• Sonuç bulunamadı

önermelere ulaşma etkinliğinin adıdır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "önermelere ulaşma etkinliğinin adıdır. "

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

10.

Buna göre, Aristoteles’te ousia kavramını açmak demek, “varolma ve birşeyin varolması ne demektir?” ve “varolanın o varolan olması (bilinme bakımından ousia) ne demektir?” sorularını yanıtlamak anlamına gelecektir. Varolma sorusu, daha sonra “varlık modaliteleri”

olarak karşımıza çıkacaktır. Aristoteles’te varolan dynameia (olanak halinde), entelegkhia (amacını kendi içinde taşıyarak), energia (etkin halde) diye üçe ayrılır. Ayrıca kendileri dynameis (olanaklar), energeiai (etkinlikler) olan şeyler vardır. Dynamei, entelegkhia ve energia ise, hylenin (maddenin), eidosun (biçimin) ve synolonun (cisimsel teklerin) varolma tarzlarıdır. Maddeyle eidos, varolanın varolan olarak yapısını meydana getirir. Madde, bilinme bakımından hypokeimenon (altta duran taşıyıcı), eidos (biçim) da to ti einaidir (birşeyi o şey yapan)18 Ousiaların da çeşitleri vardır: duyulara verilen ve düşünülür ousialar. Duyulara verilen ousiaların maddesi vardır ve hareket ederler, fiziğin konusudur. Düşünülür ousialar maddesizdir, hareketsizdir, “ilk felsefe”

ve matematiğin konusudur. Bir varolanın ousiası ise ya bir synolondur, duyulara verilen ousiadır ve adı vardır ya da bir eidostur, bir şeyin ousiadır ya da yalnızca ousiası vardır, yani bir genos (cins) veya katholoudur (genel kavram) ve yalnızca tanımlanabilir.19 Aristoteles’e göre bilgi olanaklıdır demiştik. Bilginin olanaklı olduğunu söylemek demek onun bilgi görüşünü ortaya koymayı gerektirir. Aristoteles’e göre, bilgi her zaman algıyla başlar. Algıdan epagogeyle genel ilkeler üretir, sonra da başka bilgileri bu genel ilkelerden çıkarsarız. Epagoge, benzer türden tikel durumları gözlemleyerek bunlara ilişkin ve bunların tümünü kapsayan genel

önermelere ulaşma etkinliğinin adıdır.

Aristoteles’in bilginin olanağı sorunu açısından, bu söylediklerine dayanarak bilginin olanaklı olduğu, poetik, pratik ya da teorik olsun hangi alan söz konusuysa, o alanın nesnesine uygun olarak ortaya konan yargılarda kesinlik aranması gerektiğini söyleyebiliriz. O, Platon’dan ayrı olarak, kesin bilginin sadece idealara ilişkin olduğuyla ilgili bir sınırlama yapmamış, nesnesine uygun olarak bilgiler arasında bir ayrım yapmıştır:

a)deney, b)sanatın bilgisi, c)bilimlerin bilgisi, d)episteme. Aristoteles’e göre

bilim ve sanata deney aracılığıyla ulaşılır, deneyle kazanılmış olan

kavramlardan tümel yargıları ortaya koyduğumuzda sanatın bilgisine

sahibizdir, bu bilgi öğretilebilir, bu bilgiye sahip olanlar nedenlerin

(2)

bilgisine sahiptir, deneyin bilgisine sahip olanlar ne nedenlerin bilgisine sahiptir ne de bu bilgiyi öğretebilirler. Bilimlerin bilgisi, daha tümel, tikel bilimlerin bilgisini içeren, hipotezlerden yola çıkan bir bilgi türüdür.

Episteme, nedenlerin ve ilkelerin bilgisidir. Aristoteles’e göre bir şeyin nedenlerinin bilgisine sahip olmak, o şeyi bilmek demektir. Bu nedenler dört tanedir: maddi neden, ereksel neden, biçimsel neden, etkin neden.

Böylece Aristoteles, Platon’da ve diğer filozoflardaki görünüş- gerçeklik ikiliğini, tek tek varolanların (synolonun) içindeki eidoslardan bahsederek, yani, gerçek varlığın içine ousiayı yerleştirerek aşmıştır diyebiliriz. Bu sayede de varlık ve bilgi konularının birbirinden kopuk ve ayrı düşünülemeyeceğini ortaya koymuştur.

Arkhe, değişme, bilginin olanağı ve kaynağı, varolanın yapısı

görünüşler ve onun arkasındaki gerçek varlık gibi yukarıda ele alınan

konulara bakıldığında, Antikçağ Yunan felsefesinin önemli konuları,

varlık ve bilgiye ilişkin olanlarıdır. Bu konular ve bunlara ilişkin çözüm

denemeleri hep birbiriyle ilintili olarak dile gelmiştir. Çünkü ister

gerçeklikteki bir nesneye ilişkin olsun, ister düşünsel bir varolana ilişkin

olsun, her türlü yargımız hep bir varolan hakkındadır. Bu nedenle

varolanlarla ilgili ayrıntılı ve kapsamlı bir çalışma, her türden dile

getirilen yargının yapısına da ilişkin bir çalışma olacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

E ğer Vedanta şirketinin Hindistan’ın doğusunda Orissa’daki Niyamgiri Tepeleri’ndeki boksit madenciliği planlarına devam etmesine izin verilirse, bu durum bütün bir

Eğer uluslararası şirketlerin sözcülerini ve onların medyasını dinlerseniz, olası dünyaların en iyisinde yaşıyoruz: Piyasa egemenliğinde bir ekonomi artı

 Başlangıcı, bitişi ve fonksiyonu ortak olan beyin sapı ve daha yüksek merkezleri birbirine bağlayan sinir liflerinin bir demeti olan traktuslar, farklı duysal ve motor

Öncelikle anne-babalar; çocuklarına nasıl yardım etmeleri gerektiği, verilmesi gereken ödev miktarı ve ödevlerin değerlendiriliş biçimine ilişkin farklı

ve soyut bir mefhum olarak “mekân”›, co¤rafî, tarihsel ve kültürel katmanlar› içerme ve ortaya koymada çok daha kadîm ve somut bir mefhum olan “yer” üzerinden

Sahi bu kalabalığa nasıl oldu bu kadar alışmam Sürekli alışmam/. Bir

2008 yılının aynı döneminde 1.5 milyon ton olan ithalat 2009 yılında yüzde 29 artarak 2 milyon tona yükseldi.. Yani gübre kullan ımının yarıdan fazlası ithalat

Örnekteki gibi