• Sonuç bulunamadı

TORAKOTOMÝ SONRASINDA GELÝÞEN NONKARDÝYAK KOM-PLÝKASYONLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TORAKOTOMÝ SONRASINDA GELÝÞEN NONKARDÝYAK KOM-PLÝKASYONLAR"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

785

TORAKOTOMÝ SONRASINDA GELÝÞEN NONKARDÝYAK

KOM-PLÝKASYONLAR

NONCARDIAC COMPLICATIONS AFTER THORACOTOMY

Dr. Oya Uncu ÝMAMOÐLU, Dr. Ilgaz DOÐUSOY, Dr. Tamer OKAY, Dr. Mehmet YILDIRIM,

Dr. Murat YAÞAROÐLU, Dr. Bülent AYDEMÝR, Dr. Handan TANRIKULU, Dr. Atila KANCA

Dr. Siyami Ersek Göðüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi, ÝSTANBUL

Adres: Dr. Oya Uncu ÝMAMOÐLU, Çobanyýldýzý Sok. Kaplan 4 Okyay Apt. No: 13 D:7 Erenköy / ÝSTANBUL

Özet

Günümüzde, toraks cerrahisi operasyonlarýndan sonra geliþen komplikasyonlar hala yüksek mortalite ve morbidite oranýna sahiptir.

Ocak 1995 - Aralýk 1996 tarihleri arasýnda Dr. Siyami Ersek Göðüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi, Göðüs Cerrahisi Kliniði’nde intrapulmoner patoloji nedeniyle elektif torakotomi yapýlan 150 olgu bu çalýþmaya alýnmýþtýr. Çalýþ-manýn amacý; ilk 30 gün içerisinde geliþebilecek komplikasyon insidansýnýn saptanmasý ve erken tanýyla bu komplikasyonlarýn giderilmesidir.

Tüm olgular takip amacý ile, taburcu edildikten sonraki 1. ve 4. haftalarda tekrar görülmüþlerdir. 150 olgunun 24’ünde (%16) toplam 40 komplikasyon görülmüþ, 2 bronkoplevral fistül onarýmý ve 4 kez kanama revizyonu nedeniyle toplam 6 olgu tekrar opere (%4) edilmiþlerdir. Bu olgularýn birisine mediansternotomi, 5’ine de retorakotomi yapýlmýþtýr. Mortalite: Ýlk 30 gün içerisinde sadece 3 olgu (%2) kaybedilmiþtir

Anahtar kelimeler: Toraks cerrahisi, komplikasyon

Summary

Postoperative complications of thoracic surgery has still high rate of mortality and morbidities.

One hundred fifty patients with elective thoracotomy due to intrapulmonary pathology are included in this study from January 1995 to December 1996. The aim of this study is to detect the incidence of complications and treat them by early intervention within first 30 days of postoperative period. All patients were examined on the first and fourth week of discharge to determine the outcome and complications . Twenty four of 150 patients (16%) had 40 complications, but only 6 patients were reoperated (4%) two of these for bronchopleural fýstula and four for bleeding. Median sternotomy and rethoracotomy was done in one and five of these patients, respectively (2%).

Only 3 patients died in the first 30 postoperative days. Keywords: Thoracal surgery, complitcation

Giriþ

Pulmoner rezeksiyonlar sonrasý görülen komplikasyonlarýn tipi ve insidansý üzerinde etkili olan pek çok faktör vardýr. Hastanýn

genel durumu, mevcut olan patoloji, preoperatif ve postoperatif uygulanan tedaviler, hastalýðýn evresi ve yayýlýmý bu faktörler arasýndadýr. Pulmoner ve kardiyak performans morbidite ve mortaliteyi etkileyen en önemli kriterlerdendir.

Toraks cerrahisi olgularýnda respiratuar komplikasyonlardan sonra en yüksek mortalite ve morbidite kardiyovasküler komplikasyonlar nedeniyledir. Kardiyovasküler komplikasyon-lar ayrý bir çalýþma okomplikasyon-larak deðerlendirilerek bu çalýþma dýþýnda tutulmuþlar ve sadece nonkardiyak komplikasyonlar deðer-lendirilmiþlerdir.

Torakotomi sonrasý geliþen komplikasyonlarýn baþlýcalarý postoperatif atelektazi ve pnömoni, pulmoner yetmezlik, aritmiler baþta olmak üzere kardiyolojik sorunlar, hemoraji, uzamýþ hava kaçaðý, lobar torsiyon ve gangren, pulmoner ödem, kardiyak herniasyon, plevral efüzyon, plevral space varlýðý, ampiyem, bronkoplevral fistül, þilotoraks ve ösafagoplevral fistül geliþimidir [1].

Torakotomi sonrasý geliþen insizyon komplikasyonlarýnýn baþlýcalarý ise enfeksiyon, insizyon ayrýlmasý, persistan aðrý, persistan drenaj, cilt altý amfizemi, insizyonda tümör ya da tümör benzeri proliferasyon ve keloid geliþimidir [2].

Materyal ve Metod

Ocak 1995 - Aralýk 1996 tarihleri arasýnda Dr. Siyami Ersek Göðüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi, Göðüs Cerrahisi Kliniði’nde intrapulmoner patoloji nedeniyle elektif torakoto-mi yapýlan 150 olgu bu çalýþmaya alýnmýþtýr. Torakototorakoto-mi yapýlan olgularda ilk 30 gün içerisinde geliþebilecek

komp-l i k a s y o n

insidansýnýn saptanmasý ve erken tanýyla bu komplikasyonlarýn giderilmesi amaçlanmýþtýr.

A) Tüm olgularýn preoperatif olarak rutin biyokimyasal tetkik-leri, solunum fonksiyon testleri yapýldý, kan gazlarý alýndý. Sonuçlar deðerlendirilerek ve rezeksiyon kriterleri göz önünde tutularak operasyona alýndýlar.

Radiyal arter kataterizasyonu ile sürekli kan basýncý takibi ve kan gazý analizleri yapýldý. Puls oksimetri ile SpO2 takibine

alýndýlar. Her olguya santral venöz kateter yerleþtirildi. Kardiyak problemleri olan olgulara pulmoner arter kateterizasyonu yapýldý. Olgularýn tamamý çift lümenli tüp ile entübe edildiler. Tüm olgulara aðrý ile sempatik aktivitenin artmasýný önlemek amacýyla L3-L4 aralýðýndan yerleþtirilen epidural kateter ile analjezi saðlandý. Hastalarýn çoðu ameliyathanede ekstübe edildiler. Endotrakeal entübasyonun devam etmesi gereken olgularda entübasyon tüpü ameliyathanede deðiþtirilerek tek lümenli tüpe geçirilerek

Turkish J Thorac and Cardiovasc Surg 2000;8:785-8

(2)

786 transport yapýldý.

B) Postoperatif dönemde hipoksiyi önlemek üzere nazal (1-2 L/dk) ya da inhalasyon yoluyla %30-40 O2 tedavisi

uygulandý. Olgularýn pO2deðeri 70-100 mmHg, pCO2deðeri

40-55 mmHg arasýnda korunmaya çalýþýldý.

Tüm olgular postoperatif ilk saatlerde – 20-25 cm H2O ile

vakum yapan negatif intermittant vakum sistemine baðlandýlar. Tüm olgular postoperatif dönemde yoðun bakýmda iken en az 24 saat süreyle sürekli kardiyak monitorizasyon, radial arter kateteri ile arteriyel basýnç monitörizasyonu, arteriyel kan gazý, puls oksimetri ile parsiyel O2 satürasyonu, elektrolit ve rutin

biyokimya tetkik takibine alýndýlar.

Olgularýn yoðun bakýmda kalýþ süreleri 18-72 saat arasýnda ve ortalama 22 saattir. Hastanede kalýþ süreleri 5-60 gün arasýnda ve ortalama 9.2 gündür.

Tüm olgularýn günlük posteroanterior akciðer grafileri çekildi. Taburcu edildikten sonra 1. hafta ve 1. ayda poliklinik kontrolüne çaðrýldýlar.

A) Toplam 150 olgunun 120’si (%80) erkek, 30’u (%20) kadýn olup yaþ ortalamasý 53.84 (14-82) idi.

Özgeçmiþ özelliklerine göre incelendiðinde, %69’unda sigara kullanýmý, %15’inde kolesterol yüksekliði, %10’unda hipertansiyon, %7’sinde anemi, %8’inde ailede koroner arter hastalýðý öyküsü, %8’inde diabetes mellitüs, %7’sinde kronik obstrüktif akciðer hastalýðý, %4’ünde geçirilmiþ miyokard infarktüsü, %3’ünde anjina pektoris, %4’ünde geçirilmiþ aorta koroner bypass operasyonu, %2’sinde koroner arter hastalýðý, %2’sinde kalp kapak hastalýðý (aort yetmezliði + aort darlýðý) bulunmakta idi.

B) Olgularýn operasyon endikasyonlarýnýn 26’sýný (%17.3) benign, 124’ünü (%82.6) ise malignite oluþturmaktaydý. 122’si primer akciðer tümörü, 16’sý bronþektazi, 2’si kist hidatik, 2’si yabancý cisim, 2’si bronkojenik kist, 2’si soliter pulmoner nodül, 1’i metastatik akciðer karsinomu, 1’i tüberküloz, 1’i granülom, 1’i intrabronþial adenom nedeniyle opere edildiler. Yapýlan

operasyonlar Tablo 1’de görülmektedir.

Operasyonlarýn 61’i sað, 89’u sol hemitorakstan uygulandý. 149’una posterolateral torakotomi ve 1’ine torakoskopi yapýldý. 6 olguya intraperikardiyal yaklaþýmda bulunulmuþtur.

Bulgular

Opere edilen 150 olgunun 24’ünde (%16) toplam 40 komplikasyon geliþmiþtir (Tablo 2). Komplikasyonlar kýsa sürede fark edilerek giderilmeye çalýþýlmýþtýr.

5 olguda (%3.3) torakotomi insizyonunda geliþen enfeksiyon cilt-ciltaltý enfeksiyonu þeklinde olup günlük yara bakýmý

yapýlmýþ, enfeksiyon geriledikten sonra tekrar sütüre edilmiþlerdir. Torakotomi sonrasý yara enfeksiyonu literatürdede %1.6 gibi düþük bir insidans ile bildirilmiþtir. Profilaktik antibiyotik kullanýmýnýn bunda etkili olduðu düþünülmektedir. [3]

4 olguda (%2.6) atelektazi geliþmiþtir. Operatif travma, insizyon aðrýsý ve sedasyon sekresyonlarýn birikimine ve atelektazi geliþimine neden olur. Mukus týkacý ile geliþen atelektazilerin ikisinde derin nazotrakeal aspirasyon ile atelektazi açýlmýþ, nazotrakeal aspirasyonun baþarýsýz olduðu iki olguda fiberoptik bronkoskopi yapýlmýþtýr. Fiberoptik bronkoskopinin de baþarýlý olmadýðý bir vakada rijit bronkoskopi yapýlmasý gerekmiþtir.

Postoperatif pnömoni 4 olguda (%2.6) geliþmiþtir. Atelektazi ve sekresyon retansiyonu ile beraberliðinden dolayý postoperatif pnömoninin gerçek insidansýnýn saptanmasý oldukça zordur. Aerobik, anaerobik ya da mikst enfeksiyon kaynaklý olabilir. Uygun antibiyotik tedavisi, sekresyon kontrolü, genel durumun düzeltilmesi ve nutrisyonel destek önemlidir.

4 olguda (%2.6) uzun süren hava kaçaðý görülmüþtür. Uzamýþ hava kaçaðý 7-20 gün arasý olarak kabul edilir [4]. Ýnsidansý %15.2 dir. Çoðu konservatif yöntemlerle ya da skleroterapi ile 7 gün içinde (%90) durur [5]. Çoðu hava kaçaðý distal bronþiy-oller ya da alveoler bölgedeki sütür yetmezliðine baðlýdýr. Cer-rahi teknik, akciðerin tam ekspansiyonu, plevral space azal-masý önemlidir. Bronkoalveoler plevral fistüllerde akciðer yüzeyiyle parietal plevranýn komþuluðu önemlidir. Ýyileþmede ilk adým, inflamatuar yanýt ile fistülün kapanmasýdýr. Tümünde hava kaçaðý kendiliðinden durmuþtur.

4 olguda (%2.6) üriner enfeksiyon geliþmiþtir. Ýdrar kültürü ile ajan patojen üretilmiþ, uygun antibiyoterapi ile tedavi edilmiþlerdir. 3 olguda (%2) postoperatif geliþen solunum yetmezliði nedeniyle tekrar ekstübasyon gerekmiþtir. 3 olguda da (%2) postoperatif ekstübasyon sorunu olmuþ ve ekstübe olarak yoðun bakýma alýnmýþlardýr. Rezeksiyon sonrasý kalan akciðer dokusunun kapasitesinin azalmasý, solunum yetme-zliðinin en korkulan nedenidir. Ancak olgularýmýz preoperatif rezeksiyon kriterlerine göre deðerlendirilerek opere edildiklerinden karþýlaþtýðýmýz solunum yetmezliði gerçek bir yetmezlik tablosu olmayýp, karþý akciðere aspirasyon, atelek-tazi ve pulmoner ödem tablolarýydý. O2tedavisi, trakeobronþial

sekresyon kontrolü ve mekanik ventilasyon ile akut dönemde kontrol altýna alýndýlar. Mekanik ventilasyon ihtiyacý en uzun

Operasyon tipi Sayý

Lobektomi 75 Pnömonektomi 32 Göðüs duvar + Tümör rezeksiyonu 13 Wedge rezeksiyon 9 Torakotomi + biyopsi 8 Bilobektomi 4 Segmentektomi 2 Kistotomi + kapitonaj 2 Kist ekstirpasyonu 2

Yabancý cisim çýkartýlmasý 2

Bronkotomi 1

Tablo 1: 150 olguya yapýlan cerrahi giriþimler

Geliþen komplikasyonlar N=40 % 16 Torakotomi insizyon 5 3.3 enfeksiyonu

Atelektazi 4 2.6

Pnömoni 4 2.6

Uzamýþ hava kaçaðý 4 2.6

Üriner enfeksiyon 4 2.6 Solunum yetmezliði 3 2 Ekstübasyon sorunu 3 2 Kanama revizyonu 3 2 Ciltaltý amfizemi 2 1.3 Bronkoplevral fistül 2 1.3 Plevral efüzyon 2 1.3 Persistan aðrý 1 0.6 Hemipleji 1 0.6 Ampiyem 1 0.6 Keloid geliþimi 1 0.6

Tablo 2: Geliþen komplikasyonlar

Dr. Ýmamoðlu ve Arkadaþlarý Torakotomi

(3)

787 48 saat oldu.

3 olguda (%2) kanama revizyonu yapýlmýþtýr. Kanamalarýn bronþial arterden ve lenf nodunu besleyen arterlerden birisinden olduðu saptanmýþ ve koterize edilerek kanama kontrol altýna alýnmýþtýr. Harab olmuþ akciðer nedeniyle pnömonektomi yapýlan bir olguya ise devam eden kanama nedeniyle iki kez torakotomi yapýlmýþ ve her ikisinde de aktif kanayan bir odak bulunamamýþtýr. Hemoraji nedeniyle reoperasyon insidansý %2.6’dýr [6]. Toraks duvarýndaki yaygýn vaskülarite yara iyileþmesini hýzlandýrýrken, ayný zamanda kanama riskini de artýrýr. Reeksplorasyon zamanlamasý önemlidir. Reeksplorasyon geciktiðinde hemodinamik instabilite, yoðun kan transfüzyonuna baðlý pulmoner komplikasyonlar, immünolojik reaksiyonlar, hematomda enfeksiyon geliþimi ve oluþan koagulum miktarýna göre fibrotoraks geliþimi gibi potansiyel riskler sözkonusudur. 2 olguda (%1.3) ciltaltý amfizemi geliþmiþtir. Torakotomi sonrasý ciltaltý amfizemi geliþimi mevcut olan intraplevral hava kaçaðýnýn toraks tüpü ile yeterince drene edilemediðinin göstergesidir. Toraks tüpünün uygun yerleþtirilmemesi, bükülmesi ya da deliklerinin parietal plevra dýþýnda kalmasý nedeniyle geliþebilir. Geliþen ciltaltý amfizemlerine herhangi bir giriþimde bulunulmamýþtýr.

2 olguda (%1.3) bronkoplevral fistül geliþmiþtir. Lobektomi sonrasýnda fistül geliþimi %2.1 olarak bildirilmiþtir [7]. Daha önce karsinom nedeniyle pnömonektomi yapýlmýþ olan bir olguya median sternotomiyle transperikardiyal yaklaþýmda bulunulmuþ, diðer olguda da lobektomi pnömonektomiye çevrilmiþtir. Ayný olguda ampiyem geliþmiþtir. Bu olgu sepsis ve multiorgan yetmezliði ile kaybedilmiþtir.

2 olguda (%1.3) plevral efüzyon geliþmiþtir. Efüzyon plevral kateter ile boþaltýlmýþ ve tekrarlamamýþdýr.

1 olguda (%0.6) posttorakotomi persistan aðrý oluþtu. Torakotomi sonrasý aðrý yaklaþýk 6 ay kadar sürebilir. Eðer aðrý kronikleþiyorsa interkostal nöroma geliþimi unutulma-malýdýr. Nöroma, intraoperatif travma ya da sinirlerin

p e r i k o s t a l

sütürler arasýnda kalmasýyla geliþebilir. Kronik aðrý geliþi-minde aðrýyla nörolog, psikiyatrist ve anestezistten oluþan bir ekip ortak çalýþmalýdýr. Nonsteroid antienflamatuarlara yanýt-sýz olgularda trisiklik antidepresanlar etkilidir.

1 olguda (%0.6) postoperatif 8. gün hemipleji geliþmiþtir. Atriyal fibrilasyon nedeniyle digitalize edilmiþ olan bu olguda serebral embolizasyon olduðu düþünülerek çekilen bilgisayarlý beyin tomografisinde infarkt alaný görülmüþtür. 1 olgunun (%0.6) patolojik incelenmesinde bronþ güdüðünde tümör bulunmasý üzerine lobektomi pnömonektomiye tamamlan-mýþtýr. Ayný olguda (%0.6) daha sonra bronkoplevral fistül ve ampiyem geliþmiþtir. Bu olgu sepsis ve multiorgan yetmezliði ile kaybedilmiþtir. Pnömonektomi sonrasý ampiyem insidansý %2.2-8.8 [8], lobektomi sonrasý %0.6-5.6 arasýnda bulunmuþtur [9].

1 olguda (%0.6) insizyon yerinde geliþen keloid lokal olarak eksize edilmiþtir. 2 bronkoplevral fistül onarýmý, 4 kez kanama revizyonu nedeniyle toplam 6 olgu (%4) tekrar opere edilmiþlerdir. Bu olgularýn birine medians ternotomi, 5’ine de retorakotomi yapýlmýþtýr. .

Mortalite: Ýlk 30 gün içerisinde 3 olgu (%2) kaybedilmiþtir. Olgularýn ilki 30. gün geliþen kardiyak arrest, 2.si 14. gün geliþen miyokard infarktüsü nedeniyle, 3. olgu ise ampiyem, septisemi ve multiorgan yetmezliði ile kaybedilmiþtir

Tartýþma

Toraks cerrahisinde postoperatif bakým aslýnda operasyondan önce baþlar. Preoperatif pulmoner hazýrlýk, göðüs fizyoterapisi, bronkodilatasyon, gereken olgularda preoperatif antibiyotik kullanýmý ve bronþiyal irritanlardan kaçýnma postoperatif pulmoner komplikasyonlarýn azalmasýnda oldukça etkilidir [10].

Operasyon bitiminde aktif bir dönem baþlamýþtýr. Göðüs cerrahisi operasyonlarýndan sonra baþarýlý postoperatif yak-laþým ekip çalýþmasýndan geçer. Bu ekipte operasyon ekibi dýþýnda anestezist, deneyimli hemþire, yoðun bakým çalýþanlarý ve fizyoterapistler vardýr. Hasta ile kooperasyonun preoperatif dönemde saðlanmýþ olmasý çok önemlidir.

Komplikasyonlarýn bazýlarý klinik olarak tanýnýrken, atelektazi, pnömoni, pulmoner ödem, re-ekspansiyon pulmoner ödem, pulmoner embolizm ve lobar torsiyon gibi pulmoner komplikasyonlar radyolojik olarak saptanýr [11].

Akciðer kompliyansýnda azalma, diffüzyon alanýnda azalma ve solunum yükünün artmasýna neden olur [12]. Majör akciðer rezeksiyonlarýndan sonra özellikle pnömonektomi sonrasýnda kalan AC’de total kan volümü artmýþ, vasküler yatak ise azalmýþtýr [13]. Sað pnömonektomi sonrasýnda lenfatik sistemin %55’i eksize edilir. %45 kapiller ve lenfatik sistem kalýr, lenfatik kapasite azalmýþtýr. Peroperatif ve postoperatif dönemde fazla sývý yüklenmesiyle hidrostatik basýçta ve net sývý filtrasyonunda artma görülür. Alveolokapiller membranda aðrýya cevap olarak salýnýmý artan endojen katekolaminlerin ya da hipoksemiye karþý geliþen refleks pulmoner vazokonstrüksiyonun etkisi ile geçirgenlik artar. Kapiller hidrostatik basýnçta ya da kapiller permeabilitede artma nedeniyle pulmoner ödem geliþebilir [14]. Bu nedenle özellik-le pnömonektomiözellik-lerde peroperatif 2000 ml, postoperatif 24 saat içinde 5.4 ± 0.8 litreden fazla sývý verilmemesi önerilir [15].

1983’de literatürüne yaptýðý bir çalýþmada ilk 30 günlük mortalite %12, 1989’da Waki ve arkadaþlarýnýn yaptýðý bir çalýþmada ise mortalite %7 olarak bulunmuþtur [15]. Knott Craig ve arkadaþlarýnýn [16] 1997’de 173 pulmoner rezek-siyonda hastane mortalitesi %1.6, morbidite % 15 bulunmuþ-tur. Wada ve arkadaþlarýnýn [17] 1998’de 5609 akciðer karsi-nomlu serisinde mortalite %1.2 olarak bulunmuþtur. Yýllar arasýnda mortalitedeki anlamlý düþme önemlidir.

Bizim çalýþmamýzda; komplikasyon insidansý literatürlerle karþýlaþtýrýlmýþ, torakotomi insizyon enfeksiyonunun %3.3 ile literatürlere gore yüksek olduðu görülmüþtür. Komplikasyon oranýnýn rezeksiyon yapýlan olgularda daha fazla olduðu görülmüþtür. 30 günlük mortalite %2 olarak bulunmuþtur. Mortalitedeki bu düþüþte opere edilecek olgularýn iyi deðer-lendirilmesi, preoperatif hazýrlanmasý, anestezi alanýndaki geliþmeler, teknolojik geliþmeyle mönitorizasyonun uygulanmasý, cerrahi tekniklerdeki geliþme ve postoperatif komplikasyonlarýn erken dönemde tanýnmasý ve tedavisinin baþlamasýnýn rol oynadýðý düþünülmüþtür.

* Akciðer cerrahisi sonunda geliþen kardiak ritim bozukluklarý Oya Uncu Ýmamoðlu, Tamer Okay, Ilgaz Doðusoy, Türkan Çoruh; Atilla Kanca

Haydarpaþa Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi Bülteni Cilt: 7 Sayý:1 Mart 1999,29-33

Turkish J Thorac and Cardiovasc Surg 2000;8:785-8

(4)

788

Kaynaklar

1. Francis G. Complications of pulmonary resection. In: Wolfe WG, ed. Complications in Thoracic Surgery. Recognitions and management. St Louis: CV Mosby,1992; 105-28.

2. James M. Complications related to patient positioning, thoracic incisions, and chest tube placement. In: Wolfe WG, ed. Complications in Thoracic Surgery. Recognitions and management. St Louis: CV Mosby, 1992;76-87.

3. Bryant Lr, Dillon Ml, Mobin-Udin K. Prophylactic antibiotics in non cardiac thracic operations. Ann Thorac surg 1975;19:670.

4. Nagasaki F, Flehiniger BJ, Martini N. Complications of surgery in the treatment of carcinoma of the lung. Chest 1982;82:25-9.

5. Thomas W. Rice, MD,and Thomas J. Kirby, MD. Prolonged air leak. Complications of pulmonary surgery. Chest surgery clinics of North America V 2 N:4 November 1992;803-11.

6. P’eterffy A, Henze A. Haemorrhagic complications during pulmonary resection. Scand J Thorac Cardiovasc Surg 1983;17:283-7.

7. Asamura H, et al. What are the risk factors for arrhythmias after thoracic operations? A retrospective multivariate analysis of 267 consecutive thoracic operations. J Thorac Cardiovasc Surg 1993;106:1104.

8. Le Roux BT. Empyema thoracis. Br J Surg 1965;52:89-99. 9. Takita H. Effect of postoperative empyema on survival of

patients with bronchogenic carcinoma. J Thorac Cardiovasc Surg 1970;59:642-4.

10. Tarhan S, Moffit Fa, Sessler Ad, et al. Risk of anesthesia and surgery in patients with chronic bronchitis and chcronic obstructive pulmonary disease. Surgery 1973;74. 720. 11. Goodman L. Postoperative chest radiograph. II. Alterations after major intrathoracic surgery. AJR 1980;134:803-13.

12. Shield TW, Anderson RW, Alexander JC. Preoperative cardiac evalution of the thoracic surgical patient and

management of perioperative cardiac events. General Thoracic surgery (Fourth edition) Williams& Wilkins Malvern. 1994;288-95.

13. Okada M, Ota T. Right ventricular dysfunction after major pulmonary resection. J Thorac Cardiovasc Surg. 1994;108:503-11.

14. Waller DA, Gebitekin C, Saunders NL, et al. Noncardiogenic pulmonary edema compicating lung resection. Ann Thorac Surg 1993;55:140-3.

15. Wahi R, Mc Murtrey M J. Determinants of perioperative morbidity and mortality after pneumonectomy. Ann Thorac Surg 1989;48;33-7.

16. Knott-Craig F, et al. Improved results in the surgical management of surgical candidates with lung cancer. Ann

Thorac Surg 1997;63:1405.

17. Wada H, et al. Thirty day operative mortality for thoracotomy in lung cancer. J Thorac Cardiovasc Surg 1998;115:70.

Dr. Ýmamoðlu ve Arkadaþlarý Torakotomi

Referanslar

Benzer Belgeler

SONUÇ: Önerdiğimiz cerrahi insizyon tekniği, özellikle hafif-orta obez olan ve penis kısalığından yakınan hastalarda düşük komplikasyon oran- ları ile optimal

Kas ayýrma yöntemi kullanýlarak torakotomi uygulanmýþ hastalarda postoperatif dönemde aneljezik gereksinimi sekiz hasta (%20), uzamýþ hava kaçaðý üç hasta (%7.5), seroma

Labrousse ve arkadaþlarý [24] 15 gün ve öncesini erken operasyon zamaný olarak kabul etmiþler (serilerinde yaþayan hastalarýn operasyona alýnma zamaný post- MI VSD

Çoklu bez hastalığı için tek adenom, hiperp- lazi, çift adenom karşılaştırıldığında, persistan hasta- lık gelişimi çoklu bez varlığında anlamlı olarak yük- sek

Giriş: Pulmoner arter sling sol pulmoner arterin sağ pul- moner arter arka kısmından köken aldığı vasküler bir pa- tolojidir ve genellikle yaşamın ilk yılı içinde

Yeni Zelanda’da 1990-2006 yılları arasını içine alan bir insidans çalışmasında sıklığı 100.000’de 0,18-1,68 ola- rak bulunmuştur ve batın ön duvarına yapılan

Bu olguda düşük görme keskinliğinin yüksek hipermetropi sonucu gelişmiş ambliyopiye bağlı olduğu, santralde yeterli pupil açıklığı mevcut olduğu ve lense ait mavi

Kronik karpal tünel sendromu olan olgularda kalsifiye medyan arter veya bifid med- yan sinir etiyolojik bir neden olarak düşünülebilir. Bifid medyan sinir ve persistan medyan