Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), İzmir Gaziemir’deki kurşun fabrikasının arazisine gömdüğü radyoaktif kirliliğin kaynağı olan ‘europium’ elementiyle ilgili üst üste açıklamalar yaptı. Açıklamaların hiçbirinde fabrikada tespit edilen atom izotopu europium 152’nin (Eu 152) nereden ve nasıl (ülke, firma, reaktör, kaynak) geldiğine dair bilgi yer almadı. TAEK, tesiste tespit ettiği europium’un nereden geldiğini ‘tespit edememekle birlikte’ dünyada nerelerde kullanıldığını belirtti: Nükleer denizaltılar. Türkiye’nin nükleer denizaltısı olmadığına göre, bu durum, maddenin dış kaynaklı olduğunu düşündürttü.
Nükleer Fizikçi Prof. Hayrettin Kılıç ise uyardı: “Nükleer sayılmayan bu izotoplar, bacalardan, yeraltı sularından besin zincirine girdiğinde 10 yıl boyunca yerleştikleri organlarda radyasyon yayarak kanserojen etki yaratıyor. Europium maddesi ısının yükselmesi ile havaifişek gibi yanarak patlar. Gaziemir’deki fabrika arazisinde toprak altından çıkan dumanlar, sıcaklığın yükselmesi ile eu maddelerinin yandığının işareti olabilir.”
Prof. Dr. Tolga Yarman da İzmir Gaziemir’deki skandalla ilgili olarak Europium 152 izotopunun neden izinin sürülmediğini, neden savcılığa suç duyurusunda bulunulmadığını ve neden MİT’e bu durumun bildirilmediğini sormuştu.
Bu maddelerin kaynağının bilinmemesinin önemli bir sorun olduğunu belirten Prof. Kılıç da europiumun nükleer reaktör sanayiinin dışında renkli TV ve bilgisayar ekranlarında kullanıldığını söyledi. Ancak İzmir’deki tesiste 110 tonluk cürufta radyoaktif kirlenme olması için milyonlarca TV’nin eritilmesi gerektiğini vurguladı.
Amerika’da yaşayan Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç’ın verdigi bilgiye göre eu maddesinin çevreye
yayılması durumunda tarım alanlarının üst toprağına yapışıyor: “Bu izotoplar 10 yıl boyunca yerleştikleri organlarda radyasyon yayarak ciğer, kemik ve böbrek kanserine sebep oluyor.”
‘Başka izotoplar da vardır’
Prof. Kılıç, Eu 152 ve 154’ün tek başına bulunamayacağını, mutlaka başka atom izotoplarının da bulunması
gerektiğini belirterek TAEK’e sordu: “EU-152 ve EU-154 izotoplarının tespiti için yaptığınız analizlerde başka hangi izotopları tespit etiniz? Neden bugüne kadar bütün analiz neticelerini açıklamadınız?”
Nükleer kontrole tabi değilmiş!
Gaziemir’deki fabrikaya verilen izinlerin ‘kendi sorumluluklarında olmadığını’ savunan TAEK’ten yapılan
açıklamada şöyle denildi: “Tesiste radyoaktif kirlenmeye neden olan europium bir nükleer madde değildir ve nükleer yakıt olarak kullanılması söz konusu değildir. Nükleer santrallarda yakıt olarak kullanılabilen nükleer maddeler uranyum, toryum ve plütonyumdur. Bu kapsamda, europium elementinin geçmişte nükleer tahrikli denizaltılar gibi bazı özel tasarımlarda kontrol çubuğu malzemesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Europium nükleer madde olmadığından nükleer maddelere ilişkin kontrol prosedürlerine tabi değildir.”