• Sonuç bulunamadı

EBEVEYN TUTUMLARI PDR BÜLTENİ SAYI:04

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EBEVEYN TUTUMLARI PDR BÜLTENİ SAYI:04"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EBEVEYN TUTUMLARI

PDR BÜLTENİ 2018-2019

SAYI:04

(2)

Değerli Velilerimiz;

Bu ay hepimizi yakından ilgilendiren, kendi hayatlarımızda edindiğimiz deneyimlerimizi çocuklara aktarım şeklimizi yansıtan ve davranış ritüellerini kapsayan ‘Ebeveyn Tutumları’ konusunu ele alacağız.

Dünyaya gelen bebek belirli erişkinliğe ulaşana kadar kendisi dışındaki tüm evreni ebeveynlerine atfederek algılamaktadır. Belirli bir yaşa kadar herhangi bir süzgeç kullanmadan model aldığı yetişkinlerin davranışlarını kopya etmektedir. Bu süreçte ailelerin, çocukları ile kurduğu iletişimdeki tutumları, çocukların karakteristik yapılarına doğrudan etki etmektedir.

Çeşitli içgüdülere sahip olsak da anne & baba olma yetisi sonradan edinilen yeni bir kimlik kazanımıdır. Çocuk gelişimi sürecinde kritik önem taşıyan ebeveyn tutumlarını temel hatlarıyla yedi ana başlıkta ele alınmaktadır.

EBEVEYN TUTUMLARI

1-Otoriter Tutum

Otoriter tutuma sahip ebeveynlerde isminden de tahmin edilebileceği gibi kontrol odağı yüksek olup, karar noktasında kendilerince doğru ve geçerli olan kuralları ve sınırları vardır.

İletişimde genellikle dikkat ettikleri nokta, yapılan davranışın doğru veya yanlış olması olduğundan dolayı kurallar hayati önem taşımaktadır. Bu tutuma sahip ebeveynlerin çocukları ile kurdukları iletişimde duygusal aktarımlar yerini katı kurallara bırakmıştır.

Çocuğun kendi iradesi ile aldığı kararlar genellikle farklı ya da yanlış olarak değerlendirilerek dikkate alınmaz. Bu denli sıkı kuralların hakim olduğu iletişimde ise yapılan kural dışı davranış sonucunda çocukları cezai bir yaptırım beklemektedir.

Çocukların aslında çocuk oldukları ve onların da hata yapma payı olduğu çoğu zaman unutularak, karşılarında kendileri gibi bir yetişkin varmışçasına iletişim kurmaya çalışmaktadırlar.

Otoriter ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklarda genellikle itaatkar bir yapı gözlemlenir. Doğru davranışı yerine getirebilmek için yüksek gayret gösteren çocuk, çoğu zaman ebeveynlerinin istediği kadar doğru hareket edemediği için eleştiri alır ve zamanla bu eleştiriler onun hareket alanını daraltır. Yanlış yapma korkusu ile artık hareketlerinde tedirginlik ve çekimserlik gözlemlenen çocuklarda zamanla özgüven eksikliği gözlemlenebilir.

Onların amacı sadece doğru ve kurala uygun hareket edebilmektir. Böyle bir gelişim sürecinde kendi fikirleri ve istekleri göz ardı edildiğinden dolayı aslında kendi kimlik gelişimini ortaya koymaktansa ebeveynlerinin ona yüklediği kimliği içselleştirme eğilimindedir.

Zamanından beri sürekli ebeveynleri tarafından yönlendirildiği ve yapması gerekenler söylendiği için ileriki zamanlarda da girdiği ortamlarda genellikle yönlendirme bekleyecek ve kendisi sorumluluk almaktan çekinecektir. Otoriteye bağlı hareket eden çocuk, zamanla otorite olmadan karar alamayacağı için aslında yetiştiği sisteme bağımlı hale gelecektir. Bu sistemle büyüyen bireylerde kendini gerçekleştirme konusunda eksiklik yaşandığı için öfkeli, gergin ve zaman zaman ortaya çıkan şiddetli tepkiler gözlemlenebilir.

(3)

2-İlgisiz & Kayıtsız Tutum

Bu tutuma sahip ailelerde genellikle çocuk görmezden gelinir. Çeşitli meşguliyetlerden ya da anne&baba kimliğini edinmeye hazır olmadan çocuk sahibi olmaktan dolayı çocuğa karşı kayıtsız bir tutum ortaya çıkabilmektedir.

İhtiyaçları zamanında ve yeterince doyurulmayan, duyulmayan ve görmezden gelinen çocuk, maruz kaldığı bu tutumda büyürken aslında kendi varlığının farkında olamamaktadır. Çocuklar, dünyaya geldikten sonra büyüme evresinde ebeveynlerinden alacakları geri bildirimlerle doğru ve yanlışı ayırt edebilmektedirler. İlgisiz tutuma sahip ebeveynlerde geri bildirimler de az olacağı için aslında çocuk nasıl davranacağına dair bir fikir edinemeyecek ve sınır kavramı gelişmeyecektir.

Görmezden gelinen çocuk, kendini ispat etmek için günden güne sesini yükseltmeye başlayacak ve dikkat çekmeye yönelik davranışlar sergileyecektir. Bu davranışlar aslında etrafındakilere kendi varlığını ispat etme çabasını barındırsa da çoğu zaman öfkeli ve saldırgan tutumlarla ortaya çıkabilmektedir.

3-Aşırı İzin Verici Tutum

İlişki ritüellerinin tamamında çocuk odak noktasındadır. Karar veren taraf çocuktur ve çocuğun istekleri doğrultusunda alan genişletilir. Bu tutumda yetişen çocuklarda tam anlamıyla sınırsız bir özgürlük alanı oluşmuştur ve tek söz sahibi çocuktur.

Aşırı doyuma sahip olan çocuk, etrafındakilerden sürekli beklenti içerisindedir. Etrafında adeta onun isteklerini yerine getirmek için pervane olan ebeveynler, onun herhangi bir sorumluluk almasına mahal vermeden tüm ihtiyaçlarını doyurmaktadırlar. Dolayısıyla bu yapıdaki çocuk tüm kaynaklara hazır olarak ulaşmaya alışmıştır. Öğrendiği yaşantıya göre istediği her şey anında, vakit kaybetmeden onun olmalıdır. Gecikme yaşadığı anda agresif tepkiler verecek ve alıştığı sistemi yaşatmak isteyecektir.

Ailenin aşırı izin verici tutumu ile gelişen ve okul çağına gelen çocuk, dışarıdaki yaşamda evdeki konforu bulamayacağından dolayı aileye bağımlı hale dönüşebilmektedir ve dışarıdaki kural ve düzeni reddebilmektedir. Ev yaşamında herhangi kurala maruz kalmayan çocuk dış dünyaya adapte olma evresinde kendinden ve sahip olduğu özgürlük alanından ödün vermek zorunda kalacağından dolayı bir çeşit egosal yıkım ile karşı karşıya kalabilmektedir.

4-Tutarsız Ebeveyn

İstikrarlı bir tutum sergilenemeyen bu aile yapısında ise standart bir tutum yerine, sürekli değişen kurallar ve yapılar mevcuttur. Zaman zaman çocuğa karşı aşırı kabul edici ve hoşgörülü yaklaşılırken bir süre sonra aşırı otoriter ve katı kuralları dikte eden bir tutum görülebilmektedir.

Bir davranışın kalıcı olarak oluşması için ebeveynlerin çocuklarına karşı sergiledikleri karar mekanizmasında ‘Evet’ diyerek kabul ettikleri davranışların bir süre sonra ‘Hayır’ olarak ortaya çıkması kavram karmaşasına sebep olabilmekte ve davranışın oluşmasına engel olabilmektedir. Aynı zamanda doğru ve yanlışın algılanmasında da tutarsızlık oluşturabilmektedir.

(4)

Ailenin bu yaklaşımı ile gelişen çocuk ise karar verme aşamasında zorluklar yaşamaktadır. Değişen tutumlar sebebi ile sınır kavramı geliştiremeyen çocuk zamanla kendi isteklerine yanıt veren taraftaki ebeveyni tercih ederek diğer ebeveyni kendisini kısıtlayan biri olarak görmektedir. Aynı şekilde okul çağına geldiğinde ise karşısına çıkan sınır ve kurallar karşısında da isyankar bir tavır sergileyerek ortak yaşamın getirilerini yok sayarak sadece kendi istediklerini gerçekleştirmek için inatçı bir tutum sergileyebilmektedir.

5-Aşırı Koruyucu Tutum

Çocuklarının günden güne gelişip büyümelerini neredeyse görmezden gelen bu aile yapısında ise ebeveynler çocukları konusunda aşırı kaygılara ve korkulara sahiptir. Çocuklar büyüseler bile anne & babalarının yardımı olmadan asla hareket etmemeleri gerektiğini savunurlar. Aslında çocukların doğru karar veremeyeceklerini düşündükleri için onların vermesi gereken tüm kararlara ve yerine getirmesi gereken tüm sorumluluklara müdahale ederler.

Oynayacakları oyuncaktan, giyecekleri kıyafete kadar müdahale edilen çocuklar, büyüdükçe göstermeleri gereken gelişimi kaydedemezler. Kendi kendilerine bir şey yapmamaları gerektiği öğretildiği için sorumluluk alma konusunda çekingendirler. Müthiş derecede yüksek koruma altında gelişen çocuklar dış dünyada karşılaşacakları bir stres faktörü karşısında çaresizlik yaşamaktadırlar.

Baş etme mekanizmaları gelişmemiştir ve bundan dolayı kendi başına varolamayacağına dair ciddi kaygılar yaşayabilmektedirler.

6-Mükemmeliyetçi Tutum

Ebeveynler çocuklarından her alanda yüksek performans beklemektedir. Çocuklarının her şeyi en doğru ve en güzel şekilde yapmalarını isterler. Genellikle eleştirel yapı yüksektir ve her zaman çocuğun daha iyisini yapması gerektiğine dair bir motivasyon mevcuttur. Çocukların mevcut potansiyelini görmekten ziyade ebeveynler hayallerindeki potansiyeli çocuğa yüklemeye çalışırlar. Bu durum gelişmekte ve keşfetmekte olan çocuk için bu gerçek dışı bir beklenti ve aynı zamanda da büyük bir stres faktörüdür. Çocuk, genellikle kendi yaptıkları ile ebeveynlerini memnun edemediğinden ve her zaman daha iyisini yapması gerektiğinden dolayı, kendine dair zamanla başarısızlık inançları geliştirmektedir.

Çoğunlukla kendi fikri sorulmadan, onun yerine karar alındığından dolayı kendi kimliğine ulaşamayan çocuk, sürekli ebeveynlerinin isteklerini yerine getirme çabası altında ezilen bir özgüven ile yetişmektedir. Genellikle eleştiriye maruz kaldığından dolayı kronik başarısızlık ve aşağılanma duygulanımları gözlemlenebilir.

(5)

7-Güven Verici & Destekleyici Tutum

Kaynaklarda ideal olarak tanımlanan bu aile yapısında ise göze çarpan en belirgin özellik koşulsuz kabuldür. Bu yapıda çocuğun kendi varoluşunu eleştirmeden, olduğu gibi kabul eden ebeveynler mevcuttur. Aynı zamanda çocuğa karşı ortaya konan davranışlar tutarlı ve süreklidir. Gelişimsel özelliklerine uygun olarak sorumluluk verildiği için bu ailede gelişen çocuk, kendisinden bekleneni ortaya rahatça koyabildiğinden dolayı özgüveni yerindedir ve kaygısız bir biçimde etrafını keşfedebilecek ve kararlar alabilecektir.

Zamanında ihtiyaçlarına cevap bulacağından dolayı fiziksel&psikolojik olarak yeterli doyuma ulaşacak ve bağımlı bir yapı olmak yerine bağımsız hareket edebilen ve karar alabilen bir birey haline dönüşebilecektir.

Aile içerisinde onun da bir birey olduğu hissettirildiğinden ve kararları dinlenerek önemsendiğinden dolayı kendi varoluşunun farkında olarak isteklerini özgürce dile getirebilecektir. Sınır kavramı net bir şekilde gelişen çocuk, topluluk içerisine girdiğinde de kendi kararlarını net bir şekilde dile getirebilecek ve gerektiği noktada ‘Hayır’ diyebilecektir.

Güven verici tutuma sahip ebeveynler, çocuklarının kendisini ve etrafını keşfetmesi için gereken özgürlük alanını onlara tanımaktadırlar. Güvenli bir şekilde keşif yapan çocuk, karşılaştığı zorluklar karşısında da güçlü bir irade sergileyebilecek ve durumla baş edebilecek özgüvene sahip olacaktır.

ATAŞEHİR YÖNDER OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

(6)

KAYNAKÇA

 YAVUZER, H. (2017), “Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna Çocuk Psikolojisi”, Remzi Kitabevi.

 YAVUZER, H. (2016), “Ana-Baba ve Çocuk”, Remzi Kitabevi.

https://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/Annebaba%20Tutumlar%C4%B1.pdf

(7)

İnönü Mahallesi Kayışdağı Caddesi No: 142-144/3 Ataşehir İstanbul Tel: 0216 455 07 07

E- mail: atasehir@yonderkoleji.com

www.atasehir.yonderkoleji.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğru Parçası : Bir doğrunun farklı iki noktası ve bu iki nokta arasında kalan kısmına denir.. Doğru parçası uç noktalarındaki harflerle

 Amaç: Bugün ve gelecekte sürdürülebilir bir karlılık elde etmek için gereken zamanda gereken yerde gerekli.. miktarda envanteri hazır

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler serisinin üçüncü kitabı olan Yeryüzünün Sırları’nda, Karadeniz’in oluşumu, İkin- ci Bayezid’e Amerika’nın teklif

Literatürde Phemister metodu ile, kansellöz ve kortikokansellöz greft tatbiki ile tedavi edilmiş psödoartroz vak'alarında :başarı oranı. % 89 olarak 'kaydedilmiş,

Aileyi,  batı  toplumlarında  sıklıkla  kavramlaştırıldığından  daha  geniş  bir  birim   olarak  anlamak  gereklidir.  Çekirdek  aile,  Türkiye’de 

Cephe uygulamalarından, İç mekan dijital baskılara, totem- bilboard reklam materyalerinden kurumsal kimlik çalışmalarına kadar olan tüm süreçleri profesyonel olarak

koşullarda ticari faaliyetlerini gerçekleştirmeleri için mağaza karmasını doğru marka ve satış alanı tercihi

Bu okullarda öğrencilere, orta öğretim düzeyinde ortak bir genel kültür kazandırmayı amaçlayan genel kültür dersleri ile birlikte endüstriyel teknik alanlarda