• Sonuç bulunamadı

Uzmanlar, aile hekimliğinin söylendiği gibi 'ücretsiz sağlık hizmeti'ni getirmediğini tam tersine seçimlerden sonra sağlığın tamamen paralı hale getirileceğini ve koruyucu sağlık hizmetlerinin felce uğrayacağı görüşünü savunuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uzmanlar, aile hekimliğinin söylendiği gibi 'ücretsiz sağlık hizmeti'ni getirmediğini tam tersine seçimlerden sonra sağlığın tamamen paralı hale getirileceğini ve koruyucu sağlık hizmetlerinin felce uğrayacağı görüşünü savunuyor"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sağlığı bir rant kapısı olarak gören ve insanların hayatını sermayeye teslim eden AKP hükümeti, hekimlere vereceği ücreti de 'kelle' başı sistemle hesaplayacak. Hekimler 'iş barışımız ve ruh halimiz bozuldu' değerlendirmesi yaparken, sendika ve meslek odaları uygulamanın tehlikelerine dikkat çekti.

Uzmanlar, aile hekimliğinin söylendiği gibi 'ücretsiz sağlık hizmeti'ni getirmediğini tam tersine seçimlerden sonra sağlığın tamamen paralı hale getirileceğini ve koruyucu sağlık hizmetlerinin felce uğrayacağı görüşünü savunuyor.

KELLE BAŞINA ÜCRET

Hekimlerin alacağı ücrete ilişkin bilgi veren Dr. Evren Arslan, "Yönetmeliğe göre kafa sayısı ne kadar çok olursa o kadar para alacaksın" dedi. Arslan, şu bilgileri verdi: "Bizim yönetmeliğimize göre ilk bin kişiye bin 500 lira, onun üzerindeki her 'kafa' için bir lira verilecek. Bir hekim dört bin kişiye kadar bakabilecek, bu sayının üzerine çıkan kişiler için ayrıca ücret alınmayacak. Aramızda artık 'sende kaç kafa var' muhabbeti dönmeye başladı. İşin ilginç tarafı 2011 yönetmeliğindedir. Orada gebe ve doğurganlık çağındaki kadınlar, yaşlı, yatalak hasta, cezaevindeki tutuklular ve çocuklar bir buçuk kafa sayılıyor. Genç nüfus ve yetişkin kadın ve erkekler ise 0.75 kafa sayılacak.

2011'de bu hesaplama üzerinden ücretleme yapılacak. Yani çok genç bir hastasınız ve doktora kayıt olmaya gidiyorsunuz. Doktor size bakıp 0.75'lik hasta olarak gördüğü için kayıt yapmak istemeyecektir ama doğurganlık çağında olan yada evli olan bir kadın gittiği zaman kayıt isteğini öncelikli görecektir çünkü o hasta bir buçuk kelle sayılıyor. Şöyle bir algılama artık başlayacak; genç olan insanları kimse bakmak istemeyecek, çünkü ederi düşüktür.

Öbür tarafta gebe ve aşı olacak çocuk dururken kim bakmak ister genç hastaya. Sistemin böylesi bir problemi var.

Değerli hasta-değersiz hasta algısı olacak."

'İŞ BARIŞIMIZ BOZULDU'

Aile hekimliği uygulamasıyla birlikte hekimler arasındaki iş barışının bozulduğuna dikkat çeken Dr. Evren Arslan, aile sağlık merkezinde yaşadıkları bir hadiseyi şu sözlerle aktardı: "Aramızda alt -üst ilişkisi oluşmaya başladı.

Hemşirelere hükmeden bir hekim profili ortaya çıktı. Hekimlerin kendi aralarındaki iş barışı bozuldu. Ortada bir pasta var bu pastadan herkes pay almak istiyor. Hiç birbirini tanımayan bir grup insan işletme mantığıyla birlikte çalışmak zorunda kaldı. Hekim bir arkadaşımızla yaşadığımız bir tartışmanın ertesi günü darp edildik. Tartıştığımız hekim arkadaşın kocası tarafından arkadaşımızın yüz kemiğinde kırılmalar oldu. İş göremez raporu aldı. Küfür, tehdit vb.

sonuç; oradan çıkmak zorunda kaldık. Konuyu il sağlık müdürlüğüne götürdüğümüzde ise hiçbir cevap alamadık."

İNŞAATIN İÇİNDE TEDAVİ

Bir diğer aile hekimliği görevini yapan Dr. Deniz Irmak ise uygulamaya geçiş esnasında çektikleri sıkıntıları anlatırken tüyler ürpetici açıklamalar yaptı. Irmak, arkadaşlarıyla birlikte açtıkları Aile Sağlık Merkezi'nin (ASM) yapım aşamasında imkansızlıklara rağmen hastalara bakmak zorunda kaldıklarını belirterek, şunları ifade etti: "Sağlık

Bakanlığı'nın istediği şartlarda yeri düzenlemeye çalıştık. Mimar tuttuk. Yerimiz tadilattayken biz hasta bakmak zorunda kaldık. İnşaatın içinde hasta bakmak zorunda kaldık. Komedi bir durumdu. Oturacak bir yer yok. Masamız bile yoktu. Müdahale edecek malzemeler yok, enjeksiyon yok. Bu arada geçiş esnasında kayıtlar kayboldu. Hangi çocuk aşı oldu, hangisi olmadı. Gebe takibi olup olmadığı belli değil. çünkü elimizde kayıtlar yok. Maddi anlamda yardım da yapmadılar. Herkes kendi başının çaresine bakıyordu. Trajikomik bir durumdayız. çok zor bir durumun içindeyiz."

'ECZACIYA MAHKUM OLDUK'

Şimdi tıp fakültelerini seçmek isteyen öğrenci arkadaşlarıma başka mesleklere bakın demek zorunda kaldığını belirten Irmak, hekim olduğuna bin pişman. Irmak, şöyle devam etti: "Hekimler işveren, sağlık çalışanları işçi oldu. İşin içine bir de muhasebe işleri girmiş oldu. Tıp fakültesi mezunlarını 5 yıl sonra işsizlik bekliyor. Statümüz nedir kaygısı başladı. İş güvencesi kaygısı var olmaya başladı. Sosyal hayatım alt üst oldu. Stresten bunaldım, çok gerildim,

piskolojim bozuldu. Hiç tanık olmadığın işleri yapıyorsun. Etik yok, her şey para ilişkisi, yazdığı ilacın bile arkasında ilaç firması olduğunu gördüm. Eczacılar devreye giriyor. gelin size yer açalım, biz de yanınızda eczane açalım. Burda artık hekimlik devreden çıkıyor. Eczacının istediğini yapmak zorundasın, onun istediği ilacı yazmak zorundasın. Bir

(2)

çıkar ilişkisi doğuyor. Kendini bir sekreter gibi hisetmeye başladım. Adam karnesini getirip önüne atıyor, şu ilacı istiyorum diyor. Aile hekimliğinden sonra mezun olanları artık aile hekimi de yapmayacaklar. Ya Toplum Sağlık Merkezleri'nde (TSM) çalışacaklar ya da işsiz kalacaklar. TSM'lerde artık hekimlik yapmayacaklar, orada evrak işlerine bakacaklar. Getir götür işlerine bakacaklar, yani işlevsizleştiriliyorlar. Hekimi memurlaştırılacaklar."

Koruyucu sağlık hizmetleri nedir?

1. çevre ve sağlık koşullarının düzeltilmesi, halkın sağlık konusunda eğitilmesi, bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması gibi konuları kapsar.

2. Hastalığın oluşmadan önlenmesi amacını taşıyan hizmetler bütünüdür.

3. Sağlık alanındaki harcamaları azaltacak uygulamaların temelini oluşturur.

4. Geri dönüşümsüz sağlık problemlerini önleme ve kalıcı sakatlı, özür ve ölümlerin önlenmesi, toplumun sağlık göstergelerini düzeltmeye yarayan, sağlık hizmetlerinin temelini oluşturması gereken hizmetler bütünüdür.

Olan yoksula olacak

Bedriye YorgunSistemin tamamen hayata geçirilmesi halinde dar gelirli yurttaşı büyük sıkıntılar beklediğini aktaran Sağlık Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Bedriye Yorgun, şunları aktardı: "AKP'nin öne sürdüğü gibi parasız ve sağlığa erişilebilir bir sistem değildir. Bu bir geçiş aşaması olduğu için tasarladıkları aile hekimliğini tamemen hayatta geçirmiyorlar. Önümüzdeki seçimlerin öncesi ve sonrasına göre tutum almışlar. Şimdilik seçimlere yönelik bir

uygulamayı esas almışlar. Bir kere insanların aile hekimlerine, koruyucu sağlık hizmetlerine erişme olanağı olmayacaktır. Primini yatıranlar dışında aile hekiminden yararlanma şansı olmayacak. Bu tasarı tamamen

yasallaştıkça çok farklı uygulamalarla karşı karşıya kalacağız. Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerdeki yığılmaları önleme gibi bir derdi yok. Bu sistem koruyucu sağlık sistemi üzerinden kurgulanmış bir sistem değildir. Sistem hastalıklar üzerine kurgulanmıştır. Yani hasta olacaksınız, hastaneye gideceksiniz ve hastalığınız üzerinden birileri para

kazanacak. Böyle kurgulandığı için hastanelerin hasta sayısında azalma söz konusu olmayacak. Bunlar ne kadar çok kişi hastaneye başvurmuş onunla övünüyorlar. Oysa bakana sormak lazım sen hastaneye başvuran hastaların

sayılarıyla mı övüneceksin yoksa hasta sayısının azalmasıyla mı övüneceksin? Paran kadar sağlık hizmeti dayatıldığı için parası olan hastaneye gidecek olmayanın böyle bir şansı olmayacak. Oysa halka nitelikli ve finansmanı vergilerle sağlanmış, genel bütçeden pay ayrılmış koruyucu sağlık hizmetinin öncelendiği, insanların anadilinde ulaşabileceği bir sağlık hizmetine ihtiyaç vardır"

'ÖRGÜTSÜZLÜK DAYATILIYOR'

Bir taşla birçok kuşu vurmak isteyen AKP, aynı zamanda bu uygulamayla hekimlerin örgütlemesinin de önüne geçmiş olacak. Hekimlerin örgütsüzleştirilmek istendiğine dikkat çeken Yorgun, şöyle devam etti: "Sistem, diğer

meslektaşlarıyla işbirliği yerine rekabeti öngörmekte ve hekimi işveren, çalıştığı birimi de ticari faaliyet alanı olarak tanımlamaktadır. Sağlık çalışanları birinci basamakta hekimle birlikte ekip hizmeti vermek yerine, hekimin işçisi konumuna düşürülmektedir. Ortada gerçek anlamda bir işletmecilik ve kar elde etme amacına göre şekillenmiş hizmet anlayışı bulunmaktadır, bu durumda uygulamalarda tıp etiği ilkeleri yerine, işletme etiğinin benimsenmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Tek tek çalışan işportacıları yada kendine ait imalathanesi olanları örgütlemek ne kadar zor ise adı aile hekimi olan ama doğru tanımı birey hekimi olanları da örgütlemek o kadar zor olacaktır. Fordist üretim tarzından atomize edilmiş üretim tarzına geçiş beraberinde örgütlü gücü de atomize etmeyi getirmiştir."

'Eşitsizlikler derinleşecek'

Dr. Süheyla AğkoçKonuyla ilgili görüştüğümüz İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Süheyla Ağkoç, sağlıkta var olan eşitsizliklerin derinleşeceğine dikkat çekerek, uygulamanın tehlikelerini ise şöyle açıkladı: "Bizim burada endişemiz toplum sağlığı açısından, risklerin, sıkıntıların ortaya çıkmasıdır. Bizim telaşımız bu yöndendir.

Örneğin okul aşılarını kimin yapacağı belirsiz. O çocuklar hem bir aile hekimine kayıtlı olacaklar hem de toplum sağlığı merkezi bünyesinde olacaklar. Aşıların yapılması konusunda bir kargaşa olacağı kesin. Toplum aşısız kalan çocukların aşısız olduklarını belki 10 yıl sonra tüberküloz (hava ile akciğerlere giren verem bakterisinin (mikrobunun) yol açtığı bulaşıcı bir hastalık sırasında anlayacak. Sağlık hizmetinde bugün yaptım yarın oldu diye bir şey yok. Bir sistemin kötü olduğunu söylemek için de kadınların ölmesi, çocukların hasta olması gerekmiyor. Tüberküloz hizmeti

(3)

ücretsiz veriliyordu, Sıtma (ateşli bir hastalık) ilaçları ücretsiz veriliyordu. Bunlar yoksul hastalıklarıdır. Şimdi bu reform tamamen uygulamaya girdiği zaman koruyucu sağlık hizmetleri düşecek. On yıl sonra onbeş yıl sonra biz bakacağız ki Türkiye'de tüberküloz hortlayacak. Birinci basamak sağlık hizmeti (Koruyucu sağlık hizmeti) taşeronlaştırılmıştır. çünkü Sağlık Bakanlığı bu hizmeti kendisi vermek yerine, hizmet satın alma yöntemine başvurmuştur. Aile sağlık merkezlerinden hizmet satın almaya gitmiştir. Bunun adı taşeronlaştırmadır. Birinci basamak sağlık hizmetinin ekip anlayışını parçalamıştır. Sağlıkta eşitsizlikler vardı bu eşitsizlikler iyice derinleşecek."

Günlük/28-12-10

Referanslar

Benzer Belgeler

Sağlık Hizmeti Kullanımını Etkileyen Faktörler.  Hazırlayıcı

Evde informal bakım: Bakıma gereksinimi olan kişinin eşinin, akrabalarının, arkadaşlarının bakım sürecinde olmasını işaret eder.. Evde rehabilite edici bakım: Evde

bireysel aile üyelerinin ve ailenin bütününün ihtiyaçlarını karşılamak için stratejiler planlayan bireylerden oluşmuş kompleks bir yapı olarak tanımlanır.. Aile

Aile Hekimli ği’nin koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldıran, sağlığa bütüncül yaklaşımı engelleyen ve Türkiye’de 40 y ıllık deneyimlerle yapılan

SGK'dan hizmet alamayan hastalar ve hastalıklar için Hastane özel muayene ve tedavi fiyatları üzerinden ayakta tedavide %30 indirim yatarak tedavide %15 indirim uygulanacaktır..

The manuscripts that will be sent to our journal to be evaluated for publication must be prepared in accordance with the writing rules of Dokuz Eylül University Engineering

Toplum Yararına Çalışma Programı, Tunceli’de ağırlıklı olarak Milli Eği- tim Bakanlığı’na (MEB) bağlı okullarda uygulanmakta olan bir program olduğu için

Bu çalışmayla Çocuk Yuvaları, Yetiştirme Yurtları, Çocuk ve Gençlik Merkezleri, Sosyal Yardım Alan Çocuklar ve Aileleri, Koruyucu Aileler değerlendirilmiştir