• Sonuç bulunamadı

Üç milyon nüfuslu muasır bir şehir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üç milyon nüfuslu muasır bir şehir"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ D E O L O G Î ( F İ K R İ Y A T )

44 L Ö K O R B Ü Z İ Y E , , n i n

KORBÜZİYENİN M U A S I R ŞEHRİ. Citenin diyora- nik görünüşü, ortada merkezi gar civarında yüksek binalar, onların etrafında apartımanlar ve civardada ormanlar görülmektedir

Bu resim 1922 de Salon d'automne da teşhir edil- miştir. Tulü 16 metredir.

" M U A S I R Ş E H R İ , ,

"La vie moderne demande, attend un plan nouveau, pour la maison et pour la ville.,,

"Le Corbusier,,

"Vers une architecture,, page 36 İl faut une ligne de conduite.

II faut des principes fondamentaux d'urbanisme moderne.

II faut arrivf, en construisant un edifice theorique rigoureux, â formüler des principes fondamentaux d'urba- nisme moderne.

Le Corbusier

— Urbanisme — say ifa 157 I

Şehir günün meselesidir. Medeniyetin baş dön- dürücü inkişaf ve terakkisi karşısında yüzlerce sene evvelki planlar üzerinde büyüyüp giden şehirleri bugün tekrar gözden geçirmek onları yeniden tanzim ve tensik etmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu mecbu- riyetdirki bugün mimaride "Urbanisme-Şehircilik„in moderen bir ilim olarak tedvinini zaruri kılmıştır.

Bugünkü hakim ihtiyaçlara, iktisadî, ve içtimai tekâmülün seyrine göre bir çok ürbanistler bugün- kü ve yarınki şehirlerin ihtiva etmeleri lâzımgelen şerait ve şekilleri hakkında nazari etütler neşretmiş- lerdir. Bunlardan en mühimi cihanşumul bir müna- kaşa mevzuu haline inkilâp etmiş bulunan ve 1922 senesinin dokuzuncu ayında (Salon d' automne)

Samih Saim İstanbul Belediye Mimarı

da Fransız mimarlarından Lö Korbüziye tarafından

Ü ç milyon nüfuslu muasır bir şehir unva-

nile teşhir edilen etüttür. Bugünün muasır ihtiyaçla- rını nazarıdikkate alarak fennî bir tahlil ve mi- marî bir terkiple ihzar edilmiş olan bu nazarî

şehir daha ilk günden itibaren etrafında bir alâlîa ve heyecan uyandırdı. Bir çok yerlerde taktirleri ve birtakım yerlerde de hayret ve hiddeti celbetti.

Zira o zaman teşhir edilen resimler müellifin mak- sat ve gayelerini izah edemiyordu. Eser daha henüz vazıhan anlaşılmamıştı. Bu noksanı hisseden müellif eserinin tahrirî müdafaasını bilâhare neşrettiği" Urba- nisme,, de yaparak onu temamen izah edebilmiştir.

II

Üç milyon nüfuslu muasır bir şehir:

Lö Korbüziye bu nazarî etüdü ile ne anlatmak istemiş ve ne yapmıştır? kendisi diyor ki:

"Tıpkı lâburatuvarında çalışan bir pratisyen gibi hareket ederek her türlü hasbî endişelerden uzak kendimi hayatî bir arazi dahilinde farzettim. Gayem nazari [bir bina kurarak moderen ürbanizmin] esas prensiplerini tesbit etmekti,,. Demek oluyor ki Kor-

büziye bugünkü şehirler üzerinde hiç bir islahî tetbir düşünmiyor. O bir İslahatçı, reformist, olmaktan ziyade bir inkilâpçıdır.

Bugünün büyük şehirleri (Paris, Berlin, Londra, Nev-York) ihtiyaç ve zaruretlerin serseri rehberliği

(2)

altında inkişaf edip gidiyorlar; onlar da nazım bir zekânıh izlerine ve bir plân otoritesine tesadüf mümkün değildir. Nev-Yorkta olduğu gibi: bu plân- sız inkişaf merkezdeki binaların tekâsüfünü ve yek- diğerinde boğulmasını mucip olmuştur. Arazi Spe- külasyonları ve küçük mülkiyet bu inkişafatın bir plâna raptını mümkün kılamamaktadır.

Bu itibarla Korbüziye bugünkü şehirlerin asrî zaru- retler karşısında, geçirdiği tahavvülleri, gösterdiği manzaraları tahlil ederek vardığı neticelerle, hüküm- ran olduğu kendi hayalinin arazisinde mimarî bir sentez yapmağı daha çok muvafık bulmuştur. O böyle diyor:

"Evvelâ bir yol bulmak lâzım. Modern ürbanizmin istinat edeceği esas prensipleri bulmak lâzım,,. İşte Korbüziye bu nazarî etüdünde bu yolda taharriyata girişmiş ve bazı neticeler tespit etmiştir. Plânın iza- hına girişmeden evvel bugünkü şehirlerin tahlilin- den elde ettiği bazı neticeleri bilmek lâzımdır:

t — Şehrin bina edileceği arazinin topoğrafik tabiatı.

2 — Şehirde yaşayan nüfusun cinsleri.

3 — Nüfus kesafeti ve bina kesafeti.

4 — Şehirlerin hava ve ziya ihtiyacı.

5 - Yol.

6 — Şehirlerde bulunan nakil vasıtaları; ve nak- liyatın tasnifi.

Bu altı madde bir şehrin inşasında nazarıdikkate alınması lâzımgelen bütün hususiyetleıi hülâsa eder.

1 — A r a z i Korbüziye diyor ki:

"Müstevi arazi idealdir. Çünki gerek Sirkülasyon ve gerekse de Konstrüksyon için en tabii sureti haller verir. Nehirler şehrin uzağından geçmelidir. Nehir bir ithalât ve ihracat yoludur. Su üzerinde bir şimen- diferdir. Hiç şüphe yoktur ki eyi tanzim edilmiş bir evde hizmet merdiveni salonun ortasından geçmez.

2 — Nüfus.

Şehirlerde nüfus üc şekilde bulunur:

a) — Şehirde oturan;

b) — Şehir civarında oturan;

c) — Ve her iki yerde oturan muhtelit.

a ) — Şehirde oturan nüfus; şehrin merkezinde yani Sitede ikamet eden ve orada çalışan nüfustur, b — Şehir civarında oturan nüfus; o civardaki üzinler mantıkasında çalışarak site-jardenlerde ikamet eden ve siteye pek seyrek gelen nüfustur,

c — Muhtelitler ise sitedeki iş yurtlarında çalışan ve her akşam site-jardenlere, aileleri nezdine avdet eden nüfustur.

Şehrin umumi, pilânı (Â) merkezi gar (B) (Gratte-ciel) ler (C) girintili ve çıkıntılı plaklar (D) apartmanlar apartmanlar (D) Dite-jardenler

(3)

Nevyork. muasır ihtiyacın doğurduğu plâ

Bir şehirde nüfusun bu suretle tevezzü'ü o şehrin plânı üzerinde ü ç mühim noktayi ortaya kor.

a — Mütekâsif bir iş merkezi yani site;

b — Onun etrafında vasi ve elâstiki bir kuşak yani site-jardenler\e üzinler ;

c — Bu iki taazzuvun ortasında da büyük yeşillik sahaları ve nakliyat şebeksi.

3 — B i n a ve n ü f u s kesafeti

Büyük şehirlere karşı daimî bir nüfus tehacümü olur. Şehirler küçük hudutları dahilinde büyük nüfusları beslerler. Nüfus tehacümü nisbetinde hu- dutların büyümesine iktisadî zeruretler manidir. Bu itibarla nüfus tezayüdü bir bina kesafetini davet eder.

Bunun neticesi olarak şehir dahilinde ki boş saha- lar, şehrin teneffüsünü mümkün kılacak olan yeşil- likli sahalar azalır, yollar daralır ve şehir boğulur.

4 — Şehirlerin h a v a ve zıya ihtiyacı

Modern mesaî çok yorucu ve mihanikidir. Git gi- de cümlei asabiyemiz için büyük bir tehlike teşkil ediyor. Moderen mesaî, sükünet ve saf hava ister.

Halbuki bugünkü şehirlerde bu ihtiyaca temamen zıt olarak, şehrin tevessü'ü ve nüfusunun tezayüdü, boş ve yeşillikli sahaları aleyhine oluyor. Halbuki bu yeşillik sahaları şehrin ciğerleridir. Bil'âkis nü- fusun tezayüdü nispetinde yeşillik sahaların da teza- yüdü lâzım gelir. Şehir onunla teneffüs eder. Bi- naenaleyh şehir hududunu kısaltmak, yolları azaltmak yeşillikli sahaları çoğaltmak, nüfusu teksif etmek için o şehri irtifaına inşa etmek lâzımdır. Şimdiki şehirler- de, istikamet hatları üzerinde inşa edilen binalar, yol- ları karanlık ve havasız bir koridor haline koyuyor ve bu binalar ortalarınde bırakılmış "avlu„ veyz"aydın- lık,, namı verilen deliklerden hava ve ziya almak mec- buriyetinde kalıyorlar. Bütün bu nakıs teneffüs şekli bugünkü koridor sistemindeki yolların neticeleridir.

sız bir şehir. Bina kesafetile boğulmuş site

İkametgâhlar, dahili avlusuz ve sokak istikamet- lerinden uzak pencereleri yeşillik sahalarının vüsa- tına karşı açılmış bulunarak inşa edilmelidir.

5 — Y o l :

Bugünkü yollar krunu vüstadan kalma keçi yolları üzerine kaldırım taşı döşetmesile husule gelmiş ve altlarında da bir kaç tahtelarz geçit açılmış olan yollardır. Halbuki modern bir yol çok başka bir organizm dir. O adeta tulâni olarak tesis edilmiş bir üzindir. İnce ve karışık teferruatile bir seyrü sefer makinasıdır. ciddi bir inşaattır. Bu itibarla yol modern zekânın bir şah eseri olmalıdır. Yok-

sa basit bir tesviyei türap ameliyesinden ibaret değil.

6 — N a k i l vasıtaları; ve n a k l i y a t ı n t a s n i f i :

Bu günkü sirkülâsyon büyük bir tehlikedir, ve yayalar için her dakika bir ölüm korkusu vardır zira muhtelif nevide ve muhtelif sürat ve siklette bulunan nakil vasıtalarının gidecekleri istikametler tayin ve tahdit edilmemiştir. Her nevî nakil vası- tası aynı yerde ve aynı zamanda müşrereken sir- külasyona iştirak ediyorlar.

Bu günkü nakil vasıtalarını üç sınıfa ayırmak lâzımdır.

a) — Ağır sikletler;

b) — Her istikamete giden vasat siklet ve vasat sür'atler;

c) — Bir istikamete giden seri vasıtalar.

O halde bu üç sınıf nakil vasıtası içinde üç nevî yola ihtiyaç var demektir. Bu yollar aynı istikamette oimak üzere yek diğeri üzerinde tesis edileceklerdir, a — Ağır sikletteki naki vasıtalarına tahsis edilecek olan yol: binaların bodrum katları seviyesinden geçecektir. Korbüzyenin muasır şehride binaların bodrum katı kolonlar üzerinde tesis edilmiştir. Bi- naenaleyh şehrin bu kat seviyesindeki manzarası binbir direğin daha çok vüsat kesbetmiş bir şklidir; bu

(4)

itibarla ş e h r i n bu seviyesi büyük açıklıklar ve serbest boşlukları ihtiva eder. Binaların bu katlarında mev- cut olan (boks) 1ar birer emtia deposudur,

b — Binaların zemin katları seviyesinden vasat sik- letli ve vasat süratli nakil vasıtalarını ihtiva eden tabiî yollar geçer.

c bir istikamete giden seri vasıtalara tahsis edi- lecek olan yol şehri şimalden cenube ve şarktan garbe iki mihveri istikametinde kat'eder. 40 veya 60 metre genişliğinde olarak diğer iki yolun üzerinde tesis edil- miş beton arme bir geçittir. 800-1200 metrede bir tabiî yolların seviyesine inmeye mahsus rampaları vardır.

Yolların yek diğerile olan mesafeleri 400 ile 200 metre olarak tayin edilmiştir. Ve yüksek binalar bir yolla diğer yol arasında bulunan 400 metrelik yeşillik sahası dahilinde inşa edilmiştir. Bu suretle şehir dahilindeki yolların miktarı azalmış oluyor demektir. Yol adedinin azlığı kurvazman adedininde azlığını intaç edecektir. (Kurvazeman) (Sirkülâsyon) un yegâne düşmanıdır. Bu günkü şehirlerdeki yolla- rın yek diğerinden mesafeleri 10-20 50 metre arasın- dadır. Bu itibarla çok sık bir yol şebekesi ve bunun ne- ticesi olarakta pek çok tehlikeli kurvazemanlar vardır.

G a r :

Bir şehrin bir garı olmalıdır ve gar da şehrin mer- kezinde bulunmalıdır. Gar her şeyden evvel tah- telarz bir binadır. Yani binaların bodrum katları seviyesinde ve ağır sikletli nakil vasıtalarina tahsis edilen yolların müstevisinde bulunacaktır. Şehir erazisinin tabiî seviyesinden iki kat irtifaında bulu- nan garın damı vasî bir teras halinde taksi tayyare- leri istasyonu olarak kollanılır. Ve bu şekilde şeh- rin bilumum ithalât ve ihracat nakliyatı bir nokta da toplanmış oluyor demektir. Banliyö şimendiferleri vilâyet hatları, gümrük ve seyrüsefer servisleri bu nokta etrafında toplanır.

III Plânını i z a h ı :

Bütün bu mülâhazalar üzerinde fikrimizi işlettikten sonra şimdi Korbüziyenin "muasır şehri,, ni daha

Muasır ihtiyaçlar düşünülerek yapılmış pilânlı bir şehir.

Korbüziyenin muasır şehri

iyi anlayabiliriz. Zira plân bütün bu mülâhazaların tesbit edilmiş neticelerinden ibarettir.

Plân tanzim edilirken şu dört mesele daima göz önünde bulundurulmuştur.

1 — Şehrin merkezindeki binâ kesafetini azaltmak;

2 — Nüfus kesafetini tezyit etmek;

3 — Nakil vasıtalarını tezyit etmek;

4 — Şehir dahilinde boş ve yeşillikli sahaları artırmak.

Şehrin bir merkezi vardır ve şehir merkezden mu- hite doğru ittisa eder. Şehir merkezinin yani site- nin ortasında (merkezi gar) bulunur. Gar şehri, şimalden cenuba ve şarktan garba doğru kat'eden mihverlerin telâki noktasıdır. Seri vasıtalara tahsis edilen 40 metrelik dört büyük yol bu istikametten geçer. Garın terasasi tayyare meydanıdır. Bunun etrafında 500X2.400 = 36 metre mürabbaı bir sanayi işgal eden yeşillik mıntakası (gratte-ciel) ler gelir (gratte-ciel) ler iş yurdlarıdır. Bu mıntaka- nın etrafında her türlü inşaatın memnu olduğu bir saha ve bu sahanın etrafında da geniş bir kuşak halinde şehri saran (site-jarden) ler vardır.

Şimdi merkezden başlayarak muhite doğru bunları teker teker gözden seçirelim:

M e r k e z î g a r — üç kattır:

1 — Garın terası 200,000 metremürabbaı sahasında bir platform Tayyare istasyonu olarak kullanılır.

2 — Antr sol (serî nakliyat yolları),

3 — Zemin katı (metro kişeleri, hol, banliyö tiren hatları).

S i t e — yirmi dört (gratte-ciel) siteyi vücude getirir.

Bu yüksek binalar iş yurtlarıdır. (10,000) den (50,000) ne kadar müstahdimi ve (100,000) den (600,000) ne kadar sakini ihtiva eder. Ikametkâh olarak bu yurtların etrafında ayrıca büyük apartı- manlar vücude getirilmiştir. Bunların nüfusu 600,000 dir. Site-jardenlerde 2,000,000 kişi ikamet eder.

Kahvehaneler, lokantalar, lüks mağazaları, salonlar bağçeler ve parklar yüksek binaların eteğinde vasi yeşillik sahaları içindedir.

Nüfus kesafeti:

a — (gratte-ciel) lerde hektar başına (3,000) kişi.

(5)

b — Girintili ve çıkıntılı apartmanlarda hektar ba- şına (300) kişi (lüks ikametkâhlar).

c — Kapalı apartımanlar da hektar başına (305) kişi isabet eder.

Y e ş i l l i k t i m a n t ı k a l a r — Şehir dahilindeki yeşil- likti mantıkalar şu suretle tevzi edilmiştir,

a — Arazisi üzerinde yani (gratte-ciel) ler mantıka- sında (%95);

b — Arazisi üzerinde yani girintili ve çıkıntılı apar- tımanlar mantıkasmda (%85) ;

c — Arazisi üzerinde yani kapalı apartımanlar man- tıkasmda ( % 4 8 ) ; miktarındadır.

Mektepler, üniversite, san'at ve sanayi müzesi, dev- let daireleri, belediye, İngiliz bağçesi, spor bahçe- leri, otomobil koşusu meydanı, at koşusu meydanı, velosipet koşusu meydanı, sitat, yüzme havuzu ve sirk bu yeşillikli sahalar arasına serpilmiştir.

M e m n u m a n b k a — Sitenin etrafında her türlü inşaata karşı menedilmiş bir arazi mantıkası vardır.

Bu boş arazi ihtiyaç vukuunda sitenin tevsii için birakılmıştır. Ancak belediyenin verdiği plânlar tahtında bu arazi işgal edilebilir.

S a n a y i m a n t ı k a s ı — Memnu mantıkadan sonra sanayi mantıkası ve site-jardenler imtidat eder.

B i n a l a r — tş yurtları; dört tarafı açık haçvari olarak tertibedilmiş olan (60) katlı (gratte-ciel) ler- (Not — Pariste vasati nüfus kesafeti (364) Londrada (158) ve Parisin kalabalık mantıkalarında (533) ve Londrada (422) dir].

dir. İkametkâhlar iki nevidir. Biri avlusuz ve aydın- Iıksız olarak bir istikamet üzere girintili ve çıkıntılı olarak tertibedilmiş olan lüks apartımanlar bunlar altı çift katlıdır.

Diğerleri beş çift katlı ve asma bağçeli büyük bir parkın etrafını ihata eden kapalı apatımanlar.

E S T E T Î K , İ K T İ S A T , K U L L A N I Ş VE

A S R Î F İ K İ R

Yukarıda izah ettiğimiz plân estetik, iktisat, kullanış ve bugünkü düşünüş tarzına mütabakat itibarile de tetkike şayandır. Korbüziye diyor ki:

"Bir kelime ile hülâsa edilmek lâzımgelirse yarının ihtiyacı açık havada inşaattir. Ve bu inşaatta da hendese hakim olacaktır. Muntazam ve hendesi plânlar (seri) şeklindeki inşaatı mümkün kılar, seri (Standarizasyonu) davet eder. (Standarizasyon) kullanış itibarile en mükemmel olan şekli taharri etmektir. Standarize olmuş seri inşaatı en konfor- tabl ve en ucuz inşaattir. Standarize olmuş seri inşaatının en kıymetli nümunesi olan (otomobil) konkorun bir şah eseridir. (Seri) inşasını kabul etmek bina inşaatını (Indüstriyalize) etmek dimektir.

Endüstriyalizasyon el işçiliğini asgariye endir ir; .

"Taylorisme„ vasıtasile tanzimedilen asgariye endi- rilmiş bu (el işçiliği) de kendinden beklenen azamî faideyi temin edecektir,,.

Şema A — Büğünkü kesif yol sistemi ve bunun neticesi has.l

olan kurvazmanların miktarı

Şema B—Kurbuziyenin şeh- rindeki yekdigerinden 400 metre mesafeli yollar sistemi A şeması = 46 kurvazman

B şeması = 6 kurvazman

işte maliyette iktisat.

Lz Korbüziyenin muasır şehrinden bir sokak, p ıi 1" t f f

Caddenin istikamet hatlarından çok geriye çekilmiş .. j olarak inşa edilen girintili ve çıkıntılı apartımanları. bugüne nazaran 10 dan

2 ye tenczul edecek ve böylece moderen insan zekâsının mahiyet ve kıymetine has bir mah- sul ortaya çıkmış ola-

^ — çaktır.

Kapalı aparfmanlar vaei' yeşillik etrafını çerçeveler

Referanslar

Benzer Belgeler

Sinema ve din alanı ile ilgili olup Avrupa menşeli olmayan filmlere şu filmler de örnek gösterilebilir: Jesus of Montreal (Montrealli İsa-Kanada, 1989), TheLastWave (Esrarengiz

Buna göre herhangi bir dini, inancı ve görüşü yaymak için yapılan tüm etkinlikler misyonerlik olarak değerlendirilir.. Misyonerlerin temel amacı; başka din, inanç

Biz gelelim bugünkü koşullarıyla, iki gün sonra açılacak olan müzeye: Müze pa­ zartesi ve salı dışında her gün 12.00 - 16.00 arasında ücretsiz olarak

Futbol yazıla­ rının ele alındığı “Top Yuvarlak­ tır”, mutfak yazılannm incelendiği “Mutfak Yazını”, kadın dergilerin­ deki çelişkiyi anlatan “özgür

Eskiden Afrikada yaşayan insanlar en çok vahşi hayvanların seslerini duyduklarından, doğa ile ilişkilerinde alışık oldukları bir biçimde kendilerini ifade edebilmek için,

Taş'ık yola düşen gönül şişesi işte dayanmıştı, zevrak-ı derûnu gönül kayığı, kırılmadan kenara düşmüş, dinleniyordu; oh, onun bir gün yeniden

Frontal Sinüste Ciddi Deformite Oluşturan Dev Mukoselin Kombine (Eksternal ve Endoskopik) Yaklaşımla Eksizyonu.... 1 Fron tal si nüs dı şın da da ha na dir ola rak et mo id ve mak

Konuklar arasında o döne­ min Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver ile şair Yahya Ke­ mal Beyatlı, Yakup Kadri Karaos- manoğlu, Ruşen Eşref