• Sonuç bulunamadı

Epilepsi Hastalarında İlaç TedavisineUyumun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Epilepsi Hastalarında İlaç TedavisineUyumun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkileri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Epilepsi Hastalarında İlaç Tedavisine Uyumun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkileri

Effects of Medication Adherence in Epilepsy Patients On Quality of Life

Summary

Objectives: This study aimed to observe epileptic patients on drug compliance and its effects on their quality of life to reveal the effects of socio-demographic and disease-related characteristics on drug compliance and quality of life.

Methods: This study was performed with self-filling and face-to-face interview method with 84 epileptic patients, who were selected by a random sampling method from those who applied to GATA Haydarpaşa Training Hospital, Neurology Polyclinic, between January and June 2014. When data related to patients were collected, an introductive patient interview form, which contains information about the disease, the Morisky Medication Adherence Scale, indicating drug compliance, and the short form-36 scale, which measures quality of life, were used.

Results: Patients with a high drug compliance were found to have significantly higher scores on emotional role (p<0.043), viability (p<0.000), mental health (p<0.002), and general health (p<0.000).

Conclusion: We recommend making efforts to eliminate the negativity, if there is any, and to increase the quality of life by evaluating the factors that may influence drug compliance in patients on an individual basis considering low drug compliance therefore low quality of life groups.

Keywords: Epilepsy; drug compliance; quality of life.

Özet

Amaç: Bu çalışma, epilepsili hastaların ilaç tedavisine uyumu ve bunun hastaların yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemek, sosyo-demog- rafik ve hastalığa ilişkin özelliklerin ilaç uyumu ve yaşam kalitesi üzerine etkilerini ortaya koymak amacıyla yapıldı.

Gereç ve Yöntem: Çalışma Ocak 2014–Haziran 2014 tarihleri arasında, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Nöroloji Polikliniği’ne başvuran rastgele örneklem yöntemiyle seçilmiş 84 epilepsili hasta ile kendi kendine form doldurma ve yüz yüze görüşme yöntemi ile gerçekleştirildi.

Hastalarla ilgili veriler toplanırken; tanıtıcı ve hastalıkla ilgili bilgileri içeren hasta görüşme formu, ilaç uyumunu gösteren Morisky uyum ölçeği ve kısa form-36 (SF-36) yaşam kalitesi ölçeği kullanıldı.

Bulgular: Sonuçlar değerlendirildiğinde; yüksek ilaç uyumuna sahip hastaların yaşam kalitesi ölçeğine göre, duygusal rol (p<0.043), canlılık (p<0.000), ruhsal sağlık (p<0.002), genel sağlık (p<0.000) bakımından anlamlı ölçüde daha yüksek skorlara sahip olduğu tespit edildi.

Sonuç: İlaç uyumu ve dolayısıyla yaşam kalitesi düşük gruplar göz önünde bulundurularak hastalarda ilaç uyumuna etki edebilecek fak- törlerin birey bazında değerlendirilerek, varsa olumsuzlukların giderilmesi ve yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmasını öneriyoruz.

Anahtar sözcükler: Epilepsi; ilaç uyumu; yaşam kalitesi.

Bora GÜLAY,1 Mustafa Tansel KENDİRLİ,2 Serkan DEMİR,2 Ali Rıza SONKAYA,2 Mehmet Fatih ÖZDAĞ2

1

Çorlu Devlet Hastanesi, Nöroloji Kliniği, Tekirdağ

2

Sultan Abdülhamid Han Eğitim Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul

© 2018 Türk Epilepsi ile Savaş Derneği

© 2018 Turkish Epilepsy Society

Geliş (Submitted) : 04.01.2017 Kabul (Accepted) : 16.12.2017

İletişim (Correspondence): Dr. Bora GÜLAY e-posta (e-mail): boragulay@yahoo.com KLİNİK ÇALIŞMA / ORIGINAL ARTICLE

Dr. Bora GÜLAY

(2)

Giriş

Epilepsi, kortikal nöronların anormal, aşırı aktivitesine bağlı olarak ortaya çıkan ve spontan tekrarlayan nöbetler ile ka- rakterize, nöroloji pratiğinde baş ağrılarından sonra ikinci en sıklıkta karşılaşılan kronik nörolojik bir hastalıktır.[1]

Epileptik hastalarda hem hastalığın kendisine hem de veri- len tedavilere bağlı olarak pek çok sorun yaşanmakta ve bu da hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemekte- dir.[2]

Sağlık alanında yaşam kalitesi, bireylerin kendilerini nasıl his- settikleri ve günlük yaşam aktivitelerini nasıl yaptıkları ile ilgi- li sağlık durumunu tarif etmek için kullanılan bir kavram ola- rak kabul görmektedir. Bu anlayış, sağlıkla ilgili yaşam kalitesi kavramının doğmasına neden olmuştur. Sağlıkla ilgili yaşam kalitesi (Health Related Quality of Life) ölçümleri ile bir hasta- lık ve hastalık tedavisinin yaşamın fiziksel, sosyal, emosyonel boyutları üzerine etkileri gösterilmek istenmektedir.[3–7]

Ancak epilepsi hastalarında ilaç tedavisine uyumun yaşam kalitesi üzerine etkileri veya tam tersine yaşam kalitesinde- ki bozulmanın ilaç tedavisini nasıl etkilediği henüz ayrıntılı olarak araştırılmamıştır.

Bu çalışmada, epilepsi hastalarının ilaç tedavisine uyumunu, buna etki edebilecek sosyodemografik özelliklerin ortaya konmasını ve ilaç uyumunun hastaların yaşam kalitesi üzeri- ne etkilerini araştırmayı hedefledik.

Gereç ve Yöntem

Çalışma öncesi hastanemiz etik kuruluna başvurularak yerel etik kurul onayı alındı (GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Etik Kurulu).

Çalışmamıza Ocak 2014–Haziran 2014 tarihleri arasında GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Polikliniği’ne ve Kliniği’ne başvuran, ILAE 1989 sınıflaması- na göre tanısı konulmuş ve en az altı aydır ilaç tedavisi alan toplam 84 epilepsi hastası dâhil edildi. Hastalara çalışma hakkında bilgi verildikten sonra yazılı onam formu alındı.

Testleri dolduramayacak düzeyde mental retardasyonu olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Çalışmaya dahil olan tüm has- talara nöroloji uzmanı gözetiminde SF-36 Yaşam Kalite Ölçe- ği ve Morisky İlaç Kullanımı Uyum Ölçeği uygulandı. Sonuç- lar Microsoft Excel 2007 programı kullanılarak kayıt edildi.

Morisky Uyum Ölçeği (Morisky’s Questions- Self-Report Me- asure of Adherence); Donald E. Morisky tarafından gelişti- rilmiştir ve 1986’da Morisky, Gren ve Levine tarafından ge- çerlilik çalışması yapılmıştır (Cronbach alpha: 0.61) (Morisky, Gren ve Levine 1986). Ölçek, ilaç uyumunu ölçen, hastanın kendisinin doldurduğu dört sorudan oluşmaktadır. Sorular

“evet/hayır” şeklinde yanıtlanmaktadır. Soruların tümüne

“hayır” denmişse ilaç uyumu yüksek, bir veya iki soruya

“evet” denmişse ilaç uyumu orta, üç veya dört soruya “evet”

denmişse ilaç uyumu düşük olarak değerlendirilir. Doldurul- ması kolay bir ölçektir. Yılmaz ve Buzlu tarafından yapılan geçerlik güvenirlik çalışmasında, Cronbach alpha güvenirlik katsayısı 0.52 olarak bulunmuştur.[8]

Yaşam Kalitesi Ölçeği [Kısa Form 36 (Short Form-SF-36)], 1992 yılında geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur. Ölçek geliştirilirken kısa, kolay uygulanabilir olmasının yanı sıra çok geniş bir kullanım yelpazesine sahip olması da amaç- lanmıştır. SF-36’nın özelliklerinin başında bir kendini de- ğerlendirme ölçeği olması gelmektedir. Ölçek adından da anlaşılacağı gibi 36 maddeden oluşmaktadır ve bunlar 8 boyutun ölçümünü sağlamaktadır; fiziksel fonksiyon (10 madde), sosyal fonksiyon (2 madde), fiziksel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları (4 madde), emosyonel sorunlara bağlı rol kı- sıtlılıkları (3 madde), mental sağlık (5 madde), enerji/vitalite (4 madde), ağrı (2 madde) ve sağlığın genel algılanması (5 madde).

İstatistiksel analiz

Çalışmanın istatistiksel değerlendirilmesinde “SPSS for Windows 18.00” paket programı kullanıldı. Nitel bilgilerin değerlendirilmesinde frekans değerleri özetlenirken, sayı- sal değişkenlerin özetlenmesinde ortalama±standart sap- ma, minimum-maksimum değerleri ile özetlendi. Tedavi uyum için kullanılan Morisky uyum ölçeği sonucunda elde edilen üç altgrubun demografik ve diğer değişkenlerinin karşılaştırılmasında nitel değişkenler için ki-kare testi (2’den çok düzeyli nitel datalarda Likelihood ratio ki-kare testi), sayısal değişkenler içinse ANOVA testi kullanıldı.

ANOVA testinde anlamlı olarak farklı grubun analizin- de Tukey post-hoc testi ile farklılık yaratan parametreler özetlendi.

Bulgular

Servisimize başvuran rasgele seçilen 84 hastanın demog- rafik verileri Morisky Uyum Ölçeği ile Tablo 1’de verilmiştir.

Test sonuçları ise Tablo 2 ve 3’de verilmiştir.

(3)

Tedavi uyum gruplarına göre tüm demografik özellikler ara- sında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Morisky uyumu düşük, orta ve yüksek grupta yer alan hastalar, cin- siyet, yaş, medeni durum, eğitim, meslek, çalışma düzeni ve ekonomik durum bakımından benzerdi.

Çalışmanın tüm sonuçları değerlendirildiğinde anlamlı olarak farklılık bulunan gruplar; canlılık ile doz düzeyleri ve canlılık, ruhsal sağlık ile tedavi süresi. Bu makalede tüm tablolar verilmese de çalışmamızda aynı zamanda ruhsal sağlık yaşam düzeyi ile meslek, fiziksel fonksiyon ile eğitim, ruhsal sağlık ve çalışma durumu, fiziksel rol, duygusal rol, canlılık, genel sağlık ve nöbet sıklığı, fiziksel rol, duygusal rol, canlılık, sosyal fonksiyon, ağrı, genel sağlık ve son nö- bet durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Yüksek ilaç uyumuna sahip hastaların yaşam kalitesi ölçe- ğine göre, duygusal rol (p<0.043), canlılık (p<0.000), ruh- sal sağlık (p<0.002), genel sağlık (p<0.000) bakımından anlamlı ölçüde daha yüksek skorlara sahip olduğu tespit edildi.

Tartışma

Epilepsi, en sık görülen nörolojik hastalıklardandır ve dünya üzerinde yaygın görülen bir sağlık problemidir.[9] Epilepsinin önemli fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuçları olabilmektedir ve kişinin yaşam kalitesi üzerindeki etkisi, diğer bazı kronik hastalıklardan daha büyük olabilir. Bunun nedenleri; nöbet- lerin öngörülememesi ve epilepsi ile sıklıkla ilişkilendirilen toplumsal etiketlenme dahil bir çok faktörü kapsamasıdır.[10]

Yapılan çalışmalara bakıldığında epilepsi hastalarının, sağ- lıklı bireylere göre yaşam kalitelerinin daha düşük olduğu bulunmuştur.[11] Hastaların durumları incelendiğinde, özel- likle nöbet sıklığı ve nöbet tipinin yaşam kalitesi üzerine en etkili faktörler olarak ortaya konulduğu görülmektedir.[12–14]

Araştırmaya katılan 84 epilepsi hastasının yaş ortalaması 30 olarak saptandı. Hastaların çoğunluğu erkek (%65), bekar (%68), üniversite mezunu (%38), işsiz (%25) ve orta eko- nomik düzeye sahip (%52) oldukları görüldü. Demografik özelikler incelendiğinde, çalışmamızda her sosyokültürel seviyeden hasta kabul edildiği görüldü. Epilepsi hastalığı- Tablo 1. Morisky uyum grubu ile demografik değişkenlere ait açıklayıcı istatistikler ve istatistiksel analiz

Yüksek Orta Düşük p

(n=26) (n=44) (n=14)

Cinsiyet, n (%) Kadın (n=29) 12 (41.4) 13 (44.8) 4 (13.8) 0.323

Erkek (n=55) 14 (25.5) 31 (56.4) 10 (18.2)

Yaş,** Ort.±SS 35.2±17.2 27.8±8.8 26.8±9.8 0.118

Medeni durum, n (%) Evli (n=23) 9 (39.1) 11 (47.8) 3 (13) 0.589

Diğer (n=61) 17 (27.9) 33 (54.1) 11 (18)

Eğitim, n (%) İlkokul (n=7) 3 (42.9) 3 (42.9) 1 (14.3) 0.348

Ortaokul (n=21) 9 (42.9) 7 (33.3) 5 (23.8)

Lise (n=24) 5 (20.8) 14 (58.3) 5 (20.8)

Üniversite (n=32) 9 (28.1) 20 (62.5) 3 (9.4)

Meslek, n (%) İşçi (n=20) 6 (30) 10 (50) 4 (20) 0.567

Memur (n=13) 5 (38.5) 7 (53.8) 1 (7.7)

Emekli (n=3) 2 (66.7) – 1 (33.3)

Serbest (n=19) 6 (31.6) 9 (47.4) 4 (21.1)

İşsiz (n=21) 6 (28.6) 13 (61.9) 2 (9.5)

Öğrenci (n=8) 1 (12.5) 5 (62.5) 2 (25)

Çalışma düzeni, n (%) Çalışmayan (n=29) 7 (24.1) 18 (62.1) 4 (13.8) 0.293 Düzensiz kısa aralıklarla (n=7) 1 (14.3) 4 (57.1) 2 (28.6)

Düzenli (n=45) 16 (35.6) 22 (48.9) 7 (15.6)

Emekli (n=3) 2 (66.7) – 1 (33.3)

Ekonomik durum, n (%) Yüksek (n=2) 2 (100) – – 0.081

Orta (n=44) 13 (29.5) 23 (52.3) 8 (18.2)

Düşük (n=30) 11 (36.7) 15 (50) 4 (13.3)

Çok düşük (n=8) – 6 (75) 2 (25)

*p<0.005, Ki-Kare test istatistiği. **p<0.005, ANOVA test istatistiği. Ort.: Ortalama; SS: Standart sapma.

(4)

nın epidemiyolojik özellikleri ile ilişkili yapılan çalışmalarda, epilepsi hastalığının başlama zamanının gelişmiş ülkelerde genç yaş ve yaşlılar olmak üzere iki dönemde eşit oranda görüldüğü ancak gelişmekte olan ülkelerde ise daha sıklıkla, geç çocukluk dönemi ve genç erişkinlikte görüldüğü ifade

edilmektedir.[15] Bizim çalışmamızda hastaların ortalama ya- şının 30 olduğu ve hastalık süresinin 10 yıldan fazla olduğu düşünüldüğünde, hastalığın başlangıç yaşı açısından litera- türle uyumlu olarak değerlendirilmiştir. Epilepsi hastalarının yaklaşık %70’inde nöbetler, bir veya daha fazla antiepilep- Tablo 2. Günlük alınan doz sayısı ile ilişkili yaşam kalitesi ölçeği alt grupları

Doz (Günde) n Ortalama±Standart sapma ANOVA Tukey

p p

Fiziksel fonksiyon 1 20 75.5±20.5 0.289

2 60 70.5±24

3 2 82.5±3.5

4 2 45±21.2

Total 84 71.4±23.1

Fiziksel rol 1 20 53.8±47.5 0.163

2 60 48.3±44.4

3 2 100±0

4 2 0±0

Toplam 84 49.7±45.2

Duygusal rol 1 20 46.7±47.6 0.549

2 60 41.7±42.4

3 2 50±70.7

4 2 0±0

Toplam 84 42.1±43.6

Canlılık 1 20 57.8±22.6 0.025* Günde 1 - Günde 4

2 60 48.1±21.7 p=0.021

3 2 55±0

4 2 10±14.1

Toplam 84 49.6±22.6

Ruhsal sağlık 1 20 58.8±19.3 0.258

2 60 57.5±19.1

3 2 66±14.1

4 2 32±5.7

Toplam 84 57.4±19.1

Sosyal fonksiyon 1 20 67.5±26.4 0.041* Günde 1 - Günde 4

2 60 57.5±29.8 p=0.029

3 2 68.8±44.2

4 2 6.3±8.8

Total 84 58.9±30.1

Ağrı 1 20 68.1±31 0.783

2 60 68±27.7

3 2 88.8±15.9

4 2 72.5±24.7

Toplam 84 68.6±28.1

Genel sağlık 1 20 51.8±23.5 0.432

2 60 46.3±21

3 2 62.5±24.7

4 2 32.5±38.9

Toplam 84 47.7±21.9

*: p<0.005, ANOVA, anlamlı gruplarda ikili karşılaştırma Tukey testi ile yapılmıştır.

(5)

tik ilaçla kontrol altına alınabilmektedir.[16] Bununla birlikte hastaların yaklaşık %30’unda politerapiye rağmen nöbet kontrolü sağlanamamaktadır.[17] Tedavi başarısızlığının ne- denlerinden birisi de hastalarda ilaç uyumunun iyi olmama- sıdır ve ilaç uyumsuzluğu oranı epilepsi hastalarında yüksek

saptanmıştır.[18,19] Yapılan çalışmalarda epilepsi hastalarının

%30–50’sinin verilen antiepileptik tedavilere uyum göster- mediği bildirilmiştir.[9,20] İlaç tedavisine uyumsuzluk, hasta- larda mortalite ve morbiditede artışa, yaşam kalitesinde ve üretkenlikte düşüklüğe sebep olmaktadır.[9,21]

Tablo 3. Tedavi süresinin ilişkili olduğu yaşam kalitesi ölçeği alt grupları

Tedavi süresi n Ortalama±Standart sapma ANOVA Tukey

(yıl) p p

Fiziksel fonksiyon <1 10 64±21.6 0.549

1–5 25 75.8±21.8

5–10 20 72.3±27.1

>10 29 69.5±22.1

Toplam 84 71.4±23.1

Fiziksel rol <1 10 22.5±41.6 0.117

1–5 25 60±45.1

5–10 20 57.5±42.2

>10 29 44.8±46

Toplam 84 49.7±45.2

Duygusal rol <1 10 20±42.2 0.125

1–5 25 46.7±44.1

5–10 20 56.7±43.4

>10 29 35.6±41.7

Toplam 84 42.1±43.6

Canlılık <1 10 30.5±13.4 0.035* 1 yıldan az - 1–5 yıl

1–5 25 52.4±24.6 p=0.043

5–10 20 54.3±21.7 1 yıldan az - 5–10 yıl

>10 29 50.7±21.6 p=0.031

Toplam 84 49.6±22.6

Ruhsal sağlık <1 10 43.6±18.9 0.032* 1 yıldan az - 5–10 yıl

1–5 25 59.7±21.4 p=0.023

5–10 20 64.4±16.8

>10 29 55.4±16.4

Toplam 84 57.4±19.1

Sosyal fonksiyon <1 10 38.8±37 0.050

1–5 25 65±27.5

5–10 20 67.5±26.4

>10 29 54.7±29.6

Toplam 84 58.9±30.1

Ağrı <1 10 56±26.4 0.452

1–5 25 73±29.1

5–10 20 69.9±24.4

>10 29 68.4±30.1

Toplam 84 68.6±28.1

Genel sağlık <1 10 39±20.4 0.531

1–5 25 50.6±22.5

5–10 20 49.8±21.1

>10 29 46.7±22.8

Toplam 84 47.7±21.9

*p<0.005, ANOVA, anlamlı gruplarda ikili karşıtırma Tukey testi ile yapılmıştır.

(6)

Epilepsi hastalarında etiketlenme korkusu ve unutkanlık gibi hastaya bağlı faktörler, yan etkiler, ilaç maliyetleri, sık ilaç içme ve kullanılan ilaç sayısı gibi tedaviyle ilişkili fak- törler, nöbet tipi ve ciddiyeti gibi hastalıkla ilişkili faktör- lerdir. İlaç uyumuna etki eden en önemli faktörler olarak görülmektedir.[22–25] Çalışmamıza katılan hastaların yaklaşık 2/3’ünün ilaç uyumunun iyi olmadığı saptandı. Epilepsi has- talarında ilaç uyumunun değerlendirildiği önceki çalışma- larda da antiepileptik tedavi uyumsuzluğunun, çalışmadan çalışmaya farklı olmakla beraber, %30–60 arasında olduğu gösterilmiştir.[6] Bu bağlamda çalışmamızda, hastaların ilaç uyumsuzluğu, literatürle benzer olarak değerlendirildi. İlaç uyumunun eksikliği, büyük oranda nöbet kontrolünün za- fiyetiyle sonuçlanmaktadır. Nitekim bu çalışma sonucunda nöbet kontrolünün yeterli olmadığı hastaların ilaç uyumu- nun da iyi olmadığına kanaat edilmiştir.[26] Ayrıca çalışma- mızda demografik özellikler ve hastalığa bağlı faktörler ayrı ayrı ilaç uyumu sonuçlarıyla karşılaştırılmış, orta ve düşük ekonomik düzeye sahip bireylerin ilaç uyumlarının kötü ol- duğu ortaya konmuştur.

Epilepsiye erken yakalanma ve erken tanı almanın özellik- le bilişsel kayıpları arttırdığını ve böylelikle yaşam kalitesini azalttığını ifade eden çalışmalar mevcuttur.[27,28] Benzer şe- kilde epilepsi ile yaşam kalitesine yönelik olarak, 210 epi- leptik hasta ile yürütülmüş bir diğer çalışmada da, epileptik hastalarda yaşam kalitesi daha düşük olarak saptanmış ve bu araştırmada, kullanılan ilaçlara ne kadar erken başlanırsa yan etkilerine o kadar maruz kalındığı ve böylelikle hasta- lığın etkilerinin de daha uzun sürdüğü belirtilmiştir.[28] Bu bilgilerden farklı olarak, çalışmamız bulguları hastalığa ya- kalanma süresinin epilepsisi olan hastalarda yaşam kalitesi üzerinde herhangi bir etki sahibi olmadığını göstermiştir.

Biz çalışmamızda ilaç kullanım süresi uzun olan hastaların yaşam kalitesi skorlarını daha düşük bulduk ve bu durum literatürle benzer olarak değerlendirilmiştir.

Diğer demografik ve hastalığa bağlı değişkenlerin ilaç uyu- muna etkisi saptanmamıştır. Ayrıca tüm gruplar eşit dağıl- dığı için hastalığa ilişkin değişkenler bakımından ortaya konacak istatistiksel sonuçların demografik değişkenlere ait etkiden bağımsız olduğu düşünülebilir. Yapılan araştırmalar, epilepsi hastalarının genel popülasyona kıyasla iş bulmada daha çok sorun yaşayabileceğini göstermektedir. Epilepsili bireylere toplumun önyargılı bakışı, toplumsal etiketlenme, işyerlerinde epilepsiyle ilgili yanlış anlayışlar, güvenlikle ilgili kaygılar, iş yapabilme yeteneğindeki kayıplar, epilepsili bi-

reyin eğitim düzeyi, deneyimleri, öğrenme güçlükleri veya işi iyi yapmadaki bireysel yeteneklerini engelleyen diğer kognitif problemlerin olması iş bulmalarını engelleyen en önemli faktörlerdir.[29–31] Epileptik bireyin hastalığının yanı sıra bir de işsiz olması ya da düşük ücretle çalıştırılması eko- nomik durumunu ve yaşam kalitesini oldukça düşürmek- tedir.[29,31–33] Çalışmamızda düzenli çalışan ile çalışmayan gruplar arasında yaşam kalitesi açısından anlamlı farklılık bulundu. Epilepsi hastalarında bir işte çalışıyor olmak yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyen bir faktör olarak değerlen- dirildi. Bunun sebebi olarak da, hastalarının ekonomik gelir- lerindeki artış dolayısıyla sosyal yaşantısının daha konforlu olması ve bu hastalarda ilaç uyumunun da yüksek olması olarak sıralayabiliriz.

Sonuç

Sonuç olarak, hastalarda yeterli nöbet kontrolünün sağ- lanması hasta tedavilerinin uygun bir şekilde yönetimi, ilaç uyumunun etkin bir şekilde takip edilebilmesinin önemli olduğu bilinmelidir.

Etik Komite Onayı

T.C. Genelkurmay Başkanlığı GATA Haydarpaşa Eğitim Has- tanesi Baştabipliği’nin 28.03.2014 tarihli ve ETİK KRL: 1491- 41-14/1539 sayılı kararıyla etik kurul onayı alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi Dış bağımsız.

Çıkar Çatışması Bildirilmemiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: B.G., M.T.K.; Dizayn: S.D., A.R.S.; Veri Toplama veya İşleme: B.G., M.T.K.; Analiz ve Yorumlama: M.F.Ö., M.T.K.; Lite- ratür Arama: S.D., A.R.S.; Yazan: B.G., S.D.

Kaynaklar

1. Hirtz D, Thurman DJ, Gwinn-Hardy K, Mohamed M, Chaudhuri AR, Zalutsky R. How common are the “common” neurologic dis- orders? Neurology 2007;68(5):326–37. [CrossRef]

2. Guekht AB, Mitrokhina TV, Lebedeva AV, Dzugaeva FK, Milcha- kova LE, Lokshina OB, et al. Factors influencing on quality of life in people with epilepsy. Seizure 2007;16(2):128–33. [CrossRef]

3. Devinsky O. Clinical uses of the quality-of-life in epilepsy inven- tory. Epilepsia 1993;34 Suppl 4:S39–44. [CrossRef]

4. Devinsky O, Baker G, Cramer J. Quantitative Measures of Asses- ment. In: Engel J, Pedley TA, editors. Epilepsy: A Comprehensive Textbook. Philadelphia: Lippincott-Raven; 1997. p. 1107–13.

5. Devinsky O, Vickrey BG, Cramer J, Perrine K, Hermann B, Meador K, et al. Development of the quality of life in epilepsy inventory.

(7)

Epilepsia 1995;36(11):1089–104. [CrossRef]

6. Meeberg GA. Quality of life: a concept analysis. J Adv Nurs 1993;18(1):32–8. [CrossRef]

7. Padilla GV, Grant MM, Ferrell B. Nursing research into quality of life. Qual Life Res 1992;1(5):341–8. [CrossRef]

8. Morisky DE, Green LW, Levine DM. Concurrent and predictive validity of a self-reported measure of medication adherence.

Med Care 1986;24(1):67–74. [CrossRef]

9. Leppik IE. How to get patients with epilepsy to take their medication. The problem of noncompliance. Postgrad Med 1990;88(1):253–6. [CrossRef]

10. Perucca P, Gilliam FG. Adverse effects of antiepileptic drugs.

Lancet Neurol 2012;11(9):792–802. [CrossRef]

11. Alanis-Guevara I, Peña E, Corona T, López-Ayala T, López-Meza E, López-Gómez M. Sleep disturbances, socioeconomic status, and seizure control as main predictors of quality of life in epi- lepsy. Epilepsy Behav 2005;7(3):481–5. [CrossRef]

12. Baker GA, Gagnon D, McNulty P. The relationship between sei- zure frequency, seizure type and quality of life: findings from three European countries. Epilepsy Res 1998;30(3):231–40.

13. Baker GA, Jacoby A, Buck D, Stalgis C, Monnet D. Qual- ity of life of people with epilepsy: a European study. Epilepsia 1997;38(3):353–62. [CrossRef]

14. Leidy NK, Elixhauser A, Vickrey B, Means E, Willian MK. Seizure frequency and the health-related quality of life of adults with epilepsy. Neurology 1999;53(1):162–6. [CrossRef]

15. Newton CR, Garcia HH. Epilepsy in poor regions of the world.

Lancet 2012;380(9848):1193–201. [CrossRef]

16. Devinsky O. Definition and overview of intractable epilepsy. In:

Schachter SC, Schomer DL, editors. The comprehensive evalu- ation and treatment of epilepsy: a practical guide. San Diego:

San Diego Academic Press; 1997. p. 86–7. [CrossRef]

17. Garnett WR. Antiepileptic drug treatment: outcomes and ad- herence. Pharmacotherapy 2000;20(8 Pt 2):191S–9. [CrossRef]

18. Devinsky O. Patients with refractory seizures. N Engl J Med 1999;340(20):1565–70. [CrossRef]

19. Leestma JE, Kalelkar MB, Teas SS, Jay GW, Hughes JR. Sudden unexpected death associated with seizures: analysis of 66 cas- es. Epilepsia 1984;25(1):84–8. [CrossRef]

20. Eraker SA, Kirscht JP, Becker MH. Understanding and improving

patient compliance. Ann Intern Med 1984;100(2):258–68.

21. Gomes Mda M, Maia Filho Hde S, Noé RA. Anti-epileptic drug intake adherence. The value of the blood drug level mea- surement and the clinical approach. Arq Neuropsiquiatr 1998;56(4):708–13. [CrossRef]

22. Bandura A. Social foundations of thought an action: A social cognitive theory. Engelwood Cliffs, NJ: Prentice-Hall; 1986.

23. Buck D, Jacoby A, Baker GA, Ley H, Steen N. Cross-cultural dif- ferences in health-related quality of life of people with epilepsy:

findings from a European study. Qual Life Res 1999;8(8):675–85.

24. Cramer JA, Perrine K, Devinsky O, Bryant-Comstock L, Meador K, Hermann B. Development and cross-cultural translations of a 31-item quality of life in epilepsy inventory. Epilepsia 1998;39(1):81–8. [CrossRef]

25. Lazarus RS. From psychological stress to the emotions: a his- tory of changing outlooks. Annu Rev Psychol 1993;44:1–21.

26. Gomes Mda M, Maia Filho Hde S, Noé RA. Anti-epileptic drug intake adherence. The value of the blood drug level mea- surement and the clinical approach. Arq Neuropsiquiatr 1998;56(4):708–13. [CrossRef]

27. Helmstaedter C, Elger CE. Chronic temporal lobe epilepsy: a neurodevelopmental or progressively dementing disease?

Brain 2009;132(Pt 10):2822–30. [CrossRef]

28. Suurmeijer TP, Reuvekamp MF, Aldenkamp BP. Social function- ing, psychological functioning, and quality of life in epilepsy.

Epilepsia 2001;42(9):1160–8. [CrossRef]

29. Alvarado L, Ivanovic-Zuvic F, Candia X, Méndez M, Ibarra X, Alarcón J. Psychosocial evaluation of adults with epilepsy in Chile. Epilepsia 1992;33(4):651–6. [CrossRef]

30. Earl WL. Job stability and family counseling. Epilepsia 1986;27(3):215–9. [CrossRef]

31. Jalava M, Sillanpää M, Camfield C, Camfield P. Social adjustment and competence 35 years after onset of childhood epilepsy: a prospective controlled study. Epilepsia 1997;38(6):708–15.

32. Elwes RD, Marshall J, Beattie A, Newman PK. Epilepsy and em- ployment. A community based survey in an area of high unem- ployment. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1991;54(3):200–3.

33. Gilliam F, Kuzniecky R, Faught E, Black L, Carpenter G, Schrodt R. Patient-validated content of epilepsy-specific quality-of-life measurement. Epilepsia 1997;38(2):233–6. [CrossRef]

Referanslar

Benzer Belgeler

Bize göre, genç kızlar için getirilen bu izne bağlı olarak ortaya çıkan bu ince anlayışın arkasında, Osmanlı toplumunun yoksun olduğu nüfus girdisi ve beşerî

Guillain-Barré sendromunun (GBS) seyrek rastlanan bir þekli olan Miller-Fisher sendromu (MFS) akut olarak ortaya çýkabilen ataksi, eksternal oftalmopleji, arefleksi ile giden klinik

Refleks göz yaşı sekresyonu ve lakrimal drenaj artan yaşla birlikte önemli derecede azalmaktadır.. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu yaşlı insanların önde gelen

Evresi ileri olan hastalarda fiziksel fonksiyon, fi- ziksel rol güçlüğü, genel sağlık, vitalite ve emos- yonel rol güçlüğü alt ölçek ortalamalarının daha düşük

fiziksel işlev, genel sağlık, enerji ve sosyal işlev, 1.derece oral mukoziti olanların; ağrı, genel sağlık ve mental sağlık alanındaki yaşam kalitelerinin daha yüksek

Mean Value Theorem, Techniques of

Pruritusu olan hastaların DYKÖ skoru pruritusu olmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksek (p&lt;0,05) iken pruritusu olan hastaların WHOQOL-BREF’in bedensel

üzerinde olan lepralı hastalarda 71-80 yaş grubunda olanlara oranla fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, genel sağlık ve sosyal fonksiyon skorları istatistiksel