• Sonuç bulunamadı

Lomber Spinal Dar Kanal ve

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Lomber Spinal Dar Kanal ve"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Lomber Spinal Dar Kanal ve ‹ntermittan Nörojenik Klodikasyon

Lumbar Spinal Stenosis and Intermittent Neurogenic Claudication

ÖZET

Lomber dar kanal ve intermittan nörojenik klodikasyon, 55 yafl›ndan sonra s›k görülen ve 65 yafl›ndan sonra klinik, radyolojik ve te- davi yönleriyle oldukça kompleks hale gelen bir hastal›kt›r. Bu derlemede dejeneratif osteoartrite ba¤l› akkiz dar kanal ele al›nm›flt›r.

Hastal›kta, bel ve bacak a¤r›lar›, bacaklarda paresteziler s›k görülmekle beraber esas hastal›¤› karakterize eden durum, ayakta durma ve yürüme ile bu bulgular›n ortaya ç›kmas› ya da art›fl göstermesidir (intermittan nörojenik klodikasyon). Radyolojik görünüm tipik bir lomber dar kanal göstermesine karfl›n olgular›n 1/4 ve 1/5’inde hiçbir yak›nma olmayabilir. Tan›ya yard›mc› olmak bak›m›ndan klinik nörofizyolojik testler hem istirahat hem de hasta aktif halde iken uygulanm›flt›r. Devinimi izledikten sonra elektrofizyolojik belirtilerin baz›lar›nda bozulmalar saptanm›flt›r. En yararl› görülen yöntemler paravertebral ve bacak kaslar›nda elektromiyografide denervasyon bulgular› saptanmas› ve H-refleks anormallikleri ile yeni radiküler uyar›m teknikleriyle elde edilen bulgulard›r. Elektrofizyolojik bulgular klini¤e daha uyumlu bulunmufltur. Hastalar›n yaflam kalitesini bozan ve konservatif tedaviden yarar görmeyen hastalarda çeflitli lom- ber cerrahi giriflim uygulamalar› söz konusudur.

Anahtar Kelimeler: Spinal dar kanal, intermittan klodikasyon.

ABSTRACT

Lumbar Spinal Stenosis and Intermittent Neurogenic Claudication Cumhur Ertekin1, Yaprak Seçil2

1Emeritus Professor, Department of Neurology, Faculty of Medicine, University of Ege, Izmir, Turkey

2Clinic of Neurology, Ataturk Training and Research Hospital, Izmir, Turkey

Lumbar spinal stenosis and intermittent neurogenic claudication is a disease that occurs frequently after the age of 55 and becomes complicated after the age of 65 in clinical, radiological and therapeutic aspects. In this review, acquired spinal stenosis secondary to degenerative osteoarthritis is evaluated. In this disease, lumbar and extremity pain and paresthesia are frequent; however, the most

Cumhur Ertekin1, Yaprak Seçil2

1Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi, İzmir, Türkiye

2Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İzmir, Türkiye

Turk Norol Derg 2010;16:59-71

(2)

TANIMLAMA ve TAR‹HÇE

Lomber spinal stenoz veya lomber dar kanal (LDK) de- nildi¤inde birçok tan›mlama yap›labilir ya da klinik ve pa- tolojik zeminde afla¤›daki gibi anlat›labilir:

1. Lomber spinal kanal ve sinir kökü kanallar›n›n s›kl›k- la dejeneratif osteoartrozu nedeniyle daralmas› (santral stenoz, lateral “recess” stenozu ve nöral foraminal ste- noz).

2. Kemik ve yumuflak dokular›n yaratt›¤› bu daralma sonucu, kanal içi yap›lar›n bas›ya u¤ramas›.

3. Devaml› nörolojik bulgu ve yak›nmalara ek olarak veya olmayarak çeflitli devinim ve postürlerle yak›nmalar›n artmas› veya ortaya ç›kmas›. Bu duruma intermittan nöro- jenik klodikasyon (‹NK) denir.

4. ‹NK özellikle yürüme, ayakta dik durma, gövde eks- tansiyonu ile ortaya ç›kar veya var olan yak›nmalar artar, istirahat ve gövde fleksiyonuyla yak›nmalar hafifler.

5. Var olan veya ‹NK ile ortaya ç›kan klinik belirtiler s›k- l›kla bel ve bacak a¤r›lar›, bacaklarda güçsüzlük ve uyufl- ma fleklindedir.

LDK ve ‹NK’n›n toplumdaki s›kl›k ve derecesi hakk›nda bilinenler çok net de¤ildir. Ancak toplumda yaflam süresi- nin artmas›, bu akkiz klinik durumla daha s›k karfl›laflma

olas›l›¤›n› art›rm›flt›r. Bununla beraber LDK’da kesin klinik tan› yöntemi ya da tan›da alt›n standart belirlenemedi¤i için epidemiyolojik çal›flmalar belirli s›n›rlar içinde kalmak- tad›r (1,2). LDK’n›n y›ll›k s›kl›¤› 100.000 bireyde 5 hasta fleklinde bildirilmifltir ve bu durum servikal spinal kanal darl›¤›ndan dört kat daha fazlad›r (3).

LDK, 50 yafl›ndan sonra görülmeye bafllar ve 65 yafl›n- dan sonra s›kl›¤› artar. Bir baflka istatisti¤e göre 50 yafl›n›

aflm›fl her 1000 Amerikan vatandafl›ndan beflinde LDK bu- lunmufltur (4). LDK s›kl›¤› flöyle de belirtilebilir: Genel ola- rak pratisyen hekime baflvuran ve devaml› bel a¤r›s›ndan yak›nan hastalar›n %5’inde LDK bulunmufltur (4). Yine Amerika Birleflik Devletleri’nden bir istatistik vermek gere- kirse, 65 yafl›n›n üzerindeki hastalarda LDK tan›s› daha çok konur ve LDK için bu yafllardaki cerrahi giriflim say›s› 1979 y›l›ndan 1992 y›l›na kadar sekiz kat artm›flt›r (4,5).

LDK’n›n tan›m› ile bu konuda baz› erken çal›flmalar ve bildiriler vard›r. Bunlardan uzun uzun söz etmek yerine hepsini Tablo 1’de özetlemeyi tercih ettik.

LDK ve ‹NK’n›n tan›n›p yay›lmas›nda en çok bilinen kifli Verbiest’tir. Ancak LDK sadece akkiz nedenlerle olmaz ve konjenital veya herediter nedenlerle olabilir. Bunlar genç yafl gruplar›ndaki LDK’lardan sorumludur. Akondroplazi bunlar aras›nda say›labilir. Konjenital spinal kanal daralma- s› primer stenoz ad› ile de an›labilir (3). Bu derlemede pri- characteristic feature of the disease is the occurrence and worsening of these findings with erect posture and walking (intermittent neurogenic claudication). Even though the radiological findings of spinal stenosis are apparent, 1/4-1/5 of the patients may be asymp- tomatic. In order to support the clinical findings, neurophysiological tests have been used at rest and motion. Certain electrophysi- ological signs have been found to change after motion. The most helpful signs are the denervation of paravertebral and leg musc- les, H-reflex abnormalities, and the findings obtained with the recently used radicular excitation methods. Electrophysiological met- hods have been found to be more compatible with the clinical findings. Lumbar surgical approach is considered in patients with im- paired life quality and in those unresponsive to conservative treatment.

Key Words: Spinal stenosis, intermittent claudication.

Tablo 1. LDK ve ‹NK’n›n tarihçesi*

Yazar Tarih Katk›

1. Portal (Fransa) 1803 ‹lk kaba tan›mlama

2. Lane (‹ngiltere) 1893 LDK’l› hastaya ilk laminektomi

3. Bailey ve Casamur (‹ngiltere) 1911 Spinal kanal bas›s› ve laminektomi

4. Dejerine (Fransa) 1911 Nörojenik klodikasyonun ilk tan›m›

5. Sarpyener (Türkiye) 1945 Konjenital dar kanal sendromu

6. Van Gelderen (Hollanda) 1948 ‹NK tan›m› ve ligamentum flavumun patogenezdeki önemi

7. Verbiest (Hollanda) 1954 LDK ve ‹NK’n›n tam tan›m›

8. Kirkaldy-Willis ve arkadafllar› (ABD) 1954 LDK ve ‹NK’n›n tam tan›m›

9. Jacobson (‹sveç) 1976 LDK’da ilk EMG uygulamas›

* 3, 4, 6 ve 7 no’lu kaynaklardan derlenmifltir.

LDK: Lomber dar kanal, ‹NK: ‹ntermittan nörojenik klodikasyon, ABD: Amerika Birleflik Devletleri, EMG: Elektromiyografi.

(3)

mer stenoza de¤inilmeyecektir. En s›k görülen lomber de- jeneratif osteoartroza ba¤l› ikincil LDK temel konumuzdur.

KL‹N‹K TABLO

LDK’da radyolojik klasik tan›ya ra¤men bu hastalar›n yaklafl›k %20’sinde hem istirahatte hem de devinim ha- linde hiçbir bulgu ve yak›nma olmaz. Bunlar asemptoma- tik olgulard›r (8-12). Bu tür olgularda dinamik olarak ya- p›lan testlerde hiçbir klinik ve elektromiyografi (EMG) bulgusu olmad›¤›na göre, burada yanl›fl pozitif manyetik rezonans görüntüleme (MRG)’den söz edilebilir. Bunun- la beraber hastal›k ilerleyicidir. Nitekim yak›nmas› olup da konservatif tedavi gören hastalar›n iki y›l sonra kötü- leflti¤i görülmüfltür. Klinik yak›nma ve belirtileri artm›flt›r.

Oysa di¤er baflka klinik izlemlere göre iki y›l içinde her- hangi bir kötüleflme olmamaktad›r (3). Di¤er bir izleme- de bel ve bacak a¤r›lar› temel al›nm›flt›r. Hastalar›n

%70’inde klinik belirtiler uzun bir süre belirli bir plato dü- zeyinde kalm›fl ve ilerleme olmam›flt›r, %15’inde a¤r› art- m›flt›r ve ilginç olarak %15’inde spontan düzelme görül- müfltür (13-15). LDK’da gerçekten uzun süreli klinik sta- bilizasyon s›kt›r, ancak semptomlar›n baz› olgularda akut/subakut art›fl›n› da göz ard› etmemek gerekir (3).

Radyolojik ve klinik bulgular›n karfl›l›kl› gidifli aras›ndaki uyuflmazl›k durumuna radyoloji ve tedavi bölümlerinde tekrar dönece¤iz.

Klinik-radyolojik uyuflmazl›k nas›l olursa olsun, hastal›k temelde sinsi ve ilerleyici karakterini birçok hastada koru- yabilir. ‹lk belirtiler bel a¤r›s› ve sabah sertli¤idir. Bunlar ön- celeri hafif günlük aktivitelerle azal›r. Zamanla bel a¤r›lar›

s›klafl›r, kalça, uyluk ve bald›rlara vurmaya bafllar. Bald›r kaslar›nda kramplar görülebilir. Bacaklarda uyuflma ve ka- r›ncalanma yine s›k bulgular aras›ndad›r. Bazen bu duyum- lar parestezi ya da yan›c› duyumlar fleklinde belirtilir.

Uzun süreli ayakta kalma ve uzun bir yürüyüflü ›l›ml› bir düflük ayak veya plantar fleksör güçsüzlü¤ü izleyebilir. Bu motor bulgular›n geliflmesinin yan› s›ra a¤r› ve parestezi- lerde de art›fl meydana gelir. Ayakta durma veya yürüme ile yak›nmalar›n artmas› ve yeni bulgular›n eklenmesi daha sonra istirahat veya gövde fleksiyonu ile düzelmeleri ya da hafiflemeleri LDK’daki ‹NK’y› karakterize eder. ‹NK’n›n ne kadar süre ayakta durma veya ne kadar süre yürüme ile ortaya ç›kt›¤›, yani zaman ya da mesafe olarak iliflkisi has- tadan hastaya de¤iflkenlik gösterir. Baz› hastalarda öykü- de hiçbir yak›nma yokken veya objektif klinik bulgu yok- ken sadece yürüme ile ‹NK ortaya ç›kar›labilir. LDK ve

‹NK’l› hastalar yürümeye bafllad›ktan k›sa bir süre sonra hasta sarsak, gevflek, topallayarak ve bir bak›ma ataksik gibi yürümeye devam eder. Daha sonra durmak, bir yere oturmak zorunda kal›r (3,4,15,16). ‹NK’s› olan hastalarda yokufl ve merdiven inip ç›kma tan›y› kolaylaflt›rmada ipuç- lar›n› verir. Yokufl ç›kma veya merdivenden yukar› ç›kma ile belirtiler ya ortaya ç›kmaz ya da çok anlaml› yak›nma yoktur. Fakat yokufltan ya da merdivenden afla¤› inerken

daha belirgin bir flekilde ve daha s›k olarak flikayetler orta- ya ç›kar. Bunun olas› nedeni merdiven ç›karken gövdenin oldukça belirgin fleksiyon postürüne geçmesi ve ‹NK’n›n ortaya ç›kmas›n› k›smen engellemesidir. Oysa merdiven inerken lomber vertebralar daha dik konumda tutulur ve bir tür lomber ekstansiyon oluflur. Gövde fleksiyonu kanal bofllu¤unu art›r›r ve nöral bas›y› azalt›r, gövde ekstansiyo- nu ise kanal bofllu¤unu daha da daralt›r, nöral yap›lara ba- s› artar, böylece ‹NK ortaya ç›kar ya da artar. Bu durumu ay›rt edebilen hastalar merdiven veya yokufl inerken öne fleksiyon postürünü benimserler. LDK ve ‹NK’l› hastalar al›flverifl merkezlerinde, al›flverifl arabalar›na dayanarak, beli fleksiyona getirerek yürümenin daha rahat oldu¤unu keflfederler (3,4).

Hastal›¤›n erken dönemlerinde belirtiler çok ›l›ml› ola- bilir ve ancak uzun süreli yürüyüflten sonra ortaya ç›kabi- lir. Zamanla hastal›k uzam›fl bir dura¤an döneme girebilir ve böyle bir gidiflin s›k oldu¤u yukar›da da belirtilmifltir.

Ancak bazen hastal›k daha tempolu seyreder ve çok az bir devinim ile çok belirgin ‹NK’lar ortaya ç›kar. Yaflam kalite- si ileri derecede bozulabilir.

LDK’da nörolojik muayenede hiçbir objektif bulgu ol- mayabilir. Bazen “Laseque” sinir germe delili iki yanl› hafif pozitif bulunabilir. Ancak yürüme veya lomber ekstansi- yon pozisyonu verdirilirse patella ve aflil refleksleri azalabi- lir. L4-S1 dermatomal hipoestezi olabilir ya da L5-S1 miyo- tomlar›ndan innerve olan kaslarda hafif kas güçsüzlü¤ü görülebilir. Bu nedenle dinamik egzersiz önce ve sonras›

nörolojik muayenenin tekrarlanmas› önemlidir (17). Hasta- lar›n %10 kadar› en ileri döneme kadar ilerler. Bunlarda daha alt sakral köklerde bas› belirtileri bafllayabilir. Tekrar- lanan idrar yolu infeksiyonlar›, atonik mesane, inkontinans ve nadiren retansiyon sorunlar› görülür (18). Hatta yürü- meyi izleyen idrar inkontinans› bile olabilir. Ayr›ca, çok na- diren ayakta durma ve yürümeyi izleyen penil ereksiyon yak›nmalar› olan hastalara da rastlanm›flt›r (19,20).

Görüldü¤ü gibi ‹NK’n›n varl›¤› LDK’l› olgularda tan›y›

kuvvetlendirici en önemli bulgudur. LDK’l› hastalar›n %11- 100 olarak s›kl›¤› tan›mlanm›flt›r. Yaklafl›k LDK + ‹NK birlik- teli¤i %62 oran›ndad›r ve böylesi semptomlar genellikle erkeklerde daha s›k görülür (21). ‹NK’n›n ortaya ç›kar›lma- s›nda belirli pozisyon ve/veya devinimler verilerek ya klinik semptomatoloji gözden geçirilir ya da bu elektrofizyolojik objektif bulgular› yineleyerek uygulamak olas›d›r. ‹NK’y›

ortaya ç›karmada kullan›lan klinik yöntemler flöyle s›rala- nabilir:

1. Arka üstü lomber hiperekstansiyon durumunda yatma, 2. Yürüme ve lomber lordozun belirgin hale geldi¤i yü- rüme,

3. Ayakta durma ve lomber vertebralar›n ekstansör po- zisyonu,

(4)

4. Yürüme band› üzerinde dinamik çal›flma. Burada kan- titatif olarak yürüme mesafesi ve yürüme zaman› ile semp- tomlar›n ortaya ç›k›fl› aras›ndaki iliflki ortaya konabilir. Ancak bu durum ek hastal›¤› olan hastalarda uyum sorunlar›na yol açabilir. Örne¤in; di¤er baz› nedenlerle dispnesi olan hastalar, yafll›larda görülen diz ve ayak hastal›klar› uygulamay› zorlaflt›- rabilir (22). LDK ve ‹NK’s› olanlarda yürüme mesafesi ve za- man›, ‹NK’s› olmayanlara (LDK var), normal kontrollere ve di- yabetik hastalara göre çok daha k›sa bulunmufltur (4,22).

Kuflkusuz özellikle yürüme band› üzerinden elektrofizyolojik çal›flmalar›n yap›lmas› daha kantitatif, objektif ve tedavi son- ras› karfl›laflt›r›labilir sonuçlar verebilir.

LDK + ‹NK’n›n klinik olarak ay›r›c› tan›s› için literatürde uzun listeler vard›r, ancak bunlar›n ço¤u klinik ve radyolojik görüntüleme teknikleriyle ekarte edilir. Bununla beraber bir- kaç baflka hastal›¤›n ay›rt edilmesi çok önem tafl›r. Çünkü bunlar›n baz›s› LDK ile birlikte olabilir veya ekarte edilecek hastal›¤›n tan› ve prognozu kötü olabilir.

1. Periferik Vasküler Hastal›k

Aterosklerotik-vasküler periferik hastal›kta da yürüme ile bacaklarda a¤r› ve güçsüzlük olabilir. Çünkü bu durum- da, kaslardaki iskemi aral›kl› kas güçsüzlü¤ü ve bacak a¤- r›lar›na neden olur. Burada klinik muayenede deri rengin- de de¤iflmeler, deri turgorunda de¤ifliklikler, bacak-ayak

›s›s›nda düflme ve distal bacak arter nabazanlar›nda elde etme zorlu¤u oluflur, arteryel üfürümler olabilir (4,23). Pe- riferik vasküler hastal›kta semptomlar›n provoke edilmesi farkl› flekilde sonuçlan›r. Örne¤in; burada sadece bald›r kaslar›nda a¤r› ve kramp olur. Pedal çevirme ile a¤- r›/kramp artar. Belin lordozunun art›fl ve azal›fl› ile belirgin de¤iflme olmaz (4).

2. ‹liyosakral Eklem Bozuklu¤u

Bazen bu hastalarda LDK’y› an›msatan dik durma ve yü- rüme ile kalça ve bacaklara yay›lan bel a¤r›lar› olabilir. Bu- nunla beraber iliyosakral eklem a¤r›s›, eklemin duyarl›l›¤› ile karakterizedir (3).

3. Diyabetik Polinöropati (PNP)

Bazen LDK ile birlikte olabilir ve PNP’nin bulgular›, LDK’da görülenlerle üst üste çak›flabilir. LDK’dan diyabetik PNP’nin ay›rt edilmesinde klinik ve EMG bulgular› her ne kadar alt ekstremiteden bafllarsa da dört yanl›d›r. Alt ve üst ekstremitelerde klinik ve EMG bulgular› olmas› diyabe- tik PNP lehinedir. Ayr›ca, LDK’da alt ekstremitelerde diya- betiklerde proksimal kaslar da ön planda tutulabilir (23- 25). Ço¤unlukla duysal iletim yavafllam›fl ve duysal aksiyon potansiyelleri kaybolmufltur. Ancak 65 yafl›ndan sonra ba- caklarda duysal aksiyon potansiyellerini elde etmek zorla- flabilir. Her iki hastal›¤›n yafll›l›kta s›k görülmesi ve kombi- ne olmas› da söz konusudur. Bu durumda üst ekstremite EMG’si ve lomber radyolojik görüntülemeler a¤›rl›¤›n han- gi yönde oldu¤unu ortaya koyabilir.

4. Tümoral Geliflmelere Ba¤l› Olan

“Cauda Equina” Sendromu

Böyle durumlar çeflitli yafllarda görülebilir ancak bu et- yolojide klinik sendrom da LDK’dakine göre oldukça farkl›

bir durum sergiler. Örne¤in; sakral hipoestezi, bacaklarda tendon refleks yitimi ve inkontinans gibi belirtiler olur.

LDK’da ise tam bir “cauda equina” sendromu görülmez ve sfinkter bozuklu¤u çok nadirdir (13). Radyolojik görüntü- leme olay› kolayl›kla ayd›nlat›r (3).

5. Motor Nöron Hastal›klar›

LDK’ya ba¤l› ileri lumbosakral radikülopatiler motor nöron hastal›¤› (ALS) ile nadiren kar›flt›r›labilir. ALS bazen bacak kaslar›ndan bafllar ve uzun süre atipik bir görünüm ile böyle kal›r. Bazen yetersiz klinik ve EMG de¤erlendir- meleri ve hatta bazen de EMG yap›lmaks›z›n, radyolojik ve klinik bulgulara dayan›larak ALS olgular›na erken dönem- de gereksiz operasyonlar yap›labilmektedir.

ANATOM‹, RADYOLOJ‹K BULGULAR ve PATOGENEZ

Omurilik eriflkinde L1 vertebra üst s›n›r›nda son bulur ve bundan sonra çok say›da sinir kökü olarak kanal içinde afla¤› devam eder. Bu yap›ya herkesin bildi¤i gibi “cauda equina” denir. Sinir kökleri (radiksler) kendi düzeylerinde bulunan özel nöral foramenlere iner ve bu hizalarda spinal kanaldan ç›kar. Lomber spinal kanal ön-arka çap olarak 15-23 mm kadard›r. fiekil olarak üçgen fleklinde bir boflluk- tur. Önde lomber vertebralar›n korpuslar›n›n dorsal yüzey- leriyle kapl›d›r. Medial olarak pedinküllerle çevrelenmifltir.

Lomber vertebra korpuslar›n›n lateral s›n›r›ndan uzan›rlar.

Arkada ise vertebral arkuslar›n laminas› ve bunlar› örten li- gamentum flavum ile bunun yan› s›ra her bir vertebral kor- pusunun posterior elemanlar›ndan oluflmufl faset eklemle- riyle desteklenmifltir (4). Vertebral korpuslar birbirlerinden önde nükleus pulposus ve onu çevreleyen annulus fibrozis ile arkadan zigoapofizeal eklem veya iki faset ile ba¤lant›- l›d›r. Akkiz dejeneratif osteoartrit, lomber vertebralarda kemik, eklem ve ligamentöz yap›lar› tutar (18).

Dejeneratif olay önce nükleus pulpozus ya da s›kl›k- la di¤er ad› ile intervertebral diskten bafllar. Önce diskte ç›k›nt› ve herniasyon olur. Bunu faset eklemlerin hipert- rofik dejeneratif de¤iflmeleri izler. Osteofitler geliflir ve arkada ligamentum flavum kal›nlafl›r. Bunlar›n sonucun- da bir sentral stenoz ya da sentral daralma meydana ge- lir. Böylece kanal›n ön-arka çap› ufal›r ve 12 mm’den da- ha küçük hale gelir. Bu patolojik de¤iflmeler iki bölgede nöral yap›lara bask› yapar. Sentral kanal darl›¤› “cauda equina”y› etkiler. Vertebral “recess”ler intervertebral fo- ramenleri daralt›r ve bu da lomber spinal sinir köklerin- de bas›ya yol açar. Spondilolizis pedinküllerin bir defek- ti olarak, spondilolistezis bir vertebran›n di¤erine göre (genellikle alt›ndaki vertebraya göre) anteriora kaymas›

(5)

olarak, daralm›fl olan sentral kanal› daha ileri derecede daralt›r (7,26,27). LDK’n›n en tipik belirtisi ‹NK’d›r. Late- ral spinal darl›klar ise a¤r›l› sendromun en önemli ne- denlerinden biridir.

LDK’n›n radyolojik görüntüleme tekniklerindeki gö- rülüflü oldukça net ve ay›rt edicidir (Resim 1,2). Liga- mentum flavumun arkadan bas›s› ve kanal› daraltmas›

önemlidir. Normal eriflkinlerde 4 mm civar›nda iken, hi- pertrofisi halinde enine 7-8 mm kadar kal›nlafl›r (28).

LDK’da MRG veya eski teknik miyelografi ile “cauda equina” civar›nda beyin omurilik s›v›s› (BOS)’nda blok olufltu¤u gösterilebilir. Bilgisayarl› tomografi (BT) ile midsagittal lomber kanal çap› e¤er 10 mm’den az ise yukar›da da de¤inildi¤i gibi absolut stenoz olarak de¤er- lendirilir. E¤er bu çap 13 mm’den daha az ise rölatif ste- nozdan söz edilir (7,28). Baz›lar› dural sak›n enine alan›- na daha çok güvenir (BT yöntemi ile). Normal eriflkinler-

de bu alan 178 mm2 ± 50 mm2iken, LDK’l› hastalarda 89.6 mm2 ± 35.1 mm2’ye düfler. Bu yazarlar 75 mm2’den daha az bir transvers “cauda equina” alan›n›n sinir köklerine bask› yapabilece¤ini ve normal ifllevlerini baflarabilece¤ini öne sürerler (29).

Hipertrofik osteoartrit zigoapofizeal eklem ve posteri- or disk kaymas› lateral spinal stenozlar›n en önemli neden- lerindendir. Lateral spinal bölgede spinal kök gangliyonu ve ventral motor kökler duramatere ait bir fibröz doku ile çevrelenmifltir. Bu nöral yap›lar BOS içinde yüzer. ‹nterver- tebral foramende (nöral foramen), yani lomber köklerin ç›- k›fl bölgesinde lateral stenoz olur. Normal foramenin yük- sekli¤i 17-23 mm aras›nda de¤iflir (30). Nöral foramenin ön arka geniflli¤i ise 8-10 mm kadard›r. Foraminal yüksek- lik 15 mm’den daha az ve foraminal genifllik 4 mm’den daha az ise bu halde sinir köklerine bas› kolaylaflm›fl olur (30). ‹ntervertebral foramen içinde en genifl yap› dorsal kök ganglionudur. Genellikle lomber nöral foramenler de yukar› ve lateral pozisyonda bulunur. Ancak %33 oran›n- da gangliyon intraspinal bölgede olabilir ve %8 oran›nda da ekstraforaminal olabilir. Çeflitli kadavra çal›flmalar›n›n sonuçlar›na göre, trunkal ekstansiyon kanal darl›¤›n› art›r- m›fl, trunkal fleksiyon ise geniflletmifltir (7,29).

LDK’l› hastalarda ‹NK’n›n patogenezi için bafll›ca üç ku- ram gelifltirilmifltir:

1. Postüral kuram: Bu kurama göre ‹NK’daki semp- tomlar “cauda equina”n›n geçici bas›s› nedeniyle aç›kla- n›r. Bu durum LDK’y› meydana getiren sorumlu yap›lar›n lomber vertebralar›n ekstansiyona u¤rad›¤›, lordozun kayboldu¤u durumlarda daha belirgin bir daralma mey- Resim 1. Nörojenik klodikasyosu olan bir hastan›n lomber

MRG’sinde spinal dar kanal görünümü. Kanal›n dar oldu¤u alan- lar oklarla gösterilmifltir (kendi arflivimizden) (Doç. Dr. Faz›l Gelal’›n katk›lar›yla).

Resim 2. Lomber spinal dar kanal›n BT görünümü (kendi arflivi- mizden) (Doç. Dr. Faz›l Gelal’›n katk›lar›yla).

(6)

dana getirmesinden ve “cauda equina” bas›s›n›n artma- s›ndan dolay›d›r (17).

2. ‹skemik kuram: Aktivite s›ras›nda “cauda equina”

ve sinir köklerinin metabolik gereksinimleri artar ve lom- ber kan ak›fl› bu metabolik gereksinimi karfl›layamaz ve de- vinim ile belirtiler tetiklenir (4).

3. Venöz staz kuram›: Buna göre “cauda equina”da biriken metabolitlerin giderilememesi veya yetersiz oksijeni- zasyon ‹NK’n›n oluflmas›ndan sorumlu tutulur (26). Bu bir tür “cauda equina” liflerinin intermittan hipoksisidir (31).

Bu üç kuram asl›nda birbirlerine yak›n ve tamamlay›c›- d›r. Belde arteryel kan ak›fl›nda azalma, iskemiye götürür ve sinirlerin bas›s› ile birlikte venöz dolgunluk, buna sekon- der olan perfüzyon yetmezli¤i oluflur ve ‹NK ortaya ç›kar.

De¤iflik bir kuram da son zamanlarda öne sürülmüfltür.

Kompresif radikülopati devinim ile otonomik bir düzensiz- li¤e yol açar ve bacaklarda dolafl›m bozulur (32). Bu me- kanizmalarla ilgili deneysel hayvan modelleri gelifltirilmifltir (3,33,34). Ancak buradan ç›kan sonuçlar›n ne denli insa- na uygulanabildi¤i tart›flma götürür. Çünkü kuadripedal hayvanlar›n bel mekanikleri ile bipedal olan insan›n bel mekani¤i ileri derecede farkl› olmal›d›r.

LDK’ya ba¤l› radikülopatiyi de¤erlendirmede MRG semptomatik bireylerde %53-60 aras› yüksek duyarl›l›k gösterir, fakat özgüllük de¤eri %50 civar›nda ve daha dü- flüktür (6,35). Birazdan gözden geçirece¤imiz nörofizyolo- jik testler %72 oran›nda duyarl›l›k, %85 oran›nda özgüllük göstermifltir (35). MRG ve EMG tan›da %60 oran›nda ça- k›flm›fl ve %40 oran›nda uyumsuz bulunmufltur. Bu neden- le de tek bafl›na MRG’ye bakarak tan› ve tedaviye geçmek ve hatta cerrahi giriflim do¤ru olmayabilir, EMG ile radyo- loji kombine edilmelidir.

LDK’DA ELEKTROF‹ZYOLOJ‹K BULGULAR

Nas›l ki radyolojik olarak LDK bulunmas› (sentral ve fo- raminal darl›klar) klinik belirtilerle her zaman uyuflmuyor- sa, bu darl›klar›n orada bulunmas›, “cauda equina” ve lomber kök sinirleri üzerinde etki yapmas›, ne tam olarak radyolojiye ne de klinik bulgulara uyabilir. Bununla bera- ber nöral yap›lar›n bas› ve lezyona u¤ramas›n›n ilk belirti- leri klinikten önce elektrofizyolojik baz› testlerle saptanabi- lir. Gerek radyolojik, gerekse elektrodiagnostik testlerde yanl›fl pozitif sonuçlar veya yanl›fl negatif sonuçlarla karfl›- lafl›labilir. Yanl›fl pozitif bulgulara dayanarak tedavi dene- meleri yapmak, örne¤in gereksiz bir laminektomiye götü- rebilir (2). Ayn› flekilde yanl›fl negatif sonuçlar da hekimi çaresizlik içinde b›rakabilir. Burada yeni metodlarla yanl›fl negatif sonuçlar› azaltmak ileri bir amaç olmal›d›r. Bir ba- k›ma, LDK ve ‹NK’da nesnel ön belirleyicilerin (objective predictors) olmamas›, bu hastalar›n tedavisini nas›l yapa- ca¤›m›z konusunda bizi s›n›rlar. Yeni nesnel ön belirleyici- lerin olmas› ve art›r›lmas› için bu konudaki bilimsel çal›flma- lara a¤›rl›k verilmesi gerekir.

LDK’l› hastalarda ilk ve yo¤un EMG çal›flmalar› 1980’li y›llarda yap›lm›fl ve bilateral miyotomal EMG ile kaslarda spontan denervasyon aktivitesi (fibrilasyon ve pozitif dal- galar) ve motor ünit potansiyel de¤iflmeleri (süre art›fl›, po- lifazi art›fl› gibi) araflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n bilateral ve birden fazla miyotomu tutmas› halinde multipl lomber radikülo- pati tan›s› ile LDK’y› ba¤daflt›rmaya çal›flm›fllard›r (16,36- 39). Bu arada Hall ve arkadafllar› ilk kez paraspinal kaslar- da EMG yapmay› bu hastalarda denemifltir (16). Daha ön- ce yap›lm›fl bu çal›flmalar dikkatle gözden geçirildi¤inde bugünkü elektrofizyolojik ve klinik normlara göre yanl›fl pozitif EMG sonuçlar› söz konusu olabilir (6,40). Elektro- fizyolojik bulgular son 20 y›lda ya sadece istirahat bulgula- r› fleklinde verilmekte ya da yürüme band› gibi dinamik testleri kullanarak istirahat ve devinimden sonra baz› EMG bulgular›na bak›lmaktad›r. Bunlar› afla¤›da oldu¤u gibi gözden geçirebiliriz.

Miyotomal ‹¤ne EMG

‹¤ne EMG LDK’l› hastalarda oldukça duyarl› bir tek- niktir. E¤er spinal motor köklerde aksonal dejenerasyon oluflmufl ise bununla ba¤›ml› spontan denervasyon akti- vitesi çevre kaslar›nda ortaya ç›kar. Özellikle LDK’l› hasta- larda süreç uzun sürdü¤ü için spontan denervasyon akti- vitesinin yan› s›ra motor ünitlerde say›sal azalma ile bir- likte nörojenik de¤iflmeler de görülür veya beklenir. Bir- den çok miyotomda ve iki yanl› olarak ortaya ç›kmas› ve bunun yan› s›ra motor ve duysal iletimlerin normal kal- mas› bizi çoklu lomber radikülopati tan›s›na götürür. As- l›nda LDK’da çoklu kök bas›s› sonucu ortaya ç›kan tablo budur (25). Bununla beraber paraspinal kaslarda i¤ne EMG yapman›n LDK tan›s›n› desteklemede çok önemli ol- du¤u vurgulanm›flt›r (1,41-44). Paraspinal lomber kaslar, lomber motor köklerin arkaya k›vr›larak giden posterior ramusu ile innerve olur. Posterior motor sinirler ile paras- pinal kaslar›n aras›, ön motor dallar›n alt ekstremiteye gi- den liflerine göre çok daha k›sa bir mesafe içinde ulafl›m sa¤lar. Bu nedenle LDK sinsi ilerleyici bir lezyon olarak düflünüldü¤ünde paraspinal kaslarda aksonal dejeneras- yonu daha erkenden ve daha yo¤un olarak görmek bir avantajd›r. Lomber paraspinal EMG, di¤er bir deyiflle pa- raspinal haritalama özetle flöyle uygulan›r (41). En alt üç lomber vertebran›n spinal ç›k›nt›lar›n›n alt k›y›s› palpe edilir. Bu ç›k›nt›lara göre 2.5 cm lateralden ve 1 cm yu- kar›dan EMG i¤nesi sokulur. Bu noktalardan i¤neye 45- 60 derece aç› verilerek üç farkl› yönde yönelim sa¤lan›r, 5 mm derine ilerleyerek fibrilasyon ve pozitif keskin dal- galar araflt›r›l›r, paraspinal haritalama bilateral yap›l›r.

EMG i¤nesinin boyu en az 50-75 mm uzunlukta olmal›- d›r (41). Paraspinal kaslarda spontan denervasyon aktivi- tesine bacak kaslar›na göre çok daha s›k rastland›¤› be- lirtilmifltir (41).

(7)

Yaln›z paraspinal EMG ile ilgili baz› sorunlar vard›r:

• Normal bireylerin %14.5’inde fibrilasyon potansiyel- leri görülebilir (45). Ancak Chiodo ve arkadafllar› bu yanl›fl pozitif de¤eri LDK olgular›nda radyolojik kökenli yanl›fl po- zitif de¤erlere göre asemptomatik bireylerde daha az oranda bulmufllard›r (44).

• Tek bafl›na lomber paraspinal denervasyon, alt ekst- remite denervasyonu ile birlikte olmazsa tan›da çekinceler belirebilir.

• Paraspinal kaslarda afl›r› bir üst üste gelme durumu vard›r. Bu da radiküler tutuluflta segmental kesinli¤i azalt›r (46). Tüm bunlara ra¤men, bacak kaslar›nda L3-4 (kuadri- seps femoris), L4-5 (tibialis anterior), S1 (soleus), S1-2 (gastroknemius) iki yanl› i¤ne EMG yap›ld›¤› takdirde özel- likle spontan denervasyon aktivitesi göz önüne al›nd›¤›nda, LDK ve lomber radikülopati tablosu olan olgu say›s› çok fazla de¤ildir. Sadece bu i¤ne EMG yöntemi ile tan›ya yar- d›mc› olma %50-60 civar›nda bildirilmifltir (1,40,47,48).

Motor Sinir ‹letimi ve M-Yan›t›

Motor iletim çal›flmalar› radikülopatilerde normal kal›r.

Çünkü tek bir lomber sinir kökü zedelenmifl olsa bile di¤er sa¤lam lomber köklerden gelen lifler spinal sinirlere geçer ve bu durum normal motor iletim h›z›na, hatta normal M- yan›tlar›na yol açar. Ancak, LDK’da oldu¤u gibi birden faz- la lomber kök, örne¤in L4, L5 ve S1 kökleri birlikte bas›ya u¤ram›fl ise bu kez en belirgin bulgu M-yan›t› amplitüdün- de düflmedir. Amplitüd, kendi normal boyundan afla¤›

%50’den fazla düflebilir. Buna karfl›l›k genifl çapl› liflerin hepsi zedelenmedi¤i için motor iletim h›z› normal kalabilir (25,46). Bu kadar a¤›r LDK ise hastalar›n ancak az bir bö- lümünde görülür. K›saca ve pratik olarak motor sinir iletim h›zlar› normaldir ve LDK’da pratik bir de¤eri yoktur.

Duysal Sinir ‹letimleri ve

Duysal Sinir Aksiyon Potansiyeli (25,46)

Duysal iletim ve aksiyon potansiyeli de¤iflimine olaya bir PNP eklenmesi durumunda rastlanabilir. Aksi halde normal kal›r. Duysal aksiyon potansiyellerinin normal kal- mas› bas›n›n dorsal kök ganglionunun proksimalinde kal- mas› ve omurili¤e uzanan liflerin zedelenmesi nedeniyle- dir. Bu durumda perifere uzanan duysal lifler ve dorsal kök ganglion hücreleri normal kald›¤› için bu anatomofizyolo- jik bütünlük normal duysal aksiyon potansiyellerinin elde edilmesine yol açar. Buna karfl›l›k dorsal kök perikaryonun- dan omurili¤e do¤ru giden proksimal aksonlarda zedelen- me oldu¤u için hastalarda dermatomal da¤›l›ml› duyu ku- surlar› ortaya ç›kabilir. Örne¤in; normal bir sural sinir aksi- yon potansiyeli bulunmas›, böylece daha distaldeki plek- sus ve nöropatik lezyondan ay›rt ettirir. Bazen L5 dorsal kök ganglionu spinal kanal içinde kalabilir ve bu da nor- mal bireylerin %40’›nda görülebilir. Bu durumda normal dar kanalda yüzeyel peroneal sinir duysal aksiyon potansi-

yeli elde edilmeyebilir (49). LDK’l› hastalarda daha çok iki yanl› sural sinir aksiyon potansiyellerine bakmak daha sa¤- l›kl› bir tutumdur. Duysal ganglion hücrelerinin santral lif- lerinde omurili¤e ç›karken “cauda equina”dan geçer. Bu nedenle daha sonra görülecek somatosensöriyel “evoked”

potansiyeller önem kazanabilir (12).

Soleus-H-Refleks

LDK’da en s›k L5 kökü (%48), ikinci olarak da S1 (%30) kökü tutulur (6). S1 köküne ait aferent ve eferent sinirlerin S1 spinal omurilikte monosinaptik gerilme reflek- si yapmas› ve S1 liflerinin uzun bir yol katetmesi LDK’da tan›ya yaklafl›m amac› aç›s›ndan yararl›d›r. Çünkü özellikle aferent/eferent soleus-H-refleks lifleri “cauda equina”dan geçerken bas›ya u¤rar (25). Bunun sonucu olarak H-ref- leks latans› gecikir ve amplitüdü belirgin bir flekilde (%80- 90) ufal›r (46). Böyle olgularda e¤er sural sinir duysal aksi- yon potansiyeli normal bulunursa bu da LDK ve “cauda equina” ›l›ml› tutuluflu bak›m›ndan tan›ya çok yard›mc›

olur (40). H-refleks anormallikleri tek tarafl› veya iki tarafl›

olabilir. Ço¤u kez uzama bilateraldir ve patolojik bulgu oran› %52 veya biraz daha yüksektir. Dinamik testlerle

‹NK oldu¤u zaman bu patoloji daha çok artar. H-refleks yenilenme e¤risinin dinamik bir çal›flmadan sonra daha pa- tolojik oldu¤u bulunmufltur (12,50). ‹¤ne EMG’de dener- vasyon da¤›l›fl› ve bununla beraber H-refleks anormalli¤i en s›k iki bulgu olarak belirtilmifltir ve hatta bu iki bulgu- nun LDK’daki ilerlemeyi gösteren ön belirleyici olabilecek- leri de öne sürülmüfltür (41,44). Buna karfl›l›k H-refleks anormallikleri ile birlikte somatosensöriyel serebral uyar›

potansiyellerindeki gecikmelerin birlikte en yüksek oranda patoloji verdi¤i de belirtilmifltir (12,43,51). Soleus H-ref- lekslerinde oldukça s›k anormallik bulunmas› genellikle S1 ve S2 köklerinin foraminal ve sentral daralmalar nedeniyle uzun S1 ve S2 köklerinin en fazla gerilmesi ile bask›ya u¤- ramas›ndan ileri gelmektedir.

F-Dalgas›

Bilindi¤i gibi bir motor sinirin belirli bir noktadan elekt- rik ile uyar›lmas› sonucu uyar›lar sinir boyunca afla¤› ve yu- kar› do¤ru her iki yönde de ilerler. Afla¤› inen uyar›lar kla- sik M-yan›t›n› yapar. Yukar› ç›kan uyar›lar ise motor nöron havuzundaki motonöron ekstabilitesine ba¤l› olarak stabili- tesi daha az, latans› gecikmifl bir antidromik F-yan›t›na yol açar (25). F-yan›t›n› kullan›rken buna ait çeflitli parametre- ler kullan›l›r. Genellikle radikülopati ve LDK’da proksimal motor liflerin sentral ve foraminal kanaldaki bas›y› yans›ta- bilece¤i anlay›fl› ile oldukça s›k kullan›lm›flt›r (4,6,12,31,46).

En çok F-yan›t› minimal latans› ve “krono-dispersiyonu” ya- ni en erken ve en geç F-latans› aras›ndaki latans fark› gibi özellikler ele al›nm›flt›r. Dinamik devinim testleri ile de F-ya- n›t› de¤iflimleri incelenmifltir (31,52,53). Gerek istirahat halinde gerekse dinamik devinim çal›flmalar› sonucu ista- tistik anormallik tafl›yan de¤iflmeler ç›km›fl olmas›na ra¤-

(8)

men bireysel olarak LDK tan›s›n› güçlendirecek bir çarp›c›

sonuç elde edilememifltir. Di¤er radikülopatilerde oldu¤u gibi çoklu radikülopatiler ve LDK’da tan›ya katk›s› olma- m›flt›r. F-yan›t›n›n LDK’da tan›ya katk›s› olmamas› afla¤›da- ki nedenlerden olabilir. F-yan›t›na bak›lan kas genellikle birden fazla kökten motor dal al›r, e¤er tek bir kök zede- lenmiflse, sa¤lam kalan köklerden ulaflan motor lifler yolu ile F-yan›t› özellikleri normal bulunabilir. ‹kinci olarak, F-dal- gas› motor lifleri de¤erlendirir, oysa radikülopatilerde duy- sal kök belirtileri daha ön planda ve daha s›kt›r. Üçüncü olarak, F-dalgas›n›n daha çok köklere ait fokal demiyelini- zasyonda latans› uzar veya kaybolur. Oysa LDK’ya ba¤l› ra- dikülopatilerde olay daha çok aksonal dejenerasyon tipin- dedir (12,25,38,46,47).

Somatosensöriyel Uyar› Potansiyelleri (SSUP) Kuramsal olarak, LDK’ya ba¤l› “cauda equina” ve la- teral kök tutulufllar›nda, spinal ganglion proksimalinden itibaren omurilik duysal yollar›na giden sentral aferent lifler tutuldu¤u için bu hastal›k grubunda en çok soma- tosensöriyel kortikal veya spinal duysal potansiyellerde patoloji görmek gerekir. Nitekim bu kavramdan yola ç›- k›larak SSUP’lar, LDK’l› hastalarda uygulanm›flt›r (12,54- 58). Egli ve arkadafllar› tibial sinir uyar›m› ile SSUP’lar›n

%78 oran›nda patolojik durum saptad›klar›n› ve bunun di¤er F-dalgas›, H-refleksi, motor ve duysal iletimlerden çok daha duyarl› oldu¤unu rapor etmifllerdir (12). Tibial SSUP’u patolojik olanlar›n %90’›nda anormallik çift ta- rafl›d›r. Kuflkusuz SSUP’lar duysal sinir, mikst sinir göv- desi uyar›m› ile ve dermatomal olarak da incelenebilmifl- lerdir (dermatomal SSUP). Egli ve arkadafllar›n›n çal›flma- s› bir yana b›rak›l›rsa, SSUP çal›flmalar›nda beklenen bi- reysel tan› yarar› ve de¤eri genellikle saptanamam›flt›r.

Genelde SSUP’larda anormallik ortaya ç›kt›¤›nda zaten radikülopatilerde miyotomal EMG denervasyonu ortaya ç›km›fl bulunmaktad›r. Ayr›ca, genelde latans de¤iflmele- rinden çok amplitüd ufalmalar›n›n ortaya ç›kt›¤› bildiril- mifltir. Kuflkusuz birden çok sinirin iki yanl› uyar›lmas›, özellikle SSUP’larda 1000-4000 aras› ard›fl›k sinir uyar›m- lar›n›n yap›lmas› ve bu fleklide ortalama SSUP’lar›n de-

¤erlendirilmesi gibi nedenlerle SSUP çal›flmalar›nda çok zaman yitirilmifl olur. Ayr›ca, dermatomal hipoestezi ile SSUP anormalli¤i aras›nda her zaman bir uyum bulun- mamaktad›r. Bu yöntem ayr›ca lomber sakral pleksus ile lomber kök tutuluflunu tam olarak ekarte ettirmez (25,46). Dermatomal SSUP’lar›n daha yararl› oldu¤u id- dia edilmifltir. Ayak s›rt›nda iki ayak parma¤› (1. ve 2.

parmak) aras›ndaki derinin elektriksel uyar›m› ile L5 der- matomu incelenir. Beflinci metatarsofarengeal eklem düzeyinde aya¤›n lateral k›y›s›ndaki deri uyar›m› S1 der- matomunu temsil ve kontrol eder. Burada da yukar›da- ki sinir gövdesi uyar›mlar›yla elde edilenlerde oldu¤u gi- bi olumsuz görüfller de mevcuttur (40,59). Son y›llarda sinir gövdesi uyar›m› ile elde edilenlerin, radikülopatiler

tan›s›nda kuflkulu oldu¤u, oysa dermatomal SSUP’lar›n duyars›z olduklar› ve sadece klinik ve di¤er elektrodiag- nostik belirtiler pozitifse var olan radikülopatiyi destek- leyebilece¤i sonucuna var›lm›flt›r (46,60).

LDK’ya ba¤l› çoklu radikülopatide lomber spinal kord ve kök potansiyelleri yoluyla yeterince çal›flma yap›lmam›fl- t›r (25,61). Bu durum olas›l›kla LDK’l› hastalar›n bel a¤r›la- r›n›n ön planda olmas›, ileri yaflta bulunmalar› ve bel kas- lar›nda spazm veya kontraktürlerin rahatlamas›n›n zor ol- mas› ile aç›klanabilir.

Motor Uyar› Potansiyelleri (MEP) ve Lomber Köklerin Uyar›m›

Lomber motor köklerin durumunu anlamak için man- yetik uyar›m›n (beyin ve bel uyar›m›) ve elektrik uyar›m›

(belden yüzeyel ve laminar düzeyde uyar›m) yap›lm›fl ve bunlar LDK’l› hastalarda uygulanm›flt›r. Ayr›ca, belden manyetik uyar›m ile dinamik testler birlikte yap›lm›flt›r (62- 64). ‹stirahat halinde manyetik koil uyar›m› kelebek fleklin- deki bobinler di¤er uyar›ma göre daha kolayd›r ve lomber vertebralar›n›n de¤iflik düzeylerine ve genellikle yanal ola- rak uygulan›r. Çünkü manyetik uyar›m ile genellikle spinal kökler ancak nöral foraminadan geçtikten sonra uyart›la- bilir (47,65-70). Dolay›s›yla aksonal dejenerasyonun fora- minal düzeyden afla¤› uzamas› halinde manyetik uyar› po- tansiyelleri patolojik yan›t verir. Ancak bu duruma gelindi-

¤inde zaten klinik bulgular ve EMG’de denervasyon orta- ya ç›kmaya bafllar ve yine bu durumda manyetik uyar›m yapmaya gerek kalmaz (25). Kortikal ve lomber uyar›m ile manyetik çal›flmas›nda, sentral iletim zaman› ile bacak kas- lar›na olan periferik latans karfl›laflt›r›lmas›nda lezyonu “ca- uda equina” ve/veya lomber kaslara lokalize etti¤i söyle- nirse de bu yönteme LDK hastalar›nda s›k baflvurulmam›fl- t›r. Bu nedenle istirahat halinde e¤er klinik bulgu yoksa LDK s›kl›kla normal bulunur. Buna karfl›l›k egzersiz ile mey- dana getirilen ‹NK’da egzersiz öncesine göre 1-2.5 msn kadar uzama gösterir (62).

E¤er LDK ve ‹NK birlikte mevcut ise topuklar›n üzerin- de dik durduruldu¤u zaman tibialis anterior kas›nda MEP de¤erinin 2 msn kadar artt›¤› bildirilmifltir (62). Kuflkusuz manyetik uyar›m ile elde edilen geçici uzama spesifik ola- rak lomber kök segmentlerini göstermez. Ancak sentral motor iletimin normal olmas› (korteksten lomber bölgeye) ve sadece lomber düzeyden itibaren gecikme en çok kök- lerin proksimal segmentlerinde (cauda equina) iletim ge- cikmesini gösterebilir (62). Ancak bunun direkt kan›tlar›

son zamanlara kadar gösterilememifltir. Maccabee ve ar- kadafllar› taraf›ndan “cauda equina” motor iletim zaman›

manyetik uyar›mlarla L1’den L5 vertebra düzeylerine ka- dar ölçülebilmifltir (71). Proksimal manyetik elektrot ve sa- p› omurgaya paralel tutulmufl L1, sonra L5’te ise omurga- ya diklemesine yerlefltirilmifltir. ‹ndikatör kaslar bacak kas- lar› olmufltur. Bu yolla latanslar normal bireylerde tibialis

(9)

anterior kas› için 2.3 msn, soleus kas› için ise 3.1 msn ola- rak hesaplanm›flt›r. Benzeri yöntem ile son zamanlarda bu de¤er normal kontrollerde 1.9 ± 0.6 msn saptanm›fl ve il- ginç olarak LDK’l› hastalarda ortalama de¤er 3.5 ± 2.2 msn bulunmufltur. Bu da LDK’l› hastalarda motor liflerin maksimal motor liflerdeki iletim zaman›n›n “cauda equ- ina”da yavafllad›¤›n› ve dejenerasyonun proksimalde bafl- lad›¤›n› göstermektedir (72) (fiekil 1,2). Bu metod LDK ta- n›s› için henüz di¤er metodlardan daha üstün de¤ildir ve kesin yan›t almak çok zaman al›c›d›r. Proksimal “cauda equina” tutuluflu baz› deneysel hayvan çal›flmalar›nda da gösterilmifltir (33,73,74).

Lomber spinal kökler direkt olarak yüksek voltajl› per- kütan uyar›mlarla uyart›lm›flt›r (75,76). Lomber kökleri la- minar düzeyde (epidural) elektrik uyar›mlar›yla daha du- yarl› ve kesin bir flekilde uyarmak olas›d›r (25,47,65,77).

LDK’ya ba¤l› çoklu radiküler kök lezyonlar›nda laminar dü- zeyden elektrik uyar›m›yla L1-L2 düzeyi incelenmifltir. Bu

olgular›n ço¤unda çoklu lomber radiküler nöropatiye ait objektif bulgular vard›r ve ilginç olarak bu hastalar›n

%80’inde köklerde iki yanl› patolojik uzama saptanm›flt›r.

Bu düzeyde yo¤un patoloji i¤ne EMG’ye oranla (%65) çok daha yüksek bulunmufltur. Daha sonraki bir çal›flmada ise semptomatolojisi daha az olan LDK olgular› ile ayn› lom- ber laminer kök uyar›m› yap›lm›flt›r (48). LDK’l› olgularda yine i¤ne EMG’ye göre iki yanl› bacak kaslar›na radiküler uyar›m sonucu elde edilen MEP’ler daha fazla anormal bu- lunmufltur. Burada en çok iki yanl› soleus ve tibialis anteri- or kaslar›na olan latans gecikmesi daha belirgindir (fiekil 3). Bu bulgularda “cauda equina” hizas›nda anlaml› bir lo- kal yavafllama oldu¤unu göstermektedir. Bu durum olas›- l›kla motor köklerin bas›ya u¤ram›fl segmentlerinde lokal demiyelinizasyonu gösterir. Nitekim temel patoloji aksonal dejenerasyon ise de fokal demiyelinizasyon da gösterilmifl- tir (73,78,79).

Laminer elektrik stimülasyonu, oldukça kolay bir yön- tem olmas›na ra¤men “invaziv” denip genellikle inkar edilmifl bir kolay elektrofizyolojik yöntemdir (25,48) (Bkz.

yöntem detaylar›). Son zamanlarda henüz yay›nlanma- m›fl bir çal›flmam›zda bu kez L1 ve L5’ten epidural uya- r›m yap›l›p, soleus kas›ndan yan›tlar al›nmakta ve “cauda equina” motor iletim zaman› hem daha h›zl› hem de da- ha kolay ve kesin bir flekilde elde edilmektedir. LDK’l› ol- gularda “cauda equina” iletim zaman›nda uzama oldu¤u fiekil 1. Bir kontrol olgusunda tibialis anterior kas›ndan manye-

tik stimülasyon ile L1 (üst) ve L5 (alt) spinal seviyelerden elde edi- len elektrofizyolojik yan›tlar görülüyor. Her bir uyar› alan›ndan dört stimülasyon kay›tlan›yor. K›sa vertikal çizgiler L1 ve L5 ara- s›ndaki latans fark› bize cauda iletim zaman›n› veriyor (fienocak, et al. 2009).

0.2 mV

5 ms Control patient, Right tibialis anterior, L1 and L5

6

5

4

1 2 3

0

Kontrol grubu Hasta grubu Grup

CECT msec

Sol L1-L5 soleus Sol L1-L5 tibialis anterior Sa¤ L1-L5 soleus Sa¤ L1-L5 tibialis anterior

fiekil 2. Lomber spinal dar kanal hastalar›nda (n= 15) ve kontrol (n= 20) olgular›nda “cauda equina” iletim zaman›. Horizontal çiz- giler vücudun her iki yan›ndan soleus ya da tibialis kaslar›ndan el- de edilen median iletim zaman›n› gösteriyor (fienocak, et al.

2009).

(10)

da bu yöntemle ortaya konulmaktad›r (fiekil 4). Bununla beraber böylesi yeni lomber kök uyar›m› çal›flmalar›n›n daha genifl hasta gruplar› içinde ve di¤er elektrofizyolo- jik yöntemlerle birlikte gerçek duyarl›l›¤›n›n ve özgüllü¤ü- nün saptanmas› gerekir.

TEDAV‹

LDK ve ‹NK’n›n tedavisi konusunda deneyimler, düflün- celer ve kan›tlar çok farkl› ve oldukça çeliflkilidir. Basitlefl- tirmek gerekirse LDK’n›n tedavisi ikiye ayr›l›r; konservatif tedavi, cerrahi giriflim.

Cerrahi giriflimin amac›, hastan›n a¤r›s›n› hafifletmek ve mobilitesini art›rmakt›r. Cerrahi giriflim s›ras›nda nöral oluflumlar› korumak ve giderek artabilecek klinik defisitle- ri engellemek önem tafl›maktad›r (80). Baflar›l› bir operas- yonun amac› hem bask› alt›nda kalan nöral yap›lar› de- komprese etmek hem de postoperatif olarak lomber ver- tebral stabiliteyi devam ettirebilmektir. Bunun için füzyon operasyonu gerekebilir. Nöral kompresyonu kald›rmada ise laminektomi, hemilaminektomi, multipl laminektomi, hemilaminetomi, fenestrasyon, foraminotomi ve intraspi- nal ayg›tlar›n implante edilmesi gibi cerrahi yöntemler her hastan›n bireysel durumuna göre önerilir (3,4,17). Cerrahi giriflimin baflar›s› literatürde %40-90 aras›nda de¤iflmekte- dir. Ancak burada ameliyata al›nan olgulardaki ve cerrahi uygulamalardaki farkl›l›klar yüzünden bu rakamsal fark or- taya ç›kmaktad›r (3,4,81-84). Öte yandan uzun süreli bir izleme ile LDK’da operasyon olmadan hastalar›n %70’inin ayn› flekilde kald›¤›, %15’inin düzelme gösterdi¤i ve

%15’inin ise kötüleflti¤i bildirilmifltir (14). LDK’da cerrahi giriflimin morbiditeyi anlaml› bir flekilde art›rd›¤›, cerrahi yan etkilere ve hatta mortaliteye yol açt›¤› gözlenmifltir (5). Postoperatif komplikasyonlar %14-35 aras›nda bildiril- mifltir (85). Ayr›ca ›l›ml› belirtileri olan yafll› bir hastada ile- rideki prognozun da kesinlikle bilinmedi¤i göz önüne al›- n›rsa cerrahi uygulama etik olmayabilir. Keza, ileri a¤r›l› ve fonksiyonel bozukluklar› olan hastalarda ›srarla tutucu te- davi yapman›n da etik bir davran›fl oldu¤u söylenemez (15). LDK’da bildirilen anektodal cerrahi veya tutucu teda- vi bildiri ve raporlar›n ço¤unda bilimsel kriterler göz ard›

edilmifl gibi gözükmektedir.

Tutucu tedavi gören hastalar›n önemli bir bölümünde 10 y›ll›k bir izlemde bile oldukça iyi bir flekilde durumlar›n›

korumalar› prognozun birçok olguda kötü olmad›¤›n› ve olay›n her zaman ilerleyici seyretmeyece¤ini göstermekte- dir (15). Asl›nda, daha önce de de¤inildi¤i gibi LDK’da me- dikal veya cerrahi tedavinin hangisinin baflar›l› veya yeter- siz oldu¤unu gösteren tan›sal ön belirleyici bulgular henüz bilinmemektedir (63).

LDK ve ‹NK’da tutucu tedavinin rolü ve etkinli¤i de tar- t›flmaya aç›kt›r. Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri TENS ve ultrason tedavisi önerilmifltir. E¤er birey obez ise zay›flat›lmal›d›r. Devimin yetene¤ini art›racak tüm çabalar kullan›lmal›d›r. ‹laç ile tedavi olarak genellikle a¤r› kesiciler kullan›l›r. Bunlar aras›nda nonsteroid antiinflamatuvar analjezikler ve kas gevfleticiler söylenebilir. Tüm bu tedavi- ler hastal›¤›n gidifli üzerine anlaml› bir etki yapmaz ancak özellikle bel ve bacak a¤r›lar›n› hafifletmeye yöneliktir.

LDK’da ayr›ca floroskopik kontrol alt›nda epidural korti- kosteroid enjeksiyonlar› da önerilmifltir ve olumlu sonuçlar al›nd›¤› bildirilmifltir (86). Öyle görülüyor ki, konservatif ve- ya cerrahi giriflim konusunda hasta-birey temelinde tedavi- nin türü hakk›nda karar vermek daha do¤ru bir yaklafl›m olmal›d›r.

Stimulation (+) (-)

SOL (S1)

TA (L5) RF

(L4) (A) Hasta

L

R

Sol 25 ms

20.5 ms

L R

22.5 ms 24 ms

TA

L RF

R

14 ms

18.9 ms

2 mV 5 ms

(B) Normal kontrol Sol L

R 18.6 ms

16.8 ms 17.7 ms

10.7 ms

11.3 ms

TA

RF

5 mV 5 ms 12 ms

L R

L

R

fiekil 3. Bel uyar›m›n›n tekni¤i. Uyar›m ve kay›t bölgeleri görül- mekte A) Bilateral L5 ve S1 klinik motor tutuluflu olan hasta.

Lomber MRG’de L4-5 ve L5-S1 patoloji mevcut. EMG’de bilateral L4 ve L5 etkilenme bulgular› saptand›. Radiküler uyar›m ile bila- teral L4, L5 ve S1 patoloji gözlendi. B) Normal kontrol olgusu (RF: Rektus femoris, TA: Tibialis anterior, SOL: Soleus, R: Sa¤, L:

Sol) (Zileli, et al. 2002).

(11)

Tedavi konusunda baz› temel noktalar flöyle özetlene- bilir (3):

1. LDK tan›s› radyolojik olarak konan hastalarda hasta- n›n öyküsü ve klinik belirtiler LDK’n›n radyolojik görünü- münden daha önemlidir. Klinik tablonun görünümü ve fliddeti konservatif veya cerrahi giriflim konusunda daha uygun ve karar vericidir.

2. Hafif veya orta derecede klinik belirtileri olan hasta- lar konservatif yöntemlerle tedavi edilmelidir (lordozu dü- zeltme, epidural steroid enjeksiyonu ve di¤er farmakolojik yaklafl›mlar gibi).

3. ‹leri ve fliddetli klinik belirtileri olan semptomatik hastalarda e¤er konservatif tedavi üç-alt› ay sonra etkisiz kalm›flsa cerrahi endikasyon konur.

4. Konservatif veya cerrahi tedavi yöntemi önerilmesi halinde orta veya ileri sürede düzelme olabilece¤i hakk›n- da kesin konuflulmamal›d›r. Çünkü uzun erimli prognoz hakk›nda herhangi bir tedavi yönteminin yararl› oldu¤una dair kesin kan›tlar›m›z yoktur.

5. Tutucu yöntemler etkili olmuyor, hastan›n yaflam kalitesi iyice bozuluyor ve hastal›k belirtileri ve a¤r› art›yor- sa, a¤r›y› hafifletmek ve devinimsel gücü art›rmak için ile- ri yaflta bir hastada cerrahi giriflim tercih edilmelidir (4).

KAYNAKLAR

1. Haig AJ, Tong HC, Yamakawa KS, Parres C, Quint DJ, Chiodo A, et al. Predictors of pain and function in persons with spinal steno- sis, low back pain, and no back pain. Spine 2006;31:2950-7.

2. de Graaf I, Prak A, Bierma-Zeinstra S, Thomas S, Peul W, Koes B. Diagnosis of lumbar spinal stenosis: a systematic review of the accuracy of diagnostic tests. Spine 2006;31:1168-76.

3. Siebert E, Prüss H, Klingebiel R, Failli V, Einhäupl KM, Schwab JM. Lumbar spinal stenosis: syndrome, diagnostics and treat- ment. Nat Rev Neurol 2009;5:392-403.

4. Chad DA. Lumbar spinal stenosis. Neurol Clin 2007;25:407-18.

5. Ciol MA, Deyo RA, Howell E, Kreif S. An assessment of surgery for spinal stenosis: time trends, geographic variations, compli- cations, and reoperations. J Am Geriatr Soc 1996;44:285-90.

6. Plastras CT. Electrodiagnostic challenges in the evaluation of lumbar spinal stenosis. Phys Med Rehabil Clin North Am 2003;14:57-69.

7. Botwin KP, Gruber RD. Lumbar spinal stenosis: anatomy and pathogenesis. Phys Med Rehabil Clin North Am 2003;14:1-15.

8. Boden SD, Davis DO, Dina TS, Patronas NJ, Wiesel SW. Abnor- mal magnetic-resonance scans of the lumbar spine in asympto- matic subjects. A prospective investigation. J Bone Joint Surg Am 1990;72:403-8.

9. Jensen MC, Brant-Zawadzki MN, Obuchowski N, Modic MT, Mal- kasian D, Ross JS. Magnetic resonance imaging of the lumbar spi- ne in people without back pain. N Engl J Med 1994;331:69-73.

10. Wiesel SW, Feffer HL, Rothman RH. Industrial low-back pain. A prospective evaluation of a standardized diagnostic and treat- ment protocol. Spine (Phila Pa 1976) 1984;9:199-203.

11. Greenberg JO, Schnell RG. Magnetic resonance imaging of the lumbar spine in asymptomatic adults. Cooperative study-Ameri- can Society of Neuroimaging. J Neuroimaging 1991;1:2-7.

Latans 14.5 msn-L1 2 mV

10 msn

R2

Latans 13.8 msn-L5

2 mV/D

R1

2 mV/D

R1

45.6 mA 0.5 ms 1 Hz

21.2 mA 0.5 ms 1 Hz

10 m

10 m Latans 16 ms

Latans 12.8 ms

Cauda equina iletim zaman›: 0.7 msn Cauda equina iletim zaman›: 3.2 msn

NK LDK

fiekil 4. Laminar elektrik uyar›m›. Normal kontrol olgusu (NK) ve lomber dar kanal (LDK) olgusunda L1 (üst trase) ve L5 (alt trase) la- minar uyar›m ile elde edilen kay›tlarda L1-L5 aras› latans farklar› cauda iletim zaman›n› vermektedir. LDK olgusunda NK’ya göre belir- gin uzama oldu¤u dikkati çekmektedir (Seçil, et al. devam etmekte olan çal›flma).

(12)

12. Egli D, Hausmann O, Schmid M, Boos N, Dietz V, Curt A. Lum- bar spinal stenosis: assessment of cauda equina involvement by electrophysiological recordings. J Neurol 2007;254:741-50.

13. Cahill P, et al. Lumbar spinal stenosis, parts I and II. Cont Spi- ne Surg 2004;5:56-68.

14. Johnsson KE, Rosén I, Udén A. The natural course of lumbar spinal stenosis. Clin Orthop Relat Res 1992;279:82-6.

15. Benoist M. The natural history of lumbar degenerative spinal stenosis. Joint Bone Spine 2002;69:450-7.

16. Hall S, Bartleson JD, Onofrio BM, Baker HL Jr, Okazaki H, O'Duffy JD. Lumbar spinal stenosis. Clinical features, diagnostic procedures, and results of surgical treatment in 68 patients.

Ann Intern Med 1985;103:271-5.

17. Alvarez JA, Hardy RH Jr. Lumbar spine stenosis: a common ca- use of back and leg pain. Am Fam Physician 1998;57:1825-34.

18. Arbit E, Pannullo S. Lumbar stenosis: a clinical review. Clin Ort- hop Relat Res 2001;384:137-43.

19. Cansever T, Civelek E, Sencer A, Karasu A, Turantan I. Intermit- tent priapism in degenerative lumbar spinal stenosis: case re- port. Turk Neurosurg 2007;17:260-3.

20. Baba H, Furusawa N, Tanaka Y, Imura S, Tomita K. Intermittent priapism associated with lumbar spinal stenosis. Int Orthop 1994;18:150-3.

21. Adamova B, Vohanka S, Dusek L. Dynamic electrophysiological examination in patients with lumbar spinal stenosis: is it useful in clinical practice? Eur Spine J 2005;14:269-76.

22. Adamova B, Vohanka S, Dusek L. Differential diagnostics in pa- tients with mild lumbar spinal stenosis: the contributions and li- mits of various tests. Eur Spine J 2003;12:190-6.

23. Ertekin C. Diyabetik Nöropati. ‹zmir: Do¤ruluk Matbaas›, 1972.

24. Ertekin C. Saphenous nerve conduction in man. J Neurol Ne- urosurg Psychiatry 1969;32:530-40.

25. Ertekin C. Santral ve Periferik EMG Kitab›. ‹zmir: Metabas›m, 2006.

26. Porter RW. Spinal stenosis and neurogenic claudication. Spine 1996;21:2046-52.

27. Bolender NF, Schönström NS, Spengler DM. Role of computed tomography and myelography in the diagnosis of central spinal stenosis. J Bone Joint Surg Am 1985;67:240-6.

28. Ullrich CG, Binet EF, Sanecki MG, Kieffer SA. Quantitative as- sessment of the lumbar spinal canal by computed tomography.

Radiology 1980;134:137-43.

29. Schönström N, Hansson T. Pressure changes following constric- tion of the cauda equina. An experimental study in situ. Spine 1988;13:385-8.

30. Hasegawa T, An HS, Haughton VM, Nowicki BH. Lumbar fora- minal stenosis: critical heights of the intervertebral discs and foramina. A cryomicrotome study in cadavera. J Bone Joint Surg Am 1995;77:32-8.

31. Adamova B, Vohanka S, Dusek L. Dynamic electrophysiological examination in patients with lumbar spinal stenosis: is it useful in clinical practice? Eur Spine J 2005;14:269-76.

32. Chosa E, Sekimoto T, Kubo S, Tajima N. Evaluation of circula- tory compromise in the leg in lumbar spinal canal stenosis. Clin Orthop Relat Res 2005;431:129-33.

33. Kobayashi S, Uchida K, Yayama T, Takeno K, Miyazaki T, Shi- mada S, et al. Motor neuron involvement in experimental lum- bar nerve root compression: a light and electron microscopic study. Spine 2007;32:627-34.

34. Ikawa M, Atsuta Y, Tsunekawa H. Ectopic firing due to artifici- al venous stasis in rat lumbar spinal canal stenosis model: a possible pathogenesis of neurogenic intermittent claudication.

Spine (Phila Pa 1976) 2005;30:2393-7.

35. Nardin RA, Patel MR, Gudas TF, Rutkove SB, Raynor EM. Elect- romyography and magnetic resonance imaging in the evaluati- on of radiculopathy. Muscle Nerve 1999;22:151-5.

36. Jacobson RE. Lumbar stenosis. An electromyographic evaluati- on. Clin Orthop Relat Res 1976;115:68-71.

37. Seppalainen AM, Alaranta H, Soini J. Electromyography in the diagnosis of lumbar spinal stenosis. Electromyogr Clin Ne- urophysiol 1981;21:55-66.

38. Johnsson KE, Rosén I, Udén A. Neurophysiologic investigation of patients with spinal stenosis. Spine 1987;12:483-7.

39. Petropoulos BP. Lumbar spinal stenosis syndrome. Clin Orthop Relat Res 1989;246:70-80.

40. Wilbourn AJ, Aminoff MJ. AAEM minimonograph 32: The electrodiagnostic examination in patients with radiculopathies.

American Association of Electrodiagnostic Medicine. Muscle Nerve 1998;21:1612-31.

41. Haig AJ, Tong HC, Yamakawa KS, Quint DJ, Hoff JT, Chiodo A, et al. The sensitivity and specificity of electrodiagnostic testing for the clinical syndrome of lumbar spinal stenosis. Spine 2005;30:2667-76.

42. Haig AJ, Tong HC, Yamakawa KS, Quint DJ, Hoff JT, Chiodo A, et al. Spinal stenosis, back pain, or no symptoms at all? A mas- ked study comparing radiologic and electrodiagnostic diagno- ses to the clinical impression. Arch Phys Med Rehabil 2006;87:897-903.

43. Fisher MA. Electrophysiology of radiculopathies. Clin Ne- urophysiol 2002;113:317-35.

44. Chiodo A, Haig AJ, Yamakawa KS, Quint D, Tong H, Choksi VR.

Needle EMG has a lower false positive rate than MRI in asymp- tomatic older adults being evaluated for lumbar spinal steno- sis. Clin Neurophysiol 2007;118:751-6.

45. Date ES, Mar EY, Bugola MR, Teraoka JK. The prevalence of lumbar paraspinal spontaneous activity in asymptomatic sub- jects. Muscle Nerve 1996;19:350-4.

46. Tsao B. The electrodiagnosis of cervical and lumbosacral radi- culopathy. Neurol Clin 2007;25:473-94.

47. Ertekin C, Sirin H, Koyuncuo¤lu HR, Mungan B, Nejat RS, Sel- cuki D, et al. Diagnostic value of electrical stimulation of lum- bosacral roots in radiculopathies. Acta Neurol Scand 1994;90:26-33.

48. Zileli B, Ertekin C, Zileli M, Yünten N. Diagnostic value of elect- rical stimulation of lumbosacral roots in lumbar spinal stenosis.

Acta Neurol Scand. 2002;105:221-7.

49. Levin KH. L5 radiculopathy with reduced superficial peroneal sensory responses: intraspinal and extraspinal causes. Muscle Nerve 1998;21:3-7.

50. Pastor P, Valls-Sole J. Recruitment curve of the soleus H reflex in patients with neurogenic claudication. Muscle Nerve 1998;21:985-90.

51. Aminoff MJ, Goodin DS, Parry GJ, Barbaro NM, Weinstein PR, Rosenblum ML. Electrophysiologic evaluation of lumbosacral radiculopathies: electromyography, late responses, and soma- tosensory evoked potentials. Neurology 1985;35:1514-8.

52. London SF, England JD. Dynamic F waves in neurogenic claudi- cation. Muscle Nerve 1991;14:457-61.

53. Tang LM, Schwartz MS, Swash M. Postural effects on F wave parameters in lumbosacral root compression and canal steno- sis. Brain 1988;111:207-13.

54. Leinonen V, Määttä S, Taimela S, Herno A, Kankaanpää M, Partanen J, et al. Paraspinal muscle denervation, paradoxically good lumbar endurance, and an abnormal flexion-extension cycle in lumbar spinal stenosis. Spine 2003;28:324-31.

Referanslar

Benzer Belgeler

選擇健康洗髮精:

kanülasyon öncesinde yapılacak bronkoskopi ile ha- vayolunun açıklığı kontrol edilmeli ve SSG olup ol- madı belirlenmeli, en az bir mobil vokal kord ile birlikte patent bir

İş­ te böyle sabit bir rengi olmıyan ve birbirini tutmaz şeylerle dolan bif memlekete Louis Rambert 1891 de gel di: Vazifesi Selâniği İstanbula Dede- ağaç

Bu çalışmada kronik si- nüzit ve septum deviasyonu nedeniyle ESC ve endoskopik septoplasti cerrahisi yapılması planlanan ve ameliyat öncesi dönemde bilateral konjenital

Çalışmamızda; ISBPB uygulamaları sonrası Frenik sinir tutulumu sonucu gelişebilen hemidiyafragmatik parezi ilişkili olarak, hastaların solunum fonksiyonları ve

Laparoskopinin skleroterapiden daha etkili bir tedavi yöntemi olduğu da saptanmıştır (8). Laparoskopik kist dekortikasyonu ile ilgili çalışmalarda laparoskopik

Monogenik nedenler, genetik sendromların bir bileşeni olarak ve endokrin problemlere ikincil ortaya çıkan obezite gibi endojen obezite nedenlerinin sıklığı çocuk- luk

Sonuç: Acil serviste akut pankreatit tanısı alan hastalarda klinik şiddetin erken dönemde tanımlanması uygun tedavi stratejisinin belirlenmesine katkı sağlar.. Batın BT