• Sonuç bulunamadı

Cihad I<ONSERV A RENAL

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cihad I<ONSERV A RENAL"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SSK TEPECiK HAST DERG 1992; 2 ('i) : 72-4

RENAL ONKOSİ1'0MiDA

I<ONSERV A I'İF CERf{Afiİ

CONSERVATIVE SURGERY IN RENAL

SUMMARY

Renal oncocytomas are .rare, probably investigations of the genitourinary tract.

The accurate diagnosis can be established analysis.

72

Ferruh ZORLU Cihad EDES ÜmitBAYOl.

Hürriyet TURGUT

foı.md inddentaHy in the course of after the and uH:rasi:n.ı.ctural

W e here 2 cases of renal in whidı. aHhough it is a solid h.ı.mor we pre~

served the kidney.

(Keywmds: Surgery, Tumo.r) ÖZET

Kliniği

(Op. Dr. F. Zorlu, Op. Dr. C. Edes) Patoloji labmato.ıvaıı

(Doç. Dr. Ü. Bayol, Şef., Uz. Dr. H. Turgut) SSK Tepecil{ Hastanesi 35120 iZMiR

Yaz1şmıı: Dr. F. Zorlu

traktusun durumlarda tesadiHen

on-

(2)

SSr\ TEPECif< HAST DERG 1992 Vol. 2 No. 1

Son on yıl renal onkositonı1ar tanınan ve histolojik olarak ayırt edilen rtas-

talık haline geimi~tir. Renal karsinom tanısı

eski patolojik spesimenler incelendi- onkositom gÖrülmesi oranı % 3-7 ara-

2). Bu lezyonlar geneilikle .a-

semptomatiktir ve ba~ka nedenle böbrekle- re cerrahi uygulandığında veya genitoüriner sistemin radyolojik veya tet- kikinde tesadüfen bulunur. Muhtemelen nign yapısı nedeniyle, cerrahi olarak böbre-

ğin korunmasına özen göstermek gerekir (2, 3). Bu iki ender rastlanması ve solid

renal tümör nefrektonı.i

yapmayıp, koruduğumuz için sun- duk.

OLGU1

59 ya~mda 3070 klinik protokol nolu ka-

dın hasta iki yan ağrısı yakınrnası ile bas,vurdu. tetkikinde mikroskobik ka- nama vardı. İntravenöz muhte- mel sağ üreter alt uç ta~ı ve hid- roüreteronefroz, solda renal pelvis ta~ı ve hidronefroz ve alt polde yer i~gal eden kitle saptandL Ultrasonografi ve kompüterize to- mografi alt poldeld 5 cm. çapındaki kitleyi solid olarak tammhyordu. Sağ üreter alt uç

taşı direkt tam olarak görülemediği

pyelografi ile varlığı pekiştiri­

Jerek, anestezi altında sağ Gibson in- sizyonuyla girildi ve üreterolitotomi yapıldı

(11.12.1990). 1.5 ay sonra çekilen IVP'de sağ

hidroürüteronefroz gerilemişti. Bu kez 26.2.1991'de sollomber insizyonla girildi ve explorasyonda sol alt kutuptaki kitlenin en- kapsüle, hipovaskı:Her, sarımsı renkte oldu-

ğu görüldü. Perinefritik dokuya ve böbrek dokusuna invazyon yoktu. Frozen kesitlerde lezyonun adenoma benzer olduğunun bildi- rilmesi üzerine kitle böbrek dokusundan ko- layca sıynlarak enüklee edildi. Renal pel- visteki ta~ pyelolitotomi ile alındı.

Kitle 5x4x4 cm. boyutlarında, kesit yüzü

sarı renkli, nodüler görünümde düzgün kapsüllü tümöraldoku idi.

Histopatolojik incelemede yuvarlak nük-

73

bol graniiler asidofilik sitoplazrnalı

hücrelerin yer yer solid adalar, yer yer de formasyonlar bildirildi.

Kapsül intakttı, damar invazyonu izlenınedi

ve renal onkositom olarak rapor edildi rapor no: 970/91). Bir yıllık kont- rolunda hastada lokal nüks metastaz

saptanmadı.

OLGU2

62 yaşında 337 klinik protokol nolu kadın

hasta safra kesesi tas,ı

lırken ultrasonografide sol ku- 37x52 mm düzgün kenar içinde hipoekoik alanlar solid kitle saptandı.

idrarda mikrohematüri vardı. Bilgisayarlı

tomografiele kitle sol böbrek lateral lokali- 36 mm çaplı, hipodens bölge- yer kaplayan lezyon olarak

tarumlandı. 13 Ocak 1992 de sol lomber in- sizyonla girildi. 5x3x3 cm boyutlarında,

kapsüllü izlenimini veren, kirli kahverengi - de, böbrek alt kutupta yerle~mi~ lobüle kitle enüklee edildi.

5x3x3 cm boyutlannda kapsüllü, san kahverenkli, lobüle kitlenin incelenmesinde ince bir bağ dokusu stromada kolumnar di- zilim gösteren geniş asidofilik sitoplazmah, santral yuvarlak nükleuslu hücreler görü- lerek onkositom olarak değerlendirildi (Pa- toloji No. 270/92).

TARTIŞMA

Renal onkositomlarm büyük bir çoğun­

luğu tesadiHen böbreklerle ilgili yapılan ara~tırmalar esnasında bulunur (1, 2, 3, 4, 5).

Mayo Kliniğinde Lieber ve arkada~lanmn yaptığı aras,tırmalarda olgularm % 59 unun

tesadüfensaptandığı görülmü~tür. Bizim bir

hastamızda tas, araştınhrken, diğerinde ise safra kesesi nedeniyle araşhnhrken onkosi- tom bulunmu~tur. Hastaların% 9unda mak- roskobik hematüri ve % 9-30 arasmda da

ağrısı olabilir.

Renal onkosHoma genellikle büyüktür ve ortalama 7 cm çapmdadır (2, 3, 4, 5, 6). İki

(3)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1992 Vol. 2 No. 1

hastamızda da kitle çapı 5 cm idi. Genellikle multisenttik ve bilateral olurlar; çaplarının

büyük olması nedeniyle IVP de belirti ve- rebilirler. Anjiyografik olarak;

1- Normal renal nefrogram ile aynı dan- sitededirler.

2-Kenarları etrafında kapsül veya preu- dokapsülün varlığı dü~ündürecek kadar keskindir.

3- Düzensiz damar yoktur.

4- Merkezden kenara doğru uzanan çiz- gileriyle at arabası tekerleği görünümü ola- bilir (4). Bazen büyük tümörlerde; atarabası tekerleği gibi olan santral skar ultrason veya tomografide görülebilir (2). Bizim ilk hasta-

mızda bilgisayarlı tomografide bu santral skar görülmektedir.

Preoperatif benign lezyon dü~ünüldü­

ğünde aspirasyon önerenler vardır. Makros- kopik olarak onkositomlar kapsüllüdür;

serttir, sarımsı renklidir ve santral skar alanı ta~ırlar (51).

Mikroskobik olarak onkositomlarda mi- totik aktivite ve nekroz yoktur; renal kar- sinamlarda rastlanan lipid vakuolleri görülmez.

Birçok ara~tırıcı onkositomları benign lezyon olarak tanımlar ancak bazı serilerde lenf ve uzak metastazlar yapabildiği bil-

dirilmi~tir (1; 5).

Flow sitometri ile yapılan çalı~malarda

aneuoloid DNA % 15 olarak; tetraploid DNA % 40 bulunmu~tur. Bu hastalar en az 5

yıl takip edilmi~ ve tetraploid yükselmesi olan 26 hastanın 3 ünde metastatik has-

talığın geli~tiği gözlenmi~tir (5).

Gerçek renal onkositomların metastaz

yapıp yapmayacağı tartı~malıdır; bunun için · daha geni~ hücre çalı~maları ve uzun takip gerekmektedir.

Kitlenin büyük boyutlara eri~mesi; nor- mal parankimi harap etmesi nedeniyle de

onkositomları tamamen benign kabul et- memek gerekir.

Her nekadar patolojik ayırım güçlükleri nedeniyle; solid böbrek kitlelerinin karsi- nam ku~kusu ile radikal nefrektomi ile teda-

74

vi edildiği bildirilmi~se de (7); onkositomlar- da cerrahi yakla~ım (2) böbrek parankimini korumaya yöneliktir. Bu nedenle tesadlifen bulunan; büyük, enkapsüle solid böbrek kit- lelerinde; onkositom dü~ünülmeli ve cerrahi

giri~im buna göre planlamalıdır.

KAYNAKLAR

1. Lieber MM, Tomera Km, George MF. Renal on- cocytoma. J Urol. 1981; 125: 481.

2. Lieber MM. Renal oncocytorna. In: Resnick M,

Kurs/ı E, eds. Current Therapy In Genitoıırinary Sıırgery. Philadelp/ıia: B. C. Decker Ine; 1987:40-2.

3. Mora/es A, Wasmı S, Bryniak S. Renal on- cocytornas: Clinical Radiological and Histologic Fe- atures. J Urol. 1980; 123: 261

4. Maatnıaıı TJ. Reııal oııcocytoma: A diagııostic

and therapeutic dilcmnıa. J. U rol. 1984; 132: 878.

5. Lazzaro B, Gonick P, Katz SM. Renal eel/ car- cinoma vs renal oncocytoma. Urology. 1991; 37: 52.

6. KuralA R, Yalçın V, Akaydın A, et al. Renal Onkositoma. Türk Üroloji Dergisi. 1989; 15 (1): 37- 46.

7. Ergen A, Özkardeş H, Esen A, Karta/ B. Renal Oncocytoma in two sisters. Turkish J Cancer. 1990;

20 (A): 168-71.

Referanslar

Benzer Belgeler

Apparent diffusion coefficient (ADC) values and signal intensity (SI) values at b=50 s/mm2 b=1000 s/mm2 DWI of solid components of the renal masses and SI values of normal

(increasing tumor size), stage (pT3-4 versus pT1-2), histologic subtype (clear cell or collecting duct histologic features) were predictive factors associated with

Matched comparison of radical nephrectomy vs nephron sparing surgery in patients with unilateral renal cell carcinoma and a normal contralateral kidney. Mayo

Çınkıl ve ark., Postpartum Tanı Alan Metastatik Renal Hücreli Karsinom Olgusu.. ralateral böbrektir

Key words: Renal abscess, child, diagnosis, treatment Anahtar kelimeler: Renal abse, çocuk, tan›, tedavi.. Renal ve perirenal abse oluflumu çocukluk ça¤›nda nadirdir, ancak atefl

Bu yazıda bir nazal kavite yerleşimli renal hücreli karsinom metastazı olgusunu, nazal obstrüksiyon ve epistaksis görülen ve renal hücreli karsinomu olan

son satlıa kronik böbrek yetersizl iği olan, hemodialize giren, radyolojik olarak renal osteodistroli tanısı konmuş, en az bir yıl süreyle kalsitriol tedavisine

▪ As a result of glomerular filtration, all small hydrosoluble plasma molecules, including water and ions, are freely filtered but high molecular weight proteins are not.. •