• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği ile müzakereler sürecinde Türkiye'nin ortak tarım politikasına uyum çalışmaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avrupa Birliği ile müzakereler sürecinde Türkiye'nin ortak tarım politikasına uyum çalışmaları"

Copied!
145
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANA BİLİM DALI

AVRUPA BİRLİĞİ İLE MÜZAKERELER

SÜRECİNDE TÜRKİYE’NİN ORTAK TARIM

POLİTİKASINA UYUM ÇALIŞMALARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Murat ÇETİNKAYA

HAZIRLAYAN Gökmen YILDIRIM

(2)

İÇİNDEKİLER

TABLOLAR LİSTESİ...iv

KISALTMALAR ...v

GİRİŞ ...1

BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TARIM POLİTİKASININ GENEL ANALİZİ 1.1. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasının Oluşumu ...4

1.1.2. Roma Antlaşması ve Tarım...5

1.2. Ortak Tarım Politikası Oluşturmanın Nedenleri ...7

1.3. Ortak Tarım Politikasının Amaçları...9

1.4. Ortak Tarım Politikasının İlkeleri ...10

1.4.1.Tek Pazar İlkesi...10

1.4.2.Topluluk Tercihi İlkesi...11

1.4.3. Mali Dayanışma İlkesi ...12

1.5. Ortak Tarım Politikası’nın Uygulama Araçları ...13

1.5.1. Karar Mekanizması ...13

1.5.2. Ortak Piyasa Düzenleri ...14

1.5.2.1. İç Piyasada Uygulanan Düzenler ...16

1.5.2.2. Dış Rekabete Karşı Koruma Düzenleri...17

1.5.2.3. Ürünlere Doğrudan Destek Sağlayan Düzenler ...17

1.5.3. Fiyat Politikası ...18

1.5.3.1. İç Piyasada Ortak Fiyat Politikası...18

1.5.3.2. Dış Piyasaya Yönelik Fiyat Politikaları ...21

1.5.3.3. İhracatta Restitution (İhracatı Teşvik İadesi) Sistemi...23

1.6. OTP’nin Finansmanı ...23

1.6.1.Ortak Tarım Politikasının, Avrupa Birliği Bütçesi İçindeki Yeri Ve Önemi (FEOGA)...24

1.6.1.1. FEOGA’nın Garanti Bölümü ...27

1.6.1.2. FEOGA’nın Yönverme Bölümü ...27

1.6.1.3. FEOGA’nın İşleyişi ...28

(3)

1.7. Ortak Tarım Politikası’nın Bazı Olumsuzlukları ...30

1.8. Ortak Tarım Politikasına İlişkin Reform Çalışmaları ...31

1.8.1. 1968-1989 Dönemi ...32

1.8.2. 1990-1997 Dönemi ...33

1.8.3. Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması ve OTP ...34

1.8.4. 1997 ve Sonrası (Gündem 2000) ...35

1.9.Avrupa Birliği Genişlemesi Ve Ortak Tarım Politikası ...37

1.9.1. SAPARD(Tarım Ve Kırsal Kalkınma Alanında Özel Katılım Programı).38 1.10. Ortak Tarım Politikası ve Kalite ...40

1.11.Ortak Tarım Politikası ve Çevre ...41

İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYEDE TARIMININ GENEL YAPISI 2.1.Türk Tarımına Tarihsel Bir Bakış...44

2.2. Türk Tarımının Genel Yapısı...44

2.2.1. Türkiye’de Tarımsal Nüfus...45

2.2.2. Türkiyede Tarım ve Hane Halkı İlişkisi ...47

2.2.3. Türkiyede Tarımın GSMH İçindeki Durumu ...49

2.2.4.Türkiyede Tarımın Dış Ticaret İçindeki Rolü...52

2.2.5.Türkiye’de Tarım-Sanayi İlişkisi Ve Tarımın Ekonomik Kalkınma İçindeki Yeri ...55

2.2.6. Türkiye’de Tarım İşletmeleri, Arazi Durumu Ve Kullanımı...60

2.3. Türkiye’de Tarımsal üretim ...63

2.4. Türkiye’de Tarımda Örgütlenme ...66

2.5. Türkiye’de Tarımsal Politikalar ...68

2.5.1. Türkiye’de Tarımsal Politikaların Hedefi ...69

2.5.2. Türkiye’de Tarımsal Politika Araçları Ve Destekleme Araçları ...72

2.6. Türkiye’de Tarımın Sorunları ...74

2.6.1. Tarımda Yapısal Sorunlar ...75

(4)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ TARIM SEKTÖRLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VE TÜRKİYENİN OTP’YE UYUMU

3.1. AB ve Türk Tarımının Karşılaştırması ...79

3.2. Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri ...90

3.2.1.AB ile Türkiye İlişkilerine Tarihsel Bir Bakış...90

3.2.2. Türkiye AB İlişkilerinde Tarım ...91

3.2.2.1.Gümrük Birliği Çerçevesinde Tarım...92

3.2.2.2. AB’nin Bazı Önemli Zirveleri ve Kararları Bağlamında Türkiye ve Tarım...93

3.3.Türkiye’nin OTP’ye Uyumu...97

3.3.1. Katılım Ortalığı Belgeleri ve Tarım...98

3.3.2. Ulusal Programlar ve Tarım...101

3.3.3. İlerleme Raporları ve Türkiye Tarımı...103

3.3.4. OTP’ye Uyum Konusunda Türkiye’nin Karşılaştığı Sorunlar ve Engeller ...112

3.3.4.1. İçsel Nedenlerden Kaynaklanan Engeller ...112

3.3.4.1.1. Türkiye’nin Tarımsal Yapısından Kaynaklanan sorunlar ...112

3.3.4.1.2.Uygulanan Tarım Politikalarından Kaynaklanan Sorunlar ...114

3.3.4.2. Türk Tarımının Dışsal Sorunları ...115

3.3.5.Türk Tarımının OTP’ye Uyumunun Olası Ekonomik Etkileri ...115

3.3.5.1.Refah Üzerine Etkileri ...116

3.3.5.2. Fiyat ve Pazar Politikasına Etkileri...117

3.3.5.3. Uyumun Üretim, Tüketim ve Dış Ticarete Olası Etkileri...117

3.3.5.4. Teknoloji Kullanımı, Verimlilik, İşletme Yapısı Üzerine Etkileri ..118

3.3.5.5. AB Bütçesi Üzerine Etkileri ...118

3.3.6. OTP’ye Uyumun Türkiye İçin Faydaları ...118

SONUÇ ...120

(5)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: OTP’nin İşleyişinde Başlıca Yetkili Birimler ...14

Tablo 2: Ortak Piyasa Düzenine Konu Olan Tarım Ürünleri Ürün Gurupları...15

Tablo 3: AB Bütçesinde FEOGA Harcamaları ...26

Tablo 4 : AB Tarımsal Harcamalarının Yıllara Göre Dağılımı ...26

Tablo 5: SAPARD Kapsamında 2000-06 Arasında Aday Ülkelere Aktarılacak Kaynak (2001 Fiyatları-Yıllık- Euro) ...39

Tablo 6: Türkiye’de Yıllar İtibariyle Nüfus Dağılımı ...47

Tablo 7 : Türkiye’de Yerleşim Yeri ve Tarımsal Faaliyetlere Göre Hane Halkı Göstergeleri...48

Tablo 8: Türkiye’de Tarım Faal Nüfusunun Çalışma Statüsü ...49

Tablo 9: Türkiye’de tarımın GSMH içindeki payı ...50

Tablo 10 : Türkiye’de Sektörlerin GSMH içindeki Payları (%) ...51

Tablo 11: Tarım Ürünleri İhracatı (Milyon $) ...52

Tablo 12 :Türkiye Tarımında yıllar itibariyle Dış Ticaretin Değişimi ...53

Tablo 13- Tarım Ürünleri İthalatı (Milyon $) ...53

Tablo 14 : Türkiye Arazi Kullanış Biçimleri (dekar) ...62

Tablo 15:Türkiye’de Tarım İşletmelerinin Büyüklükleri ...63

Tablo 16: Türkiye’de Yıllara Göre Tahıl Üretimi (bin ton) ...64

Tablo17: Türkiye’de Yıllara Göre Endüstri Bitkileri üretimi ...65

Tablo 18: Kalkınma Planlarında Belirtilen Tarım Politikası Amaçları ...71

Tablo 19 : Türkiye ve AB’de İşletme Büyüklükleri ...79

(6)

KISALTMALAR AB: Avrupa Birliği

ABGS: Avrupa Birliği Genel Sekreterliği AET: Avrupa Ekonomik Topluluğu

AKÇT: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ARİP: Tarım Reformu Yatırım Projesi AT: Avrupa Topluluğu

ATYGF: Avrupa Garanti Ve Yönverme Fonu BM: Birleşmiş Milletler

CAP: Common Agricultural Policy- Ortak Tarım Politikası DGD: Doğrudan Gelir Desteği

DTA: Dünya Ticaret Anlaşması DPT: Devlet Planlama Teşkilatı DTM: Dış Ticaret Müsteşarlığı DTÖ: Dünya Ticaret Örgütü FADN: Çiftlik Muhasebe Veri Ağı

FAO: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FEDER: Bölgesel Kalkınma Fonu

FEOGA: Fonds Europeen D’orientation Et De Garantie Agricole- Avrupa

Tarımsal Yönverme ve Garanti Fonu

FSE: Avrupa Sosyal Fonu

GAP: Güneydoğu Anadolu Projesi

GATT: General Agreement on Tarriffs and Trade- Gümrük Tarifeleri Genel

Anlaşması

GSMH: Gayri Safi Milli Hasıla GSYİH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

IACS: İntegrated Adminstration and Control System- Bütünleştirilmiş İdare

ve Kontrol Sistemi İKV: İktisadi Kalkınma Vakfı

IMF: İnternational Monetary Fund-Uluslararası Para Fonu IPARD: Katılım Öncesi Kırsal Kalkınma Aracı

(7)

KOB: Katılım Ortaklığı Belgesi LEADER: Kırsal Kalkınma Fonu

MDAÜ: Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri MPM: Milli Prodüktivite Merkezi

OBP: Ortak Balıkçılık Politikası

OECD: Organization of Economic Cooperation and Development- Avrupa

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı

OPD: Ortak Piyasa Düzenleri OSV: Ortak Sorumluluk Vergisi OTP: Ortak Tarım Politikası ÖİK: Özel İhtisas Komisyonu

SAPARD: Tarım Ve Kırsal Kalkınma Alanında Özel Katılım Programı TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi

TÇV: Türkiye Çevre Vakfı

TEAE: Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü TKB: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

TMO: Toprak Mahsulleri Ofisi

TSKB: Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri TÜSİAD: Türkiye Sanayi ve İşadamları Derneği TZDK: Türkiye Zirai Donatım Kurumu

TZOB: Türkiye Ziraat Odaları Birliği TZMO: Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası UP: Ulusal Program

(8)

GİRİŞ

İnsanlık tarihi boyunca insanlar, daima temel ihtiyaçlarını karşılama çabası içerisinde olmuşlardır. İnsanın en temel ihtiyacının gıda olduğu, başka bir deyişle beslenme olduğu düşünüldüğünde tarımın hayati önem taşıdığını anlamak zor olmayacaktır. Bundan dolayı tarım, her dönemde ve her toplumda siyasal iktidarların odağında olmuş, üzerinden çıkar sağlanmaya çalışılmış, büyük imparatorlukların yüzlerce yıl yaşamasında önemli rol üstlenmiştir.

Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında, tarımın Dünya’daki rolünün niteliksel olarak değiştiği görülmektedir. Çünkü toplumların gıda maddesi talepleri çeşitlilik göstermiş, tarıma dayalı sanayiler hızla gelişmiş, tarımın milli gelire, ihracata ve istihdama katkısı genel ekonomi içinde belirginleşmiştir. Ekonomi içinde bu denli öneme sahip olan tarım sektörü, doğal olarak devletler tarafından koruma altına alınmış, devletleri gıda ihtiyaçlarını dışarıya bağımlı olmadan, kendi kendilerine karşılamaya yöneltmiş ve sınırların dışa karşı korunmasına neden olmuştur. Öte yandan, toplumların beslenme alışkanlıklarının birbirinden oldukça farklı olması, sözgelimi coğrafi koşulların, kültürel faktörlerin, iklim özelliklerinin vb. unsurların farklılık göstermesi de devletleri dışa karşı koruma mekanizması yaratmaya itmiştir.

Tarımın dış pazarlara karşı korunması, tarımda istihdam edilenlerin desteklenmesi, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdanın tüketiciye ulaştırılması gibi birçok kaygının ve çabanın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, özellikle Avrupa Kıtası’nda ortaya çıktığını görüyoruz. Genel olarak Avrupalı devletlerin, tarım politikasına önem vermelerinin başlıca nedeni İkinci Dünya Savaş’ı gibi çok yıkıcı bir savaşın Avrupa Kıtası’nı alt üst etmesi ve bu savaşın deneyimlerinin Avrupalı yöneticileri tedbir almaya itmesi olarak göstermek mümkündür.

Avrupa’nın altı ülkesi tarafından 1950’li yılların başlarında ekonomik amaçla kurulan, belki de siyasal bütünleşme modelleri arasında prototip olarak gösterebilecek bir model olan, Avrupa Kıtası’nda 20. Yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran ve aşağı yukarı 50 yılı aşkın bir süredir evrimleşmekte olan ve bügün “Avrupa Birliği” ismini alan bu bütünleşmeye, Türkiye de üye olmak için müzakerelere başlamış durumdadır. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında başlayan müzakerelerin 10 ile 15 yıl arasında süreceği öngörülmektedir. Müzakereler sürecinde Türkiye, kendi mevzuatını Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu hale

(9)

getirmeye çalışacaktır. Mevzuatın uyumlaştırılması, ulaştırma politikasından maliye politikasına, ekonomiden ticarete, tarımdan çevre politikasına kadar toplumsal, sosyal ve ekonomik hayatı ilgilendiren her konuyu içermektedir. Avrupa Birliği’nin bu politikaları içerisinde Türkiye açısından en çetrefilli olanı tarım politikasının uyumlaştırılması olarak görülmektedir. Çünkü Avrupa Birliği ile Türkiye tarımı her yönüyle farklılıklar göstermektedir. Örneğin AB ülkelerinin tarımda istihdam edilen işgücünün, toplam işgücüne oranı yüzde olarak tek haneli rakamlardayken, Türkiye’de bu oran hala yüzde otuzların üzerindedir. Ortak Tarım Politikası’nın(OTP) bir diğer önemli özelliği, Avrupa Birliği bütçesinin baştan beri yaklaşık olarak yarısını oluşturmasıdır.

İşte bu çalışma, OTP’nin hem Avrupa Birliği içerisinde sahip olduğu önem, hem de Türkiye cephesinden sahip olduğu önem düşünülerek hazırlanmıştır.

Çalışma üç bölüm halinde oluşturulmuştur. Birinci bölümde, Avrupa Biriliği Ortak Tarım Politikası’nın neden oluşturulduğu, amaçları ve temel ilkelerinin ne olduğu üzerinde durulduktan sonra, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası’nın pazar ve fiyat mekanizmasının nasıl işlediği ve destekleme mekanizmaları üzerinde durulacaktır. Ayrıca Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası’nın finansman mekanizmaları ve süreç içerisinde yaşanan reformların nedenleri ve reformların getirdiği değişiklikler de irdelenecektir. Bu bölümde son olarak, çevre ve kalite anlayışının Ortak Tarım Politikası içerindeki önemi üzerinde durulacaktır.

İkinci bölümde Türk tarımının bir analizi yapılacaktır. Türk tarım sektörünün tarihsel evrimine değinilerek, tarımın Türk ekonomisi içerisindeki yeri; GSMH’ya katkısı, ithalat ve ihracat içerisindeki payı göz önünde tutularak irdelenecektir. Ayrıca Türkiye’nin tarımsal yapısı; tarımsal istihdam, arazi yapısı, destekleme mekanizmaları, örgütlenme ve tarımsal politikalar ışığında işlenecektir. Bu bolümde son olarak Türk tarımın başlıca sorunları üzerinde durulacaktır.

Son bölümde ise, öncelikle Türkiye’nin tarımsal yapısı ile Avrupa Birliği’nin tarımsal yapısı çeşitli yönlerden karşılaştırılacaktır. Tarımsal bağlamda Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin ortaya çıkışı, gelişimi ve aşamaları üzerinde durulacaktır. Üçüncü bölümün son kısmında Türkiye’nin Ortak Tarım Politikası’na uyumu işlenecektir. Türkiye’nin Ortak Tarım Politikası’na gerek yapısal gerekse de kurumsal olarak uyumu, Katılım Ortaklığı Belgeleri, Ulusal Programlar ve İlerleme

(10)

Raporları göz önünde tutularak irdelenecek ve Türkiye’nin Ortak Tarım Politikası’na uyum amacıyla şimdiye kadar yaptığı çalışmalar değerlendirilecektir. Ayrıca Ortak Tarım Politikası’na uyumun, Türk tarımı üzerinde yaratacağı muhtemel etkiler de çeşitli yönlerden ele alınarak, sonuç kısmıyla çalışma bitirilecektir.

(11)

BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TARIM POLİTİKASININ GENEL ANALİZİ 1.1. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasının Oluşumu

Avrupa Birliği’nde ekonomik ve sosyal yapı açısından özel bir yere sahip olan tarım, Topluluğu kuran Roma Antlaşması’nın imzalanmasından günümüze kadar ağırlıklı ve temel bir politika alanı olmuştur.1 Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası(OTP), Birliği ihtilafa düşüren ve üzerinde en fazla tartışma yapılan politikaların başında gelmektedir. Roma Anlaşması’nın ikinci kısmı(38-47. maddeler) tarıma ilişkin maddeleri kapsamaktadır. Roma Anlaşması, sanayi ürünlerinde olduğu gibi, tarım ürünleri alanında da serbest dolaşımı öngörmektedir.2 Fakat Roma Anlaşması’na imza koyan altı ülkenin tarım politikaları birbirinden farklı ve hatta tarım politikaları birbiriyle çelişkiliydi. Çünkü bu ülkeler değişik ekonomik anlayışlara sahip ve Kuzey Denizi’nden Akdeniz’e kadar uzanan değişik tarım ekonomilerine sahip ülkelerdi. Bazı ülkeler arz ve talebin serbestisine inanıyorlar, bazıları da daha himayeci bir sisteme yönelmekteydiler.3 Bu farklılıklardan dolayı, ortak bir tarım politikasını oluşturmak oldukça zor olmuş, hatta bazen de ortaklığın oluşumunu tehlikeye sokmuştur. Uzun ve zorlu görüşmeler sonucunda Ortak Tarım Politikası’nın oluşturulup oluşturulmaması konusunda iki seçeneğin ortaya çıktığı görülmektedir. İlk alternatif, tarım sektörünü ortaklığın dışında bırakmaktı. Bu alternatifin kabul edilmesi, ortaklığı zayıflatacak ve Fransa’nın aleyhine olacaktı. Çünkü bir tarım ülkesi olan Fransa, tarım ürünleri ihracatını arttırıp, sanayi yönünden kendinden daha gelişmiş olan Avrupa ülkelerinden ithalatı arttırmayı düşünüyordu. İkinci seçenek ise hem ortak bir tarım politikası izlemek, hem de tüm topluluk üyesi ülkelerin çiftçilerini koruyucu bir düzenleme yapmaktı. Sonuçta ikinci seçenek kabul edilerek, tarım konusu Roma Anlaşması’nda yer aldı. Fakat OTP’nin uygulanması pek çok çalışmayı ve düzenlemeyi gerektiriyordu. Bundan dolayı Roma Anlaşması’nın sanayi ürünlerine ilişkin düzenlemeleri 1958 yılından itibaren yürürlüğe girerken, OTP’yle ilgili çalışmalar 1962 yılında başlamış ve ancak 1967-1968 yıllarında da

1DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye, 5.Baskı, Ankara, DTM Yayınları, Kasım 2002, s.71 2

Zeynel Dinler, Tarım Ekonomisi, 4.Basım, Bursa, Etkin Kitabevi, 1996, s.324 3

Mustafa Aksoy, Avrupa Topluluğu’nun Tarım Politikası, Ankara, Avrupa Topluluğu Yayınları, Ayyıldız Matbaası, 1977, s. 9

(12)

uygulanabilmiştir.4 OTP ile ilgili ilk düzenlemeleri içermesinden dolayı, aşağıda Roma Antlaşması’nın tarım ile ilgili olan maddeleri üzerinde kısaca durulacaktır.

1.1.2. Roma Antlaşması ve Tarım

Roma Anlaşması’nın en genel amacının, Avrupa’nın siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel birleşme hareketini başlatmak olarak tanımlamak, bugün ulaşılan aşama göz önüne alındığında yanlış bir tanımlama olmasa gerektir.5 Esasında Roma Antlaşması’nın temeli, 1955 Temmuz’unda 6 üye ülkenin dışişleri bakanlarının, Belçika Dışişleri Bakanı Paul-Henry Spaak başkanlığında bir komite oluşturmasıyla atılır. Komite, AET’nin kuruluş anlaşmasını hazırlamak için toplanır. Komite anlaşma taslağını Nisan 1956’da tamamlar. Spaak Raporu olarak adlandırılan belgede tarımın içinde olmadığı bir ortak pazarın kurulmasının mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca Spaak Raporu’nda tarım için ortak bir pazarın oluşturulabilmesi için 3 şartın yerine getirilmesinin zorunluluğundan bahsedilmiştir. Bunlar:

1- Üye ülkeler arasında normal ticaret engellerinin kaldırılmasının yeterli olmayacağı, buna ek olarak kotaların, gümrük vergilerinin, mevsimlik kısıtlamaların, fiyat belirlemelerinin ve ihracat sübvansiyonlarının da kaldırılması gerektiği vurgulanmıştır.

2- Üye ülkelerin ulusal tarım politikasını bırakıp, OTP’yi izlemeleri gerektiği vurgulanmıştır.

3- Teknik alanlarda, fiyat düzeylerinde ve tarımsal girdi endüstrisinde maliyet farklılığına neden olan uygulamaların giderilmesi için geçiş döneminin gerekli olduğu üzerinde durulmuştur.6

Daha önce de vurgulandığı gibi, özellikle Fransa ve Almanya arasında büyük tartışmalara konu olan OTP’nin, Roma Anlaşması’na konu olan 38. ile 47. maddeleri arasındaki maddeler aşağıda irdelenecektir. Roma Anlaşması’nda 38 ile 47.

4 Dinler, Tarım Ekonomisi..., s.324 5

Tayyar Ayyıldız, Tarım Politikası, Genel Politikalar ve Türkiye’de Durum, 2. Baskı, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Yayınları, No:620, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset Tesisi,1992, s.267 6 Abdullah Aysu, Avrupa Birliği ve Tarım, 1.Basım, İstanbul, Kalkedon Yayınları, Mayıs 2006, s.21

(13)

maddeleri kapsayan tarım ile ilgili konular daha sonra Amsterdam Anlaşması’nın 32-38. maddelerinde yer almıştır.7

38. Madde: Öncelikle tarım ürünlerinde ortak pazarın kurulabilmesi için, OTP’nin oluşturulması gerektiği üzerinde durularak tarım ürünlerinin tarifi: “topraktan yetiştirilen ürünler, hayvancılık ürünleri ve su ürünleri ile bunların birinci dereceden işlenmiş ürünleri” olarak yapılmıştır.

39. Madde: Bu madde OTP’nin amaçları üzerinde durmaktadır. OTP’nin amaçları aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı için burada üzerinde durulmayacaktır.

40. Madde: OTP’nin geçiş dönemi sonuna kadar ve aşamalı olarak gerçekleştirilmesi bu maddede yer almaktadır. Öte yandan 40. maddede, 39. maddedeki hedeflere ulaşmak için ortak piyasa organizasyonunun oluşturulması ve bu faaliyetleri karşılayabilecek bir fonun da kurulması üzerinde durulmuştur.

41. Madde: Tarım ile ilgili mesleki eğitim ve araştırmaların geliştirilmesinden bahsetmektedir.

42. Madde: Tarım alanında rekabetin uygulanabilmesi için gerekli düzenlemelerden bahsetmektedir.

43. Madde: Bir konferansın toplanarak OTP’nin ana hatlarını belirlemesini öngörmektedir.

44. Madde: Geçiş dönemi sürecinde fiyat tespiti konusunda uygulanacak ölçütleri izah etmektedir.

45. Madde: 40. maddede açıklanan organizasyon şekline geçilene kadar bazı üye devletlerin yapacağı ticaret anlaşmalarında uyacakları esasları belirlemektedir.

46. Madde: Komisyon’un vergi miktarını tespit yetkisi ile fark giderici verginin hangi hallerde uygulanacağı konusunu işlemektedir.

47. Madde: Ekonomik ve Sosyal Komitenin görevleri ve bu görevler esnasında yetki sahibi olacak organlardan bahsetmektedir.8

Roma Anlaşması’nda vücut bulan OTP’nin, Stresa Konferansı’nda ve sonrasında şekillendiği görülmektedir. Stresa Konferansı, Roma Anlaşması’nın 43. maddesi doğrultusunda Topluluğun altı ülkesinin tarım bakanlarının, 3-12 Temmuz

7 Ramazan Uçtu, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası ve Türk Tarımının Ortak Tarım

Politikasına Uyumu, Konya, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, 2005, s.4

8

Roma Anlaşması’nda Tarım İle İlgili Maddeler İçin bknz: Aysu, Avrupa Birliği ve Tarım..., s.24 ve Uçtu, Avrupa Birliği Ortak..., s .4

(14)

1958 tarihleri arasında İtalya’nın Stresa şehrinde “Stresa Tarım Konferansı” adı altında toplanmaları ile oluşmuştur.9 Stresa Konferansı’nda, sanayi ürünleri alanında olduğu gibi, tarım ürünleri alanında da üyeler arasındaki tarifelerle öteki dış ticaret kısıtlamalarının kaldırılması ve bir “yeşil pazar” oluşturulması kabul edilerek, tüm üye ülkelerde tarım ürünlerine aynı fiyat düzeyini garanti etmek için ortak bir fiyat sistemi kurulmuştur.10

1.2. Ortak Tarım Politikası Oluşturmanın Nedenleri

Avrupa Birliği için sosyal ve ekonomik açıdan özel bir öneme sahip olan tarım Roma Anlaşması’ndan günümüze değin, Birlik’teki tarımsal faaliyetlerin yaklaşık olarak yüzde 90’ını kapsar hale gelmiştir.11 Bu denli önemli bir yere sahip olan tarımın ortak bir politika haline getiren nedenler vardır. Avrupa Birliği’ni ortak bir tarım politikası izlemeye yönelten ve genel olarak dört ana başlık altında toplayabileceğimiz nedenler aşağıda maddeler halinde irdelenecektir.

Gıda Yetersizliklerinin Önüne Geçilmesi

İkinci Dünya Savaşı boyunca ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, gıda yetersizliği sorunu Avrupa Kıtası’nda çok ciddi bir sorun teşkil etmiş ve bu sorun ortak bir tarım politikası oluşturmanın önemli bir nedeni sayılmıştır. Savaş koşullarının doğurduğu sonuçlarla birlikte, Avrupa Kıtası’nda gıda arzının güvence altına alınmasının gerekli olduğu anlaşılmış ve gıda alanında dışa bağımlılığın önüne geçilmesi yönünde bir bilinç oluşmuştur. Bu şekilde, Topluluk ülkeleri, vatandaşlarının gıda ihtiyacını, Topluluk içinden karşılamaya karar vermişlerdir. Tarımsal üretim miktarının yeterli seviyeye ulaşması ve bu düzeyin korunabilmesi için pazarın mümkün olduğunca geniş tutulması gerektiği düşüncesinden hareketle bir OTP’ye gidildiği görülmektedir.12 Ayrıca o dönemde Topluluk üyesi ülkeler gıda

9

Uçtu, Avrupa Birliği Ortak..., s.5

10Zübeyir Turan, 2000’li Yıllarda Avrupa Birliği Türkiye Entegrasyonu, Ayyıldız, Mayıs 2000, s.59

11

DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye..., s.71 12

Armağan Candan, 15 Soruda 15 AB Politikası, Avrupa Birliğinin Ortak Tarım Politikası, 2. Baskı, İstanbul, İKV Yayınları, 2004, No:2, s.6

(15)

ihtiyacının yaklaşık yüzde 80’ini dışardan karşılamaktaydı. Bu durum, Topluluğu dışa bağımlılıktan kurtaracak bir ortak politika arayışına itmiştir.13

Tarımda Çalışan Kesimin Gelir Düzeyinin Korunması Ve Arttırılması

Tarım ürünlerinin fiyatlarının hayat standartlarında belirleyici olması, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurucuları olan Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’un tarım politikalarını ve pazarlarını birleştirmeleri gereksinimini doğurmuştur. Çünkü 1960’lı yılların başında, söz konusu altı ülkede tarım sektöründe çalışanlar, genel nüfusun beşte birine denk gelmekteydi, diğer bir deyişle 1950’li yılların ortalarında 6 üyeli topluluğun 65 milyon hektar tarım için kullanılabilir alanı ve tarım sektöründe çalışan 18 milyon nüfusu vardı ki; bu da çok ciddi bir oranı teşkil etmekteydi, 2004 yılı mayıs ayından önce, on beş üyeli Avrupa Birliği’ndeki tarım kesiminin, aktif nüfusa oranı yirmide bir kadardır. Dolayısıyla o dönemin şartlarında, o kadar önemli bir nüfusun gelir düzeyinin korunması ve arttırılması gerekmekteydi. Tarım kesiminin olası fiyat dalgalanmalarından korunmasını sağlamak, bunun için de piyasalara zaman zaman müdahale etme zorunluluğu bulunmaktaydı ve etkin bir müdahale de ancak ülkelerin ortak alacağı bir tavırla mümkün olabilirdi. Bu da Topluluk üyelerini OTP’yi oluşturmaya sevk etmiştir.14

Piyasa Mekanizmaları Arasındaki Farklılıkların Giderilmesi

Ortak Tarım Politikası uygulanmadan önce, Avrupa ülkelerinin ulusal tarım politikaları, tarımsal yapılarına göre farklılıklar göstermekteydi. Sözgelimi; Almanya gibi tarım sektörünün ekonomide diğer sektörlere göre daha az yer tuttuğu ülkeler, net ithalatçı konumunda oldukları için, ulusal pazarlarını ithalat vergileri ve kotalarıyla korumaktaydılar. Diğer yandan, başını Fransa’nın çektiği, tarımın önemli bir faaliyet alanı olduğu net ihracatçı ülkeler ise, ihracat vergi ve kotaları yanında

13Avrupa Topluluğu’nun ortak bir tarım politikası oluşturmasının sebepleri hakkında bknz. Avrupa

Birliği’nin Ortak Tarım Politikası, http://www.ikv.org.tr/pdfs/0b08abbf.pdf 06-04-2006 ve Uğur Kılınç, Türkiye-Avrupa Topluluğu İlişkileri (Ekonomik, Sosyal, Siyasi, Hukuki ve İdari

Yönden), Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Ankara, Sevinç

Matbaası, 1990, s.18 ve M. Armando Toledano, AET Ortak Tarım Poltikası, Prensipleri ve

Hedefleri, Türk Tarımının Avrupa Tarımına Entegrasyonu Semineri, İzmir, İKV Yayınları,

No:54, Ekim1987, s.54-55 14 Candan, 15 soruda 15 AB..., s.6

(16)

destekleme fiyatları ve ihracat teşvikleri ile koruma mekanizmalarını oluşturuyordu. Değişik müdahale ve koruma araçları ile oluşturulan piyasa mekanizmaları arasındaki farklılıkların giderilmesinin ancak ortak ve tek bir politika etrafında birleşilmesi ile sağlanabileceğinin görülmesi de, OTP’nin oluşumunu hızlandıran etkenlerden biri olmuştur.15

Dengeleyici Bir Unsur Olarak Görülmesi

Fransa ve Almanya arasında çıkar ilişkisinin bir yansıması olarak da, bir OTP’nin oluşturulduğu savunulmaktadır. Çünkü, AET içerisinde oluşturulan Gümrük Birliği’nin ilk hali sadece sanayi mallarına yönelikti ve tarım ürünlerini kapsamıyordu. Bu da, yukarda da belirtildiği gibi, Almanya’ya büyük avantaj sağlıyor ve büyük bir tarım sektörü çalışanına sahip olan Fransa’yı rahatsız ediyordu.16

Başlıcaları yukarda sayılan gereklilikler doğrultusunda, 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma Anlaşması’nda, OTP’nin amaç ve ilkeleri belirtilmiş ve bu amaçları gerçekleştirmek için 1958 yılının Temmuz ayında Stresa Konferansı ile çalışmalar başlamış, 1960 yılında topluluk Bakanlar Konseyi, OTP’nin ilkelerini benimsemiştir. 1962 yılında ise, ilk Ortak Piyasa Düzeni(OPD) tahıl sektöründe yürürlüğe girmiştir.17

1.3. Ortak Tarım Politikasının Amaçları

OTP’nin, Roma Anlaşması’nda belirtilen hedeflerine geçmeden önce, Avrupa Birliği’nin OTP’ye ilişkin amacının günümüzdeki resmi açıklamasının aktarılması yerinde olacaktır: “Ortak Tarım Politikası”nın amacı, çiftçilere makul bir yaşam standardı sağlamak, tüketicilerin adil bir fiyatla kaliteli ürün tüketimini sağlamak ve kırsal mirası korumaktır. OTP toplumun gelişen ihtiyaçlarını karşılamakta, bunun için gıda güvencesi, çevrenin korunması ve para için değer, tarım için önemi anlaşılan konular olmaktadır”18 OTP oluşturulurken, Birlik üyeleri

15A., g., e., s.6-7

16A., g., e., s.7 17

A., g., e., s.7

18“Overviews Of The European Union Activities, Agriculture”,

(17)

Roma Anlaşması’nın 39. maddesinde bu politikanın amaçlarını ortaya koymuşlardır. Bu amaçları şu şekilde sıralayabiliriz:

● Teknik ilerlemelerin teşviki, tarımsal üretimin rasyonelleştirilmesi ve üretim faktörlerinin, özellikle işgücünü, mümkün olan optimum verimlilikte kullanarak, tarımda verimliliği maksimum seviyeye çıkarmak,19

● Tarım sektöründe çalışan işgücünün hayat standartlarını yükseltmek ve adil bir gelir dağılımı sağlamak,20

● Tarım ürünleri fiyatlarını bütün üye ülkelerde eşitleyerek, fiyatların üye ülkeler arasında haksız rekabete yol açmasının önüne geçmek,

● Tüketicilere daha gerçekçi ve uygun fiyatlar sunmak, ●Tarım ürünleri arzının güvenliğini sağlamak,

●Tarım ürünleri piyasasının istikrarını sağlamak,

● Üretim standartlarını ve tarım teknolojisini geliştirmektir.21

1.4. Ortak Tarım Politikasının İlkeleri

Roma Anlaşması sonrası Stresa Konferansı ile başlayan çalışmalar, 1960’da AB’nin OTP’nin temel ilkelerini benimsemesiyle sonuçlanır.22 Birliğe üye ülkelerin tarım piyasalarının düzenlenmesi ve tarımın gelişmesi için izlenecek politikaları kapsayan OTP’nin üç ana ilkesinin olduğunu görüyoruz. Bunlar: Tek Pazar İlkesi, Topluluk Tercihi İlkesi, Mali Sorumluluk veya Mali Dayanışma İlkeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların ne anlama geldikleri, içerikleri ve birbiriyle olan ilişkileri aşağıda ayrıntılarıyla irdelenecektir.

1.4.1.Tek Pazar İlkesi

Bu ilke, tek pazarı yaratmak için, AB üyesi ülkeler arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımını etkileyen sınırlamaların ortadan kaldırılmasını öngörmektedir.23 Başka bir deyişle üye ülkeler arasında tarımsal ürün hareketinin serbestleşmesi

19

Turan, 2000’li Yıllarda Avrupa Bir...., s.204 20

Dinler, Tarım Ekonomisi..., s.324 21Candan, 15 soruda 15 AB..., s.7

22Adem Üzümcü, “Türkiye ve AB Tarımı: Karşılaştırmalı Bir Analiz ve Ortak Tarım

Politikasına Uyum Süreci”, Mehmet Dikkaya, AB Yolunda Türkiye Müzakere Sürecinin Ekonomi

Politiği, Alfa Aktül, 2006, s.147

(18)

öngörülmüştür.24 Üye ülkelerin birbirleri ile gerçekleştirdikleri ticaretin gümrük vergileri, kotalar ve benzeri engellerle kısıtlanamayacağını anlatan bu ilke, söz konusu engellerin ortadan kaldırılmasıyla tarım ürünlerinde bir tek pazar oluşturulmasını hedeflemektedir. Tek Pazar ilkesinin, hayata geçirilebilmesi için üye ülkelerin kullanacakları kural ve mekanizmaların aynı olması ve Topluluk tarafından bir çatı altında idare edilmesi gerekmektedir.25 Piyasa birliği ilkesi ile “ortak fiyatlar ve ortak rekabet kurallarının belirlenmesi; tarım sektörü bakımından döviz kurlarının istikrara kavuşturulması; idari, bitki ve hayvan sağlığı düzenlemelerinin yeknesaklaştırılması öngörülmektedir.”26 Tek pazar uygulamasının normal olarak tek fiyat sonucunu doğurması gerekirken, bu olmamıştır. Bunun nedenleri, ortak fiyat oluşumlarının piyasa mekanizmaları yerine idari kararlarla belirlenmesi, örneğin; tahıl, şeker ve şeker pancarı gibi ürünlerde fiyat, en yüksek ve en düşük fiyatın ortalaması olarak belirlenirken, süt ve süt ürünlerinde en yüksek fiyat, ortak fiyat olarak kabul edilmiştir. Tek fiyatın oluşamamasının diğer bir nedeni ise, özellikle 1970’li yıllarda dünya para piyasalarında yaşanan döviz kuru dalgalanmaları olmuştur. Bu ilke Yeşil Kur ismi verilen özel bir para sistemi ile, bazı araçlar devreye sokularak, olası istikrarsızlıkların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Bu araçlardan en önemlisi, piyasa kurları arasındaki farkı gidermek amacıyla kullanılan telafi edici tutarlar uygulamasıdır. Fakat 1999 yılında EURO’nun kullanılmaya başlanması ile birlikte döviz kuru dalgalanmalarına da son verilmiş ve tek pazar uygulamasının yerleşmesine büyük katkıda bulunmuştur.27

1.4.2.Topluluk Tercihi İlkesi

Genel olarak bu prensip, Topluluk ürünlerinin satışına öncelik verilmesi anlamına gelmektedir. Topluluk içi piyasalarda ve Topluluk sınırlarında üye ülkeler tarafından üretilen tarım ürünlerine öncelik verilmesidir. Bu yöntemle üçüncü ülkelerde üretilen ürünlere karşı, Topluluk üyesi ülkelere tercih tanınmakta ve Topluluk tarım sektörü korunmaktadır. Topluluk üreticilerinin ucuz dış rekabete karşı korunması için, iki temel koruma mekanizması oluşturulmuştur. Bunlardan

24Aysu, Avrupa Birliği ve Tarım... , s.32 25

Candan, 15 soruda 15 AB... , s. 8 26

DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye..., s. 19 27Candan, 15 soruda 15 AB... , s. 8

(19)

birincisi, Prelevman denilen bir tür değişken vergidir. Bu vergi ithal ürünlerinden alınmakta ve bu ürünlerin fiyatını topluluk fiyatına yükseltmek amacını taşımaktadır. Fakat bu vergi, günümüzde yerini Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması(DTÖ) ile gümrük tarifelerine bırakmıştır. İkinci koruma mekanizması ise, ihracat iadesi uygulamasıdır. Topluluk ürünlerinin, fiyatların daha düşük olduğu dış pazarlara ihraç edilebilmesi için kullanılan bu araç, Topluluk ürünlerine rekabet gücü kazandırmayı hedeflemekte ve daha çok iç tüketimin yetersiz olduğu yada önemli miktarda üretim fazlası bulunan ürünler için kullanılmaktadır.28 Yani, ithalata karşı bir koruma ve korumanın mümkün olmadığı durumlarda da Topluluk ürünlerine sübvansiyon sağlanmaktadır.29

1.4.3. Mali Dayanışma İlkesi

Bu ilke ile vurgulanmak istenen, OTP’ye ilişkin harcamaların, tüm Avrupa Birliği Ülkeleri tarafından karşılanmasıdır.30 Diğer iki ilke doğrultusunda, uygulanacak ortak politikalardaki harcamaların, ortaklaşa oluşturulan bir bütçeden ve Avrupa Birliği’nin üyesi ülkelerin tamamının katkısı ile karşılanması hedeflenmektedir. Bu ilke çift yönlü işlemektedir. Bir taraftan harcamalar Topluluğun tüm üyeleri tarafından karşılanmakta, diğer taraftan, OTP çerçevesinde alınan vergilerden sağlanan gelirler, Topluluğun ortak geliri olarak kabul edilmektedir. Topluluk içinde 1962 yılında oluşturulan özel bir fon ile mali sorumluluğun ortak paylaşımı sağlanmıştır. Oluşturulan Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu(FEOGA) ile OTP giderleri karşılanmaktadır. FEOGA, 1964 yılında, Yönlendirme ve Garanti olarak iki bölüm haline getirilmiştir. Garanti Bölümü, fiyat ve pazar politikasının işleyebilmesi için gerekli olan harcamaları finanse etmekte ve Birlik bütçesinin yüzde 45’ını oluşturmaktadır. Yönlendirme Bölümü ise, tarımsal yapıların iyileştirilmesine yönelik yapılandırma çalışmaları ile, kırsal bölgelerin kalkındırılmasında kullanılmakta ve Avrupa Birliği bütçesinin yüzde 3’ünü oluşturmaktadır.31

28A., g., e. , s. 8

29DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.19 30

Aktar, Avrupa Birliğinin... , s. 54 31

Candan, 15 soruda 15 AB... , s.9, ve OTP Mali Dayanışma İlkesi hakkında ayrıntılı bilgi İçin bknz. DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.72-73

(20)

1.5. Ortak Tarım Politikası’nın Uygulama Araçları

OTP’nin uygulanması için çeşitli araçların olduğu görülmektedir. Bunlar karar mekanizması, ortak piyasa düzenleri, pazar ve fiyat mekanizmaları olarak sınıflandırmaktadır. Bu araçların ne anlam ifade ettikleri ve içerikleri aşağıda açıklanacaktır.

1.5.1. Karar Mekanizması

Avrupa Birliği, diğer politikalara nazaran, OTP söz konusu olduğunda, üye ülkeler üzerinde daha fazla söz sahibidir. AB organları, OTP’nin fiyat ve pazar mekanizmalarının belirlenmesinde yetki sahibidir. Fakat, tarım sektörüyle ilgili vergilendirmeler ve çiftçilerin sosyal güvenliği ile ilgili konular, ilgili devletlerin tasarrufundadır. OTP ile ilgili kararların alınması süreci büyük ölçüde Avrupa Komisyonu’nun sorumluluğundadır. Komisyon genel olarak, OTP’nin rutin işleyişini takip etmekte, bunu yaparken de üye ülkelerin uzman kamu görevlilerinden oluşan, idari komiteler tarafından desteklenmektedir. Ortak Piyasa Düzenine(OPD) dahil bütün alanlarla ilgili idari komiteler bulunmaktadır. Yapısal konularla ilgili olan komite ise Tarımsal Yapılar Ve Kırsal Gelişme Komitesi(STAR)’dır. Organik tarım, hayvan ve bitki sağlığı, gıda hukuku ve tarım araştırmaları gibi OTP’nin işleyişi ile ilgili dolaylı konularla düzenleyici komiteler meşgul olmaktadır. Danışma Komiteleri ise, Komisyon ile üye ülkelerin üreticileri, işleme ve ticaret sektörü temsilcileri, tüketici birlikleri ve tarım kooperatifleri arasında koordinasyonu gerçekleştirmektedir. Konsey ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nun görevleri de şu şekildedir: Konsey, Komisyon’dan gelen yasa tasarıları hakkında bir karar vermeden önce, Parlamento’ya danışmak zorundadır. OTP ile ilgili belirlenecek tüm politikalarda Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu arasında basit görüş yöntemi uygulanır. OTP ile ilgili son kararlar, Konseyde nitelikli oy çokluğu ile alınır.32 OTP’nin işleyişinde yetkili olan birimler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

32

Candan, 15 soruda 15 AB... , s. 10 ve AB Organları Ayrıntılı Bilgi İçin bknz. The İnstitutions of

The EU., Politically İmpartial İnformation From The EU İnformation Centre of The Riksdag,

Fact Sheet No:2, August 2005 ve S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, İstanbul, Beta, Sekizinci Bası, 2005, s.213

(21)

Tablo 1: OTP’nin İşleyişinde Başlıca Yetkili Birimler

Kaynak: Aşağıdaki Kaynaklardan Oluşturulmuştur: The İnstitutions of The EU., Politically

İmpartial İnformation From The EU İnformation Centre of The Riksdag, Fact Sheet No:2, August 2005 ve Avrupa Parlamentosu’nun yetkileri için bknz. Erkan Rehber, Bahattin Çetin, Tarım

Ekonomisi, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı,Bursa, Vipaş A.Ş., 1998, s.292

1.5.2. Ortak Piyasa Düzenleri

Üreticiden tüketiciye aktarılan tarımsal ürünlerin OTP ilkeleri göz önünde bulundurularak düzenlenmesi OPD(Ortak Piyasa Düzenleri) olarak tanımlanmaktadır. OPD’de piyasaya müdahale durumu söz konusudur. Müdahale, ortak pazar kuruluşları aracılığı ile yapılmakta, bu kuruluşlar tarım ürünlerinin üretiminden, dış ticarete, kotalara ve tüketimine kadar uzanan bir süreçte rol almak üzere örgütlenmişlerdir33. Roma Anlaşması’nın 39. maddesinde yer verilen amaçlara ulaşılması ancak her bir ürün kategorisi için, uygun pazar-müdahale mekanizmaları doğrultusunda bir müdahale sistemi ile gerçekleştirilebilirdi.34 Topluluk tercihi, ortak bir pazar kurulması, mali dayanışma prensipleri çerçevesinde, her bir sektör için tesis edilen "Ortak Piyasa Düzenleri" yoluyla tarımsal ürünlerin üretimi, desteklenmesi, dış ticaretine ilişkin politikalar yürütülmektedir. Söz konusu piyasa düzenleri; fiyat ve müdahale, Topluluk içi serbest dolaşım, üçüncü ülkelerle ticaret, rekabet ve finansman politikalarını içermektedir. İlk OPD, 1962 yılında hububat sektöründe

33

Üzümcü, “Türkiye ve AB Tarımı: Karşılaştırmalı... , s.147

34TZOB, Avrupa Topluluğu Ortak Tarım Politikası, Ankara, TZOB Yayınları, 1996, s.43 Yetkili Organ Görevi

Komisyon (Üye Ülkelerin Uzmanlarından Oluşan Komiteler)

Genel olarak her bir ortak piyasa düzenine konu olan ürünlerde rutin işleyişi takip etmektedirler. Niteliksel olarak başlıca komiteler: STAR(Tarımsal Yapılar Ve Kırsal Gelişme Komitesi), Danışma Komitesi ve düzenleyici komiteler.

Konsey OTP ile ilgili harcamalarda son karar Konseye

verilmiştir. Öte yandan Konsey, Komisyon’dan gelen yasa tasarılarını Parlamento’ya danışarak karara bağlar. OTP ile ilgili kararları nitelikli oy çoğunluğu ile karara bağlar.

Parlamento OTP ile ilgili yasama faaliyetlerinde Konsey’le işbirliği yapar, bütçeyi görüşür ve görüş bildirir.

Üye Devletler OTP’den bağımsız olarak üye devletler, vergilendirme ve çiftçilerin sosyal güvenliğinden sorumludurlar.

(22)

tesis edilmiş olup, halen 23 ürün veya ürün grubu OPD kapsamında yer almaktadır.35 Ayrı ayrı her ürün için, o ürünün üretim ve pazarlama koşulları dikkate alınarak belirlenen düzenlemelerdir. Tarım ürünlerinin tümünün aynı üretim ve pazarlama şartlarına tabi olmaması nedeniyle birden fazla piyasa düzeni oluşturulmuştur. Böyle bir sistemin devamlılığı için iç piyasada destek, dış pazarlara karşı da koruma mekanizmaları geliştirilmiştir. Topluluğun kurulduğu ilk yıllarda, OPD’ye tabi mallar, tarım ürünlerinin yarısını teşkil ederken, günümüzde patates hariç tüm tarım ürünleri, OPD’den birine tabidir. Diğer bir deyişle, pazar organizasyonu kapsamına giren ürünlerin yaklaşık yüzde 91’i OPD’ye girer hale gelmiştir.36 OPD’ye tabi ürünler şunlardır: Tahıllar, pirinç, şeker, zeytinyağı, nişastalık patates, süt ve süt ürünleri, proteinli bitkiler, yağlı tohumlar, keten-kenevir, ipek böceği, şerbetçiotu, kurutulmuş yem, yaş sebze-meyve, tekstil ürünleri(pamuk), şarap, tütün, sığır-dana eti, koyun-keçi eti, domuz eti, kümes hayvanları ve yumurtadır.37

Tablo 2: Ortak Piyasa Düzenine Konu Olan Tarım Ürünleri Ürün Gurupları

Tahıllar Pirinç Şeker Zeytinyağı

Sığır eti Domuz eti Koyun ve keçi

etleri

Kümes hayvanları etleri

Yumurta Şarap Süt ve sütlü

ürünler

Yaprak tütün Su ürünleri Taze sebzeler

ve sofralık meyveler Tahılların işlenmesinden sağlanmış ürünler Meyve ve sebzelerin işlenmesinden sağlanmış ürünler Keten ve kenevir

Şerbetçi otu Kurutulmuş hayvan yemleri

Tohumluklar

Yağlı tohumlar İpek böceği Muz

Kaynak: DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye, 5.Baskı, Ankara, DTM Yayınları, Kasım 2002, s.74 OPD’ler, üç bölüm halinde incelenebilir. Bunlar: İç piyasada uygulanan düzenler, dış rekabete karşı koruma düzenleri, ürünlere doğrudan destek sağlayan düzenler olarak adlandırılmaktadır.

35

http://www.dtm.gov.tr/ab/ABSayfasi/ortktar.htm 20-03-2006 36

TZOB, Avrupa Topluluğu Ortak... , s.43 37Candan, 15 soruda 15 AB... , s.10

(23)

1.5.2.1. İç Piyasada Uygulanan Düzenler

İç Piyasada Uygulanan Düzenler kategorisine, ürünlerin yaklaşık yüzde 70’i girmektedir. Bunda amaç, ürün fiyatlarının belli bir seviyenin altına inmesi durumunda, Topluluk yetkili organları tarafından müdahale alımları yapılmasıdır. Bu tür OPD’de, AB iç pazarında fiyatlara müdahale düzenlemeleri yer alır. Müdahale kuruluşları kendilerine getirilen ürünü belirlenen müdahale fiyatından alır. Sınırsız alım garantisi yerine, piyasada kriz olduğunda müdahale mekanizmasına başvurulur.38 Bu ürünler arasında genellikle tahıllar, süt ve süt ürünleri, şeker, sığır ve dana eti, domuz eti, bazı sebze ve meyveler, sofralık şarap gibi ürünler yer almaktadır. Temel amacın fiyatların iç piyasada belli bir seviyenin altına inmesini engellemek olan bu sistemin iki biçimde uygulandığını görmekteyiz. Birincisi, müdahale alımları yoluyla fiyatların düşmesinin engellenmesi ve düşük fiyatlı yabancı ürünlere karşı Topluluk pazarının prelevmanlar39 ( DTÖ tarım anlaşmasının 1995 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana ithalat vergileri olarak adlandırılmakta) yoluyla korunmasıdır. İkincisi ise ihracat iadeleri yoluyla korumadır. Bu sistem, birçok ürün için belirlenen ortak fiyatın, dünya fiyatlarından yüksek olması sebebiyle, dış koruma olmaksızın sadece iç pazara yönelik düzenlemelerin yetersiz kalacağı düşüncesini temel almaktadır. Müdahale kurumları, ürün arzının talebe oranla fazla olduğu durumlarda, ürün fazlasını satın alarak piyasa fiyatlarını dengelemektedirler. Uzun yıllar müdahale alımları sabit fiyatlar ve sınırsız miktarlarda yapılmaktayken, zaman içerisinde müdahale kurumları ihaleler düzenleyerek, süt ürünleri ve şekerde kota uygulamasına giderek, alım fiyatlarını piyasa koşullarına yakınlaştırarak sistemde esnekliğe gitmişlerdir. Günümüzde domuz eti, sofralık şarap ve bazı meyve-sebzeler için durum daha esnek hale getirilmiştir. Bu ürünlerin arz fazlalığı durumlarında, müdahale kuruluşları ürünleri, üreticiden satın almakta ve özel depolarda saklamaktadır. Satış koşullarının

38

Üzümcü, “Türkiye ve AB Tarımı: Karşılaştırmalı... , s.148 39

Prelevman: OTP’nin bir aracı olan Prelevman, DTÖ Tarım Anlaşması yürürlüğe girmeden önce, Topluluğa ithal edilen tarım ürünlerinin fiyatını, topluluk müdahale kuruluşları tarafından belirlenen ve “eşik fiyat” olarak adlandırılan fiyat seviyesine çıkartmak için alınan değişken oranlı bir vergidir. Prelevman, Dünya fiyatlarına göre değişiklik gösteren, gerek temel tarım ürünleri gerekse de işlenmiş tarım ürünlerine uygulanan bir vergidir. Kaynak: http://www.ikv.org.tr/sozluk2.php?ID=1265 23-04-2007aktadır.

(24)

iyileşmesi halinde tekrar piyasaya sunmaktadır.40 Gündem 2000 reformları ile diğer bazı ürün guruplarında da benzer uygulamalar getirilmiştir. İleriki bölümlerde bu konuya değinilecektir.

1.5.2.2. Dış Rekabete Karşı Koruma Düzenleri

Bu guruba dahil olan ürünler, toplam ürünlerin yüzde 20’sini kapsamakta, düşük fiyatlı yabancı ürünlere karşı gümrük vergileri ve fiyatların belli bir düzeyin altına düşmesi halinde ek vergilerin tahsilini öngörmektedir. Yalnızca düşük fiyatlı yabancı ürünlere karşı koruma mekanizmalarını öngören bu sistem, yumurta ve kümes hayvanları, kalite şaraplar ile meyve ve sebzelerin büyük bölümünü içermektedir. Temel gıda ürünü sayılmaları ve büyük ölçüde toprağa bağımlı olmamaları sebebiyle bu ürünler için, iç pazarda müdahale mekanizması oluşturulması gereği duyulmamıştır. Dış kaynaklı ürünlere karşı uygulanan koruma yöntemi ise, her piyasa düzeni için farklı düzeyde uygulanan gümrük vergileridir.41

1.5.2.3. Ürünlere Doğrudan Destek Sağlayan Düzenler

Dünya Ticaret Örgütünce belirlenen hükümler çerçevesinde, dış koruma mekanizmasının uygulanmasının mümkün olmadığı ürünleri kapsamakta ve ayrıca uzmanlık gerektiren, yetiştirilmesi güç olan ve bir bölgenin tek geçim kaynağı konumundaki ürünlere yardımı kapsamaktadır.42 OTP’nin kurulduğu ilk yıllarda “ürünlere ek yardım sağlayan piyasa düzenleri” ve “ürünlere götürü yardım sağlayan piyasa düzenleri” olarak sınıflandırılan bu guruptaki piyasa düzenleri, daha sonra yapılan reformlarla “doğrudan yardımlar” şeklinde genel bir başlık altında toplanmıştır. Bu ürün gurupları yağlı tohumlar, proteinli bitkiler, keten, kenevir, ipek kozası, şerbetçi otu, tohumlar, kurutulmuş yem ve sert buğdaylardan oluşmaktadır. Birlik, bu ürünlerde üreticilere hektar başına doğrudan desteklerde bulunmaktadır. Çalışmanın ileriki bölümlerinde de üzerinde durulacağı gibi, süreç içerisinde OTP’de

40İKV, 21. Yüzyılın Eşiğinde Avrupa Birliği’nde Ortak Tarım Politikası, İstanbul, İKV Yayınları no:158, Eylül 1999, s.11

41

A.g.e., s.11

(25)

yapılan reformlar ile GATT(Gümrük ve Ticaret Genel Anlaşması) ile getirilen yeni düzenlemelerle desteklerde niteliksel olarak değişmeler görülmüştür.43

1.5.3. Fiyat Politikası

AB diğer sektörlere oranla tarım sektöründe daha çok yönetilen bir pazar oluşturmaya çalışmıştır. Bu bağlamda pazar ve özellikle fiyat politikası, Topluluğun kuruluşundan bu yana önemli bir yere sahip olagelmiştir. Tarım sektörünün doğasından dolayı, Birlik organları ve özellikle Komisyon OTP söz konusu olduğunda daha çok etkili hale gelmektedirler.44 Birliğin fiyat sisteminin amaçları genel olarak, üreticileri dünya fiyatlarından koruma, farklı bölgelerin mukayeseli üstünlüklerini ortaya çıkarma ve ihtisaslaşmayı sağlamaktır.45 Üretici gelirlerinin tümünün veya büyük bir kesiminin piyasa çerçevesinde ve Komisyon’un önerisi üzerine Konsey tarafından benimsenen ortak fiyatlar dolayında oluşturulmasını amaçlamaktadır.46 1962 yılından bu tarafa her yıl, söz konusu ürünler için ortak bir fiyat belirlenmektedir ve fiyatlar belli bir seviyenin üstünde tutulmaya çalışılmakta ve üreticilerin gelir düzeyinin azaltılmamasına özen gösterilmektedir. Ortak fiyat uygulaması, Birliğe ithal edilen düşük fiyatlı ürünlerden kaynaklanan rekabeti engellemek, AB kökenli malların dış piyasaya açılmasını kolaylaştırmak ve Avrupa Birliği’nin ortak pazar düzenini olumsuz yönde etkileyecek farklı fiyatlara yer vermemek gibi amaçlar taşımaktadır.47

1.5.3.1. İç Piyasada Ortak Fiyat Politikası

Bu fiyat politikası, hedef fiyat ve müdahale fiyatı olarak iki kısma ayrılmaktadır. Hernekadar genel olarak iç piyasada bu iki fiyat mekanizması kullanılırken, başka isimler altında değişik fiyat türleri de iç piyasada uygulanmaktadır. Aşağıda bu fiyatlar üzerinde durulacaktır.

43 Export, “Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası”, Export Dergisi, Sayı: 32, Ocak 2001, s.14 44Neill Nugent, The Government and Politics Of Tthe Europeen Union, The Europeen Union Series, Third Edition, London, 1994, :s.379

45

Erkan Rehber, Bahattin Çetin, Tarım Ekonomisi, Bursa, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı, Vipaş A.Ş., 1998, s.296

46DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.21 47

(26)

Hedef Fiyat: Her kampanya döneminden bir yıl önce ilan edilir ve tavan fiyat niteliğindedir. Bu fiyat hem üreticiler, hem nihai tüketiciler, hem de tarımsal ürünleri girdi olarak kullanan endüstriler için önemli bir göstergedir. Tüketicilere, ödeyecekleri en yüksek fiyat hakkında bilgi verirken, üreticilere de ürünlerini satabilecekleri en yüksek fiyatı göstermektedir. Üreticiler sezon başında hedef fiyatlara bakarak üretim planlaması yapma olanağı elde ederler.48 Yani hedef fiyat hem üretimi yönlendirmekte hem de tüketiciyi korumayı hedeflemektedir. Hedef fiyat uygulaması her ürünün özellikleri dikkate alınarak, farklı yöntemler kullanılarak saptanmaktadır. Birlik içinde bütün piyasa destekleme mekanizmaları hedef fiyat ilkesine dayanır. Hedef fiyatlar dünya fiyatlarının bir hayli yükseğindedir. Diğer bir deyişle bu fiyatlar Birlik içinde en verimsiz üreticilerin maliyetini yansıttığı varsayılır.49 Hedef Fiyat’ın uygulandığı belli başlı OPD’ler; önemli hububatlar, beyaz şeker, zeytinyağı, belirli yağlı tohumlar, içme sütü, tereyağı gibi önemli ürün guruplarıdır.50 Ancak yukarda da bahsedildiği gibi bazı ürünlerde de hedef fiyata eşdeğer olarak değerlendirilen bazı fiyatlar uygulanmaktadır. Bunların başlıcalarını şu şekilde belirtebiliriz.

● Yönelim Fiyatı: Hedef fiyatla hemen hemen aynı niteliklere sahip olan bu fiyat mekanizması sığır ve dana eti, şarap, balık gibi ürünlere uygulanmaktadır.51

Norm Fiyat: İdarecilik ve işletmelerin yaşanabilirliği koşullarında, üreticilere rasyonel gelir sağlayabilecek bir çeşit fiyat mekanizmasıdır. Tütünde uygulanan bir fiyat mekanizmasıdır.52

Temel Fiyat: İki şekilde uygulanan bir fiyat mekanizmasıdır. Birincisi üretimin en fazla olduğu yörelerde üreticiler tarafından elde edilmesi istenen en

48

Dinler, Tarım Ekonomisi... , s.325

49Üzümcü, “Türkiye ve AB Tarımı: Karşılaştırmalı... , s.149 50Rehber, Çetin, Tarım Ekonomisi... , s:297

51

Oya Genç, Avrupa Ekonomik Topluluğu Ortak Tarım Politikasının Esasları ve İşleyiş

Mekanizması, İKV Yayınları, No:14, Ekim 1985, s.8

(27)

düşük fiyatı belirlemek için meyve ve sebzeler için uygulanmaktadır. İkincisi de domuz eti için uygulanmaktadır.53

Müdahale Fiyatı: Her yıl kampanya döneminden hemen önce ilan edilir ve taban fiyat niteliğini taşır. Hedef fiyatından yararlanılarak saptanmakta ve hedef fiyatın genellikle yüzde 3 ila yüzde 5 altında tespit edilmektedir. Müdahale fiyatı, destekleme mekanizması ile güçlendirilmiştir. Yıl içinde fiyatlar, saptanan müdahale fiyatının altına düşerse, Birlikteki müdahale organları üreticinin malını müdahale fiyatından satın almaktadır.54 Bu şekilde bir sistemle, hedef fiyat uygulaması ile tüketiciye, müdahale fiyat uygulamasıyla üreticiye destek sağlanarak Birlik içinde denge oluşturulmaya çalışılmaktadır. Müdahale fiyatı hububat, ham şeker, beyaz şeker gibi ürünlerde uygulanmaktadır. Bazı ürünlerde müdahale, özel depolamacılara yapılan sübvansiyon yöntemiyle uygulanmaktadır. Fakat müdahale fiyatı mekanizması istenmeyen bir durum olan stokların yükselmesine neden olabilmektedir.55

Bu fiyatlandırma usulünden başka, daha az sayıda ürün için iç piyasada başka bir fiyatlandırma sistemi daha mevcuttur. Geri çekme ve satın alma fiyatlarından oluşan bu sistemde, geri çekme fiyatıyla üretici kuruluşlar, piyasada oluşan arz fazlası sebze ve meyveyi piyasadan çekerler. Satın alma fiyatı ise; devlet kurumlarının bazı sebze ve meyveleri piyasadan satın aldıkları fiyattır.56 İç piyasada uygulanmakta olan ve bazı ürünleri kapsayan birkaç fiyatlandırma mekanizması daha mevcuttur.

Minumum Fiyat: Belirli bir minumum fiyattan sanayici, üreticiye ödeme yükümlülüğüne girerek bir mekanizma oluşturulmuştur. Bu mekanizma şeker

53

Mehtap Atakan, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası ve Türkiye’nin Uyumu, Uzmanlık Tezi, T.C Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı AT ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara, Eylül 1998, s.23

54Dinler, Tarım Ekonomisi... , s. 325 55

Rehber, Çetin, Tarım Ekonomisi... , s.298 56Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası, s. 8,

http://www.ikv.org.tr/pdfs/0b08abbf.pdf 06-04-2006

(28)

pancarı, soya fasülyesi, pamuk, işlenmiş meyve, nişastalık patates, bezelye, fasulye ve tatlı bakla ürünleri için uygulanmaktadır.57

Üretim Yardımları: Üreticiye alan veya miktar esası gözetilerek yapılan yardımlardır. Durum buğdayı, lif keten ve keneviri, ipekböceği, kurutulmuş meyveler, zeytinyağı şerbetçi otu, tohumluk ve tütün için uygulanmaktadır.

Fark Ödemeleri: Bazı ürünler için hedef fiyat ve benzeri bir fiyat ile, daha düşük pazar fiyatı arasındaki farkın kapanmasına yönelik bir uygulamadır. Üretim yardımından farklı olan bu uygulamada, üretim yardımındaki gibi ekilen alan veya üretim miktarı söz konusu değildir. Bu uygulama fiyat farkından kaynaklanan bir ödemedir. Yağlı tohumlar, kuru otlar, pamuk ve koyun eti için kullanılmaktadır.

1.5.3.2. Dış Piyasaya Yönelik Fiyat Politikaları

İthalat politikası kapsamında ithal edilen ürünlerin Avrupa Birliği piyasasına girebileceği en düşük fiyat olan eşik fiyat belirlenmektedir.58 Yukarıda değinilen iç desteklemenin, Birlik dışından yapılan düşük fiyatlı ithalat tarafından zayıflatılmasını önlemek amacıyla, ithalatta bir Prelevman sistemi öngörülmüştür. Bu sistem ile üçüncü ülke kaynaklı ithal fiyatlarının "eşik fiyat"ın altına düşmemesi ve bu yolla Topluluk ürünlerinin tercih edilmesi amaçlanmaktadır. Topluluk dışından gelen bir ürün, advalorem vergilerin yanısıra değişken nitelikli spesifik ithalat vergileri (prelevman) yoluyla eşik fiyat düzeyine yükseltilmektedir. Eşik fiyat, Topluluk içinde elde edilmesi arzu edilen "hedef fiyat" seviyesini etkilemeyecek bir düzeyde belirlenmektedir.59 Fakat daha önce de değinildiği gibi Prelevman denilen vergi yerini, Temmuz 1995 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması ile gümrük tarifeleri sistemine bırakmıştır. İhracat politikasında ise; dünya piyasa fiyatları Birlik piyasa fiyatlarının altında olduğunda Birlik, ihracatçılarına dünya piyasalarında eşit rekabet imkanı sağlamak amacıyla ihracat iadeleri ödemektedir. Buna karşılık, nadiren de olsa dünya piyasa fiyatlarının Topluluk içi fiyatların üzerine çıkması durumunda da, üretimin dışarıya akışını önlemek için Topluluk, ihracatçılarından

57

Rehber, Çetin, Tarım Ekonomisi... , s.298 58

Candan, 15 soruda 15 AB... , s.12

(29)

ihracat vergisi tahsil edilmesi yoluna gitmektedir. İhracat iadesi ve ihracat vergileri, dünya fiyatlarındaki dalgalanmalara göre haftada yahut on beş günde bir belirlenebilmektedir.60 Dış rekabete karşı uygulanan fiyat mekanizmaları aşağıda irdelenecektir.

Eşik Fiyat: Topluluk dışından, düşük fiyatlı ithalat nedeniyle iç pazarda sağlanan desteğin zayıflatılmasını engellemek için, Birlik ithalatta prelevman sistemini ortaya koymuştur. Söz konusu eşik fiyat, ithal edilen ürünün fiyatının Topluluğun temsildeki tüketim bölgesi için belirlenen hedef fiyattan daha düşük olmayacak şekilde düzenlenmektedir.61 Eşik fiyat çerçevesinde üye ülkeler dış alımlarında koruyucu bir mekanizma geliştirmişlerdir.62 Başka bir deyişle söz konusu malların, eşik fiyat altında Birliğe girmesi yasaktır. Eşik fiyat müdahale fiyatından ürünlerin, “tüketim merkezlerine taşıma gideri” düşülerek hesaplanan bir fiyattır. Düşük dünya fiyatları karşısında, Birliğin yüksek destekleme fiyatlarını ve tarımsal üretimini güvence altına alır.63 Eşik fiyat uygulaması hububat, şeker, yağsız süt tozu, bazı peynir çeşitleri ve zeytinyağı gibi ürünlerde kullanılmaktadır.64 Prelevman, GATT üyelerinin baskısı üzerine 1994 yılında terk edilmek zorunda kalınarak, 1995 yılı temmuz ayından itibaren hemen hemen tüm ürünlerde sabit ithalat vergileri uygulanmaya başlanmıştır.65

Set Fiyatı: Üretim masraflarına dayanan minimum ithal fiyatıdır. Domuz eti, tavuk ve yumurta için kullanılmaktadır.

Referans Fiyatı: Bir yıl boyunca seçilen pazarlara ait ortalama fiyata dayanan minimum ithal fiyatıdır. Balık, meyve, sebze, şarap ve tohumlukta kullanılır.

60

A., g., e., s.75 61

DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.75

62Genç, Avrupa Ekonomik Topluluğu Ortak Tarım... , s.9

63Cihan Dura, Hayriye Atik, Avrupa Birliği, Gümrük Birliği ve Türkiye, Ankara, Nobel, 2000, s.191

64

Turan, 2000’li Yıllarda Avrupa Bir... , s.208 65 DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.75

(30)

Değişen Vergi: Üçüncü ülkelerden ithal edilen malların fiyatını eşik fiyat düzeyine yükseltmek için uygulanan vergidir. Diğer bir deyişle, dünya fiyatları ile eşik fiyat arasındaki farktır.

Yardımcı Vergi: Set fiyatı veya referans fiyatı uygulanan ürünlerin dış alım fiyatlarının, söz konusu ürünler için öngörülen minimum fiyat seviyesine getirilmesi için uygulanan vergidir.

Gümrük vergisi: İthal edilen ürün değeri üzerinden yüzde olarak konan vergidir. Gümrük vergileri ve ithalat vergileri, Birliği kapsayan genel gümrük tarifelerini oluşturur. Az sayıda ürün gümrük vergisine tabidir. Gümrük vergisine tabi ürünler, şarap, tütün, balık, meyve ve sebzeler, sığır eti ve şerbetçi otudur. 66

1.5.3.3. İhracatta Restitution (İhracatı Teşvik İadesi) Sistemi

AB tarım ürünleri fiyatlarının, dünya fiyatlarına oranla yüksek olması, tarımsal ihracatın özendirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. İhracatı teşvik için bir prim sistemi geliştirilmiştir. Bu sistemle, ihraç ürünlerinin dünya fiyatları düzeyine indirilmesi amaçlanmaktadır. Bu sistem prelevman sisteminin tersi yönde işlemektedir. Yüksek olan AB fiyatları ile düşük olan dünya fiyatları arasındaki farkın ihracatçıya iade olarak verilmesinden ibarettir.67

Yukarıdaki fiyat politikaları dışında çiftçiler, doğrudan ödeme destekleri bağlamında; üretim desteği, işleme desteği, tüketim desteği ve depolama desteği gibi desteklerle desteklenmektedirler. Keten, kenevir, ipek kozası gibi ürünlerin üretimini arttırmak için üretim desteği, zeytinyağı gibi bazı ürünlerin tüketimini özendirmek için tüketim desteği gibi birçok desteğin sağlandığı görülmektedir.68

1.6. OTP’nin Finansmanı

Bütçe harcamaları zorunlu ve zorunlu olmayan harcamalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu harcamalar AB’nin kurucu anlaşmaları ile AB’nin yaptığı

66 Birliğin dış alım ve satım ile ilgili olan vergi ve piyasa düzenlemeleri için bknz: Dura, Atik,

Avrupa Birliği, Gümrük... , s.191-192 ve DTM, Avrupa Birliği ve Türkiye... , s.75

67

Dura, Atik, Avrupa Birliği, Gümrük... , s.192

(31)

diğer anlaşmalar çerçevesinde yapılan harcamalardır. Avrupa Tarımsal Garanti ve Yönverme Fonuna(FEOGA) ilişkin harcamalar, zorunlu harcamalara örnektir. Zorunlu olmayan harcamalar, zorunlu harcamaların dışında kalan harcamalardır. Bu bağlamda anlaşma ve akitlerde yer almayan harcamalar zorunlu olmayan harcamalardır. Sözgelimi Avrupa Sosyal Fonu harcamaları zorunlu olmayan bir harcamadır.69

OTP’nin temel ilkelerinden olan “mali dayanışma” ve “ortak mali sorumluluk” ilkeleri çerçevesinde, OTP’nin finansmanının üye ülkeler arasında ortak karşılanması gerekmiştir. Aynı şekilde OTP kapsamında elde edilen tüm gelirler üye ülkeler arasında paylaşılır.70 Kuruluşundan bu yana Avrupa Birliği, üye ülkeler arasında sosyal ve ekonomik gelişmişlik farklarını giderme hedefi doğrultusunda harcamalar yapmakta ve bu amaçla tedbirler almaktadır. Bu amaçla Birlik, yapısal fonlarını, dengeli kalkınma, adaletli dağıtım ilkeleri çerçevesinde kullanmaktadır. Bu amaçlar çerçevesinde, 1958’de Sosyal Avrupa Fonu, 1962 yılında FEOGA, 1975 yılında Avrupa Bölgesel Kalınma Fonu, Çevre Koruma ve Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı’na mali destek sağlamak amacıyla da 1993 yılında bir uyum fonu kurulmuştur.71

1.6.1.Ortak Tarım Politikasının Avrupa Birliği Bütçesi İçindeki Yeri Ve Önemi (FEOGA)

OTP’ye dair harcamalar, Roma Antlaşması’nda oluşturulan Tarımsal Yönlendirme Ve Garanti Fonu(FEOGA) tarafından karşılanmaktadır. FEOGA, Birlik genel bütçesinin bir parçası olmasından dolayı mali anlamda özerk bir niteliği yoktur. Bu bağlamda, Birliğin genel bütçe ile ilgili düzenlemeleri, OTP’nin finansmanı için de geçerlidir. Topluluğun kurulmasından 1970 yılına kadar Topluluk bütçesi, uluslararası örgütlerde olduğu gibi, üyelerin mali katkılarından oluşmaktaydı. 1970 yılında oluşturulan öz kaynaklar sistemi ile Topluluk, mali özerkliğe kavuşturulmuştur. Topluluk bütçesinin tamamının öz kaynaklardan

69 Dura, Atik, Avrupa Birliği, Gümrük... , s.133

70 Sami Güçlü, “AB Ortak Tarım Politikası Finansman ve Desteklemeler”, Türktarım Dergisi, Sayı:150, Mart-Nisan 2003, s.8

71

Sibel Tan, İlkay Dellal, “Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası”, TEAE- BAKIŞ, Sayı:2, Nüsha:1, Mart 2003, s.2

(32)

karşılanması ise 1978 yılından itibaren mümkün hale gelmiştir.72 FEOGA kurulduğundan beri Topluluk içinde en fazla pay alan fondur. Fakat FEOGA kurulduğundan bu yana bütçeden aldığı pay düşme eğilimi göstermiştir. Bu düşüşün çeşitli nedenleri vardır. Öncelikle Topluluk OTP’den başka, ticaret, sanayi, çevre gibi alanlarda da ortak politikalar uygulamaya başlamıştır. Dolayısıyla bu alanlara da bütçeden pay aktarımı olmuş ve bütçeden pay alacak alanların sayısı çoğalmıştır. Ayrıca OTP’ye yönelik reform çabaları da yıllar içinde OTP’ye ayrılan payın düşmesine neden olmuştur.73

FEOGA, biri Yönverme, diğeri Garanti olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Fonun Garanti bolümü, tarımsal destekleme alımlarının yürütülmesi ve ihracatçılara verilecek primleri karşılamaya yöneliktir. Yönverme bölümü ise tarımsal yapının iyileştirilmesi amacıyla girişilen, orta ve uzun vadeli gelişme çabalarının finansmanını karşılamaya ayrılmıştır.74 Oluşturulduğu ilk yıllarda Topluluk bütçesinin yüzde 90’ını teşkil eden FEOGA’nın, bu güne kadar olan süreç içerisinde azalarak 2003 bütçesinde FEOGA’nın Garanti bölümü için yüzde 44.9’a inmiştir. FEOGA’nın Yönverme bölümü ise Avrupa Birliği yapısal fonları içerisinde değerlendirilir.75 FEOGA kurulduğundan bu tarafa, Garanti ve Yönverme bölümlerinin fon içerisindeki payları oldukça dengesiz olmuştur. 1964-74 yılları arasında, fonun yaklaşık yüzde 90’ını Garanti bölümünü oluştururken, bu oran 1985 yılında yüzde 96.7’e yükselmiştir. Ancak, 1985 yılından itibaren, Yönverme bölümünün payı artmaya başlamış ve 1993 yılında garanti bölümünün oranı yüzde 91.4’e gerilemiştir.76

72 Candan, 15 soruda 15 AB... , s.13

73Avrupa Birliğin’in Ort…, s.10, http://www.ikv.org.tr/pdfs/0b08abbf.pdf 06-04-2006 74

Dinler, Tarım Ekonomisi... , s.328 75

Candan, 15 soruda 15 AB... , s.13 76Dinler, Tarım Ekonomisi... , s.328

Şekil

Tablo 1: OTP’nin İşleyişinde Başlıca Yetkili Birimler
Tablo 2: Ortak Piyasa Düzenine Konu Olan Tarım Ürünleri Ürün Gurupları
Tablo 3: AB Bütçesinde FEOGA Harcamaları
Tablo 5: SAPARD Kapsamında 2000-06 Arasında Aday Ülkelere Aktarılan   Kaynak  (2001 Fiyatları-Yıllık- Euro)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Mayıs ayında halıdan izole edilen mikrofungus türlerinin istasyonlara göre, iç ve dıĢ ortamdaki dağılımı ve bulunma yüzdeleri .... Haziran ayında havadan izole

SOY düĢük olan bireylerin SOY yeterli olan bireylere göre ekonomiye verdikleri zarar ise çok daha fazla olduğu belirlenmiĢ öyle ki düĢük

Peygamber (sav), “Şüpheler dolayısıyla haddleri kaldırınız. Devlet başkanının afta hatâ etmesi, cezada hatâ etmesinden daha hayırlıdır.” hadisiyle bunu

Çingiz Han geleneklerine göre, lıer yeni hakanın tahta çıkışın­ da, veya Büyük Kurultaylard;ı.n sonra, generaller tayin edilir ve dev- leti g;enişle1imek için,

3-[(2-metil-1H-3-indolil)-metil]-4-aril-4,5-dihidro-1H-1,2,4-triazol-5-tiyon 67 ve 3(2- benzotiyozolilmetil)-4-sübstitüe-1,2,4-triazol-5-tiyon türevleri 68 bazik ortamda uygun

Araştırmada soyut konuları içeren Sosyal Bilgiler dersinin öğrencilere en üst seviyede aktarılması, öğrencilerin derse aktif olarak katılıp, konuyu kavramaları ve bu

“Güç, Yönetim ve Toplum” öğrenme alanı kazanımlarının gerçekleşme düzeyleri toplam puanlarının mezun olunan alana göre analizi (Anova) incelendiğinde, coğrafya

Birinci alt problemde “Proje Tabanlı öğrenme yaklaşmanın uygulandığı deney grubu öğrencileri ile mevcut öğretim programının uygulandığı kontrol grubu