• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy "

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri

Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

(2)

Dişler belirli bir düzene uyarak, ağızda karşılıklı iki grup meydana

getirmişlerdir:

Maksiller kemiğe ve böylelikle sabit olan kafatasına doğrudan bağlı olan diş grubu;

maksiller dişler.

Sağ ve sol taraflarda temporomandibuler

eklemler aracılığıyla kafatasına bağlanan

ve hareketli olan mandibula üzerinde yer

alan diş grubu; mandibuler dişler.

(3)

Maksiller ve Man dibuler Diş

Kavisleri

(4)

• Her iki grupta da dişler, 16 adet dişi içeren birer kavis oluşturacak şekilde dizilim

göstermektedirler.

• 3. moların distal yüzünden başlayan ve

mesiale doğru proksimal kontaktlardan

geçen kavis , karşıt 3. molar dişe kadar

gider ve bu diş kavsinin uzunluğunu

oluşturur.

(5)

• Dişlerin dental ark içindeki dizilişi sürme sırasında ve sonrasındaki çok yönlü

kuvvetlerin ortaya çıkardığı bir denge

içerisinde belirlenmektedir. Dişler sürerken ve daha sonra, çevre kas yapılarının

karşılıklı kuvvetleri altında belirli bir

konumda olmaya zorlanmaktadırlar.

(6)

Dişler alveol kemik içerisinden sürerken ağız ortamına çıktıklarında labial, bukkal ve lingual kuvvetlerin denge oluşturduğu bir konumda (nötral zone) yer alırlar.

(7)

• Eğer dişlerin ve diş kavislerinin şeklinde ve bunların karşılıklı ilişkilerinde bir

düzensizlik varsa, o zaman bir

• “Malformasyon" hatalı şekillenme, veya bir

• “Malpozisyon" hatalı konum, veya bir

• “Malokluzyon" hatalı kapanış söz

konusudur .

(8)

Okluzyon maksiller ve mandibuler dişlerin kapanış ilişkilerini anlatan bir ifadedir.

• Alt çenenin çeşitli hareketleri ve bu

hareketler sırasında dişlerin karşılıklı ilişkilerinin tümü ise “artikülasyon“

kavramı içinde incelenir.

(9)

dişsiz boşluğun karşısındaki diş boşluğa doğru uzamaya başlar

Diş dizisinin bütünlüğü bozulduğunda

(10)

Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

(11)

Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

Kontakt Noktaları

• Alt ve üst çenede diş kavsi üzerinde

sıralanmış olan dişler, komşu proksimal yüzlerinin küçük bir bölümüyle

birbirlerine temas ederler.

• Komşu dişlerin birbirlerine yaslanmaları gençlerde genellikle bir noktada,

yaşlılarda ise, dişlerin alveol kemiği

içindeki küçük hareketleri sonucu olan

aşınma nedeniyle bir yüzey şeklinde olur.

(12)

Kontakt Noktaları

İnterproksimal kontakt noktası veya yüzeyi adı

verilen bu temas bölgesi dikey yönde okluzal tarafa yakındır.

(13)

Kontakt Noktası

• İnterproksimal kontakt noktası yatay yönde

vestibul tarafa yakın bir yerdedir. Bu

proksimal temas bölgeleri sayesinde diş

dizilerinin okluzal yüzeylerinde bir devamlılık

ortaya çıkar.

(14)

Bu proksimal temas ilişkisi iki yararlı sonuç doğurmaktadır.

• İnterproksimal bölgelerde yer alan

interdental papil, besinlerin mekanik etkilerinden korunmaktadır.

• Dişler arasında kuvvet iletimi sağlanarak fonksiyonel kuvvetler karşısında bir

bütün olarak belirmeleri ve

stabilizasyonları mümkün olmaktadır.

(15)

Dental arktaki dişlerin kontak noktaları ile sağlanan bütünlük bazı hayali çizgilerle

tanımlanmaya çalışılır.

(16)

Mandibuler posterior dişlerin bukkal tüberkül tepelerinden hayali bir çizgi çizilirse;

bukko-okluzal (B-O) bir hat elde edilir ki, bu dental arkın genel formunu ortaya çıkarır.

Normal bir dental arkta bu çizgi düzgün ve

kesintisiz olarak uzanır.

(17)

• Benzer bir şekilde maksiller posterior dişlerin lingual tüberkül tepelerinden hayali bir çizgi uzatılırsa linguo-okluzal bir çizgi (L-O) ortaya çıkar. Bu da

maksilladaki genel ark formunu belirler

(18)

• Eğer üçüncü bir hayali çizgi mandibuler ve maksiller posterior dişlerin santral

oluklarından geçirilirse, santral fossa (C-F) çizgisi ortaya çıkar. Normal bir dental

arkta bu çizgi de düzgün ve kesintisizdir ve

ark formuna uyar

(19)

Santral fossalardan geçen C-F çizgisi

belirlendiğinde kontakt noktalarının bu çizginin bukkalinde yer aldığı ve daha geniş bir lingual embrazür ortaya çıktığı görülür.

Bu kısımlar çiğneme sırasında gıda kaçış yollarını

oluşturur.

(20)

Karşıt dişler oklüzyon

ilişkisinde iken alt dişlerin B-O çizgisi üst dişlerin

C-F çizgisi ile; üst dişlerin

L-O çizgisi de alt dişlerin C-F

çizgisi ile temas halindedir.

(21)

Diş kavislerinin şekli ırksal, kalıtımsal, doğumsal ve sonradan kazanılmış çeşitli etkenlere bağlı olarak değişik şekillerde olabilir. Bu şekiller genellikle üç grupta toplanabilir

1. Elips şeklindeki kavis

2. Hiperbol şeklindeki kavis 3. (U) şeklindeki kavis

Yatay Düzlemde Diş Kavislerinin Şekli

(22)

• Alt diş kavislerinin şekli, üst diş kavislerine uyar ve ona göre

biçim alır. Maksiller diş kavsi

mandibuler diş kavsinden bir

miktar daha geniştir.

(23)

• Her iki çenenin kavisleri kapanış durumuna geldiklerinde, maksiller diş kavsi mandibuler dişlerin

üzerinden taşar ve sarkar. Gerek

bukkalde ve gerekse labialde görülen bu durum için "overjet " ve

"overbite" terimleri kullanılır.

(24)

Her iki çenenin kavisleri kapanış durumuna geldiklerinde, maksiller diş kavsi mandibuler dişlerin üzerinden taşar ve sarkar.

• Yatay düzlemdeki bu taşmaya overjet veya horizontal overlap,

• Dikey düzlemdeki bu sarkmaya da

overbite veya vertikal overlap denir.

(25)

Overjet ve overb ite ilişkisi

(26)

Maksiller diş kavsinin bu şekilde mandibuler diş kavsinden daha geniş olması iki yararlı sonuç doğurmaktadır:

1. Mandibulanın hareketleri sırasında bir hareket genişliği sağlanmaktadır.

2. Açma, kapama hareketleri sırasında

yanakların, dudakların ve dilin araya

sıkışma olasılığı azalmaktadır.

(27)

Diş Kavislerinin Eğrisel Karakteri

• Sagittal düzlemde diş kavislerinin okluzal yüzeyi eğrisel karakterlidir.

• Mandibuler diş kavsinde bu eğrisellik içbükey,

• Maksiller diş kavsinde ise dışbükey olarak kendini gösterir.

• Merkezi kapanış durumunda bu iki

kurvatür birleşir.

(28)

Spee Eğrisi

• Spee, mandibuler dişlerin kesici

kenar ve tüberkül uçlarının eğrisel karakterli bir kurvatüre uyacak

şekilde yer aldıklarına işaret etmiştir.

Spee eğrisi olarak anılan bu olgu sagittal düzlem üzerinde

gösterilmiştir

(29)

Spee Eğrisi

Ferdinand Graf von Spee (1855–1937)

(30)

Monson Eğrisi

• Daha sonraları Monson, Spee eğrisinin frontal düzlemde de devam eden bir

eğriyle bütünleştiğini ifade etmiştir.

Böylece diş kavislerinin sagittal ve frontal düzlemde bir küresel yerleşim

gösterdiğine işaret etmiştir

(31)

Spee Eğrisi

Sagittal düzlemde dişlerin tüberkül tepelerinden geçen maksillada dışbükey,

mandibulada içbükey bir kurvature uyacak şekilde dizildiklerini tanımlayan bir kavramdır.

Monson Eğrisi

Benzer bir ilişkinin frontal düzlemde de var olduğunu ve dişlerin küresel bir yerleşim

gösterdiğini tanımlayan bir olgudur.

(32)

Bennet

• Mandibulanın fonksiyonel hareketler sırasında sola ve sağa doğru yaptığı gövdesel yer değiştirme hareketini ve ayrıca lateral gezinmeler sırasında

median düzleme göre oluşan açısal

değerleri açıklamıştır.

(33)

Dişlerin merkezi kapanış durumunda iken çenelerden alınan vertikal

kesitlerde posterior dişlerin

eksenlerinin horizontal düzleme göre dik olarak değil, açılı olarak

yerleştikleri görülmektedir.

(34)

Dişlerin alveol kemiği içerisindeki yerleşimleri

konsantrik bir dizilim gösterir

ve eğrisel karakterdedir

(35)

Dentisyonun eğrisel karakteri

• Bir dişin herhangi bölümünde (kron, kök) eğrisel yüzeyler vardır.

• Diş kavisleri eğrisel karakterdedir (hiperbolik, elips).

• Mandibulanın ortaya koyduğu hareket yolları eğrisel karakterlidir.

• Mandibuler ve maksiller kavislerin okluzal

yüzeyleri eğriseldir ve kapanışta bu eğriler

birleşerek Spee eğrisini oluştururlar.

(36)
(37)

• Dişlerin eğrisel karakterli olan uzun

eksenleri kendi aralarında bir paralellik ve konsantrik bir yerleşim gösterirler.

• Dişlerin okluzal ve insizal yüzeyleri de eğrisel karaktere sahip olan içbükeylik ve dışbükeylikler içerirler.

• Fonksiyonel hareketler sırasında temasa

gelen bu eğrisel yüzeylerdir .

(38)

• Karşılıklı dişler arasındaki temas da küresel kontaktlar şeklindedir ve

yapılacak restorasyonlarda da bu şekilde

olması gerekir

(39)

• Santrik okluzyon durumundaki diş dizilerine fasialden bakıldığında maksiller üçüncü molar ve mandibuler orta kesici dişler dışındaki diğer bütün dişlerin karşıt çeneden iki diş ile kapanış ilişkisi meydana getirdikleri görülecektir.

• Maksiller üçüncü molar ve mandibuler santral diş ise sadece karşıtları ile kapanışa gelirler. Bu ilişki genelde okluzal kuvvetlerin dengeli bir

biçimde dağıtılmasına yardımcı olmaktadır.

(40)

Prof. Dr. Semih Berksun

(41)

Prof. Dr. Semih Berksun

(42)

Prof. Dr. Semih Berksun

(43)

Prof. Dr. Semih Berksun

(44)

Prof. Dr. Semih Berksun

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada ileri yaşlarda da ağızda ÜMD görülme olasılığının fazla olduğu; ileri yaşlarda gömülü ÜMD’lere erkeklerde kadınlara göre daha fazla rastlandığı ve

21 yaşında erkek hasta.Yaklaşık 8 aydır yüz ağrısı ve sol üst çeneden gelen kötü kokulu akıntı yakınmaları var.Muayenede ;sol nazal kavitede pürülan akıntı,paranazal

 Dişlerin morfolojisi denilince ağız boşluğunda gözle görülen kısımlarıyla, çene kemiği içinde yer alan kök kısımlarının şekilleri anlaşılır..  Dişler

4-Akgök V:Kennedy Class II.vak’alarında kullanılan bilateral ve unilateral protez tasarımlarının retansiyon ve stabilite bakımından mukayeseleri.Doktora tezi.. 5--

2010 yılından itibaren ise Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi

Bu uygulama; enfekte dentine kimyasal bir solusyon uygulayarak çürük dentini proteoliz yoluyla selektif olarak yumuşatıp sağlıklı dentine zarar vermeden el

Doldurucu içeriğinin kompozit rezinin yapısına olan etkisinin incelendiği bir çalışmada; yüzde olarak düşük doldurucu içeriğine sahip kompozit rezinin su absorbsiyon

Ulusoy N , Bağış YH: Kompozit dolgularda farklı bitirme yöntemlerinin değerlendirilmesi: Bitirme yöntemlerinin hibrit kompozite etkisi. Ulusoy N , Atakul F, Denli N: