• Sonuç bulunamadı

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 7 Issue 4, p. 47-68, December 2015

DOI Number: 10.9737/hist.20152715323

JHS

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

Construction and Opening of Chios Mecidiye Mosque

Dr. Şefaattin DENİZ MEB

Öz: Bu çalışma, Sultan Abdülmecid'in Sakız Adası'nda inşa ettirdiği Mecidiye Camii, çeşmesi, muvakkithanesi ile vakfa gelir amaçlı yaptırılmış olan 11 adet mağazanın hizmete açılıncaya kadar ki sürecini arşiv belgeleri ışığında inceleyerek caminin ve müştemilatının maliyetinin 400.000 kuruş olduğunu tespit etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Sakız Adası, Osmanlı Devleti, Mecidiye Camii, Sultan Abdülmecid

Abstract: This study examines the construction process of Mecidiye Mosque, built by Ottoman Sultan Abdulmecid (r.1839-61), and its complex with its fountain and eleven shops on the Island of Chios in light of Ottoman archival documents and presents that the mosque and its complex costed 400,000 Ottoman kuruş.

Keywords: Island of Chios, Ottoman Empire, Mecidiye Mosque, Sultan Abdulmecid

Giriş: Sakız'ın Kısa Tarihi

Sakız, Ege Denizi'nde Yunanistan sınırları içinde yer alan bir adadır. İzmir'in Çeşme ilçesi ile komşu olup, 45 dakikalık bir feribot yolculuğu ile buraya ulaşılabilmektedir. 841,6 km² yüzölçümü olan ada, Yunanistan'ın beşinci büyük adası konumundadır. Adanın batısında 809 metrelik Amani Dağı ve kuzey doğusunda en yüksek yeri 1.297 m olan, Türklerin 'İlyas'1 adını verdikleri 'Pelinen' dağı bulunmaktadır. Ayrıca adada, Volissos, Kardamila, Kalamoti Ovaları ile Epos Platosu ve Potamos Irmağı bulunmaktadır. Akarsuların kaynağı İlyas Dağı'dır.2

Adanın adı, Chios/Khios, Chio/Scio, Khio gibi değişik şekillerde telaffuz edilmektedir.3 Adının geldiği ve en iyi cinsinin burada yetiştiği sakız veya mastika; insan boyunu aşan 'pırnak çalısı'na benzer bir ağaçtır. Sakız ağacının gövde ve dalları vakti zamanı gelince keserlerle çentiklenir, Temmuz ayında çentiklenen yerden sakızlar akmaya başlayınca sahipleri gelip, bu sakızları temiz bir yerde muhafaza ederler.4 Bilindiği kadarıyla sakız üretimi ile ilgili ilk

1 Bu dağ, adını Aydınoğlu Umur Bey'in Sakız'a yaptığı sefere katılan İlyas Bey'den almış olabilir. Mükrimin Halil, Düsturname-i Enveri, Devlet Matbaası, İstanbul 1928, s. 23.

2 Sırrı Erinç-Talip Yücel, Ege Denizi Türkiye ile Komşu Ege Adaları, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1978, s. 86-87.

3 Ali Fuat Örenç, "Sakız Adası", DİA, c. 36, İstanbul 2009, s. 6.

4 “Zemînden birer âdem kaddi kadar pırnar çalısı ağacına müşâbih bir gûne şecereciklerdir. Zamânında re'âyâ gelüp bu ağaçları keserler ile çendik edüp keserler. Ol rahnedâr yerlerden mâh-ı Temmuz'da çekîde çekîde zemîne sakızı cereyân etdikçe şecere sâhibleri dağ bâğlarında âmâdedir. Derhal arz-ı tâhirden sakızı cem' edüp hıfz ederler, gâyet amel-i kesîrdir. Ve bir ibret-nümâ cây-ı mu'attar mekândır kiher dırahtın sâyesinde bir ân sâkin olan cân bir ân ömür sürmüş kadar hayât-ı cân bulup âdemin demâğı râyiha-i saktakiden mu'attar olur”. Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 9.

Kitap, Hazırlayanlar: Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, Robert Dankoff, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2005, s. 67.

(2)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 48

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

faaliyetler Cenevizliler tarafından 1300lerde başlatılmış olup,5 bu amaçla adada birçok köy kurulmuştur.6

Adanın İslam ile tanışması Muaviye zamanındaki fetihle olmakla birlikte,7 bu süreç uzun soluklu olmadı. Daha sonra ilk Türk denizcisi Çaka Bey, Adalar Denizi kıyılarında ve İç- Ege'de bulunan Türkleri bir araya getirdikten sonra, Bizans'ta kazandığı deneyimler sayesinde kuvvetli bir donanma meydana getirerek, yerli denizcilerin de yardımıyla, Urla, Foça, İzmir, Midilli, İstanköy, Rodos, Sisam ile birlikte Sakız'ı da fethetti. Böylece ilk defa Türkler adayı kontrol altına almış oldular.8

Bizans, Venedik, Ceneviz ve Türkler arasında mücadelelere sahne olan ada zaman zaman el değiştirdi. Muhtemelen 1330 veya 1331 yılında adaya sefer düzenleyen Umur Bey komutasındaki Türk gazileri bütün adayı baştan başa yağmalayarak bol miktarda ganimetle İzmir'e geri döndüler.9 Umur Bey'in Sakız'a yaptığı bu akın, onun şöhretinin çevrede yayılmasına önemli katkı sağladı.10 Sakız, 1362 yılında 12 üyeden oluşan Cenevizli bir grup tarafından yönetilmekteydi. Bizans 1363 yılından itibaren buranın Ceneviz hakimiyetinde olduğunu kabul ettiğinden,11 ada bu tarihten sonra Ceneviz-Bizans mücadelesinden ziyade, Osmanlı-Ceneviz mücadelelerine sahne oldu.

Sakız yönetimi 1396 yılındaki Niğbolu Savaşı'nda Haçlılarla ortak hareket ederek12 ilk defa Osmanlılarla karşı karşıya geldi. Yıldırım Bayezid'in gönderdiği 60 gemiden oluşan bir donanma adayı tahrip etti.13 Yıldırım Bayezid'in 1402 yılında Timur'la yaptığı savaşı kaybetmesinden sonra Anadolu bir müddet Timur'un kontrolü altına girince, ada yönetimi vergisini Timur'a ödemişti.14 Çelebi Mehmed, Osmanlı Devleti’nde egemenliği tesis ettikten sonra İzmir'i kuşatmış, bu kuşatmada Sakız donanması Osmanlı Padişahına yardımcı olmuş, bu tarihten sonra da vergi Osmanlılara verilmeye başlamıştı.15

Fatih'in İstanbul kuşatmasında Sakız yönetimi tercihini Bizans'tan yana kullanmış, İmparator Kostantin'in yardım teklifine dört büyük gemi ile buğday, şarap, zeytinyağı, kuru incir, arpa, keçiboynuzu, çeşitli hububat ve yiyecek ile 1.000 civarında gönüllü genç göndererek karşılık vermişti.16 Sakızlılar bununla yetinmeyip İstanbul'a lojistik destek de sağlıyorlardı.17 Fatih'in İstanbul'u fethetmesi üzerine, kendilerine bir saldırı olmasından korkan

5 Kate Fleet, Türk-Ceneviz Ticareti, Türkiye İş Bankası Yayınları, Çeviren, Özkan Akpınar, İstanbul 2009, s. 26.

6 J. H. Mordtmann, "Sakız Adası", İA, c. 10, İstanbul 1967, s. 94; Erinç, age, s. 87.

7 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çeviren: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1981, s.

115.

8 Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000, s. 12; Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995, s. 428-429.

9 Halil, Düsturname-i Enverî Medhal, Evkaf Matbaası, İstanbul 1930, s. 26-27; Mükrimin Halil, Düsturnâme-i Enverî, s. 22-24; Himmet Akın, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1968, s. 34-35.

10 Feridun Emecen, "Aydınoğlu Umur Bey: Kısa Bir Biyografi Denemesi", Aydınoğulları Tarihi, Editörler:

Mehmed Ersan-Mehmed Şeker, Cüneyt Kanat, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2013, s. 46-47; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1983, s. 66.

11 Şerafettin Turan, "Sakız'ın Türk Hakimiyeti Altına Alınması", Tarih Araştırmaları Dergisi, c. 4, Sa. 6, Ankara 1968, s. 177.

12 Uzunçarşılı, age, c. 1, s. 281.

13 Mordtmann, agm, s. 94-95.

14 Akın, age, s. 67.

15 Uzunçarşılı, age, c. 1, s. 351-352.

16 Uzunçarşılı, age, c. 1, s. 467, 471.

17 “Kral Kostantin'e yardım için Papa tarafından gönderilen otuz kadar gemi, Sakız Adası'na vardıktan sonra uygun bir rüzgâr bulamayarak orada durmak zorunda kalmış, bir süre sonra da şehrin Osmanlılar tarafından alındığını haber alarak geriye dönmüşlerdi”. Kritovulos, İstanbul'un Fethi, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2005, s. 106.

(3)

Şefaattin DENİZ

JHS 49 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Sakız Beyleri, tebrik amacıyla padişahın bulunduğu Edirne'ye bir heyet gönderdiler.18 II.

Bayezid döneminde adalarda çok önemli faaliyetler gerçekleştirilemedi. Siyasetin bu şekilde cereyan etmesinde Şehzade Cem'in Haçlıların kontrolü altında olmasının önemli payı vardır.

Sultan Süleyman tahta çıkınca Osmanlı Devleti ile Sakız Cumhuriyeti arasındaki anlaşma yenilendi. Aralık 1520 tarihli bu anlaşma gereğince, Sakız her yıl Osmanlı Devleti'ne 10 bin flori veya 450 bin akçe verecek, bu da olmazsa kumaş vermek suretiyle vergisini ödeyecekti.19 Onun saltanatının sonlarına kadar Sakız ile ilgili ciddi bir problem yaşanmadı. Osmanlı Devleti Sakız'a taleplerini emir niteliğinde bildiriyordu.20 Hükümler de genellikle basit adli vakalar21 ve merkezin Sakız Beylerinden rutin talepleri ile ilgiliydi.22

1566 bahar mevsiminde Kaptan Piyale Paşa yetmiş parçalık bir kadırgayla Akdeniz sularına açıldı. Çünkü Sakız Adası yöneticileri haraçgüzar olmalarına rağmen, Mısır'a deniz yoluyla giden hacıları rahatsız ediyor, Osmanlı Devleti'nin düşmanları ile ilişkiler kuruyor, Osmanlı donanması hakkında düşmanlara istihbarat sağlıyor ve İslam gemilerine zarar vermekten geri kalmıyorlardı. İşte bu sebeplerden ötürü Sultan Süleyman, kendisi Zigetvar Seferi'ne giderken Kaptan Piyale Paşa'yı Sakız'a göndererek, her ne şekilde olursa olsun adanın fethedilmesini istemişti. Ali Pürtek Reis'i adanın fethi için öncü kuvvet olarak gönderen Piyale Paşa, ardından kendisi de sefere katılarak adayı baştan başa fethetti. Fetih sonrası ada yönetimi için kaleye; kale koruyucusu, hisar eri, mirliva yerleştirdi. Ardından da adet olduğu üzere büyük kiliseyi camiye tebdil etti. Bu hizmetlerinden hoşnutluk duyulan Piyale Paşa, kubbe vezirliği ile ödüllendirildi. Adanın fethi için; "Ehl-i küfrün Sakız'ın çekti Piyale" ve "Fem-i İslâma nasîb oldu Sakız" şeklinde tarih düşürüldü.23

Sakız Adası fethinden tam yüz yirmi sekiz yıl sonra, 1694 yılında, Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı. Adanın Latin kökenli sakinleri Venedik ve Papalık gibi yerlere adanın askeri durumu hakkında istihbarî nitelikli bilgiler paylaşıyor, ancak adadaki Yeniçeri gücünden çekindiklerinden dolayı herhangi bir harekete yeltenemiyorlardı. 1683'te başlayıp 1699 Karlofça Antlaşması'na kadar devam eden savaşlarda ciddi derecede askere ihtiyaç duyulduğundan Köprülü Fazıl Mustafa Paşa buradaki Yeniçerileri de savaşa çağırmış, adadaki Osmanlı askeri gücü 700 kişiye düşmüştü. Burada oluşan askeri otorite boşluğu, savaşlar nedeniyle reayanın üzerinde baskı oluşturan mali yükler, leventlerin sorumsuzca davranışları gibi sebepler Venediklilerin adayı işgaline zemin hazırladı. Bu fırsatı değerlendiren Venedik, Malta ve Paşa gemileri Çömlek Burnu'nda demir attılar. Kalenin muhafazası için Vezir Silahtar Hasan Paşa gerekli tertibatları aldırdı. Haçlı Ordusu Kumluk mevkiinden adaya 12 bin yaya ve 800 süvariyle çıkarma yaptı. 2.700 humbara kaleyi harabeye çevirdi. 12 Ekim 1694'te ada bu şekilde Venediklilerin eline geçince, buradaki Müslümanlar Çeşme'ye nakledildi.24

Çeşme'de Osmanlı Devleti'nin tersanesi bulunmasından ve Batı Anadolu'nun önemli geçiş yollarından biri olmasından dolayı Sakız Adası kritik bir noktaydı. Bu nedenlerle adanın elden

18 Kritovulos, age, s. 111.

19 Uzunçarşılı, age, c. 2, s. 436.

20 “Sakız Beylerine hüküm ki, Hâliyâ Kavala Kapudanı Anadolı yakasında İpsala Burnı'nda levendlerden alup Sakız Adası'nda alıkoduğı on sekiz oturak gemi Südde-i saâdetüme gönderilmesin emr idüp buyurdum ki, vardukta, te'hir itmeyüp zikr olınan gemiyi donadup kifâyet kadarı âdem ile Südde-i sa'âdetüme gönderesün”. 3 Numaralı Mühimme Defteri Özet ve Transkripsiyon, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 1993, s. 199.

2112 Eylül 1560 tarihinde Sakız'dan İstanbul'a limon vesaire getiren bir sandalın basılmasından dolayı cezalandırılması talepli bir hüküm için, bkz. 3 Numaralı Mühimme, s. 657.

22 Bu hükümde de Silifke İskelesine gönderilecek olan 3.500 kantar kurşun için işe yarar iki gemi hazırlanıp, bahsi geçen kurşunların Silifke iskelesine gönderilmesi istenmektedir. Bkz. 3 Numaralı Mühimme, s. 575.

23 Kâtip Çelebi, Tuhfetü'l-Kibâr Fî Esfâri'l-Bihâr, Hazırlayan: Orhan Şaik Gökyay, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2007, s. 103-104.

24 Uzunçarşılı, a.g.e, c. 3, s. 575-577.

(4)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 50

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

çıkması devlet içinde üzüntü ve tedirginlik yarattı. Gerekli istişareler yapıldıktan sonra, adanın geri alınması için Amcazade Hüseyin Paşa Kaptan Paşalığa getirilerek buraya gönderildi.

Ayrıca Anadolu Valisi Mısırlızade İbrahim Paşa, Çeşme'de toplanan askerlerle 8 Şubat 1695'te hareket etti. Koyun Adaları önünde yapılan deniz savaşı sonucunda 10 binden fazla Haçlı askeri ile onların generalleri öldürüldü. 26 Şubat 1695'te Sakız tekrar Osmanlı egemenliğine girdi. 6 Mayıs 1695'te fetihte önemli hizmetler görenlerden Mezamorta Hüseyin Paşa Kaptan-ı Deryalığa, Amcazade Hüseyin Paşa da Sakız Muhafızlığı'na tayin edildi.25

Osmanlı Devleti XIX. Yüzyıl boyunca sadece Sakız'da değil, tüm adalarda ve Yunanistan'da Rum isyanlarıyla uğraşmak zorunda kaldı. Esasında bu yüzyıl ulusçuluk hareketlerinden dolayı Osmanlı Devleti için çok sıkıntılı olmuştu. 22 Nisan 1821 tarihinde ayaklanmayı tasarlayan Rumlar, gizli gizli bu düşünceyi yaymaktaydılar. Mora'da başlayan ayaklanmanın etkileri kısa sürede Sakız'da da görülmeye başladı.26

Sakız Adası'ndaki hareketlenmeler üzerine buraya tayin edilen Vezir Mehmed Emin Vahid Paşa'nın yanında bir topçu ortası, humbaracılar, kapı halkı ve 1.000 kadar gazi bulunmaktaydı, ancak merkez bu kadar kuvvetin yeterli olmadığının farkındaydı.27 Eylül 1826'da başlayan isyan, Mart 1828'de sona erdirilebildi.28 Bu mücadeleler sonunda tamamen harap duruma düşen Sakız Kalesi yeniden tamir edildi.29 İsyana katılıp daha sonra firar eden Sakızlılara geri dönme ve belli şartlarla mallarını geri alma hakkı tanındı.30

Sakız Adası'nın Osmanlılardan tamamen kopuşu Balkan Savaşları ile başladı. Balkan Birliği'ne katılan Yunanistan, 21 Ekim 1912 tarihinde Limni'yi işgal ederek Çanakkale Boğazı'nı kontrol eder hale gelmiş, kısa bir süre sonra da Sakız'ı işgal etmiştir. İstanbul'dan deniz yoluyla yardım gönderilme teşebbüsü sonuçsuz, dışarıdan yardım ve dayanaktan yoksun kalan Sakız'ın Müslüman halkı Yunan zulmü ile karşı karşıya kalmıştır. Balkan Savaşları'nın Osmanlı Devleti'nin yenilgisi ile sonuçlanması üzerine Sakız Adası'nın Osmanlı idaresinden çıkışı iyice hızlanmış, adanın Müslüman halkı göçe zorlanmıştır. Lozan Konferansıyla da Gökçeada ve Bozcaada dışındaki Ege Adaları Osmanlı egemenliğinden tamamen çıkmış, bu çerçevede Sakız askerden arındırılmak şartıyla Yunanistan'a bırakılmıştır.

Nüfus Mübadelesi ile buradaki Müslüman halk Anadolu'ya getirilip İzmir ve çevresinde iskân edilince ada ile Türklerin bağı tamamen kopmuş,31 burada Osmanlı Devleti'nden kalan vakıf eserler dünya mirasının bir parçası olarak adadaki varlığını sürdürmeğe devam etmiştir.

Bu makalede Sakız Adası'nda Sultan Abdülmecid'in inşa ettirdiği Mecidiye Camii kompleksinin inşa edilme süreci, camiin maliyetleri değerlendirilecektir.

Mecidiye Camii'nin İnşaatı

25 Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekâyiât, Hazırlayan: Abdülkadir Özcan, TTK Yayınları, Ankara 1995, s.

496-499, 528-535; İbrahim Hakkı Çuhadar, Mustafa Sâfî'nin Zübdetü't-Tevârîh'i, c. 1, TTK Yayınları, Ankara 2003, s. 232; Abdülkadir Özcan, Anonim Osmanlı Tarihi 1688-1704, TTK Yayınları, Ankara 2000, s. 93; Uşşâkîzâde es- Seyyid İbrâhîm Hasîb Efendi, Uşşâkîzâde Târihi, c I, Hazırlayan: Raşit Gündoğdu, Çamlıca Basım Yayın, İstanbul 2005, s. 177, 306-307; Uzunçarşılı, a.g.e, c. 3/1, s. 575-579.

26 Filiz Yaşar, Yunan Bağımsızlık Savaşı'nda Sakız Adası, Phonix Yayınları, Ankara 2006, s. 50.

27 Mehmed Esad Efendi, Vak'a-nüvîs Es'ad Efendi Tarihi, Hazırlayan: Ziya Yılmazer, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2000, s. 38-39.

28 Yaşar, age, s. 73-74.

29 Ahmed Lûtfî Efendi, Vak'anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, c. 1, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999, s. 56.

30 Örenç, agm, s. 7.

31 Fahri Maden-Mustafa Eğilmez, Sakız Vak'ası, Roza Yayınevi, İstanbul 2012, s. 54-55.

(5)

Şefaattin DENİZ

JHS 51 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

1. Türk Mühendis Osman Tevfik Efendi

Sultan Abdülmecid Han'ın irâde-i seniyyesi ve onun vakıf kaynaklarıyla inşa edilmiş olmasından dolayı Sakız Adası İskelebaşı'ndaki bu camiye Mecidiye Camii adı verilmiştir.32 Mecidiye, içinde camisi, çeşmesi, suyolları, muvakkithanesi ve tuvaletlerin bulunduğu küçük bir külliyeyi andırmaktadır. Buranın inşaatına Sakız kaymakamı Mahmud Beliğ Efendi zamanında başlanmış,33 onun görevden alınmasından sonra yerine getirilen Hüseyin Sücûdi Efendi zamanında tamamlanmıştır.34 Mecidiye'yi inşa eden Türk mühendis Osman Tevfik Efendi'dir.35 Buranın inşasından sorumlu en üst düzeydeki kişi ise, zamanın Evkâf-ı Hümâyûn Nâzırı Mehmed Hasîb Paşa'dır.36

Mecidiye Camii'nin inşaatına başlanması Sakız'daki Müslüman Türk toplumunu ziyadesiyle memnun etmiştir. İnşaat devam ederken İstanbul'a giden mühendis Osman Tevfik Efendi, cami avlusuna bir çeşme yapılması hususunda ahalinin arzusu olduğunu, ancak kendilerinin bunu gerçekleştirecek ekonomik güçten yoksun olduklarını, ayrıca çeşme ve suyollarının yapılması durumunda adanın bir kat daha mamur hale geleceğini dile getirmiştir.

Talepleri kabul gören Osman Tevfik Efendi cami inşaatının tamamlanması, çeşme ve suyollarının da yapılması ile ilgili irâde-i seniyye ile birlikte Sakız'a geri dönmüştür.37

Osman Tevfik Efendi Mecidiye'yi dil-nişîn (latif) tarzda ve kargîr (taştan) olarak inşa etmiştir. Osmanlı Arşivi'nde yaptığımız araştırmalarda buranın inşaat defterleri ile keşif defterlerine tesadüf edilemediğinden dolayı cami inşaatı ile ilgili öngörülen herhangi bir meblağ da tespit edilememiş, fakat çeşme ile suyollarının 25-30 bin kuruşa yapılabileceği öngörülmüştür.38 Ancak ileride görüleceği üzere çeşme ve suyolları tamamlandığında öngörülenin çok üzerinde bir meblağ ortaya çıkacaktır.

2. İnşaatın Başlaması ve İlk Devresi

Mecidiye Camii'nin inşa süreci iki devreye ayrılabilir. Birinci devre inşaatın başlamasından 12 Kasım 1848 tarihine kadarki süreci kapsamaktadır. Burada tutulan hesaplar bizi böyle bir ayrıma zorlamaktadır. Birinci devre, cami inşaatının hemen hemen tamamlanıp ibadete açıldığı dönemdir. İkinci devre ise, cami çeşme ve muvakkithanenin eksikliklerinin giderildiği, tuvaletlerin yapıldığı, daha da önemlisi Mecidiye Camii personel giderlerinin karşılanması için camiin üç tarafına 11 adet mağazanın yapıldığı devre olmuştur.

Mecidiye'nin inşasına tam olarak ne zaman başlandığı tespit edilememiş olmakla birlikte, bu konu ile ilgili ilk belgemiz 10 Şevval 1263/21 Eylül 1847 tarihli olduğuna göre, inşaata bu tarihten önce başlanmış olmalıdır.39

32 VGMA, Ahkâm-ı Sultân Abdülmecid Han, Defter No: 997, s. 9.

33 VGMA, Cânib-i Nezâret-i Evkâf-ı Hümâyûn, Defter No: 998, s. 11.

34 VGMA, Mecidiye, Defter No: 999, s. 84, 89.

35 Defterlerde Osman Tevfik Efendi'nin ismi bazen Tevfik Efendi, bazen ise Osman Efendi olarak geçmektedir.

VGMA, Defter No: 999, s. 42; VGMA, Defter No: 998, s. 11, 14.

36 VGMA, Defter No: 997, s. 9-10. Mehmed Emin Efendi'nin oğlu olarak dünyaya gelen Mehmed Hasîb, çeşitli devlet kademelerinde görev yaptıktan sonra 1834 yılında Evkâf-ı Hümâyûn Nâzırlığı'na atanmış, Haremeyn Vakıfları, Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti ve Darphane-i Âmire Nezareti'yle birleştirilmesinden sonra 1838 yılında buraya atanarak ikinci defa Evkâf Nâzırı olmuştur. Sultan Abdülmecid'in tahta çıkışıyla Evkâf ve Darbhâne ayrılınca bu görevden alınmıştır. 1844 ile 1849 arasında yeniden Evkâf Nâzırlığı'na getirilmiştir. Yani Sakız Mecidiye Camii'nin inşası sırasında kendisi bu makamda idi. Hakkında daha geniş bilgi için bkz. Nazif Öztürk,

"Evkaf-ı Hümayun Nezareti'nin Kuruluş Tarihi ve Nazırların Hal Tercümeleri (2), Vakıflar Dergisi, Sa. 16, Ankara 1982, s. 34-37.

37 VGMA, Defter No: 997, s. 9.

38 VGMA, Defter No: 997, Tarih 16 Zilhicce 1263/25 Kasım 1847, s. 9.

39 VGMA, Defter No: 999, s. 7.

(6)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 52

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Tablo 1: İnşaatın başlangıcından 12 Kasım 1848 tarihine kadar maliyet tablosu40

S.N Giderler Miktarı

(kr) 1. Mahmud Beliğ Efendi zamanı inşa masrafları 87.196 2. Mahmud Beliğ Efendi zamanı personel ücretleri 5.012 3. Osman Tevfik Efendi zamanı malzeme

masrafları

47.999,5

4. Osman Tevfik Efendi zamanı amele ücretleri 47.985

5. Minare masrafı 9.829

6. Osman Tevfik Efendi zamanı personel ücretleri 8.065

Toplam 206.127

Tablo 1'de görüldüğü üzere, camiin inşasına Sakız kaymakamı Mahmud Beliğ Efendi zamanında başlanmış, onun döneminde cami inşaatına malzeme fiyatları ve yönetici personel ücretleri olarak toplam 92.208 kuruş harcanmıştır. Rumi takvime göre mali yılbaşı olan 1 Mart 1265/M. 13 Mart 1848 tarihinde inşaatın sorumluluğu mühendis Osman Tevfik Efendi'ye geçmiş, 31 Teşrin-i evvel 1265/12 Kasım 1848 tarihine kadar inşaatın büyük bölümü tamamlanmıştır. Bu süre zarfında kereste, çivi, taş, kum ve diğer malzemeler için 47.999,5 kuruş, inşaat ameleleri ücreti olarak 47.985 kuruş, minare içinse, 9.829,5 kuruş olmak üzere 105.854 kuruş harcanmıştır. Tablo 1'den de anlaşılacağı üzere inşaatın başlangıcından 12 Kasım 1848 tarihine kadarki harcamalar 206.127 kuruşa ulaşmıştır. Bu verilerden hareketle, cami inşaatına harcanan malzeme ücretleri ile işçi ücretlerinin hemen aynı düzeyde olduğu görülmektedir.

Her inşaatın mühendisliğini, kayıtlarını ve hesap işlerini yürüten bir personel grubu olduğu gibi Sakız Mecidiye Camii'nin de bir idari personeli bulunmaktaydı.

Tablo 2: Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Yöneticileri41 S.N Personel Adı Çalıştığı

Süre

Aylığı (Kr)

Aldığı (Kr)

1. Osman Tevfik Efendi 7 ay 500 3.500

40 VGMA, Defter No: 998, s. 11; Defter No: 999, s. 42; VGMA, Mecidiye, Defter No: 1002, s. 5.

41 VGMA, Defter No: 998, s. 11; Defter No: 999, s. 42; VGMA, Defter No: 1002, s. 5.

(7)

Şefaattin DENİZ

JHS 53 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

2. Katip Hacı Atıf Efendi

5 ay 2 gün 300 1.520

3. Mutemet Süleyman Ağa

6 ay 12 gün 300 1.920

4. Mutemet İsmail Ağa 4,5 ay 250 1.125

Toplam 8.065

Tablo 2'de görüldüğü üzere Sakız Mecidiye'yi inşa sorumluluğu 4 kişilik bir ekibin sorumluluğundaydı. Baş sorumlu Osman Tevfik Efendi ve diğerleri inşaatta bir memur gibi aylık maaşla çalışmaktadır. 500 kuruş aylık alan Osman Tevfik Efendi'nin maaşı bütün personelden fazladır. Günlük olarak hesaplandığında onun yevmiyesi 16,6 kuruşa karşılık gelmektedir. Katip Hacı Atıf Efendi ile mutemet Süleyman Ağa 300 kuruş almaktadır.

Bunların yevmiyeleri ise 10 kuruşa karşılık gelmektedir. Mutemet İsmail Ağa nedense mutemet Süleyman'dan 50 kuruş daha düşük maaş almaktadır. Onun yevmiyesi ise 8,3 kuruştur. Osmanlı Devleti'nde inşaat sahasında Ermeni ve Rum mühendis ve müteahhitler etkili olmalarına rağmen, Sakız gibi nüfus bakımından Rumların yoğun yaşadığı bir yerde inşaat yönetiminde herhangi bir Rum bulunmaması dikkat çekici bir durumdur.

3. Mecidiye Çeşmesi'nin Yapılması

Sakız'daki Müslüman tebaanın cami avlusuna bir çeşme yapılması ile ilgili talebinin padişah nezdinde kabul görmesinden sonra Sakız'a gelen Osman Tevfik Efendi çeşme ile ilgili çalışmalarına da başlamış olmalıdır. O, Mecidiye Çeşmesi'nin suyunu Piyale Paşa Çeşmesi'nin membaından sağlamıştır. Türk mühendis Osman Tevfik, suyu önce kaynağından Eski Çeşme'ye kadar getirip suyollarını tamir etmiş, ardından da cami avlusundaki çeşmeye ulaştırmıştır. Yukarıda mevzubahis edildiği üzere çeşmenin yaklaşık 25-30 bin kuruşa mal edilebileceği düşünülmüştü. Ne var ki, hesaplar tutmadı. Eski Çeşme'ye kadar malzeme ve amele ücretleri 33.725 kuruş, oradan cami avlusuna getirilmesi 14.263 kuruş olmak üzere toplam 47.988 kuruş oldu. Böylece çeşmenin maliyeti neredeyse tahmin edilenin iki katına ulaşmış oldu.42 Daha sonra bu çeşmeye dört adet musluk takıldı.43 Malzeme parası ile işçi ücretleri ayrı ayrı belirtilmediği için, toplam meblağın ne kadarının malzeme parası, ne kadar işçi ücreti olduğu tespit edilememiştir. Ayrıca Tablo 4'teki 337 kuruşluk çeşme tuğrası ile 1000 kuruşluk çeşme tarih taşlarının 47.988 kuruşluk toplam meblağın içine dâhil olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.

4. Mecidiye Camii'nin İç Donanımı

Sakız Mecidiye Camii'nin halı, seccade, hasır, perde gibi iç donanım malzemeleri İstanbul'dan satın alınarak, cami ve çeşmeye konulacak tuğra ve tarih taşları gibi malzemelerle birlikte Evkâf-ı Hümâyûn odacıbaşısı Emin Ağa tarafından Sakız'a gönderilmiştir.

42 VGMA, Defter No: 998, Tarih 14 Cemaziyelevvel 1265/7 Nisan 1849, s. 14.

43 Bu musluklar için 480 kuruş harcandı, lakin bu 480 kuruşun içinde balmumlarının çevrelenmesi için yaptırılan maşaallah da bulunduğundan musluklara tam olarak ne kadar ödendiği tespit edilememiştir. VGMA, Defter No:

1002, s. 45.

(8)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 54

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Tablo 3: Cami döşemeleri, tuğra ve tarih taşları maliyetleri44

S.N Malzemenin Cinsi Fiyatı (Kr) Alındığı Tarih

1 Şamdan ve alemler 137,5 9 Za 1264/7 Ekim

1848

2 Kaliçe (küçük halı) ve seccade 12.338 28 Z 1264/25 Kasım 1848

3 Hasır 1690 16 Za 1264/14 Ekim

1848

4 Perde 720 11 Za 1264/9 Ekim

1848

5 Cami tuğrası 200

6 Cami tarih taşı 700

7 Çeşme tarih taşı 500

8 Diğer çeşme tarih taşı 500

9 Çeşme tuğrası 337

10 Çeşme altın masrafı 200

11 Nakkaş ustalığı 102

12 Taşların korunması için sandık masrafı 125

13 Mısmar (çivi) 15

14 Keçe 45

15 Rest ? 25

16 Altın için dühan45 ve kağıt 10

17 Sandık ustalığı 30

18 Hamallık 10,5

44 VGMA, Defter No: 1002, s. 5.

45 “altın için dühan” ifadesiyle ne demek istendiği anlaşılamamıştır. “Dühan” tütün demektir. Tuğra ve tarih taşları hazırlanırken kullanılacak altın suyuna katılıyor olabilir.

(9)

Şefaattin DENİZ

JHS 55 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

19 Taşların iskeleden mavnaya taşınması 150

20 Şamdan ve alemler 4906,5 9 Za 1264/7 Ekim

1848

21 Hasırcı yevmiyesi, yemek ve navul 450 3 M 1265/29 Kasım 1848

Toplam 23.191,5

Mecidiye'nin hasırları hasırcı Şakir Ağa'dan temin edilmiş, satın alınan hasırların döşenmesi için İstanbul'dan Sakız'a hasırcı kalfaları gönderilmiş, bu kişilere günlük 10 kuruştan 30 gün için 300 kuruş, ayrıca yemek ve navul46 parası olarak da 150 kuruş ödenmiştir. Camiin halıları 11.438 kuruşa halıcı Mehmed Ağa'dan satın alınmış, ayrıca mihrap için 700 kuruşa iki adet de seccade alınmıştır. Minber ve kapı perdeleri ise Hacı Ağa marifetiyle tanzim edilmiştir.47

Cami ve çeşmeler için hazırlanan tuğra ve tarih taşlarının yazımı ve süslenmesi devrin hattatlarından Mehmed Rıfat Efendi48 tarafından yapılmış, Kendisine taş bahası, tahrir ve hakk49 masrafı olarak 2.237 kuruş ödenmiştir. Cami kapısı ve çeşme için hazırlanan tuğra ve tarih taşlarının fiyatları bize o dönemde bu işlerin maliyetleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.50 Camiin bugünkü vaziyetini görmek için Sakız Adası'na ziyaretimizde cami ve çeşme için hazırlanan tuğralarla, çeşme için hazırlanan iki tarih taşından birisinin bulunmadığı, cami tarih taşı ile çeşmenin kuzey cephesindeki tarih taşının mevcut olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Şu anda yerinde olmayan tuğralarla tarih taşının yerlerinden ne zaman, nasıl ve ne amaçla söküldüğü belli değildir. Cami tarih taşı siyah mermere üç sütun ve altı satır, çeşmenin tarih taşı ise beş satır olarak talik hatla yazılmıştır.

İstanbul'da dökmecibaşı51 İbrahim Ağa'ya52 biri minare, diğeri çeşme için iki adet alem53 döktürülmüştür. Çeşme için hazırlanan alem güneş resminde olup, bu iki alem için İbrahim

46 Navul yada navlun, İtalyanca kökenli bir kelimedir. Geminin icarına bedel olarak alınan ücreti ifade eder. Yükün tonajı üzerinden hesaplanır. Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Paradigma Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 513.

47 VGMA, Defter No: 998, s. 10.

48 Mehmed Rıf'at Efendi'nin terceme-i hâli olmadığından hakkında fazla malumat yoktur. Güzel yazı yazdığı, tezhib ve ciltlemede mahir olduğu Nurullah Pertev Bey tarafından söylenmiştir. Aksaray'da Pertevniyal Valide Sultan Camii'nin -kuşak halinde ve muharrer - "Tebareke" suresi, Galata'daki Bayezid Camii'nin tarihi ve bu caminin altındaki Şekerpare kadın çeşmesinin ta'lik kitabesi onun yazısıdır. 1879 tarihinde vefat etmiştir. Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1970.

49 Tarih taşlarının kıymeti, yazımı ve kazınması anlamına gelmektedir.

50 Tuğra ve tarih taşlarının fiyatları için bkz. Tablo 3.

51 Dökmeciler madenlerin ateşte eritilip bir kalıp içine dökülmesiyle mimaride veya diğer alanlarda kullanılacak çeşitli dökmeci malzemesinin üretimi ile uğraşmaktaydılar. Neslihan Sönmez, Osmanlı Dönemi Yapı ve Malzeme Terimleri Sözlüğü, Yem Yayıncılık, İstanbul 2007, s. 40.

52 Dökmecibaşı İbrahim Ağa daha sonra İstanbul Ortaköy'de bulunan Mecidiye Camii'nin dökmecilik işlerini de yapacaktır. Şefaattin Deniz, "Ortaköy Camii'nin İnşa Sürecinde Gayri Müslim Yönetici, Usta ve Tüccarların Rolü", II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Bildirileri 27-29 Mayıs 2014, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2014, s. 701.

53 Yapıların kubbe, külah ve çatıları üzerinde, mimari görünüş ve ifadeyi tamamlayan, sembolize ettiği dini inanç ve felsefi değerleri yücelten, ayrıca kurşun örtü kaplamasını tepede kuvvetlendirip açılmalarını önleyen unsurlardır.

Tanju Cantay, "Alem-Mimari", DİA, c. 2, İstanbul 1989, s. 354-355.

(10)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 56

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Ağa'ya 1.690 kuruş ödenmiştir.54 Bugün çeşme için hazırlanan alem bulunmamakta, ancak minaredeki alem mevcudiyetini muhafaza etmektedir. Alemler gibi caminin aydınlatılması için gerekli olan şamdanlar da dökmecibaşı İbrahim Ağa tarafından hazırlanmıştır. Toplam ağırlığı 110,5 kıyye (okka) olan şamdanlara kıyyesi 33 kuruştan 3646,5 kuruş ödenmiştir.

İbrahim Ağa Mecidiye için nev-resim tarzında bir çift büyük, bir çift orta ve bir çift de çırak şamdan olmak üzere üç çift yani altı tane şamdan hazırlamıştır.55 Caminin açılmasından sonra ise Sakız'a "Büyük İmam Efendi" tarafından hazırlanmış balmumlarına sargı amaçlı dört adet

"maşaallah" gönderilmiştir.56

Mecidiye Camii'nin iç ve dışındaki kandillerde harcanacak zeytinyağı miktarı yıllık 120 vakiyye (okka), minaredeki kandillerde kutsal geceler ve Ramazan boyunca 100 vakiyye olmak üzere toplam 220 vakiyye, balmumu miktarı 2 vakiyye, mum yağı ise yine 2 vakiyye olarak öngörülmüştür.57 Caminin ibadete açıldığı Ramazan ayı boyunca cami ve minarede 75 vakiyye zeytinyağı harcanmış, bunun için vakiyyesi 6 kuruştan 450 kuruş ödeme yapılmıştır.

Yine balmumu için vakiyyesi 28 kuruştan 56 kuruş, mum yağı için ise vakiyyesi 7 kuruştan 14 kuruş ödeme yapılmıştır. Böylece Ramazan ayı boyunca aydınlatma için yapılan harcama 520 kuruşa ulaşmıştır.58

5. Mecidiye Camii'nin İbadete Açılması

Mecidiye Camii küçük eksiklikler dışında kullanıma hazır hale gelmiş, tuğra ve tarih taşları yerleştirilmiş, alemler yerlerine konulmuş, özellikle cami içi hasır ve halıların serilmesi, perdelerin takılması ve şamdanların yerleştirilmesinden sonra 1 Ramazan 1264/1 Ağustos 1848 tarihi itibariyle burada beş vakit namaz, 12 Muharrem 1265/8 Aralık 1848 tarihinden itibaren de Cuma namazları kılınmaya başlamıştır.59 Camide dini hizmetlerin yerine getirilmesi için buraya personel ataması da yapılmıştır.

Tablo 6: Mecidiye Camii Personeli60

S.N Görevi Adı Aylığı

(Kr) 1. İmam ve hatip Mehmed Şakir Bey bin

Hüseyin

250

2. Vaiz Ataullah Efendi bin

İsmail

50

3. Dersiam Ali Efendi bin Hasan 50

54 VGMA, Defter No: 998, s. 10.

55 Ancak VGMA, Defter No: 998, s. 10'daki bilgilerle vakfiyedeki bilgiler çelişmektedir. Vakfiyede dördü büyük dördü büyük, dördü küçük sekiz şamdandan bahsedilmektedir. VGMA, Sultan Abdülmecid Han Vakfiyesi, Kasa No:

50, Defter No: 1419, s. 173. Bu durumda iki şamdan daha bulunması icap eder. Zira aydınlatma malzemeleri sekiz şamdan olduğu varsayılarak gönderilmektedir. Mecidiye Camii'nde yaptığımız incelemede bu şamdanlara rastlayamadık. Bu şamdanların bir başka müzede veyahut kayıp olup olmadığı konusunda bir malumat elde edilememiştir.

56 VGMA, Defter No: 998, s. 17.

57 VGMA, Sultan Abdülmecid Han Vakfiyesi, s. 173.

58 VGMA, Defter No: 998, s. 14.

59 VGMA, Defter No: 1002, s. 5.

60 VGMA, Defter No: 999, s. 43.

(11)

Şefaattin DENİZ

JHS 57 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

4. Müezzin, kayyım61 ve ferraş62

Hacı Hurşid Efendi bin Abdullah

225

5. Muvakkit Osman Efendi bin

Hüseyin

30

Toplam 605

Mecidiye'nin açılışı itibarıyla cami personeli 5 kişiden oluşmaktaydı. En yüksek ücreti imam, daha sonra ise temizlik, aydınlatma gibi sorumlulukların da uhdesine verildiği müezzin almıştır. Buranın mektep veya medrese olduğuna dair vakfiye veya belgelerde herhangi bir bilgiye rastlanmamış olmakla birlikte bir dersiam kadrosu bulunduğu da görülmektedir. Vaiz ise muhtemelen cuma ve kutsal gecelerde halkı irşad vazifesini yürütmüştür. Çeşme ve suyolları olmasına rağmen buraya suyolculuk kadrosu verilmemiştir. Daha sonraki süreçte eksiklikler tamamlanmaya çalışılmış, bu çerçevede muvakkithane için 2800 kuruşa bir saat,63 devirhanların camide Kur'an okuması için sahaf esnafı Sivrihisarlı Hüseyin Efendi'den bir Mushaf-ı Şerif satın alınmıştır.64

6. İnşaatın İkinci Devresi ve Mecidiye Camii'nin Teftişi

Mecidiye Camii, çeşmesi, suyolları, muvakkithanesi gibi parçalarının tamamlanmasından sonra muayene ve teftiş için Sakız Adası'na Reşid Efendi gönderilmiştir. O, 1 Zilkade 1265/18 Eylül 1849 ile 29 Rebiülahir 1266/14 Mart 1850 tarihleri arasında adada görevli kalmıştır.

Reşid Efendi adı geçen yerleri incelemiş, eserlerin güzel bir şekilde tamamlanmasından duyduğu memnuniyeti Sakız kaymakamı Hüseyin Sücûdi Efendi'nin şahsında dile getirmiş, ancak bir takım eksiklikler bulunduğunu söylemeyi de ihmal etmemiştir. İstanbul'a yazdığı raporunda, muvakkithanenin çatısına dört köşeli güneş resminde bir adet alem'in konulması, camiin tahta olan saçaklarının tuğladan yapılması, yeşil olan dış sıvalarının beyaz badanaya çevrilmesi gerektiği hususlarını yazmıştır. Reşid Efendi'nin dile getirdiği hususlar yerinde bulunmuş, sadece saçaklarda tuğla yerine Sakız taşı kullanılmasının daha uygun olacağı kendisine ifade edilmiştir.65

Reşid Efendi adaya henüz gelmeden önce Mecidiye Camii'nin giderlerinin karşılanabilmesi, daha doğru bir ifadeyle bu müessesenin varlığını rahat bir şekilde devam ettirebilmesi için caminin boş durumda olan üç tarafına mağazalar yaptırılması kararlaştırılmış, inşaat faaliyetleri 23 Şaban 1265/14 Temmuz 1849 Cumartesi günü başlamıştı. Reşid Efendi'nin muayene ve teftişi sırasında mağazaların kemerleri bitmiş, ancak iç ve dış sıvaları bitmemişti. Teftişin yapıldığı sırada aylardan Aralık'tı. Reşid Efendi, mevsimden dolayı sıvaların yapılamayacağını, sıvansa bile burada oluşacak rutubetten dolayı tüccarların mallarını buraya koymaya cesaret edemeyeceklerini ifade etti.66 Sonuçta 11 adet mağazanın yapımı 37 hafta sonunda yani 13 Cemaziyelevvel 1266/27 Mart 1850 Çarşamba günü tamamlandı. Aynı şekilde muvakkithanenin eksikleri, cami saçaklarının sakız taşından yeniden yapılması, boya ve badana işlemleri de tamamlanmıştı.

61 Camilerin temizlik ve aydınlatılmasından sorumlu olan kişilere denir.

62 Camilerdeki halıların yayılıp serilmesi ile toplanmasından sorumlu olan kişilere denir.

63 VGMA, Defter No: 999, s. 57.

64 VGMA, Defter No: 998, s. 16.

65 VGMA, Defter No: 999, s. 42.

66 VGMA, Defter No: 999, s. 42.

(12)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 58

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Tablo 4: Mağazaların inşası ile ilgili harcamalar S.

N

Cinsi Masraf

(Kr) 1. Kereste, çivi ve diğer malzemeler 55.245

2 Amele ücretleri 71.476

3. İnşaat memuru Hacı Hüseyin Efendi'nin haftalığı

4.625

4. Meclisin tayin ettiği memur Hüseyin Efendi'nin haftalığı

4.625

5. Reşid Efendi'ye malzeme için verilen 1.859,5 6. Reşid Efendi'ye maaşına mahsuben

verilen

2.525

Toplam 140.355,5

Tablo 4'ten anlaşılacağı üzere Mecidiye Camii'nin giderlerini karşılamak üzere inşa edilmiş olan bu mağazaların yapımı epey masraflı olmakla birlikte, sistemin rahatça işleyebilmesi açısından oldukça önemli bir rolü olacaktır. Mağazaların inşası sırasında işçi ücretlerinin malzeme ücretlerinden daha fazla yekun oluşturduğu gözlerden kaçmamaktadır.

Tablo 5: Reşid Efendi'nin teftiş görevi sırasındaki giderleri67

S.N Cinsi Miktarı

(Kr)

1. İstanbul'dan İzmir'e kayık ücreti 240

2. Kumpanya kayık ücreti 30

3. İzmir'den Sakız'a giderken dört çift menzil kayığı68na verilen

300

4. Padişah için İzmir'den alınan Manisa navulu 112,5

67 VGMA, Defter No: 998, s. 19.

68 Haberleşme amacıyla kullanılan kayık. Fehmi Yılmaz, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Gökkubbe, İstanbul 2010, s. 420.

(13)

Şefaattin DENİZ

JHS 59 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

5. Sakız'da keklik için avcıya verilen 50 6. Kaymak vs. tedariki için meydana gelen perakende

masraf

215

7. 6 ay zarfında meydana gelen yemek masrafları 2.100 8. Çeşme'den İzmir'e bargîr (beygir) ücreti 100

9. Yol masrafları 25

10. İzmir'den İstanbul'a vapur ücreti 240

11. Reşid Efendi'nin 6 aylık maaşı 2400

Toplam 5.812,5

Reşid Efendi Sultan Abdülmecid'in adayı ziyareti öncesi Mecidiye Camii'nin vaziyetini muayene ve teftiş etmek, hem de padişahın mutfak işlerini tanzim etmek gibi görevlerini tamamladıktan sonra İstanbul'a geri dönmüştür. Artık hem ada, hem de Mecidiye Camii padişahın gelişine hazır durumdadır.

Mecidiye Camii, çeşmesi, suyolları, muvakkithanesi, tuvaletleri ve bunların giderlerinin karşılanması için yapılan 11 adet mağazanın toplam maliyeti 396.470,5 kuruşa ulaşmıştır.69 Bu meblağın 174.865 kuruşu satılan dükkan arsaları muaccelatından,70 20.000 kuruşu Sultan II.

Mahmud'un vakıflarına ait muhterik menzil71lerin satılmasından, 11.262 kuruşu Sakız Adası mal sandığından karşılanmış, bu şekilde inşaatın birinci devresindeki 206.127 kuruşluk masraflar karşılanmıştır. Cami ve çeşme eksiklerinin giderildiği, mağazaların inşa edilmesi sonucu ortaya çıkan 140.355.5 kuruşluk masraf ise, Sakız Adası'nda bulunan köylerinin vergisinden tahsil edilerek ödenmiştir.72

7. Sultan Abdülmecid'in Mecidiye Camii'ni Ziyareti

Sultan Abdülmecid, halkı yakından tanımak ve yöneticileri denetlemek gibi amaçlarla padişahlığı döneminde üç farklı seyahate çıkmıştır. İlk seyahati İstanbul çevresindeki şehirleri kapsamış, bu çerçevede 26 Mayıs ile 12 Haziran 1844 tarihleri arasında İzmit, Bursa, Çanakkale, Midilli ve Gelibolu'yu ziyaret ederek İstanbul'a dönmüştür. Sultan ilk seyahatinden iki yıl sonra Rumeli seyahatine çıkmıştır. 6 Mayıs 1846'da Çırağan Sarayı'ndan başlattığı gezisinde Ayestefanos, Büyük Çekmece, Silivri, Çorlu, Burgaz, Kuleli, Edirne, Zağra-i Atik, Karapınar, Kazanlık, Gabrova, Tırnova, Rusçuk, Silistre, Şumnu, Yassı Tepe ve Varna'yı görmüş, oradan da Eser-i Cedid adlı vapurla 14 Haziran 1846'da İstanbul'a geri dönmüştür.

Padişah üçüncü seyahatinde rotasını Cezayir-i Bahr-i Sefîd olarak adlandırılan Akdeniz Adaları'na çevirmiştir. Belki bu defaki seyahati, 1829 yılında bağımsızlığını kazanan ve Akdeniz adalarını kendisine bağlamak isteyen Yunanistan'a gözdağı vermek içindir. 1 Haziran

69 VGMA, Defter No: 1002, s. 88.

70 Esasında burada satış diye kasdedilen icareteyn ile kiraya verilmesidir. Bu işlem gerçekleşirken bir miktarı peşin olarak tahsil edilerek buna muaccel, aylık kira ödemesine de müeccel adı verilmektedir.

71 Bir yangın neticesinden yanmış büyük ev manasına gelmektedir.

72 VGMA, Defter No: 999, s. 89.

(14)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 60

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

1850'de Taif Vapuru ile İstanbul'dan hareket eden Abdülmecid, Girit, Rodos, İstanköy, Sisam, Sakız ve Bozcaada ile Marmaris, Bodrum, Kuşadası ve Gelibolu gibi kıyı kentlerini de ziyaret ederek 24 Haziran 1850'de İstanbul'a geri dönmüştür.73

Sultan Abdülmecid adalar seyahati sırasında Sakız'a dönüş yolunda uğramıştır. O, 17 Haziran'da Sisam'dan geçerek önce Kuşadası önlerine gelmiş, geceyi burada geçirdikten sonra 18 Haziran Salı akşamına doğru Sakız Adası'na ulaşmıştır. Padişahı adaya gelişinde Sakız kaymakamı Hüseyin Sücûdi Efendi ve halk karşılamış, üç gün üç gece adada kalan padişah, burada kendisine ikamet merkezi olarak kaymakam Hüseyin Sücûdi Efendi'nin şehir merkezi dışındaki konağını seçmiştir. Sultan Abdülmecid adada kaldığı süre zarfında hem istirahat etmiş, hem de halkla yakın temasta bulunmuştur. Cuma selamlığının ardından vakıflarının bir parçası olarak inşa ettirdiği Mecidiye'de cuma namazını eda etmiş, yani bir nevi camiin resmi açılışını gerçekleştirmiş, ikindi vakti adadan ayrılarak karşı kıyıda olan Çeşme'ye geçmiştir.74

8. Mecidiye Camii'nin Bugünkü Durumu

Çeşme'den Sakız'a giderken limana yaklaştığınızda Mecidiye Camii'nin kubbe ve minaresi ile karşılaşırsınız. Sahil şeridi boyunca binalar bulunduğundan Mecidiye'yi tüm çıplaklığı ile göremezsiniz. Mecidiye Camii, Triandrias Meydanı’nda, Kanari Sokak, Nu:10’da bulunduğu 15 Ekim 1927 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tescil edilmiştir.75 Demir kapılı cami avlusundaki tabeladan Mecidiye Camii'nin Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Bizans Eserleri Müzesi olduğu anlaşılmaktadır.76 Avludan girişin hemen solunda asırlara meydan okumuş yaşlı bir çınar ağacı, yine girişin solunda Mecidiye Çeşmesi bulunmaktadır. Çeşmenin üç tarafı açık olup, doğu cephesi başka bir yapıya bitişiktir. Kuzey yönünde tarih taşı bulunmaktadır. Kitabesinde aşağıdaki metin yazılıdır.

Zülâl-i 'ayn-ı şevket Hazret-i Abdü'l-Mecîd Han'ın O şâhın mevce-i deryâ-yı cûdî cûşa geldikce Husûsiyle bu sûye ideli icrâ inâyâtın

O hâkân eylesün nûş-ı miyâh-ı âfiyet dâim Bu târîh itdi Zîver kilki yek mâsûra-i cevher

Bu çeşme tarihi Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün vezniyle yazılmıştır. İkinci çeşmenin tarih taşı ise kayıptır. Çeşme ve camiye tarih düşüren Zîver Paşa'nın77 Dîvân ve

73 Yunus Özger, "Sultan Abdülmecid'in Cezayir-i Bahr-i Sefîd (Akdeniz Adaları) Gezisi", Türk Dünyası Araştırmaları, Sa. 193, İstanbul 2011, s. 121-144.

74 Takvim-i Vekâyi', Sayı 427, s. 1; Ahmed Lütfi Efendi padişahın bu seyahatini Takvim-i Vekayi'den aynen alarak herhangi bir yorum ve değerlendirmede bulunmamıştır. Bkz. Vak'a-Nüvis Ahmed Lütfî Efendi Tarihi, c. 9, Yayınlayan: M. Münir Aktepe, Edebiyat Fakültesi Matbaası, İstanbul 1984, s. 31.

75 Neval Konuk; Midilli, Rodos, Sakız ve İstanköy’de Osmanlı Mimarisi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Ankara 2008, s. 44-45.

76 Müze 08.00 -15.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olup giriş ücreti 2 €'dur. Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.

77 Osmanlı devlet adamı ve şairdir. İstanbul Topkapı'da dünyaya geldi. Henüz on yaşında babası ölünce Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi onu manevi evlatlığa kabul etti. Darphane ve Defterhane kalemlerinde çalıştı. Fransızca öğrenmeye gayret etti. Hâlet Efendi'nin idam edilmesinden sonra bir süre Balıkesir'de kaldı, ancak daha sonra affedilerek İstanbul'a dönmesine izin verildi. Tersane Eminliği, Evkâf ve Darphane Nazırlığı, Meclis-i Âli-i Tanzîmat ve Meclis-i Vâlâ üyeliği, Rumeli defterdarlığı gibi büyük küçük birçok görevlerde bulundu. Son olarak vezaret rütbesiyle Harem-i Şerif meşihatı görevinde bulunduğu sırada 12 Haziran 1862'de vefat etti. Daha geniş bilgi için bkz. Hasan Aksoy, "Zîver Paşa", c. 44, DİA, İstanbul 2013, s. 474-475.

(15)

Şefaattin DENİZ

JHS 61 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Münşe'ât'ındaki beyitler kayıp tarih taşındaki verileri ortaya çıkarmaktadır. Her iki tarih taşındaki tam metin şu şekildedir:

Zülâl-i 'ayn-ı şevket Hazret-i Abdü'l-Mecîd Han'ın Cihânı feyz-i lutfı eyledi sîrâb ser-tâ-pâ

O şâhın mevce-i deryâ-yı cûdî cûşa geldikce Garîk-i lücce-i ihsân olur dünyâ vü mâ-fîhâ Husûsiyle bu sûye ideli icrâ inâyâtın

Yapup bu çeşmeyi kıldı Sakız sükkânını irvâ O hâkân eylesün nûş-ı miyâh-ı âfiyet dâim Revân oldukça dehre feyz-i Hak âb-ı hayât-âsâ Bu târîh itdi Zîver kilki yek mâsûra-i cevher

Şehen-şâh-ı cihân Sakız'da kıldı çeşmeyi ihyâ (1264)78

Kuvvetle muhtemel bu beyitlerin bir satırı çeşmenin bir yüzündeki tarih taşında, diğer satırı ise diğer yüzündeki tarih taşında yazılıydı.

Avlunun girişinin sağındaki yapı ise muhtemelen muvakkithane idi. Camiye on basamaklı mermer bir merdivenle çıkılmaktadır. Giriş kapısının sağında üç, solunda ise iki olmak üzere beş pencere bulunmaktadır. Son cemaat mahallinin bulunduğu mekân müze görevlilerinin misafirleri karşıladığı yerdir. Son cemaat mahallinden asıl mekâna giriş kapısının üzerinde camiin tarih taşı bulunmaktadır. Üç sütun ve altı satırdan oluşan bu kitabede aşağıdaki metin yazılıdır;

Şehenşâh-ı cihân-bân-ı zamâne Kesîrü'l-ma'delete Abdü'l-Mecîd Hân Olub âsâr-ı cûdı dehre şâmil

Virir dünyâya ahdî zînet ü şân Cihân hayrâtı ile buldı zînet Vücûd-ı pâkî olmuş zıll-ı Yezdân

Bu hısnın (kale, hisar) hâricinde yokdı câmi' Yapub bu ma'bedi nâs oldı şâdân

Leb-i deryâda bu câmi' yapıldı Sakız bak sayesinde buldı 'unvân Ezân-ı şevketin tâ rûz-ı mahşer İlâhî kıl zaferle zîb-i devrân Olur itmâmına târih Zîver

78 Zîver Paşa Dîvân ve Münşe'ât, Haz. Mehmet Arslantürk, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas 2009, s. 555.

(16)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 62

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Bu beyt-i nazm olunca cevher-efşân Sakız'da kıldı bu câmi binâsın

Şeh-i pür-mecd-i dehre Abdü'l-Mecîd Hân (1264).

Camiin mihrab ve minberi bugün belirgin olarak durmaktadır. Mihrab son derece sade olup üzerinde herhangi bir yazı bulunmamaktadır, ya da restorasyondan sonra kaybolmuştur.

Minberde ise Lâ ilâhe illâllâh Muhammeden Resûlullâh yazılıdır. Camiin içinde yine Müslüman ve Rumlara ait mezar taşları vardır. Bu mezar taşlarının bir tanesi çift minareli bir cami motifli olup, Osman Çavuş'un kızı Halime Kadın'a aittir. Ayrıca burası bir müzeye dönüştürüldüğünden Bizans dönemine ait çok sayıda obje bulunmaktadır.

Sonuç

Osmanlı Devleti'nin en hayırsever padişahlardan birisi olan Sultan Abdülmecid'in Sakız Mecidiye Camii'ni yaptırmasındaki temel amaçlardan birisi, adada meydana gelen ayaklanmalardan sonra buradaki Müslüman Türk varlığını hissettirmeye yöneliktir. Kale dışında bir caminin olmaması, adada yaşayan Müslüman Türklerin bu yönde bir talebinin bulunması da camiin inşa edilmesinde etkili olmuştur. XIX. Yüzyılda İstanbul'da inşa edilen yapılar üzerinde Rum-Ermeni usta ve mühendislerin belirgin etkisine rağmen buradaki yapıyı inşa eden mühendis ile yardımcılarının hepsinin Türk olması önemlidir.

Mecidiye Camii kompleksi ile gelir amaçlı yapılan mağazaların toplam maliyeti yaklaşık 400.000 kuruştur. Tespit edilen bu veri bize 1850'li yıllarda bir caminin toplam maliyetinin ne olabileceği konusunda bir fikir verdiği gibi, benzer vasıflara sahip yapıların meblağları hakkında da kanaat belirtmemize imkân sağlamaktadır. Ayrıca toplam maliyetin neredeyse yarısına yakınını işçi ücretlerinin oluşturmuş olması maliyet analizleri açısından önemlidir.

İnşaat harcamalarının kaynağını, vakfın dükkân arsaları muaccelâtı, muhterik menzillerin (yanmış evler) satılması, Sakız mal sandığı ve köylerinden toplanan vergiler oluşturmuştur.

Çeşme ve suyolları için 25-30 bin kuruşluk bir maliyet öngörülmesine rağmen maliyetin 50 bin kuruşa çıkmış olması öngörülerin tutturulamadığını göstermektedir. Cami minaresi için harcanan meblağdan bir minarenin ortalama maliyetinin 10 bin kuruş olduğu sonucu çıkarılabilir. Mecidiye'nin inşasından sorumlu olan personelin aldığı aylıklar ise, 1850'li yıllarda mühendis ve mutemet gibi kişilerin maaşları hakkında önemli ipuçları vermektedir.

Mecidiye'nin hasır, halı, şamdan, alem, tarih taşları ve aydınlatma gibi işlemleri için sarf edilen miktarlar net olarak ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmayla Mecidiye'nin tuğra ve tarih taşlarının Mehmed Rıfat Efendi tarafından yapıldığının tespit edilmesi, Türk hat sanatı tarihine önemli bir katkı sayılabilir. Cami inşaatının tamamlanması akabinde buraya imam, müezzin, muvakkit, vaiz ve dersiamdan oluşan beş kişilik bir hizmet personeli atanmış olup, bunların vakfa aylık maliyeti 605 kuruş olmuştur. İnşaatın tamamlanmasından sonra buraya teftiş için bir görevlinin gönderilmesi işe büyük önem verildiğini göstermektedir. Müfettiş başarılı çalışmayı takdir etmesi yanında eksiklikleri de tespit etmiş, teftiş raporları doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Ayrıca bu müfettişin teftiş masrafları ile ilgili verilerin de elimizde bulunması ayrı bir kıymeti haizdir.

Sultan Abdülmecid, Sakız Mecidiye Camii'nin açılışı çerçevesinde adalar gezisine çıkarak, hem inşa ettirdiği camiyi ziyaret etmiş, hem de adalar üzerinde hesaplar yapan Yunanistan'a gözdağı vermiştir. Adaya bu anlamda yatırımlar yapmakla buraların ihmal edilmediğini, devletin burada kalıcı olma niyetinde olduğunu göstermek istemiştir.

(17)

Şefaattin DENİZ

JHS 63 H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

Mecidiye Camii'nin inşa edildiği dönemle ilgili sahip olduğumuz bilgiler, geçmişle bugün arasında mukayese imkânı sunmaktadır. Şöyle ki, Mecidiye'nin bir ibadet mekânı olarak yapılmasına rağmen, bugün Bizans eserleri müzesi olarak kullanılması aslına uygun olarak kullanılmadığını göstermektedir. Esasında buranın aslına uygun olarak kullanılması, adaya gelecek Müslüman ziyaretçilerin ibadet ihtiyaçlarını karşılayabilmesi açısından daha doğru olacak, adaya yapılan ziyaretleri daha da yoğunlaştıracaktır. Ayrıca cami inşaatı tamamlandığında burada bulunan iki tuğra taşı, çeşme ve muvakkithanenin üzerinde bulunan iki alem ile çeşme tarih taşlarından birisinin olmadığı saha ziyaretimiz sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bu eksiklerin giderilmesi caminin bütünlüğü açısından önemlidir.

Kaynaklar

Arşiv Kaynakları (Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi)

Sultan Abdülmecid Han Vakfiyesi, Kasa No: 50, Defter No: 1419.

Ahkâm-ı Sultân Abdülmecid Han, Defter No: 997.

Cânib-i Nezâret-i Evkâf-ı Hümâyûn, Defter No: 998.

Mecidiye, Defter No: 999.

Mecidiye, Defter No: 1002.

Gazete

Takvim-i Vekâyi', Sayı 427.

Kitap, Makale ve Tebliğler

3 Numaralı Mühimme Defteri Özet ve Transkripsiyon, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 1993.

Ahmed Lûtfî Efendi, Vak'anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, c. 1, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999.

AKIN, Himmet, Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1968.

AKSOY, Hasan, "Zîver Paşa", c. 44, DİA, İstanbul 2013, s. 474-475

CAHEN, Claude, Osmanlılardan Önce Anadolu, Çeviren: Erol Üyepazarcı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000.

CANTAY, Tanju, "Alem-Mimari", DİA, c. 2, İstanbul 1989, s. 354-356.

Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekâyiât, Hazırlayan: Abdülkadir Özcan, TTK Yayınları, Ankara 1995.

DENİZ, Şefaattin, "Ortaköy Camii'nin İnşa Sürecinde Gayri Müslim Yönetici, Usta ve Tüccarların Rolü", II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Bildirileri 27- 29 Mayıs 2014, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2014, s. 693- 707.

EMECEN, Feridun, "Aydınoğlu Umur Bey: Kısa Bir Biyografi Denemesi", Aydınoğulları Tarihi, Editörler: Mehmed Ersan-Mehmed Şeker, Cüneyt Kanat, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2013, s. 41-62.

(18)

Sakız Mecidiye Camii'nin İnşaat Süreci ve Açılışı

JHS 64

H i s t o r y S t u d i e s Volume 7 Issue 4 December

2015

ERİNÇ, Sırrı-Talip Yücel, Ege Denizi Türkiye ile Komşu Ege Adaları, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1978.

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 9. Kitap, Hazırlayanlar: Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, Robert Dankoff, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2005.

FLEET, Kate, Türk-Ceneviz Ticareti, Türkiye İşbankası Yayınları, Çeviren, Özkan Akpınar, İstanbul 2009.

İNAL, Mahmud Kemal, Son Hattatlar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1970.

Kâtip Çelebi, Tuhfetü'l-Kibâr Fî Esfâri'l-Bihâr, Hazırlayan: Orhan Şaik Gökyay, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2007.

KONUK, Neval, Midilli, Rodos, Sakız ve İstanköy’de Osmanlı Mimarisi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Ankara 2008.

Kritovulos, İstanbul'un Fethi, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2005.

MADEN, Fahri-Mustafa Eğilmez, Sakız Vak'ası, Roza Yayınevi, İstanbul 2012.

Mehmed Esad Efendi, Vak'a-nüvîs Es'ad Efendi Tarihi, Hazırlayan: Ziya Yılmazer, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2000.

MERÇİL, Erdoğan, Selçuklu Devletleri Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995.

MORDTMANN, J. H., "Sakız Adası", İA, c. 10, İstanbul 1967, s. 94-97.

Mustafa Sâfî'nin Zübdetü't-Tevârîh'i, Hazırlayan: İbrahim Hakkı Çuhadar, c. 1, TTK Yayınları, Ankara 2003.

Mükrimin Halil, Düsturname-i Enveri, Devlet Matbaası, İstanbul 1928.

Mükrimin Halil, Düsturname-i Enverî Medhal, Evkaf Matbaası, İstanbul 1930.

OSTROGORSKY, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Çeviren: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1981.

ÖRENÇ, Ali Fuat, "Sakız Adası", DİA, c. 36, İstanbul 2009, s. 6-10.

ÖZCAN, Abdülkadir, Anonim Osmanlı Tarihi 1688-1704, TTK Yayınları, Ankara 2000.

ÖZGER, Yunus, "Sultan Abdülmecid'in Cezayir-i Bahr-i Sefîd (Akdeniz Adaları) Gezisi", Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 193, İstanbul 2011, s. 121-144.

ÖZTÜRK, Nazif, "Evkaf-ı Hümayun Nezareti'nin Kuruluş Tarihi ve Nazırların Hal Tercümeleri (2), Vakıflar Dergisi,Sa. 16, Ankara 1982, s. 31-42.

SÖNMEZ, Neslihan, Osmanlı Dönemi Yapı ve Malzeme Terimleri Sözlüğü, Yem Yayıncılık, İstanbul 2007.

TURAN, Şerafettin, "Sakız'ın Türk Hakimiyeti Altına Alınması", Tarih Araştırmaları Dergisi, c.4, Sa. 6, Ankara 1968, s. 173-199.

Uşşâkîzâde es-Seyyid İbrâhîm Hasîb Efendi, Uşşâkîzâde Târihi, c 1, Hazırlayan: Raşit Gündoğdu, Çamlıca Basım Yayın, İstanbul 2005.

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, c. 1-2-3/1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1983.

Referanslar

Benzer Belgeler

11 We demonstrate that incubation of mesangial cells with specific inhibitors of PI-3K potently blocked the increase in HIF-1α protein levels by Ang II, suggesting that PI-3K

(2) a significant difference in beliefs about the pain management and opioid analgesics occurred among nurses on different care unit, and (3) higher education level and attendance at

Fourteen cases of angioimmunoblastic T-cell lymphoma (AITL) were excluded as there were no reliable criteria to differentiate whether the CD52-positive cells were neoplastic

[r]

[r]

B UNDAN bir ay kadar evvel İstanbul Posta Müdüriyeti lüt­ fen bana telefon ederek, Türkiye’de tiyatronun teessüsünün yüzüncü yıldönümü münasebetiyle

tarafından 1999’da yapılan araştırmada, “kendi kendine ilaç alı- mı” ile “Klinikte uygulanan DGT”, “Evde sağ- lık personeli tarafından uygulanan DGT” ,”Evde

Uygulanan strateji etkinliklerinin ders konularının öğrenilmesine katkıları, ders çalışma, çalışmaları planlama, kontrol etme ve değerlendirme