k a y b e t t i k l e r i m i z :
İ s k e n d e r i y e
b i e n n a l e ' i
1895 — 1971
R E S S A M H. VECİH BEREKETOĞLU
Geçen Haziran'da hayata veda eden ressam Hasan Vecih Bereketoğlu'nun eser-lerinden Ankara Güzel San'atlar galerisin-de retrospektif bir sergi açılmış, bu mü-nasebetle kızı tarafından bu değerli san-atkârımızın bazı tablolarını ve biyografi-sini havi güzel bir broşür yayınlanmıştır.
Ön sözünü sayın İsmet İnönü'nün yaz-dığı ve ressam arkadaşlarının ihtisasları bulunan broşürden H. Vecihin, eski Mısır kadısı Rodoslu Bereketzade Cemalettin Molla beyin oğlu olduğunu, 1890 da Ka-hire'de doğduğunu, orta öğrenimini Ro-dos'ta, yüksek öğrenimini Istanbulda Hu-kuk tahsil ettiğini öğreniyoruz. H. Vecih, 20 yaşlarında iken resme başlamış bu sa-hadaki ilk bilgilerini Halil Paşa'dan öğ-renmiştir.
1923 de resim tahsili için Paris'e git-miş, (Academie Julien) e devama başla-mış, aynı yıl Leylâ hanımefendi ile evlen-miştir.
H. Vecih, Paris'ten döndükten sonra bir çok fikir ve kültür hareketlerine katıl-mış olup, 1924 de ressamlar, mimarlar ve sahne sanatkârlarının beraberce kurduklrı güzel san'atlar Birliğinin kuruculakurduklrı a-rasındadır. Genel Sekreter olarak yıllar-ca Birliğin yaşaması için büyük gayret sarfetmiştir.
Aynı zamanda Güzel San'atlar Birliği resim sergilerinin Organizatörlerindendi.
Y-illarca bu sergilerin tertiplenmesinde büyük emeği geçmiştir.
Bir müddet Kadıköy Halkevi Başkan-lığını basarı ile yapmış, 1943 de Cumhur-başkanlığı Daire Müdürlüğüne tayin edil-diği için Ankara'ya gitmiştir. Çok kültür-lü, spirituel olan H. Vecihin gerçek ki-şiliğini onun resıamlıfrnda bulmaktayız. Avrupa'dan döndükten sonra fırçasile ts-tanbul'u yıllarca tuallerine nakletti ve birbirinden güzel tablolar bıraktı. Çalış-malarına aynı şevk ile Ankara'da da de-vam etti.
H. Vecih natürmort, portre, peyzaj gi-bi resmin her türünü yaptı, fakat asıl ka-biliyetini peyzaj'da gösterdi.
Kurbağahdere, Harem, Üsküdar ve Bo-ğaz içinden yaptığı tablolarda İstanbul'un buğulu sabahlarını, renk zenginliğini tes-bit etti.
Ankara'n;n kızgın güneşini, kırlarının mor vs san tonlarını, ideliklerini, tablo-larında ustalıkla boyadı.
Bugün tstanbul ve Ankara'nın süratle değişen çevresini bize bütün şiirile bırak-mış oldu.
Çalışmalarında çok titiz âdeta hırçındı. Tuallerini kendi hazırlar, her boyayı be-ğenmez, iyisini araştırır bulur, çalışacağı yeri itina ile seçer, bir çok eskizler ya-pardı. Tablolarını ibadet edercesine bir
18 yıldır Birleşik Arap Cumhuriyetince İskenderiye'de düzenlenmekte olan resim, heykel ve gravür sergisine Türk sanatçıla-rı bu yıl iki kez katıldılar.
Akdeniz ülkelerinin sanatçılarını bir a-raya getiren uluslararası yarışmalı bir ser-gidir bu.
1956 dan beri İskenderiye'nin Güzel Sanatlar Müzesinde yapılan bu sergi en son sanat gelişmelerini ve bunların yara-tıcı ürünlerini göstermesi yönünden ilginç-tir.
Bu yıl Birleşik Arap Cumhuriyeti, İs-panya, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yu-nanistan, Türkiye, Kıbrıs, Filistin ve Su-riye'yi temsil eden 117 sanatçı 414 ese-riyle katıldı.
Türkiye'yi temsil edecek sanatçılar Ce-vat Dereli, Adnan Çöker, Sezer Tansuğ ve Gültekin Elibal'dan kurulu bir jürice seçildi. Şadan Bezeyiş, Ali Çelebi, Devrim Erbil, Gülsün Erbil, Leylâ Gamsız, Ha-mit Görele, Suna Türkoğlu, Oya Türkoğ-lu resimleri, Mustafa Aslıer, Aliye Berger ve Gündüz Gölönü de gravürleriyle bu sergiye katıldılar.
Uluslararası Jüri resim, heykel ve gra-vür dallarında ödüller verdi.
1. Resim ödülünü İspanyol Jose Louis Verdenin, 2 ciliği ise Türk Devrim Er-bil kazandı. Bu Türk ressamlarının yurt dışında elde ettikleri en büyük başarılar-dan biridir.
tutku ilo boyar, bitirdikten sonra, ekseri-ya tatmin olmazdı.
Yazları İstanbul'a geldiği zaman, Mü-hürdar'daki atölyesinde, bir kaç kerre o movsim yaptığı tabloları bana göstermiş, çok başarılı olan eserlerinin karşısına ge-çip kritiğini kendi yapmış, ya daha geri-den bakması gerektiğini ya çalışma saa-tini iyi seçmemiş olduğunu üzülerek söy-lemiş, bir türlü tatmin olmamıştı.
Bu halleri onun gerçek bir san'atçı ol-duğunu ne kadar iyi göstermektedir. H. Vecih tablolarında sihhatli deseni ve pers-pektivi, gölge ve ışığı kullanışı, zengin renkleri, bilhassa rahatlıkla kullandığı fır-çasile san'at tarihimizde gerçek bir pey-zajist olarak yaşayacaktır.