• Sonuç bulunamadı

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 10 Issue 7, p. 199-219, October 2018

DOI Number: 10.9737/hist.2018.656

Volume 10 Issue 7 October 2018

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

Annexation of the Khanate of Karabakh to Tsarist Russia

Dr. Ramin SADIGOV (ORCID:0000-0002-6236-0138) Bayburt Üniversitesi - Bayburt

Öz: 1801 yılında Doğu Gürcüstan’ın ilhakından sonra Çarlık Rusyası’nın esas hedefi Azerbaycan hanlıkları olmuştur. Zira Rusya’nın amacı Hazar Denizi kıyılarına kadar olan bölgeyi tamamen ele geçirmekti. Lakin İran buna itiraz etmekteydi. İki devlet bölgeye hakim olmak için 1804-1813 yılları arasında savaştılar. Bu savaşların sonucunda Azerbaycan hanlıklarının bazıları İran tehditlerinden korunmak için Rusya himayesini kabul ettiler. Kabul etmeyenler ise Rusya tarafından işgal edildi.

İran tehdidi dolayısıyla Rusya himayesini kabul eden hanlıklardan biri de Karabağ Hanlığıydı.

Türkiye’de daha önce Karabağ Hanlığı ile ilgili bazı çalışmalar yapılmıştır. Fakat bu çalışmayı onlardan ayıran en önemli husus, Karabağ Hanlığının Rusya’ya ilhakı sürecinin ilk kez ayrıntılı bir şekilde bu çalışmada değerlendirilmesidir. Konunun araştırılması sırasında dönemin kaynak eserleri ve yayınlanmış arşiv belgeleri incelenmiş, Rusça yayınlanan tek gazete olan Kavkazya gazetesi taranmıştır.

Anahtar Kelimeler: Karabağ Hanlığı, Çarlık Rusyası, I. Aleksandr, Pavel Sisianov, Azerbaycan.

Anstract: After the annexation of East Georgia in 1801, the main target of Tsarist Russia was the Azerbaijani khanates. Because capturing of the whole region up to the shores of the Caspian Sea was the main target of Russia. However Iran was objected to this. The two states fought between 1804 and 1813 to rule the region. As a result of these wars, some of the Azerbaijani khanates accepted the Russian protection against Iranian threats. Those who disagree were occupied by Russia.

One of the Khanates who accepted the Russian patronage because of the Iranian threat was the Khanate of Karabakh. Some studies related to the Karabakh Khanate was done previously in Turkey.

But the most important thing that distinguishes this study from them, it is the first time that the process of annexation of the Khanate of Karabakh to Russia is evaluated in detail in this study.

During the investigation of the matter, the sources of the period and published archival documents were examined and Kavkazya newspaper, the only newspaper published in Russian, was scanned.

Keywords: Karabakh Khanate, Tsarist Russia, I. Alexander, Pavel Sisianov, Azerbaijan.

Giriş

XVIII. Yüzyılın başından beri sıcak denizlere inmeye, güneyden geçen ticaret yollarına ve bölgenin doğal servetlerine sahip olmaya çalışan Çarlık Rusya’sı, bu amacına tam 100 yıl sonra çar I. Aleksandr (1801-1825) döneminde ulaşabilmiştir. Dolayısıyla Çar Petro (1682- 1725) döneminde başlayan güney yürüşleri onun ölümünden sonra uzun bir süre duraklamış, II. Katerina (1762-1796) döneminde tekrar hız kazanmış ve I. Pavel (1796-1801) döneminde Doğu Gürcüstan’ın Rusya’ya ilhakı kararının alınmasına kadar ilerlemiştir. Şüphesiz Rusların güneye inmelerinde Gürcülerin tavrı belirleyici olmuştur. Nitekim öncelikle bölgenin Hıristiyan toplumu olmaları ve çoğu zaman Osmanlı- İran baskınlarına uğramaları hasebiyle, Rus yönetiminin “Hıristiyan kardeşlerinin” yanında olmak gibi bir açıklama yapmasına kolaylık sağlamıştır.

(2)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

200

Volume 10 Issue 7 October

2018

Kuşkusuz doğal servetlerinden yoksun Gürcüstan, Rusya için bu yolda stratejik bir basamaktı sadece. Rusya’nın asıl amacı tümüyle Azerbaycan’a ve onun güneyine sahip olmaktı. Çünkü Azerbaycan doğal kaynaklarına göre çok zengindi. Rus bilim adamları daha Petro döneminden itibaren bölgeye yaptıkları bilimsel seyahatlerde bu hususu raporlar halinde Çar yönetimine sunmuşlardı.1 Nitekim Petro’ya sunulan raporlarda Hazar’ın batı kıyısında petrol yataklarının varlığından söz edilmiş ve özellikle Bakü vilayetinde çıkarılan petrolün kalitesine dikkati çekilmiştir. Bu petrolün ısınma, aydınlanma ve yemek işleri için kullanıldığı söylenmiştir.2

Dolayısıyla çıkarılan petrolün büyük kısmının İran’a götürülmesi Petro’yu rahatsız etmiş, buna engel olmak için Hazar kıyılarına inmek gerektiğine karar vermiştir. Aslında bölgenin doğal servetleriyle ilgili her türlü bilgi Petro için önem arzetmiştir. Bu yüzden bölgede yaşayan Hıristiyan toplulukların da bilgisine baş vurmanın mühim olduğuna dikkat çekmiştir.

Rus çarının doğal zenginlik arayışında olduğunu anlayan bölgede yaşayan Ermeniler de, Karabağ’daki bir dağda bol miktarda gümüş, bakır, kurşun ve demir yatakları bulunduğunu ona haber vermişlerdir.3

Petro’ya sunulan bu bilgiler sonrasında Rusya’nın hedefi öncelikle Hazar Denizi’ni bir “iç denizi” haline getirmek, ondan sonra da Orta Asya’dan ve onun güneyinden geçerek Avrupa’ya kadar uzanan ticaret yollarına hükmetmek olmuştur. Bunu yapabilmesi için ise Gürcüstan ile Hazar kıyıları arasındaki bölgede varlık gösteren Azerbaycan coğrafyasında kurulan hanlıkları ele geçirmesi gerektiğini anlamıştır.

Yalnız Petro’nun bu planı Osmanlı ve Avrupa devletlerinin çıkarlarına ters düşmekteydi.

Çünkü gerek Osmanlı Devleti’nin gerekse de Avrupa devletlerinin bölge ile büyük ticari ilişkileri vardı. Doğu’ya özgü ipek, pamuk, deri ve kumaş gibi servetler iki yolla Avrupa’ya taşınıyordu. Bunlardan biri Afrika kıyıları boyunca Avrupa’ya kadar uzayan okyanüs ticaret yoluydu. Hem kara hem deniz yolu ise Osmanlı topraklarından geçiyordu. Dolayısıyla Çin, İran ve Hindistan’da üretilen mahsüller, transit yol üstündeki Güney Kafkasya, Osmanlı ve İran’ın zenginleşmesine imkan sağlıyordu. Özellikle İran ile ticari ilişkileri gelişmiş Hollanda, İngiltere, Portekiz ve Fransa da bu ticari yol vasıtasıyla para kazanıyordu. Petro ise güneye inerek bölgeyi Rusya hegomonyasına almaya ve devletini, Avrupalı devletler ile Doğu

1Rus çarı Petro’nun en mühim planı sıcak denizlere inmekti. Yalnız bunun için öncelikle güney bölgelerinin iyi öğrenilmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle 1714 yılında Aleksandr Bekoviç Çerkasski’yi Astrahan, Derbent ve Astarabad yörelerine gönderdi. 1715 yılında ise daha kapsamlı bir araştırma yapması için İran’a bir elçi göndermeye karar verdi. Bunun için Artemiy Volınskiy adlı elçi görevlendirildi. Ondan Rus ürünlerinin İran pazarında yer almasının yollarını bulması ve İran üzerinden Hindistan ile transit ticaret imkanlarını araştırması, ayrıca İran’ın kuzey bölgelerinin coğrafi ve iktisadi durumuyla ilgilenmesi talep edildi. Dolayısıyla İran’a giderken yolculuğu esnasında Şamahı şehrinde 69 gün kalan Volınskiy, şehrin ticari hayatıyla ilgili önemli bilgiler aktardı.

Volınskiy’in raporlarına göre, İran’daki merkezi yönetimde sorunlar yaşanmasından dolayı Şamahı’nın gelirleri artık yerel yöneticilerin elinde toplanmıştı. Volınski, şehrin yıllık resmi gelirinin 80 bin Rus rublesi kadar olduğunu ancak yöneticilerin bunun 2 ve 3 katı fazla para topladığını belirtmişti. Volınskiy, ayrıca güneydeki kervan yolları, kaleler, istihkamlar ve genel olarak halkın durumu hakkında Petro’ya bilgi sunmuştu. Bu çalışmadan memnun kalan Petro, onu generalliğe terfi ettirerek Astrahan valiliğine getirmişti. Daha geniş bilgi için bkz: Петр Павлович Бушев, Посольство Артемия Волынского В Иран В 1715-1718 г.г., Издательство Наука, Москва 1978. (Petr Pavloviç Buşev, Posoltsvo Artemiya Volınskogo v İran v 1715-1718 g. g., İzdatelstvo Nauka, Moskva 1978).

2 В. П. Лыссов, Персидский Поход Петра I: 1722-1723, Издательство МГУ, Москва 1951, с. 22. (V. P.

Lıssov, Persidskiy Pohod Petra I: 1722-1723, İzdatelstvo MGU, Moskva 1951, s. 22).

3 Age, s. 23.

(3)

Ramin SADIKOV

201

Volume 10 Issue 7 October

2018

arasındaki ticarette aracı konumuna getirmeğe çalışmakla diğer devletlerin menfaatlerine tehdit oluşturmuştur.4

Rusya bu amacına ulaşmakta kararlıydı, ancak bunun bölgede çıkarları olan devletler tarafından tepkiyle karşılanacağının da farkındaydı. Bu yüzden öncelikle bölgedeki komşusu Osmanlı Devleti’nin tepkisini çekmemek için elçisi İvan Neplüyev’i İstanbul’a göndererek diplomatik hamlelerini kullanmaya çalışmıştır. Amacının İran topraklarını işgal etmek olmadığını Osmanlı sarayına bildirmiştir.5 Doğu’da büyük ticari ağı olan İngiltere de Rusya’nın güneyle ilgili planından rahatsız olmuştur. Lakin doğruca kendisi değil, Osmanlı vasıtasıyla Rusya üzerinde baskı oluşturmak istemiştir. Bunun için Osmanlı Devleti’ni Rusya’ya karşı savaşa tahrik etmiş, her iki devletin zayıflamasıyla da kendi menfaatini güçlendirmeyi amaçlamıştır. Fransa da bu dönemde Rusya’nın güneye inmesinden rahatsız olmuş, özellikle İran ile yakınlaşarak Rusya’yı durdurmaya çalışmıştır. Fakat zaman zaman İngilizlerin İran ile de yakınlaşması üzerine, Rusya ile ilişkileri geliştirmiş, bu sebeple Rusların güneye doğru genişleme arzusuna çok itiraz edememiştir.

Bu çalışmada Nadir Şah’ın ölümünden sonra Azerbaycan coğrafyasında kurulan hanlıklardan biri olan Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na ilhak6 edilmesi süreci incelenmiştir. Özellikle Gence Hanlığı’nın işgal edilmesinden sonra Rus Genel Komutanlığıyla Karabağ Hanı İbrahim Halil Han arasındaki mektuplaşmalar dönemin yayınlanmış arşiv kaynaklarından okunarak verilmiştir. Dolayısıyla çalışma, yayınlanmış arşiv vesikaları ve dönemin kaynak eserlerinin özenle araştırılması sonucu bilim dünyasına kazandırılmıştır.

Çalışma dört ana başlıkta toplanmıştır. İlk başlıkta Karabağ Hanlığı hakkında kısa bir bilgi verilmiş, kuruluşundan Çarlık Rusyası ile ilk temaslara kadar hanlığın tarihi anlatılmıştır.

İkinci başlıkta Karabağ Hanlığıyla Çarlık Rusya’sı arasındaki ilk irtibatlar üzerinde durulmuştur. Üçüncü başlıkta Karabağ Hanı İbrahim Halil Han’ın Rusya tabiiyetini kabul etmesi için, Rus Genel Komutanı Prens Pavel Sisianov tarafından gönderilen mektuplar değerlendirilmiştir. Dördüncü başlıkta ise İbrahim Halil Han’ın ikna olmasıyla taraflar arasında 1805 yılının Mayıs ayında Kürekçay Anlaşması imzalanmasından ve böylece Karabağ Hanlığının Rusya’ya ilhak edilmesinden söz edilmiştir. Çalışmanın ek kısmında ise konuya ilişkin bazı fotolar, Sisianov’un İbrahim Halil Han’a ilk mektubunun yayınlanmış orijinal kopyası ve yayınlanmış arşiv vesikaları içinde yer alan Kürekçay Anlaşmasının Rusça metni yerleştirilmiştir.

Karabağ Hanlığı Hakkında Kısa Bir Bilgi

19 Haziran 1747 yılında İran şahı Nadir Şah Afşar’ın öldürülmesi üzerine İran’da merkezi yönetim zayıfladı, taht kavgası başladı. Böyle karışık bir ortamda Azerbaycan’da 20’ye yakın bağımsız şehir devleti, hanlık ortaya çıktı.7 Hanlıklar, 19. Yüzyılın başlarında Rusya’nın Güney Kafkasya’ya inişine kadar bağımsız bir şekilde varlık gösterdiler. Bu hanlıklardan biri

4 Age, s. 53.

5 Serdar Oğuzhan Çaycıoğlu, “XVIII. Yüzyılın Başlarında Rusya’nın Kafkasya Siyaseti: I. Petro’nun İran Seferi”, VAKANÜVİS- Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, Kafkasya Özel Sayısı, sayı 2, Sakarya 2017, s. 120.

6 Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre İlhak, katmak, bağlamak ve egemenliği altına almak anlamlarına gelmektedir.

Çalışmada bu kelime özenle seçilmiştir. Zira Karabağ Hanlığı, Rusya ile yapılan müzakereler sonucunda 14 Mayıs 1805’te Kürekçay Anlaşmasıyla ona bağlanmıştır. Dolayısıyla Gence gibi işgal edilmemiş, karşılıklı anlaşma ile Rusya egemenliği altına girmiştir.

7 Мирза Адигезаль Бек, Карабаг- Наме, Издательство Академия Наук Азербайджанской ССР, Баку 1950, с.

24. (Mirza Adigezal Bek, Karabag- Name, İzdatelstvo Akademiya Nauk Azerbaydjanskoy SSR, Baku 1950, s. 24).

(4)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

202

Volume 10 Issue 7 October

2018

de Karabağ Hanlığıydı. Hanlık, 1747 yılında kuruldu ve 1805 yılında Rusya’ya ilhak edilinceye kadar bağımsız şekilde varlığını sürdürdü.

Karabağ Hanlığının sınırları, Kura nehrinden Aras nehrine kadar uzanan topraklardı.

Doğuda Şirvan, batıda ise Nahçıvan Hanlığıyla komşuydu. Hanlığın kurucusu Cavanşir tayfasının Sarıcalı boyundan olan Penaheli Han’dı. Penaheli Han gençliğinde kardeşiyle beraber Nadir Şah’ın sarayında hizmet etmişti. Fakat kardeşinin bir hatasından dolayı şah tarafından öldürülmesi üzerine saraydan kaçarak Zengezur taraflarında saklanmıştı.8 Bu sırada başına topladığı adamlarla Gence, Şeki ve Nahçıvan gibi bölgelere baskınlar yaparak ele geçirdiği ganimetlerle hayli zenginleşmişti.

Penaheli Han, Nadir Şah’ın öldürülmesi sonrasında etrafına toplanmış 200 adamıyla Karabağ’a giderek bağımsız hanlığını kurdu. Ardından bir zamanlar Nadir Şah tarafından Karabağ’dan İran’a göç ettirilmiş Cavanşir, Otuz İki ve başka Türk boylarını Karabağ’a geri getirtti. 1748 yılında ise Kebirli mahalında bir Türk tayfası olan Bayatların adına mülhem Bayat Kalesini inşa ettirerek hanlık merkezi yaptı.9

Fakat Penaheli Han’ın giderek güçlenmesi komşuluktaki diğer hanları endişelendirmeğe başladı. Nitekim daha Nadir Şah’ın sağlığında Şeki’de hanlığını ilan etmiş olan Hacı Çelebi, 1748 yılının sonlarında Penaheli Hanı cezalandırmak için ordusuyla Bayat Kalesini kuşatmaya aldı. Lakin bir aylık kuşatmaya rağmen başarılı olamayarak geri çekilmek zorunda kaldı.

Hacı Çelebi tehlikesi ortadan kalktıktan sonra Penaheli Han, Karabağ’da kendisine itaat etmek istemeyen Hıristiyan meliklerinin10 üzerine yürüdü. Kısa zamanda bütün melikleri itaat altına alarak bölgesinin tek ve güçlü hakimi konumuna yükseldi. Yalnız Bayat Kalesi iç ve dış düşmanlarından korunması konusunda Penaheli Han’a pek güven vermiyordu. Bu nedenle daha güvenli bir yerde yeni bir kale inşa etme kararına geldi ve Bayat Kalesini yıkarak bugünkü Ağdam yakınlarındaki Şahbulag adlı yerde 1752 yılında yeni bir kale yaptırdı.11 Fakat birkaç yıl sonra orasını da güvensiz bularak bu kez 1400 metre yükseklikte yerleşen ve iki tarafı kayalık olan Şuşaköy adlı yerde yeni kalesini yaptırdı. Kale 1756-1757 yıllarında tamamlandıktan sonra Şahbulag sakinlerini ve civar köy halkını oraya iskan etti.12 Kalenin önceki ismi Penaheli Hanın adına ithafen Penahabad idi. Fakat zamanla o ad unutularak şehrin yakınlığındaki köyün ismiyle Şuşa diye anılmaya başladı.13

8 Tofig Mustafazade, Azerbaycan-Rusiya Münasibetleri: XVIII. Esrin İkinci Yarısı- XIX. Esrin Evvellerinde, Şerg- Gerb Yayınevi, Bakı 2013, s. 22.

9 Tofig Mustafazade, Azerbaycan Hanlıklarının Kısa Tarihi, Victory Yayınları, Bakı 2011, s. 76.

10 O dönemde Karabağ’da özerk yapıda beş Hıristiyan meliklik (prenslik) vardı. Ziya Bünyadov, Azerbaycan Tarihi adlı eserinde bu meliklerin Ermeni Grigoryan kilsesini kabul etmiş ve bunun sonucunda Ermenileşmiş Hıristiyan unsurlar olduklarını söylemektedir. Ayrıca meliklerin Karabağ’a sonradan gelip yerleştirildiklerini vurgulamaktadır.

Nitekim, Dizag meliğinin Karabağ’a bugünkü Ermenistan arazisinde bulunan Lori’den geldiğini ve Nadir Şah tarafından Karabağ’a yerleştirildiğini ifade etmektedir. Daha geniş bilgi için: Ziya Bünyadov, Yusif Yusifov, Azerbaycan Tarihi: En Gedim Zamanlardan XX. Esredek, cilt 1, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakı 1994, s. 534.

11 Мирза Адигезаль Бек , age, s. 55.

12Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 20 Августа 1855, s. 4. (Djamal Djavanşir Karabagi,

“Karabag”, Kavkaz, 20 Avgusta 1855).

13 Şuşa isminin nereden geldiğı ve kimlere ait olduğu tartışmalıdır. Azerbaycan kaynakları şehrin kurulduğu yerde eskiden de Azerbaycan Türklerine mahsus Şuşa adlı bir şehrin bulunduğunu, lakin Moğol saldırıları sonucunda tamamen yıkıldığını söylemektedirler. Nitekim Azerbaycan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü’nden bir grup Şuşa’da yaptığı kazılarda XIII. Yüzyıla ait olduğu anlaşılan eski bir şehir harabeliyi bulmuş, bu şehrin Moğol saldırıları sırasında harabeye çevrildiğini ortaya çıkarmışlardı. Bu arada Azerbaycan kaynaklarında Şuşa adının etimolojik olarak Türkçe “şiş kaya” anlamında kullanıldığı, hatta eskiden halk arasında ve bazı eserlerde şehrin isminin “Şişe” şeklinde yazıldığı vurgulanmaktadır. (Bakınız: Yagub Mahmudov, Camal Mustafayev, Şuşa Penahabad, Tehsil Yayınları, Bakı 2012, s. 22.) Fakat 1846 yılına ait Kavkasya Takvimi’nde şehre adını veren

(5)

Ramin SADIKOV

203

Volume 10 Issue 7 October

2018

Penaheli Han’dan sonra oğlu İbrahim Halil Han döneminde Karabağ Hanlığı daha da kuvvetlendi, Şuşa şehri gelişti. Kızını Şeki hanı Selim Han ile evlendiren İbrahim Halil Han, bu akrabalık tesisiyle Şeki’den gelebilecek tehditleri bertaraf ettiği gibi, Selim Han’ın yardımıyla Karabağ’da isyan çıkaran melikleri de bastırmaya muvaffak oldu. Ardından Nahçıvan’a bir sefer düzenledi, ancak başarılı olamayarak geri döndü. 1789’da ise Hoy üzerine yürüdü. Fakat bu yürüşten de eliboş döndü.

Karabağ Hanlığıyla Çarlık Rusyası Arasında İlk Temaslar

XVIII. Yüzyılın başlarında I. Petro Azerbaycan’ın Hazar kıyılarını ele geçirmiş, fakat daha fazla ilerleyememiş ve İran’la anlaşmak zorunda kalmıştır.14 12 Eylül 1723’te Rusya’nın başkenti Sankt Petersburg’ta varılan bu anlaşmaya göre Dağıstan, Şirvan, Bakü, Gilan, Mazandaran, Astrabad ve Derbent’in Rusya egemenliğine geçmesi onaylanmıştır.15 Petro’nun ölümünden sonra uzun bir süre güneye yayılma siyasetinden vazgeçen Ruslar, II. Katerina’nın tahta oturmasıyla yeniden harekete geçmişlerdir. Zira bu dönemde Rusya dış siyasetinin güneyle ilgili planı, Hazar Denizi’nde egemenliği tam sağlamak, Azerbaycan’ın doğal servetlerine sahip olmak ve Rus sanayisinin ihtiyacı olan hammaddeyi Azerbaycan’dan temin etmek üzerineydi.16

Yalnız Çarlık Rusyası Azerbaycan’a sahip olmak için Gürcüstan’ı basamak olarak kullanmıştır. Nitekim Gürcü Çarı İrakli ile 24 Temmuz 1783’te Georgiyevsk’te ittifak anlaşması imzalanmış, bu anlaşmadan sonra Çarlık yönetimi, Azerbaycan’a yönelik siyasetini şekillendirmeye başlamıştır. Karabağ Hanlığı Gürcüstan’a yakın bir bölgede olmasından dolayı Rusya’nın en çok dikkatini çeken hanlıklardan biri olmuştur. Tabii Rusya’nın Karabağ’a ilgi göstermesinin nedenlerinden biri de bölgede ikamet eden Ermenilerdi. Nitekim Ermeniler, Gürcüstan ile ittifak anlaşması imzaladığını haber aldıkları andan itibaren gizli şekilde Rusya sarayına mektup yazarak itaatlerini arz etmişlerdir. Bunun üzerine Kafkasya Genel Komutanı Pavel Potemkin, II. Katerina’nın da iznini alarak İbrahim Halil Han’ı devirmek ve bölgede Rusya’ya tabi bir Ermeni vilayeti kurmak için harekete geçmiştir.17

köyün yakınlıkta yerleşen bir Ermeni köyü olduğu iddia edilmektedir. (Bakınız: Кавказский Календарь На 1846 Год, Канцелярия Кавказского Наместника, Тифлис 1845, с. 54. (Kavkazskiy Kalendar Na 1846 God, Kantselyariya Kavkazskogo Namestnika, Tiflis 1845, s. 54). Bu iddiaya gelince, ya dönemin Rus yönetiminin uydurması, yahut da o bölgede yaşayan Ermeni iddialarının bir yansıması olabilir. Halbuki bu iddialar dönemin tarih yazıcılarının söyledikleriyle örtüşmemektedir. Diğer yandan şehrin ismi Karabağ Hanlığının varlığıyla anlam kazanmıştır. Üstelik hem Karabağ Hanlığı döneminde ve hem de ondan sonraki yıllarda Şuşa’nın esas unsuru hep Azerbaycan Türkleri olmuştur.

14Petro’nun Kafkasya’ya yönelik politikaları için ayrıca bkz. Василий Александрович Потто, Исторический Очерк Кавказских Воин: От Начала До Присоеденения Грузий, Типография Канцелярия Главноначалствуюущаго Частю На Кавказ, Тифлис 1899. (Vasili Aleksandroviç Potto, İstoriçeskiy Oçerk Kavkazskih Voin: Ot İh Naçala Do Prisoedineniya Gruziy, Tipografiya Kantselyariya Glavnonaçalstvuyuşago Grajdanskoyu Çastyu Na Kavkaz, Tiflis 1899). Ayrıca: Александр Семенович Лацинский, Хронология Русской Военной Историй, Типография Департамента Уделов, Санкт Петербург 1891. (Aleksandr Semenoviç Latsinskiy, Hronologiya Russkoy Voennoy İstoriy, Tipografiya Departamenta Udelov, Sankt Peterburg 1891);

Geoffrey Hosking, Rusya ve Ruslar: Erken Dönemden 21. Yüzyıla, çev: Kezban Acar, İletişim Yayınları, İstanbul 2015.

15 Т. Юзефович, Договоры Россий с Востоком: Политические И Торговые, Типография О. И. Бакста, Санкт Петербург 1869, с. 187 (T. Yuzefoviç, Dogovorı Rossiy S Vostokom: Politiçeskiye i Torgovıye, Tipografiya O. İ.

Baksta, Sankt Peterburg 1869, s. 187); ayrıca, Андрей Николаевич Сахаров, История Россий: С Древнейших Времен До Наших Дней, Издательство Проспект, Москва 2012, с. 353 (Andrey Nikolayeviç Saharov, İstoriya Rossiy: S Drevneyşih Vremen Do Naşih Dney, İzdatelstvo Prospekt, Moskva 2012, s. 353).

16 Azerbaycan Tarihi, cilt 4, Elm Neşriyyatı, Bakı 2007, s. 13.

17 Петр Григорьевич Бутков, Материалы Для Новой Историй Кавказа с 1722 по 1803 год, том 2, Типография Императорской Академий Наук, Санкт Петербург 1869, с. 142. (Petr Grigoryeviç Butkov,

(6)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

204

Volume 10 Issue 7 October

2018

Kuşkusuz İbrahim Halil Han, Rusya ile Ermeniler arasındaki bu gizli yazışmalardan haberdar olunca telaşa kapılmıştır. Çıkış yolu ararken, Rusya’nın güneye inmeye başladığı bir dönemde hanlık tahtını korumak için tek yapması gereken şeyin II. Katerina himayesine girmek olduğuna kanaat getirmiştir. Derhal Musa Sultan isimli elçisini bir mektupla 1784 yılında II.

Katerina’nın sarayına göndermiştir. Onun bu girişimi üzerine Çariçe II. Katerina da, Pavel Potemkin’e yazdığı mektupta, İbrahim Halil Han ile ilgili bilgiler toplamasını ondan talep etmiştir.18 Böylece Çarlık Rusyası ile Karabağ Hanlığı arasında ilk temaslar da bu şekilde başlamıştır.

Aslında İbrahim Halil Han’ın Rusya himayesine girmek istemesi zorunlu bir tercihti.

Çünkü bir yandan İran tehditleri artarken diğer yandan da Rusya’nın onu devirmek ve bölgede bir Ermeni vilayeti kurma planı vardı. Üstelik böyle bir ortamda Guba Hanı Fethali Han, durmadan Karabağ bölgesine taciz saldırıları yapıyordu. Dolayısıyla üçlü tehdit altında bulunan İbrahim Halil Han, Çarlık Rusyası’na sığınmak zorunda kalmıştı. Lakin tümüyle Rusya tabiyetine girmek istemiyor, hatta vakit kazanmaya çalışıyor, bir yandan da Şuşa Kalesini tahkim etmeğe devam ediyordu.

Ermeni meliklerin gizli şekilde Rusya sarayı ile yazışması İbrahim Halil Han’ı çok öfkelendirmişti. Bu nedenle S.Petersburg’a elçisini göndermesinin ardından Ermeni meliklerine karşı harekete geçti. Dizag Meliğini öldürerek kalesini zapt etti, Crabert Meliğini etkisiz hale getirdi. Kurtulmayı başaran melikler Gürcü çarına sığındılar. Ardından hem II.

İrakli’ni, hem de bölgedeki Rus ordusu komutanı Albay Stepan Burnaşev’i (1743-1824), Karabağ Hanlığı üzerine yürüş etmeğe ikna ettiler. Böylece Eylül 1787’de Gürcü ve Rus ordusu Karabağ Hanlığına doğru harekata başladı. Lakin Gence yakınlarına vardıklarında, Osmanlı-Rus Savaşının (1787-1792) başlaması üzerine harekat durdu. Çünkü II. Katerina bütün birliklerin bölgeden çekilmesini emretmişti. Hal böyle olunca meliklerin İbrahim Halil Hanı devirmek ve bölgede Ermeni vilayeti kurmak arzusu akamate uğradı.

Osmanlı-Rus Savaşı, Rusların galibiyetiyle sonuçlandı. Bunun neticesinde Osmanlı’nın Güney Kafkasya üzerindeki etkinliği azaldı. Bundan yararlanmaya çalışan Rusya, bölgeye iyice hakim olmak için derhal harekete geçti. Fakat tam o sırada İran Şahı Ağa Muhammet Kaçar, 8 bin kişilik ordusuyla 1794’te Karabağ’a sokuldu. Kardeşleri Ali Kulu Han ve Cafer Kulu Han’ı ise orduyla Erivan üzerine gönderdi.19 Lakin İran ordusu, Eskeran yakınlarında Karabağ kuvvetleri tarafından darmadağın edildi. Bu mağlubiyeti hazmedemeyen şah, ertesi yıl 85 bin kişilik ordusuyla Şuşa Kalesini kuşatmaya aldı. Kuşatma 33 gün boyunca devam etti, ama kaleyi alamadı.20 Hal böyle olunca Tiflis’e doğru hareket etti.21 Yanında Gence Hanı Cevat Han da vardı. Birleşik ordular Gürcü ordusunu mağlup ederek şehri yağmaladılar.22 Fakat İran ordusu Tiflis’te fazla kalmadı. Kışı geçirmek için Azerbaycan’ın Muğan bölgesine çekildi. Ağa Muhammet Kaçar karargahını kurduktan sonra Azerbaycan hanlarına ve Dağıstan

Materialı Dlya Novoy İstoriy Kavkaza s 1722 po 1803 God, tom 2, Tipografiya İmperatorskoy Akademiy Nauk, Sankt Peterburg 1869, s. 142).

18 Yalçın Ağamalı, Karabağ Hanlığının Konşu Hanlıklar ve Dövletlerle Münasibetleri, Azerbaycan Ensklopediyası Yayınları, Bakı 1998, s. 106.

19 Александр Антонович Цагарели, Грамоты и Другие Исторические Документы XVIII Столетия Относящиеся К Грузий , том 2, выпуск 2, Типография В. Ф. Киршбаума, Санкт Петербург 1902, с. 93.

(Aleksandr Antonoviç Tsagareli, Gramotı i Drugiye İstoriçeskiye Dokumentı XVIII Stoletiya Otnosyaşiesya k Gruziy, tom 2, Tipografiya V. F. Kirşbauma, Sankt Peterburg 1902, s. 93).

20 Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 27 Августа 1855, с. 6. (Djamal Djavanşir Karabagi,

“Karabag”, Kavkaz, 27 Avgusta 1855, s. 6).

21 Yalçın Ağamalı, age, s. 94.

22 “Взятие Тифлиса Ага Мухаммед Ханом”, Кавказ, 15 Ноября 1850, с. 2. (“Vzyatiye Tiflisa Aga Muhammed Hanom”, Kavkaz, 15 Noyabrya 1850, s. 2).

(7)

Ramin SADIKOV

205

Volume 10 Issue 7 October

2018

hakimlerine tehdit mektupları yollayarak onlardan itaatlerini talep etti. Bunun üzerine Azerbaycan hanları Çarlık Rusyası’na yardım çağrıları yaptılar.23

Karabağ Hanı İbrahim Halil Han da Çarlık Rusyası’na yardım çağrısı yapan hanlardan biriydi. Yalnız onun Talış Hanı Mustafa Han aracılığıyla General İvan Gudoviç’e yazdığı mektupta bir önerisi vardı. Nitekim o İran’a Rus ordusu gönderilmesini talep ediyor, Ağa Muhammet Kaçar’ın durdurulmasına muvaffak olunursa bölge hanlarının hepsinin Rusya’ya tabi olabileceklerini söylüyordu.24

Ağa Muhammet Kaçar’ın Tiflis’i yağmalaması Rusya’yı hayli öfkelendirmişti. Bunun üzerine başkent Peterburg’ta derhal güneye inmek için yeni bir yürüş planı hazırlandı. Planın hazırlandığı toplantıda, Kaçar’ın, Şirvan ve Bakü hanlığını da ele geçirebileceği endişeleri dile getirildi, Hazar kıyılarına ulaşarak Derbent üzerine tehdit oluşturması tahminleri öne sürüldü.

Bu nedenle müzakereler sonucunda 1796 yılının başlarında Valerian Zubov komutasında 30 binlik bir ordu hazırlanmasına ve güneye yürüşe başlanmasına karar verildi. Bu arada Rus ordusunun güneye doğru harekata başladığı haberini alan Ağa Muhammet Kaçar, bunun üzerine Aras Nehrinin güneyine çekilmek zorunda kaldı.

15 Mayıs’ta Derbent’in ele geçirilmesi üzerine Karabağ, Gence, Talış ve Şeki hanları, Rus karargahına elçiler göndererek Çarlık Rusyası’na tabi olduklarını açıkladılar. Ardından Bakü ve Guba hanları da aynı açıklamayı yaptılar. Böylece 1796 yılının Kasım ayına kadar Çarlık Rusyası, Derbent, Bakü, Guba, Şamahı, Şeki, Karabağ ve Gence hanlıkları üzerinde mutlak egemenliğini sağlamış oldu.25

Lakin II. Katerina’nın ölümünden sonra durum değişti. Tahta çıkan I. Pavel, bütün Rus ordularının güney Kafkasya’dan ayrılmasına karar verdi. Bunun üzerine Rus askerleri bölgeyi terkettiler. Rus askerlerinin bölgedek gitmesinden sonra Azerbaycan hanları yeniden İran tehditleri altında kaldılar. Özellikle Karabağ Hanı İbrahim Halil Han, İran Şahından tehdit dolu mektuplar aldı. Ağa Muhammet Kaçar ondan tahtı hemen oğluna bırakmasını ve Mekke ziyareti için hacca gitmesini talep ediyordu. Bu mektupların üzerinden çok geçmeden yeniden İran ordusu Karabağ topraklarına girdi.26 İbrahim Halil Han bu kez tek başına savaşamayacağına karar vererek Şuşa’yı terketti ve kuzeye, Car-Balaken bölgesine sığındı.

Ardından Rusya’nın kapısını çalarak elçisi Muhammed Kulu beyi Peterburg’a yolladı.

Karabağ elçisi Peterburg sarayında saygıyla ağırlandı. Sonra da 2 Mayıs’ta, I. Pavel’in ikili ilişkilerden memnun olduğuna dair bir fermanıyla geri döndü.27

İbrahim Halil Han’ın Çarlık Rusyası Himayesine Geçmeğe İkna Olması

Rus çarı I. Pavel 1801 yılında bir saray darbesi sonucu öldürüldü. Tahta çıkan oğlu I.

Aleksandr Güney Kafkasya siyasetinde mühim bir adım atarak 12 Eylül 1801’de, Doğu Gürcistan’ın Rusya’ya bağlanması hakkında bir manifesto açıkladı.28 Manifestoda II. Katerina dönemindeki Georgiyevski Anlaşması ve I. Pavel’in Doğu Gürcistan’la ilgili düşüncelerine

23 Ziya Bünyadov, Yusif Yusifov, age, s. 539.

24 Пётр Григорьевич Бутков, age, с. 346.

25 Кавказский Календарь На 1851 Год, Канцелярия Кавказского Наместника, Тифлис 1850, с. 48.

26 Tofig Mustafazade, age, s. 121.

27 АКАК, (Aкты Кавказскою Археографическую Комиссию), том 2, Типография Главнаго Управления Наместника Кавказскаго, Тифлис 1868, с. 1144. (AKAK- Aktı Kavkazskoyu Arheografiçeskoyu Komissiyu, tom 2, Tipografiya Glavnago Upravleniya Namestnika Kavkazskago, Tiflis 1868, s. 1144).

28 Полное Собрание Законов Россицской Империй: 1800-1801, том 26, Типография II Отделения Собственной Его Императорскаго Величества Канцелярий, Санкт Петербург 1830, с. 781-786. (Polnoye Sobraniye Zakonov Rossiyskoy İmperiy: 1800-1801, tom 26, Tipografiya II Otdeleniya Sobstvennoy Ego İmperatorskago Veliçestva Kantselyariy, Sankt Peterburg 1830, s. 781-786).

(8)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

206

Volume 10 Issue 7 October

2018

dikkat çekilerek bölgenin güneyden, doğudan ve batıdan tehditler altında bulunmasının kabul edilemez olduğu, Gürcü halkının bizzat Rusya’dan koruma talep ettiği, Rusya’nın ise aynı inancı paylaşan bu halkın isteklerine karşılık vermekten gurur duyduğu belirtilerek Doğu Gürcüstan’ın resmen Rusya’ya bağlandığı ilan edildi.

Çar I. Aleksandr Gürcüstan’ı yönetmek ve bölgede Rusya’nın siyasetini uygulamak için ertesi yıl Gürcü asıllı Rus generali Prens Pavel Sisianov’u, Kafkasya orduları genel komutanı olarak atadı. Onun tayini aslında Rusya’nın Azerbaycan hanlıklarını kesinlikle ele geçirmek istemesinin bir göstergesiydi. Gerçekten de öyle oldu. Nitekim Sisianov göreve başladığı ilk günden itibaren öncelikle Azerbaycan hanları üzerinde baskı oluşturdu, ardından da türlü bahaneler bularak ordusuyla hanlıkların topraklarına girdi.

Sisianov göreve başlamasıyla Azerbaycan hanlıklarıyla ilişkilerde metot olarak tehdit ve baskıyı benimsedi. Bu nedenle hanlardan gerçekleştirmeleri hayli zor olan değişik taleplerde bulundu. Bu taleplerin karşılanmayacağını bildiği için de, bununla şiddete başvurmaya zemin oluşturdu. Azerbaycan hanları bu şekilde tehdit ve baskılara uğrarken, İran ve Osmanlı ise onlara her hangi bir yardımda bulunamadı. Zira kendi içlerindeki sorunlarla uğraşıyorlardı.

Bunun farkında olan Rusya ise tehditleri daha da arttırıyordu.

Sisianov Karabağ Hanlığı’nın İran tarafından tehditler aldığından haberdardı. Bu yüzden bunu fırsat olarak değerlendirmeye çalıştı. Lakin öncelikle Gürcüstan’a komşu olan Car- Balaken bölgesini ele geçirmeğe karar verdi. Nitekim General Gulyakov komutasındaki Rus Ordusu 9 Mart’ta Balaken şehrine girdi. Ardından yürüşe devam ederek 29 Mart’ta Car bölgesinin tamamını ele geçirmeğe muvaffak oldu. Bu işin tamamlanmasından sonra Sisianov, Gence Hanı Cevat Han’a derhal kaleyi Rus ordularına teslim etmesi talebinde bulundu. Cevat Han bu talebi reddetti. Hal böyle olunca bizzat ordunun başında Gence Kalesini kuşatan Sisianov, 3 Ocak 1804’te kaleyi işgal etmeği başardı. Cevat Han ve oğlu öldürüldü.29

Gence’nin işgali diğer Azerbaycan hanlarına adeta bir gözdağı oldu. Nitekim Sisianov kalenin işğalından sonra komşu hanlıklara kayıtsız şartsız teslim olmaları çağrısı yaptı. Çağrı yapılan hanlıklardan biri de Karabağ Hanlığı oldu. Sisianov 8 Ocak 1804’te İbrahim Halil Han’a gönderdiği mektubunda, Gence’yi alması dolayısıyla Han tarafından kutlanmadığını dile getirerek, ondan Cevat Han’a ait olan hayvan sürülerini ve Gence Ermenilerinden yağmaladığı mülklerin derhal tarafına gönderilmesini talep etti.30 Ayrıca ona Rusya devletine sadakatli olduğunu kanıtlaması için Melik Cemşid Behram’ın büyük oğlu Astvasatur’la, torununu kendisine göndermesini söyledi.

Sisianov’un 4 Şubat’ta yazdığı diğer mektupta İbrahim Halil Han’ın ilk mektuba bir yanıt verdiği belli olmakla birlikte içeriği hakkında herhangi bilgi bulunmamaktadır. Lakin Sisianov’un söylediklerinden, bir önceki mektuptaki taleplerinin Han tarafından karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Buna çok kıza Sisianov, mektubunda şunları yazıyordu:

Sizin imzasız mektubunuzu aldım. Ama içinde size ait hiçbir şeyden bahsetmiyor, sadece şifahen bazı şeylerden söz ediyorsunuz. Ama böyle İran’a özgü politik davranışınızı siz de tıpkı Cevat Han gibi kanınızla ödeyeceksiniz. Sizden bana sadakat etmenizi ve bizim himayemize geçmenizi talep etmiyorum. Ayrıca siz İran’lıların dürüstlüğüne ümit etmenin, bir rüzgara ümit etmeğe eşdeğer olduğunu da biliyorum.

Sizden Gence Hanına mahsus olan hayvan sürülerini bize göndermenizi istiyorum....

Çok iyi biliyorum ki, Gence önlerinde olduğum zaman, korkunuzdan ağaçtaki bir yaprak

29 “Материалы Для Историй Закавказия”, Кавказ, 11 Августа 1851, с. 2-3. (“Materialı Dlya İstoriy Zakavkaziya”, Kavkaz, 11 Avgusta 1851).

30 АКАК, том 2, Н: 1416, с. 696.

(9)

Ramin SADIKOV

207

Volume 10 Issue 7 October

2018

gibi titriyordunuz. Gence’ye gelişim sırasında korkak bir tavşan ve kurnaz bir tilki gibi Şemşeddil’deki Andronikov’a aracılık yapması için adam yolladığınızdan da haberdarım. İnanın, sadece Gence’de bulunan ordum sizi mahvetmek için yeterlidir.

Zamanı gelince kalenize ulaşmak Rus ordusu için çok kolay olacaktır. Cevat Han da öyle diyordu, ama toprağı boyladı... Ben verdiğim sözü tutmasını çok iyi biliyorum. Bir sineğin kartalla konuştuğunu duydunuz mu hiç? Güçlünün doğal hakkı hükmetmektir.

Zayıf ise güçlüye boyun eğmek için yaratılmıştır. Velhasıl, iki hafta içinde sizden talep ettiğim hayvan sürüsünü ve Melik Cemşid’in oğlu Astvasatur ile torununu göndermenizi bekliyorum...31

Dikkat edilirse mektup oldukça sert ve aşağılayıcı bir üslupta yazılmıştı. Rus genel komutanı tehditler savurarak İbrahim Halil Han’dan birtakım taleplerde bulunuyor, ondan sadakat beklemediğini, sadece taleplerinin karşılanmasını istiyordu. Aslında ise Prens Sisianov, bütün Azerbaycan hanlarına yazdığı mektuplarda, onlardan karşılamaları güç birtakım taleplerde bulunarak işgal için zemin hazırlıyordu. Nitekim taleplerine olumsuz cevap verenlere, Gence Hanı Cevat Han’ı örnek olarak göstererek aynı akibetle yüzleşecekleri tehdidinde bulunuyordu.

Fakat bir süre sonra yazdığı tehdit mektuplarının işe yaramadığını anlayan Sisianov, bu yüzden 26 Mayıs 1804 tarihinde İbrahim Halil Han’a gönderdiği mektubunda bu kez daha yumuşak ifadeler kullanmaya özen gösterdi. Hatta taleplerinin hala karşılanmadığını, lakin bunu artık çok da önemsemediğini ve kendisini affettiğini dile getirerek, hanın belli şartları yerine getirmesi halinde hanlığın Rusya himayesine kabul edilebileceğini belirtti. Onun bahsettiği şartlarda, İbrahim Halil Han’ın Rusya’ya sağlam bir itaat bildirmesi, bu itaatin hanlığa elçi olarak gönderilen Rus memurunun önünde açıkça söylenmesi, Şuşa Kalesine Rus ordusu yerleştirmesi, Hanın büyük oğlunu emanet olarak Tiflis’e, Rus karargahına göndermesi ve itaatinin karşılığı olarak yılda 10 bin çervon32 para ödemesi yazılıyordu.33 Şartların yerine getirilmesi halinde İbrahim Han ve soyunun bütün haklarının korunacağı, Han olarak görevinin başında bulunacağı ve buna dair Rusya İmparatorundan kendisine ferman verileceği vaatediliyordu. Sisianov İbrahim Halil Han’dan sözlü olarak yanıt beklemediğini, kesinlikle yazılı mektup göndermesini Handan talep ediyordu.

Gence’nin Rusya tarafından işgali İran için “kırmızı çizginin” aşılması anlamına geldi. Bu nedenle 1804 yazında Rusya’ya savaş ilan etti. Savaşın başlamasıyla Sisianov ile İbrahim Halil Han arasındaki mektuplaşmalar kesildi. İran Şahı Fethali Şah, Çarlık Rusyası’nın Güney Kafkasya’daki operasyonlarından çok rahatsız olmuştu. Ona göre, Rusları durdurmak ve bölgeden atmak gerekirdi. Bu bağlamda hazırlıkları tamamladıktan sonra oğlu Abbas Mirza komutasındaki 50 binlik orduyu Aras’ın kuzeyine sevketti.

İki ordu 20 Haziran’da Eçmiadzin önlerinde karşılaştı. Meydana gelen şiddetli savaşta Ruslar kesin zafer kazandılar ve ilerleyerek Erivan Kalesini kuşattılar.34 Mağlubiyetten sonra takviye alan İran ordusu ise Rusları takip etmeyi sürdürdü. Bu kez Ruslar kuşatma altında tuttukları Erivan Kalesi önünde kendileri İran kuşatması altına düştüler.

Erivan Kalesi iki ay boyunca Rus kuşatması altında kaldı. Fakat sonbaharın yaklaşması işleri giderek zorlaştırmaya başladı. Diğer yandan o sırada Gürcüstan’da ve Azerbaycan’ın

31 АКАК, том 2, Н: 1417, с. 696.

32 Çervon, Çarlık Rusyası döneminde 5 veyahut 10 rublelik altın paraydı.

33 АКАК, том 2, Н: 1420, с. 697.

34 Василий Александрович Потто, Утверждение Русского Владичества На Кавказ, том 1, Типография Я. И.

Либермана, Тифлис 1901, с. 139-140. (Vasiliy Aleksandroviç Potto, Utverjdeniye Russkogo Vladiçestva na Kavkaz, tom 1, Tipografiya Y. İ. Libermana, Tiflis 1901, s. 139-140).

(10)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

208

Volume 10 Issue 7 October

2018

işgal altına düşmüş diğer bölgelerinde Rus yönetimi aleyhine isyanlar meydana geldiği haberleri duyuldu. Bu şartlar altında kale önünde beklemenin sakıncalı olduğuna karar veren Sisianov, İran ordusunun da dalgınlığından yararlanarak kuşatmadan kurtuldu ve Tiflis’e döndü.35 Böylece 1804 yılında İran ve Rusya arasındaki çatışmalar da bu şekilde sona ermiş oldu.

Araya kışın girmesi ve İran ordularının Aras’ın güneye çekilmesini fırsat olarak değerlendiren Prens Sisianov yeniden Karabağ Hanına mektuplar yazarak onu Rusya himayesini kabul etmeğe çağırdı. İbrahim Halil Han gerçekten zor bir seçim karşısındaydı.

Hem Rusya, hem de İran gibi büyük iki devlet varken bağımsız bir şekilde varlık göstermenin zor olacağını anlıyordu. Dolayısıyla iki devletten birini tercih etmesi gerektiğinin farkındaydı.

Rusya tarafı ona kendisi ve soyunun hanlık tahtında kalacağını vaat ediyordu. İran ise büyük ordularıyla her an kapısına dayanabilirdi. Böyle bir ortamda hızlı bir adım atması gerekirdi.

Sisianov 16 Ocak 1805’te İbrahim Halil Han’a bir mektup daha gönderdi. Mektupta Hanın, Gürcü asilzadesi İvan Corayev ve Mehmet Ağa aracılığıyla Rusya himayesine geçmek istemesini söylemesinden memnuniyet duyduğunu, hanlığın Rusya himayesine girmesiyle İran tehditlerinden korunacağını, Han ve evlatlarının ise hanlık yönetiminde huzur içinde yaşayacaklarını bildirdi. Mektubun sonunda her zaman verdiği sözü kesinlikle tuttuğunu ifade eden Sisianov, Fethali Şahın yaza doğru Karabağ’ı cezalandırmak üzere ordusuyla yola çıkabileceğini, bu yüzden Hanın derhal Rusya tabiyetini kabul etmesinin kendisi için kurtuluş olacağını vurguladı.36

Karabağ Hanlığı konumu itibariyle hem İran, hem de Rusya için stratejik bir öneme sahipti. Rusya’ya göre burası “Azerbaycan’a ve İran’a açılan kapı”ydı.37 İran’a göre ise

“Güney Kafkasya”yı elde tutmak için kilit bir noktadaydı.38 Dolayısıyla her iki devlet İbrahim Halil Han üzerinde baskı kurarak onu kendine çekmeğe çalışıyordu. Kuşkusuz İbrahim Halil Han, Erivan seferi dönüşü Sisianov’un yeniden yazdığı davet mektuplarını dikkate almak zorundaydı. Zira Gence’nin işğalı ve Cevat Han’ın başına gelenler onun gözünü çok korkutmuştu.

Aslında İbrahim Halil Han, Rusya himayesine sıcak bakıyordu. Fakat sarayda İran taraftarları çoğunluktaydı. Bu yüzden onun için seçim etmek oldukça zordu. Yine de saray ileri gelenlerinin fikrini sormak kararına geldi. Toplantı yapıldı, lakin saray ileri gelenleri Rusya himayesini kabul etmenin doğru adım olmadığına kanaat getirdiler.39 Dolayısıyla İbrahim Halil Han, sarayının kararına karşın sessiz kalmayı tercih etti.

Onun suskunluğu sürerken İran Şahı Fethali, Sisianov ile han arasındaki mektuplaşmadan haber almıştı. Bunun endişesiyle derhal Tahran sarayında rehine olan İbrahim Halil Han’ın oğlu Ebülfet Ağa’yı beş binlik bir orduyla Karabağ üzerine gönderdi. Ebülfet Ağa’nın elinde babasına ulaştırması için Fethali Şah’ın yazdığı bir mektup da vardı. Mektupta İbrahim Halil Han’dan büyük oğlunun şah sarayına emanet olarak gönderilmesi isteniyordu. Ayrıca Hanın Rusya ile herhangi bir anlaşma yapmaması vurgulanarak bunun karşılığında kendisinin ödüllendirileceği vaatediliyordu.40

35 АКАК, том 2, Н: 1246, с. 620

36 АКАК, том 2, Н: 1428, с. 699-700.

37 АКАК, том 2, Н: 1436, с. 703.

38 Tofig Mustafazade, Azerbaycan Rusiya Münasibetleri..., s. 261.

39 Tofig Mustafazade, Azerbaycan Hanlıklarının..., s. 128.

40 Николай Дубровин, История Войны и Владичества Русских на Кавказ, том 4, Типография И. Н.

Скороходова, Санкт Петербург 1886, с. 421. (Nikolay Dubrovin, İstoriya Voynı i Vladiçestva Russkih na Kavkaz, tom 4, Tipografiya İ. N. Skorohodova, Sankt Peterburg 1886, s. 421).

(11)

Ramin SADIKOV

209

Volume 10 Issue 7 October

2018

Lakin İbrahim Halil Han, İran sarayının bu vaatlerine inanmıyordu. Bu nedenle Karabağ’a yaklaşmakta olan oğlu komutasındaki orduyla savaşmaya karar verdi ve Şuşa Kalesi yakınlarında İran ordusunu mağlup etti. Mağlubiyet haberi İran sarayını şaşırtırken, Rus Genel Komutanı Sisianov aldığı zafer dolayısıyla İbrahim Halil Han’a tebrik mektubu yolladı. Ayrıca ona açıkça hangi tarafı seçeceğine bir an önce karar vermesini tavsiye etti.41

Hanlık merkezi olan Şuşa şehri İran sınırına sadece 80 verst mesafedeydi. Sisianov mağlup olan İran ordusunun yeniden geriye dönebileceğini tahmin ederek Binbaşı Dimitri Lisaneviç’i (1778-1825) İbrahim Halil Han’a gönderdi.42 Han ile görüşmesinde Dimitri Lisaneviç ona acele etmesini, Karabağ’ın sadece Rusya himayesine geçmekle İran tehditlerinden kurtulabileceğini söyledi. Ayrıca Rusya’ya bağlanmakla kendi hakimiyetini de sağlama almış olacağını hatırlattı.43 Sonunda bu vaatler İbrahim Halil Han’ın ikna olmasında mühim rol oynadı. Ama yine de son olarak sarayın görüşünü almayı düşündü.

Saraydaki müzakereler yaklaşık 5 gün boyunca sürdü. Birkaç kişinin dışında, toplantıya katılan beyler kesin bir dille Rusya tabiyetine geçmeği reddettiler. Fakat İbrahim Halil Han bu kez onların kararına uymadı. 21 Şubat tarihinde Binbaşı Dimitri Lisaneviç’le görüşmesinde ona Rusya tabiyetine geçmek istediğine dair karar verdiğini belirtti.44

Böylece İran’ın değil, Rusya’nın verdiği vaatlere inanmış, ikna olmuştu. Zaten başka yolu da kalmamıştı. Zira her iki devletin de açık hedefindeydi. Bu yüzden en az zarar geleceğini düşündüğü tarafı seçmek kararına varmıştı. Prens Sisianov onun kararını duyunca hayli memnun kaldı. Nitekim 14 Mart 1805’te gönderdiği mektubunda, Hanın kendisine sunulan tüm şartları kabul ederek Rusya himayesine geçmek istediğini sevinçle karşıladığını ifade etti.45

Kürekçay Antlaşması ve Karabağ’ın Çarlık Rusyası’na İlhakı

Prens Sisianov her ne kadar İbrahim Halil Han ile Gence’de görüşmek arzusunda olsa da Han bunu kabul etmemiş, bu nedenle Gence’ye yakın mesafede bulunan Kürekçay adlı yerde buluşma kararı alınmıştı. Mayıs ayının başlarında İbrahim Halil Han müzakereler yapmak üzere Kürekçay’da karargah kurmuş Sisianov’un çadırına gitti. Görüşmede oğullarından Muhammedhasan Ağa, Mehdikulu Ağa, Hanlar Ağa ve saray efradından bazı şahıslar da bulunuyordu. Diğer yandan kızının kocası ve kayınbiraderi olan Şeki Hanı Selim Han’ı da, Kürekçay’a davet etmişti. Tam o dönemde Selim Han da kendisine bir destek arıyordu. Zira kardeşini tahttan devirerek Şeki Hanı olmuş, ama kardeşi taraftarlarının ağır baskısı altında kalmıştı. Dolayısıyla kayınpederinin daveti üzerine derhal Kürekçay’a yollanmıştı.

Böylece 14 Mayıs 1805’te Kürekçay’da Rusya ile Karabağ Hanlığı arasında 11 maddelik bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre İbrahim Halil Han, Rusya İmparatorluğunun egemenliği altına girmeği kabul ederek bağımsız dış siyaset yapmayacağına, Çar hazinesine her yıl 8 bin çervon vergi vereceğine, Şuşa Kalesine 500 kişilik Rus ordusu yerleştireceğine, bu orduyu yiyecek ve yakacakla temin edeceğine, büyük oğlu Muhammet Hasan Ağa’nın evladı Şükürallahı da Tiflis’e emanet olarak göndereceğine söz verdi. Rusya ise karşılığında

41 Süleyman Eliyarlı, Azerbaycan Tarihi: Uzag Keçmişden 1870’ci İle Geder, Çırag Neşriyyatı, Bakı 2009, s. 589- 590.

42Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 3 Сентябрь 1855, с. 3. (Djamal Djavanşir Karabagi,

“Karabag”, Kavkaz, 3 Sentyabr 1855, s. 3).

43 Мирза Адигезаль Бек, age, с. 105.

44 Николай Дубровин, Закавказье от 1803-1806 года, Печатано в Типографий Департамента Уделов, Санкт Петербург 1866, с. 406. (Nikolay Dubrovin, Zakavkazye ot 1803-1806 Goda, Peçatano v Tipografiy Departamenta Udelov, Sankt Peterburg 1866, s. 406).

45 АКАК, том 2, Н: 1431, с. 701.

(12)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

210

Volume 10 Issue 7 October

2018

İbrahim Halil Han ailesinin hanlığın yegane varisleri olduğunu, lakin hanlıktaki her değişiklikte Çarın bunu onaylaması gerektiğini, hanlığın iç işlerine asla karışılmayacağını, Tiflis’te ikamet edecek Hanın torunu için günlük 10 gümüş ruble para harçlık vereceğini ve hanlığı dış tehditlerden koruyacağını taahhüt etti.46

Anlaşmanın ardından Prens Sisianov sonucu 22 Mayıs’ta Rus Dışişleri Bakanı olan Prens Adam Çartoriyski’ye bir raporla bildirdi. Raporda kılıç kullanmadan ve savaş yapmadan 85 yaşındaki İbrahim Han’la anlaşmaya vardığını, Karabağ hanlığını Rusya himayesine kabul ettiğini vurguladı. Karabağ’ın konum olarak Azerbaycan’a ve dolayısıyla İran’a açılan kapı olduğundan bahseden Prens Sisianov, bu anlaşmayla Gürcistan’ın, Bakü’ye yakınlaştığını ve yıl sonuna doğru Bakü’ye yürüş yapmayı planladığını ifade etti.47

Aslında bu anlaşma ile Rusya, Karabağ Hanlığını bir devlet gibi tanımış oluyordu.

Dolayısıyla Kürekçay Anlaşması iki devlet arasında bağlanmış bir ittifak şeklinde görülmektedir. Diğer yandan anlaşmada verilen sözlerin tutulacağı kaydı vardı. Yani her iki devlet karşılıklı şekilde ilişkilere dikkat edecekti.

Karabağ Hanlığı gerçekten anlaşmaya sonuna kadar sadık kaldı. Gerek vergilerin ödenmesi, gerekse de Rusya’dan başka hiçbir başka devletle irtibat kurmaması kuralını sonuna kadar yerine getirdi. Lakin Rusya’nın aynı hassasiyeti gösterdiğini söylemek mümkün değildir.

Hatta anlaşmanın ikinci maddesinde verdiği söze rağmen Karabağ’ı dış tehdide karşı korumakta zafiyet göstererek anlaşma şartını ilk günlerden itibaren bozan taraf Rusya oldu.

Nitekim anlaşmanın duyulması üzerine Karabağ’a sokulan 10 binlik İran ordusuna karşı hanlığı korumak konusunda zafiyet gösterdi.48 Bunun sonucunda İran güçleri az saydaki Rus ve Karabağ kuvvetlerini mağlup ederek Şuşa şehrine girdiler, büyük bir tahribat yaptılar.

İran ordusunun Karabağ topraklarına girmesi üzerine İbrahim Halil Han torununu Tiflis’e göndermedi. Gerekçe olarak da yolların kapalı olduğunu söyledi.49 Sisianov bundan dolayı ona kızarak samimiyetinden kuşkulandığını belirtti. Ayrıca Binbaşı Dimitri Lisaneviç’in verdiği raporlara göre, İran ordusuna karşı direnmek için Hanın pek bir çalışma yapmadığını, alınan mağlubiyette asıl suçun Karabağlılarda olduğunu vurguladı.50 Daha sonra yazdığı birkaç mektupta da İbrahim Halil Han’ı torununu kasıtlı olarak göndermediğini iddia ederek onu suçlamayı sürdürdü. Hatta 24 Temmuz’da yazdığı bir mektubunda onun davranışlarından kuşkulanmaya başladığını dile getirirken, 17 Ağustos’ta ise onu yalan söylemekle, verdiği sözü tutmamakla ve çevresindekilerin etkisinde kalmakla eleştirdi. Mektubun sonunda ise, “Bu davranışlarınızla hanlık tahtını kaybedebilirsiniz. Zira Rusya İmparatorluğu ne eşkiyalığa, ne de eşkiyalara tahammül edecek değil.” diye tehditler savurdu.51

Görüldüğü gibi her ne kadar anlaşma yapılmış olsa da taraflar arasında büyük bir güvensizlik vardı. Nitekim bu güvensizlik anlaşmadan bir yıl sonra İbrahim Halil Han ve ailesinin öldürülmesiyle sonuçlandı. Aslında 10. Maddede anlaşmanın süresiz olduğu ve hiçbir değişikliğe uğramayacağı belirtilmişti. Halbuki 1806 yılında İran ordusunun yeniden Karabağ önlerinde görülmesi üzerine Şuşa’daki Rus birliği komutanı Binbaşı Dimitri Lisaneviç, İbrahim Halil Han’ın davranışlarından şüphe etmeğe başladı ve ondan derhal İran ordusuna karşı savaşmasını talep etti. Lakin Hanın elinde 20 binlik orduya karşı savaşacak bir güç yoktu.

Oysa Rus komutan İbrahim Halil Han’ın bu tavrını, Şuşa’yı İran ordusuna teslim etmeğe

46 АКАК, том 2, Н: 1436, с. 705.

47 АКАК, том 2, Н: 1437, с. 705-707.

48 Tofig Mustafazade, Azerbaycan Hanlıklarının..., s. 130.

49 АКАК, том 2, Н: 1445, с. 709.

50 АКАК, том 2, Н: 1447, с. 709-710.

51 АКАК, том 2, Н: 1466, с. 717.

(13)

Ramin SADIKOV

211

Volume 10 Issue 7 October

2018

çalışmak olarak yorumladı. Diğer yandan İbrahim Halil Han, şehrin kuşatma altında olmasından dolayı ailesini daha güvenli bir yer olan Hankendin’e götürdü. Fakat onun bu hareketi Binbaşı Dimitri Lisaneviç’in kuşkularını daha da arttırdı. Bunun üzerine Dimitri Lisaneviç’in emriyle Rus birliği Hankendi’ne baskın yaptı. Açılan ateşler sonucunda İbrahim Halil Han ve ailesi öldürüldü.52

Aslında bu olay Rusya’nın Azerbaycan hanlıklarına karşı ne türlü düşmanlık beslediğini, karşılıklı saygıya dayalı değil, güçlünün zayıfı ezmesi ve yok etmesi şeklinde bir siyaset benimsediğini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Nitekim İbrahim Halil Han ve ailesinin katledilmesi Rusların Güney Kafkasya’daki siyasetlerinin acı bir kanıtı olarak tarihe geçmiştir.

Tabii dönemin Rus kaynakları bu olaydan İbrahim Halil Han’ı suçlu bulmuş, onun açıkça Rusya İmparatorluğuna ihanet ettiğini iddia etmişlerdir.53

Oysa olaydan hemen sonra Binbaşı Dimitri Lisaneviç’in görevden alınması ve askeri mahkemede sorguya çekilmesi, yerine ise Tuğgeneral Petr Fedoroviç Nebolsin’in (?- 1810) atanması Rus kaynaklarının iddialarını çürütmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla Rus yönetimi de meydana gelen bu olaydan rahatsız olmuştur. Aksi halde Binbaşı Dimitri Lisaneviç derhal görevinden alınmazdı. Diğer yandan Karabağlı bazı beyler soruşturma sırasındaki ifadelerinde Lisaneviç’in Hana karşı kötü davrandığından ve bu tavrıyla Karabağ halkının nefretini kazandığından söz etmişlerdir.

Yalnız Binbaşı Dimitri Lisaneviç soruşturma sonrasında askeri mahkemece aklandı.54 Rus yönetimi bu olaya rağmen onu açıkça suçsuz bulmadı ve anlaşmayı hiçe sayarak fevri şekilde davranmasını, Hanı ailesiyle beraber öldürmesini önemsemedi. Sonuçta İbrahim Halil Han, İran tehdidinden korunmak için “güvenli liman” diye sığındığı Rusya tarafından öldürülmüş oldu.

Onun öldürülmesi sonrasında Şeki hanı Selim Han isyan ederek Rus birliklerini şehirden kovdu. Ardından neden isyan ettiğiyle ilgili Rus albayı Karyagin’e yazdığı mektupta, İbrahim Halil Han ile beraber kendilerini Rusya’ya teslim ettiklerini, lakin Ruslar tarafından açıkça ihanete uğradıklarını dile getirdi.55 Selim Han’ın bu sözleri bile Çarlık Rusyası’nın Azerbaycan hanlıklarına karşı münasebette, sadece emperyal siyasi yaklaşımının bir göstergesidir. Nitekim hanları yanına çekmek için vaatler vermesine rağmen, vaatleri ilk bozan taraf da Ruslar oldu.

Bunun en büyük sebebi ise Azerbaycan’ı tamamen ele geçirmek, bu yolda karşılarında her hangi bir güç görmek istememeleriydi.

Sonuç

Karabağ Hanlığı yerleştiği konum itibariyle stratejik bir noktadaydı. Bu yüzden hem İran, hem de Rusya bölgeye sahip olmak için kıyasıya mücadele ediyorlardı. Rusya’ya göre Karabağ, “Azerbaycan’a ve İran’a açılan kapı”ydı. İran’a göre ise “Güney Kafkasya”yı elde tutmak ve Rusları bölgeden uzaklaştırmak için önemli bir mevkideydi. Dolayısıyla her iki devlet Karabağ Hanını ikna etmeğe, vaatler ve baskılarla onu kendilerine çekmeğe çalışıyorlardı.

Karabağ Hanı İbrahim Halil Han’ın önceliği ise tahtını kaybetmemek ve soyunun Han olarak devam etmesiydi. Onun bu yaklaşımına İran değil, Rusya olumlu karşılık veriyordu.

Tabii Rusya bunu taktiksel olarak yapıyordu. Nitekim aradan bir yıl geçince İbrahim Halil

52 Николай Дубровин, История Войны и...” том 5, Склад Издания У. В. А. Березовскаго, Санкт Петербург 1887, с. 43.

53Age, s. 42.

54 Василий Александрович Потто, age, с. 241.

55 Николай Дубровин, История Войны и...” том 5, с. 59.

(14)

Karabağ Hanlığının Çarlık Rusyası’na İlhakı

212

Volume 10 Issue 7 October

2018

Han’ı öldürerek hanlığı tamamen ele geçirmesi ve aynı zamanda Kürekçay Anlaşmasını da bozması bunun bir göstergesiydi.

İbrahim Halil Han’ın öldürülmesi Çarlık Rusyası’nın Azerbaycan Hanlıklarına karşı tavrının nasıl olduğunu açıkça göstermektedir. Nitekim Rusya, kendi emperyal amaçları doğrultusunda hanlıklarla münasebette karşılıklı saygıya dayalı değil, güçlünün zayıfı ezmesi ve yok etmesi şeklinde bir siyaset benimsemiştir. Nitekim bu siyasetin sonucunda, aynı zamanda ordu gücü ve teknolojik üstünlüğü sayesinde Rusya, hem Karabağ Hanlığını, hem de diğer hanlıkları egemenliği altına almıştır. İbrahim Halil Han’ın öldürülmesinden sonra yerine oğlu Mehdi Kulu Han geçmiştir. Fakat o da tahtta fazla kalamamış, 1822 yılında hanlığı terkederek İran’a sığınmıştır. Bunun üzerine Karabağ Hanlığı tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Kaynakça

Yayınlanmış Arşiv Belgeleri

АКАК- Aкты Кавказскою Археографическую Комиссию, том 2, Типография Главнаго Управления Наместника Кавказскаго, Тифлис 1868. (AKAK- Aktı Kavkazskogo Arheografiçeskoyu Komissiyu, tom 2, Tipografiya Glavnago Upravleniya Namestnika Kavkazskago, Tiflis 1868)

Полное Собрание Законов Россицской Империй: 1800-1801, том 26, Типография II Отделения Собственной Его Императорскаго Величества Канцелярий, Санкт Петербург 1830. (Polnoye Sobraniye Zakonov Rossiyskoy İmperiy: 1800- 1801, tom 26, Tipografiya II Otdeleniya Sobstvennoy Yego İmperatorskago Veliçestva Kantselyariy, Sankt Peterburg 1830).

Gazeteler

“Взятие Тифлиса Ага Мухаммед Ханом”, Кавказ, 15 Ноября 1850. (“Vzyatiye Tiflisa Aga Muhammed Hanom”, Kavkaz, 15 Noyabrya 1850)

“Материалы Для Историй Закавказия”, Кавказ, 11 Августа 1851. (“Materialı Dlya İstoriy Zakavkaziya”, Kavkaz, 11 Avgusta 1851)

Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 20 Августа 1855. (Djemal Djavanşir Karabagi “Karabag”, Kavkaz, 20 Avgusta 1855).

Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 27 Августа 1855. (Djemal Djavanşir Karabagi, “Karabag”, Kavkaz, 27 Avgusta 1855).

Джамал Джаваншир Карабаги, “Карабаг”, Кавказ, 3 Сентябрь 1855. (Djemal Djavanşir Karabagi, “Karabag”, Kavkaz, 3 Sentyabr 1855).

Kaynak Eserler

АДИГЕЗАЛЬ БЕК, Мирза, Карабаг- Наме, Издательство Академия Наук Азербайджанской ССР, Баку 1950. (Adıgezal Bek, Mirza, Karabag-Name, İzdatelstvo Akademiya Nauk Azerbaydjanskoy SSR, Baku 1950).

БУТКОВ, Пётр Григорьевич, Материалы Для Новой Историй Кавказа с 1722 по 1803 год, том 2, Типография Императорской Академий Наук, Санкт Петербург 1869. (Butkov, Petr Grigoryeviç, Materialı Dlya Novoy İstoriy Kavkaza S 1722 Po 1803 God, tom 2, Tipografiya İmperatorskoy Akademiy Nauk, Sankt Peterburg 1869).

Referanslar

Benzer Belgeler

Tüm bunlara rağmen Rusya Federasyonu Başkanı Vladamir Putin’in 15 Eylül 2001 tarihinde Ermenistan’ı ziyareti sırasında, Başkan Koçaryan’ın kendisine

 Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında

Rusların Taşkent’i işgal etmek için Hokand’a karşı savaştığı dönemde bile Buhara Han’ı Emir Muzaffer, Hokand şehrini kuşatmakla meşguldü (Hayit, 1995:

Bunlar dik- kate al ı nd ığı nda, kasaplann hayvan kesme fillinin kendilerinde bir ruhsal doyum yolu oldu ğ unu, latent agresiv dürtülerini bu yolla tatmin ettiklerini söy-

ı rollerini Hüseyin Kemal­ le Talât ve ikiz uşak rollerini Hâzımla Vasfi Rıza oynuyorlar­ dı.. Delikanlıların babası

Belirtilen amaç doğrultusunda çalışmada, İzmir ilinin Kemalpaşa ilçesinde kiraz üreticileri üzerine yapılmış bir anket çalışmasından elde edilen verilerden

Gürültü Yönetmeliği Madde 10’a göre, işveren, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin 10 uncu ve 12 nci maddelerinde belirtilen hususlarla birlikte, işyerinde en

Araplar Arab-ı Bâkiye ve Arab-ı Bâdiye (Bâide) olarak ikiye ayrılır. 114 Ancak yaygın tasnife göre Araplar, el-Ârîbe ve el-Müsta’ribe şeklindeki ayrıma tabi