ASKERI YARGIYA. NESTER ZAMANI Askeri Yarg tay Ba kan Ahmet Zeki Liman n da F tipi ile ba lant s oldu u belirtiliyor
16
0
0
Tam metin
(2) 2. 12 TEMMUZ 2016, SALI. ÖZGÜRLÜK. ozgurlukmeydani@aydinlikgazete.com. Haz›rlayan: BORA TORAN. MEYDANI. KÖTÜ VE DAHA KÖTÜ ADAYLARLA ABD’DE BAŞKANLIK SEÇİMİ. Koltuğa bir adım kala ‘Trump, hakkındaki haberlerin büyük çoğunluğu eleştirisel ve hatta alay eder şekilde olmuştur. Fakat bu durum Trump’ın her daim gündemde kalmasını sağlamıştır. Yapılan bir analize göre, Trump bu şekilde kendine 2 milyar dolar civarında ücretsiz reklam sağlamış bulunuyor’ EFE TANAY DONALD Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin aday adayı olarak 16 rakibi ile yarışa başladığında, politika tecrübesi olmayan işadamının Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olabilme ihtimali birçok uzman tarafından alay konusu olmuştu. Trump, bu yarışı kazandı. Başkanlık koltuğuna uzanmasındaki son engel ise Hillary Clinton. Anketler Trump’ın aleyhine ancak Trump’ın tekrardan herkesi şaşırtma ihtimali azımsanmamalı. Meksikalıları tecavüzcü ve suçlu olarak addetmesi ya da Müslümanların ülkeye girişini yasaklamak istemesi gibi din ve ırk bazlı ayrıştırıcı açıklamaları Trump’ı ırkçılık eleştirilerinin odağına koydu. Ancak Trump’ın bu gibi tepki çeken açıklamaları Cumhuriyetçi Parti’nin kendi içerisindeki adayı seçtiği dönemde söylemiş olması, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir detaydır. Cumhuriyetçi Parti içerisinde Latinlerin ve Müslümanların oranı yok denecek kadar az. Dolayısıyla Trump’ın parti içerisindeki seçimde söz sahibi olmayan kitleleri hedef almış olmasının önemli bir taktik olduğunun altını çizmek gerekir. Trump bu taktik dâhilinde, şimşekleri üzerine çekti fakat bu sayede partinin adayı olarak rakiplerinin arasından sıyrılabildi. Şimdilerde ise genele hitap edebilmek adına ifadelerini yumuşatmaya başladı.. MEDYANIN GÜCÜNÜ LEHİNE ÇEVİRDİ Gördüğü her tepkide dozu bir kez daha arttıran Trump, kısa sürede ilgi odağı haline geldi. Örneğin, Meksika sınırına kaçak göçmenleri engellemek için duvar öreceğini söylemesi tepki çekince, “Duvarın parasını Meksika’ya ödeteceğim”, diyerek dozu arttırdı. Tepkilerin devam etmesi üzerine daha da ileri giderek, “Duvar 10 kadem daha yükseldi” şeklinde açıklamada bulundu. Trump hakkındaki haberlerin büyük çoğunluğu eleştirisel ve hatta alay eder şekilde olmuştur. Fakat bu durum Trump’ın her daim gündemde kalmasını sağlamıştır. Yapılan bir analize göre, Trump bu şekilde kendine 2 milyar dolar civarında ücretsiz reklam sağlamış bulunuyor. Politika. Bilimi Profesörü John Sides’ın araştırmasına göre, kişilerin aldığı oy oranı medyada yer aldıkları süre ile inanılmaz derecede doğru orantılıdır. Kameraların mütemadi olarak Trump’a dönmesinin sebebi ise aynı zamanda eski televizyon programı yıldızı olan Trump’ın tam bir reyting mıknatısı ol-. ması ile alak a l ı d ı r. Medya, reyting uğruna her mikrofon uzattığında, Trump, kendisini öven ve kazanmakta olduğu algısı yaratan açıklamalarda bulunuyor.. SADE VE BASİT SÖYLEMLER SEÇMENE YETTİ Carnegie Mellon Universitesi’nin yaptığı bir araştırma Trump’ın dil bilgisi seviyesinin 6. sınıf öğrencisi seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor ancak aynı araştırma 5. sınıf öğrencisi seviyesinde dil bilgisine sahip George W. Bush’u Amerikan halkının 2 dönem üst üste seçtiğini de hatırlatıyor. Kelime dağarcığı baz alındığında ise Trump’ın, oğul Bush’a dahi yaklaşamayacak derecede vasat olduğu, yine Üniversite’nin araştırmasında dikkat çekiyor. Fakat Trump’ın bu basit dili alt ve orta kesime direk hitap etmesini sağlıyor. Dikkatlerden kaçan bir diğer çok önemli unsur ise, Trump’ın hemen her açıklama-. MEDYANIN HALLERİ. sında açık kapı bırakmayı ihmal etmemesi. Bu durum farklı kesimlerden seçmenlerin açıklamaları istedikleri şekilde anlamalarına sebep oluyor. Örneğin; Meksikalı göçmenleri yerdiği açıklamasının hemen arkasından, “... ama bazılarının iyi olduğunu varsayıyorum” şeklinde bir eklemede bulundu v e. bu kısa ek bazı Meksika kökenli ABD vatandaşlarının Trump destekçisi olmasına yetti.. UFAK KELİME OYUNLARI Başkan adayının gerçekliğini hiçbir zaman açıklamadığı veriler ile kendi iddialarını kendi kendine desteklemesi tartışma konusu olan bir başka konudur. Bu gibi desteklerin özellikle karşısına aldığı taraftan geldiğini söylüyor olması ise kendisini eleştirmek isteyenleri zor durumda bırakıyor. Örneğin; Müslümanların ülkeye girişinin yasaklanmasını teklif ettiği açıklamasının hemen ardından, “Önemli bazı Müslüman tanıdıklarım bu açıklamam için bana teşekkür etti” diye bir savunma geliştirdi fakat bu kişilerin kim olduğunu hiçbir zaman açıklamadı. Trump bazı durumlarda ise gerçeklerle tamamen çelişen ifadeler kullanıyor. Örneğin; ikiz kulelerin yıkılması esnasında New Jersey’de Müs-. TRUMP’IN ŞANSI VAR MI? Trump’ın Amerikan Başkanı olmasının önündeki son engel olan Hillary Clinton, hem eski Amerikan Başkanı Bill Clinton’ın eşi olarak, hem senatör, hem de ABD Dışişleri Bakanlığı süresince, Beyaz Saray’da çok fazla zaman geçirmiş biri. Politik kariyeri sebebiyle birçok kişi Hillary Clinton’ı tecrübeli ve özgeçmişi başkan olmaya en uygun kişi olarak yorumluyor. Zira Obama’nın da yakın zamanda bu yönde bir ifadesi mevcuttur. Bu sebeple Trump, ‘Amerika’nın, sistemin dışarıdan olan yeni birine ihtiyacı var’ şeklinde bir söylem geliştirmiş durumda. Trump, politikanın içinden gelmiyor olmasını bir artı olarak sunuyor. Demokratların ikinci sıradaki adayı Sanders politikadaki kötü ve adaletsiz düzene en çok değinen kişi olarak ‘sistemin dışından’ aday kavramına birçok kez değinmiş ve son dönemde seçmende büyük ölçüde bilinirlilik uyandırmıştı. Hillary’nin New York borsası ve daha birçok kuruluştan yüksek meblağlarda bağışlar almasına değinen Sanders, Hillary’nin başkan olması durumunda bu kuruluş ve kişilere tolerans sağlama ihtimaline değinmişti. Dolayısıyla, Hillary, bir önceki rakibi Sanders’tan çok darbe almış bir şekilde Trump’ın karşısına çıkıyor. Trump her ne kadar iyi bir aday olmasa da, Hillary Clinton’ın da, Bingazi’deki ABD Elçiliği’ne yapılan saldırı döneminde yetki sahibi olması ya da devlet sırrı içeren bilgileri şahsi e-postasını kullanarak yanlış kişilerin eline geçmesine sebep olması gibi birçok zayıf noktası bulunuyor. Bu bağlamda, 58. kez yapılacak olan seçimin birçok seçmen açısından kötü ve daha kötü aday arasında geçmekte olduğunu söylemek mümkün.. hikmetcicek01@gmail.com. Hikmet ÇÇEK. Avrupa, Afrika’da mı! EURO 2016 final maçında kupa Portekiz’in oldu. Portekiz, turnuvanın ev sahibi ekibi Fransa’yı uzatmalarda attığı gol ile 1-0 yenerek tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonu oldu. Euro 2016’dan geride kalanları hatırlayalım. Tunca Arslan’a göre “Nani, Avrupa şampiyonası boyunca oynadığı futbolun yarısını geçen sezon oynasaydı, Fenerbahçe açık ara şampiyon olurdu!” Finalde kaybeden Fransa’nın teknik direktörü Deschamps büyük olasılıkla istifa edecek. Ama örneğin Fatih Terim hiç oralı değil... Üstelik Fransa’dan dönüşte yapacağını söylediği basın toplantısı da unutuldu gitti. Turnuvaya katılma “başarısı” gösterdiği için Türk Milli Takımı’na verilen prim 20 milyon Avro. Şampiyon olan Portekiz’in primi ise 8 milyon Avro! Gönüllerin şampiyonu hiç kuşku yok ki İzlanda. Başlama vuruşlarında kural. lüman bir grubun sokaklarda kutlama yaptığını söyledi fakat böyle bir hadisenin olmadığı birçok şekilde ispatlandı.. değişikliğine gidildi. Artık ille iki değil, tek oyuncu da yapabiliyor başlama vuruşunu. Ama bunun futbola ne gibi bir faydası, katkısı oldu, anlaşılamadı. Kamil Erdoğdu “Kazanan Afrika” diyor ve şunları söylüyor: Finalin adı Fransa-Portekiz. Golün adı, uzatma dakikalarında Eder. Tam adı Ederzito Antonio Macedo Lopes. 1987 doğumlu 1.88 metre boyundaki futbolcunun doğum yeri ise Batı Afrika’daki Gine Bissau. Afrika kıtası 1980’lerin sonlarından beri Avrupa futbolunun kaynağı olmaya devam ediyor. EURO 2016’da taşıdıkları formalar farklı olsa da Afrika kökenli oyuncular turnuvaya damga vurdu. Şampiyon Portekiz’in golcüleri Cristiano Ronaldo Portekiz’de doğdu ailesi ise Yeşil. Burun Adaları’ndan geldi. Luis Nani’nin doğum yeri yeşil Burun Adaları. Raphael Guerreiro 1993 Fransa doğumlu, ancak milli takım için annesinin ülkesi Portekiz’i seçti. Adrien Silva da aslen Fransız, altyapı milli takımlarında oynadığı için Portekiz forması giyiyor. Ev sahibi Fransa’da Afrika kökenli oyuncuların sayısı daha fazla. Finalin etkili ismi, belki de sahanın en iyi oyuncusu Moussa Sissoko’nun ailesi Malili. Patrice Evra ve Bakari Sagna Senegalli, Blaise Matuidi’nin ailesi Angola ve Kongolu, Pual Pogba Gineli, Samuel Umtiti Kamerun doğumlu, Antony Martial ise Karayipler kökenli. Diğer takımları da düşünürsek liste hayli uzun. Mesela Almanya’nın en formda oyuncusu Baoteng Ganalı. EURO 2016, milli takım tanımının değişime uğradığını bir kez daha gözler önünde serdi. Milli takım bir ülkenin o spor dalında geldiği noktanın göstergesi olmalı. Basit bir bürokratik işlemle verilen pasaportların kullanılma yeri olunca milli takımın kulüp takımlarından farkı kalmıyor.. Ağacınkurdu. Dahaazsöz,dahaçokiş!. “AĞACIN kurdu içinde olur” denir ya. Bizim ordunun kurdu da içindeymiş meğerse. Bu kurtlar temizlenmezse, o ordudan hayır beklemeyin! (RahmiTuran,Sözcü, 11Temmuz2016). BİZİM sakalımız olmadığı için, soldaki öbeklere çoğu zaman sözümüzü dinletemiyoruz! Bari Lenin’den bir alıntıyla bitirelim bu yazıyı: “Daha az tumturaklı söz, daha çok günlük iş, daha az siyasal gevezelik...” (AttilaAşut,Birgün, 11Temmuz2016). Çin,oyunubozuyor ÇIN, bilimsel teknolojik devrimin ana mekanizmasını, buluş, yapış ve üretimini kendisi için kullanıyor. Batı’nın yayılışını sınırlandırarak. Çin (ve benzer yolda Hindistan) Batı’nın sermaye, mal ve hizmetler üretim ve satışının önünde en büyük engel oluşturmuş durumda. (OrhanBursalı,Cumhuriyet, 11Temmuz2016). Başkanlıkformülü! EĞER ilk başkanımız Erdoğan olacaksa, o zaman onun bu başkanlıkta başarılı olabilmesinin yolu da modern, seküler, demokratik, Müslüman ülke formülü üzerine dayalı bir ülke olmamızdan geçiyor. (SerdarTurgut,Habertürk, 11Temmuz2016). Besmelesizlaikler! LAİKÇİ dünya görüşü, iş yaparken besmelesiz olmaktır. Lâik olmakla olmamak arasındaki fark besmeleli olmakla olmamak arasındaki fark kadardır. Besmelesizlik demek olan “Lâisizmin” aynı zamanda şeytanî bir dünya görüşü olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? (AhmetAnapalı,Akit, 11Temmuz2016). Farkyokmuş Aramızdaki ırkçıların, “İti kopuğu” diye başlayan cümleler kurmasına aldırmayalım. Aslında aradan geçen 5 yıl içerisinde o 3 milyon Suriyeli’nin bizden pek bir farkları olmadığını da gördük. (MehmetAcet,YeniŞafak, 11Temmuz2016).
(3) 3. 12 TEMMUZ 2016, SALI. ÖNE ÇIKANLAR. HAZIRLAYAN: AYSEN BEYAZ halklailiskiler@aydinlikgazete.com. HAYDAR MERİÇ SORUŞTURMASINDA ÜRPERTEN DETAY. Kritik tanık konuşamadan öldü. Aydınlık’ın ulaştığı bilgilere göre Emniyet, Kırklareli’de yaşayan tuvalet görevlisini geçen yıl buldu ve tanık olarak ifadeye çağırdı. Ancak, adı geçen kişi ifadeye gitmeden bir gün önce hayatını kaybetti IRMAK METE. itee ahhhit teah müüte aş m anddaş Yan Y ORR İYO MİY LEM İŞLE K İŞ UK KU UK HU H. GAZETECİ Haydar Meriç cinayeti soruşturmasının en önemli tanıklarından olduğu iddia edilen cami tuvalet görevlisinin ifade vermeye gitmeden bir gün önce öldüğü ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011’de kaybolan ve daha sonra denizde ceseti bulunan eğitimci ve gazeteci Haydar Meriç’in soruşturmasını geçen yıl yeniden başlattı. Soruşturmada cinayetin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı istihbaratçı polisler tarafından işlendiği iddiası üzerine yoğunlaşıldı. Fethullah Gülen örgütlenmesiyle ilgili araştırma yaptığı bilinen Haydar Meriç’in aydınlatmaya çalıştığı bir konu da Fethullah Gülen’in 1965’te vaiz olarak görev yaptığı Kırıklareli Hızırbey Camisi’nde tuvaletçi olarak çalışan kişiyle ilişkisi olduğu iddiasıydı.. Naci Abal. AYDINLIK / ANKARA MALİYE Bakanı Naci Ağbal, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın, Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş. özelleştirmesi ve Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili soru önergesini yanıtladı. Özelleştirme işlemleri ile ilgili yargı kararları konusunda 2012 yılında 6300 sayılı Kanun ve 2014 yılında da 6552 sayılı Kanunla düzenleme yapıldığını kaydeden Ağbal, 2014 yılında yapılan düzenlemenin ardından Cengiz İnşaat’a, söz konusu tesislerin geri alınmayacağının bildirildiğini açıkladı. Ağbal yanıtında, “Düzenleme uyarınca alıcıya yazı yazılarak 4046 sayılı Kanun’un Geçici 26’ncı maddesi uyarınca, hisselerin geri alınmasına yönelik herhangi bir işlem tesis edilmeyeceği ve bu kapsamda geri almaya dönük dava açılmayacağı bildirilmiştir. Söz konusu geçici 26’ncı Madde, bu işlemler tamamlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi. kararlarının geriye yürümemesi nedeniyle, yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinin iptal edilmesinden önce alınmış olan Bakanlar Kurulu ve ÖYK kararları uyarınca söz konusu kuruluşun geri alınması yönünde yapılmış olan işlemler hukuken geçerli bulunmaktadır” dedi.. CEMAATE ‘İNANMAYIN’ UYARISI Cinayetle ilgili geçen yıl başlatılan soruşturma kapsamında yeniden Kırklareli’deki tüm tanıkların ifadesine başvuruldu. Aydınlık’ın ulaştığı bilgilere göre Emniyet, Kırklareli’de yaşayan sözkonusu tuvalet görevlisini de geçen yıl buldu ve tanık olarak ifadeye çağırdı. Ancak, adı geçen tuvalet görevlisinin ifadeye gitmeden bir gün önce akşam saatlerinde hayatını kaybettiği öğrenildi. Tuvalet görevlisinin koah hastası olduğu, evinde rahatsızlanarak öldüğü öne sürüldü. Öte yandan Fethullah Gülen’in 70’li yıllardaki bir konuşmasında bu iddiaya değindiği ve Kırklareli günleri hakkında söylenenlere inanmamaları konusunda cemaatini uyardığı tespit edildi. Emniyet, Gülen’in olayın ortaya çıkmasına karşı bu vaazla bir ön hazırlık yaptığı değerlendirmesinde bulundu.. HUKUK SIFIRLANDI Bakan Ağbal’ın yanıtını değerlendiren Çetin Osman Budak, “Bu yanıt, AKP’nin Cengiz İnşaat’a kalkan olduğunun, yandaş müteahhitlere hukukun işlemediğinin yazılı kanıtıdır. 305 milyon dolarlık Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş. özelleştirmesi kapsamında, yaklaşık değeri 2 milyar doları aşan Oymapınar HES, Cengiz İnşaat’a bedava verilmiştir ve Cengiz İnşaat bedava aldığı baraj üzerinden özelleştirme bedelinin 3-4 katı gelir elde etmiştir. Danıştay bu hukuksuzluğu 2010 yılında kesin olarak tespit etmiştir. AKP, bu hukuksuzluğa kılıf uydurmak için iki kez kanun çıkarmış, iki kanun da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir” ifadesini kullandı.. PAPA’ya ‘Sarı gelin’ çağrısı TALAT Paşa Komitesi Eskişehir Temsilciliği, Papa Fransiskus’un Ermeni Soykırımı iddiasına Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki Ermeni kilisesi önünden yanıt verdi. Talat Paşa Komitesi (TPK) adına açıklama yapan Ragıp Ferda Aydınalp, “Türkler katliam yapmış olsaydı, ne arkamızda gördüğünüz Ermeni kilisesi kalırdı, ne de Anadolu’da Ermeni yurttaşlarımız kalırdı. Anadolu insanı yüz yıllarca kardeşçe yaşamıştır. Emperyalistler siyasi emelleri doğrultusunda bizi birbirimize düşürmek istemekte. Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dedi. Temsili katılımın olduğu açıklamanın sonunda Aydınalp, Papa’yı ve tüm Ermeni’leri Sivrihisar’daki kiliseye davet etti.. SİVRİHİSAR KARDEŞLİĞİN TANIĞI Aydınalp şöyle konuştu: “Sivrihisar Ermeni Kilisesi Türk-Ermeni kardeşliğinin yakın tanığı ve kanıtıdır. Sayın Papa, gelin Sivrihisar’da Ermeni kardeşlerimizle “Sarı Gelin” türküsünü söyleyelim. Yüz yıllar önce Sivrihisar-Pessinus’tan Roma’ya gönderilen kutsal bir taş sizleri Kartacalılar’dan kurtarmıştı. Şimdi ise sizlere tarihi, hukuki, bilimsel bir gerçek gönderiyoruz; soykırım yapmadık, vatan savunduk. Günümüzde Roma’yı kurtaracak ‘kutsal taş’ da bu gerçektir. Bu kilise aynı zamanda Asya’nın en büyük ikinci kilisesi olma özelliği taşıyor.”. Mustafa MUTLU mustafamutlu@aydinlikgazete.com. TOKİ evi verecekmiş!. B. eyefendi buyurmuş: “Suriyelilere vatandaşlık da veririz, TOKİ konutlarına da yerleştiririz!” Siyasetçi değil de; ülkenin sahibi sanki! Neyi veriyorsun hemşerim? Senin ülkende on milyon vatandaşın açlık, otuz milyon vatandaşın da yoksulluk sınırının altında yaşıyor! İnsanlar karı koca otuz yıl çalışıyor da yine de bir “TOKİ evi” alamıyor! Bu Suriyelilerin özelliği ne ki durmadan veriyorsun? Vatanlarındaki savaştan kaçtılar; hepsini aldın bizim kesemizden besledin! Peki; ne düşünüyoruz diye bize sordun mu? Fikrimizi aldın mı? Hayır... Şimdi tutturdun; “İlle de vatandaşlık vereceğim. Yetmez... Bir de TOKİ evi vereceğim!” Veremezsin! Ne vatandaşlık verebilirsin; ne de ev verebilirsin! Verdiklerin yeter... Aradan beş yıl geçti: Bugüne kadar bu ülkeye gelenler, bizim sadece konuğumuzdu ve öyle de kalacaklar! Açlardı; doyurduk. Hastalardı; iyileştirdik. Üşüyorlardı; giydirdik. Ama bu kadar! Hiçbir ev sahibi, evinin tapusunu misafirinin üzerine yapmaz! Bu vatan bizim; Recep Tayyip Erdoğan! Babamın kuşağı babasız, benim kuşağım dedesiz yetişti bu ülkede... Niye biliyor musun? Dedelerimizin her biri, bir cephede öldü de ondan... Onların kanıyla, ninelerimizin, annelerimizin gözyaşlarıyla hak ettik biz bu vatanı! Onlarca yıldır verdiğimiz vergilerle hak ettik... Karlı gecelerde nöbet tuttuk; ciğerimizin yarısını verdik! “Öl” dediniz öldük! Sen şimdi diyorsun ki, “Suriyeliler de bizimle aynı hakka sahip olsun! Hatta sen evini çalışıp kazanıp al; ama o Suriyeli... Ona bedava TOKİ evi verelim!” Var git işine Recep Tayyip Erdoğan! Var git, günaha sokma bizi!. GÜNÜN SORUSU Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasına yönelik tartışmalar yine bitti. Ne oldu; Erdoğan diplomasını mı gösterdi; yoksa biz mi bıktık?. ÇELİŞKİ! Başbakanlığı döneminde sürekli “iç güvenlik paketleri” çıkararak polisin yetkilerini genişleten Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de tırmanan toplumsal olaylar hakkında konuşmuş ve polise geniş yetkiler verilmesini “Hayra alâmet bir gelişme değil” diye yorumlamış... Bunu söylerken, Gezi direnişinde polis tarafından öldürülen Berkin Elvan’ı, Ethem Sarısülük’ü, Abdullah Cömert’i ve Ali İsmail Korkmaz’ı unutmuş... Ne diyordu Gezi Direnişi sırasında, çocuklarımız enselerinden, gözlerinden vurulurken? “Polise talimatı ben verdim!” Şimdi ne diyor? “Polise sınırsız bir yetki tabii ki olamaz!” Ne yani; şimdi bu durumda, “Tayyip Gezi’ye teslim oldu” mu diyeceğiz?. GÜNAYDIN! Alman ilahiyatçı Martin Niemöller’in meşhur sözlerini bilirsiniz: “Naziler, Yahudiler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Komünistleri topladıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler yine sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı da değildim. Benim için geldiklerinde ise... Ses çıkaracak kimse kalmamıştı.” Yıllardır bu ülkede yurtsever aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler, askerler komploya hedef oldu; yüksek yargı sadece seyretti! Hukukun üstünlüğü ayaklar altına alındı; yüksek yargı sustu! Güçler ayrılığı ilkesi yok edildi; yüksek yargı aldırmadı! Şimdi sıra onlara geldi: Yeni düzenlemelerden sonra “ıskartaya çıkacaklarını” anlayan yirmiye yakın Yargıtay ve Danıştay üyesi, nihayet suskunluklarını bozmuş ve yeni düzenlemelere tepki göstermek için dün bir basın açıklaması yapmış... Sözüm onlara: Çok geç kaldınız beyler! Geçmiş olsun!. Efgan Ala. YÖK başkanına savcı yetkisi YURT HABERLER. ayrıca tüm öğretim elemanlarının da disiplin amiri olma yetkisi tanımaktadır.”. TBMM’ye sunulan ve Milli Eğitim Komisyon’unda görüşülmekte olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) yasa tasarısı, akademik çevrelerde endişe yarattı. Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) İzmir temsilcisi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, bir basın açıklaması yaparak yasa tasarısında öngörülen üniversite öğretim elemanlarına ilişkin disiplin mevzuatında “üniversite özerkliğine öldürücü bir son darbe indirilmesi söz konusudur” ifadelerini kullandı.. ÜNİVERSİTE ÖZERLİĞİ YOK OLACAK. TÜMÖD ŞU UYARILARDA BULUNDU: “Önceki YÖK yasasının 53. maddesinde yer alan disiplin mevzuatı hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesiyle doğan yasal boşluğun doldurulması amacıyla yapılan yeni düzenleme fırsat bilinerek, YÖK Başkanına hem savcı hem de yargıç olmasını sağlayacak hukuk dışı yetkiler verilmektedir. YÖK Yasasınının önceki halinde yer alan 53/a maddesine göre YÖK Başkanı, Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile üniversite rektörlerinin disiplin amiriydi. Yeni tasarı bu maddede yaptığı değişiklikle YÖK başkanına. Açıklamada ayrıca, YÖK Başkanına soruşturma yetkisi verilmesine de karşı çıkılarak, “Tasarıda sıralı disiplin amirleri (Rektör, Dekan, Yüksekokul Müdürü) yanında ayrıca YÖK başkanına da soruşturma açma yetkisi verilmesi, YÖK’ün öğretim üyelerinin cezalandırılmasında üniversite yönetimlerine son zamanlarda duymaya başladığı güvensizliğin sonucudur. Öğretim üyesi hakkında üniversitesi (Rektör ya da Dekan) soruşturma başlatmış olsa bile, soruşturma raporu ve dosyanın üniversite bir karar vermeden YÖK Başkanlığına gönderilme zorunluluğu getirilmesi bu güvensizliğin kanıtıdır” denildi. Tasarının yasalaşması halinde YÖK başkanına hem savcı hem de yargıç kılacak şekilde yetki tanınacağı belirtilen açıklamada, “Tasarı aynen yasalaştığı takdir de üniversite özerkliği tamamen ortadan kaldırılmış ve üniversitenin suskunluğu uzun yıllar değiştirelemez şekilde pekişmiş olacaktır. Üniversitesi susturulan bir ülkenin gideceği yer ise ortaçağ karanlığından başka bir şey değildir” uyarısı yer aldı.. Başlıktaki Arapça cümlede, “Ali topu at” yazıyor. Eğer yazım hatası varsa; Google’ın suçu! Nereden mi çıktı bu Arapça başlık? Anlatayım! AKP, ‘dindar ve kindar nesil’ yetiştirmek için yeni bir hamle hazırlığındaymış: 2016-2017 öğretim yılından itibaren ikinci sınıf öğrencilerine “dil dersi” kapsamında, Arapça dersi verilecekmiş... Ancak gelin görün ki bu “dil dersi”nin içeriğini, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü hazırlıyormuş... “Arapça” dersinde, ayet ve hadisler öğretilecekmiş... Bu dersin zorunlu olup olmayacağı ise daha sonra kararlaştırılacakmış! Ulan morkolozlar! Kendi çocuklarınız İngilizce öğrensin diye “Remzi Amca” burslarıyla ABD’ye göndereceksiniz.... 156+356! Abdullah Gül’e “yazmaya” devam ediyoruz. Sıra Nilgün Karataş’ta: “Yağ satarııııım... Bal satarııııım... Ustam bıktı, ben satarıııım! Huber’deki masraflaraaaaa ne olduuu Abdullah Beeeey?” Bizim bebelere Arapça’yı dayatacaksınız! Kendiniz Miami’de, Paris’te, Londra’da, Viyana’da zıkkımlanırken, bize Arabistan’ı layık göreceksiniz! Üstelik bunu yaparken araya bir de “din”i sıkıştıracaksınız! Arapça’da “Top” yok mu, “At” yok mu, “Tut” yok mu? Başlıkta yazdım işte... Var! İyi de o zaman neden ille de kutsal kitabı alet ediyorsunuz?. GÜNÜN İSYANI Avrupa Futbol Şampiyonası sona erdi. Şampiyon olan Portekizli futbolculara 275’er bin Euro prim verilmiş... Gruplardan bile çıkamayıp elenen bizim futbolcular ise 650’şer bin Euro! İsyanım Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’e: Babanın parasını mı dağıtıyorsun?.
(4) 4. 12 TEMMUZ 2016, SALI. ANKARA İmsak 03:11 Güneş 05:23 Öğle 13:05 İkindi 17:03 Akşam 20:27 Yatsı 22:19. İSTANBUL İmsak 03:19 Güneş 05:35 Öğle 13:21 İkindi 17:20 Akşam 20:46 Yatsı 22:42. Ankara: 32/16İmsak İstanbul: İzmir:İkindi 36/23 Antalya: 38/27 Güneş30/21 05:13b Öğle 12:56 16:51 20:27 Yatsıa22:13 Adana: 35/23 a b 03:16 a Akşam. Diyarbakır: 37/21 a. Erzurum: 23/8 b. Sivas: 29/11 b. İZMİR İmsak 03:45 Güneş 05:50 Öğle 13:28 İkindi 17:22 Akşam 20:45 Yatsı 22:33. Tunceli: 35/12 a. TOPLUM. Trabzon: 27/20 b. HAZIRLAYAN: ÖZGE BEYGÜVEN halklailiskiler@aydinlikgazete.com. Şahin MENGÜ. İhanet olur. Ö. nce Tayyip Erdoğan ve ardından da hükümet kanadından yapılan açıklamalarla iç savaş nedeniyle ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan ve sığınmacı statüsüne sahip Suriyeli “kardeşlerimize” vatandaşlık hakları verileceğine yönelik açıklamalar yapıldı. Önce böyle kardeşlik nutukları atılırken, bu “kardeş” diye nitelenen insanların “kardeşlikten” ne anladıklarına bakmak lazım. Milliyetçi Araplar için kardeş, sadece Araplardır. Dinci Araplar ise “kardeşlikten”, yalnız İslam kardeşliğini anlarlar. Bu nedenlerle Arap Devletleri ve onların yöneticileri resmi jargonda hiçbir zaman Türklerden “kardeş” diye söz etmezler. Arapların günlük konuşmalarında Türklerden “kardeş” diye söz etmelerinin hiçbir samimi değeri yoktur. Zira; Araplar geri kalmışlıklarının yegane sebebi olarak, 400 yıl Osmanlı yönetiminde yaşamış olmayı gösterirler. Kendilerinde kusur aramazlar. Kabahatli olarak Osmanlıyı bulunca, dağılan Osmanlı imparatorluğunun Anadolu’da kalan kısmı ile, Araplarda kalan kısmı arasında son yüzyılda her bakımdan oluşan büyük farkın neden meydana geldiğini araştırmazlar. Bu farkın, son yüzyılın en büyük devlet adamının Cumhuriyeti kurarken, emperyalistlerle savaştığını ama kendilerinin ise aynı emperyalistlerin kucağına oturduklarını akıllarına getirmezler.. SIĞINMACILARA VATANDAŞLIK VERİLMESİ VAHİMDİR Kafa böyle olunca da Türklere samimi olarak kardeş demeleri mümkün değildir. Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi, Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi yozlaştırmak için bugüne kadar hayata geçirdiği, “Türbana serbestlik, yargının kendisine bağlanması, eğitimde 4+4+4 “ gibi projeleriyle kıyaslanmayacak derecede vahimdir. Bu, iktidar sahipleri eliyle Türkiye’yi Araplaştırma projesidir. Basına yansıyan değerlendirmelere baktığımız zaman, bu tehlikeyi Baykal dışında tespit edebilenlere rastlamadım. Değerlendirmeler ağırlıklı olarak, Tayyip Erdoğan’ın “siyasi fırsatçılık” yaparak üç milyon yeni seçmen kazanma çabasında olduğu yönünde. Bu da bir amaç olabilir, ama asıl gaye Cumhuriyetin çağdaş bir ülke yaptığı Türkiye’yi Araplaştırmadır. İslam coğrafyasını biraz incelemiş olanlar bilirler ki, Mezapotamya’nın, Kuzey Afrika’nın Arap olmayan halklarını Araplaştırmak dil ve din yoluyla gerçekleştirilmiştir. Araplarla teması olanlar, Atatürk devrimleri arasında Arapların ve onların yurt içindeki yardakçılarının en sevmediği devrimin harf devrimi olduğunu bilirler. Zira; harf devrimi, Anadolu aydınlanmasının temelini oluşturan kültür ve dil devriminin önünü açarak, Anadolu’nun da aynı yollardan Araplaşmasının önüne set çekmiştir. Onun için bu ülkede ki cahil yobazlar, sanki Osmanlı’da okur yazarlık oranı çok yüksekmiş gibi, bir gecede “cahil” bırakıldık demektedirler. Suriyelilere vatandaşlık verilmesi uygulamasının önüne geçilmez ise, kendi elimizle Türkiye’de büyük bir “Arap Azınlık” yaratmış olacağız. Bu Türkiye’nin etnik azınlıklara bölünmesinden büyük keyif alacak batının da ekmeğine yağ sürecektir. Lozan’da başaramadıkları “Müslüman Azınlığı” içerdeki numaralı Cumhuriyetçi yardakçıları sayesinde de dile getirteceklerdir. Bu çok tehlikeli gelişme karşısında Türk halkı bilinçlendirilmeli ve bu tehlikeli gidişe demokratik yollarla engel olunmalıdır. Tabii bu görev Muhalefet Partilerine düşmektedir, ama oradan da bu olaya bu noktadan bakarak bir tepki gelmemiştir. Bir tek bu vahim gidişi ve tehlikeyi sezen Deniz Baykal “ Suriyelilere Vatandaşlık Verilmesi” projesine karşı çıktıktan sonra yukarıda işaret ettiğimiz tehlikeyi “....Yardımlaşma, dayanışma evet; ama Türkiye, Türkiye olarak kalmaya devam etmelidir” diyerek işaret etmiştir. İşin püf noktası budur. Laf ebeliği yaparak işin özünü kaçırmamak gerekir. Milyonlarca Suriyelinin Türk vatandaşı yapılması, Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkartma projesidir. Cumhuriyetin kazanımlarını yok etme, Anadolu’nun Araplaştırılması” hedefine geri dönme projesidir. Bu laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti için çok tehlikeli, bir hamledir. Bu hamle, kuşkusuz, laik, demokratik Cumhuriyetinin bu coğrafya da bulunmasından büyük rahatsızlık duyan Suudi Arabistan ve körfezin diğer dinci ülke ve çevrelerinden destek görecektir. Bu düşüncenin hayata geçirilmesi, Türkiye’ye İHANET OLUR.. Zonguldak: 27/17. b. Bursa: 34/17 b. Konya: 31/18 b. ÇOK gerekli değilse 11.00 Sıvı kaybını arasın -16.00 da sokağa çıkmayın Özelli saatleri kle sıcak günlerde açık renk, bol, pam azaltmak giy uklu kıyafetler in Güneş altında spor yap mayın ayran, soda veya sporcu içe için Meyve, sebze ve salata yiyi cekleri içinBol su, n Alkol tüketimini e tutun Kahve ve çay tük öneriler laydenınged etimini sınır Günlük 2,5-3 litre su için. Sıcak havalarda sağlığınızdan olmayın Aşırı sıcaklarda su tüketimine dikkat! Sağlığı olumsuz etkileyen susuzluk, böbrek hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Yeterli miktarda tüketilen su bir çok hastalığın riskini önemli ölçüde azaltıyor SON günlerde yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle vücutta sıvı kayıpları görülebiliyor. Ağız kuruluğu, baş dönmesi ve idrar renginde koyulaşma, vücudun susuz kalmasının ilk belirtileri olarak karşımıza çıkıyor. Vücudun su ihtiyacı özellikle sıcak havalarda terleme ile gerçekleşen sıvı kayıpları nedeniyle belirgin ölçüde artıyor. Bu günlerde vücudun ihtiyacı olan suyu, alınan sıvı miktarı ile değil, üretilen idrar miktarı ile değerlendirmek gerekiyor. Azalmış idrar miktarı böbrek taşı ve idrar yolu. enfeksiyonu gibi hastalıkların görülme riskini arttırıyor. Vücudun termostatı olarak görülen suyun yetersiz tüketimi, böbrek dahil pek çok organın fonksiyonunu olumsuz etkilemeye başlıyor. Ancak sıvı kayıpları konusunda bilinçli olmak ve sıcak havada pratik önlemler almak yazın sağlıklı kalmaya yardımcı oluyor.. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60-70 ini su oluşturuyor. Yaz aylarında yeterli sıvı tüketilmediği takdirde; kas spazmları, bulantı, yorgunluk hissi, göz pınarlarının kuruması, cilt esnekliğinin kaybolması, kabızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Sıvı kaybının düzeyine göre hissedilen şikayetler değişiklik gösterir.. SU İÇMEK KANSERDEN KORUYOR Düzenli ve yeterli miktarda tüketilen su, sırt ve eklem ağrılarını yüzde 80, bağırsak kanseri riskini yüzde 45 ve meme kanseri riskini yüzde 79, mesane kanseri riskini de yüzde 50 oranında azaltır. Normal vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam. edebilmesi için sıvı alımı ve sıvı kaybının belirli bir dengede olması gerekmektedir. Çünkü bu denge bozulduğunda sağlık sorunları ortaya çıkmaya başlar. Yemek yemeden 4 hafta yaşanabilirken susuz sadece 3-4 gün dayanılabilir.. YETERLİ MİKTARDA TÜKETİN Su tüketimi ne kadar önemliyse çok fazla su tüketmek de tehlikelidir. Fazla su tüketildiği zaman, böbreğin işlev kapasitesi aşılabilir ve olumsuz etkilenmesi de söz konusu olabilir. Fazla su tüketimi sonucu kandaki sodyum ve elektrolit seviyelerinin aniden düşmesi; beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik ve bilinç değişikliklerine yol açabilir.. 129 hayatın sorumlusu bakımsız ve hatalı yollar AYDINLIK / ANKARA HUKUKUN Egemenliği Derneği Onursal Başkanı Av. A. Erdem Akyüz, Türkiye’deki karayollarının teknik bakımdan dünyanın en hatalı ve en bakımsız örneği olduğunu belirterek, “Trafik kazalarının, ölüm ve yaralanmaların, yapılan masrafların, zararların sorumlusu hükümettir” dedi. Ramazan bayramındaki 9 günlük tatil sürecinde yurt genelinde meydana gelen birçok trafik kazası sonrasında 129 kişi ya-. şamını yitirirken 400’ün üzerinde vatandaş da yaralandı. Yaşanan trafik kazalarının ardından Hukukun Egemenliği Derneği Onursal Başkanı Av. A. Erdem Akyüz bir açıklama yaparak kazalardan hükümeti sorumlu tuttu. ‘Yeni demiryolu yapmak bir yana, yapılanlar çalışamaz hale getirildi’ diyen Akyüz açıklamasında, “Metro gibi yeraltı ulaşımı tamamen yetersiz. Göstermelik bir kaçı dahi rezalet. Raylı ulaşımın, elektrikli, tramvay, troleybüsün örneği yok” ifadelerini. kullandı. Dünyanın en pahalı araçlarının, en pahalı benzininin, en pahalı yakıtının Türkiye’de olduğunu kaydeden Akyüz, “Buna rağmen insanlar karayoluna muhtaç ediliyor. Karayolları, teknik bakımdan dünyanın en yetersiz, en hatalı ve en bakımsız örneği. Yandaş müteahhitlerin geçim kapısı. Altgeçitler, üst geçitler, tehlike yuvası. Bütün bunların; trafik kazalarının, ölüm ve yaralanmaların, yapılan masrafların, zararların sorumlusu hükümettir” diye konuştu.. LENS KULLANANLARA ÖNEMLİ UYARI. Bayram bitti, sahiller boşaldı İZMİR’in turizm cenneti Çeşme başta olmak üzere Ege otelleri ile tatil köylerinde, 9 günlük bayram tatilinde yüzde 100’e ulaşan doluluk oranı, tatilin bitmesiyle yüzde 25’lere geriledi. Çeşme Otelciler Birliği Başkanı Veysi Öncel, bütün bölgede manzaranın aynı olduğunu, ama bir haftalık. dinlenme arasından sonra eski yüksek oranlara çıkmasını beklediklerini söyledi. Nisan, Mayıs ve Haziran’da kötü bir sezon geçiren turizmcilerin yüzü, 9 günlük bayram tatiliyle güldü. Doluluk oranları, başta Çeşme olmak üzere yüzde 100’lere çıktı. Otellerde günler öncesinde rezervasyon yap-. tırmadan yer bulmak imkansız hale geldi. Ancak geçen Cuma gününden itibaren tatilcilerin dönüşlerinin başlamasıyla, yazlık bölgeler de bir anda boşaldı. Çeşme’deki bazı otellerde doluluk oranı yüzde 25’lere kadar indi. Benzer durumun diğer tatil bölgelerinde de yaşandığı belirtildi.. Karşıyaka’dagüneştarlası AYDINLIK / İZMİR ALTERNATİF enerji kaynaklarının kullanımına dikkat çekmek ve yaygınlaştırmak adına iki yıl önce ‘Güneş Tarlası’ kuran Karşıyaka Belediyesi, bugüne kadar 450 bin TL değerinde elektrik üretti. Üç tesisin elektrik ihtiyacını karşılayan çevreci yatırım, Karşıyaka Belediyesi için hem enerji hem de gelir kaynağı oldu. Karşıyaka Belediyesi tarafından, İzmir Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan. Güneş Tarlası, Eylül 2014’te Yamanlar Dağı eteklerindeki 10 bin metrekarelik arazide faaliyete geçirildi. 2013 adet Güneş paneli ile üretim yapılan tesiste, bugüne kadar 450 bin liralık (956 bin kwh) elektrik enerjisi elde edildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Türkiye, Güneş enerjisi potansiyeli en yüksek olan ülkeler arasında yer alıyor. Hem ekonomi hem de çevre için bu potansiyelin değerlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.. Hüseyin Mutlu Akpnar. Denize gözlükle girin LENS kullanan vatandaşların denize ve havuza girerken gözlerini korumak için yüzücü gözlüğü kullanmaları istendi. Yaz aylarının ve deniz mevsiminin başlaması nedeniyle lens kullanan vatandaşlar uyarıldı. Uzmanlar yaptıkları açıklamada denizlerin ve havuzların çok kalabalık olduğuna dikkat çekerek, “Denizin ve havuzun hijyen durumu önemli. Yapılan araştırmalarda birçok yerde denizin ve havuzun istenilen temizlikte olmadığı görülüyor. Lens kullanan vatandaşların sıkıntı yaşamaması için suya girerken mutlaka yüzücü gözlüğü kullanmalıdır” dediler. Yüzücü gözlüğü takmanın gözden çıkabilecek lenslerin kaybolmasını önleyeceğini de vurgulayan uzmanlar, yaz aylarında UV ışınlarını bloke edici özelliğe sahip kontak lensler kullanılmasının göz sağlığı açısından yararlı olacağını da belirttiler..
(5) 5. 12 TEMMUZ 2016, SALI. Terzioğlu: 5G ile teknolojiyi üreten ülke olacağız G20’den korumacılığa karşı bildiri TÜRKİYE’nin 2015 yılında ortaya koyduğu ve gerçekleştirilen 4.5G ihalesi ile önü açılan 5G vizyonu, Avrupa’nın da ana gündem maddelerinden birisi haline geliyor. Avrupa’da 2020 yılına gelindiğinde Avrupa Birliği’ne üye her ülkede en az bir şehirde 5G altyapısı kurulmasına ilişkin bir aksiyon planı açıklandı. 5G standartlarını belirleme süreçlerinde Turkcell’in de Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer aldığı GSMA ise süreçte. kritik rol alacak. Bu kapsamda dün bir açıklama yapan Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, “Biz bu sürecin Türkiye için tarihi bir fırsat olduğuna ve kamu-özel sektör işbirliği ile 2020 yılında kullanılmaya başlanması planlanan 5G’de öncü olabileceğimize inanıyoruz. Tüm çabalarımız teknolojide karşımıza 25 yılda bir çıkacak bu fırsatı değerlendirebilmek ve teknoloji tüketen değil üreten ülke konumuna gelebilmek” dedi.. EKONOMİ HAZIRLAYAN: RECEP ERÇİN. Kaan Terziolu. 2.9004 . dolar. 3.2097 . avro. halklailiskiler@aydinlikgazete.com. ÇİN’in Shanghai kentinde gerçekleştirilen G20 Ticaret Bakanları Toplantısı’nda küresel ekonomide büyüme, istikrar ve refahın sağlanması için daha çok ortak eylemde bulunulması kararı alındı. Çin Uluslararası Radyosu’nun (CRI) haberine göre, Çin Ticaret Bakanı Gao Hucheng, düzenlediği basın toplantısında, G20 tarihinde ilk kez Ticaret Bakanları Deklarasyonu’nun yayımlandığını söyledi. Deklarasyonda, küresel ekonomide büyüme, istikrar ve refahın sağlanması için daha çok ortak eylemde bulunulacağı kaydedildi. Gao Hucheng ayrıca, toplantıda ticaret korumacılığına karşı çıkıldığının açık dille ifade edilip bölgesel ticaret anlaşmalarının şeffaflığının güçlendirilmesi konusunda mutabakata varıldığını, bu yılın sonuna kadar, “Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması”nın onaylanması hususunda üyelerce taahhütte bulunulduğunu söyledi. Gao Hucheng’in verdiği bilgilere göre, toplantıda “G20 Ticaret ve Yatırım Çalışma Grubu’nun Görevleri”, “G20 Küresel. 847 TL . cumhuriyet alt›nı. 78.918 . 8.46 . BİST - 100. faiz. Fason tavukçular iflasın eşiğinde! Fason tavuk üreticileri, firmaların verdiği 33 kuruşluk bakım ücretinin yetmediğini dile getiriyor. Üreticiler ‘iflasın eşiğindeyiz’ derken, firmalar ise kârsızlık, arz fazlası ve aşırı rekabetten şikayetçi RECEP ERÇİN recep@aydinlikgazete.com BÜYÜK tavuk firmalarına tedarik sağlayan tavuk çiftliği sahipleri iflasın eşiğine geldi. Üreticileri başa baş noktasına getiren ise firmaların 2 yıldır fiyata zam yapmamaları. Sakarya’nın ilçelerinde üretim yapan tavuk çiftliği sahipleriyle görüştüğümüzde, yem bedeli düşüldükten sonra tavuğun kilosunu 33 kuruşa sattıklarını söylediler. Firmaların kendilerinden yem alınmasını zorunlu tuttuklarını ve kalitesiz yem verdiklerini öne süren üreticilerden biri “Borcum olmasın bu işi yapmam” dedi. Tedarik sağladıkları Sakarya merkezli firmanın bir gecede 700 bin kesim yaptığı halde talebe yetişemediğini anlatan bir üretici de, “Bize 2 yıldır zam yapmadılar. Maliyetler artıyor. İhracatta sıkıntı var deniyordu. Ama Razaman öncesi tavuğa zam yaptılar. Kesimcilerle konuştuğumuzda talebe yetişemediklerini söylüyorlar” diye konuştu.. son dönemde aşırı rekabet vb. nedenlerle sıfır kârla çalıştığını dile getirdi. 33 kuruşluk fiyatın Brezilya ile kıyaslandığında 4 kat fazla olduğunu belirten Dr. Koca, “Bu şartlarda rekabet ediyoruz. Bu firmalar bugüne kadar üreticileri desteklediler. Hiç endişe etmesinler bundan sonra da desteklemeye devam edecekler. Firmalar para kazanacaklar ki dağıtsınlar. Devlet hayvancılığa destek veriyor ama tavuğa yok. Devletin de destek vermesi lazım” diye konuştu.. Sait Koca. Müjdat Sezer. KTG: ARZ FAZLASI VAR. Fason üretici ve sektör çalışanlarından edindiğimiz bilgiye göre, Sakarya ve çevresinde çok fazla tavuk çiftliği kurulduğu için firmalar ucuz alım politikası izliyorlar. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Dr. Sait Koca ile konuştuğumzda ise, firmaların. Konuya ilişkin görüştüğümüz Kanatlı Tanıtım Grubu (KTG) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer de, Bursa-Bandırma bölgesindeki firmaların tedarikçilerine her yıl zam yaptığını bildirdi. Bakım ücretinin bu bölgede kilogram başına 35-45 kuruş arasında değiştiğini belirten Sezer, Sakarya bölgesinde farklı olabileceğini dile getirdi. Sezer’e TÜİK verilerinde yer alan fiyat artışlarını sorduğumuzda ise son bir yılda bu büyüklükte bir zam yapılmadığını ifade etti. Üreticilerin bütün tavuğun kilosunu 4.5-5 TL civarında sattığını kaydeden Sezer, ihracatta yaşanan sorunlara değinerek, yılbaşından bu yana hafif bir artış olduğunu ancak değer bazında geçen yılki tutarın yarısına kadar ürün satılabildiğini belirtti. Sezer, ayrıca talep artarcak beklentisiyle firmaların piyayasa çok fazla ürün sürmesi nedeniyle arz fazlası oluştuğunu da sözlerine ekledi.. ‘Rusya barışı 10 milyar getirir’. TİRYAKİLERE KÖTÜ HABER. SIFIR KÂRLA ÇALIŞILIYOR. FİNANS Kuruluşu Ata Yatırım tarafından hazırlanan Jeopolitik Risk Raporu yayımlandı. Türkiye-Rusya ilişkilerinin masaya yatırıldığı rapora göre, iki ülke arasındaki gerginliğin sona ermesi Türkiye’nin ticaret ve turizm hacmine gelecek iki yılda 10 milyar doların üzerinde katkı yapacak. Son dönemlerde Türkiye açısından en beklenmedik jeopolitik riskin Rus uçağının düşürülmesi olduğu kaydedilen raporda, Rusya’nın Türkiye’nin Almanya’dan sonraki en büyük ticari ortağı olduğu hatırlatıldı. Raporda, Rusya’nın uçak düşürülmesi olayından sonraki tavrı nedeniyle iki ülkenin ekonomilerinin göreceği zararın ise sorunun aşılması sonrası kısa sürede yerini karşılıklı kazançlara bırakacağı vurgulandı.. Konut kredileri 31-41 yaşa gitti TÜRKİYE Bankalar Birliği’nin hazırladığı çalışmaya göre, konut kredisi miktarı ve kullanan kişi sayısı istikrarlı bir büyüme gösteriyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, konut kredilerinin diğer bireysel kredi türlerine göre daha hızlı arttığını, milli gelire oranının iki katına çıktığını söyledi. TBB Başkanı, 2015 sonu itibarıyla stok olarak konut kredisi kullanan kişi sayısının 2 milyonu aştığını, tercih edilen kredi dilimlerinin 75 bin TL ile 150 bin TL civarında olduğunu, vadelerin 6 yıldan 8 yıla yükseldiğini, konut kredisinin en fazla kullanıldığı yaş grubunun ise 31-41 aralığında olduğunu belirtti.. TÜİK’e göre yüzde 18 zamlandı HATIRLANACAĞIüzereEtveSütKurumu (ESK)Martayındatavuketineyüzde10zam yaptığınıaçıklamıştı.Nisanayıiçerisinde talepçokoluncapiyasadapilice1TL,kanada6TLzamyapılmıştı. Süpermarketlerdebütünpilicinkilosu6-. 8TL’ye,kanadınkilosu15-18TL’ye,ızgara butise19TL’yesatılıyor.TÜİKverilerine göretavuğunkilogramfiyatıHaziran2016 itibarıylageçenyılınaynıayınagöreyüzde 17.6zamlandı.Sonaltıaydakifiyatartışıda yüzde12oldu.. Sigaraya yüzde 8-12 zam AYDINLIK / ANKARA SİGARA fiyatlarına ortalama yüzde 8 ile yüzde 15 arası zam yapıldı. Zammın önümüzdeki günlerde perakende fiyatlara yansıtılacağı belirtiliyor. Sigara fiyatları ÖTV zammı gerekçesiyle artırıldı. Philip Morris tarafından üretilen sigaralara ortalama 1’er TL zam yapıldı. Buna göre daha önce 11 TL olan bilinen bir marka paket sigaranın fiyatı 12 TL’ye yükseldi. Sigara fiyatlarına yapılan zammın yüzde 8 ile yüzde 15 arasında olduğunu kaydeden sigara bayileri, “Şu anda zam sadece Philip Morris ürünlerine yapıldı. Ama bu kısa sürede tüm sigaralara yansır. Hep böyle oldu. Bu hafta içinde tüm sigaralara aynı oranda zam gelecektir. Zam sigara üreticilerinin ortak kararı” dediler.. KAÇAĞA TALEP ARTAR Sigaraya peş peşe zam gelmesiyle sigara pazarında kaçak sigaranın payının artıracağı vurgulandı. Ünlü bir sigara üreticisinin üst düzey yöneticisi Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede sigarada asıl kazananın devlet olduğunu savunarak şunları söyledi: “10 TL’ye satılan bir sigaranın yaklaşık 8 TL’si devlete vergi olarak gidiyor. Geri kalan 2 TL’yi üretici ve bayiler paylaşıyor. Yani bizim üretici ve bayi payımız sadece 2 TL. Vergiler de sürekli artıyor. Bu nedenle üretimde zorlanıyoruz. Mecburen zam yapmak. zorunda kalıyoruz. Biz zam yaptıkça da piyasada kaçak sigaranın payı artıyor.. KAÇAK YÜZDE 60 UCUZ! Yasal olarak üretilip piyasaya sürülen sigara ortalama 10 TL ise kaçak sigara 4 TL. Vatandaş ister istemez kaçak sigara tüketimine yönleniyor. Kaçak sigara üretenler bizim iki katımızdan fazla kazanıyor. Şimdi bizler ortalama bir lira zam yapacağız, onlar da bir lira zam yapacaklar. Kazançları. Ticaret Büyüme Stratejisi”,”G20 Küresel Yatırım Kılavuz İlkeleri” başlıklı üç belge de onaylandı. Çok taraflı ticaret sisteminin güçlendirilmesi ve gelişmekte olan ülkelerle KOBİ’lerin küresel değer zincirine katılmasına yardım için müşterek önlem alınması hakkında iki ayrı mutabakat sağlandı.. daha da artacak. Devlet kaçak sigaraya karşı yeterince mücadele ettiği söylenemez. Terör örgütlerinin en önemli para kaynaklarından biri sigara kaçakçılığı olmasına rağmen büyük şehirlerde polisin gözü önünde kaçak sigara satışı yapılıyor. Geçen hafta Ankara’da arkadaşlar Kızılay’a götürdüler. Kızılay’ın göbeğinde açıkta kaçak sigara satışını gösterdiler. Maliye’nin kaçak sigaradan kaybı milyarlarca lira. Ama kimse işin üstüne gitmiyor.”. $ 47.03 b. petrol. UFKA BAKIŞ. H. Ufuk SÖYLEMEZ Faks: 0312 467 78 93. ufuksoylemez@aydinlikgazete.com. İthal otoya bir ‘araba’ döviz!. T. ürkiye’de yıllar içinde üretimden kopuk sıcak parayla borçlanmaya dayalı ekonomik anlayış, hemen her alanda imalatın yerine ithalatın egemen olmasına neden oldu maalesef. Bugün 411 milyar doları aşan toplam dış borçların büyük bölümü kısa vadeli olduğu için bu paralar kalıcı yatırım ve katma değer üreten alanlar yerine, spekülatif alanlarda çar-çur oluyor. Öte yandan borçlu ve gelişmekte olup da ne hikmetse yıllardır bir türlü gelişemeyen Türk ekonomisinde lüks ve tüketim malı ithalatı toplam ithalatın yüzde 13’ünü buluyor. Üretmeden tüketen, tasarruf etmeden borçlanan, imalat yerine ithalat yapan, sıcak paraya dayalı bu anlayışın son göstergelerinden birisi de otomotiv sektörüne ait. Türkiye’de 2014 yılında satılan her 100 otomobilin 73 tanesi, 2015 yılında satılan her 100 otomobilin 74 tanesi ‘ithal’. 2016 yılının ilk 6 ayında da durum değişmemiş vaziyette. İlk 6 ayda satılan Türkiye’de satılan toplam 338.442 otomobilin 250.381 adedini yani yüzde 74’ünü yine ithal otomobiller oluşturuyor. Halbuki 2002-2003 yıllarında ithal otoların oranı yüzde 52-53’ü geçmiyordu. Otomobil almak için borçlananların oluşturduğu kredi stoku ise 2015 yılı itibarıyla 45.8 milyar TL’ye ulaşmış. Slogan belli ve basit; ‘Borçlan ve ithal otomobil al’! İhracat gerilemiş, işsizlik ve enflasyon çift haneye ulaşmış, cari açık sürüyor, borç ‘bini’ aşmış, ama ne gam! Tam bir ‘ayranı yok içmeye...’ vaziyeti yani. Esasında sıcak para ile günübirlik spekülatif para girişlerinde de, kalıcı doğrudan yabancı sermaye girişlerinde de ciddi bir duraklama var. Örneğin doğrudan yabancı sermaye (FDI) girişlerinde Türkiye yerinde saymaya başladı. 2006 yılında 20.2 milyar dolar, 2007 yılında 22 milyar dolar, 2008 yılında ise 19.8 milyar dolar olarak gerçekleşen doğrudan yabancı sermaye girişleri 2011 yılında 16.2 milyar dolar ve 2015 yılı itibariyle ise 16.5 milyar dolara gerilemiş vaziyette. Gelen bu doğrudan yabancı yatırım sermayesinin yüzde 22.8’i ‘gayrimenkul alımları’ için getirilmiş. İmalat-üretim amaçlı gelen yabancı sermayenin oranı ise yüzde 24 civarında. Yayınlanan son ‘dünya küresel yabancı yatırım’ raporunda Türkiye ‘gelişmekte olan Asya’ ülkeleri arasında tasnif edilmiş durumda. Bu rapora göre, 2015 yılı itibarıyla Hong Kong 175 milyar dolar, Çin 136 milyar dolar, Singapur 65 milyar dolar, Hindistan 44 milyar dolar yabancı sermaye çekmişken, Türkiye 16.5 milyar dolarda kalmış. Halbuki 2015 yılı sonu itibarıyla Dünya’da toplam doğrudan yabancı sermaye yüzde 38 oranında artarak 1.7 trilyon dolara çıkmış. Bunun 765 milyar doları ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu ‘gelişmekte olan’ ülkelere akmış. Türkiye’nin bu miktardan alabildiği pay ise yüzde 2 civarında. Yine 2015 yılında Brezilya’ya 65 milyar dolar, Hindistan’a 44 milyar dolar, Meksika’ya 30 milyar dolar ve Şili’ye 20 milyar yabancı sermaye girişi olurken, Türkiye’nin 16.5 milyar dolarda takılması oldukça düşündürücü. Sonuç olarak dünya böyle ama siz bunları boşverin! Türkiye’de her bin kişiye düşen otomobil sayısı 183. Avrupa ortalaması ise 613. O halde, durmak yok borçlanmaya, ithalata ve tüketime devam....
Benzer Belgeler
Dünya genelinde keneler tarafından bulaştırılan etkenlerin neden olduğu ve köpeklerde görülen hastalıklar anaplasmozis, babesiozis, ehrlichio- zis, Lyme borreliozis,
Türkali’nin ailesinin yanı sıra sinema, tiyatro sa natçıları ile okurlannın katıldığı gecede ilk ko nuşmayı Türkali’nin to rununun kızı Ceren yap tı.
Yeni teknik- le, yüksek s›cakl›k-yüksek bas›nç yön- temiyle oluflturulmufl bir taban üzerine tek kat elmas kristalinin kap- lanmas›, elektronik sanayii için yep- yeni
Çalışmaya katılan tüm ergenlerin Çocuk Depresyon Ölçeği, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği ve anne-babalarının Aile Hayatı ve
ZB 55/F BBAVF Left basilic vein General anesthesia Thrombosed Basilic vein aneurysmectomy & 8 mm biological graft interposition BCAVF: Brachiocephalic arteriovenous
"Alp-Himalaya Sistemi içinde yer alan Türkiye ve çevre alan- larda Tethys evriminin levha tektoni- ği kavramı ışığında sentezini yapan, petroloji konusunda kalınlaşan
Tyranossaurus rex ve öteki yırtıcı dev dinozorların çok büyük kafatas- ları ve çok geniş çeneleri bulunmuş- tur; bunlar kara hayvanlarını avlaya- rak yiyorlardı..
Ck=Gen_candidate_itemsets (URL ID) Web Server Log Genetic Algorithm for Pre- processing Matrix Repres entatio n of Data Reduced Dimension data Multi-core Matrix
