;
Uluslararası
OSMANLI'DAN CUMHURİYETE ÇORUM Sempozyum
23-25
Kasım2007
II. CİLT
Yayma Ha.Zırlayanlar
Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ Doç.Dr. Mesut OKUMUŞ
İrfan YİGİT
I
Çorum Belediyesi Yayınları: 5 Çorum
2008
Sempozyum Düzenleme Kunılu
Mustafa TOPRAK (Çorum Valisi)
TuranATLAMAZ (Çorum Belediye Başkanı)
Prof. Dr. Serdar KILIÇKAPLAN (Hitit Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Ferhat KOCA (Hitit Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekan Vekili) Doç. Dr. Mehmet Mahfu.z SÖYLEMEZ (Hitit Üniversitesi ilahiyat Fakültesi) Doç. Dr. Mesut OKUMUŞ (Hitit Üniversitesi ilahiyat Fakültesi)
Doç. Dr. Muhit MERT (Hitit Üniversitesi ilahiyat Fakültesi) Ethem ERK OÇ (Araşhrmacı-Yazar)
Ali ALAKOÇ (Çorum Belediyesi) İrfan YİGİT (Çorum Belediyesi)
Sempozyum Sekretaryası
Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ, Hitit Ünv. ilahiyat Fakültesi Doç. Dr. Mesut OKUMUŞ, Hitit Ünv. İlahiyat Fakültesi
Ethem ERKOÇ, Emekli Öğretmen, Araştırmao-Yazar İrfan YİGİT, Çorum B~lediyesi.
Osman YÜZTGEÇ, Çorum Valiliği.·
,. Yayma Hazulayanlar
Doç. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ Doç. Dr. Mesut OKUMUŞ
İrfan YİGİT
~askı Yeri ve Tarihi
Lider Matbaacılık A.Ş. -ÇORUM
Yaymılauaıı Tebliğleriıı yasal tüm sorımılıtlıığıı yazarlanua aitti1'. Tebliğler Çonım Belediyesi'11detı iziıı aluımadau kısıne11 ya da tammneıı bir başka yayıııda kııllmıılmnaz veya elektrouik ortama aktanın ve kopyalaması yapılamaz.
isteme Adresi:
Çorum Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü Kent Arşivi Yeniyol Mah. Gazi Cd. Turgut Özal İşmerkezi Kat:3 ÇORUM Tel: O 364 225 08 1011539
E-posta: irfan-yigit@hotmail.com
II
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum - - - l 947
EBUSSUÜD EFENDi İLE Ş EM Sİ PAŞA'NIN
MANZUMYAZIŞMALARI
Muhittin Eliaçık *
Bu bildiride, Osmanlı Devleti'nin zirvede olduğu bir dönemde Kanfull ve
· IL Selim döneminde 30 .yıl şeyhülislamlık yapmış büyük bir din ve devlet
adamı olan Ebussuud Efendi ile onun muasın ve Kanfull zamanında Şam,
Rumeli ve Anadolu· Beylerbeyliği, Il. Selim zamanında vezirlik, ill.Murat
zamanında
da musahiplikyapmış
olanŞemsi Paşa ara;ındaki
manzumyazışmalar anlatılacaktır. Dedelerinden Kızıl Ahmed İsfandiyaroğulları
beyliğinin son beyi olan Şemsi Paşa, Şemsi mahlasıyla şürler yazmış,
Ebussuud Efendi de Hace Çelebi adı altında şairliği ile tanınmış, manzum fetvalar vermiştir. Bu
iki
devlet adamı arasında manzum yazışmalar1 olmuşsa da üzerinde pek durulmamıştır. Bu yazışmaların ağırlık noktasını Ebussuud Efendi imzasıyia yazılmış olan Şemsi Paşa'nın 41 beyitlik silsilenamesiyle, manzum Vikaye şerhi üzerinde yapılan tashihler oluşturmaktadır. Ebussuud Efendi'nin, divan sahibi iyi bir şair olan Şemsi Paşa'nın bilhassa manzum Vikaye tercümesine yaphğı tenkit ve tashihler onun şiir meydanında usta birkoşucu olduğunun açık bir delilidir. Ebussuud Efendi birinci sınıf bir şair
olarak kabul edilmese de şiiriere getirdiği tavsiye, izah ve yorumlar, bilhassa kinaye ve tevriye sanatlarında gösterdiği başarı onun derin şiir bilgisiyle kabiliyetini göstermektedir. Ebussuud Efendi imzasıyla mesnevi nazım şekliyle yazılmış olan Şemsi Paşa'nın 41 beyitlik silsilenarnesi ve Ebı,ıssuud
Efendi'nin kendisine sunulan beyitleri tashih etmesi ikisi arasında geçen manzum yazışmaların yoğunluğuna işaret etmektedir.
EBUSSUÜD EFENDi
Ebussuud Efendi(1490-1574) Akkoyunlu Uzun Hasan tarafından İstanbul'a gönderilip Fatih Sultan Mehmet tarafından hürmetle alıkonulmuş iki alim olan Mustafa İma di ve Ali KuşçU'nun torunudur. Babası Il. Bayezid'in gözde alimlerinden ve türbesi İskilip'te bulunan mutasavvıf Şeyh Muhyiddin
*Doç. Dr. Kırıkkale YniversitesiFen-Edebiyat Fakültesi
1 Manzum yazışma ifadesi yle, iki devlet adamuun karşılıklı şiir le söyleşmesi değil,
manzum metirıler üzerinde geçen fikir, kanaat, tashih, tenkit vs. ilişkileri
kastedilmektedir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---~948
Muhammed Yavsi, annesi ise Ali Kuşçu'nun kızı Sultan Hatun'dur. önce
babasından, sonra da Müeyyedzade Abdurrahman Efendi ile Karamanlı
Seyyit Süleyman'dan dersler almış, daha sonra sırayla 1516, 1522, 1525 ve 1528'de çeşitli medrese müderrisliklerine getirilmiş, 1533'te önce Bursa, sonra da İstanbul kadısı olmuştur. 1537'de bir rütbe atlayarak sekiz yıl yürüttüğü Rumeli kazaskerliğine yükselip 1545'te şey hillislamlığa getirilmiş ve ölümüne dek yaklaşık 30 yıl bu görevde kalmıştır. Osmanlı Devleti'nin zirvede olduğu
bir dönemde Kanuru ve II. Selim dönemlerinde30 yıl şeyhillislamhl yapan Ebussuud Efendi'nin doğum yeri eı;ki kaynakların çoğunda İstanbul
yakınlarındaki Müderris köyü verilmiştir. Ebussuud Efendi hakkında bilgi veren tezkirelerden sadece Beyarn'de onun İskilipli olduğu ifade edilmiştir.
Tuhfe-i Naili ve Türk Şairleri'nde onun İstanbul yakı.rl.Ianndaki Müde.rris köyünde doğduğu zikredilmiş, diğer tezkirelerde ise doğum yeri belirtilmemiştir.2 Müderrislik, kadılık ve kazaskerlik görevlerinden sonra 1545'de şeyhillislam olan Ebussuud Efendi özellikle İrşadü'l-akli's-selim ila- mezaya'l-Kur'aru'l-azim adlıArapça Kur'an tefsiri ve fetvaları3 ile ünlenmiştir.
Tefsir, hukuk, dil ve edebiyat sahalarında 30'a yakın eser vermiş olup 4
fıkıhtaki konumu Ebu-Hanife-i Saru, "Müfti's-sakaleyn" ve "Muallim-i sam"
nitelemelerine sebep olmuştur. Şuara tezkirelerinde Mevlana Hace Çelebi, Hace Çelebi Efendi, Hace Çelebi, Ebussuud Hace Çelebi, Hoca Çelebi veya Ebussuud başlıkları altında bilgiler verilmiştir.5 Ebussuud Efendi ile ilgili en
geniş
bilgiyi Sadettin Nüzhetvermiştir.
6 Ebussuud Efendi'nin Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleri olup özellikle Arapça şiirleri çok başarılı bulunmuş ve cahiliyye dönemi şairlerinden İmriü'l-Kays'dan daha şöhretli olarak gösterilmişfu.7 Eski tezkirelerde, "Bu matla'-ı pak-eş'ar-ı sı1znaklerindendür2 Zülfikar Güngör-Osmanlı Döneminde Çorıımlıı Dlvi1ıı Şairleri-GÜ Çorıını halıiyat Fak.
Dergisi, 2005/1-2, IV /7-8, s .. 63.
3 Şetjlıiilislam Ebııssııfid Efendi Fetva/arı, (haz: Ertuğrul Düzdağ), İstanbul1972.
4A.Akgündüz, "Ebussuud Efendi", DİA, İstanbul1994, X/365-371.
5 Edimeli Sehl, Tezkire-i Se/ıl, Mntbaa-i Am idi, 1325, ss. 30-31; Kınalızade Hasan Çelebi, Tezkiretii'ş-Şııari1, (haz.İbrahim Kutluk 1TK, Ankara 1989, I/347-351; Ahdi-Gülşen-i Şuara(haz.Süleyman Solmaz, GÜ SBE Doktora tezi 1996/260-261); Riyaz'i-Riyi1zii'ş
şııari1(haz. Nanuk Açıkgöz, AÜ DTCF Y.lisans tezi, 1982/18-20); Tuhfe-i Naili, I/238;.
Sadettin Nüzhet E rgun, Türk Şairleri, İstanbul ts., ill/1198-1207 6 Sadettin Nüzhet Ergun, age, ill/1198-1207.
7 Beyarn Mustafa bin Caruııah, Tezkiretii'ş-Şııarii, (haz.: İbrahim Kutluk, 1TK. Yay., Ankara 1997,ss. 87-89)
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---~---~949
hayli aşıkane ve rindane vili'olmışdur"/ "Bu eş'ar zade-i tab'-ı pür- iktidarlandır"/ "Bu bir iki eş'ar-ı belagat-şi'fu. ol efadıl-ı nam-dar ve iftihar-ı rüzgarın netice-i tab'-ı dürer-bar ve reşehat-ı aklam-ı anber-nisandır ki .. "10 sözleriyle şairliği ve şürleri övülen Ebussuud Efendi'yi Sadettin Nüzhet
başanlı bir şair olarak görmemiş ve hakkında şu değerJendinneyi yapmıştır:
"Ebussufid sanatkar bir şair olarak gösterilemez. Vücuda getirdiği
manzumeler ekseriyetle lirizmden mahrumdur; bununla beraber geniş bilgisi
dolayısıyla
kalemealcİığı şürler
umumiyetle cemiyetlidir."11 Ebussufid Efendi her ne kadar çok başanlı bir şair görülmese de şililerinin bazısında lirizmiyakaladığı da görülmektedir. Ebussuud Efendi'nin talebe~i ve o devrin en büyük şililerinden Bill onu överfaşağıdaki şüri yazmıştır:
Ser-i efadıl-ı liflik miiftl-i filem
Sipilır-i fazl u kenıfil ftjtfib-ı cfih u eel/il
İmfim-ı saf!-ı eflidıl emir-i hayl-i kir/im Emin-i dfn ii devlet lıfice-i hılceste-lıısfil
Ebı1 Hanife-isani Ebussuud ol kim Fezfiil içre olupdur eflidıl ona ıyfil
Fetvalan bir kanun maddesi gibi olan Ebussuud Efendi, manzum sorulara manzurn, seeili sorulara da seeili cevap vermiş, soru hangi dildense cevabını o dilden vermiştir. Çoğu gün bini aşkın fetva vermiş, sabah namazından sopra cevaplamaya başladığı sorulan ikindi namazında bitirdiği olmuştur. Sorulan nükteli ve garip sorulara aynı tarz ve uslupta cevaplar vererek edebi ve bedll yönünü göstermiş, bazen sorulara şürle de cevap vermiştir. KanUni'nin manzum bir beyitle Topkapı sarayının bahçesindeki meyve ağaçlarına zarar veren karıncaların itlafının dinen caiz olup olmadıgını sorduğu:
Dıralıta ger ziyan etse karınca
Günah var mıdır am kınnca beı;itiııe:
8 Süleyman Solmaz, age, s.260;
9 Namı.kAçıkgöz, age, s.19.
10 Kınalızade Hasan Çelebi, age, c. I, s. 350.
11 Sadettin Nüzhet Ergun, age, c.
m,
s.1204; Zülfikar Güngör, age, s.63Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---~950
Yarın Hakkın divamna varınca
Siileı;mandan hakkın alır kannca beı;itiyle karşılıkvemıiştir.
Zamanının şairlerince de övülen Ebussuud Efendi, aşağıdaki beyitlerde
görüldüğü üzere Türkçe, Arapça, Farsça genellikle hakimane ve aJ.imane
şürler yazmıştır:
Eşk-i pür-JıUn ser-be-ser hıtdz cilıiin e/m lifını
Sine-i suziinım içre liteş-i hasret gibi
Aleme beı;JıUde balona eı;le im' ii n-ı nazar
Sım-ı üstiid-ı ezelde niizır-ı ibret gibi
Her biri zerriit-z eleviinın listin-ı lıfil ile
Keşfeder sırr-ı cihfinı hiitif-i hibnet gibi
Ebussuud Efendi'nin, Arapça'ya ve Arap edebiyahna vukilliyet ve
ihtisasını zamanın alimleri ve Arap şairleri de tasdik etmişlerdir. Arapça
şililerinden Kaside-i Mimiyye en meşhfuudur. Nüktedan birinin hazine
manasına gelen hızanetü ve çanak manasına gelen kas'atü kelimesinin fetha ile mi yoksa kesre ile mi okunur şeklinde sorduğu bir soruya; "La teftahü'l-
hızanete vela taksiru'l-kas'ate" diye cevap vermiştir. Burada, hızaneyi fetha ile okum.a, kas~yı da kesre ile okuma derken, fetha kelimesini açma manasında,
kesre kel.iı:İtesini de kırma manasında kullanarak "Hazineyi açma, çanağı da
kırma" manasında tevriye sanatıyla başarılı bir edebi anlatım sergilerrıiştir.
Ebussuud Efendi'nin, Şemsi Paşanın yazdığı SOO beyitlik manzı1m
Vikaye'yi inceleyip yanlışlanru göstererek nazik ve zarifbir yazı ile iade etmesi
meşhur olmuştur. Onun tefsir, hukuk, dil ve edebiyat sahalarında 30'a yakın
eseri olup bunların en meşhurlan İrşadü'l-akli's-sellln, Fetava-yı Ebussuud Efendi, Ma'rı1zat, Galatat-ı Avam, Kaside-i Mimiyye, Kaside fi-risai's-Sultan Süleyman, Duaname-i Ebussuud'dur.
ŞEMSIPAŞA
Ebussuud Efendi ile manzum yazışmalanru konu edindiğimiz ve daha
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum - -- - - -- - - 1 951
ziyade Musaruh Şemsi Paşa diye tanınmış olan Şemsi Ahmed Paşa(1512-1580)
ayru dönemde önemli görevler yapmış bir devlet adarrudır. İsfendiyar ailesinden, Kastamonu Beyi Kızıl Ahmed Bey'in torunu, Mirza Paşa'nın oğludur. Enderundan yetişmiş, avcıbaşı, bölük ağası, müteferrika ve sipahiler
ağası olmuştur. 1550' de Şam, 1554' de Anadolu ve kısa bir süre sonra da Rumeli
~
beylerbeyi olmuş, KanUni'nin ölümünden sonra inzivaya çekilmişse de II.Selim tarafından saraya çağrılıp padişahın yakınları arasına girmiş ve bu
· durumu III:Murad ~amanında da devam etmiştir.12 llSelim zamanında vezirlik payesi ile padişahın musahibi olduğu da belirtilmektedir.13 Üsküdar sahilinde ill.Murad'a hediye ettiği, kendi adını taşıyan bir ~asır ve ayrıca bu
kasrın yanında yine adını taşıyaft bir külliye yaphrmıştır. Sokullu Mehmed
Paşa'ya hasmane bir tutum takınmış ve bu düşmarılık sadrazarnın
öldürülmesine kadar sürmüştür. Devşirme usulünün bozulmasından ve saraya rüşvet kabul ~ttirmeden sorumlu tutulmuştur. Renkli bir şahsiyete
sahip olup şiirleriyle şairler arasında iyi bir yer tutmuştur. Şehname-i Sultan Murad, Divan, Manzum Vikaye Şerhi, İtikadname ve Tercüme-i Şurfıt-ı Salat
adlı eserleri vardır. Şemsi Paşa'nın oğulları da babaları gibi bir çok devlet hizmetinde vazife yapmışlardır. Kendisinin, soyunun Hazret-i Halid bin Velid'e dayandığını iddia ettiği belirtilmiştir.14
Tayyarzade Ata Enderun Tarihi niteliğincieki eserinde 15 onun Kanfull'nin ilisaruna teşekkür için aşağıdaki kıt' ayı yazdığım belirtmektedir:
Hezar mansıb u ciilı ıı hezar şevket ü şiiıı
Fida o lutfa ki gördün faklre erziiıız
Ne lutfolur bu ki itdüıı kemzııe çiikerüni Senr-i mülk-i sürılruıı şeh-i cihiiıı-biiıız
12 ŞemseddinSami, Kılmiisü 'l-a 'lam, 4/2873, İstanbul1306
13 Hüseyin Ayvansara yi, Vefoyilt-ı Seliltfıı ve Meşilhlr-i Riciil (haz. Fahri R.Çetin İstanbul 1978)
14 ŞemseddinSami, agy.
ıs Tilri/ı-i Atil, S cilt, İstanbul1293
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---ı 952
Aşağıdaki gazel onun en güzel şiirleri arasında bulunmaktadır:
Rnklbiin kıly-ı yariden giizan var benilm yokdur
Segiiııfi'l-ciimlenndn i'tibiirı var ben üm yokdur
Gönül pir-i mugan destin tutar siikl ayagm ben Güzel sevmekdeanun i' tibiirı var ben üm yokdur Seg-i kuyım kadar fen; ii d iderdim i' tibiir olsa
.
Olm·un arz-ı hale iktidarı var beniim yokdur
Ezelden fenn-i aşkı eyledi m Mecııılıın ben tn' tim
Nedeniın/k içre amm iştilıiin var beııiim yokdur
Bi-lınmdillalı açıkdur Şemsiyil nylne-i kalbüm CiM n m ir' iitıııuıı az çokgubfirı var ben ii m yokdur
Şemsi Paşa Osmanlı Devleti'ne rüşveti ilk bulaşh.ran kişi olarak tarunnuş,
hatta bunu atalanrun öcünü almak için yaplığını belirtmiştir. Ayrıca, Sultan IT.Selim ve ID.Murad'ı hasmı olan Veziriazam Sokollu Mehmet Paşa'ya karşı
tahrik etmiştir. ID. Murad'ın vezirlerinden olan Şemsi Paşa, ataları Kızıl Ahmetli ailesinin öcünü almak için bir bahaneyle pa dişaha hediye kılığında 40 bin alhnlık bir rüşvet kabul ettirdiğinde konağında bayram ederek bu sevincini: "Bugüp, İsfendiyaroğullanrun intikamını
Al-i
Osmandan aldım.Onlar bizim ocağınuzı söndürdükleri gibi ben de onların o cağını söndürecek bir düzen t~rtip ettim, irtişaya dadandırdım ve hatta kırk bin alhnlık bir büyük lokma idi yutturdum. Bundan sonra bunlar rüşvet almaktan huzura ermezler ve devletleri sehat bulmaz" sözleriyle açıklamış br
Daha sonra Osmanlı Devleti'nde rüşvetin özellikle memur atamalarında
çok yaygın olduğu gözlenmiş ve diğer padişahların rüşvetçiliği zamanla
açıkça yazılıp söylenmiştir. Bu durum büyük ölçüde, az hediye veren beylerbeyi ve sancak beylerinin aziedilmesi sebebiyle ortaya çıkmışb.r. Öyle ki,
ın. Mehmet zamanında 1598'de sunulan bir çlilekçede bir beylerbeyliğine
atama için açıkça rüşvet teklif edilmiştir. Özellikle atamalar için sultaniara
açıkça hediyeler verilmiş ve bazen bunun miktarını bizzat padişah takdir
etmiştir. Mesela, 1638'de Revan seferinde N. Murat Küçük Ahmet Paşa'ya
haber salıp Şam eyaletinde kalmak istiyorsa Silahtar Paşa'ya 20 bin alhn vermesi gerektiğini bildirmiştir. Padişahlara 17. yüzyıldan itibaren ödenen
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum
---_,953
rüşvetler artık olağan hale gelmiştir. 16
EBUSSUÜD EFENDi İLE ŞEMSI PAŞA'NIN
MANZUMYAZIŞMALARI
Muasır iki şair devlet adamı arasında Ebussuud Efendi'nin şeyhillislam
. konumunda bulunduğu birkaç manzum yazışma olmuştur. Ebussuud Efendi
. ile. M:üsahip. Şe.msi -PaŞa arasindaki yaiışmalcir hoca-öğrenci ilişkisi içinde görünmektedir. He~ ne kadar Şemsi Paşa'nın ill.Murad'a rüşvet verip Sokollu'ya karşı da tertip yaptığı tarihlerde EbussuG.d Efençli hayatta olmasa da yazışmalarda tenkit, tashih
ve
teşhir hakimdir. Şemsi Paşa'nın, soyunu Halid bin Velid'e dayarnası bir iddia kabul edilmişse de, bu silsilenamenin Ebussuud Efendi imzasıyla yazılmış olması onun da bunu doğruladığıanlaıruna gelmektedirF Silsilenfune me alen şöyledir:
"Ey Şemsi, dünyada yegane olsam buna şaşılır mı, çünkü benim yüce ceddim Halid ibn-i Velid'dir. O, benzersiz bir yiğitti, savaş meydarunda sanki bir ejderdi.Kabenin fethine vesile ve askere daima kılavuz olan odur.
ResUluilah Halid'i gördüğünde daima işte Seyfullah derdi. Ceng içinde kime
mızrak uzatsa, canı göğsünden uçmak için can verirdi. Halid'in oğlu şehit şah
Nureddin, dünyada biricikti. Nureddin'in oğlu -kitaba ehl-i yakin böyle
yazmış-Şemseddin idi. O serverin oğlu, Yusuf şeklinde güzel bir sevgili olan Ya'kG.b idi. Sonra Ya'kılb'un oğlu Ali o ldı, ondan da Bayez!d-i Veli olmuştu. Ey dost, onun oglu Kastamonu'da yerleşmiş olan İsfendiyar'dı. İsfendiyarun oğlu İbrarum olup ona da yüce Kerim, Kızıl Ahmed adlı bir oğul vermişti ve o da dünyada muradım almıştı.Ahmed'in oğlu benim babamdır ve benim hünerim onlardan başkadır. Onun temiz adı Muhammed-i Mirza olup cennet içinde şehitlerin reisidir. Baba silsileyle Halid'e çıktı, anne ise Osmanoğlu'na
müntesipdir. Biz, devran sona erinceye dek Osmanoğlu'nun bendesiyiz. Biz, halk arasında başı yüksek iki şerefli oğuluz. Benim adım Ahmed'dir ama,
Şemsi Paşa da denilirse şaşılmaz. Biraderimin adı Mustafa'dır, işte geldik
16 Nihat Fal ay Osmanlı' da Tantana ve Rüşvet 3. Mıırat Dönemi, Başbakanlık Müfettişleri
Derneği(www.bmder.org.tr). ·
17 Bu silsilenfune, Şemsi Paşa'nın Vıkliyetii 'r-rivliye adlı 500 beyitlik eserinde 10 beyiti
taştir olmak üzere SO beyittir. Ebussuiid Efendi'ye ait olma ihtimali bulunan bu taş tir, silsilenfunenin ilk dört beytinden sonra gelmektedir ve son bendi şöyledir: "Şemsi bir kemter kulundur derdmendündür senün-La.übaJi pak-meşreb bir levendündür senün-Yüz sürer dergahuna bir müstemendündür senün-Esselam ey Haliili ceddi
e bina esseHim" ·
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum
---__,954
geçirdik günleri. Dışardan bir görürımeyiz ikiyiz, ama beyim biz tıpkı yaşayan
biriz. Aı-i Osman'dan Muhammed Han tahta oturduğu zaman; ceddimiz o
şaha bende olmuş ve o dergaha gidip hizmet etmiş. Can u dilden onun kulu olmuş ve İstanbul'u gidip birlikte almış. Devlet, Şah Süleyman'a erişince dünya içinde fakir, hakir, biçare ve avare gezerken ben kuluna çok iyilik etti.
Sultan Selim' den himmetle ansızın başıma devlet geldi. Şefaat ederek nameler gönderip beni istikamet üzere arz etti, Şah Süleyman'a ısrar etti ve bana Şam'ı alıverdi. Talih ve kıyınet bana yar oldu ve orada yıllarca hizmet ettim. Sonra memuriyetimi Rfun'a çevirdiler ve doğruluğumu orada kemale erdirdim.
Orada sultanın inayetiyle Anatolu'yu ihsan ettiler. Yükseklik makamında
yerimi bulup RUmili beylerbeyi oldum. Birçok ko~uş, hasta ve düşkün cevabımla düzelip iyileştiler. Hakk'ın işlerini yürütmeyi istedim ve birçok ceng ve gaza yaptım. Orada askerin başı oldum ve Sigetvar'ı birlikte fethettim.
Bu hal ile yaşarken padişah ansızın cennet bağının yolunu tuttu. Ya İlahi makamını nur et, ruhunu rahmetinle şad et. Dünyanın şahı gelip tahta geçti de
kaygılı gönüller şenlendi. Ben kulu gördüler ki pir almış ve ömrünün gülü hazan ile solmuş. Bize saygı gösterip ihsan ettiler de pir yerine taze genç geldi.
Sultan Selim Han' a dua et, çünkü padişahı övmek farz dır."
Şeyhü'l-İslam Ebussuud Efendi İmzasıyla Musaruh Şemsi Paşa'run Silsilenamesidir 18
~
failatün mefailün fe il ün
Şemsi olsam n' ola ciMnda ferld Cedd-i a'lnm Htllid ibıı-i Velid
Hiç mnnendi yok d ilaver idi Sanki salın-ı vegada ejder idi
Ka 'benün fethine odur btldl Askere dtlimn odur lttldl
18 Tayyarzade Ata, Tanh-i Ata, C.4, ss.113-115.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum
Halidi her zaman Resuluila/ı
Göricek d irdi işte Seı;Jullnlı
---~955
5 Ceng içinde kime uzatsa sinan Can virür sinesinden uçmaga can
Halidün o gl ı Nur-ı di~ şehld Ol şe/ı idi cihiin içinde va !ıl d
Nur-ı din oglı idi Şemsüddtıı
Böyle yazmış kittiba ehl-i yakin
Oglı idi o serverün Ya 'kı/b Şekl-i y usufdn bir güzel nıalıbub
Sonra Yn'kubun oglı old ı A.ll Andan olmuşdı Btiyezld-i Veli
10 Oglu İsfendiytir anım eı;yiir Kastanıonuda eı;lemişdi karar
O gl ı İs fendiyarım İbralızm Bir ogııl virdi ann dahi Kerim
Kızıl Ahmed idi anun niinıı Almış idi cihanda ol kanıı
Alımedüıı oglıdıır ben üm pederiinı Ben üm anlardmı özgedür lıünerüm
N tim-ı pa ki Muhammed-i Mlrzii
Dar-ı lwld içre server-i şiilıedii
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---~956
15 Halide çıkdı silsileyle peder Al-i Osmana müntesib mader
Bendesiyüz biz
Al-i
O sınanun İnkm1zı olunca devriimmİki ferzend-i ercümeııdiiz biz Halk arasmda ser-biilendüz biz
Ad um Ahmed-durur ben ii m anım/i Şemsi Paşa dahi dinürse n' ola
Mustafadur biriideriinnfinıı
İşte geldiik geçirdiik eyyiimı
20 Z/ilıira bir görimııeziiz ikiyüz Biz bit·üz nitekim begiim diriyüz
Al-i OsmfindanMuhmnnıed Han
Talıt-giilıa ciilı?s itdigi lin
Ceddümiiz bende olm ış ol şiilıa
· Hidnıet itmiş varııp o dergiiha
Cfin u dilden olup mıım kıılı
Bile almış varup Sitanbulı
Şelı Siileymiina iı·di çiin devlet Eyledi ben kıtlma çok himmet
25 Ben fakir ii lıakzr ii bl-çiire
Delır içinde gezerken fiviire
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum - - - 1 957
Old ı Sultan Selimden Jıimmet
N agehan geldi başuma devlet
Nameler gönderüp şefaat ile Beni arz itdi is tilalınet ile
Şeh Siileı;miina itdi ibramı
.
Alıvirdi kemlneı;e Şamı
Nice yıl anda eyledüm Jıidmet
Bana yar aldı devlet ü izzet
30 Mansıbıım Rıtma itdiler tahvil Anda namılsıim eı;lediim tekmil
Olup anda im1yet-i sııltfin Anatalııyı itdiler ilısiin
Sadr-ı izzetde menzilüm buldum
· Mzr-i mzriiıı-ı Rı/mili oldum
N ice ma' zıll u has te vü bfmiir Bu cevfibunıla bu ldılar tlmar
Vırmiş id üm kaza-i Hakka nza E yledüm nice nice ceng ü gaza
35 Asker ün oldum anda serdfirı
Bile fet/ı eı;ledüm Sigetvarı
Geçiııiirkeıı bu hfil ile ııfigiih
Azm-i bağ-ı cinlin eı;ledi şii/ı
Ya İlahi makamını ııılrit
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum
Rıilıını ralımetü;ıle mesrur it
Tahta geçdi gelüp şeh-i alem Gussalu diller aldılar lıürrem
Bendeı;i gördiler ki pir almış Gül-i ömri lıazan ile salmış
40 Oturakitdiler bize ihsan Pir yerine geldi taze cüvan
---~958
E yle Sultan Selım Hana dua
Farzdurpadişalıa med/ı ü seııa
Kanuru'nin ölümünden sonra inzivaya çekilen Şemsi Paşa llSelim
tarafından saraya çağnlıp pactişalun yakınlan arasına girmiş ve bu durumu ill.Murad zamanında da devam etmiştir. Silsilenfunenin sonunda buna işaret
edilmektedir. Ebussuud Efendi'nin bu silsilenameyi imzalama sebebini tam
olaııak bilemiyoruz; ancak, llSelim'in tahta çıktığında her iki devlet adanuna da iltifat ve hürmet etmesi, ikisi arasında bir yakınlığa sebep olmuş olabilir.
Aynca, Şemsi Paşa'ıun padişah musahibi olması da Ebussuud Efendi'nin bir iltifat mahiyetinde bu silsilenfuneyi imzaladığını düşündürmektedir. Şemsi Paşa'nın Soköllu hakkındaki garazkar tutumu ve ilk rüşveti Osmanlı
Devleti'ne bulaştırması Ebussuud Efendi'nin ölümünden sonra gerçekleşmiş olaylardır.
Tarihçi Ata, Ebussuud Efendi'nin Şemsi Paşa'yı nazikçe överken aslında
onun cehlini ortaya koyduğunu söylemektedir: "Ebussuud Efendi egerçi mezkfu imzasında "mahir-i mu.ld şair-i mecid kad-melike'l-mema.Iiki'l- irfaniyyeti bi-hükmi'l-fazli ve'l-mahareti kema-melike'l-memaliki's- sultaruyyeti bi-hükmi'l-emareti ve'l-vezareti" evsafıru ta'dad u taltif
buyurmuşlar ise de bu nazükane eda ile müşarün-ileyhin cehlini işaa ve ta 'bir ve belki ma'nen teşhir itmişler denilse becadır"19
Ata'ıun bu yargıya varmasının sebebi, menfi yönüyle tarunan Şemsi
19 Tarzlı-i Ata, agy.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum ---~959
Paşa'nın bu durumunu Ebussuud Efendi'nin aslında bildiğini düşüronesi
olabilir. Ata'ya göre, Ebussuud Efendi gibi bit alimin Şemsi Paşa'yı bu kadar övüp taltif etmesi ancak över görünüp yerme(te'kidü'z-zerrun bima-yüşblhü'l
medh) sanatıyla açıklanabilir olsa gerektir.
EBUSSUÜD
EFENDi'NİN ŞEMSiPAŞA'NIN
MANZUMviKA
YE'SİNE TEt-rr<İT ve TASHİHİŞemsi Paşa, hicri 6.asır Hanefi fakihlerinden Tacü'ş-şeria tarafından yazılan
ve çeşitli defalar şerh ve nazmen tercüme edilen el-Vikaye adlı eseri SOO beyit halinde manzum olarak şerhetmiştir. Ebussuud Efendi'niı:i, Şemsi Paşa'nın
Vikaye'sini inceleyip yanlışlanru göstermesi ve nazik bir yazı ile iade etmesi ilgi çekici bir yazışmadır. Ebussuud Efendi'nin, Şemsi Paşa'nın SOO beyitlik eserinde matla beytinden başlamak üzere 30-40 yerde düzeltmeler yapması
eseri titizlikle ineelediğini ve Şemsi Paşa gibi birinci sınıf sayılan bir şairin
beyitlerinde tashih yapacak kadar şiiri iyi bildiğini göstermektedir. Ebussuud Efendi, Şemsi Paşa'ya geri gönderdiği tezkerede eserin ikinci beyitlerinde
yaptığı tashihi açıklamıştır. Buna göre, ilk mısraın yazılıp ikincisinin
yazılmaması Mühelhel kıssasına benzeyecek, bu da kendisinin imtihan edilmek istendiğine yorumlanacaktır. Yani, ikinci mısralan yok sayıp düzelttiğinden, bunu Şemsi Paşa'nın ikincileri yazmayıp kendisini imtihan etmek istediği şeklinde yorumlayarak tenkit etmektedir. İşlerinin yoğunluğundan dolayı 30-40 yerde düzeltme yaptığını, diğer gizli manalan anlamaya gücünün yetmediğini, böyle kaldıramaya cağı tekliflerden kendisini
korumasını Şemsi Paşa'dan istirham etmektedir. Ebussuud Efendi tevriye, tariz ve kinaye yüklü bu ifadelerinde, Şemsi Paşa'nın beyitlerde özellikle ikinci
mısralardaki yanlış ve hatalarını imtihan etme niyetine yorulabileceği şe~de eleştirmiştir. Yani, "bu hatalar Mühelhel'in ikinci mısralan yazmayarak imtihan etmek istemesine benzer" demektedir. Dolayısıyla bulunan hatalar imtihana yorulabileceği de eklenerek çiftyörılü eleştiriimiş tir.
Şemsi Paşa 'nın yazdığı manzum Vikaye'nin matla beyti:
"Besıneleyle olur innyet-i Hak
İsm-i zntım bize inayeti çok"
şeklinde olup bu ibareyi Ebussuud Efendi'ye arz ettiğinde Ebussuud Efendi ikinci mısraı çizerek kendi kalemiyle "Hamdeleyle bulur sühan revnak" yazmıştır. Bundan başka yaklaşık 30-40 yerde daha bazı kelimelerini
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Çorum
- - - 1
960çizmiş ve bazı i.mlalarda da düzeltmeler yaprruşb.r.20 Tüm bu düzeltmeleri
yapıp imza ettikten sonra aşağıdaki yazılı tezkireyi göndermiş tir:
"Besıneleyle olur iniiyet-i Hak Hamdeleyle bulur sülıaıı revnak
İsm-i ziituıı bizde lıidiiyeti çok Lutf u irşadınun nihayeti yok
diye nazm olunmuş iken kumaş dokuma sanatına riayet edilmiş,
Mühelhel'in21 hacısına gönderdigi uslup üzere her beytinin birer mısraı yazılıp sanki bizi imtihan için gönderilcliğine yorulur. işlerin çokluğu ve yoğunluğu sebebiyle bu gibi gizli manaların anlaşılınasına güç-kuvvet kalmamışb.r. Bizi
kaldıramayacağımız yükten koruyasın."
Yazan haklr EbussuO.d
, ,
20 Tiirllı-iAtli, agy.
21 Tarihçi Ata tara&ndan şu açıklama yapılmıştır: "İktiza-yı mahal hasebiyle mezkfu
o~an (Mühelhel) molla-yı müşfuün-ileyhün iması meşhfu bir fıkra olması hasebiyle kemaı-i şöhretden egerçi iziliına ihtiyac yoğise de şayed bu Iıkraya tesadüf itmeyen
enzar-ı üdebaya mutaıaası mucib-i istifade olur arzı1sıyla buracıkda dahi teberrüken beyan u ta'rifine ibtidar olundı. Fusaha-i arabdan (Mühelhel) nam bir şair-i fazı!
ad u sı pençesine girittar olarak katli mukarrer olunca işbu mısrfunhemşiresine isaiini katiline reca eyler.mısra: (Ya benate'l-hayye irıne ebaküma) mfuna-ileyh mısrfu
okudukda kemal-ifiraset ve zekasıyla bu mısrfun sanisi mukteza-yı siyak-ı kelam ile {katil ün ka telalı u kad etaküma) olmak lazım geleligini beyan ile katili hakiın-i vakte
şikayet ve ahz itdirerek tecessüs ve tahkikden sonra katil siyaseten i'dlam olunarak hatun zeka ve firasetde isabet itdigi ve harif-i mı1sılın (Mühelhel'i) kati itdigi zahir olur. (Zekadır hilye-i
insaru
tezyine medar-ı kül-Pirasetdir hayat-efza gülistan-ı hısaie gül) mealiyle hatm-i hikayeye ibtidar ve zikr olunan san' at-ı ihtibak lügatinin kamusun cild-i salisinde 79.sahlfesinin 13. satırından bed' ile yigirmi satıra kadar olan izahatma nazaran pek mevki-i münasib ve mahallinde ira d huyurulmuş olduğubedihldir.