• Sonuç bulunamadı

Kanun Yolları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kanun Yolları"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kanun Yolları

İdari yargılama usulünde davalar 3 farklı biçimde kesinleşmektedir:

Tek dereceli yargılama: İlk derece mahkemesinin kararına karşı başvurulacak herhangi bir kanun yolu mevcut değildir.

İYUK Madde 45/1- (…)konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

İki dereceli yargılama: İlk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurulabilir.

Üç dereceli yargılama: İlk derece mahkemesinin kararını istinaf ve temyiz aşamaları izleyebilir.

** Genel kural iki dereceli yargılamadır.

(2)

Kanun Yolları

Olağan Kanun Yolları:

- İstinaf - Temyiz

Olağanüstü Kanun Yolları:

- Yargılamanın yenilenmesi

* Kanun yararına temyiz

(3)

Kanun Yolları

(D.11D, E. 2012/4939, K. 2005/798, T. 23.2.2005): «Usul hukuku kuralları uyarınca, dava açmakta olduğu gibi kanun yoluna başvurmada da, hukuki yarar bulunmalıdır. Diğer bir ifadeyle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulmasında, korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Nitekim bu şart temyiz yolu bakımından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/1. maddesinde, davada haklı çıkmış olan tarafında, hukuki yararı bulunmak şartıyla, hükmü temyiz edebileceği şeklinde ifade edilmiştir.

Bu durumda, anılan kararda davalı idare aleyhine bir hüküm bulunmadığından, mahkeme kararının bozulmasında hukuki yararı bulunmayan davalı idarenin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.»

(D.15D, E. 2016/9302, K. 2017/1358, T. 23.3.2017): «Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, doktrinde, şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, yargı yerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla söz konusu terim ile, görülmekte olan davanın şeklen sona ermesi kastedilmektedir.

Maddi anlamda kesin hüküm ise; uyuşmazlığın esasını çözen nihai yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını; diğer bir anlatımla taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha davaya konu yapılamamasını ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması halinde; tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü için, idari yargı yerlerince verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığının irdelenmesi gerekmektedir.

Buna göre, gerek yargısal içtihatlarda, gerekse doktrinde, davanın esastan reddine dair kararların mutlak anlamda kesin hüküm niteliği taşımadığı, ancak tarafların ve davanın dayandığı sebeplerin aynı olması halinde nispi anlamda kesin hükümden bahsedilebileceği kabul edilmiştir. İptal kararları ise, işlemin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak suretiyle işlemi hukuken ortadan kaldırdığından; daha önce verilen iptal kararı, işlemle ilişkisi bulunan kişilerin, aynı işlemin iptali istemiyle açacakları davalarda kesin hüküm etkisini göstermektedir.»

(D.13D, E. 2014/3513, K. 2014/3866, T. 1.12.2014): «Kesin hüküm, yargı yerince yasada gösterilen usullerle verildikten ve olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle, uyuşmazlığı nihai olarak sonuçlandırıp şekli anlamda kesinleştikten sonra, anılan kararın, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan başka bir davada verilecek bir kararla değiştirilemeyeceğini ifade eden maddi anlamda kanuni bir gerçeklik olarak kabul edilmekte olup; yargılama faaliyetinde kesin hüküm kurumunun kabul edilmesinin başlıca amacı, nihai olarak karara bağlanmış bir uyuşmazlığın tekrar incelenmesini ve aynı uyuşmazlık için farklı yönde kararlar verilmesinin önlenmesini, bu anlamda yargı kararlarına karşı saygı duyulmasını ve bu kararlara uyulmasını sağlamak, bu şekilde de hukuki güvenliği ve istikrarı gerçekleştirmektir.»

(4)

İstinaf

İYUK Madde 45 – (Değişik: 18/6/2014-6545/19 md.) 1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

2. İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.

3. Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.

4. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir.

İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.

(5)

İstinaf

İYUK Madde 45 – 5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.

6. Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. (Ek cümle: 20/7/2017-7035/6 md.) Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.

7. İstinaf başvurusuna konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.

8. İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.

(6)

İstinaf

İstinafa Konu Olabilecek Kararlar: İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı,

İstinaf Merci: Mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesi

İstinafa Başvuru Süresi: Kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde

İstinaf Yoluna Başvurulamayacak Kararlar:

- Konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

- İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.

İstinaf Merciinin Alabileceği Kararlar:

- Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir.

- İlk derece mahkemesinin kararı hukuka uygun ve karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak istinaf başvurusunun reddine karar verir.

(7)

İstinaf

İstinaf Merciinin Alabileceği Kararlar:

- Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir ve işin esası hakkında yeniden bir karar verir. (İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir)

- Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf baş-

vurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya

yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk

derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir.

(8)

İstinaf

İstinaf Merciin Kararına Karşı Başvuru Yolları Kural: Bölge İdare Mahkemelerinin kararları kesindir.

İstisna: Bölge İdare Mahkemelerinin istinaf incelemesi sonucu verdikleri kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.

Temyize açık olan kararlar:

İYUK Madde 46- (…) bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.

b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.

c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.

d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen

işlemlere karşı açılan iptal davaları.

(9)

İstinaf

Temyize açık olan kararlar:

İYUK Madde 46- (…) bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.

f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.

g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.

h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.

ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.

(10)

İstinaf

Temyize açık olan kararlar:

İYUK Madde 46- (…) bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:

i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.

j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.

k) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.

l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.

m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.

(11)

İstinaf

(İstanbul BİM, 1. Vergi Dava Dairesi, E. 2017/712, K. 2017/1305, T. 21.3.2017): «Dava; Bursa İli, Mudanya İlçesi, Eğerce Köyü, Demirkapı Mahallesi, H21A13D pafta, 50 parsel sayılı, mülkiyeti Eğerce Köyü Tüzel Kişiliği'ne ait iken 6360 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra Mudanya Belediyesi'ne geçen taşınmaz üzerinde 48 m² olarak inşa edilen barakalardan birinin 01.04.2014-20.08.2015 tarihleri arasında davacı tarafından fuzulen işgal edildiğinden davacı adına 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75. maddesi uyarınca 5.000,00 TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin 01/09/2015 günlü ve 708385 sayılı tahakkuk fişinin iptali istemiyle açılmıştır.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında; İdare ve Vergi Mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki Bölge İdare Mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında İdare ve Vergi Mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır.

Dosyasının incelenmesinden; davanın konusunun beş bin Türk lirasını geçmeyen idari işlem olduğu anlaşılmakla bu işlem hakkında verilen kararın da kesin olduğu sonucuna varılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; davalı Mudanya Belediye Başkanlığı'nın istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine…»

(İstanbul BİM, 9. İdare Dava Dairesi, E. 2017/64, K. 2017/36, T. 9.1.2017): «2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 2.

fıkrasında; istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu belirtilmiş, aynı Yasanın ''Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar'' başlıklı 49. maddesinin 2.

fıkrasında ise; ''görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklikler bulunması'' bozma nedenleri olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; istinafa konu kararda 2577 sayılı Yasa'nın 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların da kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun reddine, kararın onanmasına…»

(12)

İstinaf

(İstanbul BİM, 6. İdare Dava Dairesi, E. 2017/11, K. 2017/38, T. 8.11.2017): «2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "derdestlik" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanunun 31. maddesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve halen görülmekte olduğunun saptanması halinde, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Derdestlik durumunun ortaya çıkması için; aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte ( derdest ) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de; davaların taraflarının, konularının, dava konusu işlemlerin hukuki sebeplerinin aynı olmasına bağlıdır. Diğer yandan derdestlik; yeni açılmış olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte ( derdest ) olduğunun taraflarca ileri sürülmesi ile ya da mahkemece re'sen yapılacak araştırma ile tespit olunur.

Dava dosyasının incelenmesinden; öğrenci personel taşımacılığı söktöründe faaliyet gösteren davacı şirket tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi'nin 11.02.2016 tarih ve 2016/2-8 sayılı kararı ile dayanağı Öğrenci ve Personel Servis Taşımacılığı Yönergesinin iptali istemiyle davacılar tarafından 14.04.2016 tarihinde Danıştay da kayıt alan İstanbul 9. İdare Mahkemesinin E:2016/1315 sayılı davanın açıldığı, 11.02.2016 tarih ve 2016/2-8 sayılı UKOME kararının 4. maddesinde 2. ve 3. maddelerinin yürürlüğünün; "Öğrenci ve Personel Servis Taşımacılığı Yönergesi" içerisindeki ücret ve sürelere ilişkin bölümlerinin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince karara bağlanmasına müteakip başlamasına karar verildiği, 2. maddede Yönergenin kabulünün ve 3.

maddede de 05.04.2007 tarih ve 2007/4-2 Ukome karar sayılı Servis Araçları Yönergesindeki değişikliklerin düzenlendiği, 11.02.2016 tarihli UKOME kararının 27.04.2016 tarih ve 2016/3-13 sayılı UKOME kararı ile revize edildiği, genel esasları düzenleyen 5. madde başta olmak üzere değişiklik yapıldığı, UKOME kararı doğrultusunda ücret ve sürelere ilişkin olarak 22.07.2016 tarih ve 1342 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis kararının alındığı ve 24.09.2016 tarihinde mahalli bir gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, 01.08.2016 tarihinde açılan bu davada ise 11.02.2016 tarih ve 2016/2-8 sayılı UKOME kararının değil, söz konusu UKOME kararını revize eden 27.04.2016 tarihli UKOME kararından sonra alınan 22.07.2016 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararının ve anılan Meclis kararı ile yürürlüğe giren Öğrenci ve Personel Servis Taşımacılığı Yönergesinin iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.

Bu haliyle, iki davanın tarafları aynı olmakla birlikte, konusunun aynı olduğundan söz edilemeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda, bir davanın "derdestlik"

nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilebilmesi için gerekli olan; aynı davanın iki defa açılmış olması, birinci davanın görülmekte ( derdest ) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması şartlarının bu davada gerçekleşmediği görüldüğünden, farklı istemle açılmış ikinci dava niteliğindeki bu davada, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, "derdestlik" nedeniyle davanın incelenmeksizin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf isteminin kabulüne, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 08.11.2016 tarih ve E:2016/1596, K:2016/27 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 5. fıkrasının ( b ) bendi uyarınca BOZULMASINA, anılan madde uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kesin olarak, 15.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(13)

İstinaf

(Konya BİM, 4. İdare Dava Dairesi, E. 2017/2073, K. 2017/577, T. 11.5.2017): «Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, davanın niteliğinin, sağlık hizmetinin kötü işlemesi iddiasına dayalı bir tam yargı (tazminat) davası olduğu, davanın görülmesi sırasında tazminat hukuku kurallarına göre iddiaların ve sorumluluğun hukuki değerlendirmesinin yapılacağı 5510 sayılı Kanun Hükümlerinin, dava sürecinde başvurulacak norm durumunda olmadığı, başka bir ifadeyle ihtilafın 5510 sayılı Kanun Hükümlerinden kaynaklanmadığı sonucuna varılmıştır. Bu sebeple 5510 saylı Kanunun 101. maddesi uyarınca, ihtilafın iş mahkemelerinin görevine girmesi söz konusu değildir.

Açıklanan nedenlerle, istinaf talebinin kabulüne, Adana 1. İdare Mahkemesi'nin 30/11/2016 gün ve E:2016/108, K:2016/1203 sayılı kararının kaldırılmasına, ihtilafın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine kesin olarak 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.»

(Ankara BİM, 9. İdare Dava Dairesi, E. 2017/368, K. 2017/462, T. 25.5.2017): 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlığını taşıyan 24. maddesinin f fıkrasında; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesi ile yollamada bulunduğu (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesinin 1. fıkrasında; Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; anılan Kanunun 323. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde ise, yargılama giderleri kapsamında vekâlet ücretinin de yer aldığı belirtilmiştir.

Kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinde; "Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumuda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez" kuralına yer verilmiştir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda anılan Ankara 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 03/11/2016 gün ve E:2016/2412, K:2016/2523 sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Mahkememizce de uygun görülmüştür. Ancak davanın ret ile sonuçlanması nedeniyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemesince hükmedilmediği anlaşılmakta olup; davalı idarenin istinaf talebinin kabulüne, Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 03.11.2016 gün ve E:2016/2412, K:2016/2523 sayılı kararının vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA, Mahkemece kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin ve istinaf aşamasında yapılan 112,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı idareye verilmesine, fazladan yatırılan 29,20-TL karar harcı ve posta gideri avansından artan miktarın istenilmesi halinde başvuruda bulunana iadesine, 2577 sayılı Yasa'nın 46 (d) maddesi uyarınca, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(14)

Temyiz

İYUK Madde 46- Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. (BİM’lerin temyize tabi kararları için önceki slaytlara bkz.)

Temyize Konu Olabilecek Kararlar:

- Danıştay dava dairelerinin nihai kararları

- Bölge İdare Mahkemelerinin İYUK m.46’da sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar

- İvedi yargılama usulü ile merkezi ve ortak sınavlara ilişkin davalar hakkında ilk derece mahkemelerinin verdikleri kararlar

Temyiz Merci: Danıştay

Temyize Başvuru Süresi: Kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde

Temyiz Merciinin Alabileceği Kararlar ( İYUK m.49): Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;

- a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.

- b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.

(15)

Temyiz

Temyiz Merciinin Alabileceği Kararlar: Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;

- Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, - Hukuka aykırı karar verilmesi,

- Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.

*Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir.

Temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem (İYUK m.50)- Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, dosyayla birlikte kararı veren mercie gönderilir. (Ek cümle: 20/7/2017-7035/7 md.) Ancak Danıştay ilgili dairesinin onamaya ilişkin kararları, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge idare mahkemesine gönderilir. Bu kararlar, dosyanın geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde taraflara tebliğe çıkarılır.

 Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili merci, dosyayı öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar verir.

(16)

Temyiz

Temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem (İYUK m.50):

Bölge idare mahkemesi, Danıştayca verilen bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilir.

Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır.

Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi

hâlinde, talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir ve

karara bağlanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması

zorunludur.

(17)

Kanun Yararına Temyiz

İYUK Madde 51 – 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/20 md.) İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.

2. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/20 md.) Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuç- larını kaldırmaz.

3. Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de yayımlanır.

(18)

Yargılamanın Yenilenmesi (İYUK m.53)

Yargılamanın Yenilenmesine Konu Olabilecek Kararlar: Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar.

Yargılamanın Yenilenmesini Yapacak Merci: Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.

Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri:

a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması

b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,

c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,

d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,

(19)

Yargılamanın Yenilenmesi (İYUK m.53)

Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri:

e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,

f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,

h) (Değişik: 10/6/1994 - 4001/23 md.) Tarafları,konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.

ı) (Ek: 15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair

Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

(20)

Yargılamanın Yenilenmesi (İYUK m.53)

Yargılamanın Yenilenmesi Süresi (sebebe göre değişmektedir):

Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.

Yargılamanın Yenilenmesi Talebi Üzerine Alınabilecek Kararlar:

Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.

Yargılamanın yenilenmesi istemleri,kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.

*** Yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılması, görevli daire veya mahkemenin

kararına bağlıdır.

(21)

Yargılamanın Yenilenmesi (İYUK m.53)

(D. 5D, E. 2013/402, K. 2013/2109, T. 19.3.2013): «Yargılamanın yenilenmesi başvurusu, Danıştay'ın, bölge idare mahkemelerinin ve idare ve vergi mahkemelerinin kesin hüküm halini alan kararlarına karşı, İdari Yargılama Usulü Kanununun 53. maddesinde yazılı sebepler dolayısıyla tanınan olağanüstü kanun yoludur.

Bir kararın, yargılamanın yenilenmesi başvurusuna konu edilebilmesi için, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davada verilmiş olması ve ayrıca, kesinleşmiş, yani kesin hüküm halini almış bulunması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, davacının yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu tarih itibariyle henüz

kesin hüküm halini almış bir karar mevcut olmayıp, temyiz incelemesi tamamlanmayan bir

Mahkeme kararı mevcut olduğundan, kesinleşmemiş olan uyuşmazlığa yönelik yargılamanın

yenilenmesi isteminin incelenmeksizin reddi gerekir…»

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde 7 Kanunun Geçici 26 ıncı maddesinde düzenlenen ve 1/7/2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunda bulunan işyerlerinde kısa çalışmanın sona erip

beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve 7143 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için

- Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden ayrıca % 50 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi

a) Yen den değerlemede, taşınmazlar le amort smana tab d ğer kt sad kıymetler n ve bunlara a t amort smanların, bu Kanunda yer alan değerleme hükümler ne göre tesp

“Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”da yapılması önerilen değişiklik ile, dağıtıcı

İle daha önce bu görevlerde bulunmuş olmak şartıyla halen bir kamu görevi yapmakta olanlar atanabilirler.. Atamalar, Adalet Bakanlığınca ilgilinin mensup olduğu

Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı

2 Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Erzurum.. 3 Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Hematoloji