• Sonuç bulunamadı

KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING. Editör: Doç. Dr. Gökhan AYDIN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING. Editör: Doç. Dr. Gökhan AYDIN"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KORUNAN ALANLAR

PROTECTED AREAS

PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING

Editör :

Doç. Dr. Gökhan AYDIN

(2)

2

Korunan Alanlar // Protected Areas

(3)

3

KORUNAN ALANLAR (PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME)

PROTECTED AREAS (PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING)

Editör Doç. Dr. Gökhan Aydın

Kapak Tasarımı Ece Çalış Dizgi Ece Çalış, Murat Çeliker, Murat Kara ISBN 978-605-87432-0-5

*Bu kitapta yer alan bilgi ve yazıların bilimsel ve hukuksal sorumluluğu ilgili bölüm yazarına aittir.

(4)

İÇİNDEKİLER

BÖLÜM I. KORUMA AMAÇLI ALANLAR NASIL TANIMLANMALI?

Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü R.D.J. Catchpole

BÖLÜM II. PLANLAMA

Türkiye’deki Korunan Alanların Yönetim ve Planlaması: Köprülü Kanyon Milli Parkı (2007-2011) Adnan Yılmaztürk

Küre Dağları Milli Parkı Örneğinde Koruma Alanlarında Turizm Andrei Blumer, Duygu Baştanlar

Korunan Alanlarda Rekreasyon Taşıma Kapasitesi: Termessos Milli Parkı Örneği Selçuk Sayan

BÖLÜM III. YÖNETİM VE İZLEME

Tarım ilaçlarının koruma alanlarında biyolojik çeşitliliğe olan etkileri, mücadele ve denetimler Ahmad Mahdavi

Türkiye’de Biyolojik Materyallerin Toplanması, Kullanılması ve Karşılaşılan Sorunlar Gökhan Aydın

Böceklerin Korunan Alanların Sürdürülebilirliğinde Biyolojik Gösterge Olarak Kullanılma Olanakları Gökhan Aydın

BÖLÜM IV. KORUNAN ALANLARIN YEREL HALK İLE YÖNETİMİ Yerel sürdürülebilir kalkınma yolu olarak biyolojik çeşitlilik eylem planları Aysegul Çil

Ekosistem Hizmetleri ve Korunan Alanların Sağladığı Faydalar Başak Avcıoğlu Çokçalışkan

Koruma Alanlarını Olumsuz Etkileyen Konvansiyonel Tarıma Karşı Alternatif Tarım Yöntemi: Organik Tarım Gökhan Aydın

Türkiye’deki Biyolojik Çeşitlilik Koruması: Türkiye’nin Komşu Ülkelere Göre Konumu?

Max Kasparek

9

29

41

55

104 79

113

131

157

147

161

(5)

CONTENTS

CHAPTER I. HOW TO DEFINE SITES FOR PROTECTION?

Thinking beyond protected areas: systematic conservation planning and the role of ecological networks

R.D.J. Catchpole

CHAPTER II. PLANNING

Planning and management of PA in Turkey: Köprülü Kanyon National Park (2007-2011) Adnan YILMAZTÜRK

Tourism in Protected Areas on the Example of Küre Mountains National Park Andrei Blumer, Duygu Baştanlar

Recreation Carrying Capacity for Protected Areas: Termessos National Park Selçuk Sayan

CHAPTER III. MANAGEMENT AND MONITORING

Impacts of the pesticides to PAs’ biodiversity, their management and monitoring Ahmad Mahdavi

Understanding the Rules for Collection and Use of Biological Materials Gökhan Aydın

Using Insect as Bio-indicator for Sustainability of Protected Areas Gökhan Aydın

CHAPTER IV. PUBLIC INVOLVEMENT FOR A BETTER MANAGED PROTECTED AREA

Biodiversity action plans as a way towards local sustainable development Aysegul Çil

Ecosystem Services and the Benefits Provided by Protected Areas Başak Avcıoğlu Çokçalışkan

An Alternative Agriculture Method versus Conventional Agriculture That Have Negative Effects on Protected Areas: Organic Agriculture

Gökhan Aydın

Biodiversity conservation in Turkey: Where does Turkey stand compared to its neighbours Max Kasparek

171

187

200 213

237

265

273

290

317

308

321

(6)

6

Korunan Alanlar // Protected Areas

(7)

ÖNSÖZ

İnsanoğlu… Dört milyar yıldır yaşamın var olduğu kainatta ikiyiz bin yıl önce ortaya çıkmasına karşın yaşam için temel olan DENGE’yi alt üst etti. Yeryüzünde kalmayı başarmış sayısız canlının oluşturduğu zincirin tek bir halkasını oluşturan insanın neden olduğu çevre kirliliği, doğal kaynakların tüketilmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması, toprak, su, flora ve fauna yıkımı, ozon tabakasının incelmesi, hızlı nüfus artışı ve küresel iklim değişikliği son 100 yılda doğayı tahribinden yalnızca bir kaç örnek. Bazılarının ise geriye dönüşümü mümkün bile değil.

Yüz seksen bin yıl boyunca göç eden insanoğlu son 20 bin yıldır yerleşik yaşama geçti.

Avcılık, son 10 bin yıldan beri süre gelen ve tarihi bir dönüm noktası olan tarımın keşfi ile çoğu insan tarafından hobi haline geldi. Bu büyük devrim sayesinde medeniyetler kuruldu ve binlerce yıldır süren yiyecek telaşı son buldu. Emek ve zahmet harcanan çiftçilik, bir gelenek gibi nesilden nesile aktarıldı ve hala dünyanın en yaygın iş kolu. Bunca zamandır kas gücüne güvenen insanoğlu bir asırdan biraz daha öncesinde doğadaki enerjiyi kullanmanın da bir yolunu buldu. Güneş enerjisini 100 milyon yıldan uzun bir süre önce kendi bünyesinde hapseden milyonlarca bitki; kömür, gaz ve hepsinden önemlisi petrolün oluşumuna hizmet etti. Bu enerji insanoğlunun tarladaki işini kolaylaştırdı. Ancak bu süreç doğaya, son 50 yıllık bir süre içerisinde insanlığın tüm geçmişinden olduğundan çok daha fazla zarar verdi. Son 60 yılda dünya nüfusu neredeyse üçe katlandı. 2 milyardan fazla insan şehirlere taşındı. Küçük balıkçı kasabaları muazzam gökdelenlerin inşa edildiği birer metropole dönüştürüldü. Doğal kaynaklarla çalışan makineler sayesinde tarlada insanın işi kolaylaştı. Yalnızca 1 litrelik petrol 100 kişinin 24 saatte harcadığı enerjiyi üretiyordu. Tarım artık petrolün egemenliğinde ve yaşam artık petrole bağlı. İnsanoğlu tüm savunmasızlığına karşın hiçbir canlının yeltenmediği bir şekilde doğal yaşamın her köşesini parselleyerek dünyanın çehresi tamamen değiştirdi. Dünyada her şey birbirine bağlı olduğunu unutan insan, yaptığı tek ürünlü tarım ve aşırı sentetik pestisit ve gübre kullanımı sonucu zararlı dediği organizmaların populasyonunun artmasına ve doğal dengenin bozulmasına neden oldu. Tarım nedeni ile nehirler kurudu ve zehirlendi. Zararlı organizmaların beslendiği kötü ürün ve kıtlık kullanılan sentetik pestisitler ve gübreler sayesinde geçici bir süre için unutuldu. İnsanlar yeşil devrim denilen bu süreç içerisinde birim alandan daha fazla verim almaya başlasalar da, aslında havaya, toprağa, bitkilere, hayvanlara, sulak alanlara zehirli atıklar bıraktılar ve doğayı daha da mahvettiler. Sonrasında hastalık ve zararlılara dayanıklı, bol mahsül veren, farklı iklimlere adapte olmuş tohumlar ortaya çıkardılar ve son 100 yılda çiftçilerin binlerce yıldır yarattığı tüm ürün çeşitliliğinin dörtte üçü yok oldu. Artık laboratuvarlarda üretilen tohumlardan elde edilen ürünler sıklıkla kullanılıyor ve her geçen gün bitki çeşitliliği azalıyor. Toprağa atılan her sentetik pestisit ve gübre doğal dengeyi biraz daha bozuyor, bazı canlıların artışını, bazılarının azalışını ve hatta yok oluşuna neden oluyor.

(8)

Artan insan nüfusu et tüketimi artışını da beraberinde getirdi. Hazır yemle beslenen ve hayatları boyunca mera yüzü görmemiş hayvanlar etleri için tüketildiler. Öyle ki üretilen tahılın çoğu hayvan yemi ya da biyo-yakıt olarak kullanıldı. Kaynakların sınırlı olduğunu unutan insanoğlu, canlı türlerini de tehdit etti ve iklim değişikliği bu tehdidi daha da arttırdı. Ekilebilir toprakların %40’ı uzun vadeli hasar gördü. Her yıl 13 milyon hektar orman yok oldu. Son 15 yılın ortalama sıcaklıkları bu zamana kadar kaydedilen en yüksek sıcaklıklar oldu. Kıta buzulu 40 yıl öncesine oranla %40 inceldi.

Kuzey kutup bölgesindeki buzul 30 yıl içinde yüzey genişliğinin %30’unu kaybetti. Bu şekilde devam ederse 2050 yılında dünya üzerindeki canlı türlerinin dörtte birinin yani yaklaşık 500 bin türün yok olabileceği bilim insanları tarafından tahmin edilmekte.

Gezegenimizde yaşayan her canlının farklı bir rolü ve özel bir işlevi vardır. Doğada gereksiz ya da zararlı yoktur. Terazi sürekli dengededir.

Düzenlenen bu kitap, korunan alanların planlanması, yönetimi ve izlenmesi temel konularını kapsamaktadır. Süleyman Demirel Üniversitesi, Atabey Meslek Yüksekokulu’nda 2011 yılında düzenlenen “Doğa İçin Korunan Alanlar: Türkiye ile Avrupa Birliği Ülkeleri Arasında Bilgi Transferi ve Öğrenme Ağı” isimli I. Uluslararası Çalıştay’da sunulan ve sonrasında ulusal ve uluslararası düzeyde doğaya gönül veren bilim insanları ve çalışanlarının katkılarıyla zenginleştirilen kitabın doğayı tanıyan ve böylelikle seven her insana fayda sağlaması dileklerimle. 21 Ekim 2011, Isparta.

Gökhan AYDIN (Editör)

(9)

131

BÖLÜM IV

KORUNAN ALANLARIN YEREL HALK İLE YÖNETİMİ

Yerel sürdürülebilir kalkınma yolu olarak biyolojik çeşitlilik eylem planları

Ayşegül Çil Program Yoneticisi, Doğa ve Toplum ECNC – Avrupa Doğa Koruma MerkeziHollanda E-posta: cil@ecnc.org

Referans: Bu makale Finlandiya Hükümeti tarafından desteklene ve halen devam etmekte olan projenin temel bulgularına ve ECNC tarafından yayinlana kılavuz kitabın ana bölümlerine dayanarak hazırlanmıştır.

Anahtar kelimeler: biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri, yerel biyolojik çeşitlilik eylem planı (BEP), katılım, doğa ve toplum, Güneydoğu Avrupa.

1. Giriş

Biyolojik çeşitliliğe yönelik yerel eylemler biyolojik çeşitliliğin daha iyi korumasını garantilemek ve ekosistem hizmetlerinin devamını sağlamak için gereklidir. Yıllarca süren anlaşmazlık ve istikrarsızlıktan sonra, Batı Balkanlardaki ülkeler daha istikrarlı ve gittikçe artan bir hayat kalitesine doğru gelişme göstermektedir. Özellikle kırsal kesimlerde yerel halk fakirlik ve işsizlik ile yüzleşmeye devam etmektedir.

Güneydoğu Avrupa birçok yerel bitki örtüsü dahil çok sayıda ender yaşam alanlarına ve türlere sahiptir. Bunların arasında Boz Ayı, Vaşak ve Kurt hayvanlarına ev sahipliği yapan dağ karışımlı ormanlar; pelikanlara, ördeklere ve balıkçıllara sığınak olan ama aynı zamanda geleneksel ve yaygın olarak çok doğal sulak alanlar bulunmaktadır. Birçok yerde bu zengin biyolojik çeşitlilik hala çoğunluğa el değmemiş halde bulunmaktadır ve yerel sürdürülebilir kalkınma için önemli bir varlık teşkil etmektedir. Ancak, biyolojik çeşitlilik Güneydoğu Avrupa’da, özellikle ekilebilir arazilerde, dağlık bölgelerde ve sahil bölgelerinde ciddi bir

(10)

132

Korunan Alanlar // Protected Areas

tehditle karşı karşıyadır. Biyolojik çeşitliliğin tükenmesinin öncelikli nedenlerinden bazıları arazi kullanımındaki değişiklikler, şehrin yayılması, altyapımı gelişimi, asitleşme, ötrofikasyon, çölleşme, aşırı sömürü, tarımın yoğunlaşması ve/veya terk edilmesi, turizmin kalkınması ve iklim değişikliğidir. Sahil bölgeleri, nehirler ve sulak alanlar kısa vadede en çok tehditle karşılaşan yerlerdir. Uzun vadede ise, dağlardaki çayırlık alan ekosistemleri de savunmasız haldedir. Bu tehditlerin ana nedenleri şunlardır: ekonomik aktivitelerdeki değişiklikler, sosyo-politik etkenler, milli sermayenin ve ekosistem hizmetlerinin ekonomik değerlerini kavramak için geleneksel ekonomideki başarısızlık. Biyolojik çeşitlilik bölgenin AB’ye kattığı önemli bir değerdir, ancak son on yılda hızlı ekonomik kalkınma ve toplumsal değişimler gibi tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. 4 Doğal alanların kullanımın devamı için daha esnek, insan merkezli ve ileriyi gören bir yaklaşımın varlığına açıkça ihtiyaç duyulmaktadır.

Birçok nedenle belediyeler biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi ve korunması için kilit rol oynamaktadır. Daha geniş biyolojik çeşitliliğe sahip ekosistemler fiziksel rahatsızlıklara, doğal afetlere ve istilacı türlere karşı daha dirençlidir. Farklı ekosistemler hava ve su arıtımı, polen taşıyıcıları çekmek gibi benzerini yapmanın çok pahalı olduğu ekolojik hizmetler sağlarlar ve bilim ve tıp alanındaki ilerlemeler için doğal materyaller sunarlar. Ekolojik anlamda zengin alanlar doğayı bölgeye taşıyarak bölge sakinleri ve turistler için bir dinlenme yeri sağlarlar. Bu projenin içeriğinde yer alan yaklaşım, biyolojik çeşitliliği ve çeşitliliğin yerel topluluklara sunulan hizmetler açısından sağladığı faydaları, yerel kalkınma politikaları ve eylemleri gibi başlıkları dik kesen bir konu olarak ortaya koymaktadır (ör. polen taşıyıcılık, su arıtımı, sürdürülebilir ormancılık, eko turizm, vs.)

Bu makale, uluslararası bir projenin5 bir parçası olarak, kırsal belediyelerin ve Güneydoğu Avrupa’daki yerel toplulukların sürdürülebilir kalkınmasına hizmet eden biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlere yönelik detaylı ve bileşik bir yaklaşım olan “Yerel Biyoceşitlilik Eylem Planları (BEP)”’na içerikli bir arka plan sağlamaktadır. Bir yandan temel biyolojik çeşitliliği koruma başlıklarını tespit eden (kırmızı listedeki türler, risk altındaki ekosistemler, gelecek baskıları), bir yandan da sürdürülebilir turizmin kalkınmasına yönelik fırsatları araştıran BEP’ların gelişmesiyle, bunların korunması sağlanabilir. Seçili belediyelerdeki hissedarlar da BEP’ları hissedar katılımı, iletişim ve bilinçlenmeyle beraber pro-biyolojik çeşitlilik iş fırsatları (ör. sürdürülebilir ekoturizm) yaratarak ve ortaklıklar geliştirerek uygulamaktadırlar. Proje on belediye ile olan çalışmalara ağırlık vermiştir: 1) Peshkopia (Arnavutluk); 2) Goražde and Srebrenica (Bosna Hersek); 3) Gostivar and Mavrovo – Rostuša (Makedonya); 4) Pljevlja and Žabljak (Karadağ); 5) Bajina Bašta and Čajetina (Sırbistan); ve 6) Dragash (Kosova).

Proje, yerel topluluklar ve bilim adamı olan ve olmayan uzmanlar ile birlikte biyolojik çeşitlilik ve ekosistem korumasına ilişkin eylem planları geliştirmiştir ve şu an öncelikli eylemler uygulanma aşamasındadır. Projenin aracı her bölgedeki çalışma gruplarına

________________

4 Kaynak: UNDP, 2009; http://europeandcis.undp.org/environment/seeurope

5Avrupa Doga Koruma Merkezi / ECNC) Finlandiya Dışişleri Bakanlığınca finanse edilen ve Bölgesel Çevre Merkezi (REC) ve Batı Balkan ülkelerindeki ülke ofisleriyle ortaklasa uygulanan projeyi yonetmektedir.

(11)

133

dağıtılan kendi eylem planlarını geliştirmeye yardımcı bir kılavuz kitaptır. Bu araç ve onun değişken mekanizmaları Türk koruma alanlarında uygulanabilir bulunmuş ve sürdürülebilir arazi kullanımı, tarım, su idaresi, turizm gibi koruma alanlarının dışındaki sektör tabanlı karar mercileri, stratejiler ve belediyenin yıllık planlarına da uyarlanması mümkün görülmüştür.

2. Yerel Biyolojik Çeşitlilik Eylem Planı: Kavramsal Çerçeve 2. 1 Temel kavramlar

Biyolojik çeşitlilik

Biyolojik çeşitlilik bütün halleriyle doğanın kendisidir. Ormanları, çayır alanlarını, suları (nehirler, akıntılar, göller) ve bitkiler ile hayvanları kapsar. Ormanlarda ve çayırlarda toplanan mantarların ve şifalı bitkilerin, göller ve nehirlerdeki balıkların, dağlardaki ayıların, ormanlardaki yarasaların ve çayırlardaki kelebeklerin etrafını sarıp sarmalar. Etinden sütünden beslendiğimiz hayvanlar, bahçelerimizde yetiştirdiğimiz ekinler de buna dahildir.

Bizler de bu biyolojik çeşitliliğin bir parçayız ve hep beraber bizi saran yaşam örgüsünü oluşturmaktayız.

Biyolojik çeşitliliğin birçok farklı yapı taşı vardır. Bir evin tuğlalara, döşemelere ve pencerelere ihtiyacı olduğu gibi, biyolojik çeşitliliğinde bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak için farklı unsurlara ihtiyacı vardır. Bir ev barınak olurken, biyolojik çeşitlilik evimizi yaşanır kılan yiyeceği, yakıtı ve suyu temin eder. Biyolojik çeşitliliğin temel yapı taşları şunlardır: türler, yaşam alanları, ekosistemler ve genler.

Türler: Dünya çapında yaklaşık 1.75 milyon tür tanımlanmıştır ve tahmin edildiği üzere bun- lar şu an Dünya’da mevcut olma ihtimali olan toplam sayının %13’üne karşılık gelmektedir.

Mikroorganizmaların dışında en önemli ve çeşitken grup böceklerdir. Diğer çeşitli grupların arasında mantarlar, bitkiler, likenler ve yosunlar bulunmaktadır. İşte bu nedenle alınan herhangi bir önlemin karizmatik veya büyük türlerden ziyade bu tür grupları üzerinde ne kadar etkili olduğu önemlidir. Ör.

Boz ayılar. Her türün bir rolü vardır ve içinde bulunduğumuz ‘yaşam ağını yaratırlar.

Yaşam alanları: Farklı bitki türleri genelde yaşam alanları olarak adlandırılan ekolojik toplulukları oluşturmak için çeşitli ( çoğunlukla kendine özgü) kombinasyonlarla bir araya gelir. Toprak tipi, nem yeterliliği ve iklim gibi çevre faktörlerine karşı tepkisel olarak yıllar içerisinde meydana gelmişlerdir.

İnsan faaliyetleri de biyolojik çeşitlilik değeri yüksek yaşam alanlarını yaratmaya ve şekillendirmeye yardımcı olmuştur, ör. Şifalı bitkiler yönünden zengin çayır alanları. Bu yüzden, önemli biyolojik çeşitlilik unsurları sadece türlerin kendisi değil, aynı zamanda bu türlerin kendine özgü ve farklı şekillerde oluşturdukları kombinasyonlardır. Önemli yaşam alanları her yerde oluşabilir. Bu, itinayla korunan bir Milli Park’taki yaşlı bir orman veya geleneksel ve yaygın bir otlatma sistemindeki zengin bitki örtüsü olabilir. İkisi de önemlidir, ancak ürünlerinin faydaları açsından farklı değerlendirilebilirler.

Uygulamada, sadece birkaç cins bilimcinin tanımlayabileceği bağımsız türlere kıyasla yaşam alanlarını tanımak ( ve yönetmek) daha kolaydır. Biçilen değerlere ve önceliklere karar verildiği anda, devam etmesi gereken temel süreçler kadar önemli bitki yaşam alanları da kolaylıkla tanımlanabilir.

(ör. Beyaz kızılçam ormanı)

(12)

134

Korunan Alanlar // Protected Areas

Ekosistemler : Bir ekosistem bir veya birden çok yaşam alanına sahip olabilir. Ekosistem bütün tür- lerin belli bir yerdeki fiziksel çevreleriyle olan etkileşimlerinin genel toplamıdır. (ör. Bitkiler, hay- vanlar ve mikroorganizmalar) Ekosistemler ormanda çürüyen tek bir ağaç kütüğünden, nehirlerin havzalarına, hatta göç eden türler için, farklı kıtalara kadar birçok ölçekte işler. ‘Mal ve hizmetler- in’ insanlar için önemli olması kadar, bu etkileşimler ve fiziksel süreçler de türlerin ve yaşam alanlarının sürdürülmesine yardımcı olmaları açısından önem taşır. Örneğin bir gölün etrafındaki besin döngüsü çok fazla suni gübreleme ile altüst edilirse, sadece biyolojik çeşitliliğin azalmasına değil, aynı zamanda hayvanları zehirleyen ve yemek için avlanılabilecek balıkları öldüren mavi- yeşil yosunların çoğalmasına neden olabilir. Bu ürünlerin, ör. yiyecek yedekleme ve hizmetlerin, ör.

temiz su, yok olması anlamına gelir.

Genler: Genler sonuçta türlerin, yaşam alanlarının ve ekosistemlerin çevredeki değişimlere uyum sağlama becerilerini yönetir. Bunlar göz rengi ve boy gibi fiziksel özellikleri belirleyen hayatın temel yapı taşlarıdır. Bir tür aynı görünse bile, bölgesel ırklar belirli bir bölgede gelişmek üzere adapte olmuş olabilirler. Bu olay çoğunlukla daha verimli ve başka bir yerde yetişen çeşitlerine kıyasla hastalıklara daha dirençli bölgeye özgü ürün çeşitlerinde görülür. İzolasyon uzun zaman dilimlerine yayıldığı zaman o yere özgü türler başka hiçbir yerde görülemez, ör. Karadağ kelebeği (Edraianthus montenegrinus). Dünyada başka hiçbir yerde bulunmadıkları için bir bölgeden yok olmaları gezegendeki nesillerinin tükenmesine yol açacaktır.

Sürdürülebilir kalkınma

Sürdürülebilir kalkınma destekleyici ekosistemlerin taşıma kapasiteleri içerisinde hayat standartlarının iyileşmesidir.

Doğal ve yarı doğal ekosistemler tarafından sağlanan çok çeşitli hizmetlerin değeri çok yakın geçmişte bu kadar açık belirginlik kazanmıştır. Bu durum kısmen yaşam tarzlarımızda daha fazla sürdürülebilirlik sağlamak ve daha sürdürülebilir bir kalkınma elde etmek için artan faaliyetlerle ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilir kalkınma birçok şekilde tanımlanabilir.

Dünya liderleri 1987’de Norveç’te bir araya gelip bundan böyle ekonomik aktivitelerin topluma ve çevreye mal edilmeyeceğini söylerken, bunun ‘ gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama becerilerinden ödün vermeden günümüz ihtiyaçlarını karşılayan bir kalkınma’

olduğunu söylemişlerdir (Brundtland, 19876). Hemen ardından, Doğayı Koruma Uluslararası Birliği (IUCN), Birleşik Devletler Çevre Programı (UNEP) ve Evrensel Doğa Fonu (WWF) bunu

‘sürdürülebilir kalkınma destekleyici ekosistemlerin taşıma kapasiteleri içerisinde hayat standartlarının iyileşmesi’ olarak tanımlanan bir sürdürülebilir yaşam stratejisi olan ‘Dünyayı önemseme” ile daha da geliştirdi. Bu strateji ekosistem hizmetlerinin temel rolünün altını çizmektedir.

Daha yakın geçmişte, Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması’nın 2. maddesinde sürdürülebilir kullanım şöyle tanımlanmıştır: ‘ biyolojik çeşitliliğin uzun vadede düşüşüne yol açmayacak hızda ve böylece mevcut ve gelecek neslin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayacak şekilde biyolojik çeşitlilik bileşenlerin kullanımıdır.’

________________

6Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (1987) Ortak Geleceğimiz. Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu

(13)

135

Brundtland Komisyonu sürdürülebilir kalkınmanın devamı için dengede olması gerek üç unsurdan bahsetmiştir. Bu üç unsurdan, sosyal, çevresel ve ekonomik , genellikle ‘İnsanlar, Gezegen ve Kazanç’ olarak bahsedilir. Diğer bir deyişle, ekonomik refaha (Kazanç) yönelik hamleler çevrenin itinalı yönetiminin (Gezegen) önüne geçmemelidir ve toplumun bireylerine (İnsanlar) mal olmamalıdır. Bu demektir ki, bu üç unsur aynı anda göz önüne alınmalıdır.

Kutu 1: Sürdürülebilir kalkınmanın temel unsurları Sosyal kalkınma – İnsanlar

Yaşanabilir bir gelecek için, insanların ihtiyaçları eşit şekilde karşılanmalıdır. Bu ihtiyaçla- rın arasında tıbbi desteğe ulaşmak, uygun barınma, yiyecek ve temizlik bulunmaktadır.

Ayrıca, insanlar olabildiğince yüksek yaşam standardı ister ve bunu yaparken başkaları- na zarar vermemelidir. Sürdürülebilir kalkınma bu ihtiyaçları eşitlik, eğitim ve yerel top- luluklara yöneltmektedir.

Çevre Koruması- Gezegen

Dünya gezegenin sınırlı sayıda kaynağı bulunmaktadır. Hepimizin temiz havaya, te- miz suya, yaşayacak yere ve de herkes için iyi kalitede gıda sunacak üretime ihtiyacı var- dır . Sürdürülebilir insan faaliyetleri gelecek nesillere sağlam miras bırakılması amacıy- la Dünyadaki çevreyi koruma yolları araştırmaktadır. Bugünlerde tartışılan konular ara- sında kürsel ısınma, denizlerdeki balıkların fazla avlanması, çölleşme ve biyolojik çeşitli- liğin kaybı bulunmaktadır.

Ekonomik kalkınma- Gelir

Dünyada yaşayan insanlar en iyi yaşam koşullarını hak etmektedir. Tıbbi bakım, temiz- lik ve eğitimi geliştirmek ve insanlara iyi bir yaşam kalitesi sunmak ekonomik faaliyetler yardımıyla zengin bir nesil ile mümkün olacaktır. Sürdürülebilir ekonomiler dünya paza- rında da rekabetçi olmalıdır. Çok pahalı ürünler çevre dostu olsalar bile devamlılık gös- termez.

Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli hedefi gelecek vaat eden sosyal, ekonomik ve ekolojik sistemler yaratmak ve devamlılığını sağlamaktır. Geleneksel olarak, tasarım kakında alınan kararlar, konum ve kalkınmanın idaresi ‘denge’ bağlamında ele alınmıştır.

Caddelerin büyümesi ve ulaşım altyapısıyla ilgili sosyal ve çevresel sermaye kaybı (örneğin) biyolojik çeşitlilik üzerinde ve yarattığı kirlilik ile de insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır ve dağıtılan malların potansiyelini arttırmanın ve hammadde sağlamanın ekonomik faydalarına karşı bu durumun dengede tutulması gerekir. Ancak, sürdürülebilir kalkınmanın başarısı değiş tokuştan kaçınan, sosyal, çevresel ve ekonomik sermayenin mevcut seviyelerinin devamını sağlama yolları arayan yerel merciler tarafından alınan bilinçli kararlar ile sağlanmalıdır. Bunun iyi bir örneği AB Yaşam Alanı Yönergesinin uygulanmasında görülebilir. Eğer bir kalkınma bir Doğal 2000 alanı içerisinde biyolojik çeşitlilik üzerinde kayda değer bir etki yaratacaksa, teklifin uygulanmasının içerisinde aynen tazminatın ödenmesi ve azaltılması bulunursa sadece ilerlemesine izin verilebilir. Bu sayede çevresel ve milli sermaye (ör. biyolojik çeşitlilik) korunabilir.

(14)

136

Korunan Alanlar // Protected Areas

Sürdürülebilir kalkınmanın temel faktörü olan biyolojik çeşitlilik

Biyolojik çeşitlilik doğa sistemlerinin bizlere ekolojik hizmet sağlamasında temel bir faktördür. Yaban hayatının dağılımı ve arazinin dokusu karmaşık etkileşimlerin bir ürünüdür. Taşın, toprağın ve iklimin temel fiziksel özellikleri esas yapının ortaya çıkmasını ve süregelen etkileşimi sağlar, ancak detaylar binlerce yıllık insan faaliyetleriyle, arazi kullanımın ve yönetiminin geçmişi ve ilgili etkileri ile şekillenir. İnsan faaliyetlerinin kendisi de ekonomik, sosyal ve çevre güçlerden etkilenir. Avrupa’ya özgü bu etkileşimlerin sonucu geleneksel kültürel uygulamaların çeşitli ekonomik, sosyal ve çevresel hizmetleri tetiklediği

‘çok işlevli arazilerin’ kademeli kalkınması olmuştur. Özellikle, bu uygulamalar karakteristik bitkilerin, hayvanların ve yaşam alanlarının çeşitliliğini destekler. Biyolojik çeşitlilik ailelerin, toplumların, ulusların ve gelecek nesillerin eline baktıkları kaynaklardır. Her bir organizmayı, yaşayan bütün canlıların kendilerine ait bir yer ve role sahip oldukları bağımsız topluluklar veya ekosistemlere bağlayan bir bağlantıdır.

Ekosistem hizmetleri

Doğal ve yarı doğal ekosistemler dünyanın kaynaklarının devamlı kullanımı için gerekli temel fonksiyonlar sağlar. Yiyecek, içme suyu ve hammaddeler gibi saklanabilir üretimler halinde ön tedariklerinin yapılması; karbon sekestrasyon, atık arıtma ve suyun geçişini yavaşlatma gibi düzenleyici fonksiyonlar; insanları doğrudan etkileyen kültürel hizmetler;

ve diğer hizmetlerin devamını sağlayan ve genetik çeşitlilik ile hayvan yaşamı döngülerinin devamını içeren yaşam alanı veya destekleyici hizmetler buna dahildir.

Birçok ekosistem hizmetleri birbiriyle bağlantılıdır ( örneğin, öncül üretim, fotosentez, besin döngüsü, su çevrimi hepsi aynı biyolojik süreçlerin farklı yönlerini içerir). Açıkça ortaya çıkan gerçek Avrupa’nın ciddi boyutlarda süregelen biyolojik çeşitlilik kaybının ekosistemlerin kendi doğal üretim kapasitesini arttırmaya ve fonksiyonlarını düzenlemeye yönelik becerilerindeki düşüşün bir yansıması olduğudur. 2006 senesinde Avrupa Komisyonu’ndan çıkan ‘2010 senesi – ve sonrası itibariyle biyolojik çeşitlilik kaybına son verme’ hakkındaki bildiride şöyle anlatılmaktadır: ‘Son yıllarda, insanlık, yaşamlarımızı zenginleştiren kalkınmadan çok fayda sağladı. Ancak, bu kalkınma doğa sistemlerinin, yani biyolojik çeşitliliğin hem çeşitlerinde hem de boyutlarında ciddi bir düşüşe neden oldu. Ekosistemler, türler ve genler düzeyinde bu biyolojik çeşitlilik kaybı sadece doğanın bir değer teşkil etmesinden dolayı değil, ayrıca doğal sistemlerin sağladığı ‘ekosistem hizmetlerinde’ bir azalmayla sonuçlanması açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda geçim biyolojik çeşitliliğin önemi kalkınmanın önemli bir parçasıdır ve rekabeti, büyümeyi, işgücünü ve geçim kaynaklarını destekler.’

Bu ekosistemler çoğunlukla hiçbir pazarlama ve fiyat olmaksızın kamuya aittirler ve bu yüzden kayıpları mevcut ekonomik teşvik sistemleri tarafından genelde tespit edilmez ve böylece hiç durmadan devam eder. Milenyum Ekosistem Değerlendirmesi (MA) insanların ekosistemlere ve onların sağladıklarına dair gitgide bilinçlenmesi doğrultusunda büyük adımlar atmışlardır. Değerlendirmeler insanoğlunun refahına önemli katkı sağlayan ekosistemler hakkında politikacıların bilinç düzeyini artmıştır.

(15)

137 Tablo 1: Bir Ekosistem hizmetleri listesi

Temel hizmet çeşitleri ERZAK HİZMETLERİ

1 Yiyecek (ör. Balık, av hayvanı, meyve) 2 Su (ör. içme, sulama, yemek yapmak için)

3 Hammaddeler (ör. Lif, kereste, yakacak odun, hayvan yemi, gübre) 4 Genetik kaynaklar (ör. Mahsul kalitesini arttırmak için ve tıbbi amaçlı)

5 Tedavi edici kaynaklar (ör. Biyokimyasal ürünler, modeller ve test organizmalar) 6 Dekoratif kaynaklar (ör. zanaat işleri, dekoratif bitkiler, evcil hayvanlar, moda)

DÜZENLEYİCİ HİZMETLER

7 Hava kalitesini düzenleme (ör. (ince) toz ve kimyasalları, vs. toplama)

8 İklim düzenleme (karbon sekestrasyon, bitki örtüsünün yağış üzerindeki etkisi, vs.) 9 Aşırılıkların dengelenmesi (ör. Fırtınadan korunma ve selin önlenmesi)

10 Su akışının düzenlenmesi (ör. Doğal boşaltım, sulama ve çölleşmenin önlenmesi) 11 Suyun işlenmesi (özellikle su arıtımı)

12 Erozyonun önlenmesi

13 Toprak verimliliğinin bakımı (toprak oluşumu) 14 Polinasyon

15 Biyolojik kontrol (ör. Tohum dağılımı, zararlı böcekler ve hastalık kontrolü) YAŞAM ALANI HİZMETLERİ

16 Göçmen türlerin yaşam döngülerinin devamı (bakım hizmetleri) 17 Genetik çeşitliliğin devamı (özellikle gen havuzu koruması)

KÜLTÜREL HİZMETLER 18 Estetik bilgi

19 Tatil ve turizm fırsatları

20 Kültür, sanat ve tasarım fikirleri 21 Manevi deneyim

22 Bilişsel gelişim bilgisi

Kaynak: Maes, J., Paracchini, M-L., La Notte, A. ve Bidoglio, G. Ekosistem hizmetleri ve biyolojik araştırması

@ IES-JRC, Brüksel Biyolojik Çeşitlilik Hizmetleri toplantısı powerpoint sunumu, 19 Kasım 2009; Milenyum Ekosistem Değerlendirmesi raporlarından uyarlama , 2005; Politik Durgunluğun Maliyeti, TEEB 2008.

(16)

138

Korunan Alanlar // Protected Areas

Biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri arasındaki bağlantı

Biyolojik çeşitlilikteki değişimler ekosistemlerin müdahaleler sonucu iyileşme ve hizmet sağlama potansiyelini etkiler. Bir tür belli bir yerden yok olduğunda ( küresel olarak nesli tükenmese bile) veya yeni bir konuma geçtiğinde, bu türlerle ilişkili ekosistem hizmetleri değişiklik gösterir. Daha genel anlamda, bir yaşam alanı dönüştürüldüğünde, o yerdeki mevcut türlere yönelik eko hizmetlerin dizilimi de değişir ve bu da insanlar üzerinde doğrudan veya dolaylı etkiler meydana getirir. Biyolojik çeşitlilikteki değişimler uzun vadede ekosistem hizmetlerinde birçok dolaylı etkide bulunur. Bunlardan bazıları ekosistemlerin değişen çevreye uyum sağlama kapasitesini etkilemek, (orta kararlılıkta), ekosistem süreçlerinde oransız, geniş çapta ve dönüşü olmayan değişikliklere neden olma, bulaşıcı hastalıkların bulaşma potansiyeli üzerindeki etiksi, ve tarımsal sistemlerde, değişken bir çevrede ekinlerin başarısızlığa uğrama ve zararlı böcekler ile patojenlerin potansiyel etkilerinde değişiklikler yaratmaktır ( orta-yüksek kararlılıkta) .

2.2 Neden Biyolojik çeşitlilik?

Biyolojik çeşitlilik yemek masamıza yiyecek ve et sağlar. Bizlere giysi ve yapı malzemeleri temin eder. Sellerin ve fırtınaların etkilerini azaltır. İnsanoğlunun refahının ve kişisel ilhamların kaynağıdır. Ayrıca yerel ve ulusal bir gurur kaynağı da olabilir.

Biyolojik çeşitlik topraktaki en küçük bakteriden, ormandaki en büyük hayvana kadar etrafımızı saran bir ‘yaşam dokusu’ sağlar. Tıplı hepimizin içinde olduğu bir cankurtaran salı gibi bizi ortak bir kaderle birleştirir. Çok fazla taşırsa, batar. Çevresel sınırların aşıldığı insan topluluklarının ve bütün medeniyetlerin çöküşü tarih boyunca belgelenmiştir. Daha yakın geçmişte, tarımsal yoğunlaşma Kuzeybatı Avrupa’daki polinatörlerdeki önemli düşüşün bir nedeni olarak görülmektedir. Neredeyse mahsullerin üçte ikisi polinasyon gerektirir ve bu eğilim devam ederse gelecekte gıda güvenliğine yönelik çok ciddi bir tehdit oluşturabilir.

Bizim göremediklerimiz en az belirgin hayat biçimleri kadar önemlidir. Hepsinin milyonlarca yıllık içinde gelişen ‘yaşam ağında’ bir rolü vardır. Verimli topraklarının devamlılığının sağlanmasında, temiz havanın üretiminde ve nehirlerin akışlarının düzenlenmesinde hepsinin kendi payına düşen bir rolü vardır. Farklı türler de insan toplulukları gibi birbirlerine bağımlıdır. Birbirleriyle etkileşime geçer, büyür ve ölürler. Bu değişimler çok geniş çapta olmadığı takdirde yaşam ‘meselesi’ süregelir ve ‘dokusu’ da bozulmadan devam eder. Kendimizi bizi saran doğal yaşamdan bir şekilde ayrı görmek kolaydır. Ancak aslında, kaderimiz ayrılamaz biçimde biyolojik çeşitliliğe bağlıdır. Yemek masamıza yiyecek, şöminemize yakıt, giysilerimize lif, ekinlerimize polinasyon ve evlerimize inşaat malzemesi sağlar. Sürekli kullanıldığında, biyolojik çeşitlilik gelecekte de sınırlı kaynaklar tükendiği zaman varlığını sürdüreceğini ümit ettiğimiz yenilenebilir kaynaklar sunmaktadır.

Biyolojik çeşitliliğin sadece belli bir bölgedeki türlerin sayısı olmadığı bilinmelidir. Biyolojik çeşitlilik insanoğlunun refahına ve ekonomik kalkınmasına yönelik ‘yeşil altyapı’ sağlar.

Bu sadece Milli Parklarda değil her yerde gerçekleşir. Kırsal alanlarımızın yeşillenmesi insan neslinin devamına olanak sağlayan önemli ‘mal ve hizmetler’ temin eder. Bunların devamlılığının önemi yaygın olarak kabul edilmektedir: ‘Biyolojik çeşitliliğin kaybı

(17)

139

ekosistemlerin verimliliğini azaltır ve sürekli olarak geçindiğimiz doğanın hizmetler sepetinin küçülmesine neden olur. Ekosistemlerin istikrarını bozar, seller, çölleşme, kasırgalar ve kirlilik gibi doğal afetlere ve iklim değişimi gibi insan kaynaklı sorunlara olan direnci azaltır. Zaten çölleşme ile çoğalan sel ve fırtına hasarları sonucu bunun çok büyük bir miktarını harcamaktayız ve böyle bir hasarın küresel ısınmayı hızlandırması beklenir’ ⁴ Biyolojik çeşitliliğin hem doğrudan hem de dolaylı yollardan sömürülmesi belirgin ekonomik faydalar sağlar. Örneğin, bir bölgeyi ziyaret eden kuş gözlemcileri tarafından harcanan para veya ekilen aromatik şifalı bitkilerin ihracat değeri biyolojik çeşitliliğin doğrudan faydaları arasındadır; ( ancak bu tür durumlarda dikkatli olunması gerekir, çünkü bazen nesli tüketme noktasında sömürü gerçekleşebilmektedir). Dolaylı ekonomik faydalardan bir tanesi nehir sularını düzenleyen ve yazın meydana gelen göçükler ile kışın olan çığlara karşı koruma sağlayan ağaçlandırılmış dağ havzalarıdır. Doğanın dolaylı yollardan değeri sadece ormanların yokluğundan kaynaklanan sellerin göçükler ve çığların yol açtığı doğrudan hasar maliyeti değil, aynı zamanda suni önlem tedbirlerinin dolaylı maliyetleridir. Çoğunlukla biyolojik kaynaklarla ilgili olan başka bir değer çeşidi daha vardır. Bunun ekonomik değerlerle bir ilgisi yoktur ve miktarının belirlenmesi olanaksızdır.

Değeri gelecekte kullanılma potansiyellerinden; çocuklarımız için biyolojik kalıtımın korunmasından veya daha basit anlamda diğer türlerin kendine özgü değerlerinin, bizimde koruyuculuk sorumluluğumuzun ortaya konmasından kaynaklanmaktadır.

3. Yerel biyolojik çeşitlilik eylem planı: katılım süreci

Bir Yerel Biyolojik Çeşitlik Eylem Planı (BEP) belediye tarafından bugün ve gelecekte yerel doğayı ve yaban hayatını korumak, yönetmek ve idare etmek için yapılması gerekenleri belirler. Bu sürece içerdiği faaliyetleri uygulayacak yöre insanlarını da dahil ederek geliştirilir ve uygulanır.

BEP birlikteliğin dinamik bir sürecidir ve önemli türlerin, yaşam alanlarının ve ekosistemlerin insanların ve çevreye faydalı olacak yerel faaliyetlerdir. Eylem planlarının temel işlevleri kabaca şunlardır:

• Çeşitli hissedarların yerel çalışma ortaklıklarını teşvik etme;

• Sorumluluk ve harekete geçme bilinci aşılama;

• Yerel topluluklarda bölgesel biyolojik çeşitliliğin önemini vurgulama;

• Uluslararası, ulusal ve bölgesel koruma önceliklerini gerçekçi bölgesel faaliyetlere dönüştürme;

• Mal ve hizmetlerin temini için koruma öncelikleri belirlemek;

• Yerel bölgeler için temel biyolojik çeşitlilik kaynakları ve öncelikleri belirleme;

____________

4 Sustaining Life on Earth - CBD Secretariat (2000).

(18)

140

Korunan Alanlar // Protected Areas

• Tür, yaşam alanı ve ekosistem önceliklerini karşılayabilen hedefler koyma;

• Yerel eylemler için etkili ve uzun vadeli ulaştırma mekanizmaları kurmak;

• Uygulama engellerinin üstesinden gelme ve fırsatlardan yararlanma;

• Gelecek finansları garantileyen bir belge sağlama;

• Gözlem, değerlendirme ve gelişim aşamalarına temel teşkil etme;

Yerel Biyolojik Çeşitlilik Eylem Planlarının birçok yararı vardır. Bunlardan en belirgin olanı yerel topluluklar ve toplumlarda bilinçlenmeyi arttırmaktır. Biyolojik çeşitliliğin değerinin ve benzersizliğinin, ve bunun bir bölgedeki insanların refahı ve yaşam kalitesiyle olan bağlarının altını çizer. Örneğin, daha iyi bir çevre daha çok turist çekerek daha fazla bölgesel ekonomik yatırım yaratır. Bir yandan da az bilinen türler ve yaşam alanları hakkında bilgi sahibi olmayı kolaylaştırır ( böcekler, yosunlar, vs. gibi) . Faaliyet gerçekleştirmek açısından BEP’ler bölgesel düzeyde sınırlı zaman ve kaynakların daha etkili kullanımının hedeflenmesini sağlar. BEP’ler paylaşılan sorumluluk ve ortak amaçlar doğrultusunda katılımı teşvik eder.

Yerel bilgi ve uzmanlığın havuzlanması, daha geniş bir işgücü dağılımı ve yatırımın tespiti ve dağılımı ile yönetimsel faydalar da sağlar. Belli sektörlerin biyolojik çeşitliliğin yararlarının (ör. ağaçlanma, mekansal planlama, avlanma, balık avlama, tarım, vs.) ulaştırılmasına nasıl katkıda bulunduğuna dair bir rehberliğin geliştirilmesi ve farklı gruplardan farklı üyelerin katılımıyla süreçte sektörler arası bir etkileşim sağlamak önem taşır.

Şekil 1: Eylem planlama süreci

(19)

141

Ekosistemler biyolojik çeşitlilik eylem planlaması için birleştirici bir motif sağlar. Daha etkili bir biyolojik çeşitlilik koruması için içerik hazırlamakla kalmaz, insan toplumunun mal ve hizmetler değerler dizisi ile olan etkileşimine yol gösterirler. Ekosistem Yaklaşımı BEP süreçlerinde faydalı 12 yol gösterici prensip ortaya koyar ve Biyolojik Çeşitlilik Anlaşmasının uygulanmasına yönelik önemli bir prensip içerir.

Planlar ana hissedarların katılımı ve birbiri ardışık soruların cevapları temel alınarak geliştirilmelidir. Mevcut biyolojik çeşitlilik kaynakları, bunların gelecekteki ve bugünkü ekonomiyle bağlantıları, bölgesel ve uluslararası önemi ve yerel topluluklara mal ve hizmetleri gelecekte de ulaştırmayı kolaylaştırma açılarından bugünkü durumun mantıksal bir düşünce tarzıyla tanımlanması gerekir. Etkisiz eylemlerin gözden geçirilmesi ve yeni planların uygun aralıklarla (ör. beş yıl) hazırlanması için sonuçların gözlemlenmesi de önemlidir. Başarı belirtilerinin sürecin başlarında insan yararına sunulması gelecek yönelimler ve daha geniş destek sağlamak açısından gereklidir.

BEP sürecindeki hissedarlar…

• doğrudan sürece dahil edilirler ve bu kişiler planlama, tasarım ile koruma, idare, yenileme veya yaşam alanı yaratmak ve türlerle ilgili konularda pratik kararlar alması gereken kişilerdir (ör. arazi sahipleri, müdürler, müteahhitler ve koruma NGO ları ve gönüllüler);

• plan veya aktiviteden doğrudan etkilenirler ve aynı şekilde katkıda bulunurlar, ancak çalışmaya doğrudan dahil olmazlar (ör. komşu arazi sahipleri, bölge sakinleri, avcılar, kuş gözlemcileri, tatil amaçlı kullananlar, vs.);

• izin, onay ve (finansal) desteklerine ihtiyaç duyulan kişilerdir ( ör. bölge ve belediye mercileri, yerel bakanlık temsilcileri, ajanslar ve devlet kurumları, vs.);

• toplum seferberliği veya toplumun bir kısmını temsil vasıtasıyla uygulamaya katılabilirler (ör. çevre örgütleri, seçilmiş memurlar, ticaret odası temsilcileri, ilçe danışmanlığı meclis üyeleri, dini liderler, vs.) ;

• doğrudan dahil olmayabilirler, ancak plan veya aktiviteye yönelik fikir üretebilirler (ör.

bölgenin tanınmış kişileri, yerel medya, seçilmiş memurlar, iş veya ticaret birliği liderleri, çevre organizasyonlar, ticaret odası temsilcileri, öğretmenler, ilçe grup üyeleri, dini liderler, vs.) ;

• coğrafi alanın dışında olabilirler, çünkü çevresel ve biyolojik çeşitlilik tehditleri ilgili belediyelerin sınırlarını aşan coğrafyalarda görülebilir.

Biyolojik çeşitliliğin korunması için yapılan eylem planlama sürecinde ortaklığın faydaları

• Ortaklıklar güvenilirliği ve meşruluğu arttırabilir. Örneğin, devlet tarafından tek taraflı alınan ve arazi sahiplerine dayatılan yönetim uygulamasına dair bir karar meşruluktan yoksun olabilir. Diğer taraftan, bir bölge ortaklığı tarafından alınan idari karar, bölgede bunu yaşayanlar tarafından alındığı için, son derece meşru olabilir.

(20)

142

Korunan Alanlar // Protected Areas

• Ortaklıklar amaçlara ve hedeflere sahip çıkılarak gerçekleştirilmesini sağlar. Hissedarlar karar alma sürecine dahil olduklarında, alınan kararlarda ve bunların gerçekleşmesinde daha çok söz sahibi olurlar.

• Ortaklıklar masrafları azaltır ve uygun maliyet sağlar. Örneğin, bir çiftçi çiftliğinde su idaresi isterse, kendi imkânları bir çiftçi çiftliğinde su idaresi isterse, kendi imkanlarıyla masraflı bir teknoloji kurmak zorundadır veya masrafları paylaşarak komşularıyla işbirliği yapar. Daha geniş alanların idaresi masraflarda azalma sağlar.

• Ortaklıklar ekolojik olarak uygun bir ölçekte yönetime olanak sağlar. Coğrafi doğa ve birçok çevre konularının ölçeği yasal sınırlar dahilinde yönetim ihtiyacı eğilimindedir ve böylelikle birden fazla arazi sahibi arasında işbirliği, en azından koordinasyon sağlanır.

Bunun yanı sıra, biyolojik çeşitlilik gibi konular bileşik bir idare gerektiren su, arazi ve hava gibi birden fazla çevresel araç içerir.

• Ortaklıklar amaçların kaynaklarla uyumlu hale gelmesine imkan sağlar. Doğa kaynakları yönetimi kendi amaçları ve öncelikleri olan çok sayıda farklı hissedardan oluşur.

Bu hissedarlar doğal çevreyi en iyi nasıl idare edebileceklerine dair fikir ayrıklıkları yaşayabilirler. Hissedarları beraber hareket etmeye teşvik etmek farklı hedefleri uyumlu hale getirmede ve tartışmalı durumlarda karşılıklı yararlı çözümler sağlamada izlenecek ilk yol olarak düşünülür.

• Ortaklıklar bilgiyi paylaşmada etkili bir mekanizma olabilir. Nadiren tek bir parti gerekli bilgiyi sakla ve çevreyle ilgili bir problemi çözmede uzmanlaşır. Hem bilimsel hem de bölgesel bilgiye sahip ortakları bir araya getirmek yenilikçi, bölgeyle ilgili ve az masraflı çözümler geliştirmeye yardımcı olur. Bu sayede, ortaklıklar amaca ulaşmada tek başına işin üstesinden gelemeyen ancak her birinin tamamlayıcı becerileri olan farklı özneleri bir araya getirirler.

• Ortak çalışma gereksiz çaba sarf edilmesini önler. Çoğunlukla birbirine yakın kişiler benzer işlerin sorumluluğunu alır. Beraber çalışarak her birey veya organizasyon katkıda bulunarak kaynaklarda tasarruf edebilir.

• Ortaklıklar paylaşımı ve kaynakların yedeklenmesini teşvik eder. Bir konu üzerinde beraber çalışarak bireyler harcanması gereken zamanı paylaşırlar ve yalnız olsalar erişemeyecekleri potansiyel yatırımlara ulaşabilirler.

Bir yerel Biyolojik Çeşitlilik Eylem Planı birçok adımdan oluşan iyi planlanmış bir süreçtir.

Resim 1’de görüldüğü üzere bu süreç doğrusal bir çizgi izlemez. Bu projenin çerçevesinde yer alan adımlar eylem planlamasının daha dinamik ve gerçekçi olması yollarını araştırır. BEP sürecinin, başka proje ve programlar gibi, iyi idare edilmesi gerekir. Sürecin başlangıcından itibaren gözlem ve değerlendirmenin temel aşamaları yerel belediyeler tarafından geliştirilen bir kılavuz kitapta açıklanır. Eylemin hareketliliği belediyede anket ve biyolojik çeşitlilik envanteri yapmaya ve ‘neyimiz var?’ sorusunu cevaplamaya ve ‘ne istiyoruz?’

sorusunu yanıtlamak için hissedarları sürece dahil etmeye odaklanmıştır.

(21)

143

Proje çalışmalarında ve alan ziyaretlerinde, başka bir yerde eylem planlama sürecine dahil olması olası ve aşağıda yer alan BEP dahilinde hissedar grupları bulduk:

a) Yerel hükümet birimleri/ görevliler BEP dahilinde birçok potansiyel eylemin onaylanması ve uygulamasında sorumluluk sahibidirler. Her gün aldıkları kararlarda biyolojik çeşitliliği göz önüne alabilir ve mekansal planlama, ulaşım, turizmi tarım, vs. gibi farklı sektörlerde BEP amaçlarını uygulayabilirler. Ayrıca eğitim, staj ve iş desteği gibi alanlarda rol üstlenirler.

Dengeli bir bakış açısı için hem profesyonel görevlilerden hem de belediyenin seçişmiş üyelerinden temsilcilerin bulunması iyi olacaktır.

b) Su ve enerji gibi tesislerin temsilcilerinin arazi ve su idaresinde bakımında önemli rolü vardır. Böylece kendi eylemlerini uygulayarak biyolojik çeşitliliğe yönelik amaçlar ve hedeflere ulaşılmasında doğrudan katkıda bulunabilirler.

c) Arazi sahipleri, çiftçiler, çiftlik idarecileri bir belediyedeki arazilere yönetim sağlar. Arazileri önemli yaşam alanları ve türleri içerecek ve büyük ihtimalle eylemleri BEP hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli katkıda bulunacaktır. Bu yüzden de ya kendilerinin ya da temsilcilerinin sürece tam katılımı önemlidir.

d) Dinlenmek veya geçinmek için avcılar ve balıkçılar biyolojik çeşitliliğe ihtiyaç duyarlar.

Kırsal alan konusunda bilgi sahibidirler ve içinde bulundukları yerel toplulukların etkin üyeleridirler ve bu onları BEP planlama sürecide önemli birer hissedar yapar.

e) Geçimlerini ormancılık, balık yetiştiriciliği, eko turizm gibi yerel doğal kaynaklara (ör.

yürüyüş, dağ bisikleti, balık avlama ve avcılık, vs.); yazlıklara ve bölge otellerine; ticari balıkçılık ve diğer endüstrilere bağlı olan iş dünyasının temsilcileri, sanayiciler ve girişimciler yenilenebilir kaynaklara ve üretim için temiz suya ihtiyaç duyan işletmelere bağımlıdırlar.

İşletme önemli bir ekonomik, kültürel ve politik güçtür ve kaynakların sürekli olarak idaresi ve işlenmesi uzun vadeli planları arasındadır

f) Çevre NGO’ları, yürüyüş ve bisikletçi grupları, , teknecilik organizasyonları, balıkçılık ve avcılık kulüpleri, bölge okulları ve üniversitelerindeki öğrenciler gibi çevreyi ve doğayı koruma ile ilgili sivil toplum örgütleri

g) Dini liderler ve köyün yaşlıları kırsal alanlarda liderlik rolünü üstlenirler bu gruplarda çok faydalı olurlar.

h) Tarım (tarımsal danışmanlar) gibi bölgesel devlet kurumları, bölgesel çevre denetçileri, bölgesel sağlık denetçileri ve bölgesel turizm büroları eylemleriyle BEP amaçlarının gerçekleşmesinde stratejik katkılarda bulunurlar tarımsal çevre yatırımı gibi düzenlemelerin gerçekleşmesini sağlarlar.

i) Yerel girişimler ve işgücü destek organizasyonları doğrudan destek sağlayarak, biyolojik çeşitlilikle ilgili iş ve pazarlama fırsatlarını tanıtarak ve sponsor destek şartnamelerine biyolojik çeşitlilik kriterini ekleyerek bilinçlenmede önemli rol oynarlar.

j) Biyologları ekoloji uzmanları ( ve diğer doğa bilimciler), arazi mimarları, arazi kullanım ve doğal kaynak planlayıcılarının içinde bulunduğu profesyoneller.

(22)

144

Korunan Alanlar // Protected Areas

k) Bölgedeki liseler, üniversiteler ve yerel biyolojik çeşitliliğe dair bilgi sahibi olabilecek ve BEP sürecine katkıda bulunabilecek okullar; özellikle biyoloji, ekoloji, çevre çalışmaları, jeoloji, ve diğer doğal bilimlerle ilgili bölümler.

l) Özel amaçları ve yerel toplulukları temsil eden belediye sakinleri.

m) Yerel gazetelerin temsilcileri, radyo ve televizyon temel mesajları yayımlayarak BEP’nin başarısında önemli fark yaratırlar. Ulusal medya kuruluşlarının ve internetin faydası görmezlikten gelinmemelidir.

Etkili iletişim ve BEP sürecinin teşviki yerel topluluklar arasında meşrutiyet ve destek sağlamada, önemli hissedarları gelişim aşamalarında bulunmaları ve hedeflerin gerçekleşmesi için geniş çapta mülkiyet sağlamaları yönünde desteklemede temel bir unsurdur. Katılım ve destek etkili uygulamada oldukça önemlidir ve bu yüzden ne kadar çok insan ve kuruluş BEP süreçlerinden haberdar olursa o kadar iyi olur. Belediye içerisinde belirli bir durumun ihtiyaçlarını karşılamak için basit bir iletişim planı yapmak faydalı olacaktır. En uygun iletişim yaklaşımını seçerken, şu üç temel soru cevaplanmalıdır:

1. Neyi iletmek istiyorum? (Mesaj)

2. Kime ulaşmaya çalışıyorum? (Hedef grup)

3. Seçili hedef gruba mesajımı en iyi nasıl aktarabilirim? ( Araç)

Bir iletişim planı ve sürecinin hazırlanması mesajın tarafsız mı yoksa ikna edici mi; gerçeklikle ilgili yoksa teknik mi, basit mi yoksa karmaşık mı; ve hedef grubunun anlayışlı mı yoksa düşmanca mı olup olmadığına bağlıdır. Bu etmenler iletişim aracını belirleyecektir ( yazılı, görsel, vs.) Çalıştaylar, sunumlar ve yarışmalar gibi etkinlikler bu amaçla düzenlenir. BEP’yı daha geniş kitlelere tanıtmaya yardımcı radyo, gazete ve televizyon sayesinde reklam yapılabilir. Herkesin büyük hissedarlarla veya toplumla iletişime geçme becerisi olmadığı unutulmamalıdır. Kaynakların mevcut olduğu yerlerde bu görevleri üstlenecek profesyonel ilişki uzmanlarını çalıştırmaya gayret edilmelidir. Bu anlamda medya, yukarıda değinildiği üzere, bu sürecin önemli bir tarafıdır.

Etkili iletişim konuları sunmak ve seçenekleri taraflarla tartışmak için haritalar, güzel hikayeler ve öykücülük gibi araçlardan yararlanmalıdır; önemli türlerin kullanımına dikkat çekmeli ( Boz ayı veya vaşak veya adı bilinen kuşlar ve kelebekler gibi daha küçük canlılar gibi) ve sağlam ekolojik temellere dayanmalıdır. Diğer yapıcı iletişim araçlarından bazıları şunlardır: biyolojik çeşitçililiğin ekonomik yararlarını hesaplama ve bunları hisse sahiplerine her seviyede belirgin kılmak; selin önlenmesi, temiz su üretimi ve havanın temizlenmesi gibi toplumun yararına bir çok hizmet sağlayan dolaylı yararlarını aktarmak.

(23)

145 Sonuç

Bir BEP’nin gelişimi ve uygulanmasındaki başarının altında her adımın dikkatlice alınması yatar. Planların başarılı olmasındaki temel faktör bölge insanlarının eylemlerin yürütülmesine olan katkılarıdır. Bu çerçeve biyolojik çeşitliliği yerel düzeyde korumak ve toplumun katılımıyla bir farkındalık yaratmak üzerine kuruludur. Bu çalışmada, katılıma, hissedarların sürece dahil edilmesine ve diğerleri ile arasındaki iletişime vurgu yapılmıştır (ör.

yaşam alanları ve türlerin korunması, araştırma, belgeleme, uygulama süreci ve eylemlerin gözlenip değerlendirilme aşamalarında bilimsel içerik sağlama)

Güneydoğu Avrupa’daki birçok yer gibi, Türkiye’deki birçok bölge de, artan şehir nüfusu, modern teknoloji ve getirileri kısa vadede gerçekleşen artan turizm zaten sürekli bir ekonomik kalkınmaya yol açmıştır. Nehirler ve yer altı suları kirlenmiş, ağaçlar kesilmiş, yaylalar ya kaderlerine terk edilmiş ya da aşırı sömürüye uğramış, havyamlar be balıklar aşırı avlanmayla karşı karşıya gelmiş, sulak alanlar kurutulmuş ve nehirler düzleştirilmiş ve derinleştirilmiştir. Ekosistem hizmetleri gerilemiş ve bu da doğanın ve biyolojik çeşitliliğin sunduğu hizmetlerin yok olmasına neden olmuştur. İyi haber şudur ki artık devletler ve devlet içi kurumlar yakın gelecekte her düzeyde bu düşüşü durdurmaya ve azaltmaya karar kılmışlardır. Bunun yanı sıra Yerel ve bölge düzeyindeki otoriteler biyolojik çeşitliliği yoksullukla mücadelede ve devam eden yerel kalkınmayı desteklemede önemli bir unsur olarak görmeye başlamışlardır. Devletin sorumlu olduğu alanlar ile beraber, bölgedeki hissedarlar, özellikle belediyeler ve arazi sahipleri, çiftçiler, ormancılar, bölgesel NGOlar, küçük işletmeciler ve vatandaşlar da doğal kaynakların korunmasından sorumludurlar. Biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerin iki önemli unsurunu oluşturduğu bölgedeki doğal kaynakların akıllıca kullanımın sağlanmasında hepsinin ayrı bir rolü vardır. En iyi sonucu elde etmek için ortak bir çalışma yürütmek son derece önemlidir. Bunda payı olan herkesin bilgisiyle katkıda bulunabilmesi ve sürece dair düşüncelerini katılımcı bir şekilde dile getirebilmeleri gerekmektedir. Türkiye’de olduğu gibi Güneydoğu Avrupa’nın birçok yerinde de, özellikle kırsal kesimlerde biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler hala çiftçiler, balıkçılar ve diğerleri i.in önemli bir geçim kaynağıdır. Bu hizmetler ayrıca bitki ve hayvanların, yaşam alanları ve çok işlevli arazilerin kullanılması; eko turizm; şifalı bitkilerin toplanması ve pazarlanması;

balıkçılık, yetkili ormancılık ve diğerleri gibi alanlara yönelik yenilikçi küçük biyolojik çeşitlilik işletmelerine fırsat sağlar. Böylece biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri özellikle uzak kalmış kırsal alalarda bölgesel işe alımların sağlanmasına, yoksullukla mücadeleye ve bölgenin daha istikrarlı ve uyumlu bir halde kalkınmasına doğrudan katkıda bulunur. Doğal hayatın arta kalitesi bölgeye daha çok ziyaretçi çekerek yerel yatırımlara dönüşebilir. Kültürel ve manevi kalkınmaya bir kaynak sunmasının yanı sıra, biyolojik çeşitlilik gelecek nesiller için bir gurur kaynağı ve mira olarak görülmektedir. Bu yüzden de birçok yerel gelenekleri için bu durum insanları ve biyolojik çeşitliliği birbirine bağlayan bir temel teşkil etmektedir.

(24)

146

Korunan Alanlar // Protected Areas

KAYNAKLAR

Local Biodiversity Action Planning for Southeastern Europe, A Handbook, with Jones-Walters, L., Catchpole, R., Mladenović, A., Çil, A., Snethlage, M., Čivić, K., Schrauwen, A., Sušić, S. and Solujić, A.S. ECNC, Tilburg, the Netherlands.

Secretariat of the Convention on Biological Diversity, 2004. The Ecosystem Approach, (CBD Guidelines) Montreal:

Secretariat of the Convention on Biological Diversity 50 p

Biodiversity matters for sustainable development, 2009. Editors: Snethlage, M. and Cil, A., ECNC, The Netherlands UNDP, 2009; http://europeandcis.undp.org/environment/seeurope

Referanslar

Benzer Belgeler

Klorofil a ve yardımcı pigmentler görünür ışık enerjisini soğurdukları zaman bu moleküllerdeki elektronlar uyarılırlar ya da enerji bakımından zengin hale

2005 tarihli Hasta Hakları Kanununda, yapılan her türlü tedavi konusunda hastanın iradesinin belirleyici olduğu, hastanın tedaviyi red hakkına saygı

Racoteq tarafından keşfedilen Tek Kablo Sistemi devrim niteliğinde bir gelişmedir: Alışveriş arabasının tekerleğini kilitlemek ve açmak için tek bir!. anten

• Environmental Science & Technology (Hakemlik Sayısı:2). • Applied Energy

Edirne Çevre Orman Müdürlüğü, çoğu sadece Türkiye'de yetişen 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu ile dünyada sadece Erzurum Karayazı'da yetişen bir tür ters lale

Park ve tampon bölge, doğal ekosistemler için barometreler yansıtan çok önemli yaban hayatı türlerine ve kuşlara ev sahipliği yapmaktadır: büyük et obur hayvanlar

Bölüm Başkanı SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ / HAMİDİYE SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ / EBELİK

•‘Need to Know’ programı yerel topluluklara kendi kimliklerini anlama ve yerel sorunlarını tanımlamalarına yönelik toplum güvenliği ve gelişimi projesidir....