• Sonuç bulunamadı

Renal Leiomyosarkom (Olgu Sunumu)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Renal Leiomyosarkom (Olgu Sunumu)"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G‹R‹fi

Renal sarkomlar, böbrek malignitelerinin %1-3’ünü olufltururlar. Primer renal sarkom subtipleri aras›nda en s›k görüleni leiomyosarkomlard›r (Rapor edilen vaka- lar›n %40-60’›). S›kl›kla periferik yerleflimli ve kapsül kaynakl›, daha nadiren santral yerleflimli ve renal pelvis duvar›ndaki düz kas dokusundan kaynakl›d›rlar. Büyük renal kan damarlar›n›n düz kaslar›ndan da kaynaklana- bilirler (1).

Patolojik olarak ilk saptanm›fl ve yay›nlanm›fl renal leiomyosarkom vakas› 1919 y›l›nda Berry (2) taraf›ndan rapor edilmifltir ve o günden beri literatüre yaklafl›k

100 vaka bildirilmifltir. Böbre¤in primer leiomyosarkom- lar› oldukça nadir, agresif gidiflli, h›zl› progresyon gös- teren tümörlerdir. 5 y›ll›k sa¤kal›m oranlar› %29-36’d›r (3). Hastalar›n ço¤u postoperatif 2 y›l içinde ölürler (4).

En s›k klinik prezentasyon yan a¤r›s›, abdominal kitle ve hematüridir. Kilo kayb› ve gastrointestinal sis- teme ait semptomlar da olabilir. Ancak radikal nefrek- tomiye ra¤men tümör agresif klinik gidifline devam eder; erken lokal nüks ve uzak metastaz s›k görülür (4).

OLGU SUNUMU

Olgumuz 7 y›ld›r bilateral nefrolitiazis tan›s› ile takip edilirken; son 3 y›l ara ara a¤r›lar› olup, tan›dan 1,5 ay önce sol lomber bölgedeki yan a¤r›s›n›n fliddetlen- mesi nedeniyle, yap›lan fizik muayenesinde abdominal kitle tesbit edilen 65 yafl›nda kad›n hastad›r.

Çekilen bat›n tomografisinde, sol renal pelvis infe- riorunu doldurarak üretero-pelvik bileflkeye uzanan ve alt pol korteksi ile devaml›l›k gösteren 5,5 x 4 cm

Renal Leiomyosarkom (Olgu Sunumu)

Dr. Kemal BEHZATO⁄LU (1), Dr. Nilsen YILDIRIM ERDO⁄AN (2), Dr. Gülben ERDEM HUQ (1), Dr. Gökhan TOKTAfi (3),

ÖZET

Renal sarkomlar, oldukça nadirdir ve primer böbrek malignitelerinin %1-3’ünü olufltururlar. Tüm renal sarkom subtipleri aras›nda en s›k görüleni leiomyosarkomlard›r (Rapor edilen vakalar›n %40-60’›). Böbrekte s›kl›kla periferik yerleflimli ve kapsül orjinlidirler. Santral yerleflimli ve renal pelvis duvar›ndaki düz kas dokusundan kaynakl› olanlar periferik yerleflimlilere oranla daha nadirdir. Büyük renal kan damarlar›n›n düz kaslar›ndan da kaynaklanabilirler (1).

Olgumuz renal pelvisden kaynaklanan ve santral yerleflimli

“Renal Leiomyosarkom”u olan, 65 yafl›nda bir kad›n hasta olup tümörün nadir lokalizasyonu nedeni ile sunuma de¤er bulduk.

Anahtar Kelimeler: Renal pelvis, renal sarkom, leiomyo- sarkom

SUMMARY

Renal leiomyosarcoma (case report)

Renal leiomyosarcomas are very rare and 1-3 % of primary renal malignancies. The leiomyosarcomas are most commonly seen among the all renal sarcomas subtypes. (%

40-60 percent of reported cases). They are localized periferically and arise from renal capsule.The ones which are localized centrally and originated from the smooth muscules of renal pelvis wall are more rare than periferically located ones. They are also originated from smooth muscules of the large renal blood vessels (1).

Our case is a 65 years old women who has renal leiomyosarcoma which is centrally located and orginated from renal pelvis. We considered the case presentable due to its rare localization.

Key Words: Renal pelvis, renal sarcoma, leiomyosarcoma

38

SSK ‹stanbul E¤itim Hastanesi Patoloji Bölümü, Uzman› (1), Asistan› (2)

SSK ‹stanbul E¤itim Hastanesi Üroloji Klini¤i Uzman› (3)

‹stanbul T›p Dergisi 2004; 3: 38-40

(2)

ölçülerinde kitlesel bir lezyon saptanan hasta hastanemiz üroloji klini¤i’nde frozen eflli¤inde cerrahi eksizyonu planlanarak operasyona al›nd›.

Patoloji laboratuar›m›zda yap›lan intraoperatif frozen ile de¤erlendirmede malign mezenkimal tümör ve ön planda leiomyosarkom düflünülmesi nedeniyle operasyon radikal nefrektomi ile sonland›r›ld›.

Tümör makroskopik olarak renal pelvis yerleflimli 5 x 4 cm ölçülerinde, gri-beyaz renkli, lobülasyon gös- teren, sert k›vaml›, lifsel özellikte ve kapsülsüz olarak izlendi. Çevre ya¤l› doku tümör ile infiltre, ancak gerota fasyas› korunmufltu. Tümör hilusa do¤ru büyümüfl iz- lendi. Pelvikalisiyel sistem içinde 1 cm çap›nda gri-kah- verenkli bir adet tafl mevcuttu.

Mikroskopik olarak ise tümörün genifl eozinofilik stoplazmal›, i¤si hücrelerin oluflturdu¤u, birbirleri ile genifl aç›larla kesiflen fasiküllerden meydana geldi¤i görüldü (Resim 1 –2 ).

Tümör hücrelerinin nükleuslar› fusiform flekilli, hiperkromatik, belirgin nükleoluslu, künt uçlu ve santral yerleflimli idi. Stoplazman›n bir ucunda nüvede impres- yon oluflturan vakuoller mevcuttu. Nüvelerde atipi ve sellüler pleomorfizm belirgindi (Resim 3 ).

‹mmünhistokimyasal boyama ile vimentin (+), düz kas aktini (+); buna karfl›n sitokeratin (-), S100 (-), HMBE 45 (-) saptand›.

Morfolojik ve immünhistokimyasal bulgular ›fl›¤›nda olguya leiomyosarkom tan›s› kondu.

‹yileflme komplikasyonsuz olup, hasta postoperatif 35 ayd›r halen takiptedir.

TARTIfiMA

Renal leiomyosarkomlar eriflkin malign böbrek tü- mörlerinin %0,5 - 1,5’ ini olufltururlar. Erkek ve kad›nlar eflit oranda etkilenirler. Sa¤ böbrek sol böbrekten 2 kat fazla tutulur; %7’si bilateraldir. Tan› esnas›nda ortalama yafl 6. dekatt›r (en s›k 5-8. dekatta).

‹lk ve en s›k klinik prezentasyon yan a¤r›s›d›r. Di¤er bulgular abdominal kitle, hematüri ve kilo kayb›d›r.

Radyoloji nonspesifik olup, tan› post-op patolojik ince- leme ile olur.

Olgumuz 65 yafl›nda, kad›n hastad›r ve sol böbrek tutulumu mevcuttur. Bizim olgumuzda da ilk klinik prezentasyon fliddetlenen yan a¤r›s› ve abdominal kitle idi.

Renal leiomyosarkomlar solid, gri-beyaz renkli lez- yonlard›r ve maksimum çaplar› 5-17 cm aras›ndad›r.

Ço¤u zamanla kistik de¤iflime u¤rarlar (3). Ancak o l g u m u z d a k i s t i k d e ¤ i fl i k l i k s a p t a m a d › k . Ço¤unlu¤u periferik yerleflimli renal kapsül orijinli olup, 1/3’ü intrarenal büyüme gösterirler. Daha nadiren

39

Resim 1 (H&E x 100)

Resim 2 (H&E x 200)

Resim 1 (H&E x 100) Resim 2 (H&E x 200):

Üzerinde renal pelvis epiteli ve duvar› seçilen; pelvik duvar kaynakl›, k›sa çaprazlaflan demetler yapan tipik leiomyosarkom görünümü.

Resim 3 (H&E x 400): Nüvelerde atipi ve sellüler pleomorfizmin belirgin oldu¤u, genifl stoplazmal›, i¤si tümör hücreleri.

Dr. Kemal Behzato¤lu ve Ark. Renal Leiomyosarkom (Olgu Sunumu)

(3)

‹stanbul T›p Dergisi 2004; 3: 38-40

40

olgumuzda oldu¤u gibi santral yerleflimli ve pelvis du- var› düz kas dokusundan kaynakl›d›r, ancak olgumuzda intrarenal büyüme izlenmedi.

Enkapsüle ve infiltre olabilirler. Küçük renal venlere mikroskopik invazyon s›k ancak büyük renal venlere yay›l›m nadirdir. Olgumuzda tümör enkapsüle idi, ancak damar invazyonu izlenmedi.

Renal leiomyosarkomlar›n ay›r›c› tan›s›nda sarkoma- toid renal hücreli karsinom, sarkomatoid üretelyal kar- sinom ve anjiomyolipoma ay›r›m› iyi yap›lmal›d›r. Çünkü bunlar fazla miktarda sarkomatoid hücre içerirler. Bu- nun için tümör elden geldi¤ince fazla örneklenmelidir.

Bu flekilde, sarkomatoid renal hücreli karsinom ve sar- komatoid üretelyal karsinomun epitelyal komponenti ile anjiomyolipoman›n kal›n duvarl› kan damarlar› ve matür ya¤ dokusu saptanabilir. ‹mmünhistokimyasal boyama da bu tümörler aras›nda ay›r›c› tan›ya varmada yard›mc›d›r. sitokeratin (-), düz kas aktini (+) olmas›

kas orijinli neoplazm› gösterirken, vimentin (+) boyanma tan›da yard›mc› de¤ildir. Çünkü sarkomatoid renal hüc- reli karsinomda da (+) olabilir. Ancak sarkomatoid renal hücreli karsinom Sitokeratin (+)’dir. Sarkomatoid üre- telyal karsinom Vimentin (-) ve Sitokeratin (+)’dir. Anji- omyolipoma HMBE 45 (+)’dir. Leiomyosarkomda i¤si hücre proliferasyonu vimentin (+), düz kas aktini (+) ancak sitokeratin (-), HMBE 45 (-)’dir. Bu boyama profili bize kas orijinli mezenkimal bir neoplazm› gösterir.

Renal leiomyosarkomlar böbrekte s›n›rl› kalsalar da kötü prognozlu ve agresif gidiflli neoplazmlard›r. 5 y›ll›k sa¤kal›m oranlar› %29-36’d›r. Hastalar›n ço¤u 2 y›l içinde ölürler. Böbrek lojunda lokal rekürrensler s›kt›r. Uzak metastazlar hematojen yolla akci¤er ve kemi¤e olur.

Radikal nefrektomi, renal leiomyosarkomal› vakalar- da halen tek potansiyel ve küratif tedavi fleklidir. Adju- van kemoterapi ve radyoterapinin etkinli¤i yay›nlanan serilerde de halen tart›flmal›d›r. Tedavi sonuçlar›n›

de¤erlendirmek için çok az veri vard›r, seriler s›n›rl›d›r ve sonuçlar› de¤iflkendir.

En iyi prognostik parametreler boyutun 5 cm’den küçük olmas›, düflük histolojik grade, nodal metastaz›n olmamas› ve radikal cerrahi tedavinin uygulanmas›d›r (3). Tümörün kapsüllü olmas›, çevre dokulara invazyon olmamas› ve mitotik aktivitenin düflük olmas› baz›

olgularda iyi prognostik faktörler olarak kabul edilmifltir, ancak bu iyi prognostik faktörler dahi nefrektomiyi takiben agresif klinik gidifli de¤ifltirememifltir (5).

KAYNAKLAR

1- Murphy WM, Beckwith JB, Farrow GM. Tumors of the kidney, bladder and related urinary structures;

Atlas of tumor pathology, 3rd series, fascicle 11.

Washington, DC: Armed Forces Institute of Pathology 1994.

2- Berry FD: Report of three cases of combined tumors of the kidney in adults, J Med Res 40: 459 (1919).

3- Dominici A, Mondaini N, Nesi G, Travaglini F, Di Cello V; cystic leiomyosarcoma of kidney:

an unusual clinical presentation Urol Int 2000; 65:

229-331.

4- Thirumavalavan VS, Kennedy CL, Alrufaie HK.

Leiomyosarcoma of kidney. Br J. Urol 1991; 68: 659- 660.

5- Rokowsky E, Barzilay J, Schujman E, Serva- dioc. Leiomyosarcoma of kidney. Urol 1987; 29:

68-70.

Referanslar

Benzer Belgeler

Anahtar sözcükler: Anevrizma; arteriyovenöz fistül; arteriyove- nöz malformasyon; endovasküler tedavi, psödoanevriza; renal arter

Farklı bulgulara rağmen aynı tanı altında birleştirilebil- meleri ve olguların bulguları olan renal anomali, pol- daktili, anal atrezi gibi durumların NTD’ye eşlik eden

Dinamik BT: (a, b) Aksiyel, (c, d) koronal, (e, f) sajital kesitlerde sol renal onkositom: Yapılan dinamik incelemede lezyonun nefrogram fazında (arteryal fazda) korteksinin

Su- nulan olguda da hidatik kist asemptomatik seyretmiş ve hastaya parsiyel nefrektomi mümkün olmamış ve total nefrektomi ya- pılmıştır.. Bu olgu, özellikle ülkemiz gibi

Progresif miyoklonik epilepsi (PME), oldukça nadir görü- len, hastada klinik olarak günlük yaşam aktivitesinde yıkım oluşturacak bulguların ortaya çıkmasına neden olan

Matched comparison of radical nephrectomy vs nephron sparing surgery in patients with unilateral renal cell carcinoma and a normal contralateral kidney. Mayo

In our case, the patient who developed spontaneous renal pelvis rupture without a predisposing factor was treated successfully with percutaneous nephrostomy and

Laurence Moon Biedl sendromu (LMBS) otozomal resesif geçişli obezite, mental retardasyon, retinitis pigmentoza, poli- daktili ve hipogenitalizmle karakterize ender görülen