• Sonuç bulunamadı

Anılar bol, fakat günlükler az

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anılar bol, fakat günlükler az"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/ •*

<

Anılar

bol, fakat günlükler az

D

id ak tö r Âli Bey, «Seyahat Ju rn a li» dem iş yazıların a (1897); o k a d a r b ilinçli b ir T ü rk çesi o lan Ö m er S ey fet­ tin , n ed en se, «Ruznâme» diye ad lan d ırm ış anı d efterin i. V a ­ siy etin e u y u la ra k ölüm ünden nice so n ra y a y ın la n an şair Ni- g âr H anın)’m d e fte rle ri «H aya­ tım ın Hikâyesi» (1959) adını ta ­ şıyor. F a lih R ıfk ı A tay, «G ün­ delik» dem eyi denedi, N u ru l­ lah A taç «Günce» (1960) diye y a y ın lad ı. S alâh B irse l, «G ün­ lük» a d ıy la b a s tırd ı eserin i (19551. O k ta y A kbal, V arlık d e r ­ gisinde n o tla rın ı «G ünlerde» b aş­ lığıyla yazıy o r, o adla kitap oldu (1968). İlk gençliğinde «H âtıra D efteri» tu tm am ış, b u ­ n a özenm em iş p e k az k işi v a r­ d ır; düzen le, b ilin ç le sü rd ü re n de o o ran d a az. G e n ellik le «ya­ zılı» y aşam ay ı sevm ediğim iz­ den k ü çü m seriz b u tu tu m la rı. A m a sıra anılarım ızı yaz­ m ay a gelince n e rey e d ay an aca­ ğız?

G erçek ten edebiy atım ızd ak i a n ı b o llu ğ u k a rşısın d a «gün- lük»lerin b u k a d a r azlığı n e­ den? T ü rk D ili d erg isi y ılla r önce b u k o n u d a zengin b ir d e r­ lem e h azırlam ıştı; G ü n lü k Özel S ayısı (127, N isan 1962); d ü n ­ y a e d e b iy a tla rın ın en seçk in y a za rla rın d an nice ö rnek y a ­ n ın d a bizden y alnızca b irk aç k i­ şi. H em en hepsi y a rım b ıra k ıl­ m ış, b a şlan m ış d a s ü rd ü rü lm e ­ m iş, güzel b ir n iy e t başlangıcı o larak h eveslenilm iş ve devam için de h iç b ir o k u y u c u y u e tk i­ lem ed en sessiz v e y an k ısız k al­ m ış b irk aç k ü ç ü k ö rn ek . Ö y­ leyse nasıl y a z ıla b ilir b u n ca anı eseri, n asıl g ü v e n ile b ilir «nisyân ile m âlü l, h âfıza-i b e­ şere», zam an aşım ıyla b u k a d ar güçsüz in san belleğine?

M ax Ja c o b ’un «Genç B ir Ş ai­ r e Ö ğiitler»i h e rk e s için doğru değ il m i? «H er gün n ot tu tu n ; açık , o k u n a k lı, ta rih atm ay ı u n u tm a d a n . H ayatım ın g ü n lü ­ ğ ü n ü tu tsay d ım , şim dilerde bir L aro u sse sözlüğü o lu rd u e lim ­ de. D u y u lm u ş, d erlen m iş he* k elim e y en id en karşılaşılan bir d ü n y a d ır. Ah, n e le r y itiriy o ru z! B üfiin o y itird iğ im iz in cileri d ü ş ü n ü n ' H ay atın ızın g ü n lü ­ ğ ü n ü yazın!» İste b u ra d a g ü n ­ lü k n o tla rla so n ra d an yazılan a n ı eserleri a rasın d a k i ayırım önem li.

ÖZELLİKLERİ

Politika G alerisi

M

urullah Ataç, «yurt yönetimi»

ama ne siyaset kayboldu ne politika, şimdilik ikisi

denmesini

isterdi;

birden kullanılıyor. İlk

gazetemizin ilk sayısında

Şinasi, «çeşitli görevler ve yükümlülüklere karşılık

yur­

dun çıkarları üzerinde konuşmak her kişinin

hakkıdır»

gerekçesine dayanıyordu. O gün bugün en çok eser ve­

rilen türlerden biri «Hâtıra» anı oldu. Özellikle uzmanlık

ve yetki aramayı gerektirmeyen ortak bir alanda, politi­

kada, kamu oyunun

meraklarına cevap veren' nice anı

kitabı var elimizde. Cihat Batıan’m son

eseri «Politika

Galerisi» ııi bu düşüncelerle okudum; aynı dönemle aynı

portreleri konu edinen başka eserlerle birlikte. Çünkü iyi

ve güzel yazılmış lıer anı, bir yanıyla tabii ki edebiyatın

alanındadır.

Nadir

Nadi’nin

13

Şubat’taki

başyazı

şu satırlarla bitiyordu; «... Yürürlükteki bozuk düzen de­

ğişmediği sürece... ekonomimiz, politika yaşantımız

gibi

nihayet Parlâmentomuz da dar bir boğaza girmiştir. As­

lını ararsanız, dar boğazda sıkışıp kalan rejimin ta ken­

disidir.» Şu son haftanın içyüzünü, kişisel ilişkiler arasın­

daki küçük değişkenliklerin yurt yaşantısını nasıl etkile­

diğini, bükıimet

kurma çabalarının hangi çıkmazlarda

düğümlendiğini... gazete haberleriyle yorumlarından sonra

bize kimlerin anıları iletecek kimbilir? O vakte kadar anı

edebiyatının değeri üzerinde durabiliriz.

Rauf MUTLUAY

n o tla r da g ü n lü k te n b aşka b ir şey değ ild ir... A m a g ü n lü k le ri a n ıla rd a n ay ırm ak g e rek ir. A n ı­ lar, d ah a çok y a z a rla rın y a şlı­ lık çağ ların d a y aşa d ık ları, g ö r­ d ü k leri o lay la rı a n la tm a la rıy la m eydana gelir. A m cılar, o la y ­ la rın d ışına çıkıp o n la rı ele a ld ık ları için d a h a n esn el b ir biçim de d a v ran a b ilirle r. Y ıl­ la rın verdiği gö rü ş kesk in liğ i d e b u olay ları değ erlen d irm ed e önem li b ir rol o y n a r. F a k a t g ü n lü k çü le r o lay la rı daha c a n ­ lı ve d ah a a y rın tılı b ir biçim de d ile getirm iş o lu rla r. B u n la r o - la y la ıı y aşar, o n la rı g ü n ü g ü ­ n ü n e d e fte rle rin e geçirirler, h e r g ü n k ü ilişk ilerin in seb ep lerin i d e a ra ş tırırla r. D en ileb ilir ki g ü n lü k ç ü le r k e n d ile rin i ta n ı­ m ak. aıııcılar ise k e n d ile rin i t a ­ n ıtm a k çabası için d ed irler. B u n ­ lard a n İkincisi g u ru rla , b irin c i­ si de kay g ıy la d o lu y a zılard ır. B u ra d a ü zerin d e d u ru la c a k şu n o k ta ak la gelir: G ü n lü k ç ü n iin çizdiği k endi p o rtresi gerçek ten içtenliğe d a y an m ak ta m ıdır? B u soruya v erilecek cevap, bizi özel g ü n lü k le rin ü ç tü r lü o ld u ­ ğuna g ö tü rü r: D oğru, Y arı -D oğru, Sahte...» (T ü rk -Dili)

KUŞKULAR

6

ü n lü k le rin d ü zen li b ir biçim de tu tu l ­ilk özellik leri m u ş olm aları ve ta rih ta ­ şım asıd ır... B ir y a za rın h a y a tı

b o yunca ta rih atm ad an yazdığı

O

k u rla rı gözönünde tu tm a ­ dan yazılan larla, hep o k u ­ y u c u la rı d ü şü n erek d üzen­ lenen g ü n lü k le r a ra sın d a doğ-«GENÇLİK VE ED EB İY A T HÂTIRALARI» isim li ese rin yazarı Y akup K adri

«PO LİTİKA GALF.RİSİ»nin

y a z a rı C llm d B A B A N

r u lu k ve güven a y rılık la rı o lu r­ sa, a n ıla ra karşı d ah a çok k u şk u du y m am alı m ı? B ir g ü n lü ğ ü n v a k itli n o tla rın a d ay an m ad an y ap ılan uzak b ir geçm iş gezinti­ sin d e h a tırla n a n la rın değeri n e ­ d ir? D o ğ ru lu k lar k a d ar e k sik lik ­ lerin , sö y len en ler o ranında söy­ len m e y en lerin getirdiği d eğişik­ lik d e önem li değil mi? A nlatan, yeni d u ru m la rın y arattığ ı yeni ö lçü le rin i b ir y an a k o y a b ilir mi? Y a d u y g u lar, k in le r, sevgiler, h ın çla r, öfkeler, . k ısk an çlık lar, e sefler n e olacak? K işioğlu hep k en d in i m erk ez y ap an b ir anı b en ciliğ iy le önce n e le ri h a tırla r h ep ? A n ıla r k arşısın d a b ü tü n k u ş k u la ra y e r v a rd ır doğrusu.

B u k u ş k u la rı o k u y u c u d a n ö n ­ ce a n la ta n la r da d u y a r sanırım ; o y ü z d en C ihad B a b a n , şöyle d i­ yor eserin i s u n a rk en ; «..Tanıdık­ larım ı, tanıdığım gibi, içinde y a ­ şadığım ız o lay ların diliyle... d e­ dim: bu sözden de eıılaşılıyor ki b u k itap , ben ne k a d a r objek tif olm ak istesem y in e sü b je k tif bir n ite lik taşıyacaktır..»

ÖRNEKLER

O

nuıı için de b irçok anı k i­tabı, iddiasız, alçak gön ü l­ lü, kişisel ve y u m u şak a d ­ la r taşır: Ş u son b ir iki yılda y a ­ y ın la n a n la rı a n m ak gerekirse: «Sair B aba ve D am dakiler» (B a­ lab a n ). P e rd e A ralığından (N adir N adi), H atırlad ık larım (M. Z e- k eriy a S ertel) R om an Gibi (S a- biha S e rtel), G ençlik ve E d eb i­ y at H â tıra la rı (Y akup K adri K a - rao sm an o ğ lu ), D um an ve A lev (Ö m er F a ru k T o p rak ), S iyasî ve E debi P o rtre le r (Y ahya K em al).. P eki, k im le rin an ıla rın ı o k u ­ ru z? Ya y e rle ri, ö nem leri, e tk i­ leri, d e ğ erleriy le k am u o y u n u n o rtak m era k ın a konu olan ö nem ­ li kişileri, san atçılarla politika a d am ların ı; ya kam u o y u n u n k a h ram an saydığı k işile re y ak ın ilg iler içinde b u lu n m a k şansını k a z a n a n la rı. C ihad B a b a n ’ın a n ı­ la n , ikinci soydan. Bu yüzden de, k ü ç ü k b ir ayrım la, başka bir « a n a lım ız ın e seriv le y akından b e n z e rlik içinde. C ihad B aban, a d la rın ı v ererek k im leri a n ıy o r­ sa, u fa k tefek a y rılık la rla Sa- m e t A ğaoğlu da, a y rın tıla rla çizdiği p o rtre le rin nasılsa ta n ı­ nacağını d ü şü n erek , hem en a y ­ n ı kişileri a n la tıy o r (Aşina Y üz­ le r). Bu b en zerlik b ir noktada b irb irle rin in p o rtrelerin i çizer­ k en tam b ir kesişm e olu y o r. P o ­ litik a G aJerisl’n in 395 - 451. say­ fa la rı arasın d a S am et A ğaoğlu’- nıın: Âşiııa Yiizlev’in 185 - 191 s a y fa la rın d a d a C ihad B ab an ın ko n u edinildiğini göreceksiniz. İk isi de b irb irin i k endince an la ­ tıy o r, k am u o y u n u n k a rşısın d a ­ k i aynı a y n ad a. S onuç, aslolan in sa n d ır h e r yerde.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünyada son asırda sayıları 100 binden 3 bin 200'e gerileyen kaplanların nesli tükeniyor.Rusya'da yapılan ve 13 ülke liderinin kat ıldığı Dünya Kaplan Zirvesinde,

Gezegeni sabah Güneş doğmadan önce görmek için batı-güneybatı ufku üzerine bak- mak gerekiyor.. Satürn batmak üzereyken Spi- ka bu sefer onun solunda, ufukta hemen he- men

Ayrıca kontrol sisteminin gerçekten çok hızlı çalışması gerektiğini çünkü ses hızının 10 katına varan hızlarda, bir saniye bile gecikildiğinde her şey için çok

Memristörlü devrelerde daha az transistöre gerek duyuluyor, aynı alana daha çok bileşenin sığdırılabilmesine olanak sağlıyor ve sistemin çalışması için daha az

Hipertansiyon dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olup, bu soruna yönelik korunmanın sağlanması, farkındalığın artırılması ve erken tanının yapılması

Hele Burhan’m son yıllardaki hali, ruhen kendisine çok bağlandığı ve muhakkak k i, çok şeyler vaadeden A dnan Menderes’i terketmemek ve yalnız bırakmamak

Gebelik esnasında ortaya çıkan karaciğer hastalıkları; ge- beliğe özgü (hyperemesis gravidarum, gebeliğin intrahepatik kolestazı (GİHK), gebeliğin akut yağlı

Uluslararası pazarda faaliyet gösteren pazarlama karmasında yer alan, ürün, fiyatlandırma, tutundurma ve dağıtım konusunda her ülke için işletme farklı