Safa camiî
medresesi
A r a A L T U N
Diyarbakır Şeyh Safa (Parli) Camisinin minaresi, üzerindeki birinci sınıf taş işçi-liği, gerçekten gözalıcı motifleriyle, kale içi mahallelerinin basık damlı evleri ara-sında tek başına yükselir. Y a p ı n ı n ve çev-resinin en gözalıcı yanı minaresidir. Cami yapısının doğu yanındaki sekizgen türbe, kitabesine göre Şeyh Abdülcelil'e aittir.
Cami yapısının batısına doğru uzanıp oradan, minare çıkıntısını geçerek güneye kıvrılınca yan y a n a iki mezarla karşılaşı-lır. Güneydeki Muslihiddin Lâri'ye aittir. Arayan bir göz, burada bir yapı kalıntısı-nın varlığını farkedebilir. Bu yapı kalın-tısı caminin hemen güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. T e k kanatlı bir medresedir. Medrese yapısı hacim ola-rak küçüktür. Ancak, alışılmamış bir f o r m ve karakter gösterir. Söz konusu edilmesi-nin önemi b u r a d a n gelmektedir (plan ve res: 1).
Dershane eyvanı olarak kabul edebi-leceğimiz mihraplı orta eyvan, mihrap nişi ve örtünün diğer yanlarını aşan yükseklik-teki beşik tonozu ile yapıyı bir merkez et-rafında toplamaktadır. Bu a n a eyvanın de-rinliği yapının t ü m dede-rinliğine eşittir.
T o p r a k zeminin dolması ve kalıntıya sığınanların asgarî y a ş a m a koşullarını el-de etme ç a b a l a n yapının proporsiyonlarmı
değiştirmiştir. Buna rağmen genel olarak f o r m u kesinlikle anlaşılmaktadır.
A n a eyvan kuzeye yakın iki geçitle re-vaklara açılmaktadır. Revaklar birer paye ve ikişer kemerle kuzeye açılır. Beşik
to-nozlarla örtülü olan b u revakların bitimlerini yarım çapraz tonozlar m e y dana getirmektedir. Revaklar ikişer m e d -rese odasının girişlerini de kapsamak-tadır. A n a eyvanın revak geçitleri-nin tam karşılarında ise birer basit kapıdan beşik tonozlarla örtülü birer uzun odaya girilir. Bu odaların görünüşe göre cephe ile doğrudan ilişkileri yoktur. Dış görünüş yö-nünden, uzunlamasına yapıyı iki yandan sınırlayan bu odaların cephede meydana getirdiği kütlevi etki bir yerde yapının ol-dukça hareketli cephesiyle bağdaştırılamaz. Diğer yandan, bu kütlevi etki sayesinde yapı küçük ölçülerine rağmen ağırlaşır, hareket kazandıran kemerlerine rağmen d u r -gunlaşır ve sınırlanır. Bu, bir b a k ı m a ha-reketin bitmesi ile durgunluğun başlaması-nı ve sonu şekiller. Cephede pencerelerin bulunmayışı, ışık probleminin t ü m ü ile halledilmediğine işaret değildir. Y a p ı n ı n güneyindeki pencereler, hele küçük o d a l a
-rın yeterince ışık almasına imkân sağlar. Üstelik güneş devamlı olarak güneyden geçtiğinden bu küçük odalar güneş görme imkânına da sahiptirler. Çoğunlukla avlu-dan ışık alan medrese hücrelerinin kasvet-li d u r u m u yanında bu küçük ölçülü yapı-nın hücrelerinde ışık ve güneş problemi de başarı ile halledilmiştir. Ancak, uzun yan odalarda bu yönden aksaklıklar vardır.
Tonozların sağlam tuğla işçiliği ile ya-pının kesme taş konstrüksiyonu bölge us-lubuna bağlanır (res: 2).
Yapının çok yakın bir benzerine yine Diyarbakır'da Fatih Paşa camisinin kuzey -doğu kesimindeki h a r a p Şafiîler kısmının karşısında rastlanır (res: 3). Buradaki yapı Şafiîler kısmı ile ortak bir avluya açılır ve bugün sadece bir b ö l ü m ü Falih Paşa ca-misinin gasteli olarak kullanılmaktadır. Cephesi güneye açık olup, yukarıdaki yapı ile ters yönde bir kuruluşa sahiptir. O r t a d a büyük eyvan ile iki yanında üçer kemerle güneye açılan revaklar arkasında hücrelerden m e y d a n a gelir. D o ğ u k a n a d ı t a m a -men kapatılmış, batı kanadı ile eyvanın içi de değiştirilmiştir.
Diyarbakır'da Safa Camisi bir Akko-yunlu yapısı olarak kabul edilip, genellikle U z u n H a s a n devrine maledilmektedir ve 1531 yılında Diyarbakırlı A h m e t U s t a ta-r a f ı n d a n esaslı şekilde onata-rıldığı kapısın-daki yazıttan anlaşılmaktadır (1).
Fatih Paşa camisi ise, Bıyıklı M e h m e t Paşa t a r a f ı n d a n 1516-1520 yıllarında Di-yarbakır'da yaptırılmış ilk Osmanlı anıtsal yapısıdır (2).
Z a m a n ı n ı n ünlü bilginlerinden olup, D i y a r b a k ı r ' d a H ü s r e v Paşa medresesinde ve Mesudiye, Zinciriye medreselerinde m ü -derrislik yaptığı bilinen Muslihiddin Lâri'-nin (3) mezarının da h e m e n önünde yer al-dığı Safa Camii medresesini şimdilik, daha kesin veriler elde edilinceye kadar X V I . yy. başına ve en erken X V . yy.ın ikinci yarı-sına tarihlemek yanlış olmayacaktır. [Tek kanatlı ve küçük ölçüde olmasına rağmen orta eyvanı ile yapı birliğini kolaylıkla top-layabilen ve detayları ile halledilmiş bu medrese ile Fatih Paşa camisi topluluğun-daki benzeri yapı, şimdiye kadar Anadolu Medreselerinde bu şekli ile rastlamadığımız bir f o r m u n örnekleridir (4).
N O T L A R
1 — B . K o n y a r , D i y a r b a k ı r Yıllığı, C : III, A n k . 1936: Ş. Beysanoğlu, Bütün Cep-heleriyle Diyarbakır, îst. 1963, s: 192: G . Sözen, Diyarbakır Camilerinin Plan Özellikleri (Ed.Fak. Lisans Tezi) îst. 1967
2 — Ş. Beysanoğlu, aynı eser s: 193; ayrıca not 1 deki kaynaklar.
3 — Ş. Beysanoğlu, aynı eser s: 193, 208,; Muslihiddin Lârî'nin X V I . yy. Diyar-bakır m ü f t ü l ü ğ ü için bknz: M . H . Yı-nanç, Diyarbakır M a d . Î.A, C. III, îst. s:624
4 — 1966 da M . Sözen ve Y. A r a z ile gör-düğümüz bu yapının sentezi için bknz: M . Sözen, Diyarbakır T ü r k Mimarisi (basılmakta).
Sİa
/aralık ora