BÜLTEN PASİNLER MEHMET AKİF ERSOY ORTAOKULU

(1)

PASİNLER MEHMET AKİF ERSOY

ORTAOKULU BÜLTEN

(2)

TARİHÇE

Okulumuz 2017-2018 Eğitim Öğretim yılında Pasinler Ortaokulu binasında eğitim öğretime başlamıştır.

Kasımpaşa Mahallesi ve Paşabey Mahallesinde ikamet eden öğrencilerimiz Pasinler ilçemizin ortasında geçen demiryolu ve D-100 karayolunu kullanarak Pasinler Ortaokulu binasında eğitim almak için büyük tehlikeler atlatarak gitmekteydiler. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzce yapılan düzenlemeler neticesinde 03.01.2018 tarihinde bugün ki binamıza geçilerek eğitim öğretime devam edilmektedir. Okulumuzda 237 öğrenci, 1 müdür, 1 müdür yardımcısı, 14 öğretmen, 3 yardımcı personel bulunmaktadır.

Kurumumuzda toplam 9 derslik, 1 kütüphane bulunmaktadır.

(3)

Yıl 1 / Sayı 1 Sahibi

Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu adına Abdulkadir YAZICI

Okul Müdürü

Genel Yayın Yönetmeni Murat TURANOĞLU Müdür Yardımcısı

Yayın ve İnceleme Kurulu Okul Öğretmenleri

İletişim

Paşabey Mah. Yeni Hali Küme Evleri Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu BLOK NO:57 PASİNLER/ERZURUM

Tel:

Müdür Cep 05467459258 Okul Sabit 04426612211

ÖNSÖZ

Değerli Öğretmen Arkadaşlarım ve Sevgili Öğrenciler,

Eğitim yaşam boyu devam eden ve yararları uzun dönemde görülebilen bir hizmettir. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu ailesi olarak bu hizmetin sağlıklı bir ortamda ve çağın gereklerine göre verilebilmesi için yapılabileceklerin en iyisini yapmanın gayreti içerisindeyiz.

Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde ailenin rolü ve önemi kavrandıkça bu hizmetin daha yararlı sonuçlar vereceğine inanıyorum.

Sevgili öğrenciler,

Eğitim dereceniz sizi toplumda daha önemli bir insan yapar.

Eğer işinize dört elle sarılır ve tükenmez bir enerji ile dolu olursanız hiç bir şey sizi yolunuzdan döndüremez. Bu nedenle kendi kendinize yapacağınız çalışmada coşkulu olun. Kendine daha güvenen ve toplum önünde ikna edici olmanın sizin için taşıdığı anlamı düşünün. Kazanacağınız meziyetlerin sosyal açıdan size neler kazandıracağını, edineceğiniz arkadaşları, yapacağınız etkiyi, elde edebileceğiniz önderliği düşünün.

Bu yeni gücün uygulanmasıyla kazanılacak doyum ve memnuniyeti düşünün. Kişisel başarılarınızdan duyacağınız gurur size maddi ve manevi bir doyum da sağlayacaktır.

Şunu unutmayın ki, bu davranış eğitimle ilgilenen hemen hemen herkesin özlemini duyduğu bir kazanımdır.

(4)

Sevgili öğrenciler,

Güç gerektiren her işte bazıları cesaretlerini yitirip, yoldan çekilebilirler. Öyleyse başarının sizin için taşıdığı anlamı asla aklınızdan çıkarmamalısınız. Bu nedenle işinize, başarıyla gitmenizi sağlayacak bir coşkuyla başlamalısınız.

Kısacası bu tempoyu yıldızları yakalamayı garanti edecek kadar sürdürün ve geri dönmeyeceğiniz kadar da güçleştirin.

Azim ve kararlılığın ulusumuzun tarihinde ne denli önemli bir yer tuttuğunu hepiniz bilmektesiniz.

Yüce önder Atatürk'ün milletin kaderini bütün olumsuzluklara rağmen değiştirmesi sizlere rehber olmalıdır. Unutmayınız ki, "Vatan Çalışkan İnsanların Omuzları Üstünde Yükselir ve Hayat Bulur. Tevfik Fikret"

Bu vesileyle dergi çalışmasının uzun soluklu olmasını temenni eder, emeği geçen bütün öğretmen ve öğrencilerimi yürekten kutlarım.

Abdulkadir YAZICI Okul Müdürü

(5)

(6)

(7)

Pasinler Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu 2018 Yılı Bülteni

http://pasinlermehmetakifersoyortaokulu.meb.k12.tr

PASİNLER İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ KENAN KAYA İLE EĞİTİM ÜZERİNE

Ümmüsena Tekin: Değerli Müdürümüz yoğun iş temponuza rağmen bizlere vakit ayırdığınız için öncelikle sizlere çok teşekkür ediyoruz Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu E-dergimizin kıymetli okurları için kendinizi tanıtır mısınız?

Kenan Kaya: Erzurum’un Tortum İlçesinde doğdum. 21 yıldır bu onurlu mesleği yapıyorum. 3 yıldır da Pasinler İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapıyorum. Çalışmayı çok seven, vatan, millet ve devlet aşığı bir insanım.

Elif Dal: Okulumuzun 2017 yılında kurulmasında büyük pay sahibisiniz. Bu yüzden okulumuz adına çok teşekkür ediyoruz. Okulumuzun kuruluş aşamasındaki heyecanınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Kenan Kaya: Değerli çocuklar 2016 yılında Pasinler ilçemizde göreve başladığım zaman, Pasinler ilçesinin ortasından geçen E-80 karayolu ve demiryolunu gördükten sonra öğrencilerimize bir şey olur endişesiyle çok korktum.

(8)

Kenan Kaya: Bu sebeple Pasinler’in güney mahallelerine yani Kasımpaşa ve Paşabey Mahallelerine bir ortaokul açılmasının gerektiğine karar verdik. Sağ olsun 2017 yılında Pasinler Ortaokulu Müdür Vekilimiz Murat Turanoğlu, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nun kurulmasında kurucu müdürlük yaparak okulun açılmasında büyük emek verdi.

Okul açıldıktan ve okulumuzun öğrenci profilini gördükten sonra beni başka bir heyecan sardı.

Okulumuz 2018 LGS’de sınava giren 30 öğrenciden 8’ini Sınavla Öğrenci Alan Liselere yerleştirerek, Türkiye ortalaması ve Erzurum ortalamasının çok üstünde başarılı bir profil çizdi.

2018-2019 eğitim Öğretim Yılında yapmış olduğunuz sosyal faaliyetler, hatta şu anda yaptığınız bu röportaj beni ziyadesiyle heyecanlandırıyor.

İrem Hınıslıoğlu: Değerli Müdürüm, Pasinlerimizin eğitim öğretim seviyesi istenen seviyede mi?

Başarıyı yükseltmek için projeleriniz oldu mu, bu projelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

Kenan Kaya: Eğitimde hiçbir zaman bulunduğunuz yer iyi değildir. Her zaman bir adım, bir yıl belki on yıl ilerde olmak gerekiyor. Pasinlerde eğitim seviyesi istediğimiz seviyede değil.

Projelerimizden bahsedecek olursam: Öncelikle okullaşma sorunlarımız çözüldü. Özellikle okulların donatım sorunu çözüldü. Artık tek problemimiz eğitimde tek başına öğrenci, tek başına öğretmen ve tek başına velinin bir şey yapamadığıdır. Bu yüzden amacımız; veli, öğrenci, öğretmen birlikteliğini sağlayarak Pasinlerimizi Erzurum’un hatta Türkiye ortalamasının üzerinde bir eğitime ulaştırabilmektir. Pasinlerdeki eğitime bakışı iyileştirmemiz gerekiyor. Herkesin birinci önceliğinin eğitim olmasını sağlamak, eğitimin önemine farkındalık uyandırmak en önemli bir diğer projemizdir.

Medine Akçin: Değerli Müdürüm, 2016 yılından beri görev yaptığınız ilçemizin eğitim adına en büyük sorunu sizce nedir? Çözüm için neler yapılabilir?

Kenan Kaya: Biraz önce de söyledim. En büyük sorunumuz eğitime bakış açısının başka şeylerin gerisinde olmasıdır. Bizler muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksak, eğitimi birçok şeyin önüne almamız gerekiyor. Çocuklar, eğitim sadece akademik eğitim değildir. Bizlerin amacı sizleri iyi bir birey, vatansever, iyiliksever olarak yetiştirmek, değerleriyle değerli olan bireyler yetiştirmektir. Zaten biz bunları ailenizle birlikte yaptıktan sonra siz emin olun muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış olacaksınız. Çok teşekkür ederim.

Medine Akçin: Bizlere zaman ayırdığınız ve bu samimi sohbeti gerçekleştirdiğimiz için Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu E-dergisinin bütün okurları adına çok teşekkür ediyor ve çıktığınız bu kutlu yolculukta sizlere başarılar diliyoruz.

(9)

KAYMAKAMIMIZA HOŞGELDİN ZİYARETİ

HANGİ TEKER?

4 öğrenci pazartesi günü okula gidememiş, uyuya kalmışlar ve matematik sınavına yetişememişler.

Okula gittiklerinde öğretmenlerine gidip yalvarmaya başlamışlar.

-Otobüse bindik, yolda giderken otobüsün lastiği patladı, onun için sınava yetişemedik, diye mazeret uydurmuşlar öğretmene.

-Peki o zaman DÖRT gün sonra sizi sınav yapacağım hazırlanın, der öğretmenleri.

4 gün sonra bu 4 öğrenci sınava girmek için okula gelir.

Matematik öğretmeni 4 öğrenciye sınıfın en uzak farklı yerlerine gitmelerini söyler.

Sınavdan başarılı olmaları için 50 almaları yeterliydi. Öğretmen sınavda 5 tane soru sorar. Sınav kağıdındaki 4 soru çok kolaydır. Öğrenciler hemen bilirler. 4 soru 10 puanlıktır. Sınavdaki 5. soru ise 60 puan değerindedir, bu soruyu bilirlerse sınavı geçeceklerdir.

5.soru şudur:

-

Kırıldığı zaman kullanılan şey nedir?

(Yumurta)

İlçemizde göreve yeni başlayan kaymakamımız ve aynı zamanda velimiz olan Sayın Kadir Perçi’ye, Okul Müdürümüz Abdulkadir Yazıcı, Müdür Yardımcımız Murat Turanoğlu, 7/B sınıfı öğrencilerimiz Ebru ve Ebrar Bitlisli ile hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak zat-ı alilerine başarılı çalışma dileklerimizi ilettik.

(10)

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ

Gallium adlı bu metalin erime noktası bir insanın elindeki sıcaklıktan düşük olduğundan elinizle tuttuğunuzda sıvılaşır.

Kanalizasyon kapağının kare, altıgen vs. değil de daire şeklinde olmasının sebebi daire şeklindeki kapağın yan dönse de içeri düşmemesidir.

Hafıza kaybı yaşayan insanlara müzik dinletilmesi önerilir; çünkü beyin şarkıların içine birçok anıyı kaydeder.

İnsanlar siz hapşırdığınızda 'çok yaşa' der; zira hapşırdığınız an bir mili saniye dahi olsa kalbiniz durur!

İtfaiye vanasını kimin icat ettiği bilinmemektedir. Çünkü bu icadın patenti bir yangında yok olmuş.

Bir dakikalık gülme, 12 dakikalık koşuya eşdeğerdir. Gülmenin ağrı kesici etkisi de vardır.

Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yaşayabiliyor

Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir.

İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.

Yıllara göre ortalama alındığında her sene eşekler tarafından öldürülen insan sayısı uçak kazalarında ölenlerin sayısından daha fazla.

Telefonun mucidi Alexander Graham Bell, karısı ve annesiyle hiçbir zaman telefonda konuşamadı. Çünkü ikisi de doğuştan sağırdı.

İnsanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206’ya düşüyor.

Gökyüzünde bulunan yıldızların sayısı dünya üzerinde yer alan çöldeki kum taneciklerinin sayısından bile fazladır.

Ortalama bir pire, kendi büyüklüğünün 150 katı yüksekliğe zıplayabiliyor. Bu oranı tutturmak için bir insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gerekli.

(11)

NİÇİN OKUMALIYIZ?

21. Yüzyılda okuyan ve yazan insana ihtiyacımız vardır. Zira insan okurken, yazarın zihin dünyasında gezer, kendi bilgisinin dışındaki bilgi ve kültürü de okuyarak öğrenir. Spor; insanın beden ve ruhsal gelişimini sağlıklı hale getirmektedir. İnsanlar beyin ve ruhunu ancak okuyarak, besleyebilirler. Kur’

an-ı Kerimde 6666 ayetin içerisinde Kâinatın Yaratıcısı insanlara; dinin kurallarını, insanlar arası ilişkileri ve önceki dönemlerde yaşanan olayları açıklamış olmasına rağmen ilk ayet olarak “OKU”

emrini indirmiştir. “OKU” emri, bütün insanlar içindir.

“İnsanlar niçin okumalı?” sözünün cevabı aynı zamanda bu ayet içerisinde saklı olmakla birlikte, yine Kur’ an-ı Kerimde “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ayeti ve Allah Resulü’nün,

“İlim Çin’de de olsa gidip, alınız, ilim müminin yitik malıdır.” sözü, Hz. Ali’ nin “Ben ilmin kapısıyım.”

sözü, yine Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” sözleri insan için okumanın önemini bizlere en iyi şekilde vurgulamaktadır. Ülkemizde yaşayan insanlar, Ankara’daki Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün mezarının bulunduğu Anıtkabir’deki müzede O’nun okumuş olduğu 4 bin ciltlik kütüphaneyi de dikkatlice inceleyip, kendilerine düşünme zamanı ayırdığında, ailelerin çocuklarına bırakacağı en önemli mirasın kitap olduğunu anlamış olmaları gerekir. Yine Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözünü de düşündüğümüzde ilme ulaşmak için öncelikle okumak gerekmektedir. Kitap okumanın önemini hepimiz kabul ederiz. Ancak kitap okumanın önemini bilme ile kitap okuma arasında oldukça büyük uçurumlar vardır. İnsanın gelişen dünya düzenine uyum sağlaması, yenilikleri kabullenmesi için, beyin ve ruh arasında eleştirel düşünmenin gelişmesi için okuması gerekir.

Diğer canlılar olan bitki ve hayvanların okuma gibi bir ihtiyaç ve isteklerinin olmayacağını düşünen insanın, bilmeye ihtiyacı vardır. Bugün yaşayan insanların mutlaka okuması gerekmektedir. Zira insanların sağlığını kaybetmesi (kalp krizi, beyin ölümü) halinde okuma şansı bulunmamaktadır. Öyleyse sağlıklı insanın, beyin ve ruhunu beslemesi ve kapasitesini geliştirmesi için okuması gerekmektedir. “Düşünüyorum. Öyleyse varım.” diyen insanların dünyaya ikinci kez tekrar gelemeyeceği, ziyaret edemeyeceği gerçeğini düşününce, dünyayı, içinde yaşadığımız evreni ve insanları tanımak, hayattan istenilen tadı almak için okumak gerekmektedir.

(12)

Ülkemize turist olarak gelen kişileri; sokakta, bir bankta otururken, ağaç altında dinlenirken, denizden çıkıp plaj havlusunun üzerinde kısa süre uzanırken, metroda, trende, otobüste ve değişik yerlerde ellerindeki kitapları okurken rahatlıkla görmekteyiz. Aynı davranışın ülkemiz insanlarında da gelişmesi gerekmektedir. Evinden işyerine veya şehre gelen ebeveynlerin iş dönüşü evlerine giderken, çocuklarına şeker, çiklet, balon, sakız, yerine onların seviyesinde yaşına ve okuduğu sınıfa uygun olarak küçük bir kitap ve dergi götürmelerini umut etmekte ve beklemekteyiz. Çocuklarımız geleceğimizin güneşleridir. Bu güneşlerin parlaklığı ve etrafa saçtığı aydınlık, bilgi ile paraleldir.

Çocuklarımızın gelecek adına gerçek başarıları da bilgi ve kültür ile olacaktır.

Bilgi temeline dayanmayan başarıların gelip geçici olduğunu unutmamak gerekir.

Öyleyse geleceğimizin güneşlerine kitap okuma alışkanlığını kazandırmalı ve bu alışkanlığın yerleşmesini sağlamalı, anne baba ve öğretmenler olarak çocuk eğitiminde bu metodu kullanmalıyız. Hepimiz kitap okumanın faydalarını biliriz. Ancak bazılarımız okur, bazılarımız ise okumaz. Kitap okumayanların birçoğu kitap okumanın faydasını biliyor; ama bunu uygulamıyor.

Kitap okuma alışkanlığı niye kazanılamıyor? Bu sorunun cevabı;

"Çocukluğunda kitap okumayan kişiler, çoğunlukla ilerleyen yıllarda da çok iyi bir kitap okuyucusu olamazlar." şeklindedir. Çünkü kitap okuyanların belki de tamamı çocukluk döneminde kitap ile haşir neşir olmuş kişilerdir. İyi bir okuma alışkanlığı, çocukluk döneminde kazanılır. "Ağaç yaş iken eğilir." sözünü bir kez daha hatırlamak yerinde olsa gerekir. Kitap okumanın bu kadar faydası var iken herkesin bu alış-kanlığı kazanması beklenir. Ama bu yararlı alışkanlığı kazanamadığımızdan "az okuyan" bir millet olduğumuz bir gerçektir.

Düşünen, fikir üreten, düşündüğünü ifade edebilen ve yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırabilen fertlerin sayısının artması için, çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir .Kitap okumayan nesillerin giderek düşünme fonksiyonu körelmekte, fikir üretme kabiliyetleri gerilemekte, yetersiz olan kelime hazinesi ile başarılı iletişim kurma özelliği kazanamamaktadır. Evrensel değer hükümlerinin kazandırılması, karakter ve kişilik gelişmesi, tarih ve kültür şuuru ancak okuyan, araştıran ve bilgiyi seven nesillerin yetiştirilmesiyle mümkündür.

NİÇİN OKUMALIYIZ?

(13)

Hemen her şeyi anlatma imkânı olmayan eğitim sürecinde, çocuklarımızın kendilerini okuyarak yetiştirmeleri gerekmektedir. Maalesef televizyon seyrederek, bilgisayar oynayarak büyüyen çocuklarımız giderek okuma istidatlarını kaybetmekte ve okumanın sağladığı imkândan mahrum kalmaktadır.

Kitap okumanın, çocuğun ruhî ve zihnî gelişmesine olumlu tesirleri saymakla bitmez. Kitap okuma ile yükselecek zihnî gelişme, anne karnında başlar. Anne karnındaki bebek 6. veya 7. aydan itibaren dış dünyayı işitebilir. Bu dönemden itibaren kitabın zihnî gelişmeye katkılarını başlatmalıyız. Anne karnındaki bebeğe, huzur veren şeyler okunarak onun bu konudaki kabiliyetlerinin inkîşaf etmesi sağlanabilir.

NİÇİN OKUMALIYIZ?

Kitap okuyan ve kitap okunan çocukların düşünceleri, diğer çocuklara göre daha zengindir.

Düşünme, bilgi ile birlikte geliştiğinden çocuk bildiği kadar düşünebilir. Bilginin desteklemediği düşünceler sığ kalmaktadır. Okuma, çocuğun kelime hazinesini artırmakta ve iletişim kabiliyetlerine müspet katkılarda bulunmaktadır. Kendisine kitap okunan çocukların dil gelişimi sağlıklı olmaktadır. Kitap okuyan çocukların iletişim kapasiteleri artar. Günümüz bilgi ve iletişim toplumunda kendini iyi ifade eden kişilerin başarılı olduğunu vurgulamak gerekir. Düzenli okuma çocukların kolay öğrenme ve doğru hüküm verme kabiliyetlerini inkişaf ettirir. Kitapların kazandırdığı zihin gücü; öğrenme, sorgulama ve karar verme süreçlerine müspet tesir ederek kişinin şahsî kemalâtına katkı sağlar. Kitap okuma esnasında beyin aktif olarak çalışır.

Bu durumda birçok yürütücü fonksiyon (zihnî bilgi işleme ve hafızaya alma süreci) aktif olarak kullanılır. Beyinde birçok sahada (bilhassa alın lobunda) okuma ve düşünme esnasında glikoz kullanımında artış söz konusudur. Okumanın sonucu olarak çocukta konsantrasyon, dikkat, anlama ve mânâlandırma, gördüklerini fark etme gibi birçok zekâ fonksiyonu müspet yönde gelişmektedir.

NİÇİN OKUMALIYIZ?

(14)

Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için yapılacaklar şu şekilde sıralanabilir:

1. Anne-baba evde kitap okumalı ve çocuklar bunu görmelidir.

2. Hususi olarak kitap okuma zamanları tahsis edilmelidir.

3. Çocuğun bilgi kazanması ve bu bilgiyi kullanması teşvik edilmelidir.

4. Ev ortamında çocukların bilgi birikimi ciddiye alınmalı ve desteklenmelidir.

5. Çocuğun değer verdiği özel günlerinde ona kitap hediye edilmelidir.

6. Evde her çocuk için kendisine ait bir kütüphane hazırlanmalı ve kitap okuması mükâfatlandırılmalıdır.

7. Çocuğun okuduğu kitabı başkalarına anlatması imkânı sağlanmalıdır.

8. Anne-baba okuduğu kitaplardan edindikleri güzel bilgi ve değerleri çocukları ile paylaş- malıdır.

9. Büyük yazar ve düşünürlerin hayatlarından örnekler verilmeli, onlara olan hürmet arttırılmalıdır.

10. Televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen zamanlar düzenlenmeli, bu konuda aşırılığa izin verilmemelidir.

11. Günlük gazete, dergi ve süreli yayınlar tâkip edilerek onların merak hissi tahrik edilerek alışkanlık kazandırılmalıdır.

12. Çocukların harçlıklarından kitaba para vermeleri teşvik edilmelidir.

13. Kitap evleri ve kitap fuarları gezilerek çocukların böyle mekânlara ısınmaları sağlanmalıdır.

14. Kitap okuma konusunda çocuklara baskı yapılmamalı, bu alışkanlık onlara sevdirilerek kazandırılmalıdır.

15. Küçük çocuklara kitaplardan sevebilecekleri pasajlar okunarak, hikâyeler anlatılarak onların kitaba olan ilgisi artırılmalıdır. Birçok anne-baba, çocuklarını meşgul edememekten yakınır. Çocuklarımızı kitapların sırlı dünyasında meşgul etmek, onların gelişmesine katkı sağlayan önemli bir faaliyettir. Çocukların hayatı anlamlandırabilen fertler olması için, onlara okuyabilecekleri bir ortam hazırlamak ve okuma alışkanlığı kazandırmak, her anne-babanın önemli görevleri arasındadır. İnsanlar okurken okşayıcı okuma yerine emici okumayı kullanmalı, okuma esnasında kitaplardaki önemli hususların altı çizilmeli, notlar alınmalıdır.

NİÇİN OKUMALIYIZ?

(15)

Okuma sonucunda insanlarda; anlama, anlama sonucunda eleştirel düşünme, sözlü ve yazılı anlatım, okuduğunu muhakeme etme, yorum yapma sonucunda da zekânın eğitileceği unutulmamalıdır. Kitaplar insanların yalnızlığını giderir, İnsanlara: boş zamanlarını değerlendirme, hoşuna gitmeyen çevreden, arkadaştan ve atmosferden uzaklaşma imkânı sağlar.

Okumakla; İnsanın kitapla olan bağı ve dostluğu perçinlenir. Kitaplarla ve okumakla dostluğu yakalayan insanlara yaşadıkları süre içinde destek olunarak, okuyan insan sayımızın ülke geneline yayılması gerekmektedir. O zaman ilk akla gelen soru ne okumalıdır? Okunacak eserlerin; ilmi, milli, manevi, ahlaki, tarihi, insani, eğitici ve sosyal konulu olanları tercih edilmelidir.

Okumak insanlar için dünya nimeti ve güzelliğidir.

MERYEM BARIT Türkçe Öğretmeni

NİÇİN OKUMALIYIZ?

(16)

NASREDDİN HOCA

Nasreddin Hoca 1208 yılında Sivrihisar'ın Hortu Köyünde doğdu, 1284 yılında Akşehir'de vefat etti. Büyük Türk halk bilgesi olan Nasrettin Hoca halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuştur. Babası Hortu Köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü. Babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı ibrahim'in derslerini dinledi. İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre

medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasrettin Hoca biçimini almıştır.

Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlana Celâlettin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.

Nasrettin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür. Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir.

ALLAH BİLİYOR

Nasrettin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiŞ. Nasrettin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış :

-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş.

Nasrettin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve : -Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor, demiş.

(17)

NASREDDİN HOCA

BENiM YERiME SENi GÖTÜRÜR

Hoca Nasrettin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.

-Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.

-Ayol hoca delirdin mi sen? Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?

-İyi ya! Azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.

CENAZEDE Hoca’ya sormuşlar:

- Cenazede tabutun önünden mi yürümeli, arkasından mı? Hoca:

- İçinde olmayın da, demiş, önünden de gitseniz olur, ardından da… Bir gün Hoca eşeğini kaybetmiş. Aramadık yer, sormadık insan bırakmamış ama ne olmuşsa olmuş,bulamamış eşeği.Oturup derdine yanacak yerde, bu hale de şükretmeye başlamış. Komşuları:

-Bre Hoca, canın sağ olsun ama, neticede eşekten oldun, şükredecek ne var bunda?" demişler.

Hoca cevap vermiş:

-A komşular, ben şükretmeyim de, kimler şükretsin, ya

(18)

DERS VERİCİ KÜÇÜK HİKÂYELER

DUA

Rızkını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri namazlarında dâima:

– Yâ Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle, diye dua ediyormuş.

Adamın hep aynı duayı tekrarlaması, yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş:

– Kardeşim, sen her namazdan sonra duada:

” Yâ Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa yine hayırlısından ihsan eyle” diye yalvarıyorsun. Ekmeğin hayırsızı da mı olur ki?

Hamal cevap vermiş:

– Birader, benim başıma geleni bir bilsen sen de aynı duayı tekrarlamaktan kendini alamazsın.

Yanındakiler iyice meraklanmışlar:

– Neymiş başına gelen, anlat da biz de duyalım. Hamal, bakın, başıma ne geldi, diyerek başlamış anlatmaya:

– Ben ekmeğini sırtındaki ağır yüklerin altında inleyerek kazanan bir insanım. Bir gün yine bir yokuş yukarı sırtımda ağır yükle çıkarken fena halde yorulduğumdan sırtımdaki yükü yere indirdim.

Alnımdan damlayan terleri silerken içimden bir feryat koptu, dedim ki:

– “Hey Yâ Rabbi, yediğim ekmeği bana ne kadar da zor veriyorsun. Ne olur, bu bir ekmeği şöyle oturduğum yerden kazanmayı ihsan eylesen de böyle kan ter içinde kalmasam.

(19)

Tam bu dua ağzımdan çıkar çıkmaz, birden karşımda iki kişinin sille tokat dövüştüklerini gördüm.

Dayanamadım, aralarına girip ayırırken birinden yediğim bir yumrukla yüzüm kan revan içinde kaldı, işte o sırada gelen polisler, beni de kavgacılardan biri zannederek doğruca hapse attılar.

Mahkemeye çıkıncaya kadar yattığım hapiste her gün bana ekmek veriliyordu. Sırtüstü yattığım yerde ayağıma gelen bu ekmeği sıkıntı ve üzüntüden yiyemiyordum. Kendi kendime diyordum ki, işte ne sırtında yük taşıyorsun, ne de alnından öyle soğuk terler akıyor. Sana oturduğun yerde bedavadan gelen ekmek. Zevkle yesen ya.. Ne var ki, dışarıda çalışarak alın teriyle kazandığım o ekmek, hapiste ayağıma gelen bu bedava ekmekten çok daha huzur verici ve lezzetliydi.

O zaman anladım ki, ben yanlış dua etmişim. Oturduğum yerden bir ekmek ver demişim, ama hayırlısından ver dememişim. İşte o günden bu yana dualarımda isteğimi değiştirdim. Rabbimden zahmetli de olsa hayırlısını, huzurlusunu vermesini niyaz ediyorum.

DERS VERİCİ KÜÇÜK HİKÂYELER

(20)

http://pasinlermehmetakifersoyortaokulu.meb.k12.tr HAYATIN TADINI ÇIKARIN

Kariyer yolunda ilerleyen bir grup yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler. Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyet etmeye döner.

Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.

Herkes bir bardak seçince, profesör şöyle söyler : ‘Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz.

Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. ! Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, Ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz Ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız. Hayat kahveye benzer; İş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayati tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız hayatın kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de.

Bazen; Sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın!

En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.

DERS VERİCİ KÜÇÜK HİKÂYELER

(21)

ANNEM

Sütünle besledin beni, Giydirdin büyüttün beni, Annem, annem, canım annem, Unutmam asla seni.

Okula götürdün beni, Ağladım; avuttun beni,

Annem, annem, canım annem, Unutmam asla seni.

Annelerin bir tanesi, Melekler gibi sanki, Evimizin neşesi, Huzur verir sesi.

Dağlarda açan çiçeğim, Seni hep seveceğim, Araya yıllar girse de,

Tombiş yanaklarından öpeceğim.

HAYRUNNİSA AĞVERANLI

7/B

ÖĞRENCİLERİN YAZDIKLARI

BENİM EVİM DOĞA

Dünyanın çevresini sarmıştı yeşil ağaçlar,

Şimdi var betonlar, taşlar.

Doğanın kalbi insandır, O kalbi kırıyorlar.

Yenilenen enerji kullanalım,

Hayatı dört duvar arasında yaşamayalım.

Rüzgar varken neden yapay enerji kullanalım?

Kalp damarlarını tıkamayalım.

Binaların yüksekliği,

Çevrenin güzelliğini nasılda örtüyor, Sen de görüyorsun

Hala sessiz kalıyorsun.

Ağacından kağıt, Odunundan kalem,

Rüzgarından enerji üretiyorsun Neden hala o kalbi kırıyorsun?

EZGİSU AVCİ

6/B

(22)

ÖĞRENCİLERİN YAZDIKLARI

KARGAYLA TİLKİ FABLININ SONU DEĞİŞTİ!

Karga Usta, bir ağacın dalına konmuş; iki gagasının arasında kocaman bir dilim peynir, gözlerini krallar gibi çevresinde dolaştırmaktaymış. Rastlantı bu ya, bizim Tilki Baba da oradan geçiyormuş, peynirin kokusunu alıvermiş hemen, ağzı sulanmış. Başını yukarı kaldırmasıyla bizim Karga Usta’yı görmesi bir olmuş. Daha çok sulanmış ağzı.

“Günaydın, çok sayın ve çok soylu karga kardeşim.” demiş. “Öyle yakışıklısınız ki hele benim gözüme öyle güzel görünüyorsunuz ki! Eğriye eğri, doğruya doğru; sesiniz de tüyleriniz gibiyse siz bu ormanda yaşayan tüm yaratıkların en iyisi, en güzeli, kısacası anka kuşusunuz demektir.”

Karga Usta, kendisinden söz edilmesinden pek hoşlanırmış. İçinden kıs kıs gülmüş. Bir yandan da

“ Ne güzel, ne heybetli bir sesim varmış benim.” diye düşünmüş.

Tilki Baba demiş ki:

“ Bir şarkı söyle de neşelenelim!” Karga Usta tam ağzını açacakmış ki aklına ağzında peynir olduğu gelmiş. Ve son anda Tilki Baba’nın ne işler çevirdiğini anlamış. Tilki Baba, Karga Usta’nın ağzındaki peyniri istiyormuş.

Karga Usta demiş ki:

“Senin ne istediğini anladım tilki kardeş, evimde biraz daha peynir olacaktı. Gel sana da vereyim.”

Tilki Baba’nın yanakları kızarmış utanmaktan. Sonra da kısık bir sesle:

“Olur… “ demiş. Daha sonra Karga Usta ile peynirlerini afiyetle yemişler.

Zeynep Almila BABAGİL 6/B

(23)

ÖĞRENCİLERİN YAZDIKLARI

KAĞIT, AĞAÇ MIYMIŞ?

Ali beşinci sınıfa giden bir öğrenciydi. Yaşıtlarına göre hayal gücü çok gelişmişti ve çok zeki bir öğrenciydi. Zeynep ve Hasan, Ali’nin en yakın arkadaşlarıydı. Ayşe Hanım ve Mehmet Bey, Ali’nin annesi ve babasıydı. Okul çıkışı Zeynep, Hasan ve Ali ödevlerini yapmak için Alilerin evine gideceklerdi.

Yolda üç arkadaş hararetli hararetli konuşuyorlardı. Ödev konuları ise ağaçların kesilmesini önleme konusunda yazı veya geri dönüşüm kutusu yapmaktı. Ali söze başladı: “Bence geri dönüşüm kutusu çok saçma.” Çünkü Ali ve arkadaşları çok fazla kağıt harcıyorlardı, sonrasını hiç düşünmüyorlardı. Ne kadar kağıt harcadıkları umurlarında değildi. Sonunda Hasan konuşmaya başladı: “Önce ben ağaçların kesilmesini önleme konusunda bir konuşma yapayım. İnternetten de bakarım. Böylelikle daha hızlı olur.” Zeynep, Hasan’ın sözünü kesti ve şöyle dedi: ”Hocamız interneti kullanmadan kendi hayal gücümüz ve kendi yöntemlerimizi kullanarak yapmamızı istemişti.” dedi. Bu sırada Ali’nin evine vardılar. Alilerin evinin etrafı orman gibiydi. O kadar çok ağaç vardı ki ve çok güzel bir hava vardı. Evin içine girdiler. Annesi mutfakta kurabiye yapıyordu.

Ali ve arkadaşları Ali’nin odasına girdiler. Karşılarında Ali’nin babasını gördüler. Mehmet Bey Ali’nin kullanmadığı kağıtları ayırıyordu. Evdeki geri dönüşüm kutusuna atıyordu. Ali babasına, “Baba ben onları çöpe atacaktım.” dedi. Mehmet Bey sinirli gözlerle Ali’ye baktı. Zeynep ve Hasan çantalarını yere bırakıp geliş sebeplerini anlattılar. Mehmet Bey bir öğretmendi. Bu nedenle her konuda bir fikir yürütebilirdi. Ödevlerinin ne olduğunu sordu. Zeynep söze başladı. “Ödevimiz geri dönüşüm kutusu yapmak -ki biz bunu çok saçma buluyoruz- Çünkü zaten çöp konteynerlerı var. “Neyse ödevimizi anlatayım.” Dediği sırada dışarıdan testere sesi geldi. Mehmet Bey, eşi ve köydeki diğer kişiler dışarı çıktılar. Ali ve arkadaşları çok korktukları için pencereden ormana doğru baktılar.

(24)

ÖĞRENCİLERİN YAZDIKLARI

On on beş kişi ağaçları kesiyordu. Ali ve arkadaşları çok sinirlenip onları durdurmak istediler fakat Mehmet Bey onları durdurdu ve şöyle dedi: “O kadar kağıdı harcarken üzülmediniz de şimdi mi üzülüyorsunuz?” dedi. Ali babasının dediklerinden hiçbir şey anlamamış bir şekilde babasının yüzüne baktı. Babası “Her neyse sonra konuşuruz.” dedi. Sonra tüm köyü evine topladı. Hasan ve Zeynep’in aileleri de gelmişti. Ve Mehmet Bey söze başladı: “Ağaçların kesilmesini önlemeliyiz.

Onlar bizim dünyamızın ciğerleri.” Ahmet Bey yani Hasan’ın babası söze başladı: “Bunun için bir plan yapmalıyız.” dedi. Oradan Fuat Bey: “Benim aklıma bir fikir geldi.” dedi ve söze devam etti “1.

Gün onları oyalayalım ve oyaladığımız sırada 2-3 kişi motorlarını bozsun. Böylelikle vakit kazanırız.”

Bu fikir herkesin aklına yatmıştı ve ertesi gün planı uyguladılar. Sonraki gün Hayriye-Fuat çiftinin evine yani Zeyneplerin evine gitmişler. Ayşe Hanım dün yaptığı kurabiyelerden getirmiş. Afiyetle yemişler ve Hayriye Hanım söze girmiş: “Her gün kestikleri kadar fidan dikelim, eğer onları da keserlerse gidip adam akıllı konuşuruz.

Gerçekten her akşam kesilen ağaç sayısını karşılamışlar fakat adamlar onları da kesip atmışlar ve tüm köy karşılarına çıkmış. Adamlara neden ağaçları kestiklerini sormuşlar. Ali, Hasan ve Zeynep de oradaymış. Adam kağıt yapmak için kestiğini söyleyince üçü bir anda: “Kağıt mı?” dediler.

Mehmet Bey ve tüm köylü üzgün bir şekilde geri döndüler. Üç arkadaş hala merak içindeydi. Eve girince hepsi anne ve babalarına “Ağaç kağıt mıymış?” diye sordular. Onlar ise cevabını açıkladılar ve onlara neden kağıtları geri dönüşüm kutusuna attıklarını anlattılar. Yeniden kağıt olup ağaçların kesilmemesi için anne babalarının konuştuklarını not ettiler. Ödevleri bitmişti fakat ağaçlar kurtulamamıştı. Böylelikle geri dönüşüm kutusunun önemini anladılar. Çok güzel bir geri dönüşüm kutusu yaptılar. Okulda sunumlarını yaptılar ve 100 puan aldılar. Eve geldiklerinde çok mutluydular fakat aileleri çok üzgündü. Aradan iki hafta geçti. Ali ve arkadaşları değişti. Artık daha tutumlu davranıyorlardı. Fakat onların ve diğer çocukların yüzünden o kadar ağaç kesildi ki ormanın neredeyse yarısı gitti. O gün Ali ve arkadaşları çok değerli bilgiler öğrendiler. Bu tür bilgileri diğer çocukların da öğrenmesi dileğiyle...

Zeynep BİÇEN 6/B

(25)

http://pasinlermehmetakifersoyortaokulu.meb.k12.tr _____________________

_____________________

____________________

_____________________

(26)

_____________________ _____________________

(27)

TDK GÜZEL TÜRKÇE BULMACASI

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

5. İçe yöneliklik... Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli 15

birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde... Fırıl fırıl... 6. Sıkıntı, zorluk... Alaturka müzikte keman çalan kimse (eski)... 7. Milletler, uluslar (eski)... Yerine koyma, yerine kullanma (eski)... Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama... 8. Yabancı... Ağrı, Muş, Van ve çevresinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir tür lale... 9. Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr... Hac mevsimi dışında Kâbe’yi ve Mekke’nin öbür kutsal yerlerini ziyaret etme... Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü... 10. Bazı bitkilerin genellikle süt görünüşünde olan öz suyu...

Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri... Oleik asit... 11.

Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça... Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı... Üzerinde durmama, önem vermeme (argo)... Gam dizisinde "sol" ile "si" arasındaki ses... 12. Sodyum elementinin simgesi... Yapağı kırıntısı... Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma, çaput... 13.

Manto giymiş olan... Elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri... 14. Yapılarda döşeme gereci olarak kullanılan plastik madde... Doğal sodyum nitrat… 15. Yaklaşma (eski)... Kızıldeniz'den çıkarılan, beyaza çalan renkte, pek çok dalı olan mercan türü...

Soldan sağa

1. İmparatoriçe olma durumu veya unvanı... 2. Yemlemek işi... Gümüş balığı... 3. Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare... Terlemekten veya sıcaktan vücutta meydana gelen küçük pembe kabartılar, ısırgın...

Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renginde, beyaz etli bir balık, topbaş balık... 4. Çözme, çözülme (eski)... Sürekli itmek, arka arkaya itmek, iteklemek...

(28)

TDK GÜZEL TÜRKÇE BULMACASI

Yukarıdan aşağıya

1. Bir görüşe karşıt bir düşünceyi söylerken kullanılan bir söz... Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz, kıtır... Gam dizisinde “re” ile “fa” arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti... 2. Açık artırma ile satış... Çimento veya alçı sürülmüş bir yüzeyi mala sürerek düzeltmek... 3. Prometyum elementinin simgesi... Akışkanlık... Arka, geri... 4. "Kurnazca ve haince düzen" anlamında "... Cengiz oyunu", "çok zorba" anlamında "... kıran baş kesen", "bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek" anlamında "... külahını Veli'ye, Veli'nin külahını ..."

giydirmek deyimlerinde geçen bir söz... Alçalma, düşkünlük (eski)... Zemini olan... 5. Bir yazının konusu ile ilgili resimleri o yazının uygun yerine koymak... Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi... 6. Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı... Tam olarak belli olmayan... Kozalaklıların porsukgiller familyasından, Kaliforniya'da yetişen, 100-130 metre boyunda, büyük bir orman ağacı... 7. Teleme peyniri... Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz...

Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı... 8.

İletilmek işi... III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri... 9. Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç, vuraç... Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast... Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma... 10. Köpek... Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı... Medrese öğrencisi (eski)... 11. Çekelemek işi veya durumu... Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk... Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli ve telli, büyük çalgı... 12. Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef... Söz gelişi... Erzurum iline bağlı ilçelerden biri... 13. Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça... Müzikal ses dizilerinde “mi” ile “sol” arasındaki ses... Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahip... Yunan alfabesinin ikinci harfi... 14. Terslik olsun diye... İletme işi... 15.

Kalorifer suyunun içinde bulunduğu kazan...

(Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanmıştır. http://tdk.org.tr bulmaca@tdk.org.tr)

(29)

TDK GÜZEL TÜRKÇE BULMACA ÇÖZÜMÜ

K E Z A L İ K K A R A T A Y

A S K A L O M A A C E L E

O S A A T M Ü Z A H E R E T

S A L E K O L A L İ A T E

H A K K I T A N I M A K N

U R A S T K I Ş K Ü F E

R A M P A K İ L S I M A K

F R A K L I M A İ L A L

A P O T R S T A T D E L İ

K A P I İ M A İ H A M C

E E Ş E L E M E A N İ M E

B A R S A N A T E S E R İ

A R A B A N N İ C E L E M E

B C E M E V İ İ T İ R A Z

I S I D E N E T İ R K İ R A

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15

(30)

(31)

ZEKA ve MANTIK SORULARI

S1. Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır?

S2. Doktorunuz size 3 hap verir ve bunları yarımşar saat arayla almanızı tavsiye ederse, ilaçların tamamını bitirmeniz ne kadar sürer?

S3. Gece saat sekizde yatıyorum ve yatarken guguklu saatimi sabah dokuza kuruyorum kaç saat uyurum?

S4. 30' u yarıma bölüp 10 eklediniz, kaç etti?

S5. Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambası, bir gaz sobası, ve birde mum bulunan karanlık ve soğuk bir odaya girdiniz... Önce hangisini yakarsınız?

S6. Adamın biri dikdörtgen biçiminde ve her cephesi güney manzaralı bir ev inşa ediyor. Evi kocaman bir ayı ziyaret ederse bu ayı ne renk olur?

S7. 3 elma vardı ikisini aldım. Kaç elmam var?

S8. Chicago'dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullanıyorsunuz. Pittsburgh' da 7 yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland'da 8 yolcu indi,6 yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni yolcu bindi. 20 saat sonra Philadelphia' ya vardığınızda şoförün adı neydi?

S9.Bir yarışta ikinciyi geçersen kaçıncı olursun?

S10.Bir tabakta 7 tane portakal var. Bu portakalları, 7 çocuğa birer tane bütün portakal vererek paylaştırın ve hâlâ tabakta bir portakal kalsın?

S11. Üç kedi, üç fareyi üç dakikada yakalarsa dokuz kedi, dokuz fareyi kaç dakikada yakalar?

S12.A ve B kutularının birinin içinde 10 milyar liralık çek bulunmaktadır. A kutusunun üzerinde

"B'nin üzerindeki yazı kısmen yanlıştır ve çek B'nin içindedir" yazmaktadır. B kutusunun üzerinde ise "A'nın üzerindeki yazı kısmen doğrudur ve çek B'nin içindedir" yazmaktadır. Buna göre çek hangi kutudadır?

(32)

ZEKA ve MANTIK SORULARI

S13.Elimdeki çiçeklerin ikisi hariç hepsi papatya, ikisi hariç hepsi gül ve ikisi hariç hepsi karanfil olduğuna göre elimde hangi çiçekten kaç tane bulunmaktadır?

S14.Bir çemberin üstünde sıralanan çocuklardan beşincisi ile on dokuzuncusu tam karşı karşıya denk gelmiştir. Bu çemberde toplam kaç çocuk sıralanmıştır.

S15.Ahmet 13. sokakta oturmaktadır. Evinin numarası 13-1300 arasındadır. Mehmet numarayı öğrenmek ister.

Mehmet sorar: “Evinin numarası 500'den küçük mü?”

Ahmet cevap verir ama yalan söyler.

Mehmet sorar: “Evinin numarası bir tamsayının karesi mi?”

Ahmet cevap verir ama yalan söyler.

Mehmet sorar: “Evinin numarası bir tamsayının küpü mü?”

Ahmet cevap verir ve doğruyu söyler.

Mehmet der ki : “Eğer evinin numarasının ikinci basamağının 1 olup olmadığını söylersen sana sayıyı söylerim”

Ahmet cevap verir ve Mehmet sayıyı söyler ama Mehmet yanılmıştır.

Ahmet'in evinin numarası kaçtır?

S16.Telefon numarası 7 basamaklı olan bir kişi kendisine sorulan sorulara sadece " evet " veya "

hayır " cevabı veriyor. Bu kişinin telefonunu öğrenmemizi garanti edecek soruların minimum sayısı kaçtır?

S17.Biri genç, diğeri orta yaşlı iki adam yolda yürüyordu. Bir süre sonra bir arkadaşıyla orta yaşlı adam, yanındaki delikanlıyı ona şöyle tanıttı: “Benim ne kız kardeşim var, ne de erkek kardeşim..

Ancak, bu adamın babası, benim de babamın oğludur. ”Acaba ne demek istemiştir?’’

Gülsüm GÜLER

Matematik Öğretmeni

(33)

GENEL KÜLTÜR

Hangi kan grubu herkesten kan alabilir? AB Hangi kan grubu herkese kan verir? 0

Telefonu Alexander Graham Bell icat etmiştir.

Güneşe en yakın gezegen Merkür’dür.

Oda sıcaklığı 25 derecedir.

Türkiye’ye ait en büyük ada Gökçeada’dır. Diğer adıyla İmroz adasıdır.

Uzay’a ilk giden canlı bir Köpek’tir.

1963 te Aleksev Leonev tarafından ilk uzay yürüyüşü gerçekleşmiştir.

Aya ilk ayak basan insan Neil Amstrong’tur. Apollo 11 ABD

İlk insan hakları beyannamesi 15 Temmuz 1789′da Fransa’da yayınlanmıştır.

Dünyanın en büyük adası Grönland’dır

1961 Yılında Rus Kozmonot Yuri Gagarin Vostok-1 ile uzaya gönderilmiş ve uzaya giden ilk insan olarak tarihe geçmiştir

Rusya Federasyonu 17.400.000 km²’ lik yüzölçümü ile dünyanın en büyük ülkesidir.

Dünyanın en büyük yarımadası 3.250.000 km²’ lik yüzölçümü ile Arabistan’dır.

462°C’ lik yüzey ısısı ile Venüs en sıcak gezegendir.

Venüs 41.360.000 kilometre ile dünyaya en yakın gezegendir.

Cıva sıvı olarak bulunan tek metaldir.

Uzaya gönderilen ilk uydu Sovyet tapımı Sputnik adındaki uydudur En küçük gezegen ve Güneş’e en yakın gezegen Merkür’dür.

Güneş’e en uzak gezegen Neptün’dür.

Saat yönünde dönen tek gezegen Venüs’tür.

Dünyayı dolaşan ilk denizci Macellan’dır

Akdeniz 2le Kızıldeniz’i birbirine bağlayan kanal SÜVEYŞ KANALI Dünyanın en büyük gölü HAZAR

Dünyanın en yüksek şelalesi Venezuela/Angel. 1000 m.

Dünyanın en fazla ülkeyle kara siniri olan ülkesi için. 15 ülkeyle.

(34)

GENEL KÜLTÜR

Atlas Okyanusu’nu Büyük Okyanus’a bağlayan kanal: PANAMA.

İlk dünya haritasını çizen denizci: PİRİ REİS,

Nobel edebiyat ödülünü kazanan ilk Türk yazarımız: ORHAN PAMUK.

Dünyanın en büyük hayvanı: mavi balinadır.

Akdeniz’le Kızıldeniz’i birbirine bağlayan kanal: SÜVEYŞ KANALI Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi 1958’da yapılmıştır.

Yedi yıldızdan oluşan takımyıldızının adı: BÜYÜK AYI Akdeniz’in en büyük adası: SİCİLYA

Dünyanın en yüksek dağı: EVEREST Dünyanın en uzun ırmağı: NİL Dünyanın en büyük gölü: HAZAR

Dünyanın en büyük mağarası: MAMMOTH

Dünyanın en büyük okyanusu: BÜYÜK OKYANUSU (PASİFİK) Dünyanın en büyük kıtası: ASYA

Türkiye’nin uç noktaları:

Kuzey-Sinop İnceburun Güney-Hatay Batı-İmroz Doğu-Küçük Ağrı

DÜZENLEYEN Gülsüm GÜLER

Matematik Öğretmeni

(35)

GÜLMEK SERBEST

Nasrettin Hoca eşeğe neden ters biner?

(Eşeğin dikiz aynaları olmadığı için)

Hangi tene krem sürülmez?

(Antene)

Elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir?

(Yarım kurt bulmaktır.)

İyi ki Arnavutluk’ta doğmamışız neden?

(Çünkü Arnavutça bilmiyoruz.)

Kaptan gemiyi ne zaman terk eder?

(Karaya çıkıp evine giderken)

Kahvaltıda ne yenmez?

(Öğle ve akşam yemeği)

(36)

GÜLMEK SERBEST

Adam bilgisayarın başında uyuya kalmış, ertesi gün nezle olmuş. Neden?

(Windows açık kalmış)

Bir atın başı kuzeyi gösterirse kuyruğu nereyi gösterir?

(Yeri)

Alfabede kaç harf var?

(6, A-L-F-A-B-E)

Hangi karnede sıfır olmaz?

(Sağlık karnesinde)

Hangi macunla diş fırçalanmaz?

(Lahmacunla)

Hastalara ameliyattan önce ne verilir?

(Gün verilir.)

(Yumurta)

(37)

SERMAYESİ ERİYEN ADAMA ACIYIN…

Bir veli (Allah dostu) pazara gider.

Pazarda pazarcı malını satmak için şöyle bağırıyor:

—Sermayesi eriyen adama acıyın!

Bu sözü duyan veli düşer bayılır. Onu görenler hemen koşar yanına gelir ve ayılması için elini yüzünü ıslatırlar. Bir müddet sonra kendine gelir. Etrafında toplanan meraklı kalabalık dayanamayıp sorar:

— Efendim, size ne oldu böyle, bir rahatsızlığınız mı var? Ansızın düşüp bayıldınız. Sizi böyle görünce bizlerde üzüldük ve de merak ettik bu halinizi. Mahsuru yoksa bizimle paylaşır mısınız sizi bu hale düşüren nedir?

— Evladım, az önce buz satan kardeşinizin sözü beni çok etkiledi. O malını satmak için kullandığı cümleler beynime balyoz gibi indi. Ayakta duracak dermanım kalmadı. Yığılıp kalmışım. O,

“Sermayesi eriyen adama acıyın.” dediğinde ben de kendimi düşündüm.

Her gün ömür sermayem eriyip gidiyor. Bir daha telafisi olamayacak. En önemli sermayemi verimli kullanamazsam halim nice olur? Nefsimin dik kafalılığı beni korkutuyor. Rabbime mahcup olmaktan korkuyorum.

“Ömür sermayeni nasıl harcadın?” derse ben ne cevap vereyim?

Acaba biz “Ömür sermayemizi” nasıl değerlendiriyoruz?

Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni

RUKİYE YILDIZ

(38)

FIKRALAR

ŞEMSİYELİ TİLKİ Kadın, kürkçü dükkanına girer ve sorar:

“Vitrindeki tilki kürkü gerçekten yağmur geçirmiyor mu?”

Dükkan sahibi cevap verir:

“Elbette geçirmiyor. Siz hiç şemsiyeyle dolaşan tilki gördünüz mü?”

KARADENİZ’DE ÇUKUR PROBLEMİ

Karadeniz’de köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden üç kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.

Birincisi demiş ki:

– Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin.

İkincisi:

– Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz.

Sıra Temel’e gelmiş:

– ‘Ula kafanız hiç çalışmıyor.’ demiş. ‘Bunu kapatalım ve gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım.’ (Gün verilir.)

(Yumurta)

(39)

FIKRALAR

HANGİ TEKER?

4 öğrenci pazartesi günü okula gidememiş, uyuya kalmışlar ve matematik sınavına yetişememişler.

Okula gittiklerinde öğretmenlerine gidip yalvarmaya başlamışlar.

-Otobüse bindik, yolda giderken otobüsün lastiği patladı, onun için sınava yetişemedik, diye mazeret uydurmuşlar öğretmene.

-Peki o zaman DÖRT gün sonra sizi sınav yapacağım hazırlanın, der öğretmenleri.

4 gün sonra bu 4 öğrenci sınava girmek için okula gelir.

Matematik öğretmeni 4 öğrenciye sınıfın en uzak farklı yerlerine gitmelerini söyler.

Sınavdan başarılı olmaları için 50 almaları yeterliydi. Öğretmen sınavda 5 tane soru sorar. Sınav kağıdındaki 4 soru çok kolaydır. Öğrenciler hemen bilirler. 4 soru 10 puanlıktır. Sınavdaki 5. soru ise 60 puan değerindedir, bu soruyu bilirlerse sınavı geçeceklerdir.

5.soru şudur:

-

(Yumurta)

(40)

OKUL TEMSİLCİLİĞİ SEÇİMİ

2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu Okul Temsilcisi Seçimi yapılmıştır.

Toplam kullanılan geçerli 225 oyun 88’ini alan Yusuf Enes PERÇİ okul temsilcisi seçilmiştir.

TEMSİLCİ SEÇİM SONUÇLARI

ADAYLAR ALDIKLARI OYLAR

YUSUF ENES PERÇİ 88 OY

M. EMİN SARIGÜL 44 OY

İBRAHİM EFE TEKİN 24 OY

BERAT KAYA 23 OY

EMİRHAN ÇALIŞIR 21 OY

SALİH TÜYLİ 13 OY

MUHAMMET FEHİM YAZICI 8 OY

HİRANUR KARASU 4 OY

(41)

YEMEN İÇİN KERMES

Okulumuzda Yerli Malı ve Tutum Haftası etkinlikleri kapsamında 5/A ve 5/B sınıflarınca organize edilen kermeslerde topladığımız 601 Türk Lirasını Pasinler Ziraat Bankası ve Türk Kızılayı aracılığı ile okul temsilcimiz Yusuf Enes PERÇİ, Kermes Organizatör Öğretmenlerimiz Rukiye Yıldız, Esra Ünal ve Feyza Özkan, yardımı okulumuz adına ihtiyaç sahiplerine gönderdiler. Duyarlılık sahibi velilerimize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize çok teşekkür ediyoruz

(42)

(43)

7’DEN 70’E MİLLİ MARŞIMIZ

12 Mart İstiklal Marşımızın kabulü yıldönümü vesilesiyle 7’den 70’e Milli Marşımız ilçemiz esnafı, askeri ve öğretmen, öğrencilerimizle okunarak güzel bir farkındalık oluşturuldu. Emeği geçen öğrenci ve öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.

(44)

MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI

Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu

Mevlid-i Nebi Haftası´nda Planlanan Etkinliklerimiz

19 Kasım Pazartesi : Görevli öğrencilerimiz okulumuzdaki tüm sınıfları gezerek arkadaşlarına ve öğretmenlerine Mevlid Kandili´nin önemini anlatarak çikolota ikramında bulunmuşlardır

20 Kasım Salı: Eğitim Uzmanı ve İlahiyatçı Uzmanları "Hz.Peygamber ve Örnek Ahlakı" konulu 7.

Sınıflara yönelik Mini Konferans vermişlerdir

21 Kasım Çarşamba: Pasinler Müftüsü 8.sınıflara yönelik "Hz.Peygamber ve Gençlik" konulu Mini Konferansı

* "Hz. Peygamber ve Çocuk Sevgisi" konulu kompozisyon yarışmasının neticelendirilmesi ve Ödül Töreni

(45)

MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI

İLÇE VAİZİ MURAT CANSEVER’İN MİN KONFERANSI

(46)

ATIK KAĞIT VE KİTAP TOPLAMA YARIŞMASI

İyilik Şampiyonası Sınıflar Yarışıyor kapsamında sınıflarımız ‘’Atık Kağıt ve Kitap Toplama Yarışması’’

organize edildi ve yaklaşık 3 ton atık kağıt ve kitap toplanarak 51 yetişkin ağacın kesimi engellenmiş oldu. En fazla atık kağıt ve kitap toplayan toplam 58 öğrencimiz Keşif Çanakkale 2018 isimli sinema filmini izleme ile ödüllendirildi.

(47)

MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI

Ramazan paylaşma ve yardımlaşma ayıdır. Hz. Muhammed (s.a.v) in "Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir...Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir..." hadisi gereğince okulumuz Değerler Eğitimi Kulübü olarak öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin katkılarıyla ramazan kumanyaları hazırlanarak ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmıştır.

(48)

BU BAYRAM BİR YETİM DE SEN GİYDİR

Okulumuz Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu Değerler Eğitimi Kulübü tarafından Ramazan etkinlikleri kapsamında "Bu Bayram Bir Yetim de Sen Giydir" konulu bir yardım kampanyası başlatılmıştır.

Okulumuz öğretmenlerinin, hayırsever vatandaşlarımızın destekleri ve okulumuz öğrencilerinin Ramazan kumbaralarıyla katıldıkları "Bir Yetim de Sen Güldür" konulu yardım kampanyasında 500 TL para toplanmıştır. Toplanılan parayla yetim ve ihtiyaç sahibi 5 çocuğun bayram öncesi giysi ihtiyacı karşılanmıştır.

Etkinliğe katılan öğrenci,öğretmen ve hayırsever vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

(49)

EN GÜZEL KEDİ EVİ YARIŞMASI

Öğrencilerimiz, minik dostlarımız kedilere Erzurum’un sert soğuğunda yardımcı olmak ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ‘En Güzel Kedi Evi Yarışması’ organize edilmiştir. Yarışmaya yaklaşık 15 Kedi Evi katılmış, değerlendirme neticesinde En Güzel Kedi Evi 7/A sınıfı Tuana Tuşik isimli öğrencimizin seçilmiştir. Yarışmaya katılan duyarlılık sahibi öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.

(50)

8. SINIFLARIMIZLA TABYALAR ZİYARET EDİLDİ

LGS sınavına hazırlanan öğrencilerimiz, sınav öncesi hem milli manevi değerlerimizi hissetmeleri hem de yoğun çalışma temposuna ara vererek dinlenmeleri için tabya ziyareti gerçekleştirilmiştir.

Öğrencilerimize eşlik eden Gülsüm Güler ve Ebru Güneş öğretmenlerimize fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür ediyoruz.

(51)

8.SINIFLARIMIZLA İFTAR YEMEĞİ

LGS sınavına hazırlanan öğrencilerimiz, sınav öncesi hem milli manevi değerlerimizi hissetmeleri hem de yoğun çalışma temposuna ara vererek dinlenmeleri için İftar Yemeğinde biraraya gelmiştir Öğrencilerimize eşlik eden Gülsüm Güler, Ebru Güneş ve Esra Ünal öğretmenlerimize fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür ediyoruz.

(52)

8. SINIFLARIMIZLA NİTELİKLİ OKULLAR GEZİSİ

LGS sınavına hazırlanan öğrencilerimize yönelik Erzurumdaki Nitelikli Okullar Gezisi organize edilmiş ve motivasyonlarının daha da artırılması hedeflenmiştir. Geziye eşlik eden Müdür Yardımcımız Murat Turanoğlu’na teşekkür ediyoruz.

(53)

SOLO SES YARIŞMASINDA ERZURUM BİRİNCİSİ OLDUK

Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğünce organize edilen ortaokullar arası Yüreğinden Söyle Solo Ses Yarışması’nda ilçe birincisi olarak ilçemizi temsil eden 8/A sınıfı öğrencisi Abdulkadir Bekmez 95 puan ortalamasıyla Erzurum Birincisi olarak okulumuzu ve ilçemizi gururlandırmıştır. Öğrencimizi ve büyük emeği olan Müzik Öğretmenimiz Ahmet Kara’yı tebrik ediyoruz