• Sonuç bulunamadı

Milli Mücadele'de Denizli. Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Milli Mücadele'de Denizli. Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Milli Mücadele'de Denizli

ve

Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu

Bildiriler

24 -25 -26 Haziran 1992

Denizli

(2)

ISBN 978-975 O 1 977 -8-9 Denizli Belediyesi Kültür Yayınları

Yayın no:09 Genel Koordinatör

Hüdaverdi Otaklı Yayın Koordinatörü Mehmet Çağrı Sebzeci

Sayfa Düzeni Sefa Gürlen

Kapak Mustafa Odabaşı

Redal..-te İlkay Şahin Baskı ve CUt F{\eBasım I İstanbul www.egebasim.com.tr

İkinci Baskı Nisan 2011

Denizli©

© Bu eserin her hakkı saklıdır, yazarına aittir.

(3)

il. OTURUM

Milli Mücadele' de

Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi

Dr. Ali

Snrıkoyımcıı*

Y urdumuzu n

çeşitli

bölgeleri Mondros Mütarekesi'ne (30 Ekim 1918)

dayanılarak, İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar

ve

Yunanlılar tarafından iş­

gal

edilmişti.

Bu emperyalistler

inanıyorlardı

ki, uzun

yıllar

devam eden

savaşlar

sonunda yorgun ve fakir

düşen

Türk Milleti, bu istilaya

karşı

du- ramaz ve Türk

toprakları

da

kolaylıkla paylaşılırdı. Başka

bir ifadeyle bu devletler böylece

"Şark

Meselesi"ni1 kendi istedikleri gibi halletme

fırsa­

tını yakalamış olduklarını sanıyorla~dı. Fakat bunun böyle olmadığı kısa zamanda

anlaşılacaktı.

Zira Mustafa Kemal

Paşa'nın

"Milli intibah"

2

diye

tanımladığı

Türk Milleti'ndeki

uyanış, işgalci

güçleri büyük bir hayal

kı­

rıklığına uğratacaktı.

Bilindiği

üzere bu milli

uyanış

din

adamlarının

da destek ve

çabalarıyla kısa

zamanda yurdun her

köşesinde

tezahür

etmiştir.

İşte vatanın işgallerden kurtulması

ve milletin

bağımsızlığının

korun-

ması

için

düşmana karşı

verilen mücadelede önderlik eden pek çok din

adamlarından

birisi de o tarihlerde Denizli Müftüsü olan, Ahmet Hulusi Efendi'dir.

• Diyanet işleri Başkanlığı Disiplin ve Değerlendirme Şubesi Müdürü.

1. Avrupa devletleri, Türklerin Anadolu'ya girişinden itibaren, Türkleri Anadolu~an

atmak ve yok·etmek için her fırsatı değerlendirmişlerdir. Avrupalıların Türklere karşı süre- ge.len bu tutum ve davranışları daha sonra, Viyana Kongresi'nde (1815) "Şark Meselesi" ola- rak anılacak ve yeni bir şekil ve mana kaıanacaktı. Zira Osmanlı Devleti, zayıflamaya başla­

dık1an sonra "Şark Meselesi" emperyalist AvrupaWar naıarında "Hasta adam" Osmanlı'nın mirasının paylaşılması meselesi haline gelmiştir. (Bayram Kodaman, Şark Meselesi Işığı Altında Sultan il. Abdülhamid"in Doğu Anadolu Politikası, İstanbul, 1983, s.7).

2. Fahri Belen, Türk Kurtuluş Savaşı, 2. Baskı Ankara 1983, s. 49.

(4)

Hayatı

A.

Alımet

Hulusi Efe11di'11i11

ı\lfeıışei

ve

Yetişmesi:

Ahmet Hulusi Efendi 13 Eylül 186l'de

Denizli-Kayalık

mahallesinde

doğdu. Babası,

1895

yılında

Denizli Müftüsü iken

vefa~

eden Osman Nuri Efendi'dir. O da Denizli'nin

sayılı

alim ve müderrislerinden Velüyüddin Efendi'nin

3 oğludur.

Ahmet Hulusi Efendi,

ilköğrenimi

Denizli'de Tekelizade Bekir Efen- di'den

yaptı.

Daha sonra,

babası

Nuri Efendi'den

Denizli-Kayalık

Mahal- lesinde bulunan medresesinde

eğitim

ve

öğrenimini

sürdürdü.

Bu medresede,

babasından

Arapça

öğrendi. Fıkıh

dersleri

aldı.

Ağabeyi

Müftü Tahir Efendi'den

Mantık, Sarı

-Nahiv, Edebiyat, Fen Bil- gisi ve Abdullah Efendi'den Hadis

öğrenimi

gören Ahmet Hulusi Efendi, 4 Haziran 189l'de icazetnamesini

aldı.

B. Ahmet Hulusi Efendi'nin Memuriyetleri

1 Eylül 1889'da

babası

Denizli Müftüsü Osman Nuri Efendi'nin fahri Müftü

Müsevvitliği

(Müftü

Yardımcılığı)

göreviyle ilk memuriyet haya-

tına başlayan

Ahmet Hulusi Efendi, 1910'da bu göreve 200

kuruş maaşla

asaleten

atandı. Aynı yıl

Vilayeti il idare Meclisi

üyeliğine

seçildi.

Bir

yılı aşkın

bir süre, bu mecliste Deni?-li

Sancağını

temsil etti.

Bu arada, Mekke-i Mükerremeye akan

"Aynı

Zebin" suyolunun tamiri için kurulan (12 Temmuz 1906)

yardım

toplama komisyonunun da

baş­

kanlığını

yapan Ahmet Hulusi Efendi,

ağabeyi

Mehmet Tahir Efendi'nin ölümü üzerine 6 Haziran 1918'de Denizli

Müftülüğüne

tayin edildi.

4

Bu görevi, ölüm tarihi olan 22

Kasım

193l'e kadar sürdürdü.

Belirtilen memuriyetlerinin

yanı sıra

mezuniyetini müteakip

babasının

medresesinde

hocalığa başlayan

Ahmet Hulusi Efendi, 18 Ocak 1887'de

3. Velüyüddin Efendi, 1785 yıhnda, Denizli'nin Honaz İlçesinin Dağdere köyünde dün- yaya gelmiştir. Babası Çiftlik sahibi Osman Ağa<iır (Mehmet AkifTütenk, Milli Mücadele'de Denizli, İzmir, 1949, s. 20)

4. Ağabeyi Mehmet Tahir Efendi'nin ölümü üzerine boşalan Denizli Müftülüğü için yapılan seçimde, Ahmet Hulusi Efendi, yönetici, ulema, esnaf ve halk temsilcilerinden 58 oy almıştır. Bu göreve talipli diğer adaylardan Köralizade Esat Efendi'ye 37 ve Müftüzade Kazım Efendi'ye 25 olumlu oy verilmiştir.

(5)

Edirne'den "ibtiday-i Hariç Rusuname-i Humayun': 20

Aralık

1904<ie Bursaöan

"İbtiday-i

Dahil Rusuname-i Humayun"

ünvanlarını

alarak, Sa- han

Müderrisliğine

kadar yükseldi.>

Ahmet Hulusi Efendi, Denizli'de Milli Mücadele hareketini

başlattığı

zaman 57

yaşında

idi.

O, 22

Kasım

1931 öe

arkasında

örnek olacak

haşırlı

hizmetler

bırakarak

70

yaşının

içinde fani hayata veda etti.

6

Milli Mücadele' deki Hizmetleri

A. Denizli ve Çevresinde Miicadele Fikrinin

Doğmasında Alımet Hıılusi

Efendi

1.

Alımet

Hulusi Efe11di'11i11

İzmir'e Çağrılması

İtilaf

devletleri 1919

yılının Şubat'ında

Paris'te bir araya geldiler.

Sevr'in bir nevi ön denemesi

niteliğinde

olan Paris

Konferansı'nda,

Yunanistan'a

Balıkesir, Aydın

ve

İzmir

vilayetleri vaat

edilmişti.

Bundan

kısa

bir süre sonra,

İzmiröe

Vali ve 17. Kolordu

Komutanı

Nurettin

Paşa'nın; önderliğinde İzmir Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i

İlhak

Cemiyeti kuruldu.

8

Bu cemiyet bir kongre yapmaya karar

verdiğinden Balıkesir

ve

Aydın

vilayetlerinin

yanı sıra,

Denizli

Sancağı'ndan

temsilciler istendi.

9

İşte

17-19 Mart 1919 tarihleri

arasında İzmir'de yapılan

bu kongreye, Denizli

Sancağı

merkezinden Müftü Ahmet Hulusi Efendi

Başkanlığın-

5. lbtiday-i Hariç Ruusu: Medrese öğretimini bitirenler "mülazım" olup, isimleri Rusuname-i Hümayun'a kaydolundu. Bu mülaıımlardan yedi sene mülazemet müddetini bitirenler, imtihana girerler, baş:ınlı olanlar, ruusla beraber "lbtiday-i Hariç" medreselerine müderris tayin oldukları için bir ruusa bu tabir verilmiştir. lbtiday-i D:ihil: Medreselerde orta tahsili veren müderrislere denilirdi. Bu mertebeye ulaşan müderrisler daha sonra "Sa- han" müderrisliğine tayin olurlardı (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimler Sözlüğü, C. 2, lstanbul 1971, s. 14-15).

6. Bu bilgiler, Diyanet işleri Başkanlığı Arşivinde bulunan özlük dosyasındaki bilgiler- den Özetlenmiştir. Ayrıca bu konuda bkz. M.A. Tıitenk, a.g.e, s. 20.

7. Nurettin Paşa hakkında bilgi için bkz., Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuri)'etin Manevi Mimarları, Ankara 1973, s. 45.

8. Nurettin Paşa, Muzaffer ordumuzun Kumandanı Muhterem Ferik Nurettin Paşa Hazretlerinin lımir Müftüsü Rahmetullah Efendi'ye Yazdığı Mektubun sureti, 30 Nisan 1339, s. 6.

9. Bu davet bizzat Nurettin Paşa tarafından 19 Mart 1919 tarihinde yapılmıştır.

(6)

da; Belediye Reisi Tevfik,

Tavaslıoğlu

Mustafa ve

Küçükağazade

Ali Beyler

gönderilmişti.10

İzmir'de,

Beyler

sokağındaki

sinemada Nurettin

Paşa başkanlığında

toplanan kongre, Ege'nin

işgaline

kesinlikle

karşı konulmasını

ve bu di-

renişi gerçekleştirmek

üzere.

Balıkesir, Aydın

ve Denizli'de

Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i

İlhak

Cemiyetleri

Kurulması kararlaştırıldı.

Denizli de- legeleri de bu

kararları

uygulamaya koymak üzere

İzmir'den ayrıldılar.11

Henüz daha Kongre devam etmekte iken, Denizli'de hemen istenilen

teşkilatı kuracağını açıklayan

Ahmet Hulusi Efendi

12, İzmir dönüşünde yoğun

bir

teşkilatlanma çalışmasına girmiştir. Yaklaşan

tehlikenin büyük-

lüğünü

ve vahametini halka anlatmak üzere Denizli yöresinin bütün kasa- ba ve köylerini

dolaşmıştır.13

Ahmet Hulusi Efendi'nin bu

çalışmalarını,

dönemin Denizli Mutasar-

rıfı

Faik Bey (Öztrak)

şöyle anlatmaktadır:

"Gazeteler üzerinde sansür

vardı. İstanbul

Hükümeti, Mondros Müta- rekesi hükümlerini uygulamak için

kararlı

ve

duyarlı

idi. Büyük bir

baskı altında

bulunan

padişah

da, bu siyaseti

onaylıyordu.

Özellikle izzet

Paşa

Hükümeti'nin

istifasından

ve iktidara Tevfik

Paşa'nın

gelmesinden sonra, bu konuda her gün sürekli olarak buyruklar

alıyorduk.

Bunlarda, çok

açık

olarak, mütareke hükümlerinin

uygulanmasını

engelleyecek

davranış

ve

hazırlıklara

asla izin verilmemesi bildiriliyordu.

1919 Mart

sonlarında,

yani

işgalden

50 gün kadar önce,

İzmir'de

top- lanan kongreye Denizli

sancağı adına katılan

Heyet-i Milliye

Başkanı

Ahmed Hulusi Efendi,

dönüşünde,

benimle uzun ve

çoğu

gizli pek çok

görüşme yaptı

ve Denizli

Sancağı kazalarında Acıpayam,

Buldan, Saray- köy, Tavas, Çal'da, özellikle müftüler ve müderrislerle

eşrafın

önderlik et-

tiği

kurullar

oluşturduğunu

söyledi.

Artık kaçınılmaz

olan Yunan

işgali

10. Denizli Sancağı'nın ilçelerinden ise şu zevat kongreye katılmıştır: Acıpayam'dan İzmiröe Faik Paşa Medresesi Müderrisi Ali Efendi: Buldanöan, Müftü Salih Efendiı.ade Mehmet Efendi, Hacı Molla Ahmetı.ade Necip Bey, Kara Yusufzade H. Ahmet Efendi, Çaföan; Müftü Ahmet izzet Efendi ile Necip Ağa, Sarayköyöen: Müftü Ahmet Şükrü Efen- di. Belediye başkanı Hacı Salilızade Halil Bey ve Müderris Hacı Halilı.ade İsmail Efendi, Tavasöan: Müftü Cennet Zade Tahir Efendi, Belediye Başkanı Hacı İsmail Bey. Katırcızade Abdullah ve Şeyh Alizade Mehmet Kemalettin Efendiler. (Tarhan Toker, Kuva-yı Milliye ve Milli Mücadeleöe Denizli, Denizli,. 1983, 23.)

11. Halit Morali, Mütareke'de lzmir Olayları, Ankara 1975, s. 13.

12. Lütfü Müftüler, Milli Mücadelcöe Denizli Heyet-i Milliyesi, Balıkesir, 1947, 13. Yurt Ansiklopedisi, C. 3, s. 2141

(7)

karşısında

neler

yapılması gerektiğinin şimdiden düşünülmesini,

gerekli önlemlerin

alınmasını

önerdi...

Yapılması

gereken,

vatanın bağımsızlığı

ve onurunun zorunlu

kıldığı şeylerdi.

Bilimsel

yeterliliği

ve

ahlakı

ile sanca-

ğın

her

tarafında

sevilen ve

sayılan

bir

adamdı.

Her yandan. olumlu haber- ler geliyordu. Ahmed Hulusi Efendi, zor

koşullar altında

göreve

çağırdığı kişileri,

yetki ve özelliklerini çok iyi belirleyerek

saptamış

ve

atamıştı.

O

sayılı

günlerin bendeki en derin izlenimi budur."

14

Belirtildiği

üzere, Ahmed Hulusi Efendi,

İzmir'de alınan

kararlar

doğ­

rultusunda Denizli ve çevresinde

halkı

bilinçlendirmeye, mücadele fikrini

aşılamaya çalışmıştır. İleriki izahlarımızda

da

anlaşılacağı

üzere, bunda da

başarılı olmuştur.

2.

İzmir'iıı İşgaliııe Gösterileıı

Tepki ve

Verileıı Cilıad Fetvası

Tersine dönen harp talihi, yıllar yılı Türk semasina kara bir kabus gibi

çökmüştü.

1877-1878

Osmanlı-

Rus

Savaşından

bu yana her ev, dededen toruna kadar bütün fertlerini

savaş meydanlarına göndermiş,

gidenlerin

çoğu

geri

dönmemişti.

'•

Kızgın

çöller, dondurucu stepler, engin denizler, nice Türk

evladını

yut- muştu. Birinci Dünya Savaşı ( 1914-19 .l 8) yenilgisiyle de arka arkaya gelen bu felaketler doruk

noktasına ulaştı.

Diğer

taraftan - bu gibi felaketler

yetmiyormuş

gibi - bir de

halkın

elinden

silahları alındı.

Böylece Türk Milleti manevi gücü

yanında,

maddi gücünü de

kaybetmişti.

1919

Mayıslarında

memleketin üzerine kara bir bulut

çökmüştü

Denizli'nin de üstüne ...

Şimdi

de yeni bir söylenti

dolaşıyordu:

"Yunan

İzmir'e Çıkacak"

Bururı!annm dibine yaklaşan bu felaket sebebiyle, Denizli'de halk mütereddit,

şaşkın

ve korkuluydu. Nihayet 1919

Mayısının

lS'nde, kork-

tukları

haber bomba gibi

.Patladı.

Yunan

İzmire çıkmıştı.

Bu

acı

haber, Denizli'ye de

ulaştı. 15

14. Yurt Ansiklopedisi, C. 3, gös. yer.

IS. 14/15 Mayıs gecesi sabaha doğru, Yunan askerleri İzmir rıhtımına ayak basmaya başladıkları an lımir Redd-i İlhak Heyeti ve Belediyesi yurdun her tarafına olduğu gibi Denizli'ye de Yunan işgalinin başladığını gösteren telgrafını göndermişti. (Bu telgrafın tam metni için bkı. Türk istiklal Harbi, C. 2/1. Ankara 1963, s. 63).

(8)

Denizli

Mutasarnfı

Faik Bey {daha sonra

içişleri Bakanı

da olan Faik ôztrak) bu

acı

haberi

öğrenir öğrenmez,

Müftü Ahmet Hulusi Efendi'yi, Askerlik

Şubesi Başkanı Tevfık

Bey'i, Belediye

Başkanı Hacı Tevfık

Bey'i ve

eşraftan bazı şahısları

da

yanına çağırarak, İzmirClen

gelen

telgrafı

oku- du.

Mutasarrıf

ve beraberindekiler,

işgal

haberini Dahiliye Nezareti'ne de bildirdiler.

16

Daha sonra bu heyet,

halkı

korku ve

telaşa düşürmemek

ve

İzmir'de

olup bitenleri haber vermek üzere belediye

binası

önünde bir mi- ting tertibine karar verdi.

17

Bu mitingin düzenlenmesi görevini de Müftü Ahmet Hulusi üstlendi.

18

Bu sebeple Müftü Ahmet Hulusi Efendi hemen

işe

koyuldu.

ıs

Ma- yıs ı9ı9 sabahının çok erken saatlerinde mitingi halka duyurmak üzere tellallar bulundu. Müftü Efendi'nin

görevlendirdiği

belediye

tellalı

Deli Mahmut ve parayla tutulan

diğer

tellallar

çarşı

ve mahalleleri

dolaşarak

"Allah'ını,

dinini,

vatanını

sevenlerin Müftülük

binası

önünde toplanma-

larını

duyurdular.1

9

Bu arada Müftü Efendi, cami imam-hatiplerine de ha- ber göndererek sabah

namazından

sonra cemaatle birlikte miting yerine gitmelerini istedi.

20

Bu

şekilde

mitingden haberdar edilen Denizli

halkı, ıs Mayıs ı919

gününün ilk saatlerinde belediye

binasının bulunduğu

Bayrarnyeri'nde

toplandı. Halkın toplanması

üzerine,

yanında

din görevlileri, tekke

şeyh­

leri,

eşraf, öğretmenler,

yedek subaylar

olduğu

halde; Müftü Efendi önce Müftülük

binası

önüne gitti.

21

Ahmet Hulusi Efendi,

Müftülüğün yakının­

da bulunan Ulu CarniCleki

sancak-ı şerifP asılı olduğu

yerden "tekbirler"

ve "salat-ü selamlar"la indirerek, caminin

etrafından

bekleyen

kalabalı­

ğın

önüne geçti.2

3

Daha sonra tekbirlerle Bayramyeri'ne gelindi. Bu anda

16. Sadi Borak, Dahiliye Nezareti'ne çekilen telgrafların Müftü Ahmet Hulusi Efendi

tarafından çekildiğini belirtmektedir. Bu telgrafın metni için bkz. Sadi Borak "Sarıklı Bir Mücahit" Hayat Tarih Mecmuası, Sayı: 9 (Ekim 1968), s. 12.

17. Nuri Köstüklü, Milli Mücadeleae Denizli, Isparta ve Burdur Sancak.l:ırı, Ankara, 1990, s. 69.

18. Ayrıca mitingde sadece sükuneti korumak için de komiser Hamdi ve Tbrahim Bey'ler Müftü Efendi'ye yardımcı olmak üzere görevlendirildiler (C. Kutay, Kurtuluşun

ve Cumhuriyetin ... , s. 50).

19. S. Borak, a.g.e., s. 12-13.

20. M.A. Tıitenk, a.g.e .. s. 6-8.

21. M. Toker, a.g.e. s. 29.

22. Bu sancak-ı Şerif hakkında bilgi için bkz., C. Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriye- tin ... s. 49-51; J.Müftüler, a.g.e .. s. 8-9

23. Kadir Mısırlıoğlu, Kurtuluş Savaşında Sarıklı Mücahitler, 2. Baskı, İstanbul 1969, s. 168.

(9)

halkta heyecan doruk

noktasına ulaşmıştı. Mutasarrıf,

Belediye Reisi ve

bazı eşraf

belediye balkonunda daha önce yerlerini

almışlardı. Çalınan

trampetlerle halk sükunete davet

edildi.1~

Bir

anlık

sessizlikten sonra, Müftü Efendi'nin gür sesi

işitilmeye başladı.

O, bu tarihi

konuşmasında şöyle

diyordu: "Muhterem Denizlililer! Bugün

sabahın

erken saatlerinde

İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir.

Bu tecavüze

karşı

hareketsiz kalmak, din ve devlete ihanettir, vatana

karşı

irtikab edilecek cürümlerin Allah ve tarih önünde

affı imkansız günahtır.

Cihad, tam

manasıyla teşek­

kül

etmiş

dini farize olarak

karşımızdadır. Hemşehrilerim, karşımıza çıka­

rılan

dünkü

teb'amız

Yunan'a biz

mağlup olmadık.

Onlar öteki

düşmanla­

rımızın vasıtasıdır. Yunan'ın

bir Türk beldesini ellerine geçirmelerinin ne manaya

geldiğini, İzmir'de şu

bir kaç saat içinde irtikap edilen cinayetler gösteriyor.

Silahımız

olmayabilir, topsuz-tüfeksiz sapan

taşları

ile de

düş­

manın karşısına çıkacağız, İstiklal aşkı,

vatan sevgisi, haysiyet

şuurumuz

ile kalbimizdeki iman ile mücadelemizin sonunda · zaferi

kazanacağız.

Bu

uğurda canını

verenler

şehit,

kalanlar gazidir. Bu mutlak olarak

cihad-ı

mukaddestir. Sizlere

vatanınızı düşmana

teslim etmenin çaresiz

olduğunu

söyleyenler,

düşman

esareti

altında olanlardır.

Onlar irade ve

kararlarına

sahip

değillerdir.

Bu vaziyette

onların

emri ve

fetvası aklın

ve

şer'an

caiz, makbul ve muteber

değildir. Meşru

olan;

münhasınnı

vatan

müdafaası

ve

İstiklal uğruna

cihaddu.

Korkmayınız

... Meyus

olmayınız

... Bu

livay-ı

hamd'in

altında toplanınız

ve mücadeleye

hazırlanınız

... Müftünüz olarak

Cihad-ı

Mukaddes

Fetvası'nı

ilan ve

tebliğ

ediyorum''.

25 " ••

Elinizde hiçbir

silahınız

olmasa dahi üçer

taş

alarak

düşman

lizerine atmak suretiyle mut- laka fiil-i mukabelede bulununuz ...

26

Bu

düşündürücü

ve

heyecanlı konuşmayla

insan seli

dalgalanıyor

ve

"Kahrolsun

düşman"

avazeleri gök gürültüsü gibi belediye

meydanın­

dan

taşıyor,

dalga dalga etrafa

yayılıyordu.27

Nitekim

İzmir'in işgalinden

dört saat gibi

kısa

bir sürede düzenlenen bu mitingin çevre il ve ilçelerde fevkalade tesiri

olmuştur.

Bunu daha

sonraları Aydın

Mebusu olarakta TBMM'nde hizmet veren Dr. Mazhar Bey (Germen)

şöyle

belirtmektedir:

"işte

Denizli'de Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin rehberlik

ettiği

mitin- gin haberi ve onu takiben Müftü Efendi'nin

imzasını taşıyan

telgraf bu

24. M.A. TLitenk, a.g.e., s. 9.

25. C. Kutay. Kurtuluşun ve Cumhuriyetin ... s. 51-52.

26. S. Borak, agm., s. 13.

27. S. Borak, agm., gös. yer.

(10)

saatlerde

Aydın'a

geldi. Ben, Heyet-i Milliye tabirini ilk defa bu telgrafta gördüm. Hükümet doktoru idim.

Mutasarrıf olmadığı

için bu makama da vekalet eden 54 nci

fırka kumandanı

miralay (Albay)

Şefik

Bey'in davet

ettiği şahsiyetler arasında

bulunuyordum. Kumandan, Müftü Efendi'nin

telgrafının

metnini bizzat okuyarak mealen

şu şekilde

vaziyeti

açıkladı.

Dedi ki: "Denizli Müftüsü, tutulacak en

sağlam

vatanseverce yolu bize göstermektedir. Ben asker olarak elimdeki bütün imkanlarla

vatanınıı

ko-

rumak için namus ve

şeref andı

içtim. Fakat bunu, Denizli'deki hareketi örnek alarak yapmak

akıl

ve

mantık gereğidir"28 demiştir.

Ahmet Hulusi Efendi'nin

konuşmasının

tesiri Denizli'nin ilçelerinde de etkili oldu. Nitekim ilçelerde ard arda mitingler

yapılmaya,

protestolar çekilmeye'

başlandı.

Bu cümleden olarak, 16

Mayıs

Cuma günü Tavas

29,

Acıpayam30

ve Sarayköy3

1

ilçelerinde; 17

Mayıs

Cumartesi günü ise Çal il- çesinde32 mitingler

düzenlenmiş

ve

işgali

protesto

telgrafları çekilmiştir.33

Öte yandan Müftü Ahmet Hulusi Efendi

halkı

galeyana getirmekle yetin-

28. C. Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin ... s. 53; T. Toker a.g.e., s. 30.

29. Tavas'ta Kaymakam Ali Rıza Bey, Müftü Cennetz:ıde Tahir Efendi'nin yardımıyla

ilçe halkını eski beledi)•e binası önü.nde toplayarak, onlara lzmir<lcn gelen işgali bildiren telgrafı okudu. Ayrıca, ne şekilde davranılması gerektiği konusunda açıklamalarda bu- lundu. Daha sonra Yarangüme Hakirniyet-i Milliye Okulu öğretmenlerinden Mehmet Ali Bey söz aldı. Askerlik hizmeti esnasında Makedonya<la görmüş olduğu zulümlerden bahsederek, derhal Yunanlılara karşı harekete geçilmesini istedi (lbrahim Aksakal), Milli Mücadele<le Denizli ve Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi, A.0. ilahiyat Fak. Lisans Tezi, 1971, s. 13.)

30. Acıpayam<la düzenlenen mitingte; Müftü Hasan Efendi yaptığı konuşmayla halkın

milli ve dini duygularının galeyana gelmesinde etkili olmuştur. (T. Toker, a.g.e., s. 31).

31. Sarayköy<leki miting ise, bugünkü Sarayköy belediye binası önündeki Zincirliku- yu'nun bulunduğu meydanda yapılmıştır. İlçe Müftüsü Ahmet Şükrü Efendi, yüksekte bulunan 1..-uyu kapağının üstüne çıkarak halka, "lzmir'in kafir Yunanlılar tarafından işgal edildiğini, bu kafirlerin bulunduğu yerde namaz kılınamayacağını ve kılınmasının caiz ol-

madığını belirterek düşmana karşı konmasını istemiştir (T.Toker, a.g.e., s. 32).

32. Çal Müftüsü Ahmet izzet Efendi. 17 Mayıs Cumartesi günü halkı Çarşı Camii'nde topladı. Onlara düşman istilasına karşı seyirci kalınmasını, silahla mukavemet edilmesi- nin gerekli olduğunu arılatrnıştır. Daha sonraki gürılerde aynı camide yapılan toplantılarla halkı teşkilatlanmaya sevk etmeye çalışmıştır. Ayrıca 17 Mayıs 1919 günü, Çarşı Camisinin dışında, Çal belediye binası önünde de bir miting düzenlenmiştir. Burada Yd. Subay Ahmet (Akşit) heyecanlı bir konuşma yapmıştır. (K. Mısırlıoğ)u. a.g.e., s. 167-169).

33. 16 Mayıs'ta Acıpayam'da yapılan mitingin ardından aynı gün, İstanbul Hükümeti yetkililerine bir protesto telgrafı çekilmişti. Bu telgrafta, lzmir ve dolaylarının Yunanistan'a verileceği haberi alındığı belirtilerek, bu nedenle halkın heyecan ve galeyanda olduğu ifade ediliyordu. Ayrıca Acıpayam ilçesi ahalisinin milli tarihe ve k'iiltürel haklarımıza açık bir tecavüz olan bu düşünce ve girişimleri protesto ettiğini bildiriyordu.(Belgelerle 1ürk Tarihi Dergisi, Sayı: 12, s. 15).

(11)

memiş,

bizzat kendisi de bütün ahali

namına

Sadaret

Makamına

telgraf- lar

göndermiştir.

Bu telgraflardan 16

Mayıs

1919 tarihli

olanında;

Müftü Efendi

İzmir'in

Yunan kuvvetlerince

işgal

edilmesinden duyulan üzüntü- yü belirterek,

işgalin

kesinlikle kabul

edilmeyeceğini

ifade etmekteydi.

34

Yine Müftü Efendi'nin

teşvik

ve

desteğiyle,

Denizli'den

İstanbul'daki

itilaf devletleri mümessillerine protesto

telgrafları çekilmiştir.

Bunlardan ilki, 15

Mayıs

1919'da ikincisi ise, 18

Mayıs

1919'da

gönderilmiştir.

Bu telgraflarda; "Yunan askerlerinin

İzmir'i

terk etmedikleri takdirde, Denizli

halkının İzmir'i

müdafaaya

hazır olduğu

ifade ediliyordu.

35

Buraya kadar ifade edilenlerden

anlaşılacağı

üzere, hiçbir

teşkilatlanma olmadığı

halde,

düşmanın işgale başladığını

haber alan Denizli

Sancağı halkı,

bu konuda elinden gelen tepkiyi

göstermiştir.

Tabii bu milli

uyanış­

ta, Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin

yukarıda

sözü edilen

çalışmaları

fev- kalade önem arz etmektedir. Onun bu konudaki hizmetleri, yörede milli

teşkilatların kurulmasıyla

daha da

artacaktır.

B. Yörede Milli

Teşkilatlanma

ve Faaliyetlerinde Ahmet Hulusi Efendi

1. Denizli

Kuva-yı

Milliyesi ve Yunan

İlerlemesi

a.

Alımet Hıılıısi Efeııdi'11i11

N11retti11

Paşayı

De11izli'ye Daveti

Müftü Ahmet Hulusi Efendi,

düşman

güçlerinin ancak silahla durdu-

rulabileceği

kanaatindeydi. O bu konudaki

düşüncesini

Denizli temsilcisi olarak

katıldığı İzmir Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i ilhak Cemiyeti'nin kongresinde de Nurettin

Paşa'ya bildirmişti.

Müftü Efendi

ayrıca, kuracağı

milli

direniş teşkilatını

sevk-i idare edecek bir komutana ihtiyaç bulundu-

ğunu

söyleyerek; Nurettin

Paşa'dan

Denizli'ye gelmesini ve

teşkil

edilecek milli kuvvetleri komuta etmesini de

istemiştir.

Müftü Efendi, bu konuda Nurettin

Paşa.ile arasında

geçen

konuşmayı şöyle anlatmaktadır:

"Kanımca İstanbul

tam

anlamıyla işgal altında

idi.

Aynı

zamanda ha- life olan

padişahın

yönetme ve egemenlik

hakkı kağıt

üzerinde

kalmıştı.

Kişisel düşünce

ve

davranışlarıyla

Türk ulusunun

bağımsızlığını

kendi gü- cüyle

koruyamayacağı

her halinden belli olan

padişahın eniştesi

Damat Ferit

Paşa'da, sadrazamdı.

Ulusumuzun onur ve

bağımsızlığı uğruna

seve seve her türlü özveride

bulunacağından

asla

kuşku duyulmamalıydı.

Yeter

34. Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı: 22. s. 18 35. M.A. lütenk, a.g.e., s. T. Toker. a.g.e, s. 30.

(12)

ki onlara her

şey,

ne kadar

acı

olursa olsun

anlatılmalıydı

... Halk,

varı­

nı yoğunu

vermeye

hazırdı. Onları

örgütleyecek, buyruk ve

komutasına

alacak subaylara gerek duyuluyordu. Hükümet, sürekli olarak

yayınladı­

ğı

genelgelerle ordumuzun

silahlarını

terketmesinin, mütareke

koşu1ları

gereği olduğunu

bildiriyor,

değerli komutanlarımızı işgal

bölgesinden

uzaklaştırmaya çalışıyor, savunmanın

çaresiz ve

olanaksız olduğuna

ina-

nanları yeğleyerek,

onlara yetki veriyordu. Nitekim, ben böyle bir kong- reyi toplama hareketinin

başına

geçen ,Nurettin

Paşa'nın

da uzun zaman bu önemli yerde, yani

İzmir'de,

hem vali, hem komutan olarak

kalacağını sanmıyordum.

Bu

düşüncemi yalnız kaldığım

zaman kendisine söyledim.

Bana

şöyle

cevap verdi:

... Efendi hazretleri... Ben burada komutan olarak

bulunduğum

süre- ce,

kıyıya

ayak basacak

düşmanla

sonuna kadar

savaşırım.

Bundan emin olunuz ve

yüreğiniz

rahat olarak yörenizdeki savunma

hazırlıklarını

sür- dürünüz.

Kendisini yine

uyardım:

... Sizin buradaki

çalışmalarınız

ve

kişiliğiniz onları rahatsız

edecek- tir. Sizi

başka

yere gönderecek, hatta rütbenizi yükselteceklerdir. Böyle bir durumda, rica ederim,

İstanbul'a

gitmeyiniz. Denizli'ye geliniz. Bizler ge- rekli her

şeyi sağlamaya hazırız.

Yeter ki

başımızda

sizin gibi deneyimi ve tutumu güven veren yüksek bir komutan bulunsun ...

Kısa

süre sonra, Nurettin

Paşa'nın değiştirileceği

söylentileri

dolaşmaya başladı

ve gerçekten, kendisinin yerine,

işgalden

bir buçuk ay önce Kam- bur takma adıyla tanınan İzzet Bey, Valiliğe, Kolordu Komutanlığına da Ali Nadir

Paşa atandı.:'36 Görüldüğü

üzere, Müftü Ahmet Hulusi Efendi, daha 1919

Mart'ında

memleketin

akıbetini

görerek müdafaa

tertibatı

dü-

şünmüş

ve kumandan olarak da Nurettin

Paşa'yı

Denizli'ye davet

etmiştir.

b.

Alımet Hıılıısi

Efendi'nin Milli

Direniş lçiıı Başvuruları:

Onun Dinar ve Afyonkarahisar'a

Gidişi

İzmir'in işgalinden

sonra,

Yunalıların

zaman geçirmeyerek Ege içlerin- de ilerlemeleri

37,

22

Mayıs'ta

Selçuk'u; 25

Mayıs'ta Aydın'ı işgal

etmeleri

36. L. Müftüler, a.g.e., s. 4; Yurt Ansiklopedisi, C. 3, s. 2141

37. Yunanlıların İzmir'in işgali sonrasında, Ege içlerinde ilerleyişleri hakkında bilgi için

bkı.. Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kaynakları, 2. baskı, Ankara 1981 s. 18-19.

(13)

üzerine, Denizlililer siyasi ve askeri

teşkilatlanma hazırlıklarını hızlan­

dırdılar.

Sonunda,

---İleride hakkında

daha

etraflıca

bilgi

sunacağımız

---Denizli

Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i ilhak Cemiyeti, Müftü Ahmet Hulusi Efendi

başkanlığında

29

Mayıs

1919Öa kuruldu. Cemiyetin ilk top-

lantısında,

"her ne

pahasına

olursa olsun,

Yunanlıların

Denizli yöresine

sokulmaması" kararı alındı.38

Alınan

bu karar

gereğince,

yörede

Kuva-yı

Milliye'nin

teşkili konusun~

daki

çalışmalar

daha da

hızlandı.

Mücadelenin

yalnız

---Denizli merkez ve ilçeleri

halkı

ile ---

başarılamayacağının

bilincinde olan Ahmet Hulu- si Efendi, daha önce henüz

düşman işgaline girmemiş Aydın'a

sonra da Nazilli'ye

güvendiği adamlarını

göndererek, bu yerlerin ileri gelenleriyle irtibat

kurmuştu.

Ancak, Müftü Efendi, oralardan

beklediği

destek ve yar-

dım alamamıştı.39

Bu yüzden, gözler Dinar, Afyonkarahisar, Burdur , An- talya

taraflarına

çevrildi. Bu maksatla Dinar ve Afyonkarahisar havalisiyle temasa geçildi.

40

Müftü Efendi bizzat kendisi, Dinar'a ve Afyonkarahisar'a gitti. Bu yörede bulunan din görevlileriyle (Müftü, Vaiz, Müderris,

İmarn­

Hatipler)

görüştü. Onları silahlı

çeteler

oluşturup,

ilerleyen Yunan gücü

karşısında

bir mukavemet cephesi

teşkil

etmek hususunda harekete ge- çirdi.

41

Bu arada Ahmet Hulusi Efendi, Afyonkarahisaröa 23.

Fırka

Ku-

mandanı

Ömer Lütfi Bey'i ziyaret etti. Çünkü o günlerde Denizli ve ha- valisindeki askeri birlikler 23.

Fırkaya bağlıydılar.

Bu

fırkanın

ise, Dinar Sarayköy'de birer taburu ile

depoları

mevcuttu.

42 İşte

Müftü Efendi, bun- lardan istifade etmek istiyordu. Bu yüzden Ömer Lütfi Bey'i ziyaret

etmiş­

ti. Bu ziyaretin gayesini daha sonra milletvekili de olan Albay Ömer Lütfi Bey

şöyle

belirtmektedir:

" ... Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi benden özellikle silah ve bil-

hassa

harekatı

idare edecek cesaret ve kudrette zabit istedi. Kendisi 57.

Fır­

ka

kumandanı Şefik

Bey'le de temas

etmişti. Bazı

zabitlerirniz, üzerlerinde resmi elbise ve unvan olmadan Denizli'de

başlayan

hareket-i milliyeye ilti- hak arzusunda idiler.

Bunları

temin ettim ve Müftü Efendi ile

tanıştırdım.

Kendisine,

e~zden

gelen hizmeti

yapacağımızı

da temin ve vaat ettim.

Başında sarık, kafasında

vatan muhabbeti ve

İstiklal

haysiyeti, ileri

yaşı

38. Yurt Ansiklopedisi, C. 3, s. 2142.

39. Lütfi Müftüler, "istiklal Savaşında ulemanın büyük hizmetleri, .Milli harekatta Aske- ri Karargah Olan Müftülük Daireleri "Sebilürreşad C III. Sayı: 58, s. 106

40. L. Müftüler, agm, s. 107.

41. K. Mısırlıoğlu, a.g.e., s. 169

42. C. Kutay Kurtuluşun ve Cumhuriyetin .... ,s. 5~.

(14)

ve

mesleğine rağmen

cümlemize numune olan bu mübarek din

adamını

minnet ve hürmetle

teşyi

ettim"

43

demektedir.

Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin Dinar ve Afyonkarahisar'daki

çalış­

malarının

devam

ettiği

günlerde,

Yunanlılar

da ilerlemeyi

sürdürmüş,

3 Haziran 1919'da Nazilli'ye

girmişlerdi.

Bir

baskınla

Sarayköy'ü ele geçir- meleri ihtimal dahilindeydi. Denizli Heyet-i Milliyesi buna imkan ver- memek için, Sarayköy ilerisinde ve Menderes

Irmağı

gerisinde bir cephe

oluşturulması kararını aldı.

Bu sebeple, 8 Haziran

sabahı Binbaşı İsmail Hakkı

Bey, iki sahra topunu da

yanına

alarak Sarayköy'e gitti. 10 Haziran günü de Denizli Heyet-i Milliyesi bir bildiri

yayınlayarak halkı direnişe çağırdı.44

Aynı

gün

şimdiye

kadar

yapılan

özellikle Ahmet Hulusi Efendi'nin ça-

lışmalarıyla

Denizli'de

toplanmış

olan gönüllüler de Sarayköye gittiler. Bu arada Afyonkarahisar'dan 12 Haziran'da Denizli'ye dönen Müftü Efendi de mücahitleri görmek ve

görüşmek

üzere Sarayköye geçti. Müftü Efendi'nin orada

bulunduğu

iki gün içinde, Sarayköy'de oturan

Tavaslızade

Ömer Bey, kendi köylerin. de

kurduğu

milli müfreze ile Dailli köyünde Denizlili mücahitlere

katıldı.45

Böylece Milli Menderes Müfrezesi

adı

verilen Denizli

Kuva-yı

Milliyesi

teşkil edilmiş

oluyordu.

Başka

bir ifadeyle Ahmet Hulusi Efendi, Denizli Heyet-i Milliyesinin de

yardımıyla

14 Haziran 1919'da böyle bir

direniş

örgütünü

oluşturmayı başarmış

oluyordu.

46

Belirtilen

gelişmeler

olurken öte yandan

Binbaşı İsmail Hakkı

Bey de bir aldatmacaya

başvurdu:

Cephede

gereğinden

fazla

çadır kurdurtmuş,

böylece gerçek

sayının

çok üstünde bir güce sahip

olunduğu

izlenimi meydana getirmeye

çalışmıştı.

Milli Menderes Müfrezesi

adı

verilen bu gönüllü birligi Nazilli'ye haber uçuran

Rumlar"ı telaşa düşürdü. Kısa

bir süre sonra, Denizli'de

oluşturulan

büyük bir

birliğin yürüyüşe geçtiği

ve

yakında

Nazilli'yi

basacağı

söylentileri

yayılmaya başladı.

Gerçi Komiser Hamdi Bey

komutasındaki

bir

keşif

kolu, Nazilli'ye

doğru

harekete geç-

mişti.

Ancak, Hamdi Bey'in birlikleri henüz daha Nazilli'ye

ulaşmadan,

durumdan haberdar olan Yunan

Komutanı

korkarak

şehri

20 Haziran'da

43. Cemal KUTAY, Milli Mücadelei.le Öncekiler ve Sonrakiler, C. 2, s. 54 vd.

44. M. A. Tütenk, a.g.e., s. 15-16.

45. L. Müftüler, agm., s. 107 ..

46. C. KUTAY, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin, s. 57-58.

(15)

tahliye etti. Bu sevindirici haberin

alınması

üzerine, önce yörede bulunan

Aydın Kuva-yı

Milliyesi'nden Yörük Ali Efe Çetesi

ardından

da Komiser Hamdi Bey

komutasındaki

Denizli

birliği

Nazilli'ye girdi.

47

Yunanlıların aldanması

sonucunda,

kısa

bir süre için de olsa Nazilli'nin

Kuva-yı

Milliye'nin eline geçmesi, Denizli Heyeti Milliyesi'nin pek tabii Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin

saygınlığı

ve yörede

direniş eğilimini

daha da

arttırmıştır.

c.

Alımet Hıılıısi

Efe11di'11i11 Nazilli'ye

Gidişi

ve Oradaki

Çalışmaları Belirtildiği

gibi Yunan güçleri 20 Haziran 1919'da Nazilli'yi tahliye et- tiler. Fakat giderken birçok evleri,

fırınları yakınış yıkmış

ve

yağma

et- mişlerdi. Şehre giren müfreze komutanı Komiser Hamdi Bey, halkın aç

olduğunu

görerek durumu

Mutasarrıf

Faik Bey ile Müftü Ahmet Hulusi Efendi'ye

çektiği

telgrafla bildirdi.

Ayrıca

Hamdi' Bey, acele

ekınek

ve un gönderilmesini istedi:

18 •.

Bunun üzerine, 180 çuval un ve 2500 kilo

ekınek,

21 Haziran 1919'da trenle Denizliöen Nazilli'ye

ulaştırıldı.

Bu arada durumu yerinde görmek ve

alınan

tedbirleri organize etmek üzere 24 Haziranöa Müftü Efendi Nazilli'ye geldi.

49

Onun orada

bulunduğu sırada

Denizli Müfrezesi iki gru- ba

ayrılarak düşmanın arkasından Aydın

istikametine sevk edildi. Üçüncü bir grup da- ihtiyat zabitleri grubu-Atça istikametinde hareket etti.

50

Yöre

halkını

mücadele için harekete geçirmek üzere,

sık sık yerleşim

merkezlerini

dolaşan

Ahmet Hulusi Efendi,

çalışmalarını

burada da sür- dürdü. Bu arada Nazilli'nin sözü dinlenir ileri gelenlerinden Müderris

Hacı

Süleyman Efendi

51

ile

görüştü.

Denizli'de orduya

geçiş

öncesinde son derece önemli hizmetler veren Demirci Efendi ile

fıkir birliği yapmış

olan

47. M.A. Tütenk, a.g.e,s. 16·17; T. Toker, a.g.e., s. 45-46.

48. Komiser Hamdi Bey telgrafında şöyle diyordu: "Nazilli açtır, acele ekmek ve un yetiştirin" (M.A. Tütenk. a.g.e .. s. 17).

49. Müftü Efendi'yi bu yolculuğunda; otuz kadar gönüllü. Polis Ali Ragıp ve Tevfik Efendilerle, Ekmekçi Şerif Ali Ağa refakat etmişti (M A. Tütenk, a.g.e .. s. 5-18; T. Toker, a.g.e., s. 46).

50. L. Müftüler, agm, s. 107.

51. Müderris Hacı Süleyman Efendi'nin hayatı ve Milli Mücadele'deki hizmetleri için bkz .. Sadi Barak, Hacı Süleyman Efendi, İstanbul 1974, s. 12 vd.

(16)

Müftü Efendi, Efe'ye mektuplar

istemiştir.52

Hatta Ahmet Hulusi Efendi, Demirci Mehmet Efe'yi Denizli ve çevresinden

oluşturduğu

milli kuvvet- lerin

başına getirmiştir.53

Müftü Efendi'nin Nazilli'de

bulunduğu sırada yaptığı

bir

diğer

örnek

davranışı

daha

vardır

ki, bugün dahi ibret vericidir. O burada bir depo- da çok

sayıda

küflü mataralar

olduğunu görmüş,

bizzat kendisi

bunları

çuvallara koyarak

İştipli

Mehmet Efendi'nin de

yardımıyla

otele

getirmiş, temizlemiş

lamba

fıtilinden

ip

takmış,

üstüne de kaput bezinden

kılıf

yap-

tırarak kullanılır

hale

getirmiştir.

Bu mataralar daha sonra gönüllülere

gönderilmiştir. 5~

27 Haziran günü Ramazan

Bayramının

arifesi idi. Bu sebeple; Müftü Efendi, 27 Haziran 1919 günü Ramazan

Bayramı Namazını kıldırmak

ve halka vaaz vermek için Denizli'ye

dönmüştür.55

d. Ayd111'111

Kıırtarılışıııda

Denizli

Miicalıitleri

24 Haziran 1919 günü Nazilli'den hareket eden Komiser Hamdi, Polis

Ragıp,

Denizlili Yedek subaylar grubu, Menderes

Güneş

adiyle

tanınan Tavaslıoğlu

Ömer Bey,

Düacılı

Molla Bekir Efe müfrezelerinden

oluşan

Denizli mücahitleri, 27 Haziran günü Umurlu'da

toplandılar.

Yörük Ali Efe

kızanlarıyla

burada

buluştular.

Umurlu'ya Çine'den gelen 57. Tümene mensup piyade birliklerinden bir

kısmı

ile

Muğla'dan

gelen gönüllüler de Umurlu'da

toplandılar.

28 Haziran'da da Denizli mücahitleri

Binbaşı Hakkı

Bey' in,

diğer

yerlerden gelen kuvvetlerde 175. Alay Komutan Vekili

Binbaşı Hacı Şükrü

Bey'in

Komutasında -Aydını Yunanlılardan

geri al- mak için

saldırıya

geçtiler.

56

Komiser Hamdi Bey, Alay

komutanı Hacı Şükrü

Bey'e

gönderdiği

28.6.1919 tarihli

telgrafında

bu

saldırıyı

özetle

şöyle anlatmaktadır:

"Bendeniz bugün Çerkez köyüne

ulaştım.

Kadri Bey'i buldum. Ali Efe'nin

sağ tarafının sarılmak

üzere

olduğunu anladım.

Çetem

düşmanın

52. T. Toker, a.g.e .. s. 47. Demirci Mehmet Efe'nin Mücadele'ye katılışında; Müftü Ah- met Hulusi Efendi nin ya-nısıra, Celal Bayar. Rauf Orbay, Nazillili Hacı Süleyman Efendi ve Pirlibeyfı Mehmet Bey'in de teşvikleri olmuştur (N. Köstüklü, a.g.e .• s. 135).

53. K. Mısırlıoğlu, a.g.e., s. 172.

54. M. A. Tutenk, a.g.e., s. 19; T. Toker, a.g.e, s. 47.

55. M.A. Tıitenk, a.g.e., gös. yer; T. Toker, a.g.e., gös. yer.

56. M A. Tıitenk, a.g.e., s. 20; T. Toker, a.g.e., s. 47.

(17)

arkasında

idi. Hücum borusuyla Allah Allah

sedasıyla

muntazam yaylLm

ateşine başladım. Düşman Sakızlık

Bahçesinde ve Emirköy

sırtlarında,

Ali Efe henüz köyün içerisine

girmemişken

arkadan vukubulan

işbu

kuvvet üzerine

düşman

derhal çekilerek, Peyan

fabrikasına

ri'cat etti.

On-onbeş kişilik

müfrezem

Aydın'a

girdi... Bu çetem

efradından

hir

şehidim

var.

İsmi

Yumak Ali

Çavuştur. 57 Yunanlıların

geriye çekilmeleri

esnasında

yedi

kişilik

bir müfrezesini imha ettik. Ali Efe ile irtibata geçemedik ... Bende- niz kuvvetlerimle birlikte bu geceyi Tepecik'te

geçireceğim.

Telli

civarında

bulunan Ali Efe çetesine bir haber gönderiniz ve bize de malumat veriniz.

Hem birlikte hareket edelim. Hem de

Aydın'a

ne vakit girecek isek emir- lerinizi bekliyoruz"

58

Komiser Hamdi Bey,

aynı

günü yine

Hacı Şükrü

Beye

gönderdiği baş­

ka bir

telgrafında

da; Yörük Ali Efe çetesiyle birlikte iki koldan

Aydın'a

girdiklerini,

düşmanla şiddetli çarpışmalara giriştiklerini

ve bu arada çe- tesinden

şehit

ve

yaralı sayısının

sekize

ulaştığını

belirtmektedir. Bu ara- da emr-i

kumandanın

tevhid edilmesini de isteyen Hamdi Bey, sözlerine

şöyle

devam etmektedir:

"Bu

.vasıtasızlıkla

hiçbir

görülmeyecek.

Düşman

gündüz gaib

ettiği

mevkileri geceleri tekrar ele geçirmektedir. Çünkü

düşman

bir program dahilinde ilerlemektedir. Bizde intizamdan eser yoktur. Allah

aşkına

geli- niz. Bu

işi başa çLkaralım.

Yeniden tanzim ile

çalışalım':s9

Bu

şekilde düşman

kuvvetleri

hak.kında

bilgi edinen

Hacı Şükrü

Bey

alayını

( 175. Alay) Denizli gönüllüleri ve Yörük Ali Çetesiyle

birleştirdi.

29 Haziran günü bu üç kuvvet

müşterek Aydın

üzerine son

saldırıya

geç- tiler. 30 Haziran günü de

Aydın Yunanlılardan

geri

alındı.

Ancak

şehir halkının

ve

Kuva-yı

Milliye'nin sevinci pek uzun sürmedi. Zira

Yunanlılar,

3 Temmuz günü tekrar

saldırıya

geçtiler.

Yukarıda

sözü edilen

telgrafında

Komiser Hamdi Bey'in de

işaret ettiği

gibi, henüz

teşkilatlanmasını

yapa-

mamış

olan

K'.uva-yı

Milliye üstün

düşman

kuvvetleri

karşısında

pek faz- la

duramadı.

Bu arada, Denizli Mücahitleri de

düşmanla çarpışa çarpışa

Umurlu'ya

doğru

geri çekildi.

60

57. Bu saldırı esnasında Emekli Yab. Süleyman Efendi de şehit olmuştur (T. Toker, a g.e. s. 47)

58. Atase Arş. KL: 427. D: 4, Fh: 42.

59. Atase Arş., KL: 427, O: 4. Fh: 46.

60. T. Toker, a.g.e., s., 47-56

(18)

Bu haberin

D~nizli'ye ulaşması

üzerine Denizli Heyeti Milliyesi özel- likle

başkanı

Ahmet Hulusi Efendi yeniden 100 kadar gönüllü toplayarak,

bunları

Yedek subay

Teğmen Rüştü

ve Kadir Beylerin

komutasında

cep - heye gönderdi. 4 Temmuz günü de

Tavaslı

Köpekçi Nuri Efe,

Öğretmen

Mehmet Ali Bey

Komutasında

Tavas gönüllüleri Umurlu'ya

uğurlandı.

5 Temmuz'da 200 kadar kuvvetle Demirci Mehmet Efe Umurlu'ya gelerek cephede yerini

aldı.

Böylece

düşmanın

ilerlemesi 5 Temmuz 1919 günü Umurlu'da durduruldu'.

61

Aydın'ı

yeniden geri almak azmiyle, Umurlu'da toplanan Denizli mü- cahidleri

diğer

gönüllülerle birlikte, bu defa

Binbaşı Hacı Şükrü

Bey'in

komutası altında,

13 Temmuz 1919'da Yunan kuvvetleri üzerine yeniden

saldırdılar.

Bu

saldırıyla düşmanın

cephe gerisine

sarkması

önlendi: Kö- pekçi Nuri Efe

komutasındaki

Tavas gönüllüleri, Boz

Ahmetoğlu

Mehmet

Çavuş'u, Hacı Bilaloğlu Sadık'ı

ve

İstanbulluoğlu İsmail'i şehit

vermelerine

rağmen,

17 Temmuz günü Serçe köyüne

saldıran Yunanlıları

durdurdular.

Bu arada

Aydın

Cephesi Umum

Komutanı Hacı Şükrü

Bey,

gördüğü

lü- zum üzerine Cephe

Komutanlığı Karargahını

20 Temmuz'da Umurlu'dan

Köşke taşıttı.62

Cephede bu

gelişmeler

olurken, Denizli Heyet-i Milliyesi de Kuva-

Milliye'nin ikmali hususundaki faaliyetlerini daha da

arttırdı.

7 Temmuz'da gönüllülere silah ve cephane

sağlamak

için Fevzi Müftüler (Ahmet Hulusi Efendi'nin

Oğlu), Helvacıoğlu

Mehmet

Kızılhisarlıoğlu

Tevfik beylerden

oluşan

heyet Isparta ve

Eğridire; Karcılıoğlu

Ömer, Özel

İdare

Müdürü Hüseyin Avni beylerden

oluşan diğer

bir heyette Burdur'a gönderildi. Daha önce Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin

girişimiyle

Dinar ve Afyonkarahisar'dan temin edilen silahlan Denizli'ye getirmek üzere de

Teğmen

Tahir Bey görevlendirildi.

63

Diğer

taraftan, cepheyi insan gücü yönünden daha fazla takviye etmek

amacıyla,

Denizli Heyeti Milliyesi, 18.7.1919'da seferberlik ilan ederek, 1884-1894

arası doğumlu vatandaşları

silah

altına çağırdı.

Bu davete seve- rek uyup gelenler, Ahmet Hulusi Efendi

tarafından

dini törenlerle cepheye sevk ediliyordu.

64

Bu cümleden olarak, 20 Temmuz'da Çal Müftüsü Ahmet

61. M.A. 1ütenk, a.g.e., s. 22; T. Toker, a.g.e., s. 48.

62. T. Toker, a.g.e., s. 56.

63. M.A. 1ütenk. S. 23; T. Toker, a.g.e., s. 48.

64. 1ürk istiklal Harbi, C. 2/1, s. 182.

(19)

İzzet

Efendi'nin

komutasında

100 gönüllü

Köşk'e uğurlandı65

23 Temmuz günü,

Teğmen

Mümtaz Efendi

komutasında

Tavas

Yıldırım

Müfrezesi, Tavas'tan

Hırkalı

Halil

Ağa

Müfrezesi Kale-Tavas'tan Bekir

Ağa

Müfrezesi

66•

Müftü Hasan Efendi ve

Kızılhisarlı

Hasan Efendi

komutasında Acıpa­

yam Müfrezesi, 29 Temmuz'da da

Teğmen

Ethem

komutasında başka

bir

Acıpayam

Müfrezesi cepheye gönderildi. Böylece

Köşk

cephesi - bu gö- nüllüler sayesinde - üstün Yunan kuvvetleri

karşısında

1920

Haziran'ına

kadar yerini korudu

6;.

Çalışmanın

bu bölümünü, bu cephedeki

bazı çarpışmaları

ve Müftü Ahmet Hulusi Efendi'ye duyulan sevgi ve

saygıyı

göstermesi

bakımından

önemli

gördüğümüz

bir mektupla bitirelim. Bu mektup,

Köşk

cephesin- den l 9.12.19 l 9'da, Müftü Efendiye

yazılmıştır.

Yazan ise,

Köşk

cephesi

Kuvayı

Milliyesi'nin kurmay

başkanı

Emekli

Binbaşı

Mehmet Tahir Beyöir.

Şimdi

bu mektubu

sadeleştirilmiş şekliyle

sunuyoruz

68:

"Denizli Heyet-i Milliye

Başkanı

Müftü Ahmet Hulusi Efendi'ye

Köşk:

19.12.1919

Makamı

Pederim Efendim Hazretleri.

Gece Kestanecik Cephesinden dÖndüm. Fazla yorgunluğuma rağmen, bu arizemi alelacele takdim ediyorum. Size son Kestanecik

savaşımızın yadigarı

olmak üzere bir miktar

fişekle

bir Yunan mavzeri takdim edi- yorum.

Ayrıca

Yunan askerlerinin

başlarına

giydikleri

zırhlı şapkalardan

da bir tane gönderiyorum. Bunlar önayak

olduğunuz

büyük ve kutsal mücadelenin bir

hatırasıdır.

Bir de

parçalanmamış

top mermisi gönde- riyordum. Bu da

masanızı

süsler

sanırım. Hayır dualarınızın

bereketi ile cephelerimizde kudret ve kuvvetimiz ve faaliyet matlup derecededir. He- men

Cenab-ı

Hak

esbab-ı

siyasiyesini de halk ederek

zavallı Sancağımıza

bu

belayı

azimden kurtararak, mazlum halka saa. detler

bahşetsin,

amin!

İnşallah

ikinci bir

çarpışmada Mutasarrıf

Bey'e de bir Yunan mavzeri tak- dim ederim.

ŞJmdilik düşmandan aldıklarımızı kendileriİıe karşı

cephede

kullanıyoruz.

Bu, pek

hoşumuza

gidiyor.

65. Aıase Arş., KL: 425 D: 2, Fh: 3 L

66. Tavas Yıldırım Müfrezesinin mevcudu 95, Kale-Tavas Müfrezesininki 51 idi (Atase Arş. KL: 425,

2. Fh: 95)

67. T. Toker. a.g.e .. s. 56-67.

68. T. Toker, a.g.e., s. 91. Mektubun sadeleştirilmemiş şekli için bkz. !. Müftüler, a.g.e.

s. 19·20.

(20)

Heyeti Milliye . azalanna cümleten

arz-ı

hürmet ederim. Sizin de müba- rek ellerinizden öperek

hayır

dua ve

afıyetlerinizi

temenni ederim.

Harekatı

Harbiye

Başkam

Mehmet Tahir

e.

Alımet Hıılıısi Efeııdi'ııiıı Köşk'teki Kııva-yı

Milliye

Karargalmıa

Gitmesi Ahmet Hulusi Efendi, buraya kadarki

açıklamalarımızdan

da

anlaşıla­

cağı

üzere,

Kuva-yı

Milliye'nin

teşkili

ve ikmalinde fevkalade üstün hiz- metleri

olmuştur.

Ama o bu hizmetleriyle

yetinmemiş,

zaman zaman cep- heleri de

dolaşmıştır.

Daha önce de Nazilli'ye

gelmişti.

Bu defa da, Demirci Mehmet Efe ile cephe üzerinde

Köşke konuşmak maksadıyla,

1919 Temmuz'unun son günlerinde

Köşk'e

gitti.

Müftü Efendi'nin bu

yolculuğunda

beraberinde; Emekli

Binbaşı

Tahir Bey,

Hırkalı

Halil

Ağa

ve

İştipli

Mehmet Efendi de bulunuyordu. Ahmet Hulusi Efendi, Nazillföen

Hacı

Süleyman Efendi'yi ve Nazilli-Pirlibey'den de Mehmet Bey'i de

yanına aldı. Köşk

istasyonunda o günlerde yörede bulunan Galip Bey (Celal Bayar), Albay

Şefik

Bey,

Binbaşı Hacı Şükrü

Bey, Yzb. Kara Nuri, Demirci Mehmet Efe, Demirci'nin

adamlarından

Sökeli Ali ve

Zurnacı

Efeler

tarafından karşılanan

Ahmet Hulusi Efendi orada

yaptığı

ilk

iş,

Demirci'nin emirlerine müdahale etmek oldu: Karargahta, misafirlerin

oturduğu

yerin

karşısında ağaca asılı

bir erkek cesedi bulunu- yordu. Müftü Efendi, bu

şahıs hakkında,

Demirci'den bilgi edinmek istedi.

Demirci Efe: "Cepheden

kaçtığı

için

kurşuna dizdirdiğini"

söyledi. Bu ce- vaptan pek

hoşlanmayan

Müftü Efendi: "Böyle

şey

olmaz, hemen indirin"

dedi ve indirtti.

Adamın

cenaze

namazı kılınarak

defnedildi

69•

Demirci Efe'nin Müftü Efendi'ye

karşı

sonsuz sevgi ve

saygısı

bulunu- yordu?0 Bu yüzden, Müftü Efendi'nin, Efe üzerinde bir

ağırlığı vardı.

Bu yönleri

bilindiği

için, Demirci'nin kanuna

aykırı uygulamalarına

son ve- rerek, Umum cephe

komutanının

emirlerini dinlemesi hususunda ikna edilmesi

maksadıyla,

Müftü Efendi

Köşk'e çağrılmıştı.

Bu sebeple, Müftü Efendi ile Demirci Mehmet Efe

arasında şöyle

bir

görüşme olmuştur:

69. M. A. Tıitenk, :ı.g.e., s. 30.

70. Müftü Efendi ile Demirci Mehmet Efe arasındaki sevgi ve saygı o kadar ilerlemiştir

ki, birbirlerine "Evladım~ "Baba; Babacığım" diye hitap bile edebilmektedirler. Bu konuda bilgi için bkz .. Atase Arş., KL: 425, D: 7, Fh: 137; T.Toker. a.g.e., s. 84-91.

(21)

Müftü Efendi ---"Buraya gelmekte

maksadım

sizinle

konuşmaktır"

Demirci Efe ---"Buyurun"

Müftü Efendi ---"Efe! Bu

çetecilikle sökmeyecek. Biz bu

teşkilatı

as- keri usule çevirmek istiyoruz"

Demirci Efe --- "Hay hay, ben askerlik yapmam, ben

yalnız

cephenin

iaşesiyle uğraşırım".

Demirci Mehmet Efe'nin bu

şekilde

Müftü Efendi

tarafından

ikna edil- mesinden sonra,

Aydın

Cephesi

Kuva-yı

Milliye Genel

Komutanlığı Hacı Şükrü

Beye

bırakıldı.

Demirci Mehmet Efe de

Aydın

Cephesi Komutan-

lığına atandı.

Cephenin topçu

komutanlığı

da

İsmail Hakkı

Bey'e verildi.

Böylece

Hacı Şükrü

Bey ile Demirci Mehmet Efe

arasındaki uyumsuzluğu tatlıya bağlayan

Ahmet Hulusi Efendi,

yanındakilerle Köşk'te

iki gece kal-

dıktan

sonra Denizli'ye döndü.

71

Müftü Efendi, Denizli'ye Dönünce,

Kuva-yı

Milliye

Komutanları

ara-

sında yapılan

görev taksiminin muhtemelen

temsilciliğini sağlamak

ama-

cıyla, adı

geçenler

adına

mühürler

kazandırarak,

kendilerine gönderdi.n

Denizli

Müdafaa-yı

Hukuk Cemiyeti'nin

Kuruluşu

ve Faaliyetlerin-

de Ahmet Hulusi Efendi ·

1. Cemiyetin

Kuruluşu

Daha önce de ifade

edildiği

üzere 17-1- 9 Mart 1919 tarihleri

arasında

düzenlenen

İzmir Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i

İlhak

Kongresine

katılan

Denizli delegeleri,

İzmir dönüşünde yoğun

bir

teşkilatlanma çalışmasına girmişlerdi.

15

Mayıs

1919Cia

Yunanlıların İzmir'i işgali

ve

ardından kısa

bir süre içinde (25

Mayıs'ta) Aydına ulaşmaları, onların

siyasi ve aske- ri örgütlenmeye yönelik bu

çalışmalarını hızlandırdı.

Sonunda 29

Mayıs

1919Öa Ahmet Hulusi Efendi'nin

başkanlığında

"Denizli

Müdafaa-yı

Hu- kuk Redd-i

İlhak

Cemiyeti kuruldu.'3

71. M. A. Tütenk, a.g.e., s. 30; T. Toker. a.g.e., s. 57.

72. Atase, Arş., KL: 425, O: 2, Fh: 80.

73. Bu cemiyetin kurulmasında; Başağazadc Yusuf, Müftüz:ıde Kazım, HamamcıŞeyh

Mustafa, Tat Osmanoğlu Emin, Tavaslızade Mustafa, Küçükağazade Ali, Doktor Kazım, Oalamanlızade Şükrü Bey ve Efendilerle, Karahacızade Ahmet Ağa, Mutasarrıf Faik, As- kerlik Şubesi Başkanı Tevfik ve Polis Komiseri Hamdi Beylerin önemli hizmetleri olmuştur.

(N. Köstül<lü, age., s. 82).

(22)

Ahmet Hulusi Efendi

başkanlığındaki

bu cemiyet,

kuruluşundan

itiba- ren, cepheye gönüllü celbinde ve

yardım

gönderilmesinde üzerine

düşeni fazlasıyla yapmış,

çevre il ve ilçelerde

teşkilatlanmayı teşvik etmiştir. Aynı

zamanda bu cemiyetin Milli Mücadele azminin

oluşmasında

önemli kat-

kısı olmuştur.

Bu cümleden olmak üzere, cemiyet bir beyanname

yayın­

ladı.

10.6.1919 tarihini

taşıyan

bu beyannamede; Yunan

işgalinin haksız olduğu

ve

bunların

Anadolu'da

yaptıkları

zulümler ifade edildikten son- ra

şöyle deniliyordu:"Yarın Yunanlıların

mundar

ayakları altında

inleye inleye ölmektense bugün ya mertçesine ölmeye, yahut

şerefle yaşamaya

azmeden ve bugünkü

çalışmayı

din ve namus meselesi bilen

kardeşlerimiz

son defa olarak mali ve bedeni mesele de

fedakarlıkta bulunmalı,

zengin ve fakir herkes bu dini mesele de kendisini alakadar addetmeli seyirci va- ziyetinde

kalmamalı

... kaybedilecek zaman

olmadığını düşünerek

hareket etmeliyiz ... Allah

yardımcımızdır''.7·1

Kuruluşundan kısa

bir süre sonra, 12 Temmuz l 9 l 9'da Denizli

Müdafaa-yı

Hukuk ve Redd-i ilhak Cemiyeti, daha iyi hizmet verebilmek için yeniden

teşkilatlanmıştır.

Denizli'deki bu milli

kuruluş

yeni düzen- lemede; Bir

başkanlık

ve

altı şubeden75 oluşturulmuştur. İsmi

de Denizli Heyeti Milliyesi olarak

değiştirilmiştir. İşte "Kuva-yı

Milliye'nin ikmali, mali meseleler, istillbarat

işleri, asayişin

temini, göçmen

iskanı işleri,

nak- liyat ve

sağlık alanında

önemli hizmetler" veren bu örgütün

başkanlığında

yine Müftü Ahmet Hulusi Efendi'yi görmekteyiz?

6

Bu

şekilde teşkil

edilen Denizli Heyet-i Milliyesi, faaliyetlerini Ahmet Hulusi Efendi'nin

başkanlığında

6.7.1920 tarihine kadar

sürdürmüştür.

Anılan

tarihte meydana gelen "Denizli

Olayı"n

sebebiyle

çalışmalarını

ta-

74. N. Köstüklü, age., s. 83.

75. Bu şubeler, Haberalma ve Propaganda, askerlik, Göçmenler, Levazım Güvenlik ve Mali Şubedir. Bu şubelerin görevleri ve bu şubelerde görev alan kişilerin isimleri için bkz., L. Müftüler, a.g.e., s. 11·12; Mısırlıoğlu. a.g.e., s. 137

76. N. Köstüklü, age, s. 83 Ayrıca bu konuda bkz. ATASE Arş. Ki: 426, D: 4, Fh: 235. Yö- . netim Kurulunun diğer üyeleri şunlardır: Başkanlık Genel Sekreteri: Hacı Fakızade Nevzat

Bey, Yazı İşleri Müdürü: Hamdi Bey, Şube Müdürü: Kazım Efendi, Dosya Memuru: Cevdet Hayri Bey. Veznedar: Hamamcıoğlu Mustafa Hacı Süleymanoğlu Hacı Ahmet ve Yağcıoğlu

Ahmet Baki Efendiler, Üye ve Katip: Hüseyin Avni Bey ve Üye: Tatoğlu Emin Efendi, Aske- ri Müş;ıvir: Ödemiş Tabur Komutanı Tahir Bey idi {T. Toker, a.g.e., s. 52).

77. Kızanlarının öldürülmesi üzerine, Demirci Mehmet Efe, 12 Temmuz 1920öe Denizli'ye gelerek idareye el koymuştur. Bu arada Denizli Askerlik Şubesi Başkanı Tevfik Bey olmak üzere, 68 kişiyi öldürmüştür. (Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. N. Köstüklü, a.g.e., s. 219-236.

(23)

til

etmiştir.

4

Ağustos

1920

sonrasında

o günlerde ülke genelindeki bütün milli örgütler,

"Müdafaa-yı

Hukuk Cemiyeti"

adını

isimle yeniden

teşki­

latlandırılmıştır.75

Ahmet Hulusi Efendi, Heyet-i Milliye'deki yöneticilik görevini; bu ör- gütün

müdafaa-yı

Hukuk Cemiyeti ismini

almasından

sonra da devam

ettirıniştir.79

Ülke genelinde

Müdafaa-yı

Hukuk Cemiyetleri

lağvedilinceye

kadar, Müftü Efendi'nin Denizli

Müdafaa-yı

Hukuk Cemiyeti'ndeki

çalışmaları­

nı sürdürmüş olabileceği

k'Uvvetle muhtemeldir.

2. Cemiyetin Faaliyetleri

Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Milli Mücadele'ye sadece kendisi katLl- makla

kalmayıp, diğer

görevlilerinin de bu milli

~arekete katılması

için

çalışmıştır.80 Aynı

zamanda da bu konuda Denizli Heyeti MiUiyesi'nden de karar

çıkartmıştır.

Nitekim Heyeti Milliye 18.7.1919 tarihinde Müftü Efendi'nin

başkanlı­

ğında yaptığı

ilk

toplantısında

---bu hususta --- bir beyanname

yayınlan­

mıştır.

Beyannamede özetle

"Müftül~in, hocaların,

bütün milletin vatan

müdafaasına koşmaya

mecbur

oldukları

ifade"

edilmiştir.

Bu arada Heyet-i Milliye,

düzenlediği

miting ve

toplantılarla

yöre

halkının

savunma azmini kuvvetlendiriyordu. Mesela 25

Aralık

1919'da Denizli-Bayramyeri'nde binlerce

kişinin katildığı

bir miting düzenlendi.

Bu mitingde

alınan

özellikle

düşman işgalini kınayan konuşma

ve karar metinleri,

İstanbul'daki yabancı basın

temsilciliklerine ve

İtilaf

devletleri yetkililerine "Denizli Heyet-i Milliyesi"

imzasıyla

gönderildi.

81

78. Atase. Arş. Ki: 558, D: (27-c)-14, Fh:4.

79. 12.4.1921 tarihli "BMM Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine" hitaben Denizli'den gönderilen bir telgrafta; Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin Denizli Müdafaa-yı Hukuk Ccmiyeti'nin 2. başlmnı olarak ismi geçmektedir. Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nin A: lll-3, O: 14, Fh: 42 nolu dosyasında bulunan bu telgrafın sureti için bkz .. N. Köstüklü, age, Ek: 4.

80. Mesela Çal Müftüsü Ahmet İzzet (Çalgüner) Efendi, bunlardan birisidir. Bu konuda bkz. Orhan Vural, "İstiklal Savaşında Müftülerin Hizmetleri Çal Müftüsü izzet Efendi'nin

Hatıraları", Sebilürreşad, C. 1, Sayı: 12, s. 185 vd.

81. N. Köstüklü, a.g.e .. s. 87. lstanbulöaki yabancı basın mensuplarına ve it.Haf devlet- leri yetkililerine hitaben gönderilen protesto telgraflarının suretleri için bkz., M.A. lütenk, a.g.e., s. 72-73.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun üzerine Denizli Heyet-i Milliye Reisi Müftü Ahmet Hulusi Efendi´nin teklifi üzerine, Demirci Mehmet Efe´nin emriyle, 6 Temmuz 1920 tarihinden itibaren

In vitro study demonstrated that the anti-tumor effects of LOR in COLO 205 cells were mediated by causing G(2)/M phase cell growth cycle arrest and caspase 9-mediated

Oysa, 251 milyon y›l önce, Permiyen döneminin sonunda meydana gelen çok daha büyük çapl› yok oluflun nedeni hala tart›flmal›.. Bulgular, Permiyen dönemi sonunda deniz

dilimizdeki “müjde” kelimesinin tam karşılığıdır. Çoğulu da تﺎﻳﺮﺸﺑ gelir.. Bu kelime fiil olarak ailevi münasebet anlamında kullanılmıştır. 71 Allah,

Şevket Uğurluer: “Üstün müzik bilgisi, üstün caz bilgisi ile yeri kesinlikle dolmayacak bir arkadaşımızda Klası olan çok efendi arkadaşımızı kaybettiğimiz için

La Porte etait passee dans la defensive, mais la Republique Polonaise avait elle - meme cesse de compter comme une puissance, &#34;Le spectre de l'aneantissement menaçant depuis

İlk kez Hulusi Behçet’ in tanımla­ dığı bir tür deri hastalığı, dünya tıpliteratürüne onun adıyla &#34;Behçet hastalığı&#34; olarak geçmişti.. 1939'da

Abidin D in o'n u n 1968-1972 yıllarında hazırlaoığı ' Pencereler-Açılar” adlı resim dizisi İse guaj boyayla kâğıt üzerine yapılmış 16 resmi içeriyor.