• Sonuç bulunamadı

(1) Vize'nin parlak devirlerinden biri olan Bizans imparatorluğu dönemi eserleri içinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1) Vize'nin parlak devirlerinden biri olan Bizans imparatorluğu dönemi eserleri içinde"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V İ Z E d e m a ğ a r a k o m p l e k s i

Yazan: Nazan YAVUZOĞLU San'at tarihçisi Trakya'nın çeşitli yerlerinde kurul- muş mağara manastırlarından biri de, Vize'de bulunan mağara manastır komp- leksidir. Bugün Kırklareli il sınırları için- de kalan Vize, takriben M.Ö. 3000-2500 yıllarından başlıyarak meskûn olmuş ve tarihte «Bizye» olarak tanınmıştır. (1) Vize'nin parlak devirlerinden biri olan Bizans imparatorluğu dönemi eserleri içinde; Vize Ayasofya'sı, kale, sarnıç, su kulesi ve mağara manastır kompleksi bu- güne kadar ayakta kalabilmiştir (2).

Mağara manastırının incelenmesine geçmeden önce, Vize'nin Cumhuriyet dö- nemine kadar geçirdiği tarihî devirler- den bahsetmek yerinde olur.

Bölgenin en eski şehirlerinden biri olan Vize, Trakya'ya adını veren Trak'lar tarafından kurulmuş ve Bizye olan eski adının da, Trak krallarından Byzas'a iza- feten verildiği tahmin edilmiştir. Şehir, Ast (Istıranca) dağı dolaylarında yerleş- miş Trak kabilelerinden olan, Ast'lar ta- rafından merkez edinilmiştir (3).

Bölgede, birçok - krallığın bulunduğu M.Ö. 513 yılında, İran hükümdarı Daıius CDaral. Trakya ve Makedonya'yı zaptet- miş ve burada bir Trakya Satraplığı ku- rulduğundan, Bizye Prensliği de İran'a tâ- bi olmuştur. Fakat, Med savaşlarında (M.Ö. 440) yenilen İran'lılar, Trakya'yı Atina'lılara terk etmişlerdir. Makedonya kralı II. Philippos'un ölümü (M.Ö. 336) ile ayaklanan Trak'lar, Bizye dahil bütün Trakya'yı zapteden Büyük İskender'in egemenliği altına girmişlerdir. Büyük İs- kender'in ölümü (M.Ö. 323) ile, çeşitli idarelerde kalan Trakya, M.Ö. 190 yılın- da Roma idaresine geçmiş ve Trak'ların

Roma'lılarla mücadelesi sonunda, Roma idaresinde bir Trakya Krallığı kurulmuştur (M.Ö. 72) Tarihte, «Şarkî Trakya Krallı- ğı» adı ile geçerse de. «Ordis Krallığı»

ismi ile de anılan bu krallık, Bizye'yi merkez edinmiş, dolayısıyla Bizye, bütün Trakya'nın merkezi olmuştur (M.Ö. 70).

Ordis Krallarından biri olan Kotis'ten son- ra gelen krallar, Roma'lılarla siyasetleri- ni devam ettirememişler ve Roma impa- ratoru Claudius (M.Ö. 10-M.S.54), Trak- ya Krallığı'na son vermiştir (M.S. 46). Bu yıllarda başlıyan Roma hakimiyeti sıra- sında imparator Traianus, Bizye'yi imar edip, müstahkem bir yer olmasını sağla-

Çeşitli kavimlerin akınları ile bölge- de sükûn bozulmuş, Bizye de. M.S. 338 yılında Doğu Roma (Bizans) İmparatorlu- ğu'nun idaresine geçmiştir. Vize ismi de, ilk defa bu devirde kullanılmıştır. Got is- tilâsı IV. yüzyılda Trakya'da yayılırken, karşı koyamıyan Bizans, Vize dahil İs- tanbul'a kadar olan kaleleri terk etmiş- tir. Got istilâsından sonra, Bizans üze-

rine yürüyen Hun'lara, Bizanslılar vergi ve hediye vererek Vize ile bir kaç ka- sabayı kurtarmışlarsa da VI. yüzyıla doğ- ru Bulgar akınları, onu takiben Slav'lar bütün Trakya'ya hakim olmuşlardır. İmpa- rator Justinianos (527-565) devrinde tek- rar Bizans'ın eline geçen Vize, 570 yı- lından sonra bütün Trakya'ya hakim ola- rak İstanbul üzerine geldikleri bilinen Avar'ların eline geçmiştir. IV. Konstanti- nos (668-685) devrinde Bulgar'lara karşı kurulan Trakya thema'sının (4) bir tur- ma'sı olan Vize'yi, Peçenek'ler de bir süre kuşatmışlardır.

IV. Haçlı Ordusunun İstanbul'u işga- linden sonra, bölge arazisinin bölünmesi sırasında Vize, Baudouin de Flandre'a verilmiştir. 1205 yılında Henri de Fland- re'ın harekâtında, önce Tzurulom (Çorlu) alınmış, sonra iyi tahkîm edilmiş olan Vize zaptedilerek, buraya yüz kadar şö- valye bırakılmıştır. III. loannes Dukas Vatatzes, 1247 yılında önce Tzurulom (Çorlu)'u sonra da Vize'i lâtinlerden ge- ri almıştır (5).

Resim : 2 Yonca planlı şapel yoncayı meydana getiren yan apsis Resim : 3 Yonca şapelin apsisi

(2)

Plan I : Yonca planlı şapel

Bir Bizans pren3i olan Mavridis'in Vize'yi idare ettiği sıralarda I. Murat'ın kumandanlarından Durmuş Kılıç Arslan ve Karacabey Han, Vize kalesini almak üzere sevkedilmişler fakat, kale teslim olmadığından (1363) yine aynı devirde Mihalzade Gazi Hıdır Bey, Vize'yi kuşat- mış, o da bir sonuç alamayınca Lala Şahin Paşa kumandasındaki başka bir- likler Vize'yi kuşatarak teslim almışlardır (1369) (6). Türk'ler eline geçen Vize, Ru- meli Beylerbeyliği'ne bağlı bir sancak olarak yönetilmiş ve Yıldırım Beyazıd'ın hükümdarlığından sonraki devirde, tekrar Bizans idaresine geçmiştir (7). 1453 yı- lı ilkbaharının başına kadar Bizans idare- sinde kalan şehir, İstanbul'un fethi için yapılan harekât sırasında Karacabey Han kumandasındaki ordu tarafından zaptedil- miştir. (8).

Osmanlı devletine bağlı olan Kırım Hanlığından Devlet Giray, XVII. yüzyılın İkinci yarısında bir süre Vize'de oturmuş- tur (9). Aynı yüzyıl içinde Mekke emiri- nin oğluna dirlik olarak verilen Vize san- cağı, XVIII. yüzyılda Kırım Hanlarına san- cak olarak verilmiştir. ,

1878 yılında imzalanan Ayastefanos antlaşmasının bir maddesi ile Ruslar, Trakya'da bir Bulgar prensliği kurulması- na karar vermişler, Vize de bir süre Bulgar idaresinde kaldıktan sonra geri alınmıştır. 1912 yılında Balkan savaşı sı- rasında Bulgarlar, Vize'yi ele geçirmişler, ancak tekrar Türk idaresine geçmiştir, istiklâl savaşı sırasında Yunanlıların yö- netiminde kalan ve Sevres antlaşması ile Yunanistan'a bırakılan Vize, Türk'lerin

1922 yılında burayı alması ile tekrar son Plan : III Mezar şapeli ve hücreler sahiplerine geçmiş ve Lozan antlaşması

ile Türkiye'ye aidiyeti kesinleşmiştir.

Mağara Manastır Kompleksi : Oldukça hareketli tarihe sahip olan Vize'nin, Bizans idaresinde kaldığı devir- lerdeki eserlerinden biri olan mağara ma- nastır kompleksi, Vize'nin kuzey-batısın- da derin bir vadinin yamacında, kayala- ra oyularak meydana getirilmiştir (10).

Kasabadan bu komplekse, kuzey yönün- deki tarlaları geçip, yamaç kenarındaki dar bir keçi yolundan gidilir. Vadiye dik olarak yükselen kaya sathı, oldukça uzun cephe meydana getirmektedir. Vize yö- nünden başlıyarak, yonca plânlı bir şa- psl, tek nefli büyük kilise ile buna biti-

şik düzensiz mekânlar ve mezar şapeli ilo düzgün iskân hücreleri yer almaktadır.

Yonca plânlı şapele gelmeden önce görü- len, dar bir yol ile dışarıya bağlanan ko- vuğun, erzak ambarı olduğu tahmin edi- lir. Kaya sathındaki düzgün aralıklı de- likler ise, önceleri komplekse bitişik ah- şap bir sundurma bulunduğuna işaret

Yonca Plânlı Şapel : (plân 1) Bu kaya manastırının en ilgi çekici bölümünü meydana getiren şapel, olduk- ça küçük ölçülere sahiptir. Giriş kısr.-.ı haraptır (resim 1). Narthex'i meydana getiren kare mekânın yan duvarları içten yarım yuvarlak kavislidir. Kare bölümün

Plan : II Tek nefli büyük kilise

(3)

tavanına, kabartma olarak büyük bir haç işlenmiştir. Dar bir kapı naos'a geçişi sağlar. Naos, apsise doğru uzanan iki bölüm halinde olup, iki yana yarım yu- varlak apsisler halinde açılarak, apsisle birlikte üçlü yonca Itrikonkhos) plânını ıneydana getirmektedir, (resim 2). Birin- ci bölümün tavanında narthex'de olduğu gibi uçları çatallı Lâtin haçı bulunmakta- dır (resim 3). Naos'un ikinci bölümü ta- vanına da haç işlenmiştir (11). Bir seki bu bölümü apsisten ayırır. Bir de synth- ronos kademesine sahip olan yarım yu- varlak apsis sathında, içlerinde haç yon- tulmuş olan üç niş bulunmaktadır (12) (resim 4). Yonca plânı meydana getiren yan apsislere ve bu konkhos'larla bir- likte bema'ya bağlı birer şapelcik görü- nümündeki pastaphorion hücrelerinin, ta- van ve apsislerine de haçlar işlenmiş- tir. Bu hücrelerde nişler bulunmaktadır.

Konkhos'lardan soldakine bağlı düzgün kısımlar, dar bir geçitle dışarı açılır ve büyük tek nefli kiliseye kadar düzenli görünüşünü devam ettirir.

Tek Nefli Büyük Kilise (plân II) Yonca plânlı şapelin kuzeyinde bu- lunan tek nefli büyük kilise, dikkate de- ğer mimarî özellik taşımamaktadır (re- sim 5). Nef, bütün genişliğince devam ederek, büyük ve biçimsiz bir apsisle so- na erer. Apsisin ortasında derin bir niş ve üç basamaklı kathedra ile yanlarda synthronos kademeleri vardır. Bu ele- manlara bakarak, buranın büyük törenle- rin yapıldığı bir kilise olduğundan şüphe edemeyiz. Nefin sağ tarafında yine oyu- larak ufacık bir hücreye çıkışı sağlıyan, on-oniki basamaklı merdiven vardır. Hüc- re, bugün oldukça harap durumdadır.

Kilisenin duvarında olduğu gibi, gi- rişin solunda yüksek bir bölümde yarım yuvarlak ve dikdörtgen biçiminde nişle- rin, düzensiz olarak sıralandıkları görü- lür. Bu bölümün dışarı bağlantısını sağ- lıyan küçük dehlizciklerin, duvarlarında da ikona ve kandil nişlerine rastlanır.

Mezar Şapeli ve Hücreler : CpICn IH)

Tek nefli büyük kilisenin 3-40 met- re kadar ilerisinde düzgün oyulmuş bir şapel ve iki yanındaki odalar, üçüncü bö- lümü meydana getirir. Vize yönünden esas mekâna bitişik odada ve şapelin narthex kısmı tabanında bulunan mezar oyukları, buranın bir mezar şapeli oldu- ğunu gösterir. Ancak, narthex'in çeşitli sebeblerle yükselmesinden mezarların kesin ölçüleri alınamamıştır.

Narthex'i naos'tan ayıran, kayadan yontulmuş iki kare paye, bugün ortadan kalkmış, sadece kemer ayakları arasında kalan paye başlangıcı görülebilir. Naos enine gelişen bir mekân halindedir. Nart- hex ve naos tavanlarının düz satıh olma-

Resim : 5 Tek nefli büyük kilise girişi sına karşılık, beşik tonoz şeklinde tava-

na sahip boma bölümünün, iki yan duva- rı da yarım yuvarlak kavisli olup plânı düzgün bir apsis tamamlamaktadır.

Sol tarafta birbirine bağlı üç odanın, bu kaya manastırında yaşıyan keşişlerin iskân hücreleri olduğu açıktır. Odaların duvarlarında dolap nişleri ve kapı açık- lıklarında da kapı kanatlarının yuvaları görülebilir. Bu iskân hücreleri ve şape- lin dış yüzü, düzgün yontulmuş nişlerle hareketlendirilmiştir (resim 7). Bugünkü giriş ve diğer nişler arasında küçük niş- ler göze çarpar. Ayrıca cephedeki kiriş delikleri de burada bir sundurmanın var- lığını gösterir.

Oldukça geniş sahaya yayılan bu kaya manastırında, yonca plânlı şapelde- ki süsleme unsuru olarak yapılan haçlar dışında, herhangi bir plâstik veya boya ile yapılmış süslemeye rastlamıyoruz.

Duvarlarda yer yer karşılaşılan haçların, burada yaşıyan keşişler veya ziyaretçiler

tarafından yapılmış basit graffitti'ler ol- duğu ileri sürülmüş. Ayrıca iç satıhlarda rastlanan boyalı bir kısım göz önüne alı- narak, fresko olduğu da yapılan tahmin- ler arasındadır. Trakya'da çeşitli yerler- deki mağara manastırlarında fresko ve plâstik süslemeye rastlanır.

Bu manastır kompleksi için bir tarih- lendirme yapılacak olursa, sıüs unsuru olarak yapılan haçlara dayanarak ikonok- lazma devri veya aynı devirden biraz önce yapılmış olabileceği düşünülür. VII.

yüzyıl ile IX. yüzyıl arasını teklif edebi- leceğimiz bu mağara kiliselerinin inşa şekline bakarak sınıflandırılması yapılır- sa; Tek nefli kilisenin, biraz düzeltilerek tabii mağaranın kullanıldığı I. guruba;

Yonca plânlı şapelin, bir dağın içine oyu- larak şekillendirildiği II. guruba; Mezar şapelinin de, kayanın içine oyulması ye- terli görülmeyip dış sathının da işlendiği III. guruba göre düzenlenmiş olduklarını söyliyebiliriz (13).

Son olarak söyleyebileceğimiz birkaç

Mezar şapelin cephe inişleri

(4)

söz, bu ilginç mağara kompleksinin de pek çok eser gibi, ne yazık ki ağıl ola- rak kullanıldığı ve bu sebeble tahrip ola- rak ziyaret imkânını güçleştirdiğidir.

1. E. Oberhumer, Bizye maddesi, Paulys- Wissowa Reallencyclopedie III, Stut- tgart 1899, süt. 552.

2. S. Eyice, Trakya'da Bizans Devrine ait Eserler, Belleten XXXIII, sayı 131 (1969), s. 325-338

3. A.M. Mansel, Trakya'nın Kültür ve Ta- rihi, İstanbul 1938, s. 19 A.M. Mansel, Trakya Hafriyatı, Belleten 13 ay. bs., istanbul (1940), s. 89 F. Dirimtekin, Vize, Ayasofya Müzesi Yıllığı. V, İstanbul (1963), s. 43 4. Heraklios sülâlesi devrinde kurulan

yeni idare sistemi ile, memleket bir takım thema denilen askeri eyaletle- re ayrılmıştır. Thema'da daha küçük idare bölgesi olarak turma veya to- potöresia'lara bölünmüştür. Bkz. A.A.

Vasiliev, History of the Byzantine Empire, C.l, Madison and Milvvaukee, 1964, s. 226-229.

5. D.M. Nicol, The Fourth Crusade and the Greek and Latin Empires, 1204- 1261, the Cambridge Medieval His- tory, IV, Cambridge 1966, s. 317.

6. İ.H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.l, Ankara 1947, s. 69.

T.Y. Öztuna, Başlangıcından Zamanımı za kadar Türkiye Tarihi, C. III, İstan- bul 1964, s. 49.

7. Aşıkpaşaoğlu Tarihi, (1476), istanbul 1970, s. 107.

8. İ.H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.l, Ankara 1947, s. 231.

F. Dirimtekin, İstanbul'un Fethi, İs- tanbul 1949, s. 131-132.

9. İ.H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.

III, 2. kısım, Ankara 1954, s. 19.

10. S. Eyice, Trakya'da Bizans Devrine ait Eserler, Belleten XXXIII, sayı 131 (1969), s. 333-336.

F. Dirimtekin, Vize'deki Kaya Kilisesi, Avasofya Müzesi Yıllığı, IV, istanbul 1962), s. 16-17.

11. Konya yakınında Sille'de kayaya oyul- muş bir kilisede de tavanda haçlar vardır. Bkz. S. Eyice, Konya ile Sille arasında Akmanastır, Manakıb al Ari- fin'deki Deyr-i Eflâtun, Şarkiyat Mec- muası. VI. (1965), lev. XI. res. I S. Eyice, Akmanastır (s. Chartion) in der nahe von Konya und di Höhlen- kirchen von Sille, Polychordia-Fests- chrift Franz Dölger, Amcfterdam 1967, Lev. XXX, res. 22.

Afyon'a 30 km. uzaklıkta bulunan ka- yadan oyulmuş manastır kilisesinde, tavanda haçlara rastlanıyor. Bkz. F.

Orthman, Abstecher nach Şeydiler

Köyü und zu den dortigen Höhlen- kirchen, «1868-1968 Alman Lisesi - Deutsche Schule istanbul» (yüzüncü yıldönümü anma kitabı), istanbul 1968, s. 47-50.

Ayrıca, Inceğiz kaya kiliselerinde de tavana haçlar işlenmiştir. Bkz. F. Di- rimtekin, Inceğiz Kaya Kiliseleri, Ar keolojik ve Turistik Bakımdan Trakya'- nın doğusu, I. Türkiye Turing ve Oto- mobil Kurumu Belleteni, no 2-281, İstanbul (1965, Eylül), s. 3 Bu çeşit kaya sathına oyulmuş haç- lara, Kapadokya'da da rastlıyoruz. G.

de Jerphanion, Une Nouvelle Provin- ce de L'art Byzantin Les Eglises Ru- pestres de Cappadoce, Paris 1925, Planches 10 Karanlık kilise. Pl. 20, No. 4, Pl. 26, No. 2-4; Planhes II:

Tokalı Kilise, Pl. 72; Zelve'de Güllü Dere, Pl. 144.

12. Bu tip apsis nişlerine Sille ve Kızil- ören'de rastlıyoruz. Bkz. S. Eyice, Konya ile Sille arasında Akmanastır, Manakıb al Arifin'deki Deyr-i Eflâtun, Şarkiyat Mecmuası, VI, (1965), res. I J. Strzygovvski, Klelnasien, Ein Neu- land der Kunstgeschlchte, Lelpzig 1903, s. 147-148.

13. S. Eyice, Karadağ (Binbir kilise) ve Karaman çevresinde Arkeolojik ince- lemeler İstanbul 1971, s. 184-185.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir çıkarma işleminde eksilen ile farkın toplamı 4705, çıkan 1289 olduğuna göre fark

Tasavvufi edebiyat bünyesinde, divan edebiyatı, aşık edebiyatı, halk edebiyatı ve hatta yeni edebiyat tarzını benimseyen sanatçıların yer alması, bu edebiyatın muayyen bir

Bazı kliniklerde büyük hacimli infüzyon çözeltileri, hasta- ya intravenöz olarak verilirken ay. v.ı zamanda 30 mililitreye

Kuwet lice -durmadan- yıllarca çekildik- ce o ana halkadan, zincirin d iğer hal k aları da arkadan bir bir geliyordu. Temel zemberek, beyni gelişt i ren

- Bizans dini yapıları arasında, önemli bir yeri olan Enez Ayasofya Kilisesi, Enez akropolü üzerinde batı-doğu ekseninde inşa edilmiştir.. - Çok alışılmamış bir

Kuzey cephesi; kuzey haç kolu alt kotta atnalı kemerli iki adet eş pencere, üst kotta ve haç kolunun aksında ise atnalı kemerli daha geniş bir pencere ile aydınlanır. Üst

meropenemin tek başlarına ve vankomisin ile kombinasyonlarının, standart suş Staphylococcus aureus ATCC 29213’e ve klinik örnek- lerden elde edilen metisiline

Bahçesindeki dört asırlık olduğu söylenen çınarın gölgesinde bir kürsü kurulmuştu ve Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, bu kürsüden Balat'la Fener'in tekrar hayata