yle evlenmiştir.298 Bu d~da

hisetten önce 5, Mekke döneminde 13 ve hicretten sonraki 3 yıllık haya~

tını göz önüne alırsak, Fatıma'nın .evlilik yaşının 20 olduğu sonucuna

ulaşırız. Bu evlilikten Hasan, Hüseyin ve Muhsin adlı çocukları doğdu.

Muhsin, küçük yaşta vefat etti. Fatıma'nın, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm

adlı iki de kız çocuğu doğmuştur.299 Onların isimlerini Rasilliillah bizzat kendisi verdi.3°° Fatıma, Hz. Peygamber'in vefatından 6 ay sonra, 29 ya-

şında vefat etmiştir.301 Hudari Bek, rakam vermez; Rası11iillah'ın vefatın­

dan az bir süre soru·a vefat etti,302 der.

5-Ümmü Gülsü.m

Ümmü Gülsüm'ün, Fatıma'dan sonra Rası11üllah'ın beşinci çocuğu olarak doğduğu rivayet edilmektedir.303 O, Ebu Leheb'in oğlu Uteybe ile

nişaıpıydı. Leheb sfuesi nazil olduktan sonra, Ebu Leheb oğluna: "Eğer

Muhammed'in kızından ayn]mazsan, başım başına haram olsun," dedi.

ı9s İmam Azam, s. 277.

299 İbn İsh.ak. s. 231; İbn Hazm, I, 16; Mehmed Zi.hn'i, ll, 108-109.

Joo İbn İshak, a.y.

301 İmam Azam, s. 277; Ba!l, s. 128; İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye, I, 98. İbn Hazm, Fatıma'ıun Hz.

Peygamber'in vefatından 3 ay sonra vefat ettiğini kabul eder. Ancak 6 ay sonra vefat ettiği de söylenmektedir, der. B k: İbn Hazm, I, 16.

302 Hudari Bek, I, 49.

303 İbn Sa' d, I, 133; İbnü'l-Cevıl, U. 316. İbnü'l-KafYiı:!ı el-Cevziyye, Ümmü Gülsüm'ün kıziann en küçüğü olduğunu söyler. Bk: İbnü'l-I<ayyim el-Cevziyye, I, 98.

(11)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri • 81

Onun bu sözü üzerine Uteybe, Ümmü Gülsüm'den ayrılc4.304 İmam

~am (v. 150/767), Uteybe'nin Ü~ü Gülsüm'le zifaf olmadığını, arala- rındaki ilişkinin nişanlılık gibi bir durum olduğunu söyler.Jos Ümmü Gülsüm, annesiyle birlikte. Müsl~an olmuş ve hicrete katıl.rmşbr. Ab la-

sı Rukıyye vefat ettikten sonra, Hz. Peygamber 3/624 yılı rebiülevvel ayında onu Hz. Osman'la evlendiidi Ümmü Gülsüm, 9/630 yılının şa­

ban ayında vefat etti._3o6

Abdullah, Hz. Peygamber'~ en son doğan çocuğudur. Bazıları Hz.

Peyg~ber'in Abd~ah adlı çocuğunun olmadığına; sadece Kasım adlı

bir oğlu olduğuna işaret ederler.307 Onun "Bisetten önce mi, sonra

doğduğu tartışmalıdır~"308 Ancak İslamiyet geldikten sonra doğduğunu söyleyen önemli rivayetler mevcuf:tpr. Bu rivayetlerin ortak noktasını

"Abdullah' ın, İslamiyet'in gelişinden sonra doğduğu, Tayyib ve Tahir

lakabıyla çağrıldığı ve Kasım'ın vefatından sonra küçük yaşta öldüğü"309 şeklinde verilen bilgiler oluşturmaktadır. Bazi kaynaklar Kevser sılresi­

nin nüzul sebebi ~larak "el-As b. Vail'in Hz. Peygamber'e söylediği

"ebter'' ifadesini," Abdullah'ın ölümünden sonra söylediğini rivayet ederler.310

b-Hz. Peygamber'in Çocuklanmn Vefatlan

Fatıma'nın dışında Hz. Peygamber'in çocuklarının hepsi, torunla- rının da bir kısmı Rasiüüllah'ın saglığında vefat etmişlerdir. İlaru irade,

. ' .

"abd" ve "ras.iü" sıfatıarını birlikte taşıyan bir kişi olarak Hz. Peygam-

:ıo~ İbnSa'd, Vlll,37.

305 İmam Azam, s. 278. Geniş bilgi için aynca bk.: Topuzoğlu, "Ümmü Külsüm," İA, XI1J, 107- 108.

306 İbn Sa' d, Vlll, 37-38; Topuzoğlu, "Ümmü Külsüm," İA, İstanbul, XID, 108.

307 Kazıa, s. 88.

308 Algül, I, 176-77.

309 İbn Sa' d, I, 133; İbn Haöıb, s. 79; Ya'kil.bl, ll, 20; İbn Abdilberr, ll, 87; Süheyli, s. 131; İbnü'l­

Cevzl, n, 316; İbn Kesir, n, 294; Ahmed Cevdet Paşa, I, 51; Mevdı1dl, ll, 265; Kazıo, s. 88.

310 İbnü'l-CevzY, ll, 316; Konyalı Mehmet Vehbi, XVI, 6589; Yazır, IX, 6178.

(12)

82 Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri __

ber' e sağlığındayken ciğerparelerinin ölümünü göstermiş, acılarını tat- '

tumışbr. Bu tecellinin kanaati.mizce bir takım hikmetleri vardır.

Önce~le Rasfıliill:ah'ın " ... Bu suçu işleyen kızım Fatıma da olsa 1!1-u- hakkak onun da elini keserdim/'311 hadisinde işaret ettiği bir hususa dikkati . çekmemiz gerekir. Hz. Peygamber bu ve benzeri hadislerinde, İslam'ın

müsavat ölçüsünü ortaya koymuş, sortımluluk noktasında hiçbir ferdiri imtiyaz sahibi olmadığını vurgulamışbr. İleriye dönük gelişmeler ışığın­

da meseleye baktığımızda, Hz. Peygamber'in çocuklarırun toplum naza- nnda "kutsileştirilip" İslam'ın temel değerlerinin zedelenmesi ihtimali söz konusu olabilirdi. Hz. Peygamber'in çocukların,ın erken yaşta. vefat- lanyla bu ihti.malin ortadan kalktığıru söyleyebiliriz.

·Bilindiği gibi Hz. Peygamber vefatı öncesinde bir nekahet dönemi

geçirmiş, ashabına bazı konularda tavsiyelerde bulunmuş; ancak kendi- sinden sonra halife olacak kişinin adını söylememişti. Rasillüllah bu ha- reketiyle, "ashabın peygambersiz hayata intibakını sağlamalarİnı", dev- leti yönetecek halifenin "istişare," Jjseç~'~ ve "biat" ~etotlanyla belir- lenmesini; bir anlamda devlet başkanının "veraset" us~üyle seçilmeme- sini işaret etmiştir. Şayet Hz. Peygamber'in çocukları Rasillüllah'tan son- ra hayatta olsalardı, bu durumda onların halife seçilmesi gündeme gele- cek, halifeliğin verasete dönüşmesine zemin hazırlanmış olacaktı. İslam toplumunun geleceği açısından son derece önemli olan bu konu, Hz.

Peygamber'in --özellikle erkek-çocukları kendisinden önce vefat ettikleri için sorun olmamışbr.

Misyonu ve vizyonu gereği, Hz: Peygamber henüz küçük yaşla­

nnda çileleİe maruz kalmış, acılarla pişmiştiİ. Şüphesiz çileler ve acılar, insan bünyesini, ş~iyetini sağ~amlaşbrır. Büyük bir davanın temsp.cisi , olan Hz. Peygamber' in, bir insan için en büyük acılardan birisi olan evlat

acılarını tatması, kanaatimizce mezkfu bünye ve şahsiyet yapısına tesir

etmiş olmalıdır.

Hz. Peygamber'in çocuklan da neticede bir kuldur, insandır; ta- mamen hatalardan, günahlardan maslin oldukları söylenemez. Buna

rağmen toplum nazarında, onların yaptıkları hatalar sıradan, herhangi bir insanın yaptığı hatalardan farklı değerlendirilip, Rasfı.lüllah' a, İs-

Jıı Buhfu:l, Hudud, 11-"12; Müslim, Hudud, 8-9; Ebu Davud, Hudud, 15; Tı.rmizl, Hud u d; 6.

(13)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri • 83

lam'~ mal edilebilirdi. Onların erken vefat etmelerinin ~u kapıyı kapattı-.

wru

düşüneb~iz.

ID-Hz. Hatice'nin Çocuklannı Eğitrnesi

Hz. Hatice, -İbrahim'in dışında-Hz. Peygamber'in tüm çocuklan-

nın arın~sidir. Çocuk, bir hanırnın, eşine verebileceği en iyi dünya nirne- tidir. Bu açıdan bakıldığında Hz. Peygamber' e babalık duygusuri.u tattı-.

ran kişi olarak Hz. Hatice'nin, Hz. Peygamber'in diğer eşlerinden farklı olduğu görülür. O, aynı şekilde Hz. Peygamber'in soyunu sürdüren

Fatıma'nın arınesidir; yani zincirin ilk halkası, odur.

Kaynaklarda Hz. Hatice'nin çocuklarım nasıl eğitliğine dair rivayetler zikredilrnernektedir. Ancak gerek kendisinin, gerekse çocuklarırun şahsiyet

ve karakter yapılarından hareketle bazı çıkanrnlarda bulunabiliriz.

"'

Eğitim, yetişkin nesiller tarafından, sosyal hayata hazır olmayanla- ra tatbik edilen bir tesirdir.312 İslami eğitim, sadece inanç boyutu ile ilgili

değildir. Hayatın tüm alanlarını kapsar. Bu dönemde eğitim için din an-

. .

layışı yerine, din için eğitim anlayışı esastır. Yani din sad~ce kültür un- surlarından biri olarak verilmemektedir. İslami eğitim, iç dünyası a95ın­

dan huzurlu,· toplumsal ilişkileri açısından da uyumlu fertler yetiştir­

mektedir. Yarancısının düsturuyla.eğitilen ve buna göre şekillenen şahıs­

lar, elbette ki daha uyumlu, daha mutlu olacaklardır.313

Hz. Peygamberimiz döneminde yürütülen eğitim - öğretim faaliyet- lerinde öğrenilen bilgilerin başkasına ve özellikle aile fertlerine ulaşb.rılması

ve öğretilmesi görev qlarak kabul edilmiştir. Bu eğitim ve öğretim _sadece erkeklere yönelik değil; kadınları, çocukları da içine alan bir eğitim faaliye- tidir. Haftanın belirli bir gününde kadınlara yönelik eğitim verilmesi, sahabilerin öğrendiklerini çocuklarına da öğretrnesi söz konusudur.

Hz. Hatice'nin vefab.ndan sonra elli yaşında olan Hz. Peygamber Efendimiz, çocuklarına arınelik yapacak, evi idare edecek bir eşe duydu- ğu ihtiyaç sebebiyle İslam uğnına çile çekmiş Müslüman hanımlardan

3ı2 Bilgiseven, AmiranKurtkarı, Eğitim Yoluyla Kalkınınanın Esaslan, s.15-16.

313 Dündar Mahmut. "Erken Dönem İslami Eğitim", Wııslararası Sosıjal Araşhnna/ar Dergisi, C.:

vn

sayı: 32, s. 298.

(14)

84 • Hz. Hatice Sempoz:yumu Bildirileri

Sevde bt. Zem'a ile evlendi.314 Bu bilgi, Hz. Hatice arınemizin vefatıyla ' çocuklarının eğitimi noktasında Hz. Peygamberimiz'in zor durumda

kaldığını, bir anlamda eşi Hz. Hatice'nin vefatının büyük bir boşluk oluşturduğunu ortaya koymaktadır.

Bi' setten sonra Hz. Peygamber' e ilk im~ eden, en tatlı ve en can- dan sevgiyle O'nun kalbine kuvvet veren ve O'nu destekleyen arkadaşı,

Hz. Hatice olmuştu.315 İlk vahyin gelişinden sonra Hz. Peygamberimiz'e iman eden Hz. Hatice' nin, başta Hz. Peygamberimiz olmak üzere, çocuk-

larına da İslamiyet'i tebliğ ettiklerini düşünebiliriz. Çünkü Hz. Peygam- berimiz'in çocukları, üvey çocukları da dahil iman etmişlerdir.

Hz. Hatice'nin, İslamiyet geldikten sonra

Hz.

Peygamber ve Hz.

Ali'yle birlikte bazen K~ 'be' de, bazen evlerinde ibadet ettikleri rivayet edilir. Yine bu rivaye~e g(?:ı;:e 1Ju sıralarda Hz. Hatice'nin tesettüre payet

ettiği n~edilme~tedir.31~ .Bu rivayetten hareketle_ Hz. H~*e'nin, Hz.

Peygamber' den uygulamalı olarak gördüğü bu ibadet şekille~ini, çocuk- larına da öğretmiş olduğu sonucuna ulaŞabiliriz.

Hz. Peygamberimiz'in çocukları güzel ahlak sahi?iydi. Onların ah- laki yönleriyle ilgili olarak hiçbir olumsuz bilgi nakledilmemektedir. Ta-

biatıyla bu durum, çocukluk dönemleri Cahiliye bir toplumda geçen kişi­

ler olarak onların alitaki yönden aileden gelen bir ahlak eğitimine sahip

olduklarını ortaya koyar. Dolayısıyla bu ailenin arınesi olarak Hz. Hati- ce'nin çocuklarına ciddi bir ahlaki eğitim verdiği sonucuna varabiliriz. _

Hz. Peygamberimiz'in çocuklarının, arıne baba sevgisi konusundı;ı. . son derece hassas davrandıklarını görürüz. Hz. Fatıma'nın Uhud sava-

şında Hz. Peygamberimiz'in dişi kırıldığı zaman babasını tedaviye koş­

ması, Rasülüllah'ın .ona "Ümmü Ebiha" yani '~abasının annesi, anam"

şeklinde hitabı bu konuda fikir verir. Aynı şekilde Zeyneb, Mekke'ae

müşrikler Hz. Peygamberimiz'in başına toprak saçtıkları zaman, hemen

babasının yanına koşmuş, yüzünü yıkamıştır. Bu ve benzeri rivayetleri Hz. Hatice arınemizin Hz. Peygiunberimiz' e verdiği desteklerle, fedakar-

lıklarla birlikte düşünürsek, Hz. Hatice'nin bu hususta çocuklarına örnek bir model sergilediğini söyleyebiliriz.

314 Önkal, Peygamber'in İzinde, s. 249.

315 Dermenghem, s. 159.

316 .Zeheöı, I, 209-210.

(15)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri • 85

~ Fedakarlık, kanaatkarlık konusunda, Işveren bir patran kadın iken,·

Mekke'nin en. zenginlerinden birisi iken, bütün servetini İslam yolunda feda eden, Şıb-ı Ebi Talib'te müşriklerin uyguladİkları ambargoda bir hayli ıneşakkat çeken Hz. Hatice'nin kanaatkarlığı tasviri imkansız bir

kanaatkarlık türüdür. Hz. Peygamberimiz'in çocuklarının kanaatkarlığı

konusunda da birçok örnek verebiliriz. Ö~eğin Hz. Fabma'nın mihrinin 450 dirhem gümüş, çeyizinin de kadife bir örtü, iÇine hurma l,ifi doldu-

rulmuş bir yastık, iki el değirmeni ve deriden yapılma iki su kabı olduğu

rivayet edilmektedir. İşte bir Peygamber'in, bir devlet başkanının kızı olduğu halde bu şekilde .kanaatkar davriın.ması, sade yaşantısı kanaati- mizce onun bu eğitimi, davranış şeklind~ anne ve babasından aldığım

göstermektedir.

Hz. Hatice, yaşadığı sıkıntılı dönemin en atılımcı, en yürekli ha-

nımlarından biridir. Yılgınlık, yorgthıluk, umutsuzluk, bedbinlik onun

davranış şekilleri arasında yer almaz. Sabırsızlık, kanaatsizdik de öyle.

Çocuklarının hayatlarına, yaşam tarziarına baktığımızda da aynı karak- ter özelliklerinin varlığına şahit oluruz.

Hz. Hatice annemiz, eşine itaat kontıSunda son derece hassas bir

hanım efendiydi. O, hiçbir zaman Hz. Peygamberimiz' e itaatsizlik et-

memiştir. Bu zaviyeden çocuklarına baktığımızda, çocuklarının da aynı

hassasiyeti gösterdiklerini görürüz. Nitekim Hz. Zeyneb annemizin eşi

Ebü'l~As, müşrik oiduğu halde, Hz. Zeyneb eşinden ayrılmamış, kocası·

izin vermeden Medine'ye hicret etmemiştir. Bu bağlamda -onun ve diğer kardeşlerinin mezkfu davranış şeklini annelerinden aldıklarını söyle- memiz mümkündür.

Hz. Hatice' nin ziynetler hususunda tecrübeleri vardı. Genellikle iyi sanatkarlar elinden çıkmış gümüş ve firuze taşlı yüzükler, küpeler, bilezikler ve gerdanlı.klar takardı.317 Bedir savaşı sonrasında müşrik esir- ler arasında Zeyneb aıınemizin eşi Ebü'l-As da bulunuyordu. Zeyneb, ·

kurtuluş fidyesi olarak Hz. Hatice annemizin kendisine hediye ettiği ger:-

danlığı göndermiş, eşinin gerdanlığını gören Hz. Peygamberimiz duygu- lanmış ve Zeyneb'i göndermesine mukabil Ebü'l-As'ı serbest bırakmıştı.

Bu rivayetten anladığımız k.adanyla Hz. Hatice, bir kadının fıtratı gereği

Jı7 Afzalurrahmfu\.ll, 153.

(16)

86 Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri

·vazgeçemediği ziyneti konusunda, kendisinin gösterdiği hassasiyeti kız­

ıarına da göstermiş, bilgili, görgülü, medeni, zarif bir bayan olarak, kız:

-larına örnek davranışlar sergilemiştir.

Hz. Hatice annemiz, ömrü boyunca sorumluluk duygusuyla hare- ket e~tir. Ticari işlerinin takibi, çocuklarının bakımı, ev işleri gibi yük- lendiği sorumluluklar var. O, bunlan birisine yaptırmak cihetine gitme-

miş, sorumluluk duygusuyla bizzat kendisi yapmıştır. Hz. Fatıma an- nemizin bir Peyg~ber kızı olduğu halde el değirmeninde un öğüttüğü,

kuyudan su çektiği nakledilir. Dolayısıyla mezkfu sorumluluk duygu- sunun çocuklarına da Hz. Hatice annemiz tarafından verildiği görülmek- tedir.

Hz. Hatice annemiz, gurur ve kibirden uzak bir kişiydi. Devrin süper güçlerinden Bizans, Sasaru imparatorluklarında bile kadına değer verilmediği bir çağda, Cahiliye Araplan içerisinde bir işveren; bir patron

hanımefendi sıiahyla, birçok zenginin evlenmek için can athğı bir top- lumda o, öksüz yetim olan Hz. Peygamberimizi tercih etmiş, bütün ser- vetini uğrunda seferber etmiştir. Ve bizzat Cenab-1 Allah tarafından

kendisine selam gönderilen, evrensel bir dinin Peygamberinin eşi olarak, Allah-ü Teala'nın peygamberlerin dışında hiçbir kula nasip etmediği bu

ikrarnı karşısındaki tevazu dolu, vakarlı duruşu çok önemlidir. O Al-

lah'ın selamma karşı "Selam o'dur ... Selam bu selamı işitenleredir ... Ve Cebrail'edir", diyerek cevap vermiştir. Anlaşılan odur ki, Hz. Hatice an- nemiz kendisindeki bu tevazu hasletini çocuklarına da yansıtmıştır.

Çünkü bir Peygamber, bir Devlet başkanı, bir ordu komutanı çocukları oldukları halde, Hz. Peygamberimiz'in çocuklarından hiçbirinin bu özel- liklerini öne çıkardıklarına, gurur ve kibre kapıldıklarına dair bilgi sahibi

değiliz.

V- Sonuç

Hz. Hatice annemizin gerek aile hayahna, gerek çocuklarını eğitim şekline yönelik kaynaklarda tatminkar bilgiler yer almamaktadır. Bu be-. lirsizlik, aile müessesenin mahremiyeti, İslamiyet'in zuhurunda Müslü-

manların için'de bulunduklan sıkıntılı durumla ,alakalı olabilir. Ancak onun ve çocuklarının hayahna dair rivayetlerden elde ettiğimiz bilgilerin

mukayesesİ ve yorumlan neticesinde koriuyla ilgili bazı ipuçları elde

edebiliı:iz.

(17)

Hz. Hatice Sempozyumu Bildirileri 87

- Hz. Hatice annemizin, çocuklarının 'eğitiminde, teorik bir eğitim-

den ziyade uygulamalı eğitim diyebileceğimiz, model alarak eğitim - öğ­

retim şeklinde bir anlayışın olduğunu söyleyebiliriz. Bu örneklik hem ai- le fertlerine, hem de örnek bir Müslüman anne olarak kendisinden son- raki Müslüman kuşaklara etki etmiştir.

Hz. Hatice'nin çocuklarına verdiği eğitimi sadece inanç, sadece ibadet, sadece ahlak eğitimi olarak sınırlandırmak mümkün değildir; ak- sine onun çocuklarına verdiği eğitim hayatın tüm yönlerine yönelik, uy-

gulamalı bir_ eğitim olmuştur. Bir anlamda onun, eğitim için din anlayışı

yerine, din için eğitim anlayışını esas aldığını söyleyebiliriz.

. , .

O, asalet, iffet, zenginlik, güzellik, kanaatkarlık, vefakarlık, çocuk-

larını topluma· faydalı fertler olarak yetiştirme gibi hasletlerin sahibi bir anne olarak iyi günde, kötü günde eJinin ve çocuklarının yanında olmuş,

onlara kol kanat germiş, onları hayata hazırlamıştır.

Cenab-ı Allah'ın kendisine selam gönderdiği, Allah Rasillü'nün

unutamadığı bir şa;hsiyet ol~ak, Hz. Hatice, gerek itikat, ahlak gibi dini konularda, gerekse dünya hayatına dair hususlarda çocuklarını sağlıklı bir şekilde yetiştirmenin gayretinde olmuş, muhtemelen Eşi'nden de bu konuda destek görmüştür.

Yaşlı olmasına rağmen güzelliğine, giyim kuşamma da dikkat eden Hz. Hatice, bir Müslüman hanım şahsiyetinin, bir Müslüman anne- nin nasıl olması gerektiğinin de mesajını vermiştir.

Denilebilir ki, İslam ümmetine en güzel model .örneklerden biri olan bu mutl~ yuvarun~ onun mimarlarından biri olan bu örnek Anne

Sultan'ın; psikologlar ve sosyologlar tarafından mercek altına alınıp ay-

rıntılı bir şekilde incelenmesi, toplumların temel sorunlarından biri olan aile içi geçimsizliklere, çocuk eğitimine dair ciddi anlamda çözümler ge- tirebilecekti:i:.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aralık ayıyla biirlikte bundan sonra her ay toplam 4 film gösterilecek ve Aralık ayında &#34;Doğadan Kopuş&#34; olarak belirlenen tema her ay değişecek, toplum ve

savunurken, TOKİ ise hazırladığı raporda &#34;plan notu değişikliğinin Gül-Keleşoğlu konsorsiyumunun satın aldığı parseller için geçerliyken Bahçe şehir

Olağanüstü durumlarda hadlerin uygulanmaması Hz. Peygamber döne- minden beri uygulama örneği bulunan bir husustur. Bu hususta Hz. Ömer herhangi yeni bir uygulama ortaya

Muhammed’in ve İslam’ın güç kazandığını belirten yazar, daha sonra kabilesine karşı boykot uygulandığından ve iki büyük kaybı olan Ebû Talib ve eşi

Döner Dürüm ………. Bahçeye dalan yaramaz bir inek güllerin yarısını, lalelerin çeyreğini ve papatyaların 300 tanesini ezmiştir.. Bonbon ile Güpgüp saniyede

Birçok konuda geleneksel İslam anlayışına sahip olan Muhammed Ali’nin Gulam Ahmedin hayatına ve eserlerine çok sayıda atıf yapması ve onu, beklenen mehdi veya mesih

İlk eşi Kutey- le’den Abdurrahman ve Esmâ, Ümmü Rûmân’dan Abdullah ve Âişe, Esmâ bint Umeys’ten Muhammed ve Hâbibe bint Hârice’den Ümmü Külsûm isminde

6 Bu ayette ifade edilen “nazar” eyleminin eğitsel açıdan taşıdığı değere dair ayrıntılı bilgi için bkz.. peygamber haricindeki kişilerin söz