• Sonuç bulunamadı

(1)Kıyı erozyonu Göksu Deltası Kuş Cenneti'nde devam ediyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)Kıyı erozyonu Göksu Deltası Kuş Cenneti'nde devam ediyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kıyı erozyonu Göksu Deltası Kuş Cenneti'nde devam ediyor. Bilim insanları besin zincirleri yok olunca kuşların göç yollarını değiştireceğinden endişeli.

Avrupa ve Orta Doğunun en önemli sulak alanlarından biri olan Silifke Göksu Deltası Kuş Cenneti tehlikede.

Bilim insanları 16 yıldan bu yana özel çevre koruma bölgesi kapsamında olan kuş cennetinde artık göçmen kuşların görülmediklerine dikkat çekiyorlar. Deltada barınan, kışlayan, üreyen ve dinlenen göçmen kuşların gelmeyeceğinden endişeli olan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Doç.

Dr. Bedii Cicik, Göksu Deltası'nın diğer sulak alanlar gibi; atıklarla kirletilmesi, yerleşim amacıyla doldurulması, kurutularak tarıma açılması gibi nedenlerden dolayı bir süre sonra yok olabileceğini ve hatta çölden farksız bir ortama dönüşebileceğini söyledi.

Göksu Deltası'nın, Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Cicik, deltadaki sazlık, bataklık ve göllerin toplamının 2 bin 130 hektar olduğu bilgisini de vererek, deltada 6 endemik, 38 de nesli tükenme tehlikesi karşı karşıya olan bitki türünün yanı sıra 34 adet sürüngen ve amfibi türü bulunduğunu anlattı.

Bugüne kadar bölgede 302 kuş türü belirlendiğini hatırlatan Cicik, Avrupa kıtasında toplam 500 kuş türü olduğu göz önüne alındığında da Göksu Deltası'nın öneminin açıkça ortaya çıkacağını savundu. Cicik, iklim koşullarının uygun olması, birçok kuş türü için beslenme, barınma, kışlama ve üreme bağlamında farklı habitatlar içermesinin yanı sıra kuzey-güney göç yolu üzerinde bulunmasının da Göksu'nun kuşlar açısından Avrupa ve Ortadoğu'nun en önemli sulak alanlarından biri olarak öne çıktığını söyledi.

Cicik bölgenin küçük karabatak, tepeli pelikan, yaz ördeği ve büyük orman kartalı gibi nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri de bünyesinde barındırdığını dile getirdi. Balaban, gece balıkçılı, turaç, bataklık kırlangıcı gibi türlerin de başlıca üreme alanı iken yine balıkçıl, gri balıkçıl ve bataklık su tavuğu gibi türlerin kuluçka dönemlerine ev sahipliği yapıyor.

Cicik, biyolojik çeşitliliği fazla olan bu sulak alanların için en önemli tehditlerin; tarım alanı açmak amacıyla kurutma, sulak alanları doldurarak yerleşime açma, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklardan kaynaklanan kirlilik olduğunu dile getirdi. Cicik, "Bu durumun en güzel örneği Amik Gölü'nde yaşanmıştır. Gölün tarımsal amaçlı kullanılmak üzere kurutulması, kuş türlerinde önemli azalmaya neden olmuştur. Amik Gölü'ne özgü bir kuş türü olan yılan boyunun neslinin tükenmesi buna örnek olarak verilebilir. Deniz kıyısı sulak alanlarını oluşturan nehir ağzı, delta ve lagün gibi alanları tehdit eden bir diğer faktörde; kıyı yapısının fiziksel olarak değişmesidir. Yerleşim amaçlı sağ kıyıların doldurulması, kıyısal su dolaşımını bozmakta bu da biyolojik üretkenliği etkileyerek, ekonomik ve ekolojik zararlara neden olmaktadır" diye konuştu.

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur ise Göksu Nehri'nde ve Paradeniz Lagünü çevresinde çok sayıda bilimsel araştırma ve proje yaptıklarını, bölgenin çevresel tehdit altında olduğunu belirtti.

Göksu Nehri'nin suyu azaldıkça, denizin yükselmesi ve Paradeniz Lagünü'ne doğru deniz suyu hareketinin söz konusu olduğunu vurgulayan Kumbur, ''Göksu Nehri dikkatli kullanılmazsa ve doğal yapı muhafaza edilmezse, deniz suyunun iç kısımlara doğru ilerlemesi kaçınılmaz. Bu duruma dikkat edilmez ve önlem alınmazsa, ilerleyen tarihlerde kuşlar göç yollarını değiştirecilecek. Besin zincirlerini kaybeden kuş türleri bir daha önemli bir konuma sahip olan Göksu Deltası kuş cennetine uğramayacak." dedi.

Silifke Sulama Birliği Başkanı Mehmet Kaplan ise açıklamasında, "Paradeniz Lagünü'nün Akdeniz'e kıyısı olan Keçi Adası mevkiinde dalgaların Keçi Adası'nı aşıp Paradeniz lagününe girmeye devam ediyor. 40 yıl önce 350 metre genişliği olan Keçi Adası'nın şu anda 350 metre genişliğindeki kumsalını deniz götürdüğü gibi, kıyı, lagünün içine taşınmıştır. 350 metre genişliğinde 5 bin 300 metre uzunluğunda 2 bin dönüm araziyi deniz almıştır. Böylece kıyı alanı korunamadığı gibi habitatlar da yok olmuştur.Deniz toprağımızı alıyor arkasından sadece bakıyoruz. Mahmuz veya tomruk sistemi uygulanmazsa önümüzdeki kış aylarında deniz Paradeniz kıyı şeridini yok edeceği gibi Hurma Mahallesi ve Akgöle dayanacak. Dolayısıyla 'Silifke Ovası denizden gelen suyun altında kalarak söz konusu alan

(2)

çoraklaşıp çöl haline gelecektir." dedi.

Yaşanan kıyı erozyonu engellemek için Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu bölgese incelemelerde bulunacak.

NTVMSNBC-18 Ekim. 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Muyan ve filmin birinci asistanı Arzu Çelebi bu film için çok çalıştılar.. - Film için 22 mekan, birçok façade ve bir de

O sırada Nuh bin Nasrı Samaniyi tedavi ettiğinden ona intisap ederek Sasanî Miilûküne mah­ sûs büyük kütüphane emrine verilmiş ve İbni Sina hariçte

Deney ve kontrol grubunda kavram karikatürleri ve kavramsal değişim metinleri ile çalışma yapıldıktan sonra her iki gruba da Başarı Son Testi, Kalıcılık Testi ve

Yani, “siz bu ifli çok iyi yap›yorsunuz, ancak ay›rabilece¤i- miz kaynak bu kadar, bununla idare misiniz” gibi sözlerin motivasyonlar›n için çok önemli oldu¤unu

“ Sinema ve Video Yasa Tasarısı” önemli bazı eksikliklerine karşın, şimdilerde bir umut ışığı.... Bu konuda kimileri

Bel Ii başlı gelir kaynağı Elhamra sinemasıdır; fakat o, itiraf et­ meli ki, gelir bakımından umu­ lan dereceye erişememiştir Eğer daha büyük imkânlara

Uzay Merkezindeki meslektaşları, 2014 ve 2016 yılları arasında Uluslararası Uzay İstasyonunda (ISS) LED aydınlatma içeren bitki büyütme odalarında, özellikle uzayda