• Sonuç bulunamadı

Trk Kltrnde Atele lgili nanlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trk Kltrnde Atele lgili nanlar"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prof., Dr.

Dursun

Yıldırım

Armağanı

(2)

TÜRK KÜLTÜRÜNDEATEŞLE İLGİLİ İNANIŞLAR

Emine KIRCI* Ateşin insan hayatınınhemen bütün safhalarındaçok önemli rol oynayan bir unsur olduğubilinmektedir. Bu sebeple insanlıktarihi ge-lişme süreci içinde ateşin bulunmasındanönceki hayat şartlarıile sonrası sırasında görülen farklar ateş üzerindeki düşünceleri yoğunlaştırrnıştır. Dolayısıyla insanlığınsahip olduğukültürel değerlerinde etkisiyle ate-şin icadına ilişkinher milletin kendi milli kültüründe çeşitli inanışlar or-taya çıkmıştır.Türkler'de göğün kutsal1lığı inancına bağlı olarak ateşin de göktenindiğinedair inançlaryaygındır.

Altay Tatarları, insanlarınilkin sadece sebze ve meyveyle beslen-diklerini, bundan dolayıda ateşe ihtiyaç duymadıklarınıve bunu ara-madıklarınıiddia ederler. Fakat beslenme tarzlarının değişmesiyle ateş, yemek hazırlamakiçin gerekli olmuştur. O zaman Tanrı Ülgen iki taş aldı; biri siyah biri beyaz. Bunlarıbirbirine sürterek kıvılcım çıkardı ve bu kıvılcımıda yere uçurarak kuruotları ateşeverdi.İştebundan sonra in-sanlar ate~ yakmasını öğrendi'.

Ateşin TanrıÜlgen'in kızları tarafındaninsanlara gönderildiğini anlatan bir Altayefsanesi de şöyledir. "Tanrı insanı yaratınca şöyledü- .v şunmüş: Ben bu insanları yarattımama, çıplak yarattım.Hava da bu gün-lerde çok soğuk. İnsanoğlu kendini soğuğa karşı nasılkoruyacak ve nasıl yaşayacak, En iyisi bunlar için bir de ateş vermeli ki, ısınıp yaşasınlar. Tanrı Ülgen'in üç kızı varmış. Bunlar da ateşibulmak için çalışıyorlar­ mış.Bir günTanrı dışarı çıkmış. Tanrı'nın sakalıda çokuzunmuş.Yürürken sakalına basıp sendeleyivermiş,Kızlarbunu görünce gülmeye ve Tanrıile alayetmeye başlamışlar.Bunun üzerine Tanrıçok kızmişve kızların yü-züne bile bakmayarak bırakıp gitmiş, Tanrı'nın kızdığınıgören kızlar üzülmüşler.Ama, Tanrıne yapıyorve bizim için neler söylüyor diye kapı­ nın deliğinidinlemeyi de ihmal etmemişler.Bu sırada Tanrı kızmış kendi kendine söyleniyormuş-TanrıÜlgen'in üç kızıbenimle alayetti ama, ben onlardan çok daha akıllıyım.Onlarda akıl mı var? Ate!'ji bulmak için sert

Hacettepe ÜniversitesiEdebiyatıFakültesi Türk Dili Okutmam

(3)

TÜRKKÜLTüRÜNDEATEŞLE İLGİLİİNANIŞLAR

bir taşlasert bir demir bulmalılarki birbirine vursunlar da ateş çıkarsın­ lar. Bunlarıbulmak için de onlardaakılyok. Kızlarbunu duyuncakoşmuş­ lar. Sert bir taşla demir bulmuşlar ve birbirine vurarak ateşi icad etmişler:".

Tunguzlar, gökgürültüsükuşunun ateşigökten yere indirdiğinisöy-lerler. Yıldırırnınneden olduğubu ateşikutsal sayarlar ve gökten alevle-nen bir ormanyangınınısöndürmeyekalkışmazlar.

Galta-Ulan Tanrı adındaki Tanrı ateş Tanrısı olmasının yanında ısı ve kuraklık Tanrısı olarak da bilinir. Bu tanrıbüyüyen bitkileri kökle-rine akanırmaklarıda kaynaklarınakadar kurutur ve yıldırırnın gönde-ricisi olarak çarptığıher şeyi ateş alır.Yakutlar'da gök gürültüsü Tanrısı Ulu Tojo'nun insanlara ilk ateşi verdiği inanışı vardır.

Ateşin bulunması ile ilgili diğer inanışlarmasallarda da yer alır.. "Bir Buryatmasalında ateşinmucidi olarak kirpiye benzeyen bir hayvan kabul edilir. Önceleri karısıyla yalnız yaşayanbir insan olan kirpi ateş yakmasınıbilen tekkişiydi.Birgün haylaz çocuklar onu kızdırdığızaman sırrını (ateşin nasıl yakıldığını)kimseye söylemeyeceğinedair söz ala-rak karısınasöyledi. Fakat Tanrıların adamın sırrını açıklamakiçin yol-ladıklarıbir şahin;kirpinin karısınaçakmak taşınınnerede olduğunu, çe-liğin nasıl yapıldığını ve ikisiyle ateşin nasıl yakıldığınıanlatarak din-ledi ve bu sırrı Tanrılarasöyledi ve buradan insanları ateş yakmayı öğ­ rendiler. Sonra bu kiprinin nesli "Porcupine" denilenkuşhaline geldi."

"Altay Tatarları'nın masallarındabir kurbağa ateş yakmak için malzemeyi nereden bulacağınıbilmemekten dolayı şaşırıp kalan Tanrı Ülgen'e dağlarda taşlarınve huş ağacı (kayın ağacı) kavının bulunduğunu söyler">.

Kağansülalesinin kurucusu Türk'ün ateşiinsanlara öğrettiğinedair birbaşka inanışdaha vardır.Kosmolojide ise ateşunsurunun yönü cenüb (eski Türkçe künortası: güneşinzirvede göründüğücihet): saatiöğle; mev-simi yaz, rengi kızıl;semavi cisimleri kızıl-sağızgan (kızıl saksağan) de-nen yıldızmanzumesi ve ot yultuz denen merih ile yazsamasındazirvede görülen köklü yıldızınınkalbi sin yıldızıidi",

Ateşin bulunması ile ilgiliinanişınsadece iki odun parçasını birbi-rine sürtmekle ilgili olmadığı yukarıda verilen bilgiler sonucu ortaya çıkmaktadır.Türkler'e göre ateşin yaradılışıve insanlara öğretilmesiyle ilgili inançlar şu şekilde sıralanabilir.

2 Bahaeddin Ögel,Türk Mitolojisi, Ankara, 1989,55.s.

3 Holmberg,«s»:s. 450.

(4)

EMİNEKlRCI

Ateşin doğuşuyla ilgili iki yönlü inanışmevcuttur. Birincisinde

ate-şin Tanrı Ülgen tarafından doğrudaninsanlara öğretildiğidir. Yıldırım neticesindeöğrenilen ateşde bu gruba konulabilir. Çünküyıldırımda Tan-rı'nınkudretiyle gerçekleşmektedir.İkincigrup ise yaratıkların (insan ve hayvan) bildiği ateşin tanrılarınelçileri vasıtasıyla öğrenildiktensonra diğerinsanlara öğretilmesidir.

Ateş temizleyici bir özelliğe sahiptir. Türko Tatar halkları eski zamanlarda ateşinsihirli bir temizleyici güç olduğuna inanırlardı. Bun-dan başka hastalığın iyileştirilmesindeetkili güç yine ateştir. Doğu Rusya Tatarlarıve Çuvaşlar insanlar ve hayvanlar arasındagörülen bazı bulaşıcı hastalıklar sırasındave hatta sıcak yaz aylarında,odun ateşi­ nin ruhlarıtemizleyici etkisi olduğuna inanırlar. İnsanlar,önceden tesbit edilen bir günde evlerindeki tümateşisöndürerek köyündışındabüyük bir ateş yakarlar. Bu ateşin üzerinden atlayan insanlar hayvanlarınıda ge-çirirler ve temizlendiklerine inanarak birer parça ateşle evlerine döner-lerS.

Bizans tarihi kaynaklarınagöre İmparator Jüstinyen'in elçileri Türk Hakanı'nın sarayına geldiklerinde, Hakan İrtis ırmağının kayna-ğındaydı,Hakan onlarıiki ateş arasından geçirmeden huzuruna almazdı-. Bu davranışın sebebi elçilerle birlikte kötü ruhların Hakan'ın bulunduğu yere girmesinin engellenmesiydi. Çünkü Hakan, Tanrı'nınyer yüzündeki temsilcisidir.

Çeşitli şekillerde yakılan ateşlerin farklı kutsallıklan vardır. Yakutlar iki kuru odunu birbirine sürterek elde edilen ateşin bazıözel güce sahip olduğuna inanırlardı.Yakutşamanlarıayin ve törenler için kullan-dıkları ateşiçakmak taşıylaelde ederler ve bu ateşe"ayin out" yanı kut-sal ateş, kibritle elde edilen ateşeise "nüçca out" yani Rus ateşiderler ve ayinlerde kullanmazlar. Bunun yanındaaile ocağındayanan ateş nasıl yakılırsa yakılsın kutsal sayılır",

Altay Tatarları'nagöre ateşin hakimi; ham odun yer, kül yata-ğındauyur,harlıkömürdenyastığıve ince küllerden yorganı vardır, du-manı da nefestir. Yakutlar cömert evlerde şişman ve besili ateş tanrısı, cimri ve pis evlerde zayıfve çelimsiz ateş tanrısı olduğuna inanırlar",Bu inanışlar Ateş Tanrısı'nın insan şeklindetasavvur edildiğini göstermek-tedir.

5 Holrnberg,a.g.e.,s. 451. 6 Holmberg, a.g.e., s. 451.

7 Abdulkadirİnan,Tarihte ve GünümüzdeŞamanizm,Ankara, 1986,s. 8 Holrnberg, a.g.e., s. 453-454.

(5)

TüRK KüLTüRüNDE AiEŞLE İLGİLIINANIŞLAR

Ate~le ilgili başkabir tasavvur da ateşin kadınolarak görülmesi-dir. Ate~ tıpkıtoprak gibi bereketi simgelediğiiçin böyle düşünülmüştür. Altay şamanı dualarında. sayılamayan alevi dolayısıyla ateşi otuz başlıana, kırk başlıbakire diye adlandırırdı. Çuvaş dualarında ateş ana yanındabir de ateş babaya rastlanır.Yakut ve Buryatlar da hem erkek hem dişi ate~ tanrısınıntasvirlerini yaparlar ve fırının yanında bir ku-tuda saklarlardı.Balagansk bölgesi evlerinde ateş kırmızısıbeze sarılır insanşeklindebir ateş tanrısı diğeriise ateş tanrıçası olan iki fügüre rast-lanır.Bu figürlerin gözleri cam boncuklu;başı,eli, vücudu, siyah koyun de-risi ile kaplıdır. Tanrıça'nın göğsünde boncuk vardırve kalaydan yapıl­ mış süs parçalarıbulunur. Ate~ Tanrısı'nınüzerindeki siyah ve kırmızı renkler kömürün siyah ve kırmızırenklerini temsil eder",

Altay ırkı halklarının ateşe yükledikleri diğerönem ise ateşin çe-şitli tanrılarasunulan kurbanlarıiletme görevi idi. Böylece ateşekonulan her sunuateşisöndürme amacınayönelmezdi. Özellikle ar~ınüst katman-larındaki tanrılarasunulan kurbanlarda ateş aracı olurdu!", Ate~e ta-pılmaz ancak Tanrıiçin yapılantörenlerde bir araç olarak kullanılırdı.

Bazı geçi~törenlerinde ateşönemli bir unsurdur. Çuvaşgelini baba-sının ocağındankül ve bir parça ateş alırve yeni eve getirirdi. Bu uygu-lamaateşinbir tür çeyizolduğuve gelinin yeni evinde en önemli görevinin ocağıdevam ettirmeolduğununifadesidir. Moğollarevlenme merasimi es-nasında şu duayı okurlar. Moğolların inanaşlarırunzirvesindeki kara-ağaçlardaninen, sen ki, gök ve yerayrıldığındadoğan;sen ki Ötüken ana-nın ayak izlerinden gelen; sen Tanrı Han'ınmahluku, ate~ana, senin ba-ban sert çelik, senin anan çakmak, senin ataların karaağaçlar.senin par-laklığın göğe ulaşırve dünyayı sarar. Gök gezegenin çarptığıUlukan Ha-nım'ın beslediği ateş tanrıçası,sanasarı terayağıve sarı başlıbeyaz kuzu sunuyoruz. Bu cesurdelikanlıve bu güzel gelin nazeninkızsenindir. Sana ateşana, her zaman yukarıbakan sana ~arapve et dolu kupalarımızı su-nuyoruz. Hakiminoğluna(damat) ve hakiminkızına (gelin) ve bütün ev-lilereşansver. Bunun için dua ediyoruz!'.

Yakutlar'ın inanışınagöre ateşin konuşalanları duyduğuve anla-dığı kabul edilir. Bu sebepten azarlanmaz veya tenkid edilmez.. Ateşin beslenmeye ihtiyacı olduğunainanan insanlar yaptıklarıyemekten bir parça ateşeatarlar. Ayrıca terayağıda onu beslemek için yapılanbir sa-çıdır. Bundan başka ateşinüzerinin boş bırakılmasınınderi hastalığına sebep olacağı inancı vardır.

9 Holmberg,a.g.e.,s. 455. 10 Holmberg,a.g.e.,s. 455. II Holmberg,a.g.e.,s. 453.

(6)

EMİNEKIRCI

Altay kavimleri ateşi kendileri ile tanrı arasında bir haberleşme vasıtası olarak kullanıyorlardı.Mesela bir kurban verdikleri zaman yaktıklarıbir ateşle bunu Tanrı'yahaber veriyorlardı. Bazılarıda kur-ban etini yakmak suretiyle bu haberleşmeyikurmak isterdi". Yakutlar ateşin"çam ormanrru armağanolarak kabul ettiğini, vahşi bataklık or-manı yediğini, kurumuş ağaçlarda uyuduğunusöylerler veinsanındilinden anladığına inanırlar.Bunun için ateşe karşı kötü söz söylemek iyi sayıl­ mazdı!'.

Karagaslar'ın inancına göre ateş ıslıkçalarsa uzaktan bir yolcu ge-lecektir. Ateşin gece ıslık çalması iyi değildir. "Aza" (şeytaj'rıın geldi-ğini bildirir. O zaman mübarek sayılan "artış" otundan bir parça ateşe atarlar'». Yakutlar ocaktaki külün kıpırdadığınıgörürlerse çocuk ruhu oynar derler. Ateşinailede bir çocuk doğacağınıhaber verdiğine inanır­ lar. Bir şey hakkında düşünürken ateş ıslık çalarsa o şeyin olmayacağına hükmederler".

Ateşleilgili bütün bu uygulamalar ve yapılan saçılar korkulan ateş ruhunun gönlününhoşedilmesidüşüncesininbir ürünüdür. Ortaasya'daki bu inançların bazıları ve daha başka şekilde olanları diğer coğrafyalarda yaşayanTürkler arasındada görülmektedir. Dobruca Türkleri arasında "şamatlamak"veya "sam atlamak" geleneği vardır. Köy meydanında saman ateşi yakarlar. Bu ateşin etrafında halkalanıp saf tutarlar. Bir delikanlı arkasından bir kız sıra ile koşarak bu ateşinüzerinden atlarlar. Bu ayin iki saat kadar sürer. Bu ayin yalnızca ilkbaharda yapılır. Ateş üzerinden atlarken "avurluğumyavura (veya Kazakka, yani Rusa), cengilliğimözüme" derler. Bu hafifliğim kendime, hastalıklarıngavura anlamına gelir". Ateşintemizleyici özelliğinitakdir etmek için yapılan bir uygulamadır. İlkbaharda yapılmasıda dikkat çekicidir.,

Ateş üzerinden atlayarak onun hastalıklarıve kötü ruhları yok edeceği inancı Dobruca'daolduğugibi Kafkasya ve Anadolu Türkleri

ara-sında da yaşamaktadır.Kafkasya Türkleri'nde Ergenekon bayramında

ahir çerşembedenilen günde evlerin düz damlarındabüyükateşler yakı­ lır.Sürüklenip getirilen kuru otlar, çırpılar genişçebir avluda üst üste yı­ ğılır. Bu yığına "tonkal/tongal/tonkar/tonkur" denir. Tongalın hazırlan­ masındansonra çocuklar yığınınbir kenarındabir tünel açarak buradan emekleyerek geçerler. Büyükler törenle ilgili maniler söylerler. Daha 12 Bahaeddin Ögel,a.g.e.,s. 289.

13 Saadethn Buluç,"Şamanizm", Türk Amacı Dergisi,C.I, S. 3, s. 126. 14 Abdulkadirİnan,a.g.e.,s. 67.

15 Abdulkadirİnan, a.g.e.,s. 67.

16 Mehmet Ali Ekrem,"Şarnanlığın ve Eski Türk Kültürünün Dobruca'daki Kınrn FolkIorunda İzleri",1. UluslararasıTürk Folklor Kongresi Bildirileri,C.I, Ankara, 1976, s. 109-117.

(7)

TÜRK KÜLTüRüNDEATEŞLEİLGİLİİNANlŞLAR

sonra tongalyakılır.Herkes sıraylabir niyet tutarak bu ateşinüzerinden atlar. Tongalıniki tarafındabulunan büyüklerin yardımıylaçocuklar ve hastalar da ateşin üzerinden geçilir. Bu sırada genellikle şu tekerlerne söylenir:

"Ağrım,u' tökülsün,

Oda

dü~ü~

olsun,

Yansınalovsaçılsın,

Menimbahtım açılsın"

veya"Ağırlığımdökül bu odun üstüne". Daha sonra tongalınkülleri "Bolluk içeri, böcek dışarı:devlet içeri, böcek dışarı" denilerek evlerin

damlarındanevin içinesüprülür".

Yukarıdakimerasim çok az farklılıklarla Kars yöresinde de yapı­ lır. Iğdır'daNevruz bayramı kutlamalarında ahır çerşembetöreninde ki bu salıyı çarşambaya bağlayangecedir. Her evde güzel yemekler vardır. Akşam "tongar/tonkal" adı verilen ateşler yakılır. Odunlar kullanılır. "Ağırlığını.uğurluğumtökülsün bu odun üstüne" diyerekateşinüstünden at-lanır. Yağlı çaputlardan yapılan ateş topları havaya fırlatılarak oyna-nır. Avlu dış duvarlarına ufacıksopalarla sardıkları yağlı çaputları ya-karak dizerler. Nevruzdan birgün öncesine "baca-baca" denir. Oakşamda her yerde ateşler yakılırve üstünden atlarur":

Ateş üzerinden atlayarak kötü ruhlardan ve hastalıklardan kurtu-lunacağınainanma Hıdırellez şenlikleri sırasında da görülür. İstanbul köylerindenDeğirmen/Germiyanköyünde Hıdırellez sabahıevlerin çev-resine kül dökülür. Bu adet; yılan, çıyangibi zararlı hayvanların sokma-masıiçinyapılır!". Ate~eait unsur olan külündekoruyuculuğunainanma burada kendini gösterir. Yine Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinin Ma-raba köyünde, aile reisi çok sevilen kız torununun saçından kestiğibir parça ile sığırların kuyruğundan kestiğibirparçayıbir tütsü kabına koya-rak yakmaktadır.Bu arada yılın bereketli geçmesi, insanlarınve hay-vanların sağlığıiçin dua okunur ve etraf tütsülenir. Daha sonra küller "al Hıdırellez'inide ver yazımızı"denilerek dışarı atılır-".

Ate~belli zamanlarda oynanan oyunlarda da kullanılır.Bu oyunla-rın amacıda yine ateşin uğurve sağlık getirmesi ile ilgilidir. çorum çev-resinde "sin sin", Amasya'da "sim sim", Gaziantep ve çevresi ile Doğu Anadolu'da "sin sine" olarak bilinen oyunateşkültü ile ilgili bir oyundur. 17 Abdülhaluk çay,Türk ErgenekonBayramıNevruz, Ankara, 1985, s. 60-62.

18 Nizamettin Onk, "Aras Boyu Örf ve Adetleri, NevruzBayramı",Türk Kültürü, Y. IX, S. 119,s. 1208-1216.

19 Abdulhaluk çay,a.g.e., s. 182.

(8)

EMİNEKlRCI

Oyungenişçebir meydanda oynanır. Meydanın ortasınabüyükçe bir ateş yakılır. Ateşin etrafında gençler genişçe bir daire meydana getirirler. Davul ve zurnalar sinsinhavasınıçalmayabaşlarlar.Bunun üzerine genç-ler birer ikişerortaya çıkar, müziğin eşliğindeoynarlar. Oyun, müziğin ritmine uygun olarak önce eller belde, sekerek oynanır. Sekişlergittikçe sıklaşır,kollar havada kavisler çizmeğe başlar.Oyun bu şekildedevam ederken, daireden yenikişiveya gruplar oyunakatılırlar.Bu yeni oyuncu-lar ilk grubu sırtlarınayumruk vurarak oyundan çıkarırlarve kendileri oyunu sürdürürler. Oyun buşekildedevam eder-l.Sin sin oyunundanbaşka Anadolu'nun bir çok yerinde ateşleilgili halk danslarıgörülür. Zongul-dak'ta Gavur Oyunu, Elazığ'daÇayda Çıra, Safranbolu'da Kabem (sini çevirmesi), Antalya'da SamahÇırpmaOyunu bunlardandır".

Ateşyanarken görülenbazı durumlarınyorumlanarak fal bakılması ateştenyani üstün kabul edilen bir durumdan medet umma günümüzde de dikkat çeken bir husustur. Bugünden daha evvelki zamanlarda da ateşe bakılarak gelecek bilinmeye çalışıhrdı. Türk Hakanı'nın adına büyük ateşler yakılarakkurbanlar kesildiğinive çıkan alevlere göre fala

ba-kıldığını Arap kaynakları belirtmektedir. Onlara göre alevin yeşil

renkte çıkması yağmur yağacağınave bereketli bir seneolacağına,parlak yanmasımahsulünkötülüğüne, kırmızı olmasıharbe nihayet, sarıalev de hastalığa, hükümdarın öleceğine yahut bir yolculuk yapacağına işaret idi-". Anadolu'da da ocağave yanan ateşebakarak yorum yapma hala yaşamaktadır.Ocakta odun yanarken kor halindeki odunun ucuyukarıya doğru kıvrılırsa misafir geleceğine inanılır. (Tokat, Reşadiye, Çamlı­ kaya Köyü)": Aynı köyde ateş çıtırtı çıkararakyanarsa ya kavga çıka­ cağına,ya da ev sahibihakkında konuşulduğunainanılır. Ateşses çıkara­ rak yanarsa ev sahibinin gıybeti yapılıyordenir. Ocakbaşındaoturan bir kedi temizlenirken ateşe bakarsa havanın güneşli olacağına; dışarıya bakarsa havanın yağmurlu olacağına inanılır(Trabzon, Beşikdüzü, Tür-keli Köyü). Yine aynı köyde ocağınüzerine kazan asmak için kullanılan zincirinboş yere sallanmasıhalinde düşmanların azacağına inanılır.

Ateş dumanınınve isinin bazı nazarlarıdef edeceğinede inanlır. Bir çok yerde üzerlik otu yakılıp dumanıtütsü olarakkullanılır.Bu uygu-lama genellikle doğumve düğün esnasında yapılır. Uygulamanın gayesi gelinin, damadınve doğan çocuğun nazardan kurtulmasıdır. Ayrıca tuz 21 Abdulhaluk çay,a.g.e., s. 123-124.

22 S. Yaver Ataman, "PolklorAraştırmaları Açısından Halk OyunlarunızaGenel Bir Bakış ve AteşKültü ileİlgiliOyunlar", III.MilletlerarasıTürk Folklor Kongresi Bildirileri.C.3, Ankara, 1987, s. 39-47.

23 Saadettin Buluç, a.g.m., s. 126.

(9)

TÜRK KÜLTÜRüNDEATEŞLE İLGİLİİNANIŞLAR

okunarak ocağa atılması,evdeki insanların başınabir felaket gelmesine karşı alınanbir tedbirdir. Bir evden bir eve yoğurt mayasıverilirken ma-yanın içine ocaktan alınanbir parça köz atılmasıhayvana değecek na-zara alınan tedbirdir (Tokat, Reşadiye, ÇamlıkayaKöyü). Elazığ'da na-zardan korunmak için ocak isi alınarakkulak arkasınasürülür>. Ateşten alınan köz bir tasın içindeki suya atılır. Nazarının değmesimuhtemel olan kişilerinisimleri sayılmaya başlanır. Nazarı değen kişinin adı geç-tiğinde su içindeki közparçasındanses çıkar(Trabzon,Beşikdüzü, Anbarlı Köyü).

Hayatın geçiş dönemleri olarak kabul edilen doğum,evlenme ve ölümle ilgili merasimlerde de ateşle ilgili bazı uygulamalar yapılır. Do-ğum sırasında, doDo-ğumun kolayolmasıveçocuğun kötüruhların şerrinden korunmasıiçin evdekiyüklüğünüstüne bez serilir ve ateşüstüne bir parça yağ atılır. Bu inanç Kazak Türkleri arasındada görülür. Kars yöresinde doğançocukeğerilk erkek çocuk ise duyanlar o evinbacasına çıkıp bacayı bozmak isterler. Bunu önlemek için ev sahibi onlara bahşişv'peşkeşverir ve gönüllerini ederek oradan indirir,bacayıbozdurmaz. Buna "baca sök-rnek" denir. Böyleyapılmazsa,bacasökülürse, ocağın söneceğine inanılır. Burada koruyucu ruhun ocak iyesinin memnun edilmesi içinsaçıverilmesi inancı saklıdır".Yine Kars'ta çocuğun ana-babasınaait eşyalardanbirer parça yakılıptütsüsüne tutulmasıile kırk basmasından kurtulunacağına inanılır-" Ağrı Eleşkirt,Cumaçay köyünde doğan çocuğun göbeği düşene kadar evden dışarı ateşverilmez. Ate~verilirse çocuğun öleceğine inanı­ lır. Ate~ten alınanbir köz, bebeğin yattığı beşiğın ayağı altındasallama esnasındaezdirilir. Böylecebebeğe değen nazarınyok olduğuna inanılır (Trabzon,Beşikdüzü, AnbarlıKöyü).

Düğüntörenleriesnasındaki ate~leilgiliuygulamalarınkökünde so-yun devam etmesi dileği yatmaktadır. Kızçeyizine saçayağı konulması ocağınsürdürülmesi ve üç sayısının kutsallığı ile bağlantılıdır. Çünkü sa-çayağı istisnalar hariç üçgen şeklindedir". Damadın tabanınakül sürmek onu güçlendirmek gayesi ile yapılır". Düğün eğlenceleri sırasında oyun

oynanırken üzerlik otu yakılarak oyun oynayanların üzerine doğru

dumanlarıngönderilmesi geline, damada ve düğünevine nazardeğmesini önlemek içindir (Gaziantep ve civar köylerinde). Düğünde kızbaba evin-dençıkarkenve oğlanevine girerken ellerinde ucunda bohçaasılı(bu

boh-25 YaşarKalafat,Doğu Anadoluda Eski Türk İnançlannın Izleri,Ankara, 1990, s. 77. 26 YaşarKalafat,a.g.e.,s. 78.

27 YaşarKalafat,a.g.e.,s. 108.

28 İsmetZekiEyüboğlu, Anadolu Inançları,Anadolu Mitolojisi, İstanbul1987, s. 114-117. 29 Hikmet Tanyu, "Türklerde Ate&leİlgiliInançlar", 1.Uluslararası Folklor Kongresi,C. IV,

(10)

EMİNEKIRel

çaya gelin önceden basar) birer değnekbulunan iki kişi de mutlaka yer alır. Bu kişiler kızevinin ve oğlan evinin ocağının etrafındaüç kere yere sert sert basarak dönerler. Ailenin devamınıve bereketini artırmakiçin yapılanbiruygulamadır.Gelinoğlanevine girerken birkişievdekiocağın külünü. ocak sönmesindevamlıolarak tütsün diye karıştırır(Trabzon, Be-şikdüzü, Türkeli Köyü). Gelin gerdeksabahıilk önce ocağıyakar, bacadan çıkanduman ocağıtüttürecek yeni bir kişinindaha o eve geldiğini göste-rir. Yinebacasıen erken tüten evdeki gelininuğurlu olduğunukabul ederler (Ordu, Perşembe, BabalıKöyü).

Ölümle ilgili olarak dabazıuygulamalarvardır.Ölümün gelmesini engellemek amacıylacenaze törenleri esnasında şu uygulamalar yapılır. Su ısıtılan ateş dağıtılır, söndürülür (Kayseri). Ölüyü yıkamakiçin su ısı­ tılan ateş başka ~eyiçin kullanılmazve dökülür. (Ankara; Merzifon). Ölü suyu ısıtmak için kullanılacak olan yakacak başkalarından sağlanır (Kayseri). Ölü suyunu ısıtmakiçin kullanılan odun artıklarıevde kulla-nılmaz (Çankırı).Ölü suyu ısıtılan kazanın altındakiodun ve kül dışarı atılır (Urfaj". Cuma geceleri ocağa mısırunu atılır.Kokusunun ölülerin ruhlarınagitmesi için (Trabzon, Beşikduzü,Türkeli köyü). Cuma geceleri evin önem verilen yerlerinde mumyakılır(Erzincan, Tercan, Sevgi köyü). Bu uygulamalar ateş vasıtasıylaölülerin ruhlarınımemnun etmek ve on-lardan zarar gelmesini önlemek için yapılır. Ateşin üzerinde saçayağı boş ve düzgün birşekildedurursa üzerinde ölü suyuısınıyor,evden birisi öle-cek denir. Hemen saçayağı ateşten alınır ve ocağın yanına yan yatırılır (Trabzon).

Ateşin yakıcı,öldürücü gücünden korunmak için onasaygı gösteril-meli ve ona karşıiyi davranılmalıdır. Kızgın ateşe su dökülmez, ocağa ayakkabıylabasanlar azarlanır. Ate~ devamlı surette yanık bırakılına­ lıdır. Bu sebeple bir evden diğerineözellikle akşam vakti ateş verilmez. Ate~e karşı yapılanbu saygısızlığınsonunda ocağın dağılacağına inanı­ lır.

Hayvancılığınönemli bir geçim kaynağı olduğuyerlerde de ateşle ilgili bazı uygulamalar yapılır. Yayla zamanısürüler teker teker ateşin üzerinden atlatılarakyola düşülür". Çıplakiki adamın iki ağacı birbi-rine sürterek ateş yakmaları, salgınhayvan hastalığınıönlemek üzere bir çare olarak bilinir. Hatta o günsöndürülmüşocaklar bile bununlatutuştu­ rulur. Bu ateşle tutuşturulan ocakların önünden hayvanlar sahipleriyle birlikte geçirilir": Hayvanlarınzarar görmesini engellemek için de ak-30 Sedat Veyis Örnek,Anadolu Folklorunda Ölüm, Ankara, s. 40.

31 Abdulhaluk çay,a.g.e.,s. 182-184. 32 Hikmet Tanyu,a.g.m.,s. 298.

(11)

TÜRK KOLTÜRÜNDEATEŞLE İLGİLi İNANIŞLAR

şam vakti evden eve ateşverilmez (Tokat, Reşadiye, ÇamlıkayaKöyü). El sanatlarımızın icrası sırasında da ateşleilgili inanışlar vardır. Karaman'da dokunan halınıntezgahtan alınması sırasında yapılan uy-gulamaşöyledir: Halı çözüleceğizamanateş yakılıpüzerine tencere konu-lur. Kapıyaya da cama "al" bağlanır. Bir yere iki kazık çakılır ve halı hazırlanmaya başlanır. Halıyıçözdüren ev sahibi yanan ateşin dumanını makasla (sındı)keser. Kolayolsun, zorlukçıkmasındiye şöylesöyler;

Kapıyaal bez asılır,

Dumansındıylakesilir. Bulgursahanıesilir (eksilir)

Halıdokuya dokuya.

Halı kesilirken "yeğinlik"denilen bulgur ve mısırdan yapılan ye-mek pişirilir(Karaman, Taşkale).

İnsan hayatındaönemli bir yerişgaledenateşve bunabağlı inanış­ lar sözlü kültürde de mahsullerini vermiştir,Ergenekon destanında Erge-nekon'dan çıkarkendemir dağıeritrnek için körük ateşi kullandıkları bi-linmektedir. Manas destanında,Manas dirilip de eve gelince, Manas'ın annesi ocaktadevamlıyananateşisöndürür ve memesiniçıkararak oğlunu bol bol sütünden emzirir-", Hacı BektaşVeli mankıbesinde Hoca Ahmet Yasevi'nin bir odunu yakarak Anadolu'yafırlatması;mürldlerine de odu-nundüştüğüyeri bulup ocaktutmalarınısöylemesi, ateşve bunabağlı ola-rak ocak kültünün bir milletin manevi hayatının kökleşmesindekirolünü göstermesibakımındanilgi çekicidir.

Halk dilinde ateş ve ocakla ilgili dua ve beddualar da yaşamak­ tadır.Çolukçocuğuolmayan ailelere "ocaksız"denir. Ocağına baykuş tü-nesin,ocağınkör olsun,ocağın batsın,oduna ocağınasu dökülsün,ocağın tütsün, ocağınaincir ağacı dikilsin, ocaklarınakara çalılarçekilsin, oca-ğıntütmez olsun, ocak sahibi olmak, ot ocak şenletmek, şeklindesöylenen sözler ocakla ilgilidir. Evine ateş düşsün,ey Allahım bizi nurdan nardan ayırma, ateş ateşle söndürülmez, ateş avuçlanmaz, ateş demekle ağız yanmaz, ateş düştüğüyeri yakar, ateşolsan cürmün kadar yer yakarsın, ateşin oğlukül olur, ateşleoyun olmaz gibi sözler de ateşininsanhayatın­ daki yerini göstermektedir.

Sonuç olarak ateş insanları aşan gücüyle onların hayatındaçok önemli bir yer tutmuştur.Çünkü bir çok şeyin gerçekleşmesi ateşe bağlıdır. Bu sebeple ateşinanç sisteminde, inancabağlıolarak dahayatın doğum­ dan ölüme kadar olan safhalarındakietkisini kendine has uygulama-larla birlikte günümüzde de sürdürmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsan insanı çağırıyor yasına Ağlamak ibadeti kadınlara yakışıyor Toprağın yunuşu benzemiyor insana En çok kan kokuyor Araf’ta açan çiçek Ve elbet. En çok

[r]

BETEBE (Cam) MOZAİKLERİ F1ATLARI Renklere göre 1 yaprak

M illi Saraylar Daire Başkanlığı göre­ vine gelir gelmez, Dolmabahçe Sarayı i- çin harekete geçen ve bakım atölyelerin­ den, çatıdaki onanma kadar tüm

Farklı dönemlerde Zvi Hayim Reckendorf, Yosef Yoel Rivlin, Aharon ben Şemeş ve Uri Rubin gibi Yahudilerin Kur’an-ı Kerim’i Arapçadan İbraniceye tercüme

Çalışmamızda KOM’da kemikçik zincir hasarı ve fasiyal kanal açıklığı yanında özellikle yaygın kolestea- toma vakalarında, yaklaşık %10 gibi yüksek bir oranda

Morfolojik ve biyokimyasal özelliklerine göre tanımlanan 9 farklı bakteri türünden (3 tanesi tür altı) Bacillus thuringiensis olarak tanımlanan ED021 numaralı izolatın

Cerrahi yara infeksiyon- ları, üriner sistem infeksiyonları ve solunum yolu infeksiyonları postoperatif dönemde geli- şen ve ateş nedeni olarak en sık bildirilen