• Sonuç bulunamadı

VEFA PDR VEFA LİSESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ AYLIK BÜLTENİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "VEFA PDR VEFA LİSESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ AYLIK BÜLTENİ"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EKİM 2020

VEFA PDR

VEFA LİSESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ AYLIK BÜLTENİ

YIL:2020 SAYI: 1

(2)

1

VEFA LİSESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ

Herkese merhaba,

2020-2021 eğitim öğretim yılının hepimiz için güzel geçmesi dileğiyle başlayalım. Lise hayatınızda akademik, kariyer ve bireysel gelişiminiz konusunda Vefa PDR Servisi olarak sizlerin yanınızda olacağız. Planladığımız birçok etkinlik var. Şu anda okumakta olduğunuz bu aylık bülten de bunlardan biri. Her ayın ilk yarısında BÖLÜMLERİ, her ayın ikinci yarısında ise ÜNİVERSİTELERİ tanıtacağımız bir etkinliğimiz olacak. Geleneksel Kariyer Günümüzü gerçekleştireceğiz. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde bilgilendirme ve psikolojik hazırlık süreçlerinde etkinliklerimiz olacak. Okulumuzdan mezun olup çeşitli meslek dallarında ilerleyen Vefalıları da sizlerle buluşturmayı planlıyoruz.

Her zaman önerilere açığız. Sizlerin önerileriyle daha fazlasını da yapabiliriz.

(vefapdr1872@gmail.com)

Psikolojik Danışman Oğuz Kaygalak, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi PDR mezunudur. ‘Hayal Bankası Oyuncuları Tiyatro Kulübü’nü kurarak Çocuk ve Gençlik tiyatrosu alanında yazarlık ve yönetmenlik yapıyor. ‘Proje Fabrikası’ ‘İstanbul Edebiyat Haritası’, ‘Yarım Kalmasın Çocukluk Hayalleri’, ‘Hepimiz Bir Resimiz’, ‘Göğe Bakma Durağı Sanat Atölyesi’, ‘Günlük Sözcük İhtiyacı’

gibi özgün eğitim projeleri geliştirdi.

Uzman Psikolojik Danışman Osman Yılmaz, Boğaziçi Üniversitesi PDR Lisans ve Yüksek Lisans mezunudur. Altı yıldır çeşitli sınıf seviyelerindeki öğrencilerle kariyer rehberliği, akran rehberliği, kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamaları, eğitsel tanılama ve değerlendirme çalışmaları; öğretmenlerle risk altındaki çocuklarla çalışma ve velilerle ebeveynlik becerileri üzerine çalışmalar gerçekleştirmiştir.

(3)

1

VEFA LİSESİ

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK ÇALIŞMALARI TEMEL İLKELERİ

Psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) çalışmaları okullarda genellikle en az tanınan ve en çok merak edilen konular arasında yer almaktadır. PDR birimi çalışmaları, çoğunlukla kapalı kapılar ardında ve gizlilik içinde sunulan bireysel bir hizmet olduğundan, psikolojik danışma görüşmelerine doğrudan katılmayan öğrenciler bu süreci anlamlandırmakta zorlanabilirler. Bu sebeple de, okullarda PDR birimleriyle ilgili çok fazla şehir efsanesi dolaşır. İşte bu yazımızda, Vefa Lisesi PDR Birimi’ni ve bu birimde yapılacak çalışmaların içeriğini sizlere kısaca aktarmayı amaçlıyoruz.

Vefa Lisesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimi, öğrencilere kişisel, sosyal, eğitsel ve mesleki konularda destek olmayı amaçlar. Bireysel görüşmeler tamamen öğrencilerin yaptıkları paylaşımlar üzerinden ilerler. Öğrenciler hangi konularda paylaşım yapmak isterlerse, bireysel görüşmelerde o konular gündeme gelir. Örneğin, paylaşım konuları sınav kaygısı, verimli ders çalışma yöntemleri ve ders çalışma programı hazırlama gibi eğitsel konular olabileceği gibi; arkadaşlık ilişkileri veya hayır diyebilme becerisi gibi sosyal konular da olabilir.

Vefa Lisesi PDR Birimi’nde yapılan görüşmelerde öğrenciler oldukça etkin bir rol üstlenir. Diğer bir deyişle, öğrenciler bireysel görüşmelerde yaptıkları paylaşımlar üzerinde kendileri çalışırlar. Okul psikolojik danışmanları; sordukları sorular, yaptıkları yönlendirmeler ve kullandıkları yöntemlerle öğrencilerin kendi paylaşımları üzerine çalışmalarını teşvik ederler. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, sürücü koltuğunda her zaman öğrenci vardır.

Okul psikolojik danışmanı sadece yan koltukta oturup muhtemel güzergâhlar ve farklı rotalar ile ilgili öğrenciye rehberlik yapar.

Vefa Lisesi’nde PDR çalışmaları her zaman gelişim odaklı ilerler. PDR Birimi’ne gelen tüm öğrencilerin temel amacı kendilerini geliştirmek ve bakış açılarını zenginleştirmektir. PDR birimine başvuran öğrenciler sorunlarını anlatmak veya sorunlarına çözüm aramak üzere orada değillerdir. Öğrenciler okul psikolojik danışmanlarıyla sorunlarını değil, kendi öznel

(4)

2

durum ve deneyimlerini paylaşırlar. Sonrasında, paylaştıkları durumdan nasıl yararlanacaklarını ya da diğer bir deyişle o durumun onlar için hangi yararlara işaret ettiğini birlikte bulmaya çalışırlar. Yani, Vefa Lisesi PDR Birimi’nde öğrencilerin paylaşımları sorun olarak tanımlanmaz; öğrenci paylaşımlarına yararlanılması ve geliştirilmesi gereken durum ve deneyimler gözüyle bakılır.

Vefa Lisesi PDR Birimi tarafından yapılan tüm çalışmalarda gönüllülük ve gizlilik esastır.

PDR birimince yapılan etkinliklere katılmaya gönüllü olan öğrencilerle birlikte, yaptıkları gönüllü paylaşımların derinliği ölçüsünde çalışmalar yapılır. Öğrenciler kesinlikle PDR çalışmalarına katılmaları konusunda veya çalışmalara katılmaları halinde paylaşmak istemediklerini paylaşma konusunda zorlanmaz. Paylaşımların içeriğinde, öğrencilerin kendilerinin ya da herhangi birinin zarar görmesi ihtimali yoksa PDR biriminde konuşulanlar kesinlikle başkalarıyla paylaşılmaz. Vefa Lisesi PDR Birimi’nde konuşulan her şey orada kalır.

Vefa Lisesi PDR Birimi’nin yaptığı çalışmalar, bireysel ve grupla yapılan çalışmalar olarak ikiye ayrılır. Bireysel çalışmalar, PDR biriminde yapılan bireysel psikolojik danışma ve rehberlik görüşmelerinden oluşurken; grupla yapılan çalışmalar ise sınıf rehberlik çalışmaları, rehberlik seminerleri, geniş katılımlı panel ve konferanslar, uygulamalı atölyeler ve küçük grup psikoeğitim çalışmaları şeklinde örneklendirilebilir. Grupla yapılan PDR etkinlikleri, öğrencilerin birbirlerinden de öğrenmelerine fırsat oluşturduğundan bireysel çalışmalara kıyasla daha verimli geçebilir.

Vefa Lisesi PDR Birimi tarafından yapılan tüm çalışmalarda paylaşımlara saygı ve koşulsuz kabul esastır. Okul psikolojik danışmanları, öğrencilerin paylaşımlarını yargılama olmaksızın etkin bir şekilde dinlerler. Paylaşımların birlikte iyi bir şekilde anlaşılması ve işbirliği içinde çalışılması için büyük gayret gösterirler. Öğrencilere neler yapmaları gerektiğini söylemek, öğrenciler adına karar vermek ya da dinlemeden yönlendirme yapmak psikolojik danışma ve rehberlik sürecinin parçaları değildir. Vefa Lisesi PDR Birimi’nde öncelik öğrencileri dinlemek ve her yönüyle onları anlamaya çalışmaktır.

Vefa Lisesi PDR Birimi okuldaki herkes için vardır. Okul psikolojik danışmanları, öğrenciler dışında veliler, öğretmenler ve idarecilerle de işbirliği yaparlar. Örneğin; velilere ebeveynlik becerilerini geliştirmelerinde, öğretmenlere mesleki gelişimlerinde ve idarecilere okul ikliminin geliştirilmesinde destek olurlar. Okul psikolojik danışmanları, okuldaki tüm paydaşlarla işbirliği halinde ortak projeler geliştirilmesine de katkıda bulunurlar.

Umuyoruz ki; bu yazımızla Vefa Lisesi PDR birimi tarafından yapılacak çalışmaların içeriğini ve temel PDR ilkelerimizi aktarmayı başarabilmişizdir. Çalışmalarımızla ilgili bilgi sahibi olmak ve süreci yaşayarak öğrenmek için Vefa Lisesi PDR Birimi’mizin e-posta adresi olan vefapdr1872@gmail.com adresinden bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

(5)

3

SALGIN HASTALIK DÖNEMİNDE SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİNİ BENİMSEME

Sağlıklı yaşam, kendimizi bedensel ve ruhsal olarak iyi hissetmek olarak tanımlanabilir.

Sağlıklı yaşam biçimi ise, kendimizi bedensel ve ruhsal olarak iyi hissetmek için gün içinde yapmamız gereken davranışları ifade eder. Sağlıklı olmak için, her zaman dengeli beslenmeli, kişisel temizliğimize dikkat etmeli, düzenli hareket etmeli, yeterli gece uykusu almalı ve kendimizi zararlı alışkanlıklardan korumalıyız. Ancak, şu an içinde bulunduğumuz dönem gibi salgın hastalık dönemlerinde ise bazı ek tedbirler almamız gerekir.

Her şeyden önemlisi, salgın hastalıktan kendimizi ve çevremizdekileri korumak için maske, sosyal mesafe ve temizlik kurallarına büyük bir titizlikle uymalıyız. Bağışıklık sistemimizin kuvvetli olması gereken bu dönemde, sağlıklı ve dengeli beslenmeliyiz. Yemek seçmeden, evde pişen tüm yemeklerden porsiyonlarımıza dikkat ederek tüketmeliyiz. Akşam erken uyumalı, sabah erken uyanmalıyız. Uyku saatimizin yeterli olması ve sabah uykumuzu almış bir şekilde uyanmamız vücut direncimizi arttırır. Ayrıca, uykunun zamanı da oldukça önemlidir. Gece uykusu, vücudumuzun yenilenmesini ve yeni güne hazır bir şekilde başlamamızı sağlar.

Bunlara ek olarak, kişisel temizliğimize de çok dikkat etmeliyiz. Ellerimizi sık sık su ve sabunla güzelce yıkamalı ve kişisel temizliğimize gereken önemi vermeliyiz. Ellerimizle her yere dokunduğumuzdan, virüsler çoğunlukla ilk olarak ellerimize yerleşirler. Bu sebeple, ellerimizi ağzımıza, burnumuza ve gözümüze götürmemeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Vücut direncimizi arttırmak için evde kendimizi zorlamadan küçük egzersizler de yapabiliriz.

(6)

4

Sağlıklı yaşam biçimi denilince bedensel sağlığımızın yanında ruhsal sağlığımız için de bir şeyler yapmamız gerekiyor. Salgın hastalık sürecinde kendimizi ruhsal anlamda daha iyi hissedebilmek için bazı etkinliklere ihtiyaç duyabiliriz. Öncelikle, bu durumun farkında olmalı ve içinde bulunduğumuz salgın hastalık dönemini uzun zamandır evde yapmayı planlayıp da yapmaya vakit bulamadığımız etkinlikler için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Şimdi, hep beraber bu süreçten nasıl yararlanabileceğimizi düşünelim. Zorunlu olmadıkça evden çıkmadığımız ve kontrollü bir şekilde sosyal hayata katıldığımız bu dönemde; evdeki zamanımızı kitap okuyarak değerlendirmemiz, okuduklarımız üzerine düşünmemiz ve kitapla ilgili düşüncelerimizi içeren yorumlarımızı günlüğümüze kaydetmemiz oldukça önemlidir.

Ayrıca, günlük tutmanın iyileştirici etkisinden de zamanımızın çoğunu evde geçirdiğimiz bu dönemde faydalanabiliriz. Her akşam, o gün yaptıklarımızı yazıya dökerek günümüzü verimli geçirip geçirmediğimiz hakkında farkındalık kazanabiliriz. Ayrıca, o gün neler hissettiysek ve neler düşündüysek onları da günlüğümüze aktarmamız bize iyi gelecektir.

Eskisi kadar sıklıkla dışarı çıkamadığımız ve arkadaşlarımızla vakit geçiremediğimiz bu dönemde, sanatsal etkinlikler ve hobiler evde eğlenerek yapabileceğimiz ve ruhsal anlamda bize iyi gelebilecek etkinlikler arasında sayılabilir. Çevrimiçi derslerimizden arta kalan zamanlarda; hayallerimizin resmini yapmak, şiir ve hikâye yazmak, örgü örmeyi öğrenmek, sevdiğimiz yemekleri pişirmeyi denemek, evdeki malzemeleri kullanarak projeler yapmak ve kullanılmayan ip veya kumaş gibi malzemelerden resim çerçeveleri yapmak oldukça eğlenceli olabilir. Derslerimizde işlediğimiz konularla ilgili belgeseller seyretmek de eğlenerek öğrenmemizi sağlar. Yine derslerimizde öğrendiğimiz konularla ilgili eğlenerek öğrenmemizi sağlayacak etkinliklerden biri de proje geliştirmektir. Örneğin; fizik, kimya ve biyoloji derslerimizde yaptığımız projelere benzer projeler geliştirip EBA üzerinden öğretmenlerimizle paylaşabilir, okullar açılınca projelerimizi öğretmenlerimize sunabiliriz.

Çevrimiçi dersler dışındaki zamanlarımızda, odamızı ya da kitaplığımızı düzenleyebilir, uzun zamandır kullanmadığımız eşyalarımızı ya da kitaplarımızı değerlendirebiliriz. İşimize yaramayacağını düşündüğümüz malzemelerimizi başkalarıyla paylaşmak üzere ayırabiliriz.

Yeni şeyler öğrenmek de kendimizi daha iyi hissetmemize yardımcı olur. Örneğin, yeni bir yabancı dil öğrenmek veya bildiğimiz yabancı dilleri geliştirmek için kendimize fırsat yaratabiliriz. Bu konuda öğretmenlerimizden yardım alabiliriz.

Ayrıca, zamanımızın çoğunu evde teknolojik aletlerle geçirdiğimiz bu dönemde, teknolojiyi öğrenme amaçlı kullanmalı ve teknoloji bağımlılığının önüne geçmeliyiz. Teknoloji bağımlılığının önüne geçmedeki en önemli yöntemlerden birisi de kayıt tutmaktır. Günde kaç saatimizi teknolojik aletlerle geçirdiğimizin, bunun ne kadarında teknolojiyi öğrenme amaçlı kullandığımızın ne kadarında ise sosyal medya veya oyun oynama gibi amaçlarla kullandığımızın kaydını tutarsak teknolojiyi ne kadar sağlıklı kullandığımızın farkına da varmış oluruz. Hepinize sağlıklı günler dileriz.

(7)

5

SALGIN HASTALIK DÖNEMİNDE STRES VE KAYGIYLA BAŞA ÇIKMA

Stres, kişinin karşılaştığı olay ve durumlara ilişkin geliştirdiği olumsuz düşünceleri sebebiyle deneyimlediği gerginlik duygusu olarak tanımlanabilir. Kaygı ise, kişinin vücut bütünlüğüne yönelik herhangi bir fiziksel tehdit olmamasına rağmen, kendi kafasında canlandırdığı olumsuz senaryolarla birlikte kişiliğine yönelik bir tehdit algılama durumu olarak değerlendirilebilir.

Zaman zaman stresli ve kaygılı hissetmek oldukça doğal olup, stres ve kaygı çoğumuzun günlük yaşamında belirli aralıklarla hissettiği ve kimi zaman hayatımızda önemli işlevleri olan duygu durumlarıdır. Örneğin; yaklaşan sınavlarımız için hiç kaygı hissetmiyor olsaydık ya da sınav tarihi yaklaştıkça daralan zaman üzerimizde bir baskı oluşturmuyor olsaydı, herhalde sınavlarımıza yeterince çalışma gereksinimi duymazdık.

Bazen bu duygular öylesine baskın hissedilir ki; stres ve kaygı, işlevsellikten uzaklaşıp günlük yaşantımıza odaklanmamıza engel olmaya başlar. Hastalık riski, temizlik önlemleri, olumsuz haberler ve evden dışarıya çıkamama gibi durumlar sebebiyle hastalık dönemlerinde yaşanan stres ve kaygı, diğer zamanlarda hissedilene oranla daha fazla olabilir. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; şu an yaşadığımız bu salgın hastalık dönemi geçici. Geçmişte de buna benzer salgınlar yaşandı ve alınan tedbirlerle birlikte hepsi son buldu. Ve en önemlisi, bu salgın hastalık dönemini daha da kısaltmak bizim elimizde. Bilim kurulunun aldığı kararlara uymalı, maske takmalı, temizlik kurallarına sıkı sıkıya uymalı ve sosyal mesafe kuralına çok dikkat etmeliyiz.

(8)

6

Peki, salgın hastalık döneminde yaşamamız muhtemel stres ve kaygıyla başa çıkmak için neler yapabiliriz? Şimdi isterseniz bunlardan bahsedelim.

Bizi kaygılandıran ya da strese sokan şey, olaylar ya da durumlar değil; bizlerin olaylar ya da durumlara ilişkin geliştirdiğimiz düşüncelerimizdir. Aynı olay sonrası farklı kişiler farklı şeyler hisseder. Kar yağışını ele alalım. Yoğun kar yağışı sonrası, bir çocuk kartopu oynayacağını düşünerek sevinebilir. Uzakta çalışan biri işine nasıl gidip geleceğini düşünüp endişelenebilir.

Sokakta çalışan biri bu duruma üzülebilir. Son olarak, kış tatiline gitmeyi planlayan biri de aynı kar yağışına sevinebilir. Eğer kar yağışının kendisi bize bir duyguyu hissettirebilme gücüne sahip olsaydı; herkesin kar yağışı karşısında aynı duyguyu hissetmesi beklenirdi. Demek ki;

bizim hangi duyguyu yaşayacağımızı belirleyen şey olayların ya da durumların kendisi değil;

bizim olayları ya da durumları nasıl yorumladığımızdır.

Her birimizin aynı olay karşısında farklı duygular hissetmemizin sorumlusu, kendimizin o olaya ilişkin yorumlarımızsa, hissettiğimiz her bir duygunun sorumlusu da yine bizzat kendimiz olmalıyız. Yani, eğer şu an Covid-19 salgın hastalığına ilişkin stres ve kaygı hissediyorsak, bunun sorumlusu salgın hastalığın kendisi değil, bizim salgın hastalığa ilişkin yorumlarımızdır.

Şimdi durup düşünelim. Biz bu salgın hastalık dönemini nasıl yorumluyoruz? Kafamızda hastalıkla ilgili kötü senaryolar mı canlandırıyoruz? Evde kalmayı sıkıcı ve çekilmez bir şey olarak mı tanımlıyoruz? Yoksa sürekli geçmişi düşünüp bugünün zorluklarına mı kafa yoruyoruz? Eğer böyle yapıyorsak, bilelim ki; kendi kendimizi stres ve kaygıya sürüklüyoruz. Bu düşünceleri olumlu olanlarla değiştirmeliyiz.

Salgın hastalık döneminde en çok konuşulan konulardan biri de Covid-19 aşısının ne zaman bulunacağı olarak karşımıza çıkıyor. Bunu, bizler bilemeyiz. Bu tıp doktorlarının işi.

Bizim bildiğimiz bir şey var. Her aşı, yapılırken insana acı verir; ama sonrasında insanı hastalıklardan korur. Şu an deneyimlemekte olduğumuz durum da buna benziyor. Salgın hastalık sebebiyle zorlu zamanlar geçirip eskiden rahatça yapabildiklerimizi şimdi yapamıyor olabiliriz. Ama şunu bilmeliyiz ki; tıpkı aşının ilk başta acı verip, daha sonra insanı hastalıklara karşı dayanıklı yaptığı gibi, yaşadığımız bu zorlu durum da ilerde bizleri yaşamda daha dayanıklı kılacak.

Belki bugüne kadar, sokaklarda keyifle dolaşabilmenin, arkadaşlarımızla bir arada olmanın, paylaşmanın ve görev ve sorumluluklarımızın değerini bilemiyorduk. Ama bu durum, hayata bakışımızı değiştirerek gelecekte bizler için büyük bir yarara hizmet edecek. Bugünleri yaşamasak işimizin veya okulumuzun değerini bu kadar anlayamayabilir, her günün ve her saatin ayrı bir değeri olduğunu hiç bilemeyebilirdik. Bunları düşünerek ve bu süreçte kendimizi geliştirerek, stres ve kaygımızı azaltabiliriz.

(9)

7

Stres ve Kaygıyı Azaltmak için Öneriler

 Yaşadığımız bu günler, eskiden farkında olmadığımız birçok güzelliğin değerini anlamamız için bir vesile olacak. Bunu unutmayalım.

 Bu süreçte, eskiden yoğunluk sebebiyle yapmaya vakit ayıramadığımız şeylerin keyfini sürelim.

 Ailemizle daha çok vakit geçirip, onların duygu ve düşüncelerine ortak olalım.

 Kafamızda kurduğumuz olumsuz senaryolara dışardan bakıp, onların gerçek olmadığının ve sadece bizim senaryolarımız olduğunun farkına varalım.

 Evde kalmanın güzelliklerine odaklanıp, kafamızdaki olumsuz senaryoları olumlularıyla değiştirelim.

 Bütün bunları denemenize rağmen stres ve kaygı düzeyinizde bir azalma hissedemiyorsanız Vefa Lisesi PDR Birimi’mizin e-posta adresi olan vefapdr1872@gmail.com adresinden bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

(10)

8 VEFA LİSESİ’NDE YAZILMAYA BAŞLANAN BAŞARI HİKÂYELERİ

NEJAT EKREM BASMACI (1920-2018)

30 Eylül 1920 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Basmacı, kökü Osmanlılar'a dayanan Basmacızade Ailesinden gelmektedir. Büyük büyük dedesi, III. Ahmed'in saltanatında sadrazam ve Kaptan-ı Derya Basmacızade İbrahim Paşa, büyük dedesi ünlü bestekâr Basmacı Abdi Efendi, dedesi ise İstanbul Ticaret Borsası'nın ilk Müslüman başkanı Basmacızade İbrahim Ferit Bey'dir. Aynı zamanda Orhan Pamuk'un annesiyle de amca çocuklarıdır.

İlk tahsiline eski basma fabrikalarının bulunduğu Üsküdar Ayazma 21. Mektebi'nde başlar.

Daha sonra Vefa Lisesi'nde tahsilini tamamlayan Basmacı, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirip zeytinyağı tüccarlığına başlamıştır.

1957 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Konsey Başkanlığı'na seçilen Nejat Ekrem Basmacı, 2009 yılında bu görevinden ayrılmış ve inzivaya çekilmiştir. Nejat Ekrem Basmacı okulumuza büyük katkılarda bulunmuş ve okulumuz konferans salonunun yapımını sağlamıştır.

Vefalılık ruhunu taşıyan değerli büyüğümüzü saygıyla anıyoruz.

(11)

9

ÜNİVERSİTE TANITIM SİTELERİ İÇİN EN ÖNEMLİ KAYNAK YÖK ATLAS’I TANIYALIM

Yükseköğretim Kurumu tarafından hazırlanan ve sürekli güncellenen YÖK ATLAS programı sayesinde üniversiteleri detaylı tanıyabilir, üniversite kontenjanları ve puanları hakkında bilgi alabilirsiniz. yokatlas.yok.gov.tr

(12)

10

148.DÖNEM MEZUNLARIMIZIN BAŞARISI

DEĞERLİ VEFALILARI TEBRİK EDİYORUZ.

(13)

11

“VEFA BİTER, VEFA KALIR”

153.DÖNEM ÖĞRENCİLERİMİZ

HOŞGELDİNİZ

Referanslar

Benzer Belgeler

Bundan başka beslenme, fiziksel akti- vite, sağlık sorumluluğu ve manevi gelişim alt ölçek puan- ları da Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencilerinde daha yüksek

Kız öğrencilerin sağlık so- rumluluğu, beslenme, stres yönetimi alt grubu puan ortancasının erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu

Kalp ritim bozuklukları ve kalbin yapısal hastalıkları olanlar manevi gelişim alt boyutundan kalp yetmezliği olanlara göre (p<0.05), kalp damar hastalığı olanlar

Miyokard İnfarktüsünde Hastaneye Başvuru Süresi ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ile İlişkisi, Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Kadın ve erkek fertilitesi ile ilişkili en çok araştırılan ve öne- riler sunulan yaşam biçimi davranışları, sigara içme, alkol, kafein, madde bağımlığı,

Araştırmada öğrencilerin sınavlardan sonra sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği alt boyutları (sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite, beslenme,

The number of business actors, especially UMKM, who are conventional business actors in Indonesia, do not take advantage of digital marketing, which is an opportunity to

Araştırmaya katılan herhangi bir hobisi olan öğrencilerin SYBD ölçeği puanı, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişki ve stres yönetimi