• Sonuç bulunamadı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş."

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ

İstanbul, 01 Temmuz 2008 SİRKÜLER NO : 2008/58

KONU : 6183 sayılı AATUHK Uyarınca Tecil Uygulaması hk.

5766 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunun 48’nci maddesinde düzenlenen tecil müessesesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Konuyla ilgili olarak 29.06.2008 gün ve 26921 sayılı Resmi Gazete’te yayınlanan Seri:A 2 Sıra Nolu Tahsilat Genel Tebliği ile açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu yasal değişiklikler çerçevesinde, tecil müessesinin son halini açıklamak amacıyla bu sirküler hazırlanmıştır. (5766 sayılı Kanunla 6183 sayılı A.A.T.U.H.K.’nda yapılan değişiklik ve düzenlemeler 2008/55 sayılı sirkülerimizde açıklanmıştır.)

1. YASAL DÜZENLEME

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (AATUHK) 48’nci maddesinde “Amme alacaklarının tecili konusu” düzenlenmiştir. 5766 sayılı Kanunda yer alan değişiklikleri de içeren AATUHK’nun 48’nci maddesi hükmü aşağıdaki gibidir.

Tecil

Madde 48- Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir.

Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.

Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

Tecil selahiyetini kullanacak ve bu selahiyeti devredecek olanlar Devlete ait amme alacaklarında ilgili vekiller, vilayet hususi idarelerine ait amme alacaklarında valiler, belediyelere ait amme alacaklarında belediye reisleridir.

Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak

(2)

edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye yetkilidir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur.

Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

2. 5766 SAYILI KANUN İLE TECİL KONUSUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER AATUHK’nun “tecil” konusunu düzenleyen 48’nci maddesinde 01.07.2008 tarihinden geçerli olmak üzere, 5766 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ile önemli değişiklikler yapılmıştır.

Söz konusu yeni düzenlemeye göre, tecil süresi bütün kamu alacakları için en fazla 36 ay olarak yeniden belirlenmiştir. Değişiklik öncesinde, vergi, resim, vergi cezası gibi bir çok kamu alacağında 24 ay, diğer bazı kamu alacaklarında ise 5 yıl olarak belirlenmişti.

Diğer taraftan, tecil için gerekli ön koşul olan teminat konusu da maddede yeniden düzenlenmiştir. Değişiklik öncesinde, tecil için gerekli ön koşul kamu alacağının tamamı kadar teminat gösterilmesiydi. Oysa, maddenin yeni halinde 50.000,- YTL altındaki alacaklar için teminat aranmamakta, 50.000,- YTL tutarını aşan alacakların, 50.000,- YTL’nı aşan kısmının %50’si oranında teminat aranmaktadır. Öte yandan Bakanlar Kurulu, teminat istenmeyen tutarı 10 katında kadar artırma, yarısına kadar indirme ve alacaklı amme idareleri itibariyle farklı tutarlar belirleme konusunda yetkilidir.

Maddenin mevcut dört ve beşinci fıkraları da değiştirilmiştir. Dördüncü fıkrada yapılan değişiklik ile, haciz yapılmışsa mahcuz malın, değeri tutarınca teminat yerine geçeceği kuralı korunmakta, ancak bu durumda hacizlerin hangi hallerde kaldırılacağı ve istenilmesi gereken teminat tutarına açıklık getirilmektedir. Yapılan düzenlemenin Kanunun teminata ilişkin hükümleri çerçevesinde teminat değişikliğine engel teşkil etmediği tabiidir.

Beşinci fıkrada yapılan değişiklikle ise, tecil yetkisini kullanacak ve bu yetkiyi devredecek olan makamların; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye yetkili oldukları hususlarına yönelik açıklayıcı hükümler öngörülmektedir.

Öte yandan tecil süresinin yeniden belirlenmesi dolayısıyla, AATUHK’nun 49’ncu

(3)

3. TECİL KAVRAMI VE TECİLİN UNSURLARI

Tecil, iyi niyetli fakat zor durumda olan mükelleflerin vadesi geçmiş borçlarını bir faiz karşılığında ve prensip olarak teminat alınmak suretiyle ertelenmesini sağlayan bir müessesedir. Tecil faizinin oranı halen aylık %2 (yıllık %24) olup bu oran %2,5 oranındaki gecikme zammından daha düşüktür. Tecil talebinin kabul edilip edilmemesi idarenin takdir yetkisine bağlıdır. Yasal düzenleme ışığında tecilin şartları aşağıdaki gibidir.

- Borçlu tarafından yazılı bir dilekçe ile tecil talep edilmelidir.

- Borcun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki borçluyu “çok zor” duruma düşürmelidir.

- Alacaklı amme idaresi tecil talebini uygun bulmalıdır.

- Borçlu borç ödemede iyi niyet sahibi olmalıdır.

- Toplam tutarı 50.000,- YTL üzerindeki borçlarda teminat gösterilmelidir.

- Tecil talep edilen kamu borcu “tecil edilebilir” borç türlerinden olmalıdır.

- Tecil faizi ödenmelidir.

3.1. Tecil talebi ile ilgili dilekçe istenmelidir.

Tecil talebinin geçerli olması için mutlak surette yazılı olarak talep edilmesi gerekmektedir. Vergi tecillerinde tecil dilekçesi vergi dairesine verilir. Tecil dilekçesinin ekinde Sirkülerimiz ekinde de yer alan “Erteleme ve Taksitlendirme Talep ve Değerlendirme Formu” yer alır. Borçlu bu müracaatı bizzat yapabileceği gibi kanuni temsilcileri veya bu konuda özel olarak vekalet verilen kişiler marifetiyle de yapabilecektir. Öte yandan tecil için başvuruda borç tutarı ve tecil süresi itibariyle vergi dairesinin yetkisini aşan istemler defterdarlık veya bakanlıkça sonuçlandırılır.

3.2. Çok zor durum kavramı

“Çok zor durum” kavramı 6183 sayılı Kanunda tanımlanmamıştır. Çok zor durum kavramı 249 nolu Tahsilat Genel Tebliği’nde borçlunun vergiyi doğuran ticari, sınai veya zirai faaliyetinin devamına imkân kalmaması veya bu faaliyetlerin ağır şekilde sekteye uğraması olarak tanımlanmıştır. Öte yandan aynı husus Seri A, 1 sıra nolu Tahsilat Genel Tebliği’inde de belirtilmiştir. Buna göre, “çok zor durum” icra takibine başlanılması ya da takibin devamı halinde borçlunun gelir kaynaklarının ortadan kalkması ya da borçlunun gelir getirici faaliyetlerinin devamının engellenmesine sebebiyet verilmesi olarak tanımlanabilir.

Ancak bu hususlar net bir tanımlamadan ziyade, çok zor durumunun tespitine dönük bir ölçüdür.

Çok zor durumun tespiti için (sirkülerimizin ekinde yer alan) matbu başvuru formunda yer alan verilere göre, bilanço ve gelir tablosundaki kalemler, rasyolar yardımı ile mali tahlile tabi tutulur ve bir değerlendirme yapılır. Sonuçta, ödenecek borç tutarı, mükellefin ödeme gücü ve borç ödemedeki iyi niyeti dikkate alınmak suretiyle talep kabul veya reddolunur.

(4)

3.3. İdarenin tecil talebini uygun bulma yetkisi

Tecil, talep edilmesi halinde alacaklı amme idareleri veya tahsil daireleri tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken bir işlem değildir.1 İdarenin borçlunun iyi niyetli olduğunu görme, tecil dolayısıyla kamu alacağının tahsilinin tehlikeye girmemesini sağlama, çok zor durumunu takdir etme gibi yetki ve sorumlulukları mevcuttur. Bu çerçevede alacaklı amme idaresinin ve tahsil dairesinin geniş bir takdir yetkisi mevcuttur. Ancak idare bu yetkisini keyfi olarak kullanamaz, yetki kullanımı yargısal denetime tabiidir.

3.4. Borçlu borç ödemede iyi niyet sahibi olmalıdır.

Tecil işlemlerinde idare hüsnüniyet şartı aramaktadır. Buna göre, tecil talebinde bulunan borçlunun önceden bu yana borçlarını öderkenki sadakati dikkate alınmaktadır.

Ayrıca tecil talibinde bulunduğu tarihten başlayarak borçlarını kendisinin belirttiği taksit sürelerinde ödemesi ve bunu tecilin kabul edilmesi tarihine kadar yapması, bu ilke için idare tarafından belirlenmiş bir delil niteliği taşımaktadır.

3.5. Toplam tutarı 50.000,- YTL üzerindeki borçlarda teminat gösterilmesi

Borçludan teminat alınması Kanunda sayılan tecil şartları arasındadır. Teminatın alınmasında öncelikle 6183 sayılı Kanunun 102 uncu maddesindeki maddi teminatın aranması, borçlu maddi teminat gösteremediği takdirde 11 inci maddeye göre şahsi kefaletin, tahsil dairesince uygun görülmesi şartıyla, teminat olarak kabulü mümkündür.

5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce geçerli kural, tecili istenen amme alacağına eşit tutarda (%100 oranında) teminat gösterilmesidir. Ancak 5766 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeden sonra, tecil için gerekli teminat miktarı, tecili istenen borcun 50.000,- YTL’nı aşan kısmının %50’sidir. Buna göre; amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilecek borçlarının toplamının 50.000,- lirayı (bu tutar dahil) aşmaması şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat aranılmayacaktır. Teminat aranılmaksızın yapılacak

1 Seri A Sıra 1 Tahsilat Genel Tebliği, Dördüncü Bölüm I-1.2.

2 AATUHK’nun 10’ncu maddesi aşağıdaki gibidir.

Teminat ve Değerlenmesi Madde 10-

Teminat olarak şunlar kabul edilir:

1. Para,

2. Bankalar ve özel finans kurumlar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,

3. Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (Nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.),

4. Hükümetçe belli edilecek Milli esham ve tahvilat "Bu esham ve tahvilat, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanıyla değerlendirilir."

(5)

tecil ve taksitlendirmelerde, 50.000,- liralık sınır alacaklı amme idarelerinin her bir tahsil dairesine olan tecile konu borç toplamları dikkate alınarak belirlenecektir.

Tecil ve taksitlendirilecek amme alacaklarının toplam tutarının 50.000,- lirayı aşması durumunda, gösterilmesi zorunlu olan teminat tutarı 50.000,- lirayı aşan kısmın yarısı olacaktır. Örneğin 150.000,- YTL borcu bulunan bir mükellefin tecil talep etmesi halinde göstereceği teminat tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

İlk 50.000 YTL borç için gösterilecek teminat tutarı 0 YTL 50.000 YTL’nı aşan borç için teminat

(150.000 – 50.000 =) 100.000 x %50=

50.000 YTL

TOPLAM TEMİNAT TUTARI 50.000 YTL

Teminat tutarının hesaplanmasında tecil faizleri dikkate alınmamaktadır. Tecile konu borçların toplam tutarları, alacaklı tahsil daireleri itibariyle ayrı ayrı dikkate alınmaktadır.

Öte yandan borçlu nezdinde haciz yapılmışsa mahcuz (hacizli) mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer.

3.5.1. Teminatların iadesi ve hacizlerin kaldırılması

Haklarında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takip muamelesi sonucunda malları haczedilmiş amme borçlularından aranılan amme alacaklarının tecil edilmesi durumunda tecilden önce tatbik edilen ve alacağın tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak ve buna isabet eden teminatlar bölünebilir nitelikte ise iade edilecektir. Dolayısıyla bu durumdaki amme alacaklarının tecilinde, teminatsız tecil veya zorunlu teminat tutarı esas alınarak teminat istenmesi uygulaması söz konusu olmayacaktır.

Borcun tecilinden önce haczedilmiş malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla ise tatbik edilmiş olan hacizler, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksitler sonucunda kalan borç tutarı, hacizli mal değerinin altına inmediği sürece kaldırılmayacak, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı hacizli malın değerinin altına indikten sonra, yapılan ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla kaldırılacaktır.

Amme borçlusunun tecil ve taksitlendirilen borç tutarı teminat aranılmayacak 50.000,- liralık sınırın altında olsa dahi tecilden önce haciz tatbik edilen hallerde yukarıda açıklandığı şekilde tatbik edilmiş hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

Borcun tecilinden önce haczedilmiş malların değeri, tecil edilen borç tutarından ve madde hükmüne göre istenilmesi gereken zorunlu teminat tutarından az ise haczedilen malların değeri ile gösterilmesi gereken zorunlu teminat tutarı arasındaki fark kadar teminat gösterilmesi istenilecektir. Bu durumda yapılan tecillerde istenilecek zorunlu teminat tutarı belirlenirken 50.000,- liralık sınırın dikkate alınacağı tabiidir.

6183 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir haciz uygulaması olmadan tecil edilen borçlar için alınan teminatlar; tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda kalan tecilli borç tutarının, zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda yapılan ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla iade edilecektir.

(6)

Bu hüküm, amme borçlusunun tecilli borçlarına karşılık gösterdiği teminatların her bir tecil için ayrı ayrı değerlendirilmesini ve tecil şartlarına uygun yapılan ödemeler nispetinde teminatların iadesini gerektirmektedir.

Teminatların iade edilmesi sırasında borçludan tahsili gereken amme alacaklarının tahsil güvenliğini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınacağı tabiidir.

Diğer taraftan, haciz tatbik edilmemiş amme alacaklarının tecili sırasında istenecek zorunlu teminat tutarının belirlenmesinde hesaplanacak tecil faizleri dikkate alınmamakla birlikte, teminatların iadesinde ödenmesi gereken tecil faizlerinin de dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan teminatların iadesi ve hacizlerin kaldırılması konularında detaylı açıklamalar ve örnekler Seri:A 2 sıra numaralı Tahsilat Genel Tebliği’nde yer almaktadır.

3.6. Tecile Konu Edilebilecek Kamu Alacakları

AATUHK’nun tecile konu amme alacaklarını belirleme konusunda yetki devrine imkân veren 48’nci maddesinin 6’ncı fıkrası hükmü aşağıdaki gibidir.

“Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye yetkilidir.”

Yukarıda yer alan hükümden de görüldüğü üzere, hangi amme alacaklarının tecil kapsamına girdiğini belirleme konusunda tecil yetkisini kullanacak makamlar yetkilidir.

Maliye Bakanlığı, çıkarmış olduğu Genelge ve İç Genelgeler doğrultusunda, gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir stopaj vergisi, kurum stopaj vergisi, damga vergisi, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları, gibi amme alacaklarını tecil kapsamına almıştır. Diğer taraftan geçmiş uygulamalarda bütün fonlar, harç, taşıt alım, motorlu taşıtlar vergisi, katma değer vergisi, geçici vergi, zirai stopaj, banka ve sigorta muameleleri vergisi, pişmanlık zammı, ecrimisil, eğitime katkı payı ve buna isabet eden gecikme zammı ve emekli keseneğinden oluşan kamu alacakları tecil kapsamına alınmamıştır. Bununla birlikte, Maliye Bakanlığı 12.06.2008 tarih ve 2008/7 sayılı Tahsilat İç Genelgesi ile önceden tecil kapsamında bulunmayan Motorlu Taşıtlar Vergisi, Trafik Para Cezaları, Karayolu Taşıma Kanununa Göre Verilen İdari Para Cezaları, Geçiş Ücreti ile bunların feri borçlarını da tecil kapsamına almıştır. Öte yandan tecil kapsamında kabul edilmeyen Katma Değer Vergisi, Geçici Vergi, vb. vergilere ilişkin gecikme zamları tecil ve taksitlendirme kapsamına girmektedirler.

3.7. Tecil faizi ödenmelidir.

Tecil faizi oranı en son Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 438 numaralı Tahsilat Genel Tebliği ile 28.04.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık %24 oranında belirlenmiştir. AATUHK hükmü uyarınca ödenen tecil faizleri Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uygulamalarında kanunen kabul edilmeyen gider mahiyetindedir. (GVK md.90/1, KVK md.11/1-d)

(7)

4. TECİLİN SONUÇLARI

Kamu borçlusunun yapmış olduğu tecil talebi, vergi idaresi tarafından bir değerlendirmeye tabi tutularak kabul veya red olunur.

Borcunun tecilini talep eden ancak talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular, söz konusu borçlarını reddin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün kadar verilecek bir ödeme süresi içinde ödedikleri taktirde bu kamu alacağı bu tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunmuş sayılır. Yasa koyucu bu hükmü ile borçluyu zor durumda bırakmamış ve ona yinede bir kolaylık sağlamıştır.

Tecil talebinin idare tarafından kabul edilmesi halinde bu durumun kamu borçlusu açısından sonuçları aşağıdaki gibidir.

 Vadesi gelmiş muaccel halde bulunan borçlar, “müeccel” (vadeye bağlanmış hale gelmektedirler.

 Borçlular, vadesi geçmiş borçlarını 36 aya kadar ulaşabilen yeni vadeye bağlamış olmaktadırlar. Bunun sonucunda borçların yeni vadelerde ödenme imkânı bulunmaktadır. Borçlular icra takibinden de kurtulmaktadırlar.

 Tecil edilen kamu borçlarıyla ilgili olarak gecikme zammı yerine daha düşük faizli tecil faizi ödenir.

 Tecilin yapılmasının bir sonucu da borçlu hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulanmamasıdır.

Diğer taraftan, tecil taksitlerinin zamanında ödenmemesi tecil koşullarının ihlali anlamına gelmektedir. Tecil koşullarına uyulmaması durumunda tecil uygulaması geçerliliğini kaybeder ve kamu alacağının tamamı muaccel hale gelir. Alacak için normal vade tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanır. Varsa tahsil edilmiş olan tecil faizleri bu gecikme zammından mahsup edilir.

Ancak, tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez. Tecil edilen amme alacağının bir kısmının gecikme zammı uygulanabilecek, bir kısmının da gecikme zammı uygulanamayacak alacaklardan oluşması ve bu tür tecillerin ihlal edilmiş olması halinde, ödenen tecil faizlerinden, gecikme zammı uygulanabilecek alacağa isabet eden kısmı ödenmesi gereken gecikme zammından mahsup edilir.

Saygılarımızla

(8)

EK : ERTELEME VE TAKSİTLENDİRME TALEP VE DEĞERLENDİRME FORMU

(9)

EK : ERTELEME VE TAKSİTLENDİRME TALEP VE DEĞERLENDİRME FORMU

ERTELEME VE TAKSİTLENDİRME TALEP VE DEĞERLENDİRME FORMU (Ön yüz) ... Vergi Dairesine aşağıda türü, vadesi ve miktarı belirtilmiş olan toplam ... lira borcumuz bulunmaktadır.

Aşağıda gerçeğe uygun olarak verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere bu borcumuzu ödemede çok zor duruma düşmüş bulunmaktayız. Bu borcumuzun gösterilen ödeme planına göre ... ay süre ile 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesi gereğince taksitlendirilmesini talep ederiz.

Adı veya İşletme Unvanı : Pul

V.D. Hesap No : Tarih ve Yetkili İmza

Adres :

I- Erteleme ve taksitlendirme talebinde bulunulan borcun;

Türü Vadesi Miktarı (TL olarak)

Toplam borç miktarı

II- Erteleme ve taksitlendirme talebinde bulunulan tarih itibariyle; kasa ve bankada olan mevcut para miktarı ile kısa ve uzun vadeli alacak ve borçların dökümü; (Vadeleri 6 aydan az olan borç ve alacaklar kısa vadeli borç ve alacak olarak gösterilecektir.)

Toplam Miktarı (TL olarak) Kasa

Banka Kısa vadeli alacaklar Uzun vadeli alacaklar Kısa vadeli borçlar Uzun vadeli borçlar

III- Erteleme ve taksitlendirme talep tarihinden itibaren gelecek bir yıl içerisinde;

1. Beklenen Hasılat Aylık Tutarı (TL olarak) Yıllık Tutarı (TL olarak) Emtia satışları

Diğer gelirler

2. Beklenen Sarfiyat Aylık Tutarı (TL olarak) Yıllık Tutarı (TL olarak) Emtia alışları

İmalat giderleri İşletme giderleri Genel giderler Personel giderleri

Diğer giderler

EK 1: ERTELEME VE TAKSİTLENDİRME TALEP VE DEĞERLENDİRME FORMU (Arka yüz)

IV- Alacaklar hakkında bilgi;

ALACAĞIN

Borçlunun Adı Türü Tutarı (TL olarak) Ödeme Vadesi

Toplam borç miktarı

V- Borçlar hakkında bilgi BORCUN

Alacaklının Adı Türü Tutarı (TL olarak) Ödeme Vadesi

(10)

Toplam borç miktarı

VI- Erteleme ve taksitlendirme talebinde bulunulan borcun ödeme planı;

VII- Çok zor durumla ilgili olarak belirtilmek istenen hususlar;

Not: Yukarıda belirtilen bilgilerin eksik veya gerçeğe uygun olmaması halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 361. maddesi gereğince işlem yapılır.

Referanslar

Benzer Belgeler

(5) Tecil ve taksitlendirilen borç toplamının 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirasından fazla olması ve tecil şartlarına uygun taksit ödemeleri devam ettiği sürece

ile bulunacaktır. Buna göre;.. 4 1) Likidite oranının 1'den büyük olması durumunda borç tecil edilmeyecektir. Borçlunun vergi dairesine olan borçları kısa vadeli

6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin son fıkrasında yer alan "Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde,

1) Tebliğin yayımı tarihinden önce borçları tecil ve taksitlendirilen, ancak tecil şartlarına uyulmaması nedeniyle ihlal edilmiş olan tecillerin geçerli

“Türkiye’de kurulu vadeli işlem ve opsiyon borsalarında 2006 yılında yapılan işlemlerden elde edilen kazançlar için (1) numaralı fıkrada belirtilen tevkifat

4962 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile Maliye Bakanlığına verilen yetki çerçevesinde, vakıflara vergi muafiyeti tanınmasının şartları, vergi muafiyeti

Taşıt Kimlik Birimi Sistemini Oluşturan Unsurların Teknik Özellikleri Taşıt kimlik birimi sistemi, akaryakıt alımı sırasında taşınabilir aktarım biriminin, taşıt kimlik

MADDE 1 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi gereken beyannamelere) ilişkin olup