450. Yılı Münasebetiyle
İnebahtı Deniz Savaşı
Semineri
PROGRAM
&
ÖZET KİTAPÇIĞI
7 EKİM 2021
TARİH ARAŞTIRMA MERKEZİ
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Arzu Terzi İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. İdris Bostan İstanbul Üniversitesi
Dr. Öğr. Üyesi Özgür Oral İstanbul Üniversitesi
Arş. Gör. Dr. Sinem Serin İstanbul Üniversitesi
Arş. Gör. Aslı Tuna İstanbul Üniversitesi
Arş. Gör. Seyfullah Aslan İstanbul Üniversitesi
3
PROGRAM 7 Ekim 2021 Perşembe
AÇILIŞ ve PROTOKOL KONUŞMALARI / 10:00-10:30 Prof. Dr. Arzu Terzi
Tarih Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Hayati Develi
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Mahmut Ak İstanbul Üniversitesi Rektörü
AÇILIŞ KONFERANSI / 10:30-11:00 Prof. Dr. İdris Bostan
İnebahtı Deniz Savaşını Yeniden Değerlendirmek
Çay-Kahve Arası 11:00-11:15
1. OTURUM Oturum Başkanı: Prof. Dr. Arzu Terzi 11:15-11:35 Doç. Dr. Güneş Işıksel
1570 İlkbaharı’nda Osmanlı-Venedik Savaşının Başlangıcı ve Sokollu Mehmed Paşa
11:35-11:55 Dr. Volkan Dökmeci
İnebahtı Deniz Savaşı ve Kıbrıs’ın Fethi Sırasında Osmanlı-Venedik Diplomatik İlişkileri:
İstanbul’daki Venedik Dragomanlarının Diplomatik Rolleri ve Etkileri
11:55-12:15 Dr. Evrim Türkçelik
16. Yüzyıl İspanyol Dış Politikası Perspektifinden İnebahtı Deniz Savaşı: II. Felipe ve Roma
12:15-12:30 Tartışma
12:30-14:00 Öğle Arası
5
2. OTURUM Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gábor Ágoston 14:00-14:20 Prof. Dr. Vera Costantini
Bir Bağlamdan Koparma İlk Örneği Olarak Tarih Yazımında İnebahtı Deniz Muharebesi
14:20-14:40 Doç. Dr. Özgür Kolçak
16. Yüzyılda Ordu Nasıl Toplanır?: İnebahtı Sonrası Asker Toplama Yöntemleri
14:40-15:00 Naz Defne Kut
Tahayyül ve Tasvir: Avrupa Sanatında İnebahtı Muharebesi
15:00-15:15 Tartışma
15:15-15:30 Çay-Kahve Arası
3. OTURUM Oturum Başkanı: Prof. Dr. İdris Bostan
15:30-15:50 Doç. Dr. Mikail Acıpınar
Floransa Kaynaklarında İnebahtı Deniz Muharebesi 15:50-16:10 Dr. Emrah Naki
1571 İnebahtı Muharebesi’nin İspanya, Portekiz ve Safevî İlişkilerine Etkisi
16:10-16:30 Dr. Hüseyin Serdar Tabakoğlu
İnebahtı Savaşı’ndan Sonra Akdeniz’de Satranç:
1572 Yılı Askeri Harekâtı 16:30-16:50 Dr. Güner Doğan
İnebahtı Deniz Savaşından Önce ve Sonra: İtalya’da Osmanlı İmparatorluğu Hakkında Yapılan Yayınlar Üzerine Bir Değerlendirme (1545-1688)
16:50-17:00 Tartışma
DEĞERLENDİRME OTURUMU
17:00-17:30
7
ÖZETLER
Prof. Dr. İdris BOSTAN İstanbul Üniversitesi
İnebahtı Deniz Savaşını Yeniden Değerlendirmek
Akdeniz Tarihinin bilinen en önemli iki savaşından biri olan İnebahtı, yenilgi ile sonuçlanması sebebiyle Türk tarihçiler tarafından hemen hiç araştırılmamış olmasına mukabil zaferle sonuçlandığı için Avrupalı tarihçilerin de kaleminden düşmemiş bir konudur. Şüphesiz bir olgu olarak İnebahtı Deniz Savaşı Akdeniz tarihçilerinin tarafsız bir anlayışla araştıracakları en önemli konular arasına girmeyi hak etmektedir.
İnebahtı seferinin özellikle Osmanlı cephesinden incelenmesi için yeterince arşiv belgesine ve tarihî kaynağa sahip olduğumuzu belirtmek gerekir. Divanda alınan kararlar, sefer sırasında tutulan ruus günlükleri, savaş sonrasındaki gelişmelere ait kayıtlar ve yeni bir imparatorluk donanması kurulması ile ilgili belgelerin yoğunluğu tarihi malzeme olarak araştırılmayı beklemektedir.
Akdeniz tarihi için kırılma noktası sayılabilecek bir sürece başlangıç teşkil eden İnebahtı Deniz Savaşının sonuçlarının Osmanlı imparatorluk tarihi kadar Akdeniz’e kıyısı olan başta İspanya, Venedik, Papalık, Fransa ve diğer küçük yapılı Avrupa devletlerinin politikalarını nasıl etkilediği hususu araştırma konularının başında gelmektedir. Braudel’in Akdeniz devletleri bakımından yorumladığı savaşın etkilerinin Osmanlılar tarafından farklı bir sonuca dönüştüğünü, sonraki yüzyıllarda Osmanlı egemen bir Akdeniz’in söz konusu olduğunu değerlendirmek mümkündür.
Bu konuşmada ayrıca İnebahtı Deniz Seferinde Osmanlı donanmasının güzergahı ilk defa harita üzerinden gösterilerek Venedik’e ait ada ve sahillerde akın düzenlenen yerler ve nihayet savaşın cereyan ettiği bölge, belgelerin verdiği bilgiler doğrultusunda tam olarak açıklığa kavuşturulacaktır.
9
Doç. Dr. Güneş IŞIKSEL Medeniyet Üniversitesi
1570 İlkbaharında Osmanlı-Venedik Savaşının Başlangıcı ve Sokollu Mehmed Paşa
Bu sunumun konusu II. Selîm’in tahta geçişinin dördüncü yılında Osmanlıların Venedik Cumhuriyeti’ne açtıkları savaşın başlangıç aşamaları; odağı ise, bu süre zarfında dönemin birinci veziri Sokollu Mehmed Paşa’nın savaşın biçimlenişini belirleyen türlü edimleri, özellikle de çeşitli mektupları. Bu çerçevede, savaşın ilan edilmesinin koşulları ve ilan eden taraf olan Osmanlılar içindeki konumlanışları gözden geçirildikten sonra konuyla ilgili yazında barış yanlısı olarak sunulagelen söz konusu Paşanın tutumu özellikle Venedik Senatosuna yazdığı ayrıntılı ‘davet’ mektubu ve diğer yazışmaları çerçevesinde gözden geçirilecek.
Dr. Volkan DÖKMECİ Kırklareli Üniversitesi
İnebahtı Deniz Savaşı ve Kıbrıs’ın Fethi Sırasında Osmanlı-Venedik Diplomatik İlişkileri:
İstanbul’daki Venedik Dragomanlarının Diplomatik Rolleri ve Etkileri
Venedik Cumhuriyeti’ni İstanbul’da temsil eden daimî elçi Baylos’un ve fevkalade elçilerin pek azı Türkçe bilmektedir. Bu durum 16. yüzyılda elçilere yardımcı olacak, “dragoman” diye tabir edilen sadık tercümanların yetiştirilmesi düşüncesini doğurmuştur. 1551 senesinde Baylos’un konutunda faaliyete başlayan Türk Dili Okulu bu amaca hizmet etmek düşüncesiyle kurulmuştur. Bu okulda,
“dil oğlanı” adı verilen tercüman çırakları özel bir eğitmen eşliğinde Türkçe, Arapça ve Farsça öğrenmişlerdir. Collegio’nun 20 Şubat 1550 tarihli kararına göre Dukalık Kançılaryası’nda görev alan gönüllü iki hususi kâtip (nodaro/notario) veya kâtip olmayan iki Venedik vatandaşı dil oğlanı unvanıyla İstanbul’daki okula yollanacaktır. 20 yaş üstü olmaları ve 5 sene görev mahallinde kalmaları şart koşulmuştur. Bu okul hem Venedik tercümanlarının kurumsal bir kimlik kazanmasını sağlamış, hem de “Baş Dragoman” adını alan tercüman ustalarının çıraklarına bilgi ve tecrübelerini aktarmalarına aracılık etmiştir. Dragomanların bilgi ve tecrübelerinin kapsamı oldukça geniştir. Venedik Cumhuriyeti’nin yetkilileri, dragomanlarından Osmanlı toplumu, sarayı, erkanı, hukuku, ticareti, siyaseti ve Osmanlıların konu olduğu güncel meseleler hakkında pek çok bilgiye vakıf olmalarını beklemiş ve onları bu konularda bilgi toplamakla vazifelendirmiştir.
Bilhassa savaş ve fetih gibi Osmanlı ilişkilerinde gerilimin had safhaya ulaştığı hadiseler sırasında dragomanların istihbarattaki rol ve etkileri artmıştır.
11
Dragomanlar, özellikle savaş sonrasında, esirlerle ilgili müzakereler sırasında bilgi toplamakla yetinmemişlerdir. Müzakerelere bizzat katılarak Osmanlı-Venedik diplomatik ilişkilerinde rol oynamışlar ve diplomatik bir aktör olarak müzakere sürecine etki etmişlerdir. Mesela, I. Gianettino Salvago 1554 senesinde İstanbul’a gelen Teodato Soffiano adlı kişinin ricası üzerine Rüstem Paşa’ya birkaç esirin azat edilmesi için müracaat etmiş ve Baylos Domenico Trevisano adına ona 2000 duka takdim etmiştir. Dragoman Matteca Salvago da 1571 senesinde, İnebahtı Savaşı ve Kıbrıs’ın Fethi sonrasında, esir değişiminde rol oynamıştır. Dragomanlar bazen sadık hizmetlerinin bedelini canlarıyla ödemek zorunda kalmışlardır. 1567 senesinde Baş Dragoman olarak atanan Lodovico Marucini bunlardan biridir.
Kıbrıs’ın fethi sırasında elindeki şifreli mektuplarla yakalanınca Osmanlılar tarafından önce zindana atılmış, daha sonra idam edilmiştir.
Dr. Evrim TÜRKÇELİK Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi
16. Yüzyıl İspanyol Dış Politikası Perspektifinden İnebahtı Deniz Savaşı: II. Felipe ve Roma
II. Felipe dönemi İspanyol dış politikasının temel öğelerinden biri İtalya üzerindeki İspanyol hegemonyasının sürdürülmesi olmuştur. V. Carlos döneminde İtalya’yı askeri ve siyasi istikrarsızlığa sürükleyen savaş durumu II. Felipe döneminde tamamen bitmiş ve İspanyol Monarşisi İtalyan güçlerinin sadakati karşılığında İtalya’nın koruyucusu rolünü üstlenmişti. Bu durum, evrensel bir güç olma iddiasını her zaman sürdüren Papalık Devleti ile İspanya arasındaki ilişkinin belirli dönemlerde gerilmesine sebep olmuştur. II. Felipe, Roma’nın Kutsal İttifak çerçevesi altında Katolik güçleri birleştirme çabasını her zaman şüpheyle karşılamış ve bunun Papalık Devleti’nin İtalya’da üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelik bir projesi olduğunu düşünmüştür. Bu bağlamda, Osmanlı’nın Kıbrıs’ı fethi sonrası ortaya çıkan Kutsal İttifak kurma önerisine II. Felipe mesafeli yaklaşmış ve hatta birçok İspanyol devlet adamı bu projenin reddedilmesini tavsiye etmiştir. Bu çalışmada, İspanyol Monarşisi ve Papalık arasındaki siyasi, stratejik ve ideolojik farklılıkların ve hassasiyetlerin İnebahtı Savaşı’na giden süreci nasıl etkilediği ele alınacak ve İspanyol sarayında Osmanlı karşıtı dış politika konusunda farklı fikirleri ve bağları olan grupların İnebahtı’da kurulan Kutsal İttifak’a yaklaşımları irdelenecektir.
13
Prof. Dr. Vera COSTANTINI Ca' Foscari University
Bir Bağlamdan Koparma İlk Örneği Olarak Tarih Yazımında İnebahtı Deniz Muharebesi
Avrupa kültürel dünyasında ‘Şark’ta Savaş’, İnebahtı Muharebesi’nden önce dahi sıkça işlenmiş bir edebi temadır. Carlo Dionisotti, on altıncı yüzyıl Venedik’inin bu tema üzerinde adeta bir tekel kurduğunu, Şark’ta Savaş’ı konu alan muhtelif türdeki eserlerin en yüksek sanatsallığa Venedik’te eriştiğini iddia eder. Bu arka planla girilen 1571 İnebahtı Deniz Savaşındaki Kutsal İttifak zaferi, dönemin kalem erbabı tarafından eşi benzeri görülmemiş bir mübalağa ile nakledilmiştir.
Vakanüvisler, şairler ve muharebeden sağ çıkanlar savaşa dair onlarca eser kaleme almıştır. Büyük ölçüde Kıbrıs’ın yakın zamandaki acı dolu kaybıyla bağlantılı olan bu büyük çaba, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri gücünü küçük gösterme, daha önemlisi Hristiyanlar arası işbirliği duygusunu pekiştirme amaçlı bir propagandaydı.
İzah edeceğim üzere bu strateji, mevzubahis tarihsel olayı bağlamından koparan bir mekanizma kuruyordu: Salamis, İssos, Aktium muharebelerinin ardından
‘Şark’ta Savaş’ paradigmasının son örneği olan İnebahtı, zamanının başka hiçbir olayıyla mukayese edilemez bir benzersizlik mertebesine yükseltilmek isteniyordu.
Lakin Venedik yönetici sınıfı için bu zafer sarhoşluğu hali yerini kısa sürede faydacı kaygılara bıraktı. Cumhuriyetin ticari menfaatleri, “Hristiyan birliğinin” zararı pahasına Venedik yönetici elitine 1573’te Osmanlılarla müstakil bir barış yaptırdı.
Ancak yine de İnebahtı Savaşı’nın yankıları Avrupa’nın müşterek muhayyilesinde her daim aksetmeye devam etmiştir. Peki neden? Bu bildiride bu soruya yanıt bulmaya çalışacağım.
Doç. Dr. Özgür KOLÇAK İstanbul Üniversitesi
16. Yüzyılda Ordu Nasıl Toplanır?:
İnebahtı Sonrası Asker Toplama Yöntemleri
Osmanlı donanması 1571 sonbaharında İnebahtı’da ağır bir yenilgiye uğradı.
Osmanlılar, bu hezimet esnasında deniz güçlerinin büyük kısmının yanı sıra çok sayıda personel ve bu arada gemi güvertelerine bindirilmiş muazzam miktarda asker/cenkçi kaybettiler. 1571 sonrasında Osmanlı donanmasının yeniden inşası kimi tarihçilerce ele alınmış bir konu olsa da, 1572’de, ertesi baharda suya indirilen teknelerin savaşçılarla ne surette teçhiz edildiği meselesi ancak kısmen dikkat çekmiştir. 16. Yüzyılda Ordu Nasıl Toplanır? başlıklı bildiri, İnebahtı’daki ağır kayıpların haberini alan Osmanlı merkezî idaresinin donanma gemilerine asker toplamak için başvurduğu yöntemleri ortaya koyup tahlil etmeyi amaçlamaktadır.
Osmanlı iktidarının 1571 Ekim’inde vuku bulan İnebahtı muharebesinin ardından takip eden bahara değin oldukça kısa bir zaman aralığında deniz gücünü muharip unsurlarıyla birlikte baştan kurmak zorunda kalması, modern araştırmacılara 1- Osmanlıların 16. yüzyıl itibarıyla savaşçı insan havuzlarını nasıl seferber ettikleri, 2- bunları hangi vasıtalarla donattıkları, 3- celp edilen kişilerin askerî mahiyetleri vs.
konularda önemli bulgular sunmaktadır. Nihayet İnebahtı yenilgisi akabinde Osmanlı devlet ricalinin tatbik ettiği asker toplama usullerinin 16. yüzyıl dünya askerî tarihi açısından ne anlam ifade ettiği yanıtlanmaya çalışılan sorulardan biri olacaktır.
15
Naz Defne Kut Koç Üniversitesi Tahayyül ve Tasvir:
Avrupa Sanatında İnebahtı Muharebesi
İnebahtı Muharebesi 7 Ekim 1571’de Osmanlı Devleti ile Venedik, Papalık Devleti ve İspanya’dan oluşan Kutsal İttifak Donanması arasında meydana gelmiş bir deniz muharebesi olmasına rağmen, 16. yüzyılda Akdeniz’de hızla ilerleyen Osmanlı Devleti’ne karşı burada elde edilen zafer, yalnızca bu devletler tarafından değil, Avrupa, Amerika ve hatta Asya kıtalarında bulunan Katolik kiliseleri tarafından benimsenmiş ve bu zafer adına yapılan resimler, heykeller, kiliseler, şapeller ve kutlamalarla yüzyıllar boyunca yaşatılmıştır.
Bu çalışma, İnebahtı Muharebesi’nin gerçekleştiği dönemden günümüze kadar farklı coğrafyalardaki sanatçılar tarafından nasıl resmedildiğini ve yüzyıllar içinde tarihsel tutarlılıktan uzaklaşarak sembolik bir anlatıya dönüştüğünü göstermeyi amaçlamaktadır. Oluşan bu sembolik anlatının öncelikle sebebi, İnebahtı Muharebesi’nin sonucunun Katolik mezhebinin onaltıncı yüzyılda “kâfir”
olarak nitelendirdiği Osmanlıların Akdeniz’deki hızlı ilerleyişine ve Protestanların hızla yayılan Reform çalışmalarına karşı kendi otoritesini yeniden sağlamasına yardımcı olmuş olmasıdır. Her ne kadar bu muharebe, Osmanlı’nın galibiyeti ve kazanlarımıyla sonuçlanan IV. Osmanlı-Venedik Savaşı’nın içindeki muhare- belerden biri olsa da, Kutsal Lig’in buradaki zaferi yüzyıllar boyunca Katolik dünyası tarafından anlatılagelen bu zafer anlatısını doğurmuş ve Katolik Kilisesi tarafından sanatsal çalışmalarla yüzyıllar boyunca vurgulanmıştır.
Zaman zaman dini, zaman zaman da mitolojik öğeler taşıyan resimlerin yanısıra sembolik anlatılardan bağımsız, salt bir deniz savaşı olarak İnebahtı’yı konu
alan tarih temalı sanatsal çalışmalar da tarihte İnebahtı Savaşı’nın önemini vurgulamak açısından sunulacak ve tarihsel tutarlılıkları incelenecektir. Dolayısıyla bu çalışmada temel amaç hem İnebahtı temalı sanat eserlerinin incelenmesi, hem de bu eserlerin tarihsel gerçeklikle ne kadar uyumlu olduklarının tartışılması olacaktır.
17
Doç. Dr. Mikail ACIPINAR İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi
Floransa Kaynaklarında İnebahtı Deniz Muharebesi
Osmanlı Devletinin Akdeniz ve Avrupa devletleri ile münasebetlerinde dönüm noktalarından birisini teşkil eden İnebahtı Muharebesi, sonuçları itibariyle de birçok yeni tarihi gelişmenin başlangıcı olmuştur. Birçoğu tek taraflı çalışmalara mevzu olan konunun savaşa bir şekilde dâhil olan taraflara ait farklı kaynaklardan ele alınması, aslında bu mühim tarihi hadisenin bütüncül bir şekilde tahlil edilmesine olanak verecektir. Bu münasebetle on altıncı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı yönetimiyle ilişkileri bir çöküş sürecinde olan Floransa hükümetinin İnebahtı’da Haçlı birliğine verdiği güçlü donanma desteği de muharebenin öncesine ve sonrasına ilişkin bir başka İtalyan devletinin bakış açısını yansıtan tarihi bilgilerin varlığına zemin hazırlamıştır. Bu bildiride, İnebahtı Muharebesi hakkında zaman zaman ayrıntılı hatta az bilinen bilgiler ihtiva eden Floransa arşiv kaynakları ve tarihi kayıtlarından yola çıkarak, muharebe esnasında ve sonrasında yaşananlara dair verilen bilgilerin mevcut bilgilerle mukayesesi yapılarak, konuya yeni katkılar sunulacaktır.
Dr. Emrah NAKİ
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
1571 İnebahtı Muharebesi’nin İspanya, Portekiz ve Safevî İlişkilerine Etkisi
1571 İnebahtı Muharebesi sonrasında Akdeniz’de zayıf düşen Osmanlı Devleti’ne karşı istediği yıkımı yaratmayı başaramayan İspanya, Papalık ve Venedik’ten oluşan müttefik devletler, hem karadan hem de denizden olmak üzere eş zamanlı bir sefer başlatarak Osmanlılara son darbeyi indirmek niyetindeydiler.
Tarih boyunca devlet çıkarlarının gözetildiği uluslararası ilişkilerde İnebahtı Muharebesi sonrası ortaya çıkan tablo müttefikler lehine görünmekteydi. Kutsal İttifak’a artık Portekiz de dâhil olurken Atlantik ve Hint Okyanusu arasındaki ticarete egemen olan Portekiz Kralı Dom Sebastião, müttefikler adına Şah Tahmasp’a denizden bir elçi gönderme görevini üstlendi. Batı’nın İran’a yönelimi Timur’un Ankara Zaferi’yle başlamış olup Kastilya ve León Kralı III. Enrique’nin temsilcisi Ruy Gonzalez Clavijo’nun 1404’te İran’a varmasıyla ilk temas kuruldu.
Sonrasında Akkoyunluların lideri Uzun Hasan ile yürütülen ilişkiler Osmanlı ilerleyişiyle sürdürülürken Safevilerin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte bu yakınlaşma Şah İsmail döneminde ileri bir boyut kazandı. Osmanlılar için doğusundaki Şî’î bir devletin varlığı en başından beri tehdit unsuru olup nüfus hareketlerini kontrol etmek ve zanaatkâr iş gücünün İran’a götürülmesini engellemek bir devlet politikasıydı. Doğudaki tehdidi ortadan kaldırmak maksadıyla uzun yıllardır süren savaşlar iki ülkenin ekonomisinde büyük zararlara yol açtı.
iktisadî duruma bakıldığında ikinci bir Çaldıran yaşanması ihtimaline karşı devletinin yıkımını önlemeye çalışan Şah Tahmasp, her fırsatta Osmanlılara barış öneren taraf oldu. Nihayet 1555 Amasya Antlaşması ile padişaha bir Şî’î Safevî
19
devletinin varlığını kabul ettiren Şah Tahmasp için Osmanlılarla barışı korumak ülkesinin ziraî ve iktisadî kalkınması hedefinde önem arz etmekteydi. Şah Tahmasp’ın barışçı, akıllı ve âdil siyaseti sayesinde İran’da ekonomik ilerleme sağlanırken sulh ortamında imar faaliyetleri başlayıp nüfus artışı görüldü. Böyle bir ortamda iki ülke arasında barışı tehlikeye atacak her adım Şah Tahmasp tarafından tepkiyle karşılanmakta, Batılıların Safevîleri yanlarına çekme hayallerini suya düşürmekteydi. Fakat Hıristiyan krallar, İnebahtı zaferinin Şah Tahmasp’ı ittifaka katılmaya ikna edebilecek bir kırılma noktası olduğuna inanmaktaydılar. Bu bağlamda ele aldığımız çalışmamız, İnebahtı Muharebesi’nin uluslararası siyaset açısından etkisini küresel boyutta gösterme denemesidir.
Dr. Hüseyin Serdar TABAKOĞLU Kırklareli Üniversitesi
İnebahtı Savaşı’ndan Sonra Akdeniz’de Satranç:
1572 Yılı Askeri Harekâtı
Osmanlı donanmasının 7 Ekim 1571’de Kutsal İttifak güçleri tarafından yenilgiye uğratılması İttifakı oluşturan İspanya, Venedik Cumhuriyeti ve Papalık için stratejik bir fırsat doğurdu. Buna karşılık Hıristiyan devletlerin Akdeniz’de çeşitli hedeflere yönelik heyecanla yaptıkları planlar sonuçsuz kalmaya mahkumdu zira Preveze Deniz Savaşı’ndan itibaren Akdeniz’deki egemen denizgücü olan Osmanlı İmparatorluğu kısa sürede donanmasını yeniden inşa ederek bir güç boşluğuna izin vermeyeceğini gösterdi. 1572 yılında Kutsal İttifak’ın planlarını gerçekleştirebilmesi için öncelikle Osmanlı donanmasını kesin neticeli yeni bir deniz savaşına zorlamak dışında seçeneği kalmamaktaydı. Bu çalışmada ilk olarak İspanya ve Venedik Cumhuriyeti’nin farklı stratejik önceliklerine dikkat çekilerek İttifak filosunun bir araya gelmesinin önündeki zorluklar irdelenecektir. Daha sonra Osmanlı ve İspanyol kaynakları ışığında Kutsal İttifak güçlerinin Osmanlı donanmasıyla 7 ve 10 Ağustos’taki karşılaşmaları incelenerek Kılıç Ali Paşa’nın hareket tarzı tartışılacaktır. İnebahtı’dan sonra belirlenen Osmanlı stratejisine göre koşullar çok elverişli değilse yeni bir deniz savaşına girmek hedeflenmiyordu.
Osmanlı askeri ve mali bürokrasisinin ve denizgücü altyapısının sınırları zorlanarak inşa edilen yeni donanmanın başlıca görevi Osmanlı kıyılarını korumak ve Hıristiyan filosunun Adalar Denizi’ne girmesine engel olmaktı. Çalışmanın temel meselelerinden bir diğeri İnebahtı yenilgisinden sonra hızlı bir şekilde yeniden inşa edilen Osmanlı donanmasının Kılıç Ali Paşa komutasında nasıl bir performans sergilediğidir. Karşılaştırmalı tarih yöntemiyle ele alınan bu çalışmada belirlenen
21
savaş planlarının denizde nasıl uygulandığı, Kutsal İttifak amirallerinin ve Osmanlı komutanlarının kendilerine verilen emirleri nasıl yorumladıkları ortaya konulacaktır. Neticede 1572 harekâtında İspanyol filosunun geç kalması nedeniyle Kutsal İttifak filosunun tüm gücüyle sefere başlaması mümkün olmamış, bu durumda Osmanlı kapudânı Kılıç Ali Paşa 7 ve 10 Ağustos’ta iki defa İttifak filosunun karşısına çıkarak güç denemesinde bulunmuştu. Buna karşılık Don Juan de Austria Hıristiyan güçlerin komutasına döndüğü zaman ise Kılıç Ali Paşa Osmanlı filosunu Modon kalesinin korumasına çekmeyi daha uygun bulmuştu.
Böylece karşılıklı bir dizi hamleden sonra 1572 yılındaki donanma hareketleri tarafların birbirlerinin açığını aradığı bir dizi hamleden sonra sonuçsuz kalmış, Osmanlı İmparatorluğu İnebahtı yenilgisinin rövanşını ancak 1574’te Tunus’un fethiyle almıştı.
Dr. Güner DOĞAN Çankırı Karatekin Üniversitesi
İnebahtı Deniz Savaşından Önce ve Sonra: İtalya’da Osmanlı İmparatorluğu Hakkında Yapılan Yayınlar Üzerine Bir
Değerlendirme (1545-1688)
İtalyanlar ile Osmanlılar (Türkler/Müslümanlar) arasında farklı çerçevelerden başlayan ve çok kısa bir zaman dilimi içinde gelişen ilişkilerin boyutları oldukça ayrıntılıdır. Kuruluşundan itibaren Osmanlıların Venedikliler, Cenevizliler ile ardından İstanbul’un fethi sonrası Floransalılarla olan en temelde ticari ve askeri ilişkileri şüphesiz karşılıklı olarak birbirlerinden her bakımdan bir şekilde haber alma eylemini/isteğini de tetiklemiştir. İşte bu istek çerçevesinde İtalyanların Osmanlılar hakkında yazdıkları raporlar, mektuplar, seyahatnameler ve kitaplar oldukça kapsamlı bir külliyatı oluşturmaktadır. Bu noktada en başta söylenmesi gerekenler elçilerin kaleme aldıkları mektuplardır ya da görev süresi sonunda kendi senatoları önünde okudukları raporlardır. Bu her ikisi Osmanlı tarafı hakkında türlü bilgileri içerdiği gibi şüphesiz ait oldukları devletlerinin dönem itibariyle izledikleri/izleyecekleri politikalar noktasında da aydınlatıcı fikir vermektedir. Bunun yanı sıra İtalya’da Osmanlı Devleti hakkında toplumun genelinin bilgi sahibi olduğu eserler de yok değildir ve bunlar hem sayı, hem hacim hem de içerdiği bilgiler bakımından da oldukça önemlidir. İşte bu bildiri metni bu eserlerin üzerine odaklanarak İnebahtı deniz savaşından önce ve sonra Osmanlılar hakkında kaleme alınmış eserler hakkında bilgi vermeyi hedeflemektedir. Böyle bir sunumu hedeflerken tarih aralığını Luigi Bassano’nun kaleme aldığı, I Costumi et i Modi Particolari de la Vita de Turchi (Roma, 1545) eserinden başlatıp 1688 yılında yayınlanan Gio. Battista Donado’nun, Della Letteratura dé Turchi (Venetia) adlı çalışmasına kadar getireceğiz. Amacımız İnebahtı deniz savaşı öncesi ve sonrası İtalyan yazınında Osmanlı’ya bakışın değişen ya da değişmeyen görünümünün bir çerçevesini sunmaktır.
23
KATILIMCI LİSTESİ
Prof. Dr. İdris BOSTAN İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Vera COSTANTINI Ca’ Foscari University Doç. Dr. Güneş IŞIKSEL Medeniyet Üniversitesi
Doç. Dr. Mikail ACIPINAR İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Doç. Dr. Özgür KOLÇAK İstanbul Üniversitesi
Dr. Emrah NAKİ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Dr. Evrim TÜRKÇELİK Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi
Dr. Güner DOĞAN Çankırı Karatekin Üniversitesi
Dr. Hüseyin Serdar TABAKOĞLU Kırklareli Üniversitesi Dr. Volkan DÖKMECİ Kırklareli Üniversitesi
Naz Defne KUT Koç Üniversitesi