• Sonuç bulunamadı

ÖMER SEYFETTİN KÜLLİYATINA YENİ BİR İLAVE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖMER SEYFETTİN KÜLLİYATINA YENİ BİR İLAVE"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

32

E L E Ş T İ R İ / İ N C E L E M E

TÜRK DİLİ AĞUSTOS 2020 Yıl: 69 Sayı: 824

İçinde bulunduğumuz 2020’de, ölümünün 100. yılı olması münase- betiyle Ömer Seyfettin hakkında pek çok yayın ve çeşitli etkinlikler yapıldı, yapılıyor. Bu sevindirici çalışmalarda yazarımızın eserleri- nin yeni alfabemize aktarılmış olmasının apayrı bir yeri olduğu mu- hakkaktır.

Ömer Seyfettin, sağlığında, bazıları ortak imzalarla 12 kitap veya ki- tapçık yayımladı:

1. Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür (İstanbul 1911), 2. Millî Jimnastik (Selanik-1911),

3. Yeni Lisan ve Bir İstimzac (Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem, M.

Nermi ve Kâzım Nami Duru ile birlikte, Selanik-1911),

4. Vatan! Yalnız Vatan… (Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem’in yardı- mıyla, Selanik-1911),

5. Herkes İçin İçtimaiyat: Ticaret ve Nasip (İstanbul-1914), 6. Yarınki Turan Devleti (İstanbul-1914),

7. Mektep Çocuklarında Türklük Mefkûresi (İstanbul-1914), 8. Millî Tecrübelerden Çıkarılmış Amelî Siyaset (İstanbul-1914), 9. Turan Masalları: İhtiyarlıkta mı Gençlikte mi? (İstanbul-1914), 10. Ashab-ı Kehfimiz (İstanbul-1918),

11. Harem (İstanbul-1918), 12. Efruz Bey (İstanbul-1919).

Fakat yazarın kalem faaliyeti içinde bu eserlerin hacmi, yaklaşık onda bir (% 10) gibi küçük bir orandadır. Bu mukayese, Ömer Seyfet- tin -Bütün Hikâyeleri (Yapı Kredi Yay, 3. Baskı, İstanbul 2019, 1408 s.), Ömer Seyfettin -Bütün Nesirleri (2. baskı, Türk Dil Kurumu Yay., An- kara 2018, 1116 s.) ve Şair Ömer Seyfettin -Bütün Şiirleriyle (2. baskı,

ÖMER SEYFETTİN KÜLLİYATINA

YENİ BİR İLAVE

Nâzım H. Polat

(2)

33 ..Nâzım H. Polat..

AĞUSTOS 2020 TÜRK DİLİ Türk Dil Kurumu Yay., Ankara 2017, 248 s.) olmak

üzere üç cilt hâlinde hazırladığımız 2772 sayfalık Ömer Seyfettin külliyatının 2508 sayfalık metin kısmı içinde, sağlığında yayımlanan eserlerinin 256 sayfa tutmasıyla elde edilmiştir. 256 sayfanın da 166’sı hikâye, 90’ı fikir eserlerine aittir.

Vefatından sonra Ali Canip Yöntem, Şerif Hulusi Kurbanoğlu (Sayman) ve Tahir Alangu, yazarımı- zın hikâyelerinin derlenip toparlanması için büyük emek harcadılar. Fevziye Abdullah Tansel ise Ömer Seyfettin’in gölgede kalan şairliğini ortaya çıkarmak için büyük gayret gösterdi. Bütün bu çalışmaları bir

külliyat hâline getiren ilk isim ise merhum Muzaffer Uyguner’dir. Ömer Sey- fettin -Bütün Eserleri (Bilgi Yayınevi, 17 C, Ankara 1987-2002) adıyla basılan bu külliyatın, tematik oluşundan dolayı bazı metinler farklı ciltlerde tekrar- lanmıştır. Ayrıca 16. cilt 1993’te ama 17. cilt 9 yıl gecikmeyle 2002’de basıla- bilmiştir. Arada bu kadar geniş bir zaman diliminin bulunması, ilgilenenleri, öteden beri çok bilinen bazı metinlerin niçin alınmadığı sorusunu sormaya yöneltmiştir. Fakat ne olursa olsun, bu külliyat, Ömer Seyfettin konulu çalış- maları genişleten ilk derlemedir. Nitekim ben de Külliyatına Girmemiş Yazıla- rıyla Ömer Seyfettin (Arma Yay., İstanbul 1998)’i, bu kitaplarda yer almayan metinler üzerine kurmuş idim.

Prof. Dr. Hülya Argunşah’ın hazırladığı Ömer Seyfettin -Bütün Eserleri (8 C, Der- gâh Yay., 2001), türler ve kronolojiye göre hazırlandığı için özellikle akademis- yenlerin işini kolaylaştırdı. Bizim yukarıda künyelerini verdiğimiz üç kitap da sanırım yeni çalışmalar için faydalı olmuştur.

Bahsettiğimiz eserlerle, Ömer Seyfettin’in kaleminden çıkma metinler artık tam değilse de tama yakın ölçüde ortaya çıkarılmıştır. Ancak hâlâ eksiklerimi- zin olduğu da bir başka gerçek…

Metnini sunacağımız iki makale1 de bugüne kadarki külliyatlara girememiş yazılardandır.

Bunlardan “Ne Vakit Doğru Yazacağız?” başlıklı yazı, ilk “Yeni Lisan”2 yazısın- dan -yaklaşık- 15 ay sonra yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin o sıralar, askerlik- ten istifa edip sivil hayata geçmiştir, Selanik’tedir ve bütün gücüyle Genç Ka- lemler’i en iyi, en olgun biçimde çıkarmaya çalışmakta, Selanik’teki Rumeli ga- zetesine yazmakta, bir yandan da İstanbul’da çıkan Yirminci Asırda Zekâ, Türk Yurdu ve Tanin’e yazı göndermeye çalışmaktadır. Aynı sıralarda, Diyarbakır’da çıkan Dicle gazetesine de üçüncü “Yeni Lisan” yazısını verdiğini kaydedelim.

1 Söz konusu ikinci makale, dergimizin 825. sayısında yayımlanacaktır.

2 ? [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler, C II, S 1, 8 Nisan 1327 [21 Nisan 1911], s. 1-7.

(3)

34 TÜRK DİLİ AĞUSTOS 2020

Yeni Lisan anlayışı henüz genel kabul görmediği için bu sıralar kaleme aldığı dil yazıları -“Ne Vakit Doğru Yazacağız?” da dâhil- hep ilk “Yeni Lisan” yazısın- daki çerçevededir. Bu yazıdan sonra, II. Balkan Savaşı dolayısıyla yeniden si- lah altına alınacak, esir düşecek ve esaret hayatının bittiği 1913 sonuna kadar yazı hayatı sönük geçecektir.

Tanin’e gönderdiği “Ne Vakit Doğru Yazacağız?” başlıklı makale, öncelikle üs- lup taktiği bakımından ilk “Yeni Lisan” yazısıyla aynı esaslara bağlıdır. Her iki yazının ortak noktaları şöyle sıralanabilir:

1. Divan edebiyatında, Tanzimat’la baş gösteren yenileşme teşebbüslerinde ve bunun en uç noktası olan Edebiyat-ı Cedide’de bile Osmanlıca denen “Ende- run argosu” kullanılmıştır.

2. “Enderun argosu”ndan kurtulmanın tek yolu, konuşulduğu gibi yazma esa- sına dayalı tabii lisan yani “Yeni Lisan”dır.

3. Tabii lisanla yazmanın sonucu, sadece okuyucu kitlesini genişletmek olma- yacak, bunun iktisaden olumlu tarafları da görülecektir.

4. Türk olmayan Osmanlıların (Rumlar, Ermeniler, Bulgarlar, Sırplar, Yahudi- ler, Ulahlar, Araplar ve Arnavutlar) kendilerine mahsus sağlam dilleri, mü- kemmel ve millî edebiyatları vardır. Dilleri yalnız ağızlarında kalan Türkle- rin ise edipleri ve millî edebiyatları yoktur.

Bu zavallı Osmanlı Türklüğü yalnız ağızlarında ve kalbinde kalan lisanını satırlara aksettirecek kalemler bekliyor…

5. Dille ilgili meselelerini çözmek, Osmanlıcı eski aydınlardan beklenemez;

“Türkçeyi, Türklüğünü duyanlar düzeltecek!”

Bütün bunlardan dolayı her iki yazıda diğer bir ortak taraf olarak; gençlerin vicdanına ve millî duygularına hitap edildiği, dil ve milliyet konusundaki du- yarsızlıkların kınandığı görülmektedir.

İki yazı arasındaki diğer bir benzerlik de üslup yönündendir. İlk “Yeni Lisan”

yazısında alt başlıklardan sonra, çok kısa ve çok net ifadeler dikkat çekmek- tedir:

Eski Lisan

Nedir? Asla konuşulmayan…

(…)

Edebiyatımız

Bunu da kısaca söyleyelim.

(…)

(4)

35 ..Nâzım H. Polat..

AĞUSTOS 2020 TÜRK DİLİ Millî edebiyatımız

Yokmuş. Hâlâ da yok.3

“Ne Vakit Doğru Yazacağız?” başlıklı yazıda da aynı yazma taktiği görülmekte- dir. Yazı başlığı olan soru cümlesinden sonra ilk iki cümle:

İşte ben cevap veriyorum:

Ne vakit söylediğimiz gibi yazarsak…

Yazının sonunda da aynı cümleler tekrarlanmıştır.

“Ne Vakit Doğru Yazacağız?” başlıklı yazıdaki dikkat ve hassasiyet noktaları; ilk

“Yeni Lisan” yazısı yanında, Ömer Seyfettin’in Ziya Gökalp ve Ali Canip [Yön- tem], M[ustafa] Nermi ve Kâzım Nami [Duru] ile birlikte kaleme aldığı Yeni Li- san ve Bir İstimzac (Selanik 1911) adlı kitapçıkta da aynen görülmektedir.

Bu ön bilgilerden sonra, bazı açıklayıcı dipnotlar ve muhatap kitlesini genişle- tici bazı açıklamalarla, söz konusu yazıyı okuyabiliriz.

Kaynaklar

? [Ömer Seyfettin], “Yeni Lisan”, Genç Kalemler, C II, S 1, 8 Nisan 1327 [21 Nisan 1911], s. 1-7.

3 ? [Ömer Seyfettin], “Yeni Lisan”, s. 1-2 [İlk “Yeni Lisan” yazısı].

Referanslar

Benzer Belgeler

‘Efsahü’l-kelâm mâkal u dil” kelâmı eskiden malumumuz olup bunun mahz-ı hakikat olduğunu kimse inkar edemezken ve bizim ‘yazmak’ gibi sade ve muhtasar, güzel

Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, Milli Edebiyat, Yeni Lisan Hareketi, Lisani Türkçülük, Ziya Gökalp.. ABSTRACT: Are shown to be under the influence of foreign

Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, Milli Edebiyat, Yeni Lisan Hareketi, Lisani Türkçülük, Ziya Gökalp.. NEW LANGUAGE OF POETRY DECLARATION: ‘LANGUAGE’

Emr-i hazır-i izâfî-i istimrârî-i mükerrerü’l-amelin envâ’ından (-Up) harfi mezkûr olan nev’a yani cüz-i ahir itibariyle ademî-i sâzec ve ademî-i iktidarî

Yeni Lisan ve Millî Edebiyat anlayışının genel kabul gördüğü anlaşıldıktan sonra, divan edebiyatına bu derece suçlayıcı ve reddedici eleştiriler yerine, onun artık

Ama Edebiyat-ı Cedide’nin karşısında daha tahrip edici hatta yıkıcı bir fırtı- na vardı. Türkçenin en güzel, en cazip, en etkili sıfatını, kendileri için tanıtıcı

“Osmanlı Edebi- yatı” diye Türkçeden uzaklaşarak vücuda getirilmiş eski lisanla, bu yalnız kâğıt üzerinde kullanılan Enderun argosuyla, konuşulan tabii lisan arasında

Daha sonra Ömer Seyfettin Bütün Ne- sirleri: Fıkralar, Makaleler, Mektuplar ve Çeviriler (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yay., Ankara 2016)