TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Sabahattin ONĞUN tarafından hazırlanan " Okul Yöneticilerinin Seçme ve Yetiştirme Uygulamalarına Yönelik Öğretmen Görüşleri" başlıklı Tezsiz Yüksek Lisans Projesi tarafımdan okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından Tezsiz Yüksek Lisans Projesi olarak kabul edilmiştir.
Yard. Doç. Dr. Fatma ÇOBANOĞLU Danışman
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun
…...….……...….. tarih ve …..…...….. sayılı kararıyla onaylanmıştır.
Prof. Dr. Ramazan BAŞTÜRK Enstitü Müdürü
ETİK BEYANNAMESİ
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;
Tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,
Görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu,
Başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,
Atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,
Kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı,
Bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversitede veya başka bir üniversitede başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim.
TEŞEKKÜR
Bu projenin hazırlanmasında desteğini esirgemeyen danışmanım Yard. Doç. Dr. Fatma ÇOBANOĞLU başta olmak üzere, Prof. Dr. Ramazan BAŞTÜRK'e, Eğitim Bilimleri Enstitüsü akademik kadrosuna ve diğer çalışanlarına, Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, okullarında görüşme yapmama izin veren okul yöneticilerine, bana zaman ayırıp görüşme yapan Merkezefendi ilçesindeki ilkokullarda çalışan değerli meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.
ÖZET
Araştırmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yöneticisini seçme ve
yetiştirme uygulamaları üzerine, ilkokul öğretmenlerinin görüşlerini betimlemektir. Araştırma, tarama modelinde yürütülmüş olup araştırmanın çalışma grubunu, Denizli Merkezefendi ilçesindeki ilkokullarda görev yapan toplam 20 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler, öğretmenlerin okul yöneticilerinin nasıl seçildiğine ve yetiştirildiğine, nasıl seçilmesi ve yetiştirilmesi gerektiğine ve okul yöneticilerinden performans beklentilerine dair görüşleri olarak dört bölümde ele alınmıştır. Araştırmaya katılan eğitimciler okul yöneticilerinin göreve başlamadan önce yetiştirilmediğini düşünmektedirler. Okul yöneticilerinin öğretmen olması, yani öğretmenler arasından seçilmesi, belli bir süre öğretmenlikten sonra merkezi bir sınavla seçilmesi ve göreve başlamadan önce staj yapmalarının faydalı olacağı görüşü ağırlıktadır. Okul yöneticilerinin performans beklentileri eğitimcilerden gelen görüşler doğrultusunda kişilik özellikleri, iletişim becerileri, teknik yeterlilik ve öğretimsel liderlik olmak üzere dört grupta incelenmiştir.
ABSTRACT
The aim of the research is to describe primary school teachers’ views about practices of Ministry of Education’s selection and education of school adminastrators. Research is carried out as a screening model and totally 20 teachers working at primary schools in Denizli Merkezefendi district constitute the working group of the research. As a data collecting tool, semi-structured interview form is used. Data is dealt in four parts as teachers views about how school adminastrators are selected and trained, how they should be selected and trained and their expectations of school adminastrators’ performances. Trainers who attend the research think that school adminastrators are not trained before they are assigned. Views about school administrators should be a teacher that is should be selected among teachers, they should be selected with a central exam after being a teacher for a length of time and undergoing training before assigned will be beneficial are dominated. The views of trainers about expectations of school adminastrators’ performance are examined in four parts such as personality characteristics, communication skills, technical competence and educational leadership.
İÇİNDEKİLER
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU ... iii
ETİK BEYANNAMESİ ... iv TEŞEKKÜR ... v ÖZET ... vi ABSTRACT ... vii İÇİNDEKİLER ... viii TABLOLAR LİSTESİ ... ix ŞEKİLLER LİSTESİ ... ix BİRİNCİ BÖLÜM: GİRİŞ... 1 1.1. Problem Durumu ... 2 1.2. Problem Cümlesi ... 5 1.3. Alt Problemler ... 6 1.4. Araştırmanın Önemi ... 6 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 6 İKİNCİ BÖLÜM: ALANYAZIN TARAMASI ... 7 2.1. Kavramsal Çerçeve ... 7 2.1.1.Yönetim ... 7 2.1.2. Yönetici ... 8 2.1.3. Eğitim Yönetimi ... 8 2.1.4. Okul Yönetimi ... 9
2.1.5. Eğitim Yöneticisinin Yeterlilikleri ... 9
2.1.6. Türkiye'de Okul Yöneticisi Seçme ve Yetiştirme Anlayışları ... 11
2.1.7. Son 11 Yılda Çıkan Yönetici Görevlendirme Yönetmeliklerin Değerlendirilmesi ... 12
2.2. İlgili Araştırmalar ... 17
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ... 27
3.1. Araştırma Modeli ... 27
3.2. Çalışma Grubu ... 27
3.3. Veri Toplama Araçları ... 27
3.4. Verilerin Analizi ... 28
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: BULGULAR VE YORUM ... 30
4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum ... 30
4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum ... 31
4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum ... 35
4.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum ... 41
5.1. Tartışma ve Sonuç ... 51
5.2. Öneriler ... 52
KAYNAKLAR ... 54
EKLER ... 57
Ek A: Araştırma İzin Belgesi ... 57
EK B: 6 Ekim 2015 Tarihli MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik ... 60
EK C: Yönetici Değerlendirme Formu ... 71
EK D: Sözlü Sınav Formu ... 72
Ek E: Özgeçmiş ... 73
TABLOLAR LİSTESİ Tablo 2.1. 2004 Yılından İtibaren Çıkan Yönetmelikler ve Kısa Özetleri ………….….…13
Tablo 3.1. Öğretmenlerin Kişisel Bilgileri ...28
Tablo 4.1.Birinci Sorunun Kategorileri ...30
Tablo 4.2. Okul Yöneticilerinin Öğretmenlere Göre Yetiştirilme Durumları ………32
Tablo 4.3.Öğretmen Görüşlerine Göre Yönetici Seçim ve Yetiştirme Modelleri Tablosu.36 Tablo 4.4. Okul Yöneticisinden Beklentiler Kodları ………..………... 42
Tablo 4.5.Okul Yöneticisinde Olması Gereken Kişilik Özellikleri Kategorisi……... 43
Tablo 4.6.Okul Yöneticisinde Olması Gereken İletişim Becerileri Kategorisi …………. 45
Tablo 4.7.Okul Yöneticisinde Olması Gereken Teknik Bilgi Kategorisi ………...…….. 46
Tablo 4.8.Okul Yöneticisinde Olması Gereken Öğretimsel Liderlik Kategorisi …....….. 48
ŞEKİLLER LİSTESİ
BİRİNCİ BÖLÜM: GİRİŞ
Eğitim, insanı değiştiren, geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bir süreçtir. İnsana, eğitimin verildiği önemli kurumlardan biri de okullardır. Okullar da yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Okulun amacına ulaşmasında, etkili, verimli olmasında yöneticilerin rolü büyüktür. Bu yüzden Aktepe’nin (2014, s.90) de belirtiği gibi gelişmiş ülkelerde, iyi yetişmiş bir okul yöneticisinin önemi gün geçtikçe daha da artmakta ve bugün artık, okul yöneticiliğinin son derece kritik bir görev olduğu dile getirilmektedir. Altın ve Vatanartıran (2014, s.18) değişimin hızlı olduğu günümüzde okulları başarılı bir biçimde gelecek yüzyıla taşıyacak olan yöneticilerin okulu ve toplumu çok iyi anlamaları, okulun başarılı olabilmesi için liderlik yapmaları ve sürekli olarak da kendilerini geliştirmeleri gerektiğini söylemektedir.
Bursalıoğlu’na göre (2005) (akt. Aktepe, 2014, s.90) okul yönetiminin önemi, okulu amaçlarına uygun olarak yaşatma hedefinden kaynaklanmaktadır. Okul yöneticisinin bunu gerçekleştirebilmesi için de okuldaki insan ve madde kaynaklarını en verimli biçimde kullanmasını bilmesi gerekmektedir. Okul yöneticisinin, okul ve eğitim yönetimi kavram ve süreçlerini iyi bilmesi, bu kavram ve süreçleri yönetim sürecinde kullanabilmesi için de, bu alanda akademik bir eğitim görmüş olması gerekmektedir. Bu eğitim ile okul yöneticisi, problemleri deneme ve yanılma yöntemi yerine, bilim yoluyla çözmeyi seçecek ve başaracaktır.
Altın ve Vatanartıran’a (2014, s.19) göre de okul yöneticilerinin eğitilmesi, okulda öğrencilerin öğrenme sürelerinin kısalması, verimliliğin artması, okula karşı olumlu tutumların gelişmesi, denetim ve gözetimin azalarak okul ikliminin iyileşmesi açısından önemlidir. Bunun sonucunda sorunların çözümü daha kolaylaşarak, eğitimle ilgili eylemlerde süreklilik ve esneklik sağlanarak okulun değişmelere ilişkin tutumu olumlu yönde gelişecek ve bireysel doyum artmış olacaktır.
Okul yöneticilerinin belli bir yöneticilik eğitim programından geçmesiyle okul yöneticiliğinin ayrı bir meslek olarak görülmesinin önü açılmış olacaktır. Bu konuda Işık (2003) (akt. Aktepe, 2014, s.90) yöneticiliğin de öğretmenlik gibi bir meslek olarak görülmesi için, okul müdürlüğünün de bir eğitiminin olması gerektiğini söylemiş ve bu bağlamda, okul yöneticiliğinin meslekleşmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yöneticisini seçme ve yetiştirme üzerine bir politika ortaya koyma ve geliştirmesi gerektiğini belirtmiştir.
Okulun performansının artırılmasında okul yöneticisinin rolü büyüktür. Okul yöneticilerinin okullarındaki öğretimin etkililiğini artırabilmesinin önünde; okul yöneticisinin yetkilerinin sınırlı olması, kaynak yetersizliği, birlikte çalışacağı öğretmeni seçememe, başarısız öğretmeni sistem dışına çıkaramama, velilerin çocuklarına gerekli yardımı sunamaması, çeşitli baskı grubu olan unsurlar gibi birtakım engeller olduğu söylenebilir. Fakat iyi yetişmiş ve tecrübeli bir okul yöneticisi mevcut durum içinde dahi eğitimin kalitesini, verimliliğini, etkililiğini, öğretmenlerin performans düzeylerini en üst düzeye çıkarabilir. Bunun için okul yöneticilerinin eğitim-öğretim süreçlerini iyi bilen kişiler olmasının yanında yönetim süreçlerini, kavramlarını, uygulamalarını da iyi bilen kişiler olmaları beklenmeli; bu özellikleri olan uygun kişiler seçilip yetiştirilmelidir.
1.1. Problem Durumu
Sevinç (1990) (akt. Yakut, 2006, s.1) toplumsal bir varlık olarak tanımladığı insan için yönetim eyleminin, insanlık tarihi kadar eski oluğunu, bu nedenle yeryüzünde toplumsal yaşantıyla birlikte yönetiminde doğduğu söylemiştir. Başaran (1989) (akt. Yakut, 2006, s.1) yönetimi, bir örgütte önceden belirlenmiş amaçları gerçekleştirecek işleri yapmak için bir araya getirilen insanları örgütleyip eş güdümleyerek eyleme geçirme süreci olarak tanımlanmaktadır.
Drucker’a (1994) (akt. Yakut, 2006, s.1) göre yönetimin görevini insanları başarabilir duruma getirmek, onların güçlü yanlarını etkili kılmak, zayıflıklarını da önemli olmaktan çıkarmaktır. Aytürk (2014, s.7) çağımızda başarılı yönetimin, başarılı yöneticilerin sayesinde mümkün olacağını, çünkü yönetim bilgi ve becerisine vakıf olan iyi yetişmiş ve kendini geliştirmiş olan yetenekli yöneticilerin örgütlerin başarısında rollerinin büyük olduğunu söylemektedir. Başaran’a (Akt. Yakut, 2006, s.1) göre yöneticiler bu görevleri yerine getirirken sürekli olarak toplumsal değişmeleri izlemek ve değişen toplumsal istemlere göre amaçlarını gerçekleştirmek zorundadır.
Dumrul’a (1987) (akt. Yakut, 2006, s.1) göre yönetimin amacı insan, zaman, para, malzeme, yer gibi unsurları daha az kullanarak çok verim elde etmek ve teşkilatın amaçlarını gerçekleştirebilmek için etkili bir işleyişe kavuşturarak işleyişini sürdürmektir. Bir teşkilatta yönetime duyulan ihtiyacın nedeni, teşkilatın amaçlarını planlanan düzeyde gerçekleştirmektir. Aytürk’e (2014, s.1) göre örgütsel ve yönetsel yaşamda başarı; yöneticinin bilgi, beceri, birikim ve deneyimine; çalışanların da etkili ve verimli olarak yönetilmesine bağlıdır. Okul yöneticileri sorunların tespitinde ve çözümünde bilimsel yöntemler kullanmalıdır. Bilimsel anlamda kendi geliştirmeli, çaba sarf etmelidir. Bunun
sağlanabilmesi için de bilimsel yöntemlerle yetişmiş, teşkilatın yapı ve işleyişi konusunda bilgi ve beceri sahibi olan kişilerden oluşacak etkili bir yönetime ihtiyaç vardır.
Yakut’a (2006, s.2) göre yönetim bilimi, toplumun yapısında meydana gelen hızlı gelişme ve değişmeler neticesinde bir takım dallara veya uzmanlık alanlarına ayrılmış bulunmaktadır. Bu uzmanlık alanlarından birisi de eğitim yönetimi uzmanlık alanıdır. Kaya’ya (1999) (akt. Vural, 2009, s.5) göre eğitim yönetimi, kamu yönetiminin eğitim alanına uygulanmasıdır. Taymaz’a (1995) (akt. Vural, 2009, s.5) göre eğitim yönetimi, toplumun eğitim gereksinmelerini karşılamak için kurulan eğitim sisteminin ve eğitim sisteminde yer alan kuruluşların yönetimini kapsamaktadır.
Yakut (2006, s.2) eğitim yönetimini, eğitimle ilgili tüm kurumların belirlenen hedeflere ulaşabilmeleri için insan ve madde kaynaklarının en etkili bir biçimde kullanılmasını inceleyen bir bilim dalı olarak görüldüğünü ifade etmektedir. Ağaoğlu, Altınkurt, Yılmaz ve Karaköse’ye (2012, s.170) göre, eğitim kişinin yeterlilik algısını etkileyeceğinden dolayı, eğitim yönetimi ile ilgili herhangi bir eğitim almış olmak, okul yöneticilerinin kendilerini daha yeterli hissetmelerine neden olacaktır.
Kaya’ya (1996) (akt. Yakut, 2006, s.2) göre okul yönetimi, eğitim yönetiminin daha sınırlı bir alanda uygulaması olarak görülmekte ve temel amacı olarak da okulları, eğitim politikaları ve okulun amaçları doğrultusunda yaşatmak, etkili bir biçimde işler vaziyette tutmak olarak ifade edilmektedir. Eğitim yöneticilerinin bunları yaparken insan ve madde kaynaklarını koordine etmesi, karar vermesi, grup çabalarını yönlendirmesi için genel yönetimin teori, ilke, teknik ve metotlarından faydalanması gerektiğini belirtmiştir.
Taymaz (1986) (akt. Yakut, 2006, s.2) sağlıklı bir ekonomik büyümenin, toplumsal ve siyasal gelişmenin, eğitim sisteminin fonksiyonlarını gerçekleştirmedeki başarı derecesiyle yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir. Yani eğitim ile ekonomik kalkınma, toplumsal refah birbirine yakından bağlıdır. Eren’e (1991) (akt. Yakut, 2006, s.2) göre ise bu durum örgütteki politikalar, amaçlar ve planlar doğrultusunda etkili ve verimli olarak yönetmekten sorumlu olan eğitim yöneticilerinin varlığına ve başarısına bağlıdır. İyi bir yönetimle bütünleşmeyen eğitim örgütünün başarılı olması mümkün değildir.
Bursalıoğlu’na (1979) (akt. Erol, 2014, s.2) göre okul yöneticisinin okulu yönetirken sahip olması gereken beceriler günümüzde oldukça farklılaşmıştır. Okul müdürü atama ile geldiğinden, başlangıçta bulunduğu makamdan dolayı yasal bir güce sahiptir. Bu yasal yetkinin sosyal ve teknik yetkilerle desteklenmesi gereklidir. Garies ve Tschannen-Moran’a (2005) (akt. Ağaoğlu ve diğerleri, 2012, s.162) göre ise okul yöneticileri, okulun etkililiği ve verimliliği açısından çok önemlidir. Çünkü okul
yöneticileri, sahip oldukları bilgi ve becerilerle okulun geleceğini planlamakta, yönünü belirlemekte ve okuldaki değişim çabalarını yönlendirmektedir.
Çelik (2001) (akt. Karasoy, 2010, s.28), eğitimde kalite kaygısının artması ve bunun sonucunda da daha kaliteli bir eğitim isteğinin oluşmasının, okul yöneticilerinin yetiştirilme sorununu gündeme getirdiğini ifade etmiş ve dolayısıyla okul yöneticilerinin yetiştirilmesine yönelik yapılan yatırımın, çocukların iyi yetişmesi için gerekli olduğu gerçeğinin, giderek daha fazla benimsenmiş olduğunu belirtmiştir. Çınkır (2000) (akt. Karasoy, 2010, s.13), Porter ve diğerlerinin ifade ettiği gibi bireyin örgüte girdikten sonra farklı davranışları tesadüfen veya kendi uygulayarak öğrendiğini, bunun da zaman ve emek kaybına sebep olarak hata oranını artırdığını, üretim kaybına sebep olduğunu ifade etmiştir. Bu konuda Şişman ve Turan (2004) (akt. Karasoy, 2010, s.13) sınama ve yanılma yerine belli standartlara göre bir atamanın yapılması gerektiğini, Türkiye’de ise her düzeyde eğitim yöneticiliği kadrolarına atama konusunda gelenekler ve standartlar oluşturulup sürdürülemediğini ifade etmişlerdir.
Meslek hayatım boyunca gezdiğim gördüğüm tüm okulların ortak özelliklerinden birisi okul müdürünün liderliğinin okulu şekillendirmesiydi. “Okul müdürü kadar okuldur.” sözü de bunun aslında herkes tarafından kabul görmüş genel kanı olduğunu gösteriyor. Özellikle de son yıllarda okul liderleriyle yaptığım meslektaş öğrenmesi çalışmalarında edindiğim izlenim ise ülkemizde müdürler okullarının lojistik sorunlarına odaklanarak esas fark yaratacakları diğer liderlik alanlarında fazlaca etki ve eylem oluşturmadıkları. Okulun gelişmesinden bahsettiğimizde, insanların gelişmesinden bahsediyoruz. Bu, eğer okulları boyamaktan ya da yerleri tamir etmekten bahsetmiyorsak, okulları geliştirmenin tek yoludur. Ancak, boyamak ya da tamir etmek okulla ilgili değil, onun kabuğu ile ilgilidir. Okul, insanlardır, yani mükemmeliyetten, gelişimden ya da ilerlemeden konuştuğumuz zaman aslında binayı oluşturan insanlardan bahsediyoruz (Sparks, 1984, akt. Karlı, 2012).
Aktepe (2014, s.90) araştırmasında, son yirmi yıl içinde yapılan çalışmalarda (Karip ve Köksal, 1999; Memduhoğlu, 2007; Işık ve diğerleri, 2000) okullarda başarının anahtarının okul yöneticilerinde olduğu sonucuna varılmış olduğunu söylemekte ve okulların etkililiği ve başarısının, toplumun geleceğini doğrudan etkilediğini, bu açıdan bakıldığında okulların iyi yönetilmelerinin öneminin büyük olduğunu söylemektedir. Işık (2003) (akt. Altın, 2014, s.21) 1998 yılında yayımlanan okul yöneticilerini atama yönetmeliği kapsamında okul yöneticilerinin atanma koşulları ve okul yöneticisi seçme sınavı ve okul yöneticilerinin hizmet içi eğitiminin nasıl yapılacağının etraflıca belirlendiğini ve yapılan bu çalışmaların yönetici uygulamalarını olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir. Şişman ve Turan’a (2004) (akt. Yirci, 2009, s.64) göre
ülkemizde okul yöneticisi yetiştirilmesinde belirli bir standarda ulaşılamamıştır. Bu bağlamda Işık (2003) (akt. Aktepe, s.90) okul müdürlüğünün bir meslek olarak gelişebilmesi için okul müdürlerinin yetiştirilmesinin büyük öneme sahip olduğunu, zaman kaybedilmeden okul müdürlüğü yetiştirme programlarının uygulamaya konulması gerektiği ve böyle yapılmasının beraberinde bilimselliği, kurumsallaşmayı ve standartlaşmayı getireceğini söylemektedir. Yine Turan ve Şişman (2000) (akt. Aktepe, 2014, s.91) okul yöneticiliği yetiştirilmesi standartlarının ortaya konulamamasını Türk eğitim sisteminde amacı ve görevi okul müdürü yetiştirmek olan bir eğitim kurumunun bu güne kadar oluşturulamamasına bağlamakta ve Üniversiteler ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında işbirliği konusunda eksiklik olduğunu, yapılan hizmet içi eğitim kurslarının okul müdürlerinin iş yerinde karşılaştıkları taleplere cevap veremediğini ve daha çok teoriden oluştuğunu ve yönetici yetiştirme ile ilgili düzenlenen hizmet içi eğitim kurslarının da geliştirilmeye ihtiyaçları olduğunu vurgulamaktadırlar.
Yakut (2006, s.3), yöneticilerinin seçimi, atanması ve yükselmesinin, eğitim sisteminin tüm verimliliğini etkilediğini, doğru personelin seçiminin yetiştirme maliyetini azaltacağını, yönetici pozisyonlarına gelmek isteyenlerin sayısının yeter derecede olduğunu fakat bunun uygun kişilerin seçileceği anlamına gelmediğini, yönetici seçimi, atanmasının ve yükselmesinin belirsiz politikalara dayalı olduğunu ifade etmiştir. Recepoğlu ve Kılınç’a (2014, s.1818) göre Türkiye’de tarihsel süreç içerisinde yöneticilerin seçimi, eğitimi ve atamalarıyla ilgili değişik uygulamalar ve düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen Türkiye’de eğitim yöneticisi yetiştirme politikası, bilimsel bir temele oturtulamamıştır. Okulda kendisine çok önemli rol ve sorumluluk yüklenen okul yöneticilerinin seçimi ve yetiştirilmesi önemli bir problem olarak görülmelidir. Okul yöneticilerin seçimi ve yetiştirilmesi konusunda son yıllarda sürekliliği olan bir uygulama bulunmamaktadır. Ayrıca 1999 yılından beri uygulanmakta olan, kimi zaman sınav olmadan sadece ek puanlara göre yönetici ataması/görevlendirilmesi yapılan ve sık sık dava konusu olan, okul yöneticilerini belli kriterlere göre seçse bile yetiştirilmesi üzerinde durmayan sınav modelinin bir okul yöneticisi seçme ve yetiştirme modeli olup olmadığı tartışılabilir.
1.2. Problem Cümlesi
Okul yöneticilerinin seçme ve yetiştirme uygulamalarına yönelik ilkokul öğretmenlerinin görüşleri nelerdir?
1.3. Alt Problemler
İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin algılarına göre; 1. Milli Eğitim Bakanlığı okul yöneticilerini nasıl seçmektedir? 2. Milli Eğitim Bakanlığı okul yöneticilerini nasıl yetiştirmektedir? 3. Okul yöneticisi nasıl seçilmeli ve yetiştirilmelidir?
4. Öğretmenlerin yöneticilerinin performansından beklentileri nedir? 1.4. Araştırmanın Önemi
Bu araştırmanın amacı Denizli İli Merkezefendi ilçesindeki, MEB'e bağlı eğitim kurumlarında görev yapan ilkokul öğretmenlerin yönetici seçimine, yetiştirilmesine, okul yöneticilerinden beklentilerine yönelik görüşlerini incelemektir. Araştırma ilkokul öğretmenlerinde yönetici seçimi ve yetiştirilmesine dair farkındalık oluşturma ve öğretmenlerin yöneticilerinden beklentilerinin ölçülmesi açısından önemlidir. Okul yöneticilerinin seçilmesi ve yetiştirilmesine yönelik, öğretmenlerin okul yöneticilerinden neler beklediklerine dair görüşlerinin belirlenmesi, yönetmeliklerin çıkarılırken öğretmen dönütlerinin dikkate alınması açısından önemlidir. Ayrıca okul yöneticileri de bu araştırmanın sonuçlarını kullanarak daha verimli bir yönetim sergileyebilirler. Öğretmenlerin motivasyonlarını, iş doyum düzeylerini artırabilirler.
Okul yöneticileri, okulun amaçlarına ulaşmada birinci etkendir. Yöneticilerin mesleki anlamda donanımlı; teknik bilgiye, öğretim programlarına hâkim, liderlik özellikleri bulunan, iletişim becerisi kuvvetli, yönetim süreçlerini bilen kişilerden seçilmesi ve bu alanlarda yetiştirilmesi gereklidir.
Ülkemizde sürekli yönetici atama/görevlendirme yönetmelikleri değişmektedir. Okul yöneticilerinin seçimine dair bazı kriterler olsa bile yetiştirilmesine dair herhangi bir uygulama yoktur. Yöneticiler iş başında öğrenerek yetişmektedir. Bu da belli bir zaman, emek, enerji, üretim kaybına neden olmaktadır.
1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları
1. Bu araştırma 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılında toplanan verilerle sınırlıdır. 2. Denizli ili Merkezefendi ilçesindeki ilkokullar ile sınırlıdır.
3.Araştırma verileri Denizli ili Merkezefendi ilçesindeki ilkokullarda çalışan öğretmenlerin görüşme formuna verdikleri cevaplarla sınırlıdır.
İKİNCİ BÖLÜM: ALANYAZIN TARAMASI 2.1. Kavramsal Çerçeve
Bu bölümde yönetim, yönetici, eğitim yönetimi, eğitim yöneticisinin yeterlilikleri, Türkiye'de Cumhuriyet'ten itibaren okul yöneticisi seçme ve yetiştirme anlayışları, 2004 yılından itibaren çıkan MEB Eğitim Kurumları Yönetici Görevlendirme/Atama Yönetmeliklerinin kısa bir değerlendirilmesi, son çıkan yönetmeliğin de biraz daha kapsamlı değerlendirilmesine yer verilmiştir. Okuyucuların konu hakkında genel bir bilgi sahibi edinilmesi amaçlanmaktadır.
2.1.1.Yönetim
Koçel (1998) (akt. Karasoy, 2010, s.18), yönetimi sanatların en eskisi bilimlerin en yenisi olarak nitelemiş ve yönetimi, başkaları vasıtasıyla iş görmek olarak tanımlamıştır. Türkmen (2003) (akt. Karasoy, 2010, s.18) ise yönetimi örgütün sahip olduğu madde ve insan kaynaklarını kullanarak, örgüt amacını gerçekleştirme bilim ve sanatı olarak tanımlamıştır. Yine Türkmen (2003) (akt. Ezgün, 2011, s.7) yönetimi bir örgütte önceden belirlenmiş işleri yapmak üzere bir araya getirilen insanları örgütleyip eşgüdümleyerek eyleme geçirme süreci olarak ifade etmektedir. Gülşen ve Gökyer’e (2015, s.219) göre yönetim, insanlar için insanlardan oluşan bir gruptur. Bir çevre içinde bir grup insanın bir araya gelmeleri, bir amaç etrafında organize olarak harekete geçmeleri ile doğar. Çevreye yararlı, amaçlara verimli ve etkin şekilde ulaştırılabildiği ölçüde var olur.
Açıkalın’a (1998) (akt. Erol, 2014, s.7) göre yönetim, bir grup insanın, gerçekleştirmesi gereken ortak amaçlarının olduğu ortamlarda görülen bir olgudur ve yönetimin varlığını kanıtlayan genel gösterge ise bir grup insanın, bir başkasının otoritesini kabul etmesidir. Türkmen’e (2003) (akt. Karasoy, 2010, s.18) göre yönetimin uğraş alanı insandır ve insan da son derece değişken bir varlıktır. İnsanlar sınırsız kabul edilen gereksinimlerini karşılamak üzere, değişik faaliyet dallarında çalışan örgütler kurmuş, örgütlü çabaların en iyi biçimde sürdürülebilmesi için yönetime ihtiyaç duyulmuş ve yönetimin önemi de örgütlü yaşamla birlikte artmıştır. Örgütlü bir yaşamın her geçen gün artığı günümüzde, insanların başarılı olmak için başkaları ile işbirliği yapmaları bir zorunluluktur. Bu da yönetimin önemini daha da artırmaktadır.
Ada ve Baysal’ın (2012) (akt. Pınaraltı, 2015, s.15) ifadesine göre yönetim, günümüzde sosyal ve insani bir bilim alanı olarak kabul edilmekte ve gelişmektedir. Yönetimin bilim olarak gelişmesiyle bu alanla ilgili çeşitli kavram, ilke, model ve teoriler de geliştirilmeye başlanmıştır. Ada ve Baysal’a (2012) göre yönetim bilimi, bir yönüyle
insan davranışlıyla ilgili uygulamalı bir alandır. 2.1.2. Yönetici
Genel anlamda yönetici karar veren kişidir. Yönetici bir kuruluşun başında bulunan, emrinde personel çalıştıran, emir ve kumanda eden, çalışanları örgütün amaçları doğrultusunda sevk eden kişidir. Türk Dil Kurumu’na göre ise yönetici "Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer" olarak tanımlanmıştır. Türkmen (2003) (akt. Karasoy, 2010, s.11), eğitim bilimcilerinin yöneticiyi, amaçlanan işlerin yerine getirilmesi için grubunu örgütleyen, çalışanları aynı amaca yöneltip koordine eden, denetleyen ve kısaca sorumluluğu üstlenen kimse olarak gördüklerini belirtmiştir. Erdoğan (2010) (akt. Pınaraltı, 2015, s.9) ise yöneticiyi belli bir amaç uğruna bir araya gelen insanları hedefe ulaştırmak için ahenkli bir şekilde ve işbirliği içinde etkili ve verimli olarak yönetmek sorumluluğunda ve zorunluluğunda olan kişi olarak tanımlamıştır. Okul bazında ise yönetici müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlerini yürüten kişilerdir.
2.1.3. Eğitim Yönetimi
Eğitim yönetimini Bursalıoğlu (2012) (akt. Pınaraltı, 2015, s.9) eğitim sisteminin amaçlarını planlanan düzeyde gerçekleştirmek için gereken meslek alanı, toplumun eğitim gereksinimini karşılamak üzere kurulan okulu amacına uygun olarak işletme, geliştirme ve yaşatma süreci olarak tanımlamıştır. Eğitim yönetimini, her türlü okul düzeyine inmekten çok bütün okulları içine alan sistemlerin çözümleme ve birleşimini konu alır şeklinde ifade etmiştir. Çelik’e (2000) (akt. Teyfur, 2011, s.12) göre eğitim yönetimi; bireyin davranışlarında istenilen davranış değişikliğini sağlamak için insan gücünü, maddi ve manevi kaynakları kullanma sürecidir. Bu süreci yöneten yönetici de okul müdürüdür.
Eğitim yönetimi ile okul yönetimi ifadeleri bazen birbiri yerine kullanılmaktadır. Şişman’a (2004) (akt. Aytekin, 2009, s.15) göre bunlardan eğitim yönetimi, okul yönetimine göre daha kapsamlı bir ifade olup bir insan bilimi olarak yarım yüzyılı geride bırakan, sosyal bilimlerdeki diğer gelişmelerden de etkilenen disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Okul yönetimi ise eğitim yönetiminin bir alt uygulama alanı olarak okulun yönetimini kapsamaktadır.
Çelik (2000) (akt. Aytekin, 2009, s.15), eğitim yönetiminde üç önemli insan gücü kaynağı olduğunu söyler. Bunların yönetici, öğretmen ve öğrenciler olduğunu belirtir. Öğrencilerin eğitim süreci içinde işlenen kaynak olduğunu, öğretmeni insan kaynaklarını
yani öğrencileri işleyen çok değerli bir kaynak olarak niteleyerek, eğitim yöneticisini de işlenen ve işleyen insan kaynaklarını yöneten kişi olarak ifade etmektedir.
2.1.4. Okul Yönetimi
Aytaç’a (2000) (akt. Aytekin, 2009, s.15) göre okul; eğitim sisteminin genel, özel ve temel ilkeleri doğrultusunda öğrenciye istendik bilgi, beceri ve davranışlarının bilimsel yöntemlerle kazandırıldığı yerdir. Şişman ve Turan’a (2004) (akt. Karasoy, 2010, s.21) göre okul, eğitim hizmetinin üretilip sunulduğu bir yerdir. Başaran’a (2000) (akt. Aytekin, 2009, s.15) göre okul eğitim sisteminde eğitimin üretildiği yer, eğitim örgütünün halkla yüz yüze gelinen kapısıdır. Yine Şişman (2002) (akt. Karasoy, 2010, s.21) günümüzde okulu, yaygın bir kavramlaştırma ile öğrenmenin yerleştiği yer olarak görmektedir. Özdemir, Yalın ve Sezgin’e (2004) (akt. Recepoğlu ve Kılınç, 2014, s.1820) göre okul, en genel anlamda belli bir yeri olan, belirli bir süre devam eden, çalışan kadrosu değişen, toplumun geniş bir kesimine hitap eden, planlı ve programlı bir şekilde eğitim hizmetini bireylere sunan ve genel ve mesleki çeşitler içerisinde şekillenen bir kuruluştur. Bursalıoğlu (1994) (akt. Aytekin, 2009, s.15) okulun görevlerini sosyal, politik ve ekonomik olarak sınıflandırmaktadır. Okulun sosyal görevinin çocuğu sosyalleştirmek yani kültürü ve toplumun değerlerini aşılamak olduğunu belirtir. Ekonomik görevinin ise nitelikli insan gücü yetiştirmek olduğunu ve politik görevinin de iyi bir vatandaş yetiştirmektir olduğunu belirtir.
Demirel (2012) (akt. Pınaraltı, 2015, s.9) okul yönetimini, öğretim çalışmalarının düzenlenmesi ve değerlendirilmesi, bütçenin hazırlanması, verilen ödeneğin harcanması, okul binasının bakımı gibi işlerin tümüne verilen ad olarak tanımlamaktadır. Buraslıoğlu (1987) (akt. Aytekin, 2009, s.15) okul yönetimini, eğitim yönetiminin sınırlı bir alana uygulanması olarak görmekte ve eğitim yönetimi nasıl yönetimin eğitime uygulanmasından ileri geliyorsa okul yönetiminin de eğitim yönetiminin okula uygulanmasından meydana geldiğini ifade etmektedir. Kaya (1984) (akt. Pınaraltı, 2015, s.9) ise okul yönetiminin devletin eğitim politikalarını ve yetkili organların bu politikalar doğrultusunda saptadığı genel ve özel amaçların gerçekleştirilmesi ile yükümlü olduğunu belirtmektedir.
2.1.5. Eğitim Yöneticisinin Yeterlilikleri
Türkmenoğlu ve Bülbül’e (2015, s.531) göre okul yöneticisinin, yönetim süreçlerini başarılı bir şekilde yürütebilmesi ve okulun amaçlarına ulaşması için yöneticilik yeterliklerine sahip olması gerekir. Yöneticilik yeterliklerine sahip olan yönetici, okul
başarısını ve eğitimin kalitesini arttıracaktır. Okul kültürünü temsil eden birinci kişi okul yöneticisidir. Ağaoğlu ve diğerlerine göre (2012, s.162) yönetici yeterlikleri, en genel anlamıyla örgütsel etkililiği sağlamada yöneticilerden beklenenleri ifade etmektedir. Bu da teknoloji kullanım yeterliğinden, iletişim ve liderlik yeterliklerine kadar çok geniş bir yelpazede ele alınması gereken bir konudur. Dolayısıyla bu konuda yapılan çalışmaları da kendi içindeki belirli sınırlılıklar çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir.
Gülşen ve Gökyer (2015, s.190) bir eğitim sisteminin başarısını, sistemi işletecek olan yöneticilerin nitelikleri ile yakından bağlantılı olduğunu belirtmişler, hiçbir eğitim modelinin, modelin işlevselliğini sağlayacak personelden daha iyi hizmet üretemeyeceğini ifade etmişlerdir. Eğitim yöneticisinin temel görevleri arasında öğretimi yönetmenin önemli yer tuttuğunu, bu nedenle daha iyi bir öğretimin ancak daha iyi bir yönetimle mümkün olacağını belirtmişlerdir.
Ağaoğlu ve diğerleri (2012, s.162) okul yöneticilerinin yeterlik alanlarının belirlenmesi konusunda birtakım teorik ve uygulamalı çalışmaların yapılmış olduğunu belirtmişler. Fakat okul yöneticiliği meslekleşmediği için bu yeterliklerin sadece belirlenmekle kalınmış olduğunu, uygulamaya aktarılamadığını ifade etmişlerdir. Ancak okul yöneticilerinin okullarını etkili ve verimli bir şekilde yönetebilmeleri için birtakım yeterliklere sahip olmaları gerektiğini söylemişlerdir. Töremen ve Kolay (2003) (akt. Gülşen ve Gökyer, 2015, s.191) okul yöneticilerinden beklenen bu yeterlilikleri üç grupta toplamaktadır. Bunların teknik yeterlilikler, insancıl yeterlilikler ve kavramsal yeterlilikler olduklarını belirtirler.
Teknik yeterlilikler kişinin işiyle ilgili, mesleği ile ilgili yeterliliklerdir. Bir öğretmende öğretim-yöntem tekniklerini bilme, pedagojik formasyon, ölçme değerlendirme vb. özellikler bu gruba girer. Bursalıoğlu’na (2000) (akt. Okçu, 2011, s.249) göre teknik beceriler, öğretim yöntem ve teknikleri, süreçleri ve işlemleri konusunda uzmanlık gerektirir. Okul yöneticisinde de öğretim-yöntem tekniklerini bilme, pedagojik formasyon vb. özeliklerin yanında mevzuatı bilme, resmi yazı yazma, ek ders ve maaş işlemleri, öğretmen ders programı hazırlama, okulda yapılan kurulların gündem maddelerini hazırlama ve yürütme, okulun bütçesini planlama ve kullanma, taşınır mal işlemleri, birtakım bilgisayar yazılım programlarını kullanma, öğretmen ve öğrenci özlük hakları vb. işler teknik yeterlilik grubuna girer.
İnsancıl yeterlilikler ise insanları dinleme, etkileme, değer verme, güdüleme, nezaket gösterme, saygı duyma gibi özellikleridir. Gülşen ve Gökyer (2015, s.192) insan ilişkilerine yönelik özellikleri etkili çalışma ve ortak çaba oluşturabilme, başkaları
hakkında varsayım, inanç ve tutumları, bunların kullanılış yöntem ve sınırlarını görebilme, bireysel farklılıkları gözetme olarak görmektedirler. Ayrıca insanlarla ilgilenme, moral ve güven verme, yetki devretme, insanların potansiyellerini anlama, etkili iletişim insancıl yeterliliklere eklenebilecek özelliklerdir. Okul yöneticisinin bu alanda yeterli olması işgörenlerin, okulu amaçlarına ulaştırmasında daha istekli olmasını sağlayacaktır.
Kavramsal yeterlilikler ise Gülşen ve Gökyer’e (2015) göre okul yöneticisinin okulu bulunduğu toplum içinde, eğitim sistemi içerisinde ve evrensel ölçütler içerisinde görebilme; okulu bütünleyen tüm parçaları karşılıklı etkileşim içerisinde görebilme; eğitim alanındaki kuramsal gelişmeleri izleyebilme, kavrayabilme ve karşılaştığı örgün eğitim durumlarını bu kuramsal ve kavramsal bakış açısı ile değerlendirebilme yeteneğidir. Şişman’a (2014) (akt. Pınaraltı, 2015, s.41) göre ise kavramsal yeterlilikler örgüt ve yönetimle ilgili konular olarak yöneticinin örgütü çözümleme, örgütsel ve yönetsel sorunları belirleme, bunlara ilişkin veri toplama ve analiz etme, örgütsel sistemler arasındaki ilişkileri görebilme, sorunları çözmeye dönük karar verme gibi konularda sahip olması öngörülen yeterliliklerdir.
2.1.6. Türkiye'de Okul Yöneticisi Seçme ve Yetiştirme Anlayışları
Şimşek’e (2004) (akt. Korkmaz, 2005, s.238) göre okul yöneticiliğine seçme ve yetiştirmede Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren üç temel yönelimin hâkim olmuştur. Bunlardan birincisi “Çıraklık Modeli” ikincisi 1970’lerde ortaya çıkan ve akademik çevrelerce kabul gören “Eğitim Bilimleri Modeli” ve son olarak 1999’da MEB tarafından uygulamaya konan hizmet içi eğitim gerekliliği ve bazı ek niteliklerin atamalarda tercih nedeni olarak uygulamaya konulmasıdır. Yani sınavla seçim modelidir. Recepoğlu ve Kılınç (2014, s.1817) sınavla seçim modelinin tam anlamıyla bir yönetici yetiştirme modeli olmadığını ve geleneksel “Çıraklık Modelini” temel aldığını belirtmektedir. Balcı (2008) (akt. Türkmenoğlu ve Bülbül, 2015, s.531) sınav uygulamasının kaldırılmasını da dördüncü bir dönem olarak bu süreçlere eklemiş ve bu dönemi keyfilik dönemi olarak tanımlamıştır.
Balcı (2008) (akt. Pınaraltı, 2015, s.62) sınav modelinin, 23.09.1998 tarih ve 23472 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan MEB’e Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirilmesine İlişkin Yönetmelikle uygulanmaya başladığını belirtmiştir. Okul yöneticiliğine istekli ve bu alanda yeterli olanlar bu amaçla düzenlenen seçme sınavlarına katılmışlardır. Sınavda başarılı olan adaylar 120 saatlik bir hizmet içi eğitim programına alınmış, başarılı olanlar beş yıl geçerliği olan yöneticilik sertifikası
almışlardır.
2.1.7. Son 11 Yılda Çıkan Yönetici Görevlendirme Yönetmeliklerin Değerlendirilmesi Son 11 yılda Tablo 2.1'de gösterildiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği, 11.01.2004, 13.4.2007, 24.04.2008, 13.08.2009, 28.02.2013, 04.08.2013, 10.06.2014, 06.10.2015 tarihlerinde esas olmak üzere sekiz defa, güncellemeleri dâhil olmak üzere de bir çok kez değişmiştir. Bu yönetmelikler Tablo 2.1’de özetlenmiştir. Tablo 2.1’de belirtildiği gibi çıkarılan yönetmeliklerin birçoğunun bazı maddelerinin yürütülmesi, hukuka aykırı olduğu ve öznel değerlendirilmelere sebep olabileceğinden dolayı Danıştay tarafından iptal edilmiştir.
Danıştay’ın iptalleri birçok kez basında haber olmuştur. Radikal Gazetesi 28.10.2004 tarihli sayısında “Sözlü sınav hukuka aykırı” başlığıyla konuyu haber olarak okuyucularına sunmuştur. Haberin içeriğinde boş bulunan MEB'e bağlı kurum müdürlüklerine atamada 'mülakat' yapılacağını öngören yönetmelik maddesinin yürütmesinin oybirliğiyle durdurulduğu, atamaların yapılmasında kriterleri objektif olarak belirlenmiş yazılı sınav yerine sözlü sınav düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığına dikkat çekilerek, yazılı sınavdan sonra ayrı bir sözlü sınav yapma konusunda ise idarenin takdir yetkisinin bulunduğu belirtilmektedir (Radikal Gazetesi Arşivi, 28.10.2004).
Yine Radikal gazetesinin 24.08.2006 tarihli sayısında “Müdür adayı sözlü sınavına durdurma” başlığıyla konuyu haber yaparak okuyucusuyla buluşturmuştur. Haberin içeriğinde, 4 Mart 2006'da yürürlüğe giren MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in bazı hükümleriyle ilgili açılan iptal ve durdurma istemli davada ilk aşamasının sonuçlandığı belirtilmektedir. Haberin devamında Danıştay Nöbetçi Daire'nin kararında okul müdürü adayları için öznel değerlendirmeye açık olan sözlü sınav yapılmasının hukuka aykırı bulunduğu, bulundukları eğitim kurumunda beş yılı tamamlayan müdürlerin görev yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili hükmün yürütmesini durdurma isteminin reddedildiği, zorunlu yer değiştirmeye tabi eğitim kurumu müdürlerinin görev yerlerinin belirlenmesinde valilik veya bakanlığa takdir yetkisi tanınması hükmünün yürütmesi 'nesnelliği ortadan kaldırdığı' gerekçesiyle durdurulduğu belirtilmektedir (Radikal Gazetesi Arşivi, 24.08.2006).
Milliyet gazetesi, 14.04.2007 tarihli baskısının 15. sayfasında konuyu “Okul müdürleri için mülakat sınavı kalkıyor” başlığıyla, Danıştay dokuz ay önce yürütmesini
durdurduğu ‘yönetici atamaları yönetmeliği’ yeniden düzenlendi, Bakanlık temel kriter olan mülakat ve sınav uygulamasını kaldırdı diye haber yapmıştır (Milliyet Gazetesi Arşivi, 14.04.2007).
Yine Danıştay’ın iptallerinden bir tanesi daha Milliyet gazetesinin 10.05.2007 tarihli baskısında “Sınırsız yetkiye dur!” üst başlığıyla haber yapılmıştır. Haberin alt başlığında “Danıştay, öğretmenlerin tepkisine neden olan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı okul yöneticilerinin atanmalarında sınav şartını kaldıran yönetmeliğin durdurulmasına karar verdi” denilmektedir. Haberin içeriğinde ise “Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) hazırlanan ve okul yöneticiliklerine yapılacak atamalarda sözlü ve yazılı sınav şartını kaldıran yönetmeliğin yürütmesini, idareye sınırsız yetki verildiği gerekçesiyle durdurdu” denilmektedir (Milliyet Gazetesi Arşivi, 10.05.2007).
Tablo 2.1
2004 Yılından İtibaren Çıkan Yönetmelikler ve Kısa Özetleri
Yıllar İlgili Yönetmelik Nasıl Seçilmiş?
11.01.2004 MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik
Resmi Gazete 27318
Müdür yardımcıları sınavla, müdürler ise müdür yardımcıları arasından belli çalışma süresine bağlı olarak Yönetici Değerlendirme Formu ve mülakatla seçilmiştir. Danıştay 27.09.2004 tarihinde mülakat ve bazı maddeleri iptal etmiştir.
2.12.2004 (Bir önceki yönetmeliğin güncellemesi)
MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Resmi Gazete 25658
Kriterler bir önceki yönetmelikle aynıdır. Mülakat iptal edilmiştir. Fakat bir eğitim kurumunu tercih eden ilk beş kişi arasından istediğini atama yetkisi idareye verilmiştir. Danıştay 4.7.2005 tarihinde ilk beş kişi arasından istediğini atama yetkisini ve bazı maddeleri iptal etmiştir.
4.3.2006 (Bir önceki yönetmeliğin ikinci güncellemesi)
MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Resmi Gazete 26098
Müdür yardımcılığı sınavına ek olarak müdürlük için de yazılı sınav getirilmiştir. Müdürlük sınavını kazananlara sözlü sınav (mülakat) şartı da getirilmiştir. Danıştay’ın 14.8.2006 tarihinde sözlü sınavı ve bazı maddeleri iptal etmiştir.
13.4.2007 MEB Eğitim Kurumları Yönetici Atama Yönetmeliği Resmi Gazete 26492
Müdürlüğe atanmak için daha önce eğitim kurumu tipine göre bir, iki veya üç yıl yöneticilik yapmış olmak, müdür yardımcılığında ise öğretmenlikte adaylığı kaldırılmış şartı olanlardan idareye istediğini atama yetkisi vermiştir. Yönetmeliğin atamaya ilişkin hükümleri başta olmak üzere diğer bazı hükümlerinin yürütülmesi Danıştay’ın 30.4.2007 tarihli kararı ile durdurulmuştur.
24.4.2008 MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği Resmi Gazete 26856
Müdür ve müdür yardımcılığı için gerekli şartları taşıyanlar arasından Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden puan üstünlüğüne göre atama yapılacaktır. Danıştay 21.7.2008 tarihinde Yönetici Değerlendirme Formu’nun bazı bölümlerinin yürütülmesini durdurmuştur.
Tablo 2.1
2004 Yılından İtibaren Çıkan Yönetmelikler ve Kısa Özetleri (Devamı)
Yıllar İlgili Yönetmelik Nasıl Seçilmiş?
15.10.2008 (Bir önceki yönetmeliğin güncellemesi)
MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerini Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik
Resmi Gazete 27025
Yönetici Değerlendirme Formu yeniden düzenlenmiştir. Danıştay tarafından, yöneticiliklerde vekâleten veya geçici olarak geçirilen sürelere verilen puan değeri fazla bulunarak formun bu bölümünün yürütülmesi Danıştay’ın 28.1.2009 tarihli kararı ile durdurulmuştur.
31.10.2008 (Genelge)
MEB 31/10/ 2008 Tarih ve 2008/74 Nolu Genelgesi
Valiliklerin boş bulunan eğitim kurumu yöneticiliklerine yargı kararları dikkate alınarak bir an önce atama yapılması genelgesi.
15.04.2009 (Genelge)
MEB 15.04.2009 Tarih ve 2009/36 Nolu Genelgesi
Yürürlüğü durdurulan Yönetici Değerlendirme Formu çerçevesinde eğitim kurumuna yapılacak atamalar durdurulmuştur.
13.8.2009 MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik Resmi Gazete 27318
Müdürlük için daha önce yöneticilik yapanlardan yazılı sınav puanı ve Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden, müdür yardımcılığına ise sınav puanı ve Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden alınan puanlara göre atama yapılacaktır. Fakat daha önceden açılan davanın yönetmeliği etkileyebileceği için hiç kullanılmamıştır. 29.8.2009
(Bir önceki yönetmeliğin güncellemesi)
MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete 27334
Müdürlük ve müdür yardımcılığına atama yine bir önceki yönetmelikteki gibidir. Fakat Yöneticilik İstek Formu ile Yöneticilik Değerlendirme Formu değiştirilmiştir.
28.02.2013 MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Resmi Gazete 28573
Müdür ve müdür yardımcılığı için yazılı sınav ve sözlü sınav getirilmiştir. Sözlü sınav ve Değerlendirme Komisyonunca her eğitim kurumu için belirlenen ve Valiliğe sunulan üç adaydan uygun görülen aday, Vali tarafından atanacaktır.
04.08.2013 Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve
Yer Değiştirme Yönetmeliği Resmi Gazete 28728
Müdürlüğe, yazılı ve sözlü sınav puanları ile Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu’na göre yapılacak değerlendirme esas alınarak hesaplanan puana göre atama yapılacaktır. Müdür yardımcılığına ise yazılı sınav puanı ve Ek-1 Yönetici Değerlendirme Formu’ndan oluşacak puana göre, puan üstünlüğüne göre yapılacaktır.
10.06.2014 MEB'e Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin
Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik Resmi Gazete 29026
Müdürlükte dört yıllık görev süresi dolanlar "Görev Süresi Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri Değerlendirme Formu" üzerinden yapılmıştır. Yeni ve tekrar müdür olacaklar (Dört yıllığına) "Yönetici Değerlendirme Formu" ve sözlü sınavdan alınan puanın ortalaması ile müdür yapılmıştır. Müdür yardımcılarının görevlendirilmesi ise müdürün inhası, İl MEM'in teklifi ve Valinin onayı ile yapılmıştır.
10.06.2014 tarihli yönetmeliğe göre müdür olmak için daha önceden müdür veya müdür yardımcılığı yapma şartlarının yanında en az sekiz yıl öğretmenlik yapmış olanların
da müdür olarak görevlendirilebiliyor olması tecrübe eksikliği getirmiştir. Yine bu yönetmeliğe göre müdür yardımcılarını müdürlerin görevlendirebiliyor olması, yani müdür yardımcılığı için sınav şartı getirilmemiş olması eğitim çevrelerince eleştiri konusu olmuştur.
En son çıkan, Resmi Gazete’de 06.10.2015 ve 29494 sayı ile yayınlanan yönetmeliğe (EK B) göre müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme yazılı sınav sonucuna göre, müdürlüğe görevlendirme ise Yönetici Değerlendirme Formu ve sözlü sınav sonucuna göre yapılacaktır. Müdür olmak için daha önce müdür veya müdür yardımcısı olarak çalışma şartı aranmaktadır. Ayrıca sözlü sınava katılmaları gerekmektedir. Müdür olmak için girilen merkezi bir sınav yoktur. Müdür yardımcısı olmak için ise merkezi sınavı kazanmış olmak gerekmektedir. Müdürlerin daha önceden müdür veya müdür yardımcılığı yapmış olmaları şartı tecrübe açısından önemlidir. Fakat müdür olmak için merkezi bir sınavın olmayışı eleştiri konusu olabilir.
6 Ekim 2015 tarihli yönetici atama yönetmeliğine göre yönetici olarak görevlendirileceklerde, yükseköğretim mezunu olmak, başvurunun son günü itibarıyla Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapıyor olmak, görevlendirileceği eğitim kurumunun türü itibarıyla öğretmen olarak atanabilecek nitelikte olmak ve görevlendirileceği eğitim kurumunda aylık karşılığı okutabileceği ders bulunmak, başvurunun son günü itibarıyla son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak, zorunlu çalışma gerektiren yerler dışındaki eğitim kurumu yöneticiliklerine görevlendirilecekler bakımından, ilgili mevzuatına göre zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamış, erteletmiş ya da bu yükümlülükten muaf tutulmuş olmak genel şartları aranmaktadır.
Müdür olarak görevlendirileceklerde, müdür olarak görev yapmış olmak, müdür başyardımcısı olarak en az iki yıl görev yapmış olmak, kurucu müdür, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak ayrı ayrı veya müdür başyardımcılığı dâhil toplam en az üç yıl görev yapmış olmak, Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak şartlarından en az birini taşıyor olmaları gerekmektedir.
Müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı olarak görevlendirileceklerde ise müdür, kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı veya müdür yetkili öğretmen olarak görev yapmış olmak, Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak, Bakanlık kadrolarında adaylık dâhil en az dört yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak şartlarından en az birini taşıyor olmak ve yazılı sınavı kazanmış olmak gerekmektedir.
Müdür başyardımcısı olarak görevlendirileceklerde ayrıca; fen lisesi müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde Matematik, Fizik, Kimya veya Biyoloji alan öğretmeni olmak, Güzel Sanatlar Lisesi müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde Türk Dili ve Edebiyatı, Görsel Sanatlar/Resim veya Müzik alan öğretmeni olmak, İmam Hatip Lisesi müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde İmam-Hatip Lisesi meslek dersleri alan öğretmeni olmak, mesleki ve teknik eğitim kurumları müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde atölye ve laboratuvar öğretmeni olmak, Sosyal Bilimler Lisesi müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya, Felsefe, Psikoloji veya yabancı dil alan öğretmeni olmak, Spor Lisesi müdür başyardımcılığına görevlendirileceklerde Beden Eğitimi alan öğretmeni olmak, şartlarından en az birini taşıyor olma şartı aranmaktadır.
6 Ekim 2015 tarihli yönetici görevlendirme yönetmeliğine göre müdür olmak için, daha önce müdürlük yapmış veya iki yıl müdür başyardımcılığı yapmış olmak veya kurucu müdür, müdür yardımcılığı, müdür yetkili öğretmenlik, müdür başyardımcılığında ayrı ayrı veya toplam üç yıl görev yapmış olmak şartı gerekmektedir. Müdür olma şartlarını taşıyanların bulundukları ilin İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan sözlü sınava girmesi gerekmektedir. Sözlü sınava, Yönetici Değerlendirme Formu’nda (Ek-C) oluşan puanlara göre boş bulunan müdürlük kadrosu sayısının üç katı kadar aday çağrılacaktır. En sondaki adayla aynı puana sahip olan varsa onlar da çağrılacaklardır. Sözlü sınavın 50 puanı mevzuattan, diğer 50 puanı da analitik düşünme ve analiz yapabilme gücü, temsil kabiliyeti ve liyakat düzeyi, muhakeme gücü ve kavrayış düzeyi, iletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyet ile genel kültür oluşturmaktadır (Ek-D). Fakat sözlü sınav için belli bir baraj puan konulmamıştır. Sözlü sınavdan alınan puanla Yönetici Değerlendirme Formu’ndan (Ek-C) alınan puanın aritmetik ortalaması alınarak atama puanı ortaya çıkmaktadır. Müdür adayları bu atama puanlarıyla okul tercihlerinde bulunacaklardır.
Müdür başyardımcılığına/müdür yardımcılığına ise en az dört yıllık öğretmenlikten sonra veya müdür, kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı yapmış olanlardan MEB tarafından yapılan genel sınavdan 100 puan üzerinden 70 ve üzeri puan alanlar görevlendirilecektir. Müdürlükte ve müdür başyardımcılığında/yardımcılığında dört yıllık süre dolunca yine yukarıdaki gibi görevlendirme yapılacaktır. Aynı eğitim kurumunda aynı unvanla en fazla sekiz sene görev yapılabilecektir. Fakat sınava dört yıllık ya da aynı eğitim kurumunda sekiz yıllık süresi dolan müdür başyardımcıları/yardımcıları başvurabilecektir. Yani süreleri dolmayanlar başvuramayacaklardır.
2.2. İlgili Araştırmalar
Cemaloğlu (2005), “Türkiye’de Okul Yöneticisi Yetiştirme ve İstihdamı: Varolan Durum, Gelecekteki Olası Gelişmeler ve Sorunlar” isimli çalışmasında okul yöneticisi yetiştirme ve atama ile ilgili olarak kayda değer bir uygulama bulunmadığı, okul yöneticilerinin, öğretmenler arasından seçilmesi ve atanması uygulamasının biçim değiştirerek devam ettiği, bunun sebebin de “Meslekte aslolan öğretmenliktir.” ibaresi olduğu ve bunun kaliteli okul yöneticisi yetiştirmenin önünde engel olmadığı, engel olarak görülmesi gerekenin bu maddeyi referans gösterip değişimin öncülüğünün yapılmaması, radikal kararların alınmaması olduğu, yöneticilerin öğretmenlerden seçiliyor olmasının tartışma konusu olduğunu fakat yöneticilerin kurum dışından seçilerek atandığında olası olumsuz gelişmelerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini ve ayrıca böyle bir uygulamanın öğretmenlerin meslekte ilerleme ve yükselme imkânları kısıtlanmış olacağından öğretmenleri güdüleyici olmaktan uzak olacağı sonuçlarına varmıştır. Öneri olarak da çok değişkenli, birbiriyle ilişkili parçaların göz önüne alınması gereken, üç aşamalı “Okul Yöneticisi Seçme, Yetiştirme ve Atama Modeli” önerisi sunmuştur. Bu modelin ilk aşaması okul yönetici adayını seçmedir. Okul yöneticiliğine seçme sürecinde öğretmenler ve kamu yönetimi eğitimi almış yöneticiler olmak üzere iki ayrı havuzdan yararlanılmalıdır. Eğitim yönetimi alanında uzmanlık ve doktora derecesi alanlar doğrudan atanmalıdır. Okul yöneticiliğine seçme için diğer ölçütlerin yanında Lisansüstü Eğitim Sınavı, Kamu Personeli Dil Sınavı ve Kamu Personeli Seçme Sınavı türü sınavlar ölçüt olarak alınmalı, bunlar da kullanılmalıdır. Öğretmenler arasında her yıl yapılacak ve beş yıl süre ile geçerli olacak “Öğretmenler İçin Mecburî Yeterlilik ve Yarışma Sınavı” yapılmalı, sınav puanının % 50’si kullanılmalı, çoklu değişkenlere göre performans değerlendirme ölçütleri kullanılarak elde edilen puanlar diğer % 50’lik dilimde, okul yöneticiliğine seçmede ölçüt olmalıdır. Okul yöneticiliğine seçme sınavında, Türkçe, matematik, felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık, yönetim bilimi ve yönetim hukuku gibi alanlardaki yeterlikleri ölçülmelidir. Modelin ikinci aşaması okul yönetici adayını yetiştirmedir. Okul yöneticileri yüksek lisans yaptıktan sonra, bir yıl teorik, bir yıl da üniversitenin bulunduğu ilde, bir okul yöneticisinin yanında çalışmalıdır. Seçilen adaylar derslerin devam ettiği yıl içinde ücretli izinli olmalıdır. Modelin üçüncü aşaması okul yöneticisi adaylarının atanmasıdır. Atama sürecinde kullanılacak ölçütler, seçme sınavında alınan puan, “LES” puanı, 360 derece performans değerlendirme puanı, bilimsel eser, ödül puanlarının ortalamasının alınması şeklindedir. Ayrıca beş yılda bir yapılacak “Yönetici Mecburi Yeterlik ve Yarışma Sınavı” puanı diğer ölçütlerle (360 derece performans değerlendirme) birlikte
değerlendirilerek yöneticiliğe devam etme, ya da başka bir göreve atanma şeklinde uygulanmalıdır.
Yeloğlu (2008) “Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Atamaya İlişkin Okul Yöneticilerinin Görüşlerinin Değerlendirilmesi” isimli, İstanbul ilinin Üsküdar ilçesinde resmi 69 adet ilköğretim okulu ve 26 adet ortaöğretim okullarında bulunan toplam 236 yöneticiyle, tarama modellerinden tekil tarama modeli kullanarak bir araştırma yapmıştır. Yeloğlu araştırmasında, 24 Nisan 2008 tarihli yönetmeliğin atamaya esas olarak kullanılan ekindeki ölçütler üzerinde durmuş ve ekteki ölçütlerin tamamının formda kalması fakat bazı ölçütlere verilen puan değerlerinin değiştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Eğitim kurumlarına atanacak yöneticilerin aynı kurumda çalışma süreleri sınırlandırılması, yöneticilerin aynı kurumda en az 5, en fazla 8 yıl çalışması, eğitim kurumlarına atanan müdürlerin yüksek düzeyde başarı göstermeleri durumunda öncelikle bir üst tip okul/kurum müdürlüğüne atanmaları, 10 yıl sonra da İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerindeki yönetici görevlerine, 15 yıl sonra da İl Milli Eğitim Müdürlüklerindeki yönetici görevlerine atanmaları, Değerlendirme Formu’nda (24 Nisan 2008 tarihli yönetmelik) bulunan 25 ölçütün tamamının formda kalması ancak bazı ölçütlerin puan değerlerinin değişmesi, hem müdürlük, hem de müdür yardımcılığı için sınav uygulanması, yapılacak olan bu seçme sınavının ÖSYM tarafından hazırlanması ve uygulanması, mülakat sınavının objektifliği tartışıldığı için yapılmaması gerektiği, yapılacaksa da Bakanlık ve üniversitelerce oluşturulacak ortak komisyonca mülakat sınavı yapılması, eğitim kurumlarına atanacak yöneticilerin yayınladıkları kitaplar ve bilimsel araştırmaların da dikkate alınması, eğitim yöneticiliklerine atanmak için seçilenlere göreve başlamadan önce Milli Eğitim Bakanlığınca uzun süreli bir eğitim yönetimi programı verilmesi önerilerinde bulunmuştur.
Aytekin (2009), “Okul Yöneticilerinin Yetiştirilmesi ve Atanması Konusunda Öğretmenlerin Görüşleri” isimli, Ankara ilinde, dört ilköğretim okulunda, toplam 164 öğretmen ile yapmış olduğu betimsel çalışmasında eğitim yöneticiliğine atanacakların eğitim yönetimi ile ilgili eğitim almaları ve sınavla seçilmelerini daha uygun bulmuştur. Yapılacak olan bu sınavın MEB- Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi işbirliği ile yapılmasını daha uygun bir tercih olarak görmektedir. Okul müdür yardımcılığına atanacak kişilerin öğretmenlik deneyiminin olması, okul müdürlüğü için de hem öğretmenlik hem de müdür yardımcılığı deneyimlerinin olması gerektiği sonucuna varmıştır. Eğitim kurumlarına atanacak yöneticilerin atanmadan önce mutlaka eğitim yönetimiyle ilgili bir eğitimden geçirilmesi, eğitimin ardından bir sınav yapılması ve bu sınavın sonuçları ile atamaların yapılması önerisinde bulunmuştur.
Yirci (2009) tarafından “Mentorluğun Eğitimde Kullanılması ve Okul Yöneticisi Yetiştirmede Yeni Bir Model Önerisi” isimli, literatür tarama modeliyle yapılan yüksek lisans tezi çalışmasında ülkemizde okul müdürlerinin yetiştirilmesinde hizmet içi eğitimden faydalanıldığını, hizmet içi eğitimin çok teorik olduğu, uygulamanın olmadığını söylemiştir. Adayların çatışma çözümü ve iletişim becerileri noktasında yeterli donanıma sahip olmadan göreve başladığını, buna bağlı olarak da müdürlerin okullarda çeşitli sorunlarla karşılaştığını belirtmiştir. Yirci, yöneticilerinin yetiştirilmesinde gelişmiş ülkelerde uygulanan mentorluk sisteminin uygulanması önerisinde bulunmuştur.
Karasoy (2010), “Okul Müdür Yardımcılığından Müdürlüğe Geçiş ve Bu Süreçte Karşılaşılan Sorunlar” isimli İstanbul ili Fatih ilçesinde ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan yedi müdür yardımcısı ile nitel araştırtma yöntemi kullanarak, müdür yardımcılarının kendi rollerini algılama düzeylerini, müdür olma istekliliklerini ve bu yolda karşılaştıkları engellerin neler olduğunun belirlenmesi amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmasında okullarda memurların yapması gereken bazı işleri çoğu okulda memur olmadığı için müdür yardımcılarının yaptığı ve dolayısıyla müdür yardımcılarının iş yükünün arttığı, yönetici atama yönetmeliklerinin sık sık değişmemesi gerektiği, yönetici seçmede en önemli kriterin sınav olması, “Stajyer Müdür Yardımcılığı” kavramının getirilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşmıştır. Müdür yardımcıları üzerine yapılacak bilimsel araştırma sayılarının artırılması, kadın yöneticilerin müdür olmak istememelerine sebep olabilecek durumların ortadan kaldırılması ve kadın yöneticilerin sürece dâhil edilmesi, stajyer müdür yardımcılığı uygulamasına geçilmesi, yönetici seçme ve atama konusunda, sınav uygulamasından vazgeçilmemesi ve müdür yardımcılığının statüsünün geliştirilmesi önerilerinde bulunmuştur.
Özmen ve Kömürlü (2010), “Eğitim Örgütlerine Yönetici Seçme ve Atamada Yaşanan Sorunlar ve Yönetici Görüşleri Temelinde Çözüm Önerileri” isimli, Elazığ il merkezindeki beş eğitim bölgesinin her birinden tesadüfi olarak seçilen iki ilköğretim ve iki ortaöğretim okulu yöneticilerinin oluşturduğu 20 okul yöneticisi ile görüşme tekniği ile yapmış oldukları nitel çalışmalarında yönetici atama politikalarının yetersiz ve sürekli olmadığı, sınav uygulamasının devam etmesi gerektiği, Yönetici Değerlendirme Formu’nun ödüller kısmındaki değerlendirmelerin objektiflikten uzak ve taraflı olduğu için etkisinin azaltılması gerektiği, müdür seçiminde yöneticiliğin her kademesinde görev alıp başarı sağlayanlardan müdür adaylarının seçilmesinin gerektiği, eğitim kurumlarına müdür yetiştirme sürecinde eğitim yönetimi alanında en az yüksek lisans yaptırılması veya en az iki yıl eğitim verilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşmışlardır. Yönetici atama politikalarının
süreklilik arz etmesi, yönetici atama sürecinin dış baskılardan uzak olması, yönetici atamada bilimsel ilkelerden faydalanılması gerektiği, seçme sınavının yapılmaya devam edilmesi, okul müdürlüğüne atanmada en az üç yıllık yöneticilik tecrübesinin aranması, okul yöneticilerinin öğretmenlik geçmişinin olması gerektiği, yüksek lisansın zorunlu hale getirilmesi, okul yöneticiliği yapan bir uzman eğitim yöneticisinin yanında stajyerlik uygulamasının yapılması, okul yöneticilerine görev süresi boyunca sık sık hizmet içi eğitim verilmesi, Millî Eğitim Akademisi’nin aktif hale getirilmesi, okul yöneticisi olacakların sicil notunun yüksek olması ve bilişim teknolojisi alanında eğitim almış olmasının tercih edilen unsurlar olması gerektiği önerilerinde bulunmuşlardır.
Balyer ve Gündüz (2011), "Değişik Ülkelerde Okul Müdürlerinin Yetiştirilmesi: Türk Eğitim Sistemi için Bir Model Önerisi" isimli, literatür taraması yöntemi ile yaptıkları araştırmalarında ülkemizde meslekte esas olan öğretmenliktir anlayışı hâkim olduğundan, müdürlük işinin profesyonel bir meslek olarak kabul edilmediği ve dolayısıyla da yönetici yetiştirme üzerinde önemle durulmadığı sonucuna varmışlardır. Öneri olarak müdür adaylarının öğretmenlik eğitimi almış olan adaylar arasından seçilmesi; seçimin yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre olması; yazılı ve sözlü sınavların bağımsız ve tarafsız bir kurul tarafından düzenlenip yürütülmesi; müdür adaylarının Üniversite- Bakanlık işbirliği ile teorik ve uygulamalı yetiştirme programına alınması; çağdaş anlamda bir müdür yetiştirebilmek için hizmet öncesinde s a ğl ı kl ı bir program, değişen ve gelişen çağı yakalayabilmek için de hizmet içi eğitim programlarının uygulanması önerilerinde bulunmuşlardır.
Okçu’nun (2011) “Türkiye’de Okul Yöneticilerinin Yetiştirilmesi ve Atanmasına İlişkin Mevcut Durum, Beklentiler ve Öneriler” isimli, okul yöneticilerinin ulusal standartlar belirlenerek gerçek bir lider olarak yetişmelerinin sağlanması ve objektif ölçütlere dayalı olarak okullara atanmaları için görüş ve önerilerde bulunmak suretiyle bu alanda hazırlanacak eğitim politikalarına katkı sağlamak amacıyla; okul yöneticilerinin sahip olması gereken nitelikler üzerine, dünyada ve ülkemizde okul yöneticisi yetiştirme ve atama uygulamalarına ilişkin literatür taraması yöntemi ile yaptığı çalışmasında, ülkemizde ve mevcut hiyerarşik yapı içerisinde eğitim sisteminde yönetici yetiştirme felsefe ve yapısının tam oturmamış olduğu sonucuna varmıştır. Yüksek Öğretim Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde “Yönetici Yetiştirme Akademisinin” kurulması, yöneticiliğin bir meslek olarak kabul edilmesi ve müdür yardımcılığı için yönetici seçme sınavının yapılması önerilerinde bulunmuştur.
Süngü (2011), "Türkiye, Almanya, Fransa ve İngiltere’de Okul Müdürlerinin Atanması ve Yetiştirilmesi" isimli, literatür taraması yoluyla gerçekleştirdiği çalışmasında okul yöneticilerinin göreve başlamadan önce yetiştirilmediği sonucuna varmıştır. Süngü, okul yöneticilerinin bir öğretmenin sahip olması gereken niteliklerin yanında daha farklı nitelikleri de kazanmış olması gerektiğini belirtmiştir. Okul yöneticilerinin okul yönetimi, denetim, değerlendirme, yönetim hukuku, liderlik, yönetimde insan ilişkileri, etkili iletişim, insan kaynakları yönetimi, bütçe yönetimi gibi çeşitli konularla birlikte ilgili mevzuata da hâkim olmaları, bu özelliklerin yalnızca zaman içerisinde kazanacakları tecrübe ile değil bunun yerine göreve başlamadan önce müdür adaylarının kendilerine rehberlik edebilecek deneyimli ve başarılı okul müdürleri, eğitim uzmanları ve eğitim denetmenleri eşliğinde bir yetiştirmeye tabi tutulması, hem onların gerekli nitelikleri kazanmalarına yardımcı olacak hem de işbaşında tecrübe kazanmak için harcanacak zaman ve kaynağın önüne geçileceği sonucuna ulaşmıştır. Öneri olarak da; okul yöneticisi seçme ve atama ölçütleri konusunda çok sık değişiklik yapılmaması, seçim süreci kadar müdür yetiştirme sürecinin de önemli olduğu, okul müdürlerinin hizmet öncesinde görevlerinin gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmelerini sağlayacak yetiştirme programlarına katılmalarının sağlanması, yetiştirme sürecinde müdür adaylarına başarılı okul müdürleri, akademisyenler, denetmenler gibi alanda uzman kişilerin rehberlik etmesinin sağlanması ayrıca konuya ilişkin başarılı uygulamalar ve iyi örneklerin paylaşılması gerektiği, okul müdürlerinin yetiştirilmesinde üniversitelerle işbirliği yapılarak çağdaş dünyada ihtiyaç duyulan becerilere sahip, nitelikli müdürlerin göreve gelmesi önerilerinde bulunmuştur.
Bu konuda Ağaoğlu ve diğerleri (2012), “Okul Yöneticilerinin Yeterliklerine İlişkin Okul Yöneticilerinin ve Öğretmenlerin Görüşleri” isimli okul yöneticilerinin yeterlikleri hakkında okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin görüşlerini belirlemek amacıyla, tarama modeliyle Kütahya il merkezinde görev yapan 108 okul yöneticisi ve 290 öğretmenin katılımıyla bir araştırma yapmışlarıdır. Araştırmalarında okul yöneticileri kendilerini tüm boyutlarda öğretmenlerin algıladığından daha yeterli görmektedirler. Ayrıca ilginç olarak okul yöneticilerinin kendi yeterlikleri ile ilgili görüşleri okul türüne, eğitim yöneticiliği ile ilgili herhangi bir hizmet içi eğitim ve okul yöneticiliği eğitimi alma durumlarına göre farklılaşmamaktadır. Araştırmada öğretmenlerin okul yöneticilerinin yeterlilikleri hakkındaki görüşleri yöneticilerin kıdemine, deneyimine, görev yaptıkları okula göre değişmektedir. Bu sonuçları elde eden Ağaoğlu ve diğerleri her meslekte olduğu gibi okul yöneticilerinin de yeterliklerinin belirlenmesi, her kesimden kurum ve kuruluşlar tarafından