• Sonuç bulunamadı

Bruno Taut'ın 100

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bruno Taut'ın 100"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prof. Bruno Taut'ın 100. doğum yılı münasebetile, Prof. Hamit K.

Söylemezoğlu'nun yaptığı konuşma.

cere boşlukları ile etkili cepheler, ilginç sokak mekân perspektifleri ile meydana getirdiği (Zidlung) yerleşme Kuzey Avrupa 'konut mimarisinde etkili olur.

ğı ileriye dönük adımlar arasında başta

«Millî Eğitim Politik ve programı» yer al- mıştır. Bu programın içinde, Osmanlı im- paratorluğu döneminde gereği kadar ge- lişme gösterememiş olan «plâstik san- atlar» alanlarında çağdaş bir eğitim sis- temimin kurulması çabası gelir.

OndOkuzuncu yüzyır sonuna doğru Fransız «Eoole nationale des Beaux-Arts»

örneğinde açılmış olan «Sanayii Nefise Mektebi Âlisi» nin bir yandan birbiri ar- dına yapılan Balkan ve birinci dünya sa- vaş yılları içinde gereği gibi gelişememiş, öteyandan da yirminci yüzyılın çağdaş ge- lişmesine katılamamış olması, Millî Eği- tim Politika ve programı içinde öri plânda yeniden düzenlenmesine neden olur. Böy- rece «Sanayii Nefise Mektebi Âlisi» 1928 yılında «Güzel San'atlar Akademisi» adı 'ile bu kez Viyana «Academie der Bilden- de Künste» öğretim planından esinlenerek (beş yıllık yüksek mimarlık) ve (üçer yıl- lık resim, heykel, süsleme, iç mimarî) dal- larında yeniden düzenlenerek genellikle Prof. C. Hofzmeister'in aracılığı ile isviçre ve Avusturya'dan getirtilen öğretim ele- manları ile desteklenerek öğretime açı- Prof. C. Holzmeister'in yardımcıla- rından ve Millî Eğitim Bakanlığı baş mi- marı olarak görevlendirilmiş olan dr. ing.

Mimar Ernst Egli 1929 - 30 öğretim yılın- da, aynı zamanda Akademi mimarlık şu- besi bölümü şefi ve profesör olarak ata- nır ve Miflî Eğitim mimarî bürosu istan- bul'a Akademi binası içinde belli hacım- larda yerleşerek görevini burada sürdür- meğe devam eder.

Prof. E. Egli mimarlık şubesinin öğ- retim plânını yeniden düzenlerken yerli ve yabancı öğretim üyelerile işbirliği ha- linde çok başarılı bir çalışma havasına girer. Böylece Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında, özellikle Ankara'da ve kısmen İzmir, Adana, İstanbul gibi kentlerde çalı- şacak olan genç mimar neslinin yetişme- sine yardımcı olur.

Bu devre içinde başlangıçta, özellikle 1920 lerin çağdaş mimarî estetik anlayışı içinde yol alan ve betonarmenin yeni tek- nik olahakları ile çağdaş yeni bir türk mi- marisi arama çabaları hafinde gelişen çalışmalar, Prof. E. Egli'nin öğretim kad- rosu içinde görevli bulunan mimar Sedat istanbul'un Boğaz suların'a yaslanmış

«Devlet Güzel San'atfar Akademisi tarihî binası'nın bu yeni «Orta mekân'ında», bu gün bir san'atçıyı «anmak için» buluştuk.

Almanyalı san'atçı, mimar profesör

«Bruno Taut» un yüzüncü doğum günün- de burada bulunan bizler arasında, kuşku- suz kendisini, O yaşamını yitirmeden, ön- ce, tanımış olanlar vardır. Ben ne yazık ki, bu mutlu kişilerden değilim. Onu bana 1937 lerin Akademi mimar adayı öğrenci- leri arasında bulunmuş olan eşim yüksek mimar Hârika «o yıllarda malzeme dersi hocası olan, Mahmut Şükrü beyin deyi- mi fe (Hocanız Dâvûd)» diye adlandırılan Profesör Bruno Taut'un «ince, uzunboylu, mavi gözlü, nâzik ve öğrencilerine çok şey öğretmek İçin çabalayan bir kişi» ola- rak tanımlardı.

OndOkuzuncu yüzyılın son çeyreği içinde 1880 de Almanya'da Königsberg'te doğmuş olan Bruno Taut, yirminci yüzyı- lın başlarında mimarlık mesleğine başla- dığı yıii'arda yüzyılın teknik gelişmelerinin getirdiği yeni yapısal olanaklar, arkada kalan yüzyılın «san'at estetiği» nin de değer kaybettiği, yeni, taze bir devreye rastlar.

1910 ların Avrupalı «mimar, ressam, heykeltraş» gibi plastik san'atların tüm dallarındaki genç san'atçıları «çağın este- tiğini oluşturma yolunda» büyük bir atı- lım içindedirler.

1914 de, patlak veren «birinci dünya savaşı» bu atılımın yavaşlamasına ve bel- ki de durmasına neden ofur.

1920 lerin başlaması ve savaş sonra- sı yeni sosyal sorunlar, kırdan kente akın, Avrupa'da ve özellikle savaştan yenik çı- kan Almanya'da kentlerin yakın çevresin- de oluşacak yeni yerleşmeler için Ber- lin, Frankfurt, Stırttgart gibi merkezlerin- de yapılan «yeni konut denemeleri için- de» - Ernest May, Gropius, VVagner, Mies- ler arasında Bruno Taut'un da yer aldığı- nı görürüz.

Bruno Taut'un Berlin - Zehlendorf'da (1927 - 32) arasında yeşir alanlar İçinde rki katlı, sade kitleleri içinde ölçülü pen-

İkinoi dünya savaşı sonrası Orta Av- rupa'da ve özellikle Almanya'da 1920'lerin sonlarına doğru 1930 larda, meydana ge- len büyük ekonomik kriz ve enflasyon, politikada demokrasiden uzaklaşmaya ve Almanya'da «nasyonal sosyalist» akımın kuvvetlenmesine yol açar.

Bunun sonucu olarak da, çağın sim- gesini taşıyacak plastik san'atlarda, her türlü serbest yeni atılım durdurulur.

San'atçılar çalışma alanı bulamayınca Al- manya'dan dış dünya'ya göç etmeğe baş- larlar. Bunlar arasında mimar «Bruno Ta- ut» da, demokratik özgür havası bozulma- mış ülkelerde çalışma olanağı arar.

1. Dünya Savaşı sonrasında parçalan- mış Osmanlı imparatorluğu toprakların- dan arta kalan Anadolu yarımadasında

«kurtuluş savaşı» sonunda 1923 de «Tür- kiye Cumhuriyeti» devleti kurulur. Genç devletin başkenti Ankara'nın sağlıklı bir gelişme göstermesi için Berlin'li şehirci Profesör Hermann Jansen'e Ankara imâr plânı yaptırılırken, başkentin özel ve ka- mu sektörüne ait yapılardan, oteller, okul- lar, yönetim binaları ile ilgili planlama ve uygulamalar için yerli ve yabancı mimar- lar görevlendirilirler.

Ankara'da yeni yapılmağa başlanan binaların mimarları arasında, mimar Ke- malettin, mimar Vedat, mimar Hikmet, mimar Mongheri gibi İstanbul'da görevli hocafar yanısıra, özellikle Alman ve Avus- turyalı mimarlar'da vardır. Bunlardan Prof. C. Holzmelster Ankara'nın «Bakan- aklar binalarını» planlamak ile görevlen- dirilmiştir. Millî Eğitim alanında önemle işe başlamış olan Cumhuriyet Hükümet- lerince «Eğitim yapılarının proje planla- ması ve uygulanmasını» düzenlemek üze- re «Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bir mi- marî büro» meydana getirilir ve yönetimi de. Prof. C. Holzmeister'in tavsiyesi üze- rine 1927 yılında genç Dr. İng. mimar Ernst Egli'ye verilir. Böylece, Ankara'da meydana getirilen bu mimarî büro ilk ça- lışması olarak modern ilk yapılardan «An- kara İsmet Paşa Kız Enstitüsü» binasını meydana getirir. 1923 den itibaren T. Cum- huriyeti devretinin kalkınma yolunda attı-

(2)

Hakkı E İdem''in katkısı ile 1934 lere doğru geçen yüzyılların İstanbul sivil rejyonal ahşap yapılarından, özellikle Boğaziçi ya- lıları ve konakfarı'nın ahşap yapı tekniği sonuou meydana gelmiş olan bir mimarî estetik anlayışı içinde yeni bir yola gir-

meğe başlar.

Prof. E. Egli'nin Mimarlık Şubesin- deki öğretim görevi yanısıra, Millî Eğitim Bakanlığı mimarî bürosunun da başında, uygulamaya dönük çalışmalar yapmakta oluşu ve bu görevinin Akademi çatısı al- tında ve mimar adayı öğrencilerin hemen yanıbaşında bulunuşu, teorinin yanısıra uygulamanın da nasır olacağını göster- mekte büyük katkısı vardır. Böylece, yete- nekli ve çalışkan öğrencilere tatillerde stajı' yapma, yada, yeni mezunlara düzen- li bir ortamda görevlenme olanağını sağ- lamış olur. Böyle bir düzenin belki de günümüzde de yeniden kurulması düşü- nülmelidir.

Prof. E. Egli'nin 1937 başlarında Millî Eğitim bürosundaki öte yandan da. Aka*

derilideki görevinden ayrılmasından sonra yerine Berlin «Academie der Beldende Künste» de hocalık yapmakta olan ressam köıcenli ünlü mimar Hans Poelzlg görev- lendirilir. Fakat İstanbul'a gelip ilk temas- larını yaptıktan sonra Berlin'e dönen H.

Poelzig'in hastalanarak yaşamını yitirme- si ile görevine başrayamamış olur.

Böylece, bir yandan Akademi Y. Mi- marlık şubesinin öğretim başkanlığı, öte yandan da Bakan Irk (mimarî bürosu) yö- netim görevi için yeni bir yetkili aranır- ken 1937-38 öğretim yılı başlarında, Ber- lin'deki Türk sefaretinde Kültür ataşesi olarak çalışmış olan ve 1936 lardan son- ra Millî Eğrtlm Bakanlığı Müsteşarı olan Cevat Dursunoğlu'nun aracılığı ite, 1933 yılından sonra Almanya'dan ayrılarak Sov- yet Rusya yolu ile Japonya'ya gitmiş ve orada belli başarılı uygulamalar yaparak modern Japon mimarlığına değerli katkı- larda bulunmuş olan Prof. mimar Bruno Taut'un Türkiye'de görevlenmesi sağla-

Prof. Bruno Taut İstanbul'da görev arırken, kökleri ondokuzuncu yüzyıla ka- dar, uzanan Türk-Alman dostluk ilişkile- rinin birinci düruya savaşı için Türk-Alman savaş işbirliği ile de daha kuvvetlenmesi sonucu 1916 yılında «Türk - Alman dostluk Cemiyeti» tarafından İstanbul'da «Türlk- Alman dostluk yurdu» binası için devrin tanınmış Alman mimarları arasında bir sı- nırlı «mimarî proje yarışması» açılmıştır.

Bu bina için, Divanyolu üzerinde 46 m.

İlk bir cephe \/e bugünkü Kfodfarer ve Pryerloti caddeleri üzerinde de 96 m. Mk cephelerle 4416 m2 ilk bir arsa seçilmiş- tir.

Bina programında toplantı, seminer»

sergi ve üye çalışma salon ve odaları ile misafir lojmanları, dükkânlar vardır. Bu sınırlı yarışmaya çağrılı olarak da, «Pe- ter Behrens, German Bestelmeyer, Paul"

Bonatz, Hugo Eberhardt, Martin Elsasser, August Endell, Theodor Fisöher, Bruno Paul, Hans Poelzlg, Riohard Biemerschmid, Bruno Taut» onbir mimar bulunmakta idi.

Bu yarışmaya katılan mimarlar, aynı zamanda jüriyi de oluşturdular ve jüri kararında her üye kendi projesi için oy kullanmadı.

German Bestelmeyer'in projesi bi- rinci ödülü kazandı ve jürinin istediği bel- li değişikliklerden sonra uygul'amaya ko- nulmak üzere 27 Nisan 1917 de saat 9.30 da büyük bir temel atma töreni yapıldı.

Bu yarışmaya katııan Bruno Taut'un projesinde «bir Alman mimarı tarafından yapılan projede çok fazla Türk mimarisi

•karakteri bulunması» hali, jürice olum- suz bulurrdu. İ.G.S. Akademisi Mimarlık bölümü ve Millî Eğitim Bakanlığı mimarî bürosu başkanı olarak 1937 yıfı başların- da T. Cumhuriyetinde görev alan Prof.

Bruno Taut, 1916 yılında 36 yaşında iken yukarıda sözü edilen yarışma için ilk kez istanbul'a geldiğinde, hiç kuşkusuz yirmi yıl sonra yeniden Türkiye'ye gelerek gö- revleneceğini ve Atatürk'ün ölümünde An- kara'da Meclis binası önündeki «katafalk»

projesini yapacağını ve 1938 yılı ortala- rına doğru, İstartbul'da kendi yaşamını yi- tireceğini ve vasiyeti üzerine Edirnekapı şehitliğinde toprağa verileceğini düşün- memişti. Prof. Bruno Taut G.S. Akademi- si Y. Mimarlık Şubesindeki kısa süren hocalığı sırasında öğrencilerinin mimarî de teorik bilgilerini arttırmak amacı ile

«Mimarî bilgisi» adı ile Türkçe'ye çevri- len ve 1938 de Akademi Müdürü Burhan Toprak'ın desteğiyle yayınlanan çok ilginç bir k'rtap yazmıştır. Prof. B. Taut'un bu önemli kitabının (Almanca orijinal met- ni) ne yazrk ki ortada yoktur. Türkçe çe- viriyi yapan Adnan Kolatan olduğu bilin- diğine göre adı geçen metnin meydana

çıkması için Akademi Başkanlığı gerekli adrmların atılmasını sağramalııdır. Prof. B.

Taut'un Almanya'da oturmakta olan eşi- nin de «orijinal metnin» bulunarak yayın- lanmasını istemiş olduğu söylenir.

Prof. B. Taut'un Almanya'da 1929 da

«Oie neue Baukunst» «yeni yapı san'atı»

adında yayınlanan bir kitaptan Prof. dr.

J. Joediche «Gesobichte der modernen Arohltektur» «Modern mimarî tarihi» adlı kitabında söz etmiştir. Bu kitabın da dili- mize çevrilerek genç mimar adaylarının teorik bilgilerinin artmasına katkıda bulu- nulması iyi olur.

Prof. Bruno Taut Akademideki mimar- rık öğretiminde «modern mimarî estetiği-

ni» doğuran modern yapı teknikleri ve malzemesinin yanrsıra (yöresel) ve (ge- leneksel) yapı tekniği, malzemesi ve es- tetiğinin «geçmişi aynen yinelemeden ve özellikle belli bir üslûba bağlanmadan ye- ni, taze bir mimarî estetik«in nasıl ara- nacağını» göstermek istemiştir. Bu yol- da en etkili katkıyı da Millî Eğitim Bakan- lığı mimarî bürosu yolu ile projelendirdi- ği «Eğitim yapıları» ile yapmıştır. Böyle- ce plânlanan ve uygulanmaya konulan pro- jelerde, bir yandan arsaya yerleşmede ve bina programında yer alan değişik fonk- siyonlu bölümlerin değişik bina kitleleri

•içinde yer almasına özellikle dikkat edil- miş, öte yandan da kullanılan modern ya- pı tekniği içinde yöresel yapı malzemesin- den de yararlanılmıştır.

Yukarıda sözü edilen eğitim yapıları arasında en önde önemli bir örnek da

«Ankara dil tarih coğrafya Fakültesi bi- nası» dır. Bu bina arsası başkentin yeni imâr plânı içinde «eski Ankarayenl Anka- ra» bölgelerini âdeta ayıran ve Atatürk bulvarının üstünden yüksek bir seviyeden geçen demiryolu imlâsının yanında ve es- ki Artkara bölgesinde yer almıştır. Fa- külte binası eski Ankaradan yeni An'ka- raya (yeni şehre) gelirken sol tarafta ge- niş ve derin bir yeşil alan ile ana trafik damarlarından biri olaan (Atatürk bulvarı) rıdan uzaklaşarak rahat bir perspektife gir- mektedir. Caddeye paralel ve çok katlı ana kitle önünde, demiryolu imlâsını ka- patarak yerleşen tek katlı bir konferans saionu kitlesi yer alır. Bu iki kitlenin bir- birlerine bağlandığı noktada da geniş ve yüksek bir saçakla Fakülte ana girişi yer- leştirilmiştir. Böylece dışarıdan seyredi- len binanın, iç mekânları hakkında kolayca fikir edinmek kabildir.

Bu büyük ve derin saçak, İstanbul Topkapı Sarayı avluları arasında yerleş- miş kapılarda görüldüğü gibi, binaya gi- recek kişileri anıtsal bir görünüşle etki- fer.

8u girişin açıldığı büyük ve aydınlık bir sofa, bir yandan konferans salonuna girişi hazırlarken öte yandan da Fakülte kitlesi içindeki üst kat hacimlerine ulaş- mayı sağlayan rahat, geniş bir merdiveni de kapsar.

Fakülte binasının esas kitlesi™ ha- cimlerini boylu boyunca uzanan dümdüz bir koridorun ortaya çıkaracağı sıkıcılık, koridor uzun aksinin kendi yönünde kay- dırılması ile önlenmiştir. Binada betonar- me iskelet sistemi yanısıra özellikle dış görünüşlerde yıllardır kullanılmış olan ve o yörenin doğal yapı malzemesi olan «An-

kara taşı» kaplama şeklinde kullanılır- ken, yatay sıralar halinde araTıklı tuğla

(Devamı 79. SayfadaJ

(3)

O k u l v e T o p l u m i ç i n B i n e - B u i l d i n g f o r s c h o o l a n d c o m m u n i t y '

C i l t I V : İ n g i l t e r e , A v u s t r a l y a C i l t V : İ s v e ç .

O E C D ' n i n s o n y a y ı n l a r ı ıBu raporlar OECD'nin eğitim yapıları Programı İçinde yer alan 'Okul ve toplum için bina' serisinin son iki cildidir. Bu eserlerden biri ingiltere ve Avustralya, ikincisi İsveç'te yapılan uygulamalarda, 1978 Ağustos ayında yayınlanan 'PoFitika ve stratejiler' adlı ilk ciltte varılan genel sonuçlar doğrultusunda yönlenme ve ör- nekleri ortaya koymaktadır.

İngiltere ve Avustralyada benzer uy- gulamalar ve yaklaşımlarında ortak fikir- ler oluşu sonucunda bu iki ülkedeki ge- fişmeler aynı oiltte ele alınmıştır. İngil- tere ve VVales'deki gelişim ve ilişkileri inceleyen bir giriş 'bölümünden sonra iki

somut proje:

'Yateley okulu ve toplum merkezi' ve 'Crewe merkez alan projesi bazı detayları ile incelenmiştir. Bunlardan birincisi sık sık rastlanan bir durumu yansıtıyor, yani fonksiyonlar arasındaki koordinasyon ran- dımanı arttırıyor, ikinci proje ise koordi- nasyona yeni bir yaklaşım getiriyor. Örne- ğin eski ve yeni binaların kaynaştırılması, eski şehir merkezinin kısmen yenilenme- si gilbl. Bu eser Avustrafyadaki son geliş- me ve tecrübeleri oluşturan özel durum- ları inceleyerek bitiyor.

Son cilt Isveçteki durumu incelemek- tedir. Ülkenin özelliklerini anlatan bir gi- rişten sonra Göteborg ve çevresindeki gelişmeler incelenmekte, daha sonra iki tipik proje üzerinde eğitimcilerden öğre- nilenlerin nasıl uygulandığı gösterilmek- tedir.

S a b a n c ı V a k f ı A n k a r a ' d a 28 k a t l ı k ı z ö ğ r e n c i y u r d u y a p t ı r ı y o r

Ankara (AA.) — Sabancı Vakfı'nin Ankara'da 28 katlı bir kız öğrenci yurdu yaptıracağı açfklandı.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Mustafa Yıldırım Kız Öğrenci Yurdu'nun Beşevler semtinde kuruma ait arsa üzerinde yap- tırılacağını söyledi.

525 yatak kapasiteli kız öğrenci yurdu yaklaşık 500 milyon liradan mal olacak.

Yundun inşaat giderleri Sabancı Vak- fı'nca karşılanacak Kredi ve Yurtlar Ku- rumu Genel Müdürlüğü ile Sabancı Vakfı arasında kız öğrenci yurdunun yapımı ile ilgili protokol imzalandı.

Yetkililer, inşaata bir ay içinde baş- lanacağını açıkladılar.

T ü r k i y e d e İ s t a n b u l d ı ş ı n d a 1. s ı n ı f h o t e l y o k

Türkiye'yle Federal Almanya arasında 3 Mart 1980 tarihinde İmzalanan «turizm alanında işbirliği» anlaşması çerçevesinde düzenlenen ve Sait Halim Paşa yalısında toplanan «Türk - Alman Turizm Semine- rinde İstanbul'un dışında Türkiye'de bi- rinci sınıf otel bulunmadığı bildirilmiştir.

PERSONEL YETERSİZ Alman «T.U.İ.», «U.F.O.» ve «Planorı- on» tur organizatörleriyfe Türkiye Seya- hat Acentaları Birliği (Türsab) ve yerli otel yöneticilerinin katıldığı seminerde söz alan konuşmacılar, Türkiye'de birinci 6inıf otel azlığının yanısıra turiste 1yi hiz- met verebilecek nitelikte yeterli perso- nel bulunamamasından yakınmışlardır.

Y a t t u r i z m i i ç i n k a r a r l a r a l ı n d ı

ANKARA (AA.) — Turizm ve Tanıt- ma Bakanlığı tarafından yat turizmi ite İl- gili olarak yeni kararlar alındığı açıklan- Turizm ve Tanıtma Bakanlığının açık- lamasında bugüne kadar, yatları ile Tür- kiye'ye gelmek üzere yatlarını bırakma- larının mümkün olmadığı hatırlatılarak «a- lınan yeni karar gereğince bundan böyle yatları ile Türkiye'ye gelen turistter yat- larını Türkiye'de bırakabilecek ve bu müddet boyunca yat limanlarına antrepo parası ödeyeoeklendir» denilmiştir.

Açıklamada yatlarla Türk kıyıları ara- sında şimdiye kadar bulunmayan telsiz sisteminin de kurulması konusunun ele alındığı kaydedilerek şu görüşlere yer ve- rilmiştir :

«Bu konudaki i(k tatbikat Turizm Ban- kası'na bağlı Bodrum ve Kuşadası yat ti- manlarında can ve mal emniyeti ile liman hizmetlerini yürütebilmek amacı ile Tu- rizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın kontrolü al- tında (VHF) bandında haberleşme sistemi ile başlayacaktır.

Bunu takıîben, İstanbul, izmir, Antal- ya, Mersin ve İskenderun limanlarına {VHF) bandından radyo - telefon konuşma- sı yepabifecek sistemler konulacaktır. Da- ha sonra Zonguldak. Samsun, Trabzon, Rize, Hopa, Çeşme, Fethiye, Marmaris, Foça, Güllük, Alanya, Datça, Side gibi sa- hillerdeki turistik limanlarda bu sistem kurulacaktır.

Turistik limanlarda kurulacak olan bu sistemde çalışacak olan personelden 36 kişi PTT Genel Müdürlüğü tarafından ya- bancı dil eğitimine alınmıştır.»

( B a ş t a r a f ı 70. S a y f a d a ) töreni için, Millet meclisi binası önünde inşa edilecek (katafalk) in projesini de sıralarının dizilmesi ile ikinci bir yöresel malzeme kullanılmıştır.

Prof. Bruno Taut'un bu yapısı Türki- ye'de çalışabildiği çok kısa devre için- de, öğrencilerine ve genç Türk mimar- larına, geçmişi yinelemeden, taze ve ye- ninin nasıl yapılabileceğini gösteren de- ğerli bir örnök olmuştur.

Prof. B. Taut, Atatürk'ün ölümü üzeri- ne Ankara'da yapılması kararlaşan cenaze D.G.S. Akademideki Millî Eğitim Bakanlı-

ğı bürosunda çalışmakta olaan öğrenci- lerile hazırlamıştır. Atatürk'ün ölümünden az sonra, İstanbul'da hastalanarak yaşa- mını yitiren Prof.. B. Taut vasiyeti, gereğin- ce bir islâm mezarlığı olan Edimekapı Şe- hitliğinde toprağa verilmiştir. Prof. B. Ta- ut'un öğrenciliğini yapmış olan Prof. M. A.

Harıdan'ın açıkladığına göre, Akademi bi- nasının eski giriş holü sofasında yapı- lan cenaze töreninde çalınan Bach'tan bir parça ile dinî tören yerine getirilmiş sa- yılmıştır.

Edirnekapı'daki mezarı, yine vasiyeti üzerine, D. G. S. Akademisinde birlikte çalışmış olan Prof. Arif Hikmet Holtay tarafından tek parçadan oluşan büyük bir

mermer kapak olarak hazırlatılmış ve ta- şın üstüne adı, soyadı, doğumu ve ölüm tarihleri yanısıra «insanlardan dünya üze- rinde kalabilecek tek izin İfadesi olarak bir - ayak izi - motifi işlenmiştir.»

Prof. B. Taut'un Almanya'dan kalkarak Sovyet Rusya, Sibirya, Japonya üzerinden Türkiye'ye gelişi çok mutlu bir rastlantı olmuştur. Kendisinin bütün bu yolculuk içinde tanıdığı dinlerden sonra Türkiye'de islâm dininden ve Mevlâna'dan etkifene- rek bir bakıma Derviş'lik haline yaklaş- ması da ayrıca, çok ilginç bir olaydır.

Prof. B. Taut'un aziz anısını rahmetle anmak çök yerindedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aldığı Ödül TÜBİTAK "Bu Benim Eserim" Proje Yarışması İzmir Bölge Elemelerinde sergilendi.. Ankara'da yapılan final yarışmasında Türkiye

Danışman Öğretmenler Funda Akdoğan, Ayşe Türker Okul Dışından Katkı Sağlayan Kişi Doç.

1962 yılında 'Berlin Teknik Üni- versitesine misafir öğretim üyesi olarak davet edilmiş olan Sayın Kömüreüoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat ve

Köyün Osmankuyusu mevkiinde bulunan uranyum sondajlar ı bölgesinde çok yüksek oranda radyasyon ölçülmesi üzerine köylülerin endişelerinin arttığını belirten Muhtar Suna,

Bağıl Değerlendirme Sistemi (BDS) YSSL:40, BNAL:40, BDKL:25. No Öğrenci No Ara sınav

[r]

Aldığı Ödül / Ödüller 5.Yaşamda Kalite Proje ve Fikir Yarışmasında ve İzmir Nokta Okulları Fen Araştırma Proje Yarışmasında sergilendi.. Dalı

TÜBİTAK Fizik Teşvik Ödülü, Avrupa Gençlik Ekoloji Yarışması Gümüş Madalya (Bükreş - ROMANYA), PORTEKİZ Porto Üniversitesi (Avrupa Birliği Destekli) ARCA Proje